Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Aziz milletim, değerli milletvekilleri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Sizlerin vasıtasıyla, ekranları başında bizleri takip eden, kendisi bizatihi burada olmasa da gönlü bizimle olan tüm vatandaşlarıma, tüm yol ve dava arkadaşlarıma selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum.
Grup toplantımızın ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz ve partimiz için hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum. Toplantımıza katılan tüm misafirlerimize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Aşkınız, heyecanınız, sadece Allah için olduğuna inandığım şu karşılıksız sevdanız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbim muhabbetimizi, yol ve dava arkadaşlığımızı daim eylesin.
Dün bildiğiniz gibi Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıl dönümüydü. Cumhuriyet Bayramı'nı 85 milyon olarak hep beraber coşkuyla kutladık. Yurt dışındaki temsilciliklerimizde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de 29 Ekim sevinci çeşitli tören ve etkinliklerle büyük bir gururla yaşandı.
Dış misyonlarımıza gelerek veya mesaj göndererek bayram sevincimizi paylaşan herkese, tüm liderlere buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Bu vesileyle Milli Mücadele'nin şehit ve gazilerini, tarihimiz boyunca vatan savunmasında kahramanca çarpışan tüm şehitlerimizi, tüm yiğit gazilerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyorum.
"GÖKBEY'İN İLKİNİ TÖRENLE JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞIMIZA TESLİM ETTİK"Geçen hafta Cumhuriyetimizin en büyük kazanımlarından en önemli kuruluşlarından biri olan TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki tesislerine yönelik alçakça bir terör saldırısı oldu. Bu saldırıda şehit düşen kardeşlerimize de Cenabı Allah'tan rahmetler diliyorum. Ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun diyorum. Tedavisi devam eden yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum. Dün TUSAŞ'ımızı ziyaret ettik. Çalışanlarımızla kucaklaştık. Taziyelerimizi ve geçmiş olsun dileklerimizi bizzat ilettik. TUSAŞ tarafından geliştirilen yerli milli helikopterimiz T625 GÖKBEY'in ilkini törenle Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim ettik.
"2026 YILI İÇİNDE TOPLAM 20 ADET GÖKBEY'İN TESLİMATINI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"Yıl sonu gelmeden 2 addet GÖKBEY'i daha Jandarmamıza teslim etmiş olacağız. Ayrıca 2026 yılı içinde toplam 20 adet GÖKBEY helikopterimizin farklı kurumlarımıza teslimatını gerçekleştireceğiz. TUSAŞ çalışanlarımızı kalleş terör saldırısına rağmen her zamankinden daha inançlı, daha azimli, daha bilenmiş gördüm. Özgüvenleri fevkalade yüksekti. Gözlerinde tam anlamıyla bir adanmışlık duygusu vardı. TUSAŞ'taki kardeşlerimin bizzat kendi ifadeleriyle hainlere rağmen daha fazla üreterek, daha fazla çalışarak şehit arkadaşlarının ruhlarını şad etmeyi sürdüreceklerine inanıyorum. İnşallah bizler de bu fevkalade önemli gayretlerinde TUSAŞ'ımızın ve savunma sanayii kuruluşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.
"BU CUMHURİYET BİZİM, HEPİMİZİN, 85 MİLYONUN TAMAMININ CUMHURİYETİDİR"Çatısı altında bulunduğumuz bu aziz Meclis 23 Nisan 1920'de Ankara'da faaliyetlerine başlamış, Kurtuluş Savaşı'mızı sevk ve idare etmiş, zaferin ardından 29 Ekim 1923'te de Cumhuriyeti'mizi ilan etmiştir. Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında milletimizin temsilcilerinin onayıyla, milletimizin ortak kararı olarak vücut bulmuştur. Burada şu noktanın altını öncelikle tekrar çizmek isterim. Cumhuriyet belli bir şahsın, belli bir zümrenin, belli bir kitlenin, belli bir mezhebin, meşrebin, etnik kökenin Cumhuriyeti değildir.
Bu Cumhuriyet zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet Batılı'nın ne kadar, Güneyli'nin Cumhuriyeti ise o kadar da Kuzeyli'nin, o kadar da Doğulu'nun Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, Alevi'nin de Sünni'nin de Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet sağın da solun da Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, çoğun da azın da Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, inancı, düşüncesi, yaşam biçimi, hayat tarzı her ne olursa olsun kendisini bu vatanaa, bu millete, bu topraklara ait hisseden her bir ferdin Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, Türk'ün de Cumhuriyetidir, Kürt'ün de Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu bir vatandaşıyım" diyen Laz'ın, Çerkez'in, Arap'ın, Rum'un, Roman'ın yani vatan topraklarında yaşayan herkesin, her bir ferdin Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet bizim hepimizin eseridir. Öyleyse bu Cumhuriyet bizim, hepimizin, 85 milyonun tamamının Cumhuriyetidir.
"CUMHURİYET FİKRİNİN ARKASINA SAKLANARAK AYRIMCILIK YAPTILAR, ZULMETTİLER, ÖTEKİLEŞTİRDİLER"Ben inanıyorum ki bu topraklar üzerinde yaşayan, bu topraklara vatandaşlık bağıyla bağlı olan hiç kimsenin Cumhuriyetle, Cumhuriyet fikriyle bir meselesi, bir sorunu, bir problemi yoktur. Geçtiğimiz bir asır boyunca yaşadığımız sorunlar Cumhuriyetten değil, Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak zulüm edenlerden, onu istismar edenlerden, ona ihanet edenlerden kaynaklanmıştır. Evet bunu yaptılar. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar, zulmettiler, ötekileştirdiler. Cumhuriyet fikrinin ardına gizlenip bu ülkenin huzuruna, birliğine, dirliğine, ezeli ve ebedi kardeşliğine en büyük zararı verdiler.
Aziz milletimiz o engin ferasetiyle, o sınırsız basiretleriyle her şeyin farkındadır. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen hem Cumhuriyet fikrine hem de onu ete kemiğe büründüren Türkiye Büyük Millet Meclisine sımsıkı sahip çıkmış, korumuş, kollamıştır. Bugün Cumhuriyetimiz 85 milyon vatandaşımızın ortak yuvası olarak birdir, bütündür, güçlüdür, dimdik ayaktadır. Hem aziz milletimiz için hem de geniş coğrafyamız için umuttur, güvendir.
"CUMHURİYET AYDINLIK GELECEĞİMİZDİR"Şehitlerimizin kanından rengini alan ay-yıldızlı al bayrağımızla birliğimizin, kardeşliğimizin adeta temel felsefe metni olan İstiklal Marşı'mızla Cumhuriyet aydınlık geleceğimizdir. Cumhuriyet fikrini, Cumhuriyet ruhunu Allah izin verirse ebet müddet korumaya, kollamaya, yaşatmaya devam edeceğiz.
Cumhuriyetimiz coğrafyamızda on yıllar boyunca devam eden kanlı savaşların neticesinde kuruldu. Sevr'de bize bir harita dayatarak, "Sizin ülkeniz burası olacak" dediler. "Hayır" dedik. "Biz haritamızı kendimiz çizeriz" dedik. "Sınırlarımızı kendimiz belirleriz" dedik. Milli mücadele ile haritamızı şehitlerimizin kanıyla çizdik. Binlerce yıllık köklü devlet tecrübemizle, hür irademizle toprağımız için savaşarak, kan dökerek, can vererek bağımsız vatanımızı inşa ettik. Yakın coğrafyamızdaki bazı ülkeler ne yazık ki aynı başarıyı gösteremediler.
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ SIRADAN BİR DEVLET DEĞİLDİR"Osmanlı bakiyesi olan bu coğrafya, tam bir asırdır kan, göz yaşı, savaş, çatışma dinmiyor. Osmanlı Devleti'nin mirasçısı olarak Türkiye Cumhuriyeti de bu kaostan ister istemez etkileniyor. Ancak hata şuradadır. Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar korkmuşlar, ürkmüşler, tedirgin olmuşlar ve Cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Geçmişin korkuları son derece yanlış biçimde kapanmaya, kısıtlamaya, özgürlükleri daraltmaya ve maalesef iç düşmanlar üretmeye yol açmıştır. Bu milletin her bir ferdi, özellikle gençlerimiz, özellikle yavrularımız şunu çok iyi bilmeli, her zerresine kadar idrak etmelidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti sıradan bir devlet değildir.
"İLK DEFA TARİH SAHNESİNE ÇIKMIŞ DEĞİL, SAHNEYE YENİDEN ÇIKMIŞ BİR MİLLETİZ"Biz 29 Ekim 1923’te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz. Kuşkusuz 29 Ekim çok önemlidir, tarihin kritik bir dönüm noktasıdır, yeni bir başlangıçtır. Ancak bu aziz millet, yüzyıllardır, bin yıllardır hem tarih sahnesinde var olan hem de tarihin akışına yön veren, tarih yazan, tarih yapan bir millettir. Şu yeryüzü üzerinde korkuyu korkutan ve korkutacak olan yegane millet, mensubu olduğumuz asil millettir. Bunun en son ve somut örneği 15 Temmuz şanlı direnişidir. Tarihte elde ettiği şanlı zaferleriyle yeryüzünde başı dik, iftiharla, gururla yürümeyi hak eden yegane millet bizim milletimizdir. Bu millet, değil kendinin, bütün bu coğrafyanın, mazlum ve mağdurların, ezilenlerin, kimsesizlerin, hatta tüm insanlığın umudu bir millettir.
"YIKILIRSAK YENİDEN DİMDİK AYAĞA KALKARIZ"Unutmayın, düşersek yeniden doğruluruz, yanarsak küllerimizden doğarız. Yıkılırsak yeniden dimdik ayağa kalkarız, kolumuzu, kanadımızı kesseler daha gür, daha köklü, daha güçlü bir fidana dönüşürüz. Kimse bizi yanlış bellemesin. Hele hele bu milletin hiçbir ferdi korku, umutsuzluk, yeis, karamsarlık içinde olmasın. Bu cumhuriyet korkmaz, korku Cumhuriyetimizin vasfı asla ve asla olamaz. Biz İstiklal Marşı bile 'Korkma' diye başlayan bir milletiz. Bu Cumhuriyet korkuyla değil, cesaretle, ürkeklikle değil özgüvenle, daralarak değil büyüyerek, dışlayarak değil kapsayarak, ayrıştırarak değil kucaklayarak korunur, kollanır, büyütülür ve yüceltilir. Bizim Cumhuriyetimizin mayası kardeşliktir. Onu ilelebet ayakta tutacak olan da şüphesiz şu bulunduğumuz kardeşliğimizdir. Cumhuriyetimiz 101 yılda çok önemli mesafeler kat etti. Savaştan çıkmış bir ülke hamdolsun bugün satın alma paritesine göre dünyanın 11'inci ekonomisidir. Ülkemizin her köşesini imar ettik. Yurdumuzu okullarla, üniversitelerle, hastanelerle, yollarla, köprülerle, tünellerle donattık. Bağımsızlığımızı korurken, iddialarımızı, ideallerimizi sımsıkı muhafaza ettik.
İşte bu hafta Hatay’daydık. O büyük deprem darbesini geçirmiş olan Hatay’da bir yeniden diriliş var. Şimdi diğer illerimizi ziyaret edeceğiz. Bize durmak yok. Evvelallah biz küllerimizden dipdiri ayağa kalkarak yola devam edeceğiz.
Tek başına savunma sanayide elde ettiğimiz mesafe bile ülkemizin nereden nereye geldiğinin en anlamlı göstergesidir. 23 yıl önce biz neredeydik? Yüzde 20… Şimdi neredeyiz? Yüzde 80… Terör bütün her türlü gayretleriyle saldırmasına rağmen şu anda yüzde 80'i yakaladık ve çok değişik alanlarda hamdolsun savunma sanayinde ayağa kalkıyoruz.
"AYRIMCILIĞA SON VERDİK"Şunu kabul etmemiz gerekir. Belli dönemlerde cumhuriyetin öz evlatları ayrımcılığa, dışlanmaya maruz kaldılar. Son bir asırda elbette çok güzel günler gördük ama ondan daha fazla hüzün gördük, acı gördük, gözyaşı gördük, baskı gördük. AK Parti'mizi 23 yıl evvel 14 Ağustos 2001'de kurarken en büyük hedefimiz, en büyük idealimiz devlet ile milleti kucaklaştırmak, cumhurla cumhuriyeti buluşturmak, milletimizin kardeşliğini daha da yüceltmekti. Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyordu. Cesaretle üzerine gittik. Ayrımcılığa son verdik. Yoksulun sesi çıkmıyordu, garip gurebanın sesi olduk, nefesi olduk, elinden tuttuk, ayağa kaldırdık.
Alevi kardeşlerimizin sorunları vardı, çözmek için samimi adımlar attık. Gayrimüslimlerin sorunları vardı. Onları devletle kucaklaştırmak için cesur hamleler yaptık. Tüm bunları sabote etmek için önümüze çok engeller çıkardılar, kitleleri kışkırttılar, darbe girişimlerinde bulundular. Yaşanan ihmallerden ve acılardan nemalananlar her türlü yol, yöntem ve değeri kullanarak sorunları istismar ettiler. Fakat biz yılmadık, yıkılmadık, durmadık. Kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik.
Kardeşliği pekiştirmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkan çıkmıştır. Sayın Bahçeli'ye aziz milletim adına şükranlarımı sunuyorum.