Gebelik dönemindeki bir bireyin günlük ortalama 5-6 porsiyon sebze- meyve tüketmesi gerekmektedir.
Doğurganlık üzerine yapılan birçok çalışmanın kadının yaşı, gebelik sayısı gibi faktörlerin yanı sıra beslenme, ağırlık, sigara/alkol kullanım durumu, egzersiz gibi yaşam tarzı faktörlerinin rolü de oldukça önemlidir.
Kişinin aldığı besin ögelerine bağlı olarak yumurta kalitesi artabilir ya da dengesiz bir beslenme modelinden kaynaklı ağırlık artışı meydana gelerek yumurta kalitesi azalabilir.
Beslenme modeli, kadınlarda yumurta kalitesi üzerinde farklı etkiler yaratarak doğurganlığı etkileyebilir.
Akdeniz beslenme modeli
Akdeniz beslenme modelinin doğurganlığı artırıcı etkileri vardır.
Akdeniz beslenme modeli yüksek miktarda sebze, meyve, zeytinyağı, rafine edilmemiş karbonhidratlar, az yağlı süt ürünleri ve kümes hayvanları, balık ve düşük miktarda kırmızı et ve basit şeker alımıyla karakterizedir.
Akdeniz beslenme modelinde trans yağ alımının düşük olması, kan şekeri seviyesini az etkileyen düşük glisemik indeksli gıdaların ve yüksek lifli gıdaların bulunması doğurganlığı olumlu etkileyen yönleridir.
Batı tarzı beslenme modeli yüksek şeker, yağ ve basit karbonhidrat içermeleri sebebiyle insülin direncini, dislipidemiyi ve oksidatif stresi artırdığını, doğurganlığı ve yumurtalık fonksiyonlarını olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz.
Pişirme yöntemi olarak kızartma, közleme, mangalda pişirme gibi yöntemler yerine, besin ögesi kaybını en aza indiren bu yöntemlerin tercih edilmesi yumurta kalitesine olumlu katkıda bulunabilir.
Gebelik döneminde bol su tüketmenin doğumun özellikle son aylarına doğru meydana gelebilecek olan kabızlığı ve hazımsızlığı önlemede, ödem oluşumunu azaltmada son derece önemlidir.
Folik asit, B12 vitamini ve B6 vitamini, doğurganlık üzerinde etkili olan vitaminlerden birkaçıdır.
Özellikle bu vitaminlerin yeterli düzeyde olmasının düşük riskini önleyebileceği düşünülmektedir.
Demir, çinko, iyot ise doğurganlık üzerinde olumlu fonksiyonlar yaratırken gebelik sırasında bebeğin gelişimi için elzem olduğu bilinen minerallerden birkaçıdır.
Balık, ceviz gibi gıdalarda bulunan omega-3 yağ asidinin de antiinflamatuar özellikte olduğu ve doğurganlığı olumlu yönde etkileyebileceği düşünülmektedir.
Doğurganlığı olumlu yönde etkileyen folik asitin en önemli kaynakları, koyu yeşil yapraklı sebzeler, et, yumurta, süt ve süt ürünleridir.
B12 ve B6 vitamini kaynakları kırmızı et, kurubaklagiller, süt ve ürünleri, tahıllardır.
Demir kaynakları et ve et ürünleri, yumurta, kurubaklagiller ve kuru meyvelerdir.
Çinko kaynakları, et, deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, yumurta, kuruyemişlerdir.
İyot ise en fazla deniz ürünlerinde, kök sebzelerde bulunur. Ayrıca, yeterli iyot alımı için iyot ile zenginleştirilmiş tuzların kullanılması önemlidir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gebelik döneminde sebze tüketimine dikkat!
Gebelik dönemindeki bir bireyin günlük ortalama 5-6 porsiyon sebze- meyve tüketmesi gerekmektedir.
Doğurganlık üzerine yapılan birçok çalışmanın kadının yaşı, gebelik sayısı gibi faktörlerin yanı sıra beslenme, ağırlık, sigara/alkol kullanım durumu, egzersiz gibi yaşam tarzı faktörlerinin rolü de oldukça önemlidir.
Kişinin aldığı besin ögelerine bağlı olarak yumurta kalitesi artabilir ya da dengesiz bir beslenme modelinden kaynaklı ağırlık artışı meydana gelerek yumurta kalitesi azalabilir.
Beslenme modeli, kadınlarda yumurta kalitesi üzerinde farklı etkiler yaratarak doğurganlığı etkileyebilir.
Akdeniz beslenme modeli
Akdeniz beslenme modelinin doğurganlığı artırıcı etkileri vardır.
Akdeniz beslenme modeli yüksek miktarda sebze, meyve, zeytinyağı, rafine edilmemiş karbonhidratlar, az yağlı süt ürünleri ve kümes hayvanları, balık ve düşük miktarda kırmızı et ve basit şeker alımıyla karakterizedir.
Akdeniz beslenme modelinde trans yağ alımının düşük olması, kan şekeri seviyesini az etkileyen düşük glisemik indeksli gıdaların ve yüksek lifli gıdaların bulunması doğurganlığı olumlu etkileyen yönleridir.
Batı tarzı beslenme modeli yüksek şeker, yağ ve basit karbonhidrat içermeleri sebebiyle insülin direncini, dislipidemiyi ve oksidatif stresi artırdığını, doğurganlığı ve yumurtalık fonksiyonlarını olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz.
Pişirme yöntemi olarak kızartma, közleme, mangalda pişirme gibi yöntemler yerine, besin ögesi kaybını en aza indiren bu yöntemlerin tercih edilmesi yumurta kalitesine olumlu katkıda bulunabilir.
Gebelik döneminde bol su tüketmenin doğumun özellikle son aylarına doğru meydana gelebilecek olan kabızlığı ve hazımsızlığı önlemede, ödem oluşumunu azaltmada son derece önemlidir.
Folik asit, B12 vitamini ve B6 vitamini, doğurganlık üzerinde etkili olan vitaminlerden birkaçıdır.
Özellikle bu vitaminlerin yeterli düzeyde olmasının düşük riskini önleyebileceği düşünülmektedir.
Demir, çinko, iyot ise doğurganlık üzerinde olumlu fonksiyonlar yaratırken gebelik sırasında bebeğin gelişimi için elzem olduğu bilinen minerallerden birkaçıdır.
Balık, ceviz gibi gıdalarda bulunan omega-3 yağ asidinin de antiinflamatuar özellikte olduğu ve doğurganlığı olumlu yönde etkileyebileceği düşünülmektedir.
Doğurganlığı olumlu yönde etkileyen folik asitin en önemli kaynakları, koyu yeşil yapraklı sebzeler, et, yumurta, süt ve süt ürünleridir.
B12 ve B6 vitamini kaynakları kırmızı et, kurubaklagiller, süt ve ürünleri, tahıllardır.
Demir kaynakları et ve et ürünleri, yumurta, kurubaklagiller ve kuru meyvelerdir.
Çinko kaynakları, et, deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, yumurta, kuruyemişlerdir.
İyot ise en fazla deniz ürünlerinde, kök sebzelerde bulunur. Ayrıca, yeterli iyot alımı için iyot ile zenginleştirilmiş tuzların kullanılması önemlidir.
Oluşturulma Tarihi: 19 Eylül 2024, Perşembe 12:05
Güncellenme Tarihi: 19 Eylül 2024, Perşembe 13:12
Popüler Haberler