Birçok ülkede uygulanan sosyal medyada yaş sınırlaması yasağının, ülkemizde de uygulanması için harekete geçildi. Konu hakkında, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, diğer ülkelerde yapılan faaliyetleri inceleyerek çalışma yürütüyor. Bu çalışmaya göre, 13 yaş altına sosyal medya uygulamalarının yasaklanması planlanıyor. Bu kapsamda Herkes Duysun’a konuşan Çocuk Gelişimi ve Aile Danışmanı Seher Kander, önemli açıklamalarda bulundu.
KANDER’DEN SOSYAL MEDYA İÇİN 18 YAŞ VURGUSU
Günümüzde, özellikle on sekiz yaşından küçüklerin dijital mecralara yöneliminin arttığını ancak bunu doğru bulmadığını dile getiren Kander, “Dijital reşitliğin alt sınırının 18 yaş olması gerektiğini düşünüyorum çünkü bireylerin büyüme ve olgunlaşma çağlarında, daha çok okuyup yazmak, araştırmak, gezmek, gözlem yapmak, estetik eylemlerin içinde bulunmak ve birbiriyle canlı bir şekilde sohbet etmek gibi ihtiyaçları vardır.” şeklinde konuştu.
ÇOCUĞUNUZ İÇİN SORMANIZ GEREKEN SORULAR
Kander, konuşmasına şöyle başladı:
“Öncelikle çocuk gelişimi ve aile danışmanı olarak şunu söyleyebilirim ki, çocuklar için seçim yaparken ya da çocukların kendileri için seçim yapmalarını sağlarken soracağımız ilk sorulardan bazıları şu olmalıdır:
‘Buna ihtiyacım var mı?’ veya ‘Bu alanda niçin var olacağım?’ Bu soruların cevapları, bir yetişkin olarak çocuğumuz adına doğru kararlar vermemizi kolaylaştırır. Ayrıca çocukların, seçimleriyle ilgili kendileri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar ve farkındalıklarını artırır çünkü verilen cevaplar, bir yüzleşme sebebi olabilir, rahatsız edici, anlamlı ya da anlamsız olabilir.”
Kander, değişen dünya ile birlikte zamanın gerekliliklerini yerine getirmenin doğru olduğunu ancak dijital çağın sağladığı imkanlar konusunda seçim yazma özgürlüğümüzü kullanmamız gerektiğinin önemine değindi.
“ARAŞTIRMALAR GÖSTERİYOR Kİ…”
“Bugün dijital mecralarda on üç ve on altı yaş altı çocuklar yer alabiliyor ancak bir uzman olarak bunu doğru bulmuyorum ve dijital reşitliğin alt sınırının 18 yaş olması gerektiğini düşünüyorum.” diye sözlerine ekleyen Kander, şunları söyledi:
“Bireylerin büyüme ve olgunlaşma çağlarında, daha çok okuyup yazmak, araştırmak, gezmek, gözlem yapmak, estetik eylemlerin içinde bulunmak ve birbiriyle canlı bir şekilde sohbet etmek gibi ihtiyaçları vardır. Erken yaşlarda sosyal medya ile tanışmaları ise sakıncalıdır. Ayrıca yapılan araştırmalar, bireylerin erken yaşta dijital mecralarda uzun süreli varlık gösterdiklerinde, dikkatlerini çeken unsurların ortaya çıktığını göstermektedir.
“İCAT VE BULUŞ GİBİ ÜRETMEK ÜZERİNE YÖNELTMELİ”
Becerileri yerine getirmekte birçok çocuk zorlanmaktadır. Sosyal medya yerine dijital mecraların, bireylerin icat, buluş ve yaratıcı alanlarda üretmek üzerine işlemesi daha doğru bir karardır ve bu da yine sınırlı ölçülerde olmalıdır. İinsan nihayetinde canlı bir varlıktır ve beş duyu ve ötesinde öğrenmeye ve gelişimini bu minvalde desteklemeye ihtiyaç duyar.”
“ÇOCUKLARI GÖRMELİYİZ”
Kander, sosyal medyanın çocuklar üzerinde bir yanılsama yarattığını ve bireylerin bu dünyaya kapılarak, gerçek hayatın iniş ve çıkışlarından bağımsız bir şekilde, yalnızca aşırı derecede övüldükleri bir yerde tutulduklarına dikkat çekti. Kander, bu durumun duygusal olgunlaşmalarını olumsuz yönde etkilediğini vurguladı.
Çocukların sosyal medya kullanımında, aile içi iletişimin ve eğitmenlerin önemli ölçüde belirgin olduğunu dile getirerek bu bağlamda anne, baba ve öğretmen rolüne de değinen Kander, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anneler, babalar, öğretmenler ve çocuklara refakat eden tüm yetişkinler, çocukları gerçekten görmeli, duymalı ve onları çok güçlü bir sevgi çemberinde, sofrasında tutmalıdır. Bu sofra, öyle doyurucu olmalıdır ki, çocuklar o sofradan aç kalkmamalıdır. Aksi takdirde, başından beri söylediğim gibi, bu sofradan aç kalkan bir çocuk, yaşına bakmaksızın kendini sosyal medyada kaybeder.”
Sonuç olarak, bilişim çağında teknoloji ürünlerini nasıl kullanılacağı ve ne yönde hizmet edileceğinin, bireyin seçimlerinden ibaret olduğunu hatırlatan Çocuk Gelişimi ve Aile Danışmanı Seher Kander, bu konuda çocukların büyüme döneminde mutlaka yetişkin refakatine ihtiyacı olduğunu söyledi.
KANDER’DEN EBEVEYNLERE ÖNERİ
Kander, dijital mecralarda ekran bağımlılığı hakkında, ebeveynlere uyarıda bulunarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Her zaman ailelere söylediğim bir öneriyi sizinle paylaşmak isterim. Ekran süreleri ile ilgili konuşurken hep şunu söylüyorum en az iki katı kitap okuyorsanız, oyun oynuyorsanız, doğada vakit geçiriyorsanız, sohbet ediyorsanız dijital mecraların zararlarından epey uzaklaşma şansınız vardır. Bu konuda içinizi rahatlatmanızı öneririm.”