Olimpiyat oyunlarında rekorlar kıran ve başarılarıyla dünyaya kendini gösteren Olimpik sporcular, tüm zamanlarda adından söz ettirmeye devam ediyor. Efsaneleşmiş sporcularla tanışın.
Olimpiyatlar sadece milyonları ekrana kilitleyen, sporun farklı branşlarında yarışların olduğu geleneksel bir yarıştan ibaret değil. Olimpiyatlarda kendini kanıtlayan sporcular kırdıkları rekorlar ve geride bıraktıkları rakipleriyle efsaneleşmeyi başarıyor. Modern Olimpiyat Oyunlarının en çok iz bırakan, inanılmazı güç rekorlara imza atan ve atletik yeteneğini kanıtlayan sporcuları efsaneleşerek hem izleyicilere enfes anlar yaşatıyor hem de ardından gelen yeteneklere ilham oluyor.
Olimpiyatlar sadece milyonları ekrana kilitleyen, sporun farklı branşlarında yarışların olduğu geleneksel bir yarıştan ibaret değil. Olimpiyatlarda kendini kanıtlayan sporcular kırdıkları rekorlar ve geride bıraktıkları rakipleriyle efsaneleşmeyi başarıyor. Modern Olimpiyat Oyunlarının en çok iz bırakan, inanılmazı güç rekorlara imza atan ve atletik yeteneğini kanıtlayan sporcuları efsaneleşerek hem izleyicilere enfes anlar yaşatıyor hem de ardından gelen yeteneklere ilham oluyor.
Usain Bolt
Jamaikalı atlet Usain Bolt pistlerde öyle rekorlara imza attı ki kendinden önceki en başarılı atletleri gölgede bıraktı. 1986 yılında Jamaika’da dünyaya gelen Usain Bolt, ödüllü bir atlet olmadan önce iyi oynadığı kriket ve futbol ile koçlarını dikkatini çekti. Antrenörünün yönlendirmesi ile kısa mesafe koşucusu olarak başladığı Olimpiyat kariyerinde doğru seçim yaptığını dünya rekorları kırarak gösterdi. Katıldığı 2008, 2012 ve 2016 Olimpiyatlarında art arda kazandığı birinciliklerle sekiz altın Olimpiyat madalyası kazandı.
Usain Bolt, 2008 yılındaki Pekin Olimpiyatlarında katıldığı üç yarışta da rekorlar kırarak adeta yarışların yıldızı oldu. 2012 Londra Olimpiyatlarında bu sefer kendi rekorunu kırarak başarılarını devam ettirdi. 2018 yılında emekli olduğunu duyuran Bolt, daha önceden de oldukça iyi olduğu futbol sahalarına bir süreliğine geri dönse de şimdilerde teknoloji yatırımları yapmaya devam ediyor. Kendi elektrikli scooter markasını yaratan olimpik sporcuyu farklı girişimlerle görmek mümkün.
Michael Phelps
Yakın geçmişte tanıştığımız Michael Phelps kırılması zor rekorlara imza atan ve efsanevi Olimpiyat sporcusu denildiğinde akıllara ilk gelen isim oluyor. Şimdiye kadar Olimpiyatlarda kazandığı 23 altın, üç gümüş, iki bronz ile toplamda 28 madalya ile (tüm olimpiyat madalyalarının toplam ağırlığı sekiz kilogram yapıyor) en çok Olimpiyat madalyası olan sporcu unvanına da sahip. Hatta ona en yakın rakibinin altın madalya sayısı Mcihael Phelps’in yarısı kadar. Bu da onu efsaneleştiren yüzmedeki yeteneğinin ve Olimpik başarısının kanıtlarından biri.
2008 Pekin Olimpiyatlarında katıldığı her yarıştan altın madalya ile ayrılması ve yedi etkinlikte dünya rekoru kırması da onu unutulmaz yapanlardan. Michael Phelps’in yüzmenin farklı dallarında ve farklı organizasyonlarda kırdığı 39 farklı dünya rekoru, 21 Guinness rekoru bulunuyor. Michael Phelps’in yüzmedeki yeteneğini keşfetmesi ise kendi kelimeleriyle tamamen tesadüf olmuş. Annesinin sadece suda kendini kurtarmayı bilmesi için yüzme kursuna kaydettirdiği Michael Phelps, bugün rekorlarıyla ve kazandığı madalyalarıyla efsaneleşmiş olimpik bir sporcu.
Carl Lewis
Tüm zamanların en iyi atleti kabul edilen Carl Lewis etkileyici bir spor hayatına sahip. 1984, 1988, 1992 ve 1996 Olimpiyatlarında üst üste uzun atlamada ve koşularda altın madalyalar kazanan Lewis toplam dokuz Olimpiyat altın madalyasına sahip. Uzun atlama ve koşu alanlarında yarışan atlet başarısının sırrı olarak idolü olarak gördüğü Jesse Owens’ın taktiklerini gösterdi.
Kendi deyimiyle zıplayan ve koşan Carl Lewis bu iki alandaki yetenekleri sayesinde olimpiyat tarihine adını yazdırdı. 10 yıl boyunca uzun atlamada hep kazanan oldu. Amerika için yarışan atlet 1997 yılında emekli oldu. O zamandan beri de kendi adına kurduğu yardım organizasyonu için çalışmalarına devam ediyor.
Nadia Comaneci
Olimpik Jimnastikten bahsedince akla gelen ilk isim Nadia Comaneci oluyor. Kariyeri boyunca başarılarıyla adından sıkça söz ettiren Nadia Comaneci’nin beş Olimpiyat, sekiz dünya şampiyonluğu var.
Nadia Comaneci’nin şüphesiz en dikkat çeken başarısı artistik jimnastikte almayı başardığı 10 tam puan. 1976 yılındaki Montreal Olimpiyatlarında, 14 yaşındayken ilk kez 10 tam puan alarak başarısını gösteren jimnastikçinin bu puana ulaşması o kadar sürprizdi ki üç basamaklı hazırlanan puan tablosunda 10.00 yazılamadı. Onu efsaneleştiren jimnastikteki başarısı o kadar kusursuzdu ki ondan önce kimsenin hak edemediği 10 tam puanı altı kere daha kazandı.
Jesse Owens
Olimpiyatlarda başarılı birçok sporcu izlemeye devam etsek de yeni atletler için Jesse Owens’ın yarattığı etkiyi geçmek hiç de kolay olmayacak. Koşu, uzun atlama ve bayrak yarışlarında üstün başarı gösteren atlet, 1935 yılında Michigan’da düzenlenen bir yarışta, 45 dakika içerisinde tam beş kez kendi rekorunu kırarak dünya spor tarihine adını yazdırmış oldu.
1936 yılında katıldığı Berlin Olimpiyatlarında (Nazi Almanyasında gerçekleşen oyunlarda Jesse Owens’ın başarılı olmasına hiç şans verilmese de) yine dünya rekoru kırdı ve dört altın madalya ile evine geldi. Jesse Owens, sadece bir Olimpiyatlara katıldı ve bu denli başarılı olmasına rağmen diğer efsanevi oyunculara kıyasla sadece dört altın madalya ile sınırlı kaldı. Bunun nedeni Jesse Owens’ın talihsiz biz zamana gelmesi ve eğer dünzenlenseydi muhtemelen katılabileceği 1940 ve 1944 Olimpiyatlarının İkinci Dünya Savaşı yüzünden iptal edilmiş olması. Bu başarılarının ardından Jesse Owens sadece sporda dahil eşitlik için de bir sembol haline geldi ve hem başarılarını hem de ismini herkes için adaletli yaşam şartları için kullandı. Hem kırdığı rekorlar hem sporcu kişiliği hem de aldığı sorumluluklarla Jesse Owens tüm zamanların en efsanevi atleti olarak kalacak. Jesse Owens’ın hayatını anlatan film Race atletin kazandığı başarıları ve yaşadığı zorlukları detaylıca anlatıyor.
Larisa Latynina
Artistik Jimnastik alanında dokuz altın, beş gümüş, dört bronz olmak üzere toplamda 18 Olimpik madalyası olan Larisa Latynina ilk dikkat çeken çıkışını dört altın madalya aldığı 1956 Melbourne Olimpiyatlarında yaptı. 1960 Roma Olimpiyatlarında üç, 1964 Tokyo Olimpiyatlarında iki altın madalya kazandı. Michael Phelps’in 2012 Londra Olimpiyatlarında kırdığı rekora kadar en çok Olimpiyat madalyasına sahip sporcu olarak kaldı.
1934 yılında şimdi Ukrayna topraklarında kalan Sovyet Rusya’da dünyaya gelen artistik jimnastikçi, ilk olarak 19 yaşında aldığı uluslararası ödülünün ardından kariyerine birçok başarı sığdırdı. 1966 yılında emekliliğini açıklayan olimpik jimnastikçi bir süre koçluk yaptı.
Mark Spitz
Yeni efsane Michael Phelps olsa da ona Olimpiyatlardaki yüzme için ilham veren isimlerden biri hiç şüphesiz Mark Spitz’di. 1968 Meksika Olimpiyatlarında iki altın madalya kazanmak onun için beklentilerin çok altındaydı. 1972 Münih Olimpiyatlarında katıldığı her etkinlikten birincilikle çıkarak yedi altın madalya kazandı ve hedeflediği başarıyı elde etti; spor camiasında ‘Mark the Shark’ lakabını aldı. Mark Spitz, o yıl henüz 22 yaşında olsa da emekliye ayrıldı.
Mark Spitz’in iz bırakan yanlarından biri de rekabetçi ve hırslı kişiliği oldu. Katıldığı tüm yarışlarda verdiği röportajlarda hiç alçak gönüllü olmadı. Madalyalarının yanı sıra yüzmede rekorlar kırdı. 2008 Pekin Olimpiyatlarında kendi rekorları kırılana kadar en başarılı yüzücü olarak tanındı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tüm zamanların efsaneleşmiş olimpiyat sporcuları
Olimpiyat oyunlarında rekorlar kıran ve başarılarıyla dünyaya kendini gösteren Olimpik sporcular, tüm zamanlarda adından söz ettirmeye devam ediyor. Efsaneleşmiş sporcularla tanışın.
Olimpiyatlar sadece milyonları ekrana kilitleyen, sporun farklı branşlarında yarışların olduğu geleneksel bir yarıştan ibaret değil. Olimpiyatlarda kendini kanıtlayan sporcular kırdıkları rekorlar ve geride bıraktıkları rakipleriyle efsaneleşmeyi başarıyor. Modern Olimpiyat Oyunlarının en çok iz bırakan, inanılmazı güç rekorlara imza atan ve atletik yeteneğini kanıtlayan sporcuları efsaneleşerek hem izleyicilere enfes anlar yaşatıyor hem de ardından gelen yeteneklere ilham oluyor.
Olimpiyatlar sadece milyonları ekrana kilitleyen, sporun farklı branşlarında yarışların olduğu geleneksel bir yarıştan ibaret değil. Olimpiyatlarda kendini kanıtlayan sporcular kırdıkları rekorlar ve geride bıraktıkları rakipleriyle efsaneleşmeyi başarıyor. Modern Olimpiyat Oyunlarının en çok iz bırakan, inanılmazı güç rekorlara imza atan ve atletik yeteneğini kanıtlayan sporcuları efsaneleşerek hem izleyicilere enfes anlar yaşatıyor hem de ardından gelen yeteneklere ilham oluyor.
Usain Bolt
Jamaikalı atlet Usain Bolt pistlerde öyle rekorlara imza attı ki kendinden önceki en başarılı atletleri gölgede bıraktı. 1986 yılında Jamaika’da dünyaya gelen Usain Bolt, ödüllü bir atlet olmadan önce iyi oynadığı kriket ve futbol ile koçlarını dikkatini çekti. Antrenörünün yönlendirmesi ile kısa mesafe koşucusu olarak başladığı Olimpiyat kariyerinde doğru seçim yaptığını dünya rekorları kırarak gösterdi. Katıldığı 2008, 2012 ve 2016 Olimpiyatlarında art arda kazandığı birinciliklerle sekiz altın Olimpiyat madalyası kazandı.
Usain Bolt, 2008 yılındaki Pekin Olimpiyatlarında katıldığı üç yarışta da rekorlar kırarak adeta yarışların yıldızı oldu. 2012 Londra Olimpiyatlarında bu sefer kendi rekorunu kırarak başarılarını devam ettirdi. 2018 yılında emekli olduğunu duyuran Bolt, daha önceden de oldukça iyi olduğu futbol sahalarına bir süreliğine geri dönse de şimdilerde teknoloji yatırımları yapmaya devam ediyor. Kendi elektrikli scooter markasını yaratan olimpik sporcuyu farklı girişimlerle görmek mümkün.
Michael Phelps
Yakın geçmişte tanıştığımız Michael Phelps kırılması zor rekorlara imza atan ve efsanevi Olimpiyat sporcusu denildiğinde akıllara ilk gelen isim oluyor. Şimdiye kadar Olimpiyatlarda kazandığı 23 altın, üç gümüş, iki bronz ile toplamda 28 madalya ile (tüm olimpiyat madalyalarının toplam ağırlığı sekiz kilogram yapıyor) en çok Olimpiyat madalyası olan sporcu unvanına da sahip. Hatta ona en yakın rakibinin altın madalya sayısı Mcihael Phelps’in yarısı kadar. Bu da onu efsaneleştiren yüzmedeki yeteneğinin ve Olimpik başarısının kanıtlarından biri.
2008 Pekin Olimpiyatlarında katıldığı her yarıştan altın madalya ile ayrılması ve yedi etkinlikte dünya rekoru kırması da onu unutulmaz yapanlardan. Michael Phelps’in yüzmenin farklı dallarında ve farklı organizasyonlarda kırdığı 39 farklı dünya rekoru, 21 Guinness rekoru bulunuyor. Michael Phelps’in yüzmedeki yeteneğini keşfetmesi ise kendi kelimeleriyle tamamen tesadüf olmuş. Annesinin sadece suda kendini kurtarmayı bilmesi için yüzme kursuna kaydettirdiği Michael Phelps, bugün rekorlarıyla ve kazandığı madalyalarıyla efsaneleşmiş olimpik bir sporcu.
Carl Lewis
Tüm zamanların en iyi atleti kabul edilen Carl Lewis etkileyici bir spor hayatına sahip. 1984, 1988, 1992 ve 1996 Olimpiyatlarında üst üste uzun atlamada ve koşularda altın madalyalar kazanan Lewis toplam dokuz Olimpiyat altın madalyasına sahip. Uzun atlama ve koşu alanlarında yarışan atlet başarısının sırrı olarak idolü olarak gördüğü Jesse Owens’ın taktiklerini gösterdi.
Kendi deyimiyle zıplayan ve koşan Carl Lewis bu iki alandaki yetenekleri sayesinde olimpiyat tarihine adını yazdırdı. 10 yıl boyunca uzun atlamada hep kazanan oldu. Amerika için yarışan atlet 1997 yılında emekli oldu. O zamandan beri de kendi adına kurduğu yardım organizasyonu için çalışmalarına devam ediyor.
Nadia Comaneci
Olimpik Jimnastikten bahsedince akla gelen ilk isim Nadia Comaneci oluyor. Kariyeri boyunca başarılarıyla adından sıkça söz ettiren Nadia Comaneci’nin beş Olimpiyat, sekiz dünya şampiyonluğu var.
Nadia Comaneci’nin şüphesiz en dikkat çeken başarısı artistik jimnastikte almayı başardığı 10 tam puan. 1976 yılındaki Montreal Olimpiyatlarında, 14 yaşındayken ilk kez 10 tam puan alarak başarısını gösteren jimnastikçinin bu puana ulaşması o kadar sürprizdi ki üç basamaklı hazırlanan puan tablosunda 10.00 yazılamadı. Onu efsaneleştiren jimnastikteki başarısı o kadar kusursuzdu ki ondan önce kimsenin hak edemediği 10 tam puanı altı kere daha kazandı.
Jesse Owens
Olimpiyatlarda başarılı birçok sporcu izlemeye devam etsek de yeni atletler için Jesse Owens’ın yarattığı etkiyi geçmek hiç de kolay olmayacak. Koşu, uzun atlama ve bayrak yarışlarında üstün başarı gösteren atlet, 1935 yılında Michigan’da düzenlenen bir yarışta, 45 dakika içerisinde tam beş kez kendi rekorunu kırarak dünya spor tarihine adını yazdırmış oldu.
1936 yılında katıldığı Berlin Olimpiyatlarında (Nazi Almanyasında gerçekleşen oyunlarda Jesse Owens’ın başarılı olmasına hiç şans verilmese de) yine dünya rekoru kırdı ve dört altın madalya ile evine geldi. Jesse Owens, sadece bir Olimpiyatlara katıldı ve bu denli başarılı olmasına rağmen diğer efsanevi oyunculara kıyasla sadece dört altın madalya ile sınırlı kaldı. Bunun nedeni Jesse Owens’ın talihsiz biz zamana gelmesi ve eğer dünzenlenseydi muhtemelen katılabileceği 1940 ve 1944 Olimpiyatlarının İkinci Dünya Savaşı yüzünden iptal edilmiş olması. Bu başarılarının ardından Jesse Owens sadece sporda dahil eşitlik için de bir sembol haline geldi ve hem başarılarını hem de ismini herkes için adaletli yaşam şartları için kullandı. Hem kırdığı rekorlar hem sporcu kişiliği hem de aldığı sorumluluklarla Jesse Owens tüm zamanların en efsanevi atleti olarak kalacak. Jesse Owens’ın hayatını anlatan film Race atletin kazandığı başarıları ve yaşadığı zorlukları detaylıca anlatıyor.
Larisa Latynina
Artistik Jimnastik alanında dokuz altın, beş gümüş, dört bronz olmak üzere toplamda 18 Olimpik madalyası olan Larisa Latynina ilk dikkat çeken çıkışını dört altın madalya aldığı 1956 Melbourne Olimpiyatlarında yaptı. 1960 Roma Olimpiyatlarında üç, 1964 Tokyo Olimpiyatlarında iki altın madalya kazandı. Michael Phelps’in 2012 Londra Olimpiyatlarında kırdığı rekora kadar en çok Olimpiyat madalyasına sahip sporcu olarak kaldı.
1934 yılında şimdi Ukrayna topraklarında kalan Sovyet Rusya’da dünyaya gelen artistik jimnastikçi, ilk olarak 19 yaşında aldığı uluslararası ödülünün ardından kariyerine birçok başarı sığdırdı. 1966 yılında emekliliğini açıklayan olimpik jimnastikçi bir süre koçluk yaptı.
Mark Spitz
Yeni efsane Michael Phelps olsa da ona Olimpiyatlardaki yüzme için ilham veren isimlerden biri hiç şüphesiz Mark Spitz’di. 1968 Meksika Olimpiyatlarında iki altın madalya kazanmak onun için beklentilerin çok altındaydı. 1972 Münih Olimpiyatlarında katıldığı her etkinlikten birincilikle çıkarak yedi altın madalya kazandı ve hedeflediği başarıyı elde etti; spor camiasında ‘Mark the Shark’ lakabını aldı. Mark Spitz, o yıl henüz 22 yaşında olsa da emekliye ayrıldı.
Mark Spitz’in iz bırakan yanlarından biri de rekabetçi ve hırslı kişiliği oldu. Katıldığı tüm yarışlarda verdiği röportajlarda hiç alçak gönüllü olmadı. Madalyalarının yanı sıra yüzmede rekorlar kırdı. 2008 Pekin Olimpiyatlarında kendi rekorları kırılana kadar en başarılı yüzücü olarak tanındı.
Oluşturulma Tarihi: 26 Temmuz 2024, Cuma 14:09
Güncellenme Tarihi: 26 Temmuz 2024, Cuma 14:13
Popüler Haberler