Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Enflasyon düştükçe milletimizin sıkıntıları hafifleyecek"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu. Erdoğan, "Enflasyonla mücadeleyi sadece talep yönlü politikalarla değil; gıda ve konut gibi alanlarda arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz." dedi.

Haber Giriş Tarihi: 15.01.2025 13:03
Haber Güncellenme Tarihi: 15.01.2025 13:03

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:

1 Ocak tarihi itibarıyla aynı zamanda mübarek üç aylarla da müşerref olduk. Mübarek üç aylarınızı da gönülden tebrik ediyor; Rabbim bizleri sağlık, huzur ve afiyet içerisinde sevdiklerimizle birlikte Ramazan’ı Şerife kavuştursun, diyorum.

2025 yılının ilk iki haftasında hepimizi mütesssir eden iki acı haber aldık. Türk halk ve arabesk müziğinin duayen ismi, şarkılarıyla gönül tellerimizi titreten Ferdi Tayfur’un vefatı, sadece sanat camiamızı ve sevenlerini değil, milletçe hepimizi derinden üzmüştür. Anadolu’nun bağrı yanık gençlerinin duygularına tercüman olan Merhum Ferdi Tayfur; kalbi ülkesi ve milleti için çarpan bir sanatçımızdı, çok kıymetli bir söz ustasıydı. Kendisini bir kez daha rahmetle ve şükranla yad ediyor; ailesine, sevenlerine ve hayranlarına başsağlığı diliyorum.

İkinci büyük kaybımız; Anayasa ve Adalet Komisyonu Başkanımız, Amasya ve Ankara Milletvekilimiz Ahmet İyimaya’dır. Kendisi; beyefendi kişiliği, engin hukuk birikimi, kitaba, okumaya, araştırmaya merakı ve kendine has üslubuyla, Meclis çatısı altında ülkemize uzun yıllar hizmet etmiş müstesna bir isimdi. Ahmet İyimaya kardeşimizi de burada rahmetle anıyor; Rabbim merhametiyle muamele eylesin diyor; grubumuzla birlikte ailesine ve dostlarına tekrar sabrı cemil niyaz ediyorum.

"AK PARTİ ÜYE SAYISIYLA TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK AİLESİDİR"

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımız, her yıl ocak ayının ilk haftasında siyasi partilere dair en güncel verileri yayımlıyor. Buna göre; Türkiye’de faaliyet gösteren 168 siyasi parti arasında AK Partimiz; 11 milyon 135 bin 306 üye sayısıyla zirvedeki yerini koruyor. Bizden sonra ikinci sırada yer alan anamuhalefet partisine attığımız fark 9,5 milyon üyedir. AK Parti Gençlik Kollarının 1 milyon civarındaki üye sayısı, birçok siyasi partinin toplam üye sayısından dahi fazladır. Birleşmiş Milletlere kayıtlı 109 ülkenin ve Avrupa’daki 35 ülkenin nüfusundan daha çok mensubu olan devasa bir aileden bahsediyoruz. “AK Parti olarak üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük ailesiyiz” derken hamaset yapmıyor, işte bu gerçekleri dillendiriyoruz. Böyle bir ailenin ferdi, böyle bir hareketin neferi, böyle bir siyasi partinin lideri olmakla iftihar ediyorum; Rabbime de sonsuz hamdediyorum. Biz, kuruluş aşamasından itibaren milletiyle birlikte yol yürüyen bir partiyiz. Partimizin çeyrek asra yaklaşan siyasi mücadelesinde milletin rotasından hiç ayrılmadık; milletin hedef, amaç ve kadim değerlerinden asla kopmadık.

"27 OCAK’TA ANKARA’DA GENÇLİK KOLLARIMIZIN 7’NCİ OLAĞAN KONGRESİNİ YAPACAĞIZ"

12 Ekim’de başlattığımız 8’inci Olağan Kongre sürecimizi, bunun en önemli zemini olarak görüyoruz. Şimdiye kadar 955 ilçe kongremizi tamamladık, kalan 15 ilçe kongremizi de önümüzdeki günlerde neticelendireceğiz. 81 il kongremizden 56 tanesini hamdolsun yüksek bir coşkuyla ve demokrasi şöleni havasında gerçekleştirdik. Bu haftaki il kongrelerimizle birlikte sayı 63’e çıkacak. Gençlik Kollarımız 65 ilde, Kadın Kollarımız 23 ilde kongrelerini tamamladı. 27 Ocak’ta, Ankara’da “Gençliğinle Türkiye'ye Yön Ver” sloganıyla, yine muhteşem bir atmosferde, Gençlik Kollarımızın 7’nci Olağan Kongresini yapacağız. 5 Şubat’ta Kadın Kolları Kongremizi yaptıktan sonra Büyük Kongremiz için yoğun bir hazırlık içinde olacağız. Büyük Kongremiz, öncekiler gibi Türk siyasetine yine damga vuracak, ufuk çizecek, inşallah 2028’e giden sürecin işaret fişeği olacaktır.

Son dönemdeki veriler ekonomideki iyileşmelere işaret ediyor. İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Savunma ihracatımızın 7 milyar dolar ile tarihin en yüksek zirvesine çıkmasıydı. İşsizlik oranı son 19 ayda tek hanede seyrediyor. Son 1 yılda 986 bin kişilik istihdam oluşturduk.  Enflasyonla mücadeleye verdiğimiz önemi her geçen gün vurguluyoruz. Haziran ayında girdiğimiz dezenflasyon süreci devam ediyor. 

"ESAD ZAMANINDA VERDİĞİ REFORM SÖZLERİNİ TUTMADI"

Bir süredir üzerinde çalıştığımız sosyal konut projemiz bunlardan biri. 2025 senesinde enflasyon hedefimizi tutturmada umutluyuz. Enflasyon düştükçe milletimiz daha rahat bir nefes alacak.Kararlı duruşumuzu bozmayarak 85 milyon olarak kazanacağız. 22 yılda küresel krizler dahil alnımızın akıyla geldik. Birçok ekonomik başarıya imza attık. Ne yapıtyorsak akılla ve incelikli stratejiyle yapıyoruz. Türkiye emin ve ehil kadroların yönetiminde güven içindedir. 

Türkiye, Cumhur İttifakı'nın mihmandarlığında menzile mutlaka varacaktır. 2024 bölgemizde ve dünyada kritik hadiselerin yaşandığı bir yıl oldu. Suriyeli kardeşlerimiz 13 yıl boyunca işkenceyle, açlıkla, halkını katleden Esed rejiminden ve Baas'tan kurtulmuştur. Suriye halkı hasretimi çektiği özgürlüğe kavuşmuştur. Mazlumların tepesine bonba yağarken Esed'in işlediği zulümleri bile kendi devletine işleyenlerin utancı bu yüzdendir. Siyaseten öyle ahlak dışı cümleler kurdular ki bugün konuşmaya bile yüzleri yok. Hatalarıyla yüzleşmek yerine öküz altında buzağı aramaya devam ediyorlar. Bugün bazı gerçekleri hatırlatmakta fayda görüyorum. Susacak, saklayacak karakterde değiliz hiçbir zamanda olmadık. 

"SİZ ADRESİNİ BİLMEZKEN BİZ SURİYE'DEYDİK"

Neymiş kırmızı kart gösterecekmiş. Sen o işlerden anlamazsın. Siz adresini bilmezken biz Suriye'deydik. Suriye'de ilk barışçıl gösteriler 2011'de başladı. Bunlara navigasyon haritası vermek lazım. Suriye'ye nereden, nasıl gidiyorlar onu bildirmek lazım. Esed'le bu süreçte görüştüm bize reform yapacağını söyledi ama sözünü hiçbir zaman tutmadı. Göstercilerin sözlerine kulak vermek yerine kanlı yollara bulaştı, şiddetle bastırmanın tepkilere neden olacağını ilettim. Asıl Esed değil Esad'dır. Ülkemizi de ciddi manada tehdit eder noktada yangın yerine dönüştürdü. Türkiye olayla bu raddeye vardıktan sonra Suriye'de mazlumlara yardımcı olmak kaçınılmaz hale geldi. Türkiye'nin meşru gerekçelerle müdahil olmasından daha tabi bir şey olamaz. Bizi asıl üzen ülkemizdekilerin "Türkiye'nin Suriye'de ne işi var" diyerek bizi haksızca eleştirmeleriydi.