İSTİB'den yapılan açıklamaya göre, çevrim içi gerçekleştirilen toplantıda; safran üretiminin yaygınlaşması için sözleşmeli tarım, taban fiyatı uygulaması, safran borsası gibi öneriler gündeme geldi, büyük ölçeklerde üretim ve kümelenmenin karlılığı artıracağına dikkat çekildi.
Toplantıda konuşan Safranbolu Tarım ve Orman İlçe Müdürü Mehmet Akgül, safranın Anadolu'da binlerce yıldır üretildiğini belirterek, "2000'li yılların başında unutulmaya yüz tutan safran üretimi, Tarım ve Orman Müdürlüklerinin çalışmalarıyla adım adım arttı. 2002'de sadece 2 olan üretici sayısı 2024'te 40'a, üretim alanı da 100 dekara ulaştı. Safran üretimini artırmak için var gücümüzle çalışıyoruz." açıklamasında bulundu.
İSTİB Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap da tarımın adeta mücevheri sayılan safranın "yükte hafif, pahada ağır" bir ürün olduğunu belirterek, "Safran, dünyanın en pahalı tarım ürünlerinden. 'Kırmızı altın' ya da 'tüm baharatların kraliçesi' olarak biliniyor. İsmi bile bu değeri yansıtıyor. Ancak, zahmetli üretim süreci ve sınırlı yetiştirme alanları nedeniyle üretim her yerde yapılamıyor. Ürünün gramının altının gramına eş tutulmasının sebebi de bu." ifadelerini kullandı.
Aksaray Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvan Üretim Bölümü'nden Prof. Dr. Hüseyin Koç ise safran gibi katma değerli ürünlerin üretilmesinin Türk tarımı için fırsat olduğunu belirterek, "Ülkemizdeki kuru tarım alanlarında ekonomik faaliyetleri çeşitlendirmek için sözleşmeli üretim modeliyle safran üretimi teşvik edilmeli. Safranın az su isteyen bir bitki olması Türk tarımı için büyük fırsat. Safran, kuru tarım alanlarında rakipsizdir." değerlendirmesinde bulundu.
Safranbolu Safran Üreticileri Derneği Başkanı Hüseyin Ünal da safran üretimindeki maliyetleri düşürmek için ölçek ekonomisinin uygulanmasını gerektiğini vurguladı.
Safran üretiminde maliyetlerin yüksek olduğunu kaydeden Ünal, "Maliyetlerimizi düşürmek için birçok üretici birlikte hareket ediyoruz. Örneğin işçi servisini ortak kullanıyor, nakliye, gübreleme, ilaçlama gibi giderleri paylaşıyoruz. Safranbolu Safran Üreticileri Derneği'ni de bu amaçla kurduk. Hedeflerimizi de nispeten gerçekleştirdik." ifadelerini kullandı.
Safran üreticisi İsmail Yılmaz ise bu alanda üretim yapmak isteyenlerin sorunlarına çözüm bulunması halinde üretimin yaygınlaşacağını anlattı.
Üreticinin, ürettiği ürünün taban fiyatını önceden bilmesi gerektiğini kaydeden Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu sebeple safran borsası kurulmasının, en azından müzayedesinin yapılması şart. Safranbolu'da bir ticaret borsasının kurulması bile önemli adım olur. Öte yandan İran safranının kontrolsüz şekilde ülkemize girişi, yerli ve çok daha kaliteli Türk safranının değer kaybetmesine yol açıyor. Bunu engelleyecek yollardan biri olan coğrafi işaret konusunda da büyük eksiklerimiz var. Biz yıllardır Safranbolu'da coğrafi işaret etiketi kullanamıyoruz. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor. Coğrafi işaret kullanımı sayesinde çözülecek bir sorunumuz da Türk Safranı diye yüksek fiyatlara aspir çiçeği satılmasıdır."
Diyarbakır Bismil'de safran üreten Mehmet Nezih Hamidi de safranda satış kanallarının geliştirilmesi, pazarlama çalışmaları yapılması ve Türk safranının doğru şekilde tanıtılmasıyla üretimin artabileceğini bildirdi.