Özgür Rohingya Koalisyonu kurucularından Lwin, UCM Başsavcısı Han'ın General Min hakkındaki tutuklama talebinin önemini ve muhtemel etkilerini AA muhabirine değerlendirdi. Lwin, UCM Başsavcısı Han'ın Arakanlı Müslümanlara yönelik zulüm ve sınır dışı etme suçları nedeniyle Myanmar askeri yönetim lideri General Min hakkındaki tutuklama talebinin yıllardır beklenen bir adım olduğunu belirtti. Roma Statüsü'ne taraf 120'den fazla ülkenin, tutuklama talebinin onaylanması halinde General Min'i tutuklama yükümlülüğü olacağını belirten Lwin, "Bu adım çok gecikti. UCM'nin soruşturma izni verdiği 14 Kasım 2019'dan bu yana 5 yıl geçti. Tutuklama talebinin sunulması bu kadar sürdü. Biz sabırla bekledik çünkü adaleti istiyoruz ve bunu hak ediyoruz. Adaleti sadece uluslararası toplum sağlayabilir." dedi. Lwin, UCM'nin yanı sıra Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Arjantin Federal Mahkemesinde de davaların sürdüğünü kaydederek, "Bu, UCM'den gelen ilk talep. Umarım onaylanması uzun sürmez. Soykırım hala devam ediyor. Her ne kadar bu dava soykırımla ilgili olmasa da aynı fail hakkında tutuklama emri çıkarılacak." ifadelerini kullandı.
"YENİ SALDIRILAR VAR"Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanların yaşadığı bölgeden çekildiğini aktaran Lwin, "Şu an bölge, Myanmar ordusuna karşı daha fazla özerklik için savaşan Budist isyancı grup Arakan Ordusu'nun kontrolünde. Myanmar ordusuna karşı savaşırken Arakanlı Müslümanlara karşı suç işliyorlar. İşledikleri suçlar Myanmar ordusunun işlediği suçlara benziyor." diye konuştu. Lwin, her ne kadar Myanmar UCM'ye taraf olmasa da işlediği suçların UCM üyesi Bangladeş'te de sürdüğünü anlatarak, "Suçları Myanmar topraklarında işliyorlar ancak insanları Roma Statüsü'ne taraf olan Bangladeş'e kaçmaya zorluyorlar. Bu yüzden UCM, Myanmar ordusu gibi Arakan Ordusu'nu da yargılayabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Lwin, tutuklama kararının tüm Myanmar halkı için faydalı olacağını vurgulayarak, "Myanmar ordusu lideri sadece Arakanlı Müslümanlara karşı değil, 2021'den bu yana diğer etnik azınlıklara ve tüm halka karşı sürekli suç işliyor. Bu, askeri lider için büyük bir baskı olacak ve Myanmar onun için açık hava hapishanesi haline gelecek. Roma Statüsü'ne taraf 120'den fazla ülke var. Anladığım kadarıyla statüye taraf olmayan ülkeler de isterlerse onu tutuklayabilir. Herhangi bir yere seyahat etmek istediğinde dokunulmazlık için yalvarmak zorunda kalacak." ifadelerini kullandı.
General Min'in işlediği suçlara ilişkin de bilgi veren Lwin, "Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım neredeyse 50 yıldır devam ediyor. Resmi zulüm 1978'de başladı. İlk büyük şiddet olayları ve ilk büyük göç dalgası o zamandı. Ardından 1991-1992'de tekrar yaşandı. 2012'de devlet destekli şiddet yaşandı, 2016 ve 2017'de tekrar oldu. 2017'de 750 binden fazla kişi Bangladeş'e kaçmak zorunda kaldı." dedi. Min’in, Arakanlı Müslümanlara karşı onlarca yıldır işlenen suçların baş sorumlularından biri olduğunu dile getiren Lwin, "On binlerce kişi öldürüldü. Binlerce kadına tecavüz edildi. Küçük bebekler ateşe atıldı. General Min tüm bu suçlar işlendiğinde ordunun başkomutanıydı ve hala öyle. En sorumlu kişi o. Sadece ordu değil, polis ve Arakanlı olmayan siviller de suç işledi ama en sorumlu kişi orduya emir veren Min." diye konuştu.
General Min'in gelecek yıl seçim düzenlemeyi planladığını belirten Lwin, "Çok hırslı biri. Gelecek yıl Kasım'da seçimler olacak ve devlet başkanı olmak istiyor. 2021'in başında bu yüzden yönetime el koydu. Ancak UCM tarafından aranan biri olarak devlet başkanı olamayacak. Belki (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin örneğini takip edecek ama yine de bu tutuklama talebi onun üzerinde büyük baskı oluşturacak." ifadesini kullandı. Lwin, General Min'in bu durumu seçim kampanyasında kullanma ihtimaline ilişkin, "Myanmar halkı ondan büyük ölçüde nefret ediyor. Sadece bir avuç insan orduyu destekliyor. 2021'den bu yana tüm halka karşı suç işliyor. Herkes bu tutuklama talebiyle çok mutlu ve bir değişiklik bekliyor. Oy için kampanya yapamaz çünkü ülkede kimse Min'i istemiyor." değerlendirmesini yaptı.
UCM'nin Myanmar/Bangladeş soruşturması, Mahkemenin Ön Dava Dairesinin 14 Kasım 2019'da Başsavcı'ya verdiği yetkiyle başladı. Savcılık, etnik köken ve/veya din temelli zulüm ve sınır dışı etme eylemlerinin insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilebileceği sonucuna vardı. Myanmar, UCM'nin Roma Statüsü'ne taraf olmamasına karşın Bangladeş'in 2010'da statüyü onaylaması nedeniyle Mahkeme, özellikle sınır dışı etme ve zulüm suçlarının bir kısmının taraf devlet olan Bangladeş topraklarında işlenmesi sebebiyle yargı yetkisini kullanabileceğine hükmetti. UCM Başsavcısı Kerim Han, dün, Myanmar askeri yönetim lideri General Min Aung Hlaing hakkında, Arakanlı Müslümanlara (Rohingya) karşı işlediği suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkarılmasını talep etti.
Myanmar'ın Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış; olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti. Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçilerin uyguladıkları kitlesel şiddetten kaçan 1 milyondan fazla kişi, komşu ülke Bangladeş'e sığınmıştı. Bangladeş, Ağustos 2017'de Myanmar'da gerçekleştirilen askeri baskının ardından Arakan'dan kaçan 1 milyona yakın Arakanlı Müslüman'a ev sahipliği yapıyor. Myanmar askeri yönetim lideri Min, sağlık sorunları nedeniyle izinli olan Başkan Vekili Myint Swe'den Temmuz 2024'te görevi geçici olarak devralmıştı.