Bursa'da Lala Şahin Paşa ilk kez anıldı

Lala Şahin Paşa, Çirmen Muharebesi'nin 653. yıl dönümünde Lala Şahin Paşa Türbesi'nde yapılan program ile ilk kez anıldı.

Haber Giriş Tarihi: 28.09.2024 10:15
Haber Güncellenme Tarihi: 28.09.2024 10:15

26 Eylül 1371 tarihinde gerçekleşen Çirmen Muharebesi'nin 653. yıl dönümü; Paşader (Bursa Mustafakemalpaşalılar Eğitim-Kültür ve Yardımlaşma Derneği) ile Lala Şahin Mahalle Muhtarlığı'nın ortak düzenlediği program Lala Şahin Paşa Türbesi'nde gerçekleştirildi. Programa geçmiş dönem Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, Paşader Başkanı Murat Tunçel, Lalaşahin Muhtarı Vedat Altıntaş, Lala Şahin Paşa'nın torunu Mehmed Safiyüddin Erhan, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Programdaki açılış konuşmasını yapan Paşader Başkanı Murat Tunçel, "Bugün, tarihimizin en şanlı zaferlerinden biri olan 'Çirmen Zaferi'nin' yıldönümünde, Osmanlı'nın ilk paşası ve beylerbeyi olan, kahraman 'Lala Şahin Paşa' ve onun komutasındaki 800 yiğit akıncıyı anmak için buradayız. 26 Eylül 1371'de Lala Şahin Paşa önderliğinde sadece 800 akıncı ile Sırp ordusunun 70 bin kişilik devasa gücüne karşı kazanılan bu zafer, Osmanlı'nın Balkanlar'daki ilerleyişini sağlamış, Avrupa'nın kapılarını araladı. 1. Murat'ın lalası olarak Lala Şahin Paşa, Osmanlı'nın askeri yapısının gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Akıncı birliklerinin kurucusu ve Osmanlı'nın Yeniçeri Ocağı'nın ilk fikir babası olarak bilinen Lala Şahin Paşa, ordunun gücünü ve disiplinini sağlamlaştırmış, Osmanlı'nın genişlemesinde stratejik bir rol üstlendi. Aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin ilk Beylerbeyi olarak büyük bir sorumluluk taşımış, bu unvanı ile Osmanlı'nın idari ve askeri düzeninin temellerini attı. Edirne'nin Osmanlı topraklarına katılmasında da büyük bir rol oynayan Lala Şahin Paşa, bu şehrin fethini gerçekleştirerek Osmanlı'nın Avrupa'ya doğru ilerleyişini hızlandırdı. Yahya Kemal'in dediği gibi: "Bin atlı, dev gibi bir orduyu yendik." Çirmen Zaferi, tam da bu sözlerin yansımasıdır. Bu zaferle Osmanlı, Balkanlar'da kalıcı bir güç haline gelmiş, Avrupa'daki varlığını sağlamlaştırdı. Bugün burada ilkini düzenlediğimiz bu anma töreniyle, Lala Şahin Paşa'yı ve kahraman akıncılarımızı saygıyla anıyoruz. Bu etkinliği her yıl daha da zenginleştirerek, çeşitli faaliyetlerle devam ettirmeyi ve kahramanlarımızın anısını yaşatmayı hedefliyoruz'' ifadelerini kullandı. Mehmed Safiyüddin Erhan, Lala Şahin Paşa tarafından ölmeden önce kurulan vakfın tekrar ayağa kaldırılmasının önemine vurgu yaparken, devletleri yönetenlerin padişah olmasına rağmen, arka planda devlet adamlarının önemini belirtti.

Geçmiş dönem Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, özel bir yer olarak adlandırdığı Lala Şahin Paşa Türbe alanında bulunan hazirelerinin bulunduğu yerden sökülerek dereye atıldığını ifade etti. Kurtulan, "Burası 1960 ihtilaline kadar Lala Şahin Paşa ve hazireleri ile dolu olan bir yer. 60 ihtilalinden sonra park yapılan ve buradaki hazirelerin taşları ile beraber sökülüp atıldığı bir yerde bulunuyoruz. Ayağımızın altında ecdadın olduğunu sakın unutmayalım. Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şen olmanın yolu gelecek nesillere de o duyguyu yaşatmaktan geçiyor. Buradaki hazireler sökülür ve dereye atılır, o atılan taşlar sularla sürüklenir Uluabat gölüne gider. O kumlar alınır hazireler bir inşaatın temelini oluşturur. O binalar 30 sene sonra yıkılır ve temelden o taşlar çıkarılınca Bursa'daki duyarlı insanlar bu bir tarihi eser, hemen anıtlar kurulu çağırılır ve tespit edilir. O taşın buraya ait olduğu gözlenir. 2017 yılında yaptığımız sempozyumun bir makalesi olarak da kayıtlara geçer. Ecdadımıza bu kadar saygısızlığın bedelini biz ödedik. İnşallah bu çalışmalarla da onların bu güzellikleri geleceğe taşımak bilimle kültürle sanatla taçlandırmak bizim görevimiz. Yavuz Bülent diyor ki kim demiş bizim vatanımız Edirne'den Kars'a kadar, bizim gönül coğrafyamız ve atalarımızın ayak izleri üç kıtada var. Geleceğe atılan bu adımların bir nesne örnek olması bizim görevimiz eğer bu görevi güzel yaparsak gelecek nesiller köklerini unutmadan geleceğe daha güvenle bakacaklardı