Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ağır bir mesuliyetle karşı karşıyayız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dünyada kartların yeniden karıldığı bir dönemde AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak ağır bir mesuliyetle karşı karşıyayız" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 10.01.2025 15:49
Haber Güncellenme Tarihi: 10.01.2025 15:49

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Denizli 8. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.

Buradaki konuşmasına, "Efeler diyarı Denizli, zeybekler diyarı, yiğitler diyarı, kahramanlar diyarı Denizli’yi bugün bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum." diyerek başlayan Erdoğan, "Sözlerimin hemen başında dün ebediyete irtihal eden partimizin Amasya ve Ankara Milletvekilliği görevini ifa etmiş Anayasa ve Devlet Adalet Komisyonları Eski Başkanı kıymetli yol ve dava arkadaşımız Ahmet İyimaya’yı rahmetle yad ediyorum. Merhum Ahmet İyimaya engin hukuk bilgisinin yanı sıra nezaketi ile temayüz etmiş, samimiyeti ve vakur kişiliğiyle milletimizin kalbinde yer edinmiş ilim ve kitap aşığı gerçek anlamda bir gönül insanıydı. Rabbim mekânını cennet eylesin diyorum. AK Parti teşkilatımızla birlikte ailesine, dostlarına ve yakınlarına başsağlığı diliyorum." ifadelerini kullandı.

Denizli’de bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

Tarihi ve tabii güzellikleriyle şiirlere, türkülere, şarkılara ilham veren Denizli’yi şairin şu mısralarıyla yürekten selamlıyorum; Yaylasında yörüklerin yaylanır. İner gelir ovasında eğlenir. Türküsün, şiirsin, aşksın Denizli. Sözün en güzeli sana söylenir. Kayalarda olur şahin yuvası, canlara can verir suyu havası. Ölür yine sevdiğinden vazgeçmez, ömür değen Denizli'nin sevdası. Sevdası ömür süren Denizli'de bizi tekrar buluşturan işte bu kardeşlik atmosferinde gönüllerimizi kucaklaştıran Rabb'ime hamdolsun. Coşkuyla, heyecanla, aşkla partisine ve davasına sahip çıkan Denizlili kardeşlerime bugün bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

Erdoğan, kongrenin hayırlı olmasını dileyerek, "Denizli teşkilatımıza hizmet eden ama artık aramızda bulunmayan, dar-ı bekaya irtihal etmiş yol ve dava arkadaşlarımızı rahmetle anıyorum. Bayrağı devreden kardeşlerime teşekkür ediyor, nöbeti devralan yol arkadaşlarıma da Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. İnancım ve duam odur ki bu kongre sonrasında AK Parti Denizli’de daha da güçlenecek, adalete, kalkınmaya daha çok hizmet edecek, kardeşliğe daha çok katkı sunacaktır. El ele, gönül gönüle vererek, İnşallah Denizli’de AK Partimizi görkemli günlerine tekrar kavuşturacağız. Aşkla çalışarak 31 Mart seçimlerinde yaşanan yol kazasını ilk fırsatta telafi edeceğiz. Bu vesileyle ülkeye ve millete hizmet davamıza emek veren, katkı veren, destek veren aktif olarak görev almasa dahi hayır duasını bizden esirgemeyen tüm kardeşlerimden Allah razı olsun diyorum." diye konuştu.

"GEÇEN SENEYİ 262 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT RAKAMIYLA KAPATTIK"

Türkiye'ye son 22 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarını, yatırımlarını, eserleri kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve karşılaştırın. Göreceksiniz ki 22 yıl öncesinin Denizli'si ile bugünün Denizli'si arasında dağlar kadar fark var. 22 yıl öncesinin Türkiyesi ile günümüzün Türkiyesi arasında her alanda devasa farklar var. Ekonomide, ihracatta, üretimde, istihdamda, tarımda, turizmde hangi alana baksanız 22 yıl öncesine göre ortada muhteşem ve muazzam bir başarıyla karşılaşırsınız. Biliyorsunuz, geçen hafta 2024 yılına dair dış ticaret rakamları açıklandı. Geçen seneyi 262 milyar dolarlık ihracat rakamıyla kapattık. Bu meblağ bize göreve geldiğimizde neydi biliyor musunuz? Sadece 36 milyar dolardı. Yani 22 yılda 8 kata yaklaşan bir artışı ülkemize yaşattık. 262 milyar dolar, Cumhuriyet tarihimizin yıllık bazda en yüksek tutarı." dedi.

"DENİZLİ'DEN YAPILAN İHRACAT 4,2 MİLYAR DOLARA ÇIKTI"

Bu tarihi başarıda Denizli'nin çok önemli payının olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

2002'de Denizli'den dünyaya yapılan ihracat neydi? 680 milyon dolardı. 2024 yılında Denizli'den yapılan ihracat 4 milyar 218 milyon dolara çıktı. Bir önceki yıla kıyasla Denizli'nin ihracatı yüzde 4,3 oranında arttı. 2024 yılında Denizli'de üretilen mamuller aralarında İngiltere'nin, Almanya'nın, Amerika'nın da olduğu dünyanın 206 ülkesine ihraç edildi. Şu rakam da çok çarpıcı. Denizli'nin Birleşik Krallık'a ihracatı 2023 yılında 634 milyon dolarken 2024 yılında yaklaşık 90 milyon dolarlık bir artışla 727 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yani 2002'de tüm dünyaya yapılan ihracatın çok daha fazlasını bugün Denizli yalnızca bir ülkeye gerçekleştiriyor. Sadece tekstil ürünleri değil; sebzeden meyveye, makine aksamından kimyevi ürünlere geniş bir yelpazede Denizli menşeli ürünler dünyaya gönderiliyor. Biz de gittiğimiz her ülkede Denizli'de yapılmış ürünleri, Denizli'den dünyaya ulaşmış markaları görüyor ve bundan da iftihar ediyoruz.

"KİŞİ BAŞINA GELİRİMİZİN 15 BİN 551 DOLARA YÜKSELMESİNİ BEKLİYORUZ"

Merkez Bankası'nın rezervlerindeki artışa dikkat çeken Erdoğan, bankanın rezervlerini göreve geldiklerinde 27,5 milyar dolardan devraldıklarını, aralık ayında banka rezervlerinin 163,5 milyar dolarla rekor kırdığını kaydetti.

"Hesap bilmeyenler bu işi anlamaz" diyen Erdoğan, "Tabi, Sayın Özel, milli gelirimizi nereden aldık biliyor musun? 236 milyar dolardan aldık. 2023 yılında bu nereye çıktı biliyor musunuz? 1 trilyon 130 milyar dolara çıktı. Nereden, nereye? Şimdi, 2024 sonunda bu rakamın 1 trilyon 331 milyar dolara, kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz. Bu tablodan kıvanç duymak için AK Partili olmaya gerek yok. Bu başarıya sevinmek için Cumhur İttifakı'na gönül vermeye gerek yok. Denizli'nin ve ülkemizin bu başarısını takdir etmek için muvafık veya muhalif olmaya da gerek yok. Denizli'nin başarısı diğer 80 vilayetimizin de başarısıdır." şeklinde konuştu.

"HEDEF VE ÖLÇEK BÜYÜTEREK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"

Denizlili ihracatçıların, üreticilerin, sanayicilerin başarısının 85 milyonun tamamının gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu milletin her bir ferdi, inanıyorum ki iktidarda kimin olduğuna, hangi partinin olduğuna bakmadan ülkesinin gelişmesini, kalkınmasını ister. Biz, "Her şey Denizli için, her şey Türkiye için" dediğimizde bunu bir slogan olarak, bir seçim sözü olarak söylemiyoruz. Tam tersine, tüm kalbimizde inandığımız için bunu ifade ediyoruz. Denizli için olan her şey Türkiye içindir. Türkiye için olan her şey Denizli içindir. Bugüne kadar hep bu anlayışla hareket ettik. İnşallah bu çizgimizi asla bozmayacağız. Bu ülke, bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık, bundan sonra da asla ve asla yaşatmayacağız. Her dem tazelenerek, her dem kendimizi yenileyerek, güçlenerek, hedef ve ölçek büyüterek yolumuza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

Burada acı ama bir hakikat olan şu durumu da ifade etmek zorundayım. Türkiye tüm bu başarılarını, müzmin muhalefete rağmen elde etmiştir. Yol yaptık, karşı çıktılar. Havalimanı yaptık, çamur attılar. Hızlı tren hattı yaptık, takoz koydular. Tünel, köprü, baraj yaptık, mutlaka bir kulp taktılar. Millete ve memlekete hayrı dokunan hiçbir işin ucundan tutmadılar. Bırakın destek olmayı, muhalefet bize köstek olmasaydı emin olun çok daha büyük başarı hikayelerine imza atardık. Kuyu kazan, çelme takan, Türkiye'yi paçasından tutup aşağı çeken bir muhalefet olmasaydı, ülkemiz bugün başka bir noktada olurdu. Niçin biliyor musunuz? Çünkü iş yapacağımız vakti bunların önümüze çıkardığı bariyerleri ortadan kaldırmak için kullandık. Hizmet üreteceğimiz enerjiyi muhalefetin sabotajlarını savuşturmak için harcadık.

Burada bir gerçeği özellikle söylemek durumundayım. Muhalefette isimler değişse de maalesef zihniyet değişmiyor. CHP'nin genel başkanlık koltuğunda oturan isimler değişse de hizmet ve yatırım düşmanlığı asla değişmiyor. Ne iş yapma gibi bir niyetleri var, ne de bizim çalışmamıza tahammül ediyorlar. Sebebini de açıklayayım. Bunlar çalışmayı sevmiyor değerli kardeşlerim. Çünkü bunlar tembel. Denizli'nin bunları anlatan çok sevdiğim bir atasözü var. "Tembel'e kapıyı ört" demişler, "Yel eser de örter" demiş. Bunların durumu da aynen öyle. Ağzımızın tadı kaçmasın, aman konforumuz bozulmasın havasındalar. Millete hizmet yolunda şantiye tozu yutmak yerine çilingir sofrasında kadeh tokuşturmak bunların daha çok hoşlarına gidiyor. Üretmeden, ter dökmeden, emek vermeden, hizmet etmeden siyaset yaptıklarını zannediyorlar. Var ya bir söz, "On dönüm bostan, yan gel yat Osman" bu söz bunlarda adeta ete kemiğe bürünmüş.

"BU ÜLKENİN BAŞARILARINA SEVİNEMİYORLAR"

Meselenin daha vahim tarafı, haset siyasetlerini ülke husumetine kadar vardırmalarıdır. Öyle bir ruh hali içindeler ki AK Parti ve Cumhur İttifakı yıpransın da Türkiye'ye ne olursa olsun diyorlar. Bu ülkenin başarılarına, bu ülkenin iftihar vesilelerine sevinemiyorlar. Türkiye'nin diplomatik, ekonomik, askeri ve siyasi kazanımlarından dahi mutlu olamıyorlar.

Bunun en son örneği Suriye krizidir. Eminim sizler de yakından takip ettiniz. Suriye'de 13 yıl süren kanlı katliamlardan sonrasında 8 Aralık tarihinde Esed rejimi devrildi. Baas diktatörlüğü çöktü. Muhalifler Şam'ı tekrar fethetti. Aralarında bizim de desteklediğimiz unsurların bulunduğu muhaliflerin 13 yıllık zulme son vermesinden Türkiye olarak biz de memnuniyet duyduk. Suriye'nin özgürleşmesi, tıpkı milyonlarca Suriyeli kardeşimiz gibi bizi de sevindirdi. Bizi de mesut etti. Bundan daha doğal bir şey zaten olamazdı. Çünkü biz, 911 kilometrelik sınırımızın olduğu Suriye'deki çatışmaların olumsuz etkisini en fazla hisseden ülkelerden biriydik. Terör eylemlerinden, ülkemize yönelik saldırılara kadar pek çok alanda ciddi bedeller ödedik.