Ruhban Okulu, 1844 yılında açılmış ve 1971 yılında Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmıştı. Bu süreçte, Ortodoks dünyasının en önemli ilahiyat okullarından biri olarak 1000’e yakın mezun vermişti. Bartholomeos’un da belirttiği gibi, okulu yeniden açmak, Ortodoks toplumu için büyük bir önem taşımakta.
Ruhban okulunun açılması, dini özgürlüklerin güçlenmesi ve Türkiye’nin çok dinli yapısının pekişmesi açısından önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Ancak, bazı toplumsal kesimler bu durumu, Türkiye’nin seküler yapısına bir tehdit olarak algılayabiliyor. Uzmanlar, ruhban okullarının yeniden açılmasının, farklı inanç grupları arasında diyalog ve hoşgörüyü artırabileceğini ifade ediyor.
“TOPLUMSAL BARIŞ VE HOŞGÖRÜNÜN ÖN PLANDA TUTULMASI ŞART“Din sosyolojisi uzmanları ruhban okulunun açılmasının Türkiye için kritik bir adım olabileceğini belirtiyor. “Ruhban okulu açılması, din ve inanç özgürlüğü açısından önemli bir gelişme. Ancak bu süreçte, toplumsal barış ve hoşgörünün ön planda tutulması şart. Dini eğitim, toplumsal huzuru artırıcı bir etki yaratabilir, fakat dikkatli bir denge kurulması gerekiyor” diyorlar.