Cezayir'de 7 Eylül'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Tebbun, yaptığı ilk yurt dışı ziyaretlerinde mevkidaşlarıyla Filistin meselesi başta olmak üzere bölgesel krizleri ele aldı.
Mısır'a önceki ziyaretini Ocak 2022'de yapan Tebbun, 2014'de göreve gelmesinin ardından Sisi'yi ziyaret eden ilk ülke temsilcisi olmuştu.
Tebbun, 2019'da cumhurbaşkanı seçildiğinde ilk ziyaret ettiği ülke Suudi Arabistan olmuştu.
Cezayirli siyasi uzman ve gazeteci Osman Lıyhani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tebbun'un Filistin, Libya ve Sudan'daki krizlerin ele alındığı Mısır ziyaretinin ana gündemini bölgesel konuların oluşturduğunu söyledi.
Tebbun'un Mısır ziyaretini değerlendiren Lıyhani, "Mısır ile iletişimde iki temel mesele var. Birincisi Gazze Şeridi'ndeki gelişmeler. Son yıllarda Cezayir, ülkede Hamas liderlerinin varlığına ek olarak Filistin meselesinde daha büyük bir rol oynamaya çalışıyor." ifadesini kullandı.
İkinci meselenin ise Libya olduğunu belirten Lıyhani, "(Libya) Cezayir için güvenlik ve siyasi düzeyde endişe yaratıyor ve her iki ülke de (Cezayir ve Mısır) bu konuda etkin role sahip. Dolayısıyla iki ülke arasında çözüme ilişkin uzlaşmanın sağlanması Libya'da krizden çıkış yolunu teşvik edebilir." ifadesini kullandı.
Tebbun'un Mısır ziyaretinde Sudan meselesinin de ele alındığını kaydeden Cezayirli siyasi uzman, "Mısır ve Cezayir, Sudan'da orduyu ve devleti destekleme konusunda mutabık kaldı." diye konuştu.
Lıyhani, Mısır ziyaretinin tercih edilmesi ve zamanlamasında iki ülkenin coğrafi konumu ve bölgesel komşuluğunun belirleyici olduğunu, bölgedeki meselelerin Cezayir ve Mısır'ı doğrudan ilgilendirdiğini belirtti.
Tebbun'un Umman ziyaretini değerlendiren Lıyhani, bu ziyaretin Cezayir'in bazı ülkelerle halihazırda durağan olan ilişkilerine ivme kazandırmak için Umman'ın arabuluculuk rolünden faydalanmayı amaçladığı yorumunu yaptı.
"Cezayir Umman'a Birleşik Arap Emirlikleri gibi durağan ilişkilere sahip olduğu Arap ülkeleri hakkında siyasi mesajlar iletmiş olabilir." diyen Lıyhani, Umman'ın doğrudan veya dolaylı arabuluculukta önemli rol oynadığına işaret etti.
Cezayirli uzman, "Cezayir, Moritanya, bazı Doğu Avrupa ülkeleri, Hindistan ve daha önce ihmal ettiği bazı ülkelerle ilişkilerini canlandırmaya yönelmiş görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
İkinci kez bir Cezayir Cumhurbaşkanı'nın Umman'ı ziyaret ettiğine işaret eden Lıyhani, Tebbun'un 3 gün süren ziyaretinde 8 mutabakat zaptı imzalandığını hatırlattı.
Cezayir'i 1979-1992 yıllarında yöneten eski Cumhurbaşkanı Şazeli bin Cedid, 1990 yılında Umman'ı ziyaret eden ilk Cezayir cumhurbaşkanı olmuştu.
TEBBUN İLK DÖNEMİNDEKİ DIŞ POLİTİKASINI İKİNCİ DÖNEMDE DE SÜRDÜREBİLİRCezayirli stratejik ilişkiler uzmanı Hassan Kasımi, Tebbun'un ilk döneminde izlediği dış politikayı cumhurbaşkanlığının ikinci döneminde de sürdüreceği tahmininde bulundu.
Tebbun'un Arap ve İslam dünyasına her zaman aidiyet ve ortak tarih perspektifinden baktığını ifade eden Kasımi, uluslararası forumlar düzeyinde mücadele açısından da bu vizyona sahip olduğunu söyledi.
Cezayirli uzman, "Terör örgütlerinin aktif olduğu yerlerde Cezayir, halihazırda bölgesel anlamda özellikle de Afrika kıyılarında bazı tehlikelerle çevrili durumda. Bu durum, Tebbun'un sert bir yaklaşım benimsemesini ve savunma anlayışını hızlı tepki verecek şekilde değiştirmesini gerektiriyor." dedi.
Kasımi, "Cezayir, komşu ülkelerle iyi komşuluk politikası benimsiyor ancak tehditler karşısında askeri caydırıcılık faktörünü de harekete geçirmek istiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cezayir ile Fransa arasındaki ilişkilerin iyi olmadığı görüşünü savunan Kasımi, "Fransa ile ilişkilerimiz iyi değil. Cezayir, ilişkilerin normalleşmesi için kendi şartlarını dayatabilir çünkü tarihteki suçlar (1830-1962 yıllarında Fransız sömürgeciliği döneminde), bu suçları inkar etme politikasını özenle benimseyen Paris yönetiminin peşini bırakmıyor." diye konuştu.
Kasımi, Tebbun'un bugüne kadar egemenlik konusundaki kararlılığıyla tanındığına dikkati çekerek, "Tebbun, ülkesini açık ve güvenilir bir devlet olarak tanıtıyor. Burası Rusya'nın, Çin'in ya da herhangi bir büyük ülkenin arka bahçesi değil ve bunu ABD de gayet iyi biliyor." dedi.
Cezayir Cumhurbaşkanı'nın Arap bölgesi ve "kardeş ülkeler dairesine" giren Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Kuveyt, Türkiye, Tunus ve Moritanya'yı ziyaret etmesi dikkati çekti.
Ülkesi ile Arap ve Afrika ülkeleri arasındaki ekonomik işbirliğine her zaman önem veren Tebbun, özellikle Cezayir ekonomisinin hidrokarbon sektörü dışında çeşitlendirilmesi ve güçlendirilmesi vizyonunu savunuyor.
Cezayir, yılbaşında Afrika Kıtası'nı temsilen iki yıl süreyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde geçici üye statüsüyle çalışmalara başlamadan önce, "Arap, İslam ve Afrika halklarının" seslerini duyurma sözü vermişti.
Tebbun'un dış politikasını belirleyen unsurların arasında son seçimlerden önce de birçok kez dile getirdiği ve önceliği olarak gördüğü Filistin davası yer alıyor.
Cezayir Cumhurbaşkanı, katıldığı seçim mitinglerinde, "Filistin halkından ve Gazze'den vazgeçmeyeceğiz, Filistin Birleşmiş Milletlere tam üye olana kadar da durmayacağız." demişti.