Güney Afrika, İsrail'e karşı soykırım davasını sürdürmekte kararlı

Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Dairesi Genel Müdürü Zane Dangor, "Siyasi baskı en başından beri İsraillilerden geliyordu. Ancak bu bizi caydırmayacak. Bu davayı tamamlayacağız, nihai sonuca ulaşana kadar devam edeceğiz." dedi.

Haber Giriş Tarihi: 17.10.2024 12:54
Haber Güncellenme Tarihi: 17.10.2024 12:54

Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Dairesi Genel Müdürü Zane Dangor, İsrail'e kaşı Uluslararası Adalet Divanında (UAD) açtıkları soykırım davasını geri çekmeleri için bazı Kuzey Yarımküre ülkelerinden baskı yapıldığını belirterek, "Bu davayı tamamlayacağız, nihai sonuca ulaşana kadar devam edeceğiz." dedi.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail aleyhine UAD'de açtığı soykırım davası sürecini yürüten Zane Dangor, İsrail'e karşı açtıkları soykırım davasından vazgeçmeleri için bazı ülkelerden baskı gördüklerini açıkladı.

Dangor, yaptığı açıklamada, "Bu davayı tamamlayacağız, nihai sonuca ulaşana kadar devam edeceğiz." vurgusunda bulundu.

Davanın ilerletilmesi için 28 Ekim'de UAD'ye sunacakları dilekçenin hazırlık aşamasını tamamladıklarını belirten Dangor, "Araştırmacılarla çok yetkin bir hukuk ekibi oluşturduk ve hem maddi gerçekler hem de soykırım niyetine ilişkin kanıtlar üzerinde çalıştık. İsrail ordusunun sahada soykırım niyetini nasıl gösterdiğini ortaya koyan hukuki argümanlar geliştirdik." dedi.

SOYKIRIM KASTININ İSPATI

Lahey merkezli Uluslararası Adalet Divanına 28 Ekim'de sunacakları metnin 20'den fazla bölümden oluştuğunu aktaran Dangor, bunlardan biri UAD'nin yargı yetkisine ilişkin iken diğer bölümlerde soykırım kastının ispatı başta olmak üzere birçok hukuki meseleye değindiklerini kaydetti.

Daha önceki soykırım davalarında UAD'nin soykırım kastının ispat eşiğini yüksek tuttuğunu belirten Dangor, "Mahkeme önünde yaptığımız açık duruşmalardaki beyanlarımızda söylediğimiz gibi, Gazze'deki durumda kastın kanıtlanmasının önceki birçok soykırım davasından daha kolay olabileceğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in, UAD'nin ihtiyati tedbir hükümlerini Gazze'de nasıl uyguladığına ilişkin sunduğu raporların zayıflığına işaret eden Dangor, "Elbette yargılamanın gizliliğine saygı duyduğumuz için bu konuya daha fazla giremeyeceğim ancak verdiğimiz yanıtlarda İsrail tarafından verilen yanıtlardan gerçekten memnun olmadığımızı belirttiğimizi düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE'NİN MÜDAHALESİNİN VE ATTIĞI ADIMLARIN BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ"

Türkiye dahil şu ana kadar 10 devletin davaya müdahillik bildiriminde bulunmasını değerlendiren Dangor, "Türkiye'nin müdahalesinin ve attığı adımların bizim için çok önemli olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin müdahillik bildiriminde; BM çalışanlarına, gazetecilere, kadınlara ve çocuklara yönelik saldırıların soykırım kastının ispatında özellikle dikkate alınması gerektiğine ilişkin beyanların önemini anlatan Dangor, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani sadece gazetecilere bakarsanız, bence bu kadar çok gazetecinin öldürülmesinin bir amacı da belki de tarihteki tek soykırım olarak tanımlanan ve dünya çapında pek çok insanın gözleri önünde gerçekleşen bu olayın kaydedilmesini engellemektir. Dolayısıyla, gazetecilerin öldürülmesi, sanatçıların, müzisyenlerin, akademisyenlerin öldürülmesiyle eşdeğerdir; hafızanın ve aynı zamanda herhangi bir ülkenin kurumsal tarihinin silinmesine yönelik soykırım niyetinin bir parçasıdır."