Çocuğunuz erken ergenlik yaşıyorsa dikkat! Psk. Beyleroğlu’ndan önemli bilgiler

Erken menarş, hem fiziksel hem de psikolojik olarak önemli etkileri olan bir durum. Bu durumla karşı karşıya kalan kız çocukları ve aileleri için ise uzman görüşleri oldukça önemli. Konu hakkında Psikolog Polat Beyleroğlu ise, bu durumun sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik olarak da önemli etkileri olabileceğini söyleyerek bu süreçte ailelerin nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini paylaştı.

Haber Giriş Tarihi: 28.11.2024 14:19
Haber Güncellenme Tarihi: 28.11.2024 14:19

On yaşından önce adet görmeye başlayan kız çocuklarının yaşadığı erken menarşının, hem fiziksel hem de psikolojik olarak önemli sonuçları olabileceği konusunda uyarılarda bulunan Psikolog Polat Beyleroğlu, bu durumun çocukların kendine olan güvenini ve sosyal ilişkilerin nasıl etkilendiğini açıkladı. Beyleroğlu, erken ergenliğin kız çocuklarının on yaşından önce sağlıksız bir şekilde büyüme süreçlerini hızlandırdığını değinerek, bu durumun çocukların psikolojisini nasıl etkilediğini ve ailelerin bu dönemde çocuklarına nasıl destek olabileceği konusunda önemli bilgiler verdi.

PSİKOLOJİK VE SOSYAL ANLAMDA ZORLUKLARI 

Bu sağlık problemini yaşayan kız çocuklarının, hem kendisine hem de çevresine olan algısının önemli ölçüde değiştirebileceğini vurgulayan Beyleroğlu, “Erken menarş, genellikle 8-10 yaşları arasında adet görmeye başlayan kız çocukları için kullanılan bir durumdur. Bu çocuklar, yaşlarına göre bedensel olarak daha erken gelişir ve bu durum psikolojik ve sosyal anlamda çeşitli zorluklara yol açabilir.” dedi.

İlk olarak erken adet deneyimi yaşayan kız çocuklarının iç ve duygusal dünyasında yaşadığı zorluklarına değinen Beyleroğlu, sözlerine şöyle başladı:

“Henüz sekiz yaşındayken ilk adet (menarş) deneyimini yaşayan bir çocuğu düşünün. Oyun oynama çağında, vücudu yetişkinliğe doğru adım atarken, zihni ve duyguları bu hıza ayak uydurmakta zorlanabilir.

ÇOCUĞUNUZ BUNLARI YAŞAYABİLİR!

Öncelikle çocukta düşük öz saygı yaratması muhtemeldir. Erken fiziksel değişimler (göğüs gelişimi, vücut kıllanması) nedeniyle yaşıtlarından farklı görünmek, çocukların beden algısını olumsuz etkileyebilir.  Kaygı ve depresyon da cabasıdır. Erken adet gören çocuklar, yetişkin sorumluluklarına veya algılarına henüz hazır olmadıkları için anksiyete ya da depresif semptomlar geliştirebilir.  Ya da kendisini yaşıtlarından farklı hisseden çocuk, yalnızlaşma eğilimi gösterebilir.”

BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ 

Erken adet deneyimi yaşayan kız çocuklarının karşılaştığı zorluklar hakkında bilgilendirmelerde bulunan Beyleroğlu, yaşanan problemlerle başa çıkma yöntemlerini de anlattı. 

“Erken adet görme, kız çocuklarının hem biyolojik hem de duygusal olgunlaşma sürecini hızlandırır, bu da bazı zorluklar doğurur.” diye sözlerine ekleyen Beyleroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Çocuklara biyolojik süreçler yaşlarına uygun bir dille açıklanmalı. Bu, onların kaygısını azaltır ve kontrol hissini güçlendirir.  Çocuklar, özellikle bu süreçte duygularını ifade etmesi için teşvik edilmelidir. Empati, bu süreçte çok önemli bir faktördür ve çocuğun eğitim gördüğü kurumda öğretmeni ile görüşülmesi fayda sağlayacaktır. Öğretmen, erken menarş durumundan haberdar edilmeli. Böylelikle çocuğun okulda uygun bir destek alması sağlanabilir.” 

ANNE VE BABA ROLÜ ÖNEMLİ 

Ebeveynlerin, özellikle erken menarş yaşayan çocuğa, doğru bir şekilde yaklaşılmasının önemli olduğuna dikkat çeken Beyleroğlu, anne ve babanın çocuklarına bu süreçte nasıl yaklaşmaları gerektiğini anlattı. Konu hakkında açık ve dürüst bir iletişimi önemsemeleri gerektiğini vurgulayan psikolog Beyleroğlu, çocuğun duygularını ifade etmesine izin verilmesini ve yargılayıcı olmayan bir tavır sergilemeleri gerektiğini belirtti.  Beyleroğlu, adet süreci hakkında dürüst ve açık bir şekilde konuşulması gerektiğini dolayısıyla çocuğun utanma ve korku duygularının azalacağını ifade etti. 

“GÜVEN İNŞA ETMELİDİR”

Bu süreçte anne ve baba rolünün önemli ölçüde etkili olduğunu kaydeden Beyleroğlu, sözlerini şu cümlelerle tamamladı:

“Anne, çocuğun ilk danışacağı kişi olarak, biyolojik süreç hakkında bilgi vermeli ve deneyimlerini paylaşarak güven inşa etmelidir. Babalar da bu dönemde destekleyici olmalı ve çocuklarının değişimlerini normalleştirecek bir tavır benimsemelidir.  Çocuğun özel alanına saygı gösterilmeli ve bu süreç herkesle paylaşılmamalıdır. 

ZORBALIK VE SOSYAL ÇEVREYE KARŞI DİKKAT

Çocuğun okulda veya çevresinde yaşadığı zorlanmalar ebeveyn tarafından takip edilmelidir. Gerekirse bir uzmandan (psikolog veya çocuk gelişim uzmanı) yardım alınabilir. 

EBEVEYNLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN NOKTALAR 

Çocuğunuzun davranışlarındaki değişimleri, örneğin içe kapanma veya sinirlilik gibi özellikler varsa gözlemleyin. Kardeşler veya aile bireyleri arasında karşılaştırma yapmaktan kaçının. Çocuğunuzun gelişim sürecini sakin bir şekilde karşılayarak panik yaratmayın. Erken menarş deneyimi, bir çocuğun hayatında hem duygusal hem de fiziksel anlamda önemli bir dönüm noktasıdır. Ancak bu süreci anlamak ve yönetmek, ebeveynler ve çocuk için zorlayıcı olmak zorunda değildir. Açık bir iletişim, sevgi dolu bir tutum ve gerekli durumlarda profesyonel destekle bu dönemi birlikte, güçlenerek atlatabilirsiniz. Unutmayın, büyüyen bedenlere en iyi ilaç, sevgi ve anlayıştır.”