Verilere göre Haziran 2024’te işsizlik oranı %9,2’ye yükselirken işverenlerin özellikle mavi yaka pozisyonlarında çalışacak eleman bulmakta zorlanmaları dikkat çekiyor.
İŞGÜCÜ İSTATİSTİKLERİ BİR ÇELİŞKİ Mİ?
Haziran 2024 verilerine göre Türkiye’de işsiz sayısı 3,3 milyon kişiye ulaştı ve işsizlik oranı erkeklerde %7,6, kadınlarda ise ,4 olarak belirlendi. Genç işsizlik oranı ,6 gibi yüksek seviyelere çıkmış durumda. Ancak aynı zamanda sanayiciler, üretim sektöründe işçi bulmakta ciddi sorunlar yaşıyor. Bazı fabrikalar “eleman aranıyor” ilanları asıyor, vasıfsız işçilere bile razı olduklarını belirtiyorlar. Bu çelişki, işgücü piyasasındaki taleplerin işsizlik oranlarıyla örtüşmediğine işaret ediyor.
İŞGÜCÜNÜN BEKLENTİLERİ VE DEĞİŞEN DİNAMİKLER
Pandemi sonrası çalışma koşullarına yönelik beklentiler ise önemli ölçüde değişti. Çalışanlar artık daha esnek ve rahat iş ortamları arayışında oluyor. Vardiyalı ve fiziksel olarak ağır işler yerine masa başı işler daha cazip hale geliyor. Aynı zamanda işsizlik oranları yüksek olsa da çalışanlar için belirleyici faktörlerin başında maaş beklentileri yer alıyor. Artan enflasyon karşısında maaşların yetersiz kalması, işçilerin daha kolay işler veya daha iyi sosyal haklar sunan işlere yönelmesine yol açıyor.
ÜCRETLERİN DÜŞÜKLÜĞÜ VE BARINMA SORUNLARI
İş tercihlerinde ücret belirleyici rol oynuyor. Maaşlar yüksek enflasyon karşısında erirken çalışanlar yaşam giderlerini karşılayacak ücret beklentisiyle daha yüksek maaşlı iş arayışına giriyor. Ancak sanayici ve işverenler artan maliyetler nedeniyle çalışanların taleplerini karşılamakta zorlanıyor. Burada, işverenlerin “maaşları artırmamıza rağmen çalışacak kimse bulamıyoruz.” şikayeti de devreye giriyor. Yani sorun sadece maaşlarla sınırlı değil, aynı zamanda işçilerin beklentileri ve yaşam koşullarıyla da ilişkili hale geliyor.
POPÜLER KÜLTÜR VE STATÜ ARAYIŞI
Gençler arasında popüler kültür ve sosyal medyanın etkisiyle daha konforlu yaşam beklentisi artıyor. Gençlerin bazı sektörlerde çalışmaktan kaçınmasının altında kolay ve rahat bir yaşam sürme arzusu yatıyor. Bu da özellikle fiziksel emek gerektiren mesleklerde işçi bulmayı zorlaştırıyor. Statü ve prestij arayışı belirli sektörlerde iş gücü açığının büyümesine neden oluyor.
EĞİTİM SİSTEMİ VE VASIFLI ELEMAN EKSİKLİĞİ
Eğitim sistemindeki yetersizlikler işgücü piyasasındaki en büyük sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Meslek liselerinden mezun olan öğrencilerin birçoğu kendi alanlarında çalışmak yerine başka işlere yöneliyor. Meslek edindirme kursları ve meslek liselerinin cazip hale getirilmesi ise mavi yaka işlerde çalışacak iş gücünün artmasına katkı sağlayabilir. Sanayiciler yeni mezunların işe hazır olmadıklarını belirterek eğitim sisteminde daha fazla uygulamalı eğitimin gerektiğini vurguluyor.
“İŞGÜCÜ DİNAMİKLERİNİN DEĞİŞEN İHTİYAÇLARINA YANIT VERMEK ŞART”
İşsizlik oranlarının artmasına rağmen işverenlerin nitelikli çalışan bulamaması yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyo-kültürel faktörlerden de kaynaklanıyor. Uzmanlar işgücü piyasasında yaşanan bu açmazın temelinde işgücü beklentilerinin değişmesi, ücretlerin enflasyon karşısında yetersiz kalması ve işin niteliği ile uyumlu eğitim politikalarının eksikliği olduğunu belirtiyor. İstihdam danışmanları konuyla ilgili, sanayicilerin vasıfsız işçiye bile ihtiyaç duyduklarını dile getiriyor. Ancak çalışanların, düşük ücretler ve ağır çalışma koşulları nedeniyle bu işleri tercih etmediğini ifade eden istihdam danışmanları, işgücü dinamiklerinin değişen ihtiyaçlarına yanıt vermenin şart olduğunu vurguluyor.