Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bursa'da gezilecek yerler, Bursa'nın 7 harikası

Türk ve insanlık tarihi açısından büyük önem taşıyan Bursa, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak koruma altına alındı. Bursa’ya gittiğinizde mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerleri sizin için hazırladık…

Haber Giriş Tarihi: 23.07.2024 17:54
Haber Güncellenme Tarihi: 23.07.2024 17:54
Kaynak: Haber Merkezi
Bursa'da gezilecek yerler, Bursa'nın 7 harikası

MELEK PARAKOZ/HERKES DUYSUN

“Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu“ başlığıyla UNESCO’ya giren, Osmanlı’yı bir beylikten devlete taşıyan Bursa, Osmanlı mimarisinin görkemli eserleriyle günümüzde hala yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğrayan tarihi yerlerin arasında yer alıyor.

BURSA’DA GEÇMİŞİN İZLERİ

Günümüzden yedi bin yıl öncesinde bile yerleşimin olduğu söylenen Bursa’ya Türklerin ilk kelişi 1081 yılına dayanır. 1071 yılında kazanılan Malazgirt Zaferini kazanan Sultan Alpaslan’ın emriyle Anadolu topraklarını fethetmeye başlayan Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075 yılında İznik’i Selçuklu topraklarına katmış ve devlet, 22 yıl boyunca buradan idare edilmiştir. Türkler ilk kez bu şekilde Bursa ve çevresinde hakimiyet kurmuştur.

İznik’in 1097 yılında yeniden Batı Roma hakimiyeti altına girmesinin ardından Selçuklu başkentini Konya’ya taşımış ve Bursa, Osmanlı Devleti tarafından yeniden fethedileceği günü beklemeye başlamıştır.

1299 yılında Selçuklu Devleti yıkılma dönemindeyken Osman Gazi, Yarhisar ve Bilecik’i fethedip Osmanoğulları adında bir beylik olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. 1301 yılında da Bursa’daki Yenişehir Ovası ve civarı fethedilip Yenişehir başkent yapılmış ve böylece Bursa, Osmanlı’nın ilk başkenti olması özelliğini taşıyarak tarihe koca bir imza atmıştır. Sonrasında ise Orhan Gazi, babasının vasiyeti üzerine Bursa’yı tamamen fethedip, babasını da vasiyeti üzerine şu an Tophane mevkii olarak bilinen eski katedralin olduğu yere defnetmiştir.

Ayrıca Bursa Osmanlı Devleti’nde kentleşen ilk birkaç şehirden biri olunca, daha sonra ortaya çıkan Türk-Osmanlı şehirlerine öncülük etmiştir.

UNESCO BURSA DÜNYA KÜLTÜR MİRASI LİSTESİ

Tarihi ve doğal güzellikleri ile her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti kendisine hayran bırakan Bursa, kültür ve tarih turizmi açısından Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri olma özelliğini korumaktadır.

Bursa, barındırdığı tarihi ve kültürel mirasların bazılarının 2014 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmesiyle tarih sayfalarındaki önemini kanıtlamanın yanı sıra günümüzde hala dünyanın önemli şehirlerinden biri olduğunu ispat etmiştir. İşte UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren Bursa’nın 7 harikası…

HANLAR BÖLGESİ

Erken Osmanlı döneminde yapılan 668 yıllık geçmişiyle Hanlar Bölgesi, Bursa'da çarşı yapısının nasıl oluştuğunu göstermesi açısından önemlidir. Anadolu'nun ticaret yolları üzerinde bulunan ve ticaret yapan tacirlerin gece konaklamaları ve dinlenmeleri için yapılan hanları bünyesinde barındıran bölge geçtiğimiz yıllarda tarihi dokusunun açığa çıkarılmasıyla Bursa’nın nadide yerlerinden biri haline gelmiştir.

Haanlar Bölgesi’nde Osmanlı mimarisinin ilk eserlerine rastlanmakta ve bölgede Emir Han, İpek Han, Koza Han, Pirinç Han, Fidan Han ve Yoğurtçu Han başta olmak üzere birçok han bulunmaktadır. Ayrıca bölgede birçok tarihi cami ve türbe de yer almaktadır.

ULU CAMİ

Bursa denince akla ilk gelen silüetlerden biri olan Ulu Cami artık şehrin simgesi haline gelmiştir. Ulu Cami, Osmanlı mimarisinin ilk büyük eserlerinden olup, selatin camilerin de en güzel örneklerinden biridir. Ünlü seyyah Evliya Çelebi bu camiye Bursa'nın Ayasofyası adını vermiştir.

Osmanlı Sultanı I. Bayezid (Yıldırım Bayezid) tarafından Niğbolu Savaşı dönüşünde inşa ettirilmiştir. Rivayete göre Yıldırım Bayezid Niğbolu Savaşı’nın kazanılması durumunda 20 tane cami yaptırmayı adamış ve bu adak, dönemin ulemasının ortak görüşüyle, Osmanlı’nın gücünü ve heybetini de göstermek maksatlarıyla 20 cami büyüklüğünde ve 20 kubbeli tek cami olarak inşa ettirilmiştir.

Hacivat ve Karagöz’ün bu caminin yapımı sırasında inşaatta çalıştıkları ve hatta Hacivat’ın, caminin mimarı Hacı İvaz Paşa olduğu rivayet edilmektedir.

Öte yandan Bursa Ulu Cami, içerisinde namaz kılma alanında şadırvan barındıran tek camidir. Yine rivayete göre cami yapımının hazırlık aşamasında orada evi bulunan Yahudi bir kadın, üzerinde namaz kılınmaması şartıyla evinin istimlak edilmesine müsaade etmiş ve bu sebeple söz konusu alana şadırvan yapılmıştır.

Yine başka rivayete göre Hz. Nuh’un (as) kabri, Bursa Ulu Cami’nin içindeki şadırvanın altında bulunmaktadır ve sebepler silsilesi büyük peygamberin kabri üzerine basılmasına mani olmuştur.

Ayrıca Bursa Ulu Cami, Bursa’nın önemli ulema ve mutasavvıflarından İsmail Hakkı Bursevi’nin, Ruh’ul Beyan isimli eserinde dünyada duaların en makbul olduğu beş mekanın içinde yer almaktadır. Bursevi bu mekanları eserinde şöyle sıralamıştır;

  1. Kabe-i Muazzama (Mekke)    
  2.  Mescid-i Nebevi (Medine)    
  3. Mescid-i Aksa (Kudüs)    
  4. Emevi Cami (Şam)    
  5. Ulu Cami (Bursa)

Yine bu rivayeti temellendiren başka bir rivayet de Hızır’ın (as) her gün bu mescitlerde bir vakit namaz kıldığı ve dolayısıyla bir vakit namazı da Bursa Ulu Cami’nin kıble duvarının sağ taraflarında bulunan vav tablosunun önünde kıldığı rivayetidir.

Bursa Ulu Cami’nin inşası; hem devletin kendisini siyasal, ekonomik ve kültürel bir varlık olarak dünyaya kabul ettirme çabasının bir devamı hem de Osmanlı toplumuna bir kimlik verme çabasının gereği olarak değerlendirilir.

HÜDAVENDİGAR KÜLLİYESİ (1. MURAD)

Sultan I. Murad tarafından 1363/66 yıllarında inşa ettirilen külliye, şehrin batıya doğru genişlemesini sağlamıştır. Bünyesinde bir cami, bir medrese, imaret, hamam ve türbe barındıran Hüdavendigar Cami'nin en önemli özelliği, aynı yapının bir parçası olarak caminin ikinci katında bulunan medresedir. Türbenin yapısında, aralarında Sultan Murad Hüdavendigar'ın da (I. Murad) bulunduğu 8 adet sanduka yer alır. Bu yapı, iki revağa sahip tek ve eşsiz bir Osmanlı Cami örneğidir.

YILDIRIM KÜLLİYESİ (1. BAYEZİD)

Sultan Yıldırım Bayezid tarafından şehrin en doğusuna, bir anlamda şehre gelen ipek yoluna hâkim, tepe üzerine kurulan külliye bütünlüğü içerisinde cami, medrese, hamam, imaret, han ve darüşşifaya yer vermektedir ancak vakfiyesinde iki adet medreseden bahsedilmektedir. Bugün sadece cami, türbe, hamam, medrese ve darüşşifa günümüze gelebilmiştir.

YEŞİL KÜLLİYE (1. MEHMED)

Bursa'da kendi adına yaptırdığı Yeşil Türbe'ye defnedilen Çelebi Mehmed’in külliyesi, Timur sonrası yıkılan Bursa'ya yeni bir hayat vermiştir. Türbe, turkuaz renkteki İznik çinilerinin renginden ötürü Yeşil Külliyesi adını almaktadır. Cami, türbe, medrese, hamam ve imaretten oluşan Yeşil Külliye'nin diğerlerinden farkı, bu yapıların serbest olarak yerleştirilmiş olmasıdır. Timur sonrası harap olan Bursa ve Osmanlı Devleti, Yeşil Külliye ile birlikte hem mimaride hem de kültürel ve sosyal bakımdan yeniden şahlanmış ve şairin dediği gibi;  Bir sihirli el Osmanlı'yı yeniden yapılandırmaya başlamıştır:

“Bir gamlı musikiyle kanatlandı kuytular,

Fecrin şadırvanında yıkanmaktadır sular”

ORHANGAZİ KÜLLİYESİ

Bizans döneminde kale içinde sıkışmış küçük bir kasaba görünümünde olan Bursa’nın fetihten sonra büyütülmesi sırasında Gökdere’nin yatağı değiştirilerek elde edilen araziye ilk olarak cami, medrese, imaret-zaviye, han, hamam ve mektepten oluşan Orhan Gazi Külliyesi yaptırılmıştır. Etrafı çevrilen külliyenin duvarları daha sonra bütün aşağı şehri koruyacak şekilde genişletilmiştir. Bu duvarlar belgelerde “aşağı hisar” diye anılmaktadır. Külliye binalarından cami, han ve hamam (Aynalı Çarşı) günümüzde hala ayakta olup, bakımlı durumdadır.

MURADİYE KÜLLİYESİ (2. MURAD)

Sultan II. Murad tarafından Bursa'da yaptırılan son padişah  külliyesidir. Bulunduğu semte adını veren külliye cami, medrese, hamam, imaret, çeşme ve baninin türbesinden oluşmaktadır. Haziresine birçok şehzade ve saray mensubu defnedildiğinden zamanla çeşitli ilâvelerle genişlemiştir. Muradiye Külliyesi’nde Fatih Sultan Mehmed’in babası 2. Murad ve annesi Hüma Hatun’un yanı sıra çok sayıda hanedan mensubu ile saray halkı metfun bulunmaktadır. Ayrıca Sultan 2. Murad’ın kabrinin üzeri, dünya nimetlerini terk etmeye çabaladığı ve tac ile tahta önem vermediğinin nişanesi olarak açık bırakılmıştır. Osmanlı sultanları arasında sandukası olmayan ve toprağı görünen tek kabir, Sultan 2. Murad’ın kabridir.

CUMALIKIZIK KÖYÜ

Kuruluşu 1300'lü yıllara dayanan Cumalıkızık Köyü, Osmanlı tebaası tarafından Bursa’da kurulan ilk köylerden biri olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. 14. Yüzyıldan günümüze kadar tarihi dokusunu kaybetmeden gelmeyi başaran ender yerleşim yerlerinden biri olan Cumalıkızık Köyü, Osmanlı mimarisinin en güzel köşk ve konak örneklerini de içinde barındırır.

Tarihi dokusu nedeniyle sık sık dizi ve film çekimlerine de sahne olan Cumalıkızık Köyü, Tarık Buğra’nın Osmancık isimli eserinden uyanan “Kuruluş” filmine ev sahipliği yapmasının yanı sıra Kınalı Kar ve Yeşeren Düşler gibi diziler de burada çekilmiştir. Ayrıca Cumalıkızık Köyü, 1977 yılında Temel Gürsu tarafından çekilen ve başrollerini Ferdi Tayfur ile Necla Nazır’ın paylaştığı “Çeşme” filmine de ev sahipliği yapmıştır.

Köy meydanında köy geçmişine ait eşyaların sergilendiği bir de müze (Cumalıkızık Etnografya Müzesi) bulunmaktadır.

Bugüne dek tarihi dokusu çok iyi bir şekilde korunan Cumalıkızık'ta dar sokaklarda gezmenin, kahvaltı yapmanın keyfi de bambaşka. Cumalıkızık’ta üst katları ev, alt katları ise restoran olarak kullanılan yapılarda doğal ve tarihle iç içe bir köy kahvaltısı yapabilirsiniz.

Ünlü "Cumalıkızık evleri" moloz taş, ağaç ve kerpiçten yapılır, genelde üç katlıdır. Üst katlardaki pencereler kafesli veya cumbalıdır. Ana giriş kapılarındaki kulplar ve tokmaklar dövme demirden yapılır. Evler sarı, beyaz, mavi, mor renklere boyalıdır.

Evlerin arasında kaldırımsız, taş döşeli, çok dar sokaklar bulunur. Hatta dünyanın en dar sokağı olarak bilinen ve ancak bir kişinin geçmesine müsaade edecek genişlikte olan Cin Aralığı Sokak da Cumalıkızık da bulunmaktadır.

Ayrıca Uludağ’ın eteklerinde olması sebebiyle Cumalıkızık’ın temiz ve ferah havası, yerli vve yabancı turistlere oldukça cezbedici gelmektedir.

Son dönemlerde çok ilgi çeken ve ziyaret edilen bir lokasyon olan Cumalıkızık Köyü'nde, köy ahalisinin kendi ürünlerinden kendilerinin yaptığı doğal lezzetleri tatmanıza ve satın almanıza olanak tanıyan dükkânlar da mevcut.

Şehir karmaşasından kurtulup huzurun kokusunu alabileceğiniz Cumalıkızık'a gittiğinizde geri dönmek istemeyeceksiniz.

Kaynak: Haber Merkezi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.