ASO Başkanı Seyit Ardıç, Ankara'da özel bir üniversitenin öğrenci topluluğu tarafından düzenlenen programa katıldı. Ardıç, yaptığı konuşmada Osmanlı döneminde Avrupa'nın en büyük devletleri arasında en küçük ekonomi ve en düşük üretim düzeyinin Osmanlı'ya ait olduğunu belirterek, “1914 yılında meclise sunulan bütçede devletin toplam harcaması 34 milyon lira. Eğitime ayrılan pay ise sadece 500 bin. Peki eğitime 500 bin lira ayrılırken bütçede kibrit ithalatı için ayrılan pay ne kadardı biliyor musunuz? kibrit ithal edebilmek için eğitime ayrılan bütçenin yüzde 40'ı kadar bir bütçe. Yani 200 bin lira kibrit ithalatına ayrılmıştı. Çünkü kibrit fabrikamız bile yoktu. Ben de yanlış hatırlamıyorsam ilk kibrit fabrikamızı 1926 yılında yaptık. O dönemde kayıtlı sadece 282 sanayi kuruluşunda 182'si işler durumdaydı. Bunların tamamına yakını da yabancıların ve azınlıkların elindeydi” ifadelerini kullandı. Amacının iş hayatındaki bilgi, birikim ve tecrübelerini Ankara ve Türkiye'de sanayinin daha da gelişmesi için aktarmaya çalışmak olduğunu kaydeden Ardıç, “Yenilikçi, ileri teknolojiyle donatılmış, verimliliği, üretim kapasitesi yüksek, ihracat potansiyeli zirvede bir sanayi hedefi için çalışıyoruz. Ülkemizin başkentini sanayinin ve en önemlisi teknolojinin de başkenti yapmak istiyoruz” dedi. “ÜRETİM KAPASİTESİ VE KÜLTÜRÜ OLUŞMAYA BAŞLADI” Ardıç, Cumhuriyet ve Lozan Antlaşması'yla birlikte ekonomiyi kısıtlayan kapitülasyonların kaldırılmasıyla milli sanayinin gelişmeye başladığını ifade ederek, “'Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmamışlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir İktisat Kongresi'ni topladı. Sanayide, tarımda, ticarette kalkınma hamlesi başlattı. Türkiye'de sanayi kesimlerinin üretim kapasitesi ve kültürü oluşmaya başladı” diye konuştu. Genç Cumhuriyet'in genç başkenti Ankara'nın o dönemde 30 bin nüfuslu, tarım ve hayvancılığın ağırlıklı olduğu bir şehir olduğunu belirten Ardıç, şunları kaydetti: “Kurtuluş Savaşı yıllarında imalatı harbiye ile başlayan savunma sanayi Cumhuriyet ile birlikte gelişti. Makine Kimya Endüstrisi Kurumu'nun fabrikaları açıldı. Yine 1935'te Atatürk'ün direktifiyle sanayimizin ihtiyacı olan ham maddeleri üretmek için çimento, gıda, traktör, makine, motor, boya, mobilya gibi diğer sanayi kuruluşları ve bu fabrikalara yan sanayi olarak çalışan özel işletmelerde hizmete girmeye başladı. Mayıs 1923'te Ankara Ticaret ve Sanayi Odası kurulmuştu. 1950'den sonra ise özel sektöre öncelik veren hükümet politikalarıyla başkentimizde sanayi daha da gelişmeye başladı.”