İngiltere kilisesinde taciz skandalı: Ortaya çıkanlar buzdağının görünen ucu
İngiltere kilisesinde taciz skandalı: Ortaya çıkanlar buzdağının görünen ucu
İngiltere Kilisesi, John Smyth'in karıştığı geniş çaplı taciz skandalının ardından zor günler yaşıyor. Başpiskopos Justin Welby’nin istifasıyla sonuçlanan skandal, sadece "buzdağının ucu" şeklinde nitelendirildi.
Haber Giriş Tarihi: 14.11.2024 07:32
Haber Güncellenme Tarihi: 14.11.2024 07:54
Kaynak:
Haber Merkezi
BBC'nin haberine göre Kilise yönetiminde yer alan aktivist Jayne Ozanne, Welby'nin istifasını "Kilisenin köklü değişim süreci için bir dönüm noktası" olarak yorumladı.
Ozanne, “Bu istifa sadece bir başlangıç, Kilisenin iyiliği adına gizlenmiş daha pek çok taciz vakası var” diyerek İngiltere Kilisesi'nin güvenilirliğini sorguladı.
Ozanne, yaptığı açıklamada, Kilise içindeki liderlerin farklı görüşlerini ifade edebilmesi gerektiğini vurguladı. “Liderlerin fikir ayrılıklarını cesurca dile getirebilmeleri gerekiyor; susturulduklarında bu, hayatta kalanlar için daha da ağır bir sessizliğe dönüşüyor” dedi.
BİRKENHEAD PİSKOPOSU: BAZI AÇILARDAN HALA GÜVENLİ BİR KURUM DEĞİLİZ
Öte yandan, Birkenhead Piskoposu Julie Conalty de Kilisenin güvenliği konusunda ciddi şüphelerini dile getirdi. Conalty, “Mağdurları ve hayatta kalanları merkeze koymakta yetersiz kalıyoruz. Bazı açılardan hâlâ güvenli bir kurum değiliz” diyerek, Kilise içinde köklü bir kültür değişimine ihtiyaç olduğunu belirtti. Conalty, Welby’nin istifasını desteklediğini ifade ederek, "Bu doğru bir adım ama yeterli değil; köklü bir değişim gerekiyor” dedi.
Başpiskopos Justin Welby, geçtiğimiz günlerde, kilise içindeki cinsel taciz olaylarının örtbas edilmesine yönelik eleştirilerin ardından görevi bırakma kararı aldı.
Özellikle hukukçu ve Hristiyan gençlik kampı lideri John Smyth'in, kilise çatısı altında onlarca genç çocuğa yönelik taciz eylemleri, kurum içinde derin yaralar açtı.
Birleşik Krallık ve Afrika'da en az 130 genç ve çocuğun Smyth'in fiziksel, cinsel, psikolojik ve manevi saldırılarına maruz kaldığı bildirildi.
Smyth, 2018’de Cape Town’da, Hampshire polisi tarafından soruşturulurken hayatını kaybetti. Yapılan inceleme, Welby’nin 2013 yılında Smyth’i polise bildirmesi halinde bu olayların ortaya çıkarılabileceğini belirtti.
İngiltere Sağlık Bakanı Wes Streeting, “Bir Anglikan olarak, Welby’nin istifasının doğru bir karar olduğuna inanıyorum, fakat Kilise’de sadece bir kişinin istifasıyla çözülecek bir sorun yok. Kurum kültürü ve güvenlik uygulamaları üzerine derinlemesine bir çalışma yapılması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Welby, istifası sırasında, “tüm mağdurlarla ve hayatta kalanlarla birlikte hissettiği derin üzüntüyü” dile getirerek, Kilisenin geçmişteki güvenlik başarısızlıklarından duyduğu utancı ifade etti.
Welby’nin yerine geçecek isim için çalışmalar sürerken, York Başpiskoposu Stephen Cottrell gibi isimler öne çıkıyor.
Welby’nin, başpiskoposların emekliliklerinde Lordlar Kamarası’nda yer almalarını sağlayan geleneksel "ömür boyu lordluk" unvanını alıp almayacağı ise belirsizliğini koruyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İngiltere kilisesinde taciz skandalı: Ortaya çıkanlar buzdağının görünen ucu
İngiltere Kilisesi, John Smyth'in karıştığı geniş çaplı taciz skandalının ardından zor günler yaşıyor. Başpiskopos Justin Welby’nin istifasıyla sonuçlanan skandal, sadece "buzdağının ucu" şeklinde nitelendirildi.
BBC'nin haberine göre Kilise yönetiminde yer alan aktivist Jayne Ozanne, Welby'nin istifasını "Kilisenin köklü değişim süreci için bir dönüm noktası" olarak yorumladı.
Ozanne, “Bu istifa sadece bir başlangıç, Kilisenin iyiliği adına gizlenmiş daha pek çok taciz vakası var” diyerek İngiltere Kilisesi'nin güvenilirliğini sorguladı.
Ozanne, yaptığı açıklamada, Kilise içindeki liderlerin farklı görüşlerini ifade edebilmesi gerektiğini vurguladı. “Liderlerin fikir ayrılıklarını cesurca dile getirebilmeleri gerekiyor; susturulduklarında bu, hayatta kalanlar için daha da ağır bir sessizliğe dönüşüyor” dedi.
BİRKENHEAD PİSKOPOSU: BAZI AÇILARDAN HALA GÜVENLİ BİR KURUM DEĞİLİZ
Öte yandan, Birkenhead Piskoposu Julie Conalty de Kilisenin güvenliği konusunda ciddi şüphelerini dile getirdi. Conalty, “Mağdurları ve hayatta kalanları merkeze koymakta yetersiz kalıyoruz. Bazı açılardan hâlâ güvenli bir kurum değiliz” diyerek, Kilise içinde köklü bir kültür değişimine ihtiyaç olduğunu belirtti. Conalty, Welby’nin istifasını desteklediğini ifade ederek, "Bu doğru bir adım ama yeterli değil; köklü bir değişim gerekiyor” dedi.
Başpiskopos Justin Welby, geçtiğimiz günlerde, kilise içindeki cinsel taciz olaylarının örtbas edilmesine yönelik eleştirilerin ardından görevi bırakma kararı aldı.
Özellikle hukukçu ve Hristiyan gençlik kampı lideri John Smyth'in, kilise çatısı altında onlarca genç çocuğa yönelik taciz eylemleri, kurum içinde derin yaralar açtı.
Birleşik Krallık ve Afrika'da en az 130 genç ve çocuğun Smyth'in fiziksel, cinsel, psikolojik ve manevi saldırılarına maruz kaldığı bildirildi.
Smyth, 2018’de Cape Town’da, Hampshire polisi tarafından soruşturulurken hayatını kaybetti. Yapılan inceleme, Welby’nin 2013 yılında Smyth’i polise bildirmesi halinde bu olayların ortaya çıkarılabileceğini belirtti.
İngiltere Sağlık Bakanı Wes Streeting, “Bir Anglikan olarak, Welby’nin istifasının doğru bir karar olduğuna inanıyorum, fakat Kilise’de sadece bir kişinin istifasıyla çözülecek bir sorun yok. Kurum kültürü ve güvenlik uygulamaları üzerine derinlemesine bir çalışma yapılması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Welby, istifası sırasında, “tüm mağdurlarla ve hayatta kalanlarla birlikte hissettiği derin üzüntüyü” dile getirerek, Kilisenin geçmişteki güvenlik başarısızlıklarından duyduğu utancı ifade etti.
Welby’nin yerine geçecek isim için çalışmalar sürerken, York Başpiskoposu Stephen Cottrell gibi isimler öne çıkıyor.
Welby’nin, başpiskoposların emekliliklerinde Lordlar Kamarası’nda yer almalarını sağlayan geleneksel "ömür boyu lordluk" unvanını alıp almayacağı ise belirsizliğini koruyor.
Kaynak: Haber Merkezi
En Çok Okunan Haberler
Zatürre vakaları artıyor!
Büyük Önder Atatürk'ün ebediyete intikalinin üzerinden 86 yıl geçti
Orta kulak iltihabına dikkat
Ragnarök gerçek mi? Olası Viking kıyametine dair bin 500 yıllık keşif!
Sinema salonlarında bu hafta 9 film vizyona girecek
Her köşesiyle ilginç bir ülke: Çin
Tasteatlas'ta en düşük puan almış Türk yemekleri
Okulalrda ara tatil başlıyor: Nasıl verimli geçirebiliriz?
Uçuk Alzheimer'a neden olabilir!
Wanda Nara'nın inanılmaz değişimi!
Otobüs ile otomobil sürücüsünün tartışması kameralara yansıdı
Sarp Sınır Kapısı'ndan tır geçişlerinde dün rekor kırıldı
Adnan Oktar'ın Boğaz'a manzaralı kaçak villasının son hali böyle görüntülendi
Yalova'daki termal tesislerde ara tatili yoğunluğu
Üreticiler nar ekşisi ve nar suyuyla daha çok kazanıyor