Son dönemde Türkiye’de aile hekimliği sistemine yönelik yapılan düzenlemelerin, sağlık alanında önemli değişikliklere yol açacağı öngörülüyor. Aile hekimlerinin mesai saatleri dışında vatandaşlara ücretli hizmet verebilmesinin önü açılırken, hastaneye sevk olmadan doğrudan aile hekimine başvurmak isteyenler için katkı payı alınacağı duyuruldu. Bunun yanı sıra, yabancı uyruklulara sunulan birinci basamak sağlık hizmetleri de ücretli hale gelecek. En dikkat çeken değişikliklerden biri ise ehliyet, askerlik gibi durumlar için alınan bazı bazı raporların artık ücretli olarak verilecek olması. Bu düzenlemelere ilişkin olarak Bursa Tabip Odası Başkanı Kadir Binbaş, aile hekimliği sistemi ve sağlık hizmetleri üzerindeki olası etkilerini değerlendirdi.
“AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİ ZORLANACAK”
Bursa Tabip Odası Başkanı Kadir Binbaş, yeni düzenlemelerin aile hekimlerinin üzerindeki iş yükünü artıracağını belirterek, bu değişikliklerin sağlık sistemini olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Aile hekimliğine ilişkin getirilen düzenlemelerin bu kurumlara daha çok yük getireceğini ifade eden Binbaş, “Aile hekimliğine yönelik yeni düzenlemeler, hem hekimler hem de hastalar için ciddi zorluklar yaratacak. Bu kadar çok sayıda performans kriteriyle ve ağır yüklerle çalışmak, bizim esas görevlerimizi yapmamızı engelleyecek.” dedi.
Aile hekimlerinin, mevcut maaş yapılarına ek olarak hastalarının profiline göre farklı ücretler aldığını belirten Binbaş, yapılan düzenlemelerle bu sistemin daha da karmaşık hale geldiğini dile getirdi. Binbaş, aile hekimlerinin maaşlarının hastaların yaş gruplarına ve sağlık durumlarına göre değiştiğini, örneğin bebekler ve hamileler için daha yüksek ücretler ödendiğini, yaşlılar ve gençler içinse daha düşük ödemeler yapıldığını söyledi. Binbaş, yeni düzenlemeyle birlikte, performans kriterlerinin arttığını ve bazı hastalıkların takiplerinin teknik olarak mümkün olamayacak kadar fazla olduğunu ekledi. Yeni düzenlemelerle, artık çok daha fazla sayıda hastalık takibi yapılması gerektiğini kaydeden Binbaş, “Bu, aile hekimlerinin mevcut kapasitesini aşacak bir durum.” dedi.
Binbaş, aile hekimlerinin görevlerinin yalnızca hasta takipleriyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda koruyucu sağlık hizmetlerine de odaklanmaları gerektiğini belirterek, “Bizim işimiz, yalnızca hastaları muayene etmek değil, aynı zamanda onların sağlık durumlarını iyileştirmek için koruyucu hizmetler sunmaktır. Ancak, bu yeni düzenlemelerle birlikte aşı takibi, sağlık taramaları gibi işler bizim için neredeyse imkansız hale gelecek.” ifadelerini kullandı.
“İLAÇ KISITLAMALARI VE HASTA-HEKİM İLİŞKİSİ”
Binbaş, yeni düzenlemelerle birlikte bazı ilaçlara yazılacak reçetelere de kısıtlamalar getirildiğini belirtti. Özellikle halk arasında yaygın olarak kullanılan mide ilaçları, antibiyotikler ve ağrı kesiciler gibi ilaçların reçetelenmesi konusunda kısıtlamaların getirilmesinin, hastalarla hekimler arasında çatışmalara yol açabileceğini ifade eden Binbaş, “Halkımızın sıkça kullandığı ilaçlar arasında, yaşlıların kullandığı mide ilaçları ve ağrı kesiciler önemli bir yer tutuyor. Bu ilaçların reçete edilmesine kısıtlamalar getirilmesi, hasta-hekim ilişkilerini zorlayacak. Bu durum, zaten sıkıntılı olan ikinci basamaktaki hastaneleri daha da tıkayacak.” dedi.
“DERDİMİZ PARA DEĞİL”
Binbaş, aile hekimlerinin iş yükünü daha da artıracak bir diğer önemli düzenlemenin, raporlardan alınacak ücretler olduğunu belirtti. Ehliyet raporları ve okul gibi farklı alanlarda istenen sağlık raporlarının artık ücretli hale gelmesinin, aile hekimlerinin üzerindeki yükü daha da artıracağını kaydeden Binbaş, “Biz yıllardır her türlü raporu yazıyoruz; işe başlama, okul kaydı, ehliyet… Bu raporların ücretli hale gelmesi, hastalarla hekimler arasında gereksiz bir gerilim yaratacak. Hekimler olarak biz rapor yazmayı istemiyoruz. Bizim tek talebimiz, daha adil ve sürdürülebilir bir maaş sistemine geçilmesidir.” ifadelerini kullandı.
Aile hekimlerinin, vatandaşlardan alınan ücretlerle ilgili olarak herhangi bir gelir sağlamayacağını da belirten Binbaş, “Bu paran büyük ihtimalle sağlık müdürlüğünün döner sermayesine gidecek ve hekimlere herhangi bir katkı sağlamayacak. Burada kazanan devlet olabilir ancak sağlık hizmetlerinin kalitesi düşecek ve vatandaşlar da daha zor bir süreçle karşılaşacak.” şeklinde konuştu.
AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİ NE OLACAK?
Binbaş, tüm bu değişikliklerin aile hekimliği sistemini işlevsiz hale getireceğini belirtti. Yeni düzenlemelerin aile hekimlerinin yalnızca poliklinik hizmetleri veren, hastalarını sevk eden ve rapor yazan bir noktaya gelmesine yol açacağını ifade eden Binbaş, “Bu durum, sağlık sisteminin temel taşlarından biri olan birinci basamağın çökmesine neden olacaktır. Aile hekimleri, yalnızca hastaların sevk işlemleri ve raporlarıyla ilgilenirken, koruyucu sağlık hizmetlerini sağlama noktasında ciddi eksiklikler yaşanacaktır. Bu da sağlık hizmetlerinin kalitesini doğrudan etkileyen bir durumdur.” diye konuştu.
Dr. Kadir Binbaş, aile hekimlerinin yalnızca birer sevk aracına dönüşmemesi gerektiğini, sağlık hizmetlerinin verimli olabilmesi için hekimlerin iş yükünün azaltılması ve daha sağlıklı bir maaş sistemine geçilmesi gerektiğini kaydederek, “Hekimlerin yükünü artırmak yerine, sağlık hizmetlerine daha verimli bir sistem getirilmelidir. Aksi takdirde, sağlık sisteminde daha büyük sıkıntılarla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır. Aile hekimlikler sekretaryaya dönüşmesin.” dedi.