1-7 Ekim Emzirme Haftası nedeniyle, anne sütünün önemine yönelik bir açıklama yapan Uzm. Dyt. Demirkıran, “Anne sütü; yeni doğanlar ve bebekler için ideal bir besindir. En kaliteli protein kaynağıdır. Bu sayede bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişmesi için en önemli etmendir” dedi.
Anne sütünün bebek için biyoyararlılığı yüksek, sindirimi kolay, hastalıklara karşı koruyucu olduğunu belirten Uzm. Dyt. Demirkıran, “Anne için pratiktir, hazırlama zorluğu yoktur, güvenilirdir ve ekonomiktir. Bileşiminin her annenin kendi bebeğinin gestasyonel yaşına, bebeğin gereksinimlerine özgü olması, büyüme ve gelişmeye destek olması sayesinde anne sütü “canlı” bir sıvı olarak kabul edilmektedir” şeklinde konuştu. Anne sütünün bebeklerin enerji ve besin ögeleri gereksinimlerinin ilk 6 ayda tamamını, 6-12’nci aylarda yarısını, 13-24’üncü aylar arasında ise üçte birini karşıladığını anımsatan Uzm. Dyt. Demirkıran, şöyle devam etti: “Yeni doğanlar ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenerek tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. Altıncı ay itibarıyla ise artan gereksinimleri karşılayabilmek için tamamlayıcı beslenmeye başlanmalıdır. Ancak tamamlayıcı beslenmeye başlansa bile emzirme işlemi 2 yıl devam etmelidir.”
Yapılan çalışmaların anne sütü alımının sadece bebeklik döneminde değil adölesan ve yetişkinlik döneminde de bireyi özellikle kilolu ve obez olma durumundan koruyarak aşırı kiloya bağlı bulaşıcı olmayan kronik hastalıklara yakalanma riskini azalttığını kaydeden Uzm. Dyt. Demirkıran emzirmenin anne açısından yararlarını ise şöyle sıraladı: “Emzirmeyle birlikte salınan hormonlar sayesinde annenin sağlığı korunmaktadır. Meme ve yumurtalık kanseri, kemik erimesi, Tip 2 diyabet, hipertansiyon, demir eksikliği anemisi, doğum sonrası depresyon geçirme riski azalmaktadır. Emzirme annenin ağırlık kaybını kolaylaştırmaktadır. Anne için doğal bir sakinleştiricidir. Anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirerek sevgi dolu bir ilişki sağlamaktadır. Maliyetsizdir, pratiktir, hazırlama gerektirmez. Her zaman steril ve güvenilirdir. Bebeğin sağlığını koruyucu etmenler içermektedir.”