Uraz Kaygılaroğlu'nun geçtiğimiz aylarda o dönem aşk yaşadığı fotoğrafçı Sayna Soleimanpour'ın sergisi için çektirdiği 'Kadın Cinayeti' temalı fotoğraflar, tepki çekmiş, bunun üzerine ikili, yollarını ayırmıştı.
19 yaşındaki İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil, Semih Çelik tarafından kan donduran bir şekilde katledilmesinden sonra Uraz Kaygılaroğlu'nun verdiği 'Kadın Cinayeti' temalı pozlar, yeniden gündeme gelirken ünlü oyuncu ikinci kez linçlendi. Serginin sabihi İranlı Sayna Soleimanpour, konuyla ilgili sessizliğini bozdu.
"BUNLARA İLGİ DUYMUYORUM"
Cümlelerine; "Sevgili dostlar merhaba. Geçtiğimiz günlerde ne yazık ki Türkiye'de hepimizi derinden sarsan trajik olaylar yaşandı" sözleriyle başlayan Sayna Soleimanpour, daha sonra şu ifadeleri kullandı: Bu olaylarla hiçbir şekilde ilgisi olmayan iki eserimin, trol hesaplar tarafından başlatılan bir linç kampanyası kapsamında dolaşıma sokulduğu bilgisini aldım. Sosyal medyayı aktif kullanan biri değilim. Instagram'ı yalnızca portfolyo niteliğinde ve tanıdığım kişilerle iletişim kurmak için kullanıyorum.
Twitter ve diğer sosyal medya platformlarını kullanmıyor ve bunlara ilgi duymuyorum. Sayna Soleimanpour, ayrıca sosyal medya platformları üzerinden şahsına yönelik spekülasyon ve hakaret içerikli paylaşımlarda bulunan hesaplara karşı hukuki yollara başvurulduğunu belirtti. Sergi süresince eserlerini merak edenlerle söyleşi ve soru - cevap etkinlikleri düzenlediğini ifade eden Sayna Soleimanpour; "Sergi metni zaten internette mevcut. Ancak, ilerleyen günlerde eserlerimin içeriğini detaylı bir şekilde anlatan bir paylaşım yapmayı planlıyorum" diyerek açıklamalarına devam etti. Bu hassas dönemde gündemi bu konuyla meşgul etmek istemediğini ve dikkatlerin asıl suçlulara yönelmesi gerektiğini vurguladı.
Öte yandan Uraz Kaygılaroğlu, yaşananların ardından açıklama yaptı ve şu ifadeleri kullandı; "Hem Ayşenur'un hem İkbal'in ailesi ve sevenleri özelinde, tüm Türkiye özelinde çok üzgün olduğumuzu söylemek istiyorum. Semih Çelik adlı caninin yaptığı bu eylemin sonucunda bu işin öznelerinden biri haline gelmiş olmak beni çok üzdü. Genelde bu iş biraz 'cambaza bak' gibi oluyor yani olup bitenden ziyade bir hedef belirleniyor. Aslında konunun özelinden biraz uzaklaşıyoruz gibi oluyor. Eğer bunlar ben ve benim gibi üçüncü şahısların toplumdan men edilmesi, bir daha göz önüne çıkmamasıysa çözülecekse seve seve, can-ı gönülden kabul ederim. Bir daha sahneye çıkmak, televizyona çıkmak zorunda değilim, başka bir iş yaparım. Ben kendi can güvenliğimden de üçüncü bir şahıs olarak, hedef gösterildiğim için endişe eder haldeyim."