İki yaş, çocuk gelişiminde önemli bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönem "iki yaş sendromu" olarak bilinen zorlayıcı bir döneme dönüşebiliyor. Peki, nedir bu iki yaş sendromu ve anne-babalar bu süreci nasıl daha sağlıklı bir şekilde yönetebilir?
İki yaş sendromu, çocukların bağımsızlık duygularını keşfetmeye başladıkları bir dönemdir. Herşeyi kendi yapmak isteyen çocuk bunu hala gelişim sürecinde olan dil becerisi ile anlatamadığı için zorluk yaşar. Bu da sıklıkla öfke nöbetleri, inatçılık ve huysuzluk gibi davranışlarla sonuçlandığını belirtilen uzmanlar iki yaş sendromunun belirtilerini su şekilde sıralıyor
Öfke nöbetleri: Çocuklar, istediklerini elde edemediklerinde ya da sınırlandıklarında ani öfke patlamaları yaşayabilirler.
İnatçılık: Her şeyi kendi başlarına yapmak isteyebilirler ve yardım tekliflerini reddedebilirler.
Duygusal dalgalanmalar: Aniden mutlu ve neşeliyken, bir sonraki an ağlama krizine girebilirler.
Pedagoglar ve çocuk psikologları, bu dönemin hem çocuk hem de ebeveynler için geçici ama doğal bir süreç olduğunu vurguluyor. Uzmanlar, bu süreci daha sağlıklı yönetebilmek için ebeveynlere şu önerilerde bulunuyor:
1. Sabırlı ve tutarlı olun: Çocuğunuzun sınırlarını anlamasına yardımcı olurken, sabırlı olmanız çok önemlidir.
2. Olumlu yönlendirme: Çocuğunuzun istemediği bir durumu olumlu bir dile çevirmek, onların işbirliğine açık olmasını sağlayabilir. Örneğin, "Oyuncaklarını toplar mısın?" yerine "Oyuncakları topladığımızda ne kadar güzel olur değil mi?" demek daha etkili olabilir.
3. Alternatifler sunun: Çocuğunuza iki seçenek sunmak, onun kontrol sahibi olduğunu hissetmesine yardımcı olabilir. "Bu kıyafeti mi giymek istersin, yoksa diğerini mi?" gibi sorular, öfke nöbetlerinin önüne geçebilir.
4. Duygularını anlamaya çalışın: Çocuğunuzun yaşadığı duygusal karmaşayı anlamaya çalışmak ve ona duygularını tanımlama fırsatı vermek önemlidir.
İki yaş sendromu genellikle normal bir gelişim evresidir ve zamanla geçeceğini vurgulayan uzmanlar aksi yaşandığı durumlarda bir çocuk psikoloğuna başvurulması gerektiğini ifade ediyorlar