Yapay zekanın üretimi ve kullanımının belirli bir grup ya da ülkenin elinde toplanması, dünyanın güç dengelerini değiştirebilecek bir potansiyel taşıyor. Özellikle büyük teknoloji şirketlerinin ellerinde bulundurduğu yapay zeka altyapıları, veri ve sermaye avantajıyla küçük ölçekli aktörleri geride bırakıyor. Uzmanlar, bu durumun daha adil bir dünya düzenine zarar verebileceği konusunda uyarıyor.
Yapay zeka, doğru yönetilmediği takdirde adalet, eşitlik ve mahremiyet gibi temel değerlere tehdit oluşturabilir diye belirten Uzmanlar "Özellikle etik kuralların belirlenmediği ve düzenlemelerin yetersiz kaldığı ortamlarda, büyük bir riskle karşı karşıya kalabiliriz." diye ifade ediyorlar.
Yapay zekanın kontrol altına alınması gerektiği görüşü, son yıllarda birçok uluslararası kuruluş ve hükümetin gündeminde. Avrupa Birliği, "Yapay Zeka Yasası" taslağı ile YZ uygulamalarını daha güvenli ve etik bir şekilde düzenlemeyi amaçlıyor. ABD ve Çin gibi büyük güçler ise kendi YZ stratejilerini belirleyerek bu alanda liderlik mücadelesi veriyor.
Teknoloji uzmanı ve etik danışmanları ise bu dönemi şu sözlerle değerlendiriyor:
"Yapay zeka, insanlığın yararına kullanılabilecek bir araç olduğu kadar, yanlış ellerde ciddi zararlara da yol açabilir. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve etik ilkelere bağlı kalmak, bu gücün doğru bir şekilde yönetilmesini sağlayacaktır."
Yapay zekanın kontrol edilmesi gerektiğine yönelik tartışmalar sürerken, bireylere de büyük sorumluluk düşüyor. Teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanmak, veri gizliliğine dikkat etmek ve etik kuralların önemini kavramak, herkesin katkıda bulunabileceği adımlar arasında olduğunu söyleyen Uzmanlar "yapay zeka sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda bir sorumluluk. Bu gücün etik ve adil bir şekilde yönetilmesi, hem bugünün hem de geleceğin dünyası için kritik bir önem taşıyor." diye vurguluyorlar.