İsviçre'nin renkli yüzü Basel, ziyaretçisine 3 Avrupa ülkesi gezme fırsatı sunuyor
İsviçre'nin renkli yüzü Basel, ziyaretçisine 3 Avrupa ülkesi gezme fırsatı sunuyor
İsviçre'nin kültür sanat başkenti olarak adlandırılan şehri Basel, 3 Avrupa ülkesinin kesişim noktasında bulunması ve birçok popüler turistik kente yakınlığıyla seyahat severlerin uğrak noktası oluyor.
İsviçre`nin kuzeybatısında bir sınır şehri olan yerleşim, "Basel Stadt" kantonuna başkentlik yapıyor. 170 binin üzerinde nüfusa sahip kent, ülkenin Zürih ve Cenevre`den sonraki en büyük üçüncü şehri olarak nitelendiriliyor.
Avrupa`nın tam ortasında yer alan şehir, kıtanın iki büyük ülkesi Almanya`nın Freiburg ve Fransa`nın Mulhouse kentine komşu olmasıyla kozmopolit özellikleri bünyesinde barındırıyor.
Kentte yaşayanların pek çoğu Almanca konuşurken, sınır bölgelerine yakın kesimlerde komşu milletlerden halkların yaşaması nedeniyle Fransızca ve İtalyanca gibi diller de konuşuluyor.
İsviçre`nin kültür sanat başkenti olarak adlandırılan ve "renkli yüzü" olarak nitelendirilen Basel, tarihi yapı ve mekanları, müze ve galerileri, etkileyici mimari yapısı ve özgün sokaklarıyla da ön plana çıkıyor.
Ren Nehri şehri ortasından ikiye bölüyor
Avrupa`da birçok ülkeden geçen Ren Nehri, şehri ortasından Büyük Basel (Grossbasel) ve Küçük Basel (Kleinbasel) olarak ikiye ayırıyor. İki bölgeyi birbirine bağlayan 5 köprü bulunuyor.
Şehrin en önemli sembolü olan nehir, Basel atmosferini ve ruhunu en güzel şekilde yansıtıyor. Ziyaretçiler, şehrin muhteşem manzarasını seyre çıkmak için sandal turu veya nehrin kıyısında yürüyüş yapabiliyor.
Şehrin merkezindeki 5 asırlık kırmızı renkli belediye binası göze çarpıyor
Marktplatz meydanı, yüzyıllardır şehrin ana merkezi olarak biliniyor. Bu meydana girildiğinde göze çarpan ilk şey kırmızı renkli belediye binası. 500 yılı aşkın bir tarihe sahip bina, Marktplatz`daki en eski yapı olarak nitelendiriliyor. Neo-Gotik ve Neo-Rönesans tarzında inşa edilen bina, kırmızı kumtaşı duvarları ve kulesi ile dikkati çekiyor.
Kanton Parlamentosu ve Basel-Stadt Kanton Hükümeti toplantılarına ev sahipliği yapan tarihi bina, sadece cumartesi günleri belirli saatlerde ziyaretçilerini ağırlıyor.
Marktplatz, pazar meydanı olarak da tanınıyor. Haftanın bazı günlerinde burada kurulan pazarda, taze sebze ve meyveyle çiçek satışı yapılıyor. Özellikle Noel döneminde kurulan pazarlarıyla dikkati çeken bölge, birçok açık hava festivaline de ev sahipliği yapıyor.
Basel Manastırı şehrin silüetine ihtişam katıyor
"İsviçre Ulusal Miras" listesinde bulunan Basel Manastırı, köklü tarihi ve eşsiz mimarisiyle şehrin en ünlü simge ve turistik yapıları arasında yer alıyor.
1019 yılında inşa edilen manastır, 1356 depreminde yıkılıyor ve Johannes Gmünd tarafından yeniden inşasına başlanan yapı, 15. yüzyılın başlarında mimar Ulrich Ensingen ile tamamlanıyor. Güney kulesi ise 1500 yılında Hans Von Nussdorf tarafından yapılıyor.
Gotik mimari izler taşıyan bir Protestan kilisesi olan yapı, kırmızı kumtaşı duvarları, rengarenk motifli çatı kiremitleriyle dikkati çekiyor. Ren Nehri kıyısında yükselen katedral, şehrin siluetine ihtişamıyla zarafet katıyor. Katedral, görkemli dış yapısı kadar, Erasmus`un mezarına ev sahipliği yapmasıyla da ilgi çekiyor.
Şehre gelen turistler için önemli bir ziyaret noktası olan katedral ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Katedralin arka kısmında kalan bahçesi, Ren Nehri`ni panoramik olarak seyretme imkanı sunuyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsviçre'nin renkli yüzü Basel, ziyaretçisine 3 Avrupa ülkesi gezme fırsatı sunuyor
İsviçre'nin kültür sanat başkenti olarak adlandırılan şehri Basel, 3 Avrupa ülkesinin kesişim noktasında bulunması ve birçok popüler turistik kente yakınlığıyla seyahat severlerin uğrak noktası oluyor.
İsviçre`nin kuzeybatısında bir sınır şehri olan yerleşim, "Basel Stadt" kantonuna başkentlik yapıyor. 170 binin üzerinde nüfusa sahip kent, ülkenin Zürih ve Cenevre`den sonraki en büyük üçüncü şehri olarak nitelendiriliyor.
Avrupa`nın tam ortasında yer alan şehir, kıtanın iki büyük ülkesi Almanya`nın Freiburg ve Fransa`nın Mulhouse kentine komşu olmasıyla kozmopolit özellikleri bünyesinde barındırıyor.
Kentte yaşayanların pek çoğu Almanca konuşurken, sınır bölgelerine yakın kesimlerde komşu milletlerden halkların yaşaması nedeniyle Fransızca ve İtalyanca gibi diller de konuşuluyor.
İsviçre`nin kültür sanat başkenti olarak adlandırılan ve "renkli yüzü" olarak nitelendirilen Basel, tarihi yapı ve mekanları, müze ve galerileri, etkileyici mimari yapısı ve özgün sokaklarıyla da ön plana çıkıyor.
Ren Nehri şehri ortasından ikiye bölüyor
Avrupa`da birçok ülkeden geçen Ren Nehri, şehri ortasından Büyük Basel (Grossbasel) ve Küçük Basel (Kleinbasel) olarak ikiye ayırıyor. İki bölgeyi birbirine bağlayan 5 köprü bulunuyor.
Şehrin en önemli sembolü olan nehir, Basel atmosferini ve ruhunu en güzel şekilde yansıtıyor. Ziyaretçiler, şehrin muhteşem manzarasını seyre çıkmak için sandal turu veya nehrin kıyısında yürüyüş yapabiliyor.
Şehrin merkezindeki 5 asırlık kırmızı renkli belediye binası göze çarpıyor
Marktplatz meydanı, yüzyıllardır şehrin ana merkezi olarak biliniyor. Bu meydana girildiğinde göze çarpan ilk şey kırmızı renkli belediye binası. 500 yılı aşkın bir tarihe sahip bina, Marktplatz`daki en eski yapı olarak nitelendiriliyor. Neo-Gotik ve Neo-Rönesans tarzında inşa edilen bina, kırmızı kumtaşı duvarları ve kulesi ile dikkati çekiyor.
Kanton Parlamentosu ve Basel-Stadt Kanton Hükümeti toplantılarına ev sahipliği yapan tarihi bina, sadece cumartesi günleri belirli saatlerde ziyaretçilerini ağırlıyor.
Marktplatz, pazar meydanı olarak da tanınıyor. Haftanın bazı günlerinde burada kurulan pazarda, taze sebze ve meyveyle çiçek satışı yapılıyor. Özellikle Noel döneminde kurulan pazarlarıyla dikkati çeken bölge, birçok açık hava festivaline de ev sahipliği yapıyor.
Basel Manastırı şehrin silüetine ihtişam katıyor
"İsviçre Ulusal Miras" listesinde bulunan Basel Manastırı, köklü tarihi ve eşsiz mimarisiyle şehrin en ünlü simge ve turistik yapıları arasında yer alıyor.
1019 yılında inşa edilen manastır, 1356 depreminde yıkılıyor ve Johannes Gmünd tarafından yeniden inşasına başlanan yapı, 15. yüzyılın başlarında mimar Ulrich Ensingen ile tamamlanıyor. Güney kulesi ise 1500 yılında Hans Von Nussdorf tarafından yapılıyor.
Gotik mimari izler taşıyan bir Protestan kilisesi olan yapı, kırmızı kumtaşı duvarları, rengarenk motifli çatı kiremitleriyle dikkati çekiyor. Ren Nehri kıyısında yükselen katedral, şehrin siluetine ihtişamıyla zarafet katıyor. Katedral, görkemli dış yapısı kadar, Erasmus`un mezarına ev sahipliği yapmasıyla da ilgi çekiyor.
Şehre gelen turistler için önemli bir ziyaret noktası olan katedral ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Katedralin arka kısmında kalan bahçesi, Ren Nehri`ni panoramik olarak seyretme imkanı sunuyor.
Oluşturulma Tarihi: 18 Haziran 2024, Salı 19:23
Güncellenme Tarihi: 18 Haziran 2024, Salı 19:25
Popüler Haberler