Osman Mesten: Ayasofya'nın açılışı, Mescid-i Aksa'nın kurtuluşunun habercisidir
Osman Mesten: Ayasofya'nın açılışı, Mescid-i Aksa'nın kurtuluşunun habercisidir
AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, Ayasofya Cami’nin Türk Kültürü ve Tarihindeki önemi hakkında Herkes Duysun’a açıklamalarda bulundu. Mesten, “Ayasofya’nın açılması, Mescid-i Aksa’nın kurtuluşunun habercisidir.” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 25.07.2023 18:27
Haber Güncellenme Tarihi: 24.08.2023 08:58
Kaynak:
Haber Merkezi
İstanbul’un fethedilmesinden hemen sonra Fatih Sultan Mehmet’in bizzat verdiği talimatla camiye çevrilen ve fetihten sonraki ilk Cuma namazının kendisinde kılındığı Ayasofya, 1934 yılında bakanlar kurulunun aldığı kararla müzeye çevrilmişti. Ayasofya’nın müze haline dönüştürülmesi, yeniden ibadete açılana kadar Türkiye’de ciddi tartışmalara ve protestolara sebep olmuştu. Özellikle 1970’li yılların sonunda vatandaşlar tarafından defaatle gündeme getirilen Ayasofya meselesi 1990’lı yıllarda adeta çığ haline dönüşmüş ve Sultanahmet meydanında peş peşe eylemler yapılmıştı. Bu süreçte sık sık Ayasofya’nın yeniden cami hüviyetine dönüştürülmesi hakkında davalar açılmış fakat sonuçsuz kalmıştı. Son olarak geçtiğimiz yıllarda Bursa’da açılan bir dava olumlu neticelendi ve 1934 yılında Ayasofya’nın müzeye çevrilmesini ihtiva eden bakanlar kurulu kararı, Danıştay tarafından iptal edildi. İptal kararının ardından ise Ayasofya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek yeniden cami hüviyeti kazandı.
Konu ile ilgili Herkes Duysun’a açıklamalarda bulunan AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, Ayasofya’nın medeniyetimiz açısından önemine, Ayasofya’nın müze statüsünden çıkarılıp yeniden ibadete açılma sürecinde yaşananlara ve Ayasofya’nın Türk kültürü ile Türk edebiyatındaki yerine değindi. Mesten ayrıca Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılmasının, Mescid-i Aksa’nın kurtuluşunun da habercisi olduğunu ifade etti.
Ayasofya’ya tekrar cami kimliği kazandırılmasının, Mescid-i Aksa’nın da esaretten kurtulacağına bir işaret olduğunu belirten AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, “Ayasofya Camii Şerifi, Ayasofya vakfiyesi, Fatih Sultan Mehmet Han'ın kendi ifadesiyle
“İmtisâl-i ‘Câhidü-fillah’ oluptur niyyetüm,
Din-i İslâm'ın mücerret gayretidür gayretim”diye ifade ettiği büyük fethin meyvesidir. İstanbul'un fethi diğer şehirlerin fethine benzemez. Türk İslam tarihi açısından bugün de hala öyledir. Ayasofya Camii Şerifi, dünyanın en güzel şehri olarak gördüğümüz İstanbul'a, Türk İslam medeniyetinin bayrağının dikilmesinin bir sembolüdür. Bu bakımdan Ayasofya sadece bir cami veya bir mescit olarak düşünülemez. İslam medeniyeti açısından camilerin merkezi bir rolü vardır. Bütün şehirler camiler etrafında şekillenir, camiler etrafında mahalleler kurulur. Bizim medeniyetimiz de cami merkezli bir medeniyettir. Hadis-i Şerif’te ifade edildiği gibi “İslam ulvîdir, yücedir, ondan yüce hiçbir şey yoktur.” fehvasınca İstanbul fethedildiğinde bu şehrin zirve mimarisini teşkil eden bu yapının camiye çevrilmesi ve Fatih Sultan Mehmet Han tarafından o anda vakıf yoluyla tescillenerek kıyamete kadar cami ve mescit olarak kullanılması yönündeki iradesi, Ayasofya’nın önemini ortaya koymaktadır. Ayasofya Camisi, 1935 yılına kadar bu vakfiyenin bir gereği olarak görevini cami ve mescit olarak yerine getirmiştir. 1935 yılından sonra müzeye çevrilmiş olan Ayasofya Camisi, 85 yıllık bir hasretten sonra yeniden cami ve mescit olarak açılmıştır. Ayasofya Camii Şerifi biraz önce ifade ettiğim gibi sadece bir cami değil İslam medeniyetinin hakimiyet sembolüdür, fethin sembolüdür. Aynı zamanda Ayasofya Cami’nin, esaret altında bulunan Mescid-i Aksa'nın da kurtuluşunun habercisi olduğunu inanıyorum ve bu sebeple Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a tekrar şükranlarımı arz ediyorum. Milletimizin 85 yıllık rüyasını, 85 yıllık hasretini dindirerek ve bir irade ortaya koyarak, oranın tekrar cami olarak açılmasına fırsat vermiştir. Türk İslam medeniyetinin merkezi rolünü üstlenen Ayasofya Cami’nin müze olmaktan çıkıp cami olarak fonksiyonunu icra etmesinin yıl dönümünde tekrar milletimize hayırlı olsun dileklerimi buradan iletmek ve Cumhurbaşkanımıza tekrar teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.” şeklinde konuştu.
“FATİH’İN VAKIF İRADESİ KIYAMETE KADAR DEVAM EDECEKTİR”
Ayasofya'nın yeniden cami olarak ibadete açılma sürecinde de mecliste vekillik görevini ifa etmekte olduğunu hatırlatan Mesten, “Ben o dönemde de meclisteydim, doğrusu Cumhur İttifakı olarak o gün AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi üyeleri ile biz, büyük bir coşku içerisinde bunun bayramını yaşadık. Ayasofya'nın açılış gününde de orada bulunmak nasip oldu, ilk günkü açılış seramonisinde milyonu aşan bir cemaatle Ayasofya'yı açtık. Milletimizle beraber mecliste büyük çoğunlukla buna katılmış oldu, diğer siyasi partilerden de belki bizim coşkunluğumuz kadar bir coşku olmasa bile herhangi bir tepkiyle de karşılaştığımızı ben hatırlamıyorum. Milletimizin büyük feraseti ve olgunluğu içerisinde biz bir bayram olarak o günü kutladık ve bugün de kutlamaya devam ediyoruz, dilerim Fatih Sultan Mehmet'in ortaya koyduğu vakıf iradesi kıyamete kadar devam edecektir. Aynı zamanda da biraz önce ifade ettiğim gibi Mescid-i Aksa'nın kurtuluşu için de bir haberci olacaktır. Ayasofya'nın benim nacizane düşünceme göre başka bir sembolik önemi başka bir insani değeri daha var. Önümüzdeki yüzyılı biliyorsunuz ki sayın cumhurbaşkanımız “Türkiye Yüzyılı” olarak ifade etmişti. Ayasofya'nın açılışı büyük ve güçlü Türkiye'nin sembolü olmuştur.” dedi.
“HER NASİP VAKTİNE ESİRDİR”
Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılma sürecinde Bursa’nın da muhkem bir değeri olduğunun altını çizen AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, “Ayasofya'nın cami olma süreci ile alakalı yine Bursamızın büyük bir yeri var. Bursamızda bizim de tanıdığımız, dostumuz olan bir öğretmen emeklisi ağabeyimizin üstün gayretleri oldu. O çok uzun yıllardan beri bu meseleyle ilgileniyor. Konu ile ilgili birçok dava açtı. Bursa'da açılmış olan bir davanın neticesi olarak Danıştay bir karar verdi. Sayın cumhurbaşkanımız da bu kararı uygulamış oldu, süreç kısaca böyle gelişti. Belki açıldığı tarih itibariyle bu sonuç elde edildi. Onun öncesinde on yıllara varan mücadeleler vardı, elde edilemeyen davalar da elbette oldu ama ‘Her şeyin bir vakti vardır.’ demiş eskiler.” ifadelerini kullanarak her nasibin vaktine esir olduğunu vurguladı.
Ayasofya’nın Osmanlı ve Türk tarihi açısından çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Osman Mesten, bu caminin ayrıca edebiyatta da ehemmiyetli bir yere sahip olduğuna değinerek, “Ayasofya'da kurulan medrese, Osmanlı döneminde hep en üst düzey medrese olarak görev yapmaya devam etti. Bilginin merkezindeydi daha önceki dönemde de. Yani Bizans döneminde de Ayasofya, ilim ve bilim ile ön plandaydı. Kelime itibariyle de zaten bu anlama gelmektedir. İlmin ve bilimin merkezi olarak işlev görüyordu, bu pozisyonunu fetihten sonra da devam ettirdi.
Bununla beraber elbette Osmanlı dönemimizde çok büyük bir edebiyatımız vardır. Divan edebiyatımız başta olmak üzere Ayasofya hakkında pek çok şiirler yazılmıştır, Ayasofya hakkında pek çok yazılar kaleme alınmıştır. Özellikle de 85 yıllık hasret döneminde Ayasofya ile alakalı gençliğimize de okuduğumuz pek çok şiirler, marşlar elbette olmuştur. Ayasofya'nın açıldığı gün kaleme almış olduğumuz, o günkü hissiyatımızı ortaya koyan bir gazelimiz meydana geldi öyle söyleyelim bir gazel yazdım ondan birkaç beyit paylaşabilirim…” dedi ve “Ayasofya’nın Açılışına Gazel” isimli şiirini okudu.
AYASOFYA'NIN AÇILIŞINA GAZEL
(Fatih'in emanetine sahip çıkan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a arz-ı hürmet ve teşekkür dileklerimle)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman Mesten: Ayasofya'nın açılışı, Mescid-i Aksa'nın kurtuluşunun habercisidir
AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, Ayasofya Cami’nin Türk Kültürü ve Tarihindeki önemi hakkında Herkes Duysun’a açıklamalarda bulundu. Mesten, “Ayasofya’nın açılması, Mescid-i Aksa’nın kurtuluşunun habercisidir.” dedi.
İstanbul’un fethedilmesinden hemen sonra Fatih Sultan Mehmet’in bizzat verdiği talimatla camiye çevrilen ve fetihten sonraki ilk Cuma namazının kendisinde kılındığı Ayasofya, 1934 yılında bakanlar kurulunun aldığı kararla müzeye çevrilmişti. Ayasofya’nın müze haline dönüştürülmesi, yeniden ibadete açılana kadar Türkiye’de ciddi tartışmalara ve protestolara sebep olmuştu. Özellikle 1970’li yılların sonunda vatandaşlar tarafından defaatle gündeme getirilen Ayasofya meselesi 1990’lı yıllarda adeta çığ haline dönüşmüş ve Sultanahmet meydanında peş peşe eylemler yapılmıştı. Bu süreçte sık sık Ayasofya’nın yeniden cami hüviyetine dönüştürülmesi hakkında davalar açılmış fakat sonuçsuz kalmıştı. Son olarak geçtiğimiz yıllarda Bursa’da açılan bir dava olumlu neticelendi ve 1934 yılında Ayasofya’nın müzeye çevrilmesini ihtiva eden bakanlar kurulu kararı, Danıştay tarafından iptal edildi. İptal kararının ardından ise Ayasofya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek yeniden cami hüviyeti kazandı.
Konu ile ilgili Herkes Duysun’a açıklamalarda bulunan AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, Ayasofya’nın medeniyetimiz açısından önemine, Ayasofya’nın müze statüsünden çıkarılıp yeniden ibadete açılma sürecinde yaşananlara ve Ayasofya’nın Türk kültürü ile Türk edebiyatındaki yerine değindi. Mesten ayrıca Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılmasının, Mescid-i Aksa’nın kurtuluşunun da habercisi olduğunu ifade etti.
“AYASOFYA CAMİİ MESCİD-İ AKSA’NIN KURTULUŞUNUN HABERCİSİDİR”
Ayasofya’ya tekrar cami kimliği kazandırılmasının, Mescid-i Aksa’nın da esaretten kurtulacağına bir işaret olduğunu belirten AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, “Ayasofya Camii Şerifi, Ayasofya vakfiyesi, Fatih Sultan Mehmet Han'ın kendi ifadesiyle
“İmtisâl-i ‘Câhidü-fillah’ oluptur niyyetüm,
Din-i İslâm'ın mücerret gayretidür gayretim”diye ifade ettiği büyük fethin meyvesidir. İstanbul'un fethi diğer şehirlerin fethine benzemez. Türk İslam tarihi açısından bugün de hala öyledir. Ayasofya Camii Şerifi, dünyanın en güzel şehri olarak gördüğümüz İstanbul'a, Türk İslam medeniyetinin bayrağının dikilmesinin bir sembolüdür. Bu bakımdan Ayasofya sadece bir cami veya bir mescit olarak düşünülemez. İslam medeniyeti açısından camilerin merkezi bir rolü vardır. Bütün şehirler camiler etrafında şekillenir, camiler etrafında mahalleler kurulur. Bizim medeniyetimiz de cami merkezli bir medeniyettir. Hadis-i Şerif’te ifade edildiği gibi “İslam ulvîdir, yücedir, ondan yüce hiçbir şey yoktur.” fehvasınca İstanbul fethedildiğinde bu şehrin zirve mimarisini teşkil eden bu yapının camiye çevrilmesi ve Fatih Sultan Mehmet Han tarafından o anda vakıf yoluyla tescillenerek kıyamete kadar cami ve mescit olarak kullanılması yönündeki iradesi, Ayasofya’nın önemini ortaya koymaktadır. Ayasofya Camisi, 1935 yılına kadar bu vakfiyenin bir gereği olarak görevini cami ve mescit olarak yerine getirmiştir. 1935 yılından sonra müzeye çevrilmiş olan Ayasofya Camisi, 85 yıllık bir hasretten sonra yeniden cami ve mescit olarak açılmıştır. Ayasofya Camii Şerifi biraz önce ifade ettiğim gibi sadece bir cami değil İslam medeniyetinin hakimiyet sembolüdür, fethin sembolüdür. Aynı zamanda Ayasofya Cami’nin, esaret altında bulunan Mescid-i Aksa'nın da kurtuluşunun habercisi olduğunu inanıyorum ve bu sebeple Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a tekrar şükranlarımı arz ediyorum. Milletimizin 85 yıllık rüyasını, 85 yıllık hasretini dindirerek ve bir irade ortaya koyarak, oranın tekrar cami olarak açılmasına fırsat vermiştir. Türk İslam medeniyetinin merkezi rolünü üstlenen Ayasofya Cami’nin müze olmaktan çıkıp cami olarak fonksiyonunu icra etmesinin yıl dönümünde tekrar milletimize hayırlı olsun dileklerimi buradan iletmek ve Cumhurbaşkanımıza tekrar teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.” şeklinde konuştu.
“FATİH’İN VAKIF İRADESİ KIYAMETE KADAR DEVAM EDECEKTİR”
Ayasofya'nın yeniden cami olarak ibadete açılma sürecinde de mecliste vekillik görevini ifa etmekte olduğunu hatırlatan Mesten, “Ben o dönemde de meclisteydim, doğrusu Cumhur İttifakı olarak o gün AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi üyeleri ile biz, büyük bir coşku içerisinde bunun bayramını yaşadık. Ayasofya'nın açılış gününde de orada bulunmak nasip oldu, ilk günkü açılış seramonisinde milyonu aşan bir cemaatle Ayasofya'yı açtık. Milletimizle beraber mecliste büyük çoğunlukla buna katılmış oldu, diğer siyasi partilerden de belki bizim coşkunluğumuz kadar bir coşku olmasa bile herhangi bir tepkiyle de karşılaştığımızı ben hatırlamıyorum. Milletimizin büyük feraseti ve olgunluğu içerisinde biz bir bayram olarak o günü kutladık ve bugün de kutlamaya devam ediyoruz, dilerim Fatih Sultan Mehmet'in ortaya koyduğu vakıf iradesi kıyamete kadar devam edecektir. Aynı zamanda da biraz önce ifade ettiğim gibi Mescid-i Aksa'nın kurtuluşu için de bir haberci olacaktır. Ayasofya'nın benim nacizane düşünceme göre başka bir sembolik önemi başka bir insani değeri daha var. Önümüzdeki yüzyılı biliyorsunuz ki sayın cumhurbaşkanımız “Türkiye Yüzyılı” olarak ifade etmişti. Ayasofya'nın açılışı büyük ve güçlü Türkiye'nin sembolü olmuştur.” dedi.
“HER NASİP VAKTİNE ESİRDİR”
Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılma sürecinde Bursa’nın da muhkem bir değeri olduğunun altını çizen AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, “Ayasofya'nın cami olma süreci ile alakalı yine Bursamızın büyük bir yeri var. Bursamızda bizim de tanıdığımız, dostumuz olan bir öğretmen emeklisi ağabeyimizin üstün gayretleri oldu. O çok uzun yıllardan beri bu meseleyle ilgileniyor. Konu ile ilgili birçok dava açtı. Bursa'da açılmış olan bir davanın neticesi olarak Danıştay bir karar verdi. Sayın cumhurbaşkanımız da bu kararı uygulamış oldu, süreç kısaca böyle gelişti. Belki açıldığı tarih itibariyle bu sonuç elde edildi. Onun öncesinde on yıllara varan mücadeleler vardı, elde edilemeyen davalar da elbette oldu ama ‘Her şeyin bir vakti vardır.’ demiş eskiler.” ifadelerini kullanarak her nasibin vaktine esir olduğunu vurguladı.
Ayasofya’nın Osmanlı ve Türk tarihi açısından çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Osman Mesten, bu caminin ayrıca edebiyatta da ehemmiyetli bir yere sahip olduğuna değinerek, “Ayasofya'da kurulan medrese, Osmanlı döneminde hep en üst düzey medrese olarak görev yapmaya devam etti. Bilginin merkezindeydi daha önceki dönemde de. Yani Bizans döneminde de Ayasofya, ilim ve bilim ile ön plandaydı. Kelime itibariyle de zaten bu anlama gelmektedir. İlmin ve bilimin merkezi olarak işlev görüyordu, bu pozisyonunu fetihten sonra da devam ettirdi.
Bununla beraber elbette Osmanlı dönemimizde çok büyük bir edebiyatımız vardır. Divan edebiyatımız başta olmak üzere Ayasofya hakkında pek çok şiirler yazılmıştır, Ayasofya hakkında pek çok yazılar kaleme alınmıştır. Özellikle de 85 yıllık hasret döneminde Ayasofya ile alakalı gençliğimize de okuduğumuz pek çok şiirler, marşlar elbette olmuştur. Ayasofya'nın açıldığı gün kaleme almış olduğumuz, o günkü hissiyatımızı ortaya koyan bir gazelimiz meydana geldi öyle söyleyelim bir gazel yazdım ondan birkaç beyit paylaşabilirim…” dedi ve “Ayasofya’nın Açılışına Gazel” isimli şiirini okudu.
AYASOFYA'NIN AÇILIŞINA GAZEL
(Fatih'in emanetine sahip çıkan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a arz-ı hürmet ve teşekkür dileklerimle)
Ne talihli, ne saâdetli bir âna vardık
Çûn Ayasofya'da secde-i Rahmân’a vardık
Milyonlarca mü’min koşup geldi can atarak
Tekbirler, tehlillerle Ulu Divân’a vardık
Mahcûb ve mahzûn idik yeryüzünde yıllarca
Alnımız ak, başımız dik asumâna vardık
Cismimiz rükûdadır Yeşil Sancak altında
Uçtu rûhumuz Peygamber-i Zîşan'â vardık
Eminim duyuldu sesi Mescid-i Aksâ'dan
Ne muhteşem, ne muallâ bir ezâna vardık
Bilirim bizimledir Fâtih ve Akşemseddin
Ruhların buluştuğu kutlu mekâna vardık
Büyük ruhlar geçidi, en önde Eyüp Sultan
Ulubatlı burada ve Alparslân’a vardık
Cem olmuş Çar Yâr-ı Güzîn, Ricâlullah bütün
Bir acâib halka-i zikr û devrâna vardık
Birikti dilimizde bir asırlık duâlar
Ebul Feth vel Meğazî Fâtih Sultân'a vardık
Dinleyip hoş âvaz, Bilal nefes kurrâları
Titredi kalbimiz lezzet-i Kur'ân'a vardık
Rûyâ mıydı yoksa bir kutlu zamâna vardık
Çün Ayasofya'da secde-i Rahmân’a vardık
Kaynak: Haber Merkezi
En Çok Okunan Haberler
Yeni yıla girmeden önce bunları mutlaka yapın!
2024'ün en popüler yemekleri
2025'te Türkiye'yi neler bekliyor?
Çocuklarda başarıyı artıran 6 besin
İş stresi diş sıkma problemine yol açabiliyor
Diyet yapanların olmazsa olmazı: Kuru meyveler
Sinema salonlarında bu hafta 11 film vizyona girecek
2024 yılında kaybettiğimiz ünlü isimler
Erken ergenliğe sebep olan 5 besin
İnsanlığın geçmişine ışık tutan en büyük arkeolojik keşifler
Bursa'da otomobilde silahla vurulmuş halde bulunan genç kadın öldü
Kuşadası'nda çöp ev: 4 kamyon çöp çıktı
Yatırım uzmanları 2025 ekonomisinden umutlu
Topraksız tarım için ilk adım atıldı
Balıkçılarda fırtına dindi, tezgahlar yeniden şenlendi