Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ab

Herkes Duysun - Ab haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ab haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

AGİT Dönem Başkanı Borg: Haber

AGİT Dönem Başkanı Borg: "Karadağ, kilit reformları gerçekleştiriyor"

Karadağ'ın başkenti Podgoritsa'da resmi temaslarda bulunan Borg, Karadağ Dışişleri Bakanı Ervin İbrahimovic ile basın toplantısı düzenledi. Borg, ziyaretinde Karadağ ile AGİT'in birlikte daha fazla istikrar ve ilerleme için çalışacağı konusunu görüştüklerini söyledi. Karadağ'ın AB üyeliği konusunda ülkedeki kurumların güçlendirilmesiyle ilgili yaptığı çalışmaları gördüğünü aktaran Borg, "Karadağ, hukukun üstünlüğünün artırılması gibi kilit reformları gerçekleştiriyor. Karadağ'ın attığı her adımında iyi bir ortak olmaya hazır olduğunu yeniden teyit etmek istiyorum." dedi. Devlet Seçim Komisyonunun da gerçekleştirdiği reformları incelediklerini dile getiren Borg, seçim süreçlerinde şeffaflığın artırılmasına yönelik çalışmalar yapıldığını, kendilerinin de bu konuda her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını kaydetti. Karadağ Dışişleri Bakanı İbrahimovic ise görüşmede sadece diplomatik meseleleri değil, bölgedeki barış, istikrar ve ilerleme konularını da konuştuklarını ifade etti. AGİT'in çalışmalarına destek vermeye devam edeceklerini belirten İbrahimovic, şunları kaydetti: "AGİT'in korunması ve canlandırılmasına verilen destek biz ve tüm bölge için son derece önemlidir. Ülkemizin AB üyeliğine bağlılığı sadece stratejik bir öncelik değil, gelecek konusundaki vizyonumuzdur. Uluslararası ortaklarımızın desteği olmadan, yolculuğumuzun son aşaması çok daha zor olurdu. Avrupa entegrasyonu ve iyi komşuluk ilişkilerinin bölgedeki istikrar ve ilerlemenin temeli olduğu, özellikle hepimizin maruz kaldığı zararlı etkiler bağlamında üzerinde mutabık kaldık."

AB'nin yeni Yüksek Temsilcisi olmaya aday Kallas, Orta Doğu politikasında değişiklik sinyali vermedi Haber

AB'nin yeni Yüksek Temsilcisi olmaya aday Kallas, Orta Doğu politikasında değişiklik sinyali vermedi

AB'ye üye ülkelerde 6-9 Haziran'da, gelecek 5 yıllık yönetimi belirlemek için yapılan seçimlerin ardından, AB'nin yürütme organı Komisyon'un yeni ekibinin oluşturulmasına dair süreç devam ediyor. Estonya'nın, AB Komisyonu Başkanlığına bir kez daha seçilen Ursula von der Leyen'in yeni ekibine katılması için aday gösterdiği ve von der Leyen tarafından Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi olmaya uygun görülen Kallas, AP milletvekillerinin karşısına çıktı. Kallas konuşmasına başlarken 10 yıl önce kendisinin milletvekili olarak bulunduğu salonda şu an Komisyon Üyesi adayı olarak yer almaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, milletvekillerinin desteğini istedi. "Avrupa'nın çıkarlarına hizmet etmek ve AB'nin dünyadaki konumunu güçlendirmek için elimden geleni yapacağım." diyen Kallas, şöyle devam etti: "Bu, kolay bir beş yıl olmayacak. Avrupa kıtasında tam ölçekli bir savaş yaşanıyor. Etrafımızda otokratik koalisyonların oluştuğunu ve dünyanın dört bir yanında tehditkar jeopolitik değişimlerin yaşandığını görüyorum. Rusya, Çin, Kuzey Kore, İran gibi aktörlerin kurallara dayalı uluslararası düzeni değiştirmeyi hedeflediklerini görüyorum. Çin ve Rusya'nın karşılıklı bağımlılıkları silah olarak kullandığını görüyorum. Tehdidin ne olduğunun farkında olmalı ve en yakın müttefiklerimiz ve ortaklarımızla birlikte kimliğimizden bir milim bile kaybetmeden buna uygun şekilde karşılık vermeliyiz." GAZZE Kallas, görev süresince iki önceliğinin Ukrayna'da devam eden savaş ve Orta Doğu'da yaşanan çatışmalar olacağını aktardı. Öte yandan, hem açılış konuşması boyunca hem de milletvekillerinden gelen Gazze'yle alakalı sorularda İsrail'i doğrudan eleştirmekten kaçınan Kallas, AB'nin "iki devletli çözüm" ve ateşkes yanlısı duruşunu yineledi. Belçikalı milletvekili Marc Botenga'nın kendisine "İsrailli askerleri Rus askerlerini eleştirdiği gibi eleştirip eleştirmeyeceğini" sorması üzerine Kallas, sivillere ya da sivil altyapıya saldırmanın insancıl hukuk kapsamında yasak olduğunu ancak bunun "her zaman gerçekleştiğini" ve "gerçekten yürek parçalayıcı" olduğunu söylemekle yetindi. AB'nin saldırıları durdurmak için "elinden geleni yaptığını" savunan Kallas, çözüm için ABD ve Körfez ülkeleriyle birlikte çalışmayı sürdüreceklerini söyledi. Kallas, İspanya ve İrlanda tarafından talep edilen AB-İsrail Ortaklık Anlaşmasının askıya alınma talebine ilişkin yorum yapmazken, İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) faaliyetlerini yasaklayan kararına ilişkin soruyu ise geçiştirerek İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar ile çalışmaya açık olduğunu belirtti. UKRAYNA Ukrayna’nın Rusya karşısında "zafer" kazanması gerektiğini vurgulayan Kallas, Avrupa'nın "ne kadar sürerse sürsün" Ukrayna'yı desteklemeye devam edeceğini aktardı. Kallas, Rusya'nın dondurulmuş varlıklarının Ukrayna'nın yeniden inşasında kullanılması gerektiğini dile getirerek, "Rusya'nın bize karşı meşru bir talebi olduğunu kabul ediyoruz çünkü onların varlıklarına sahibiz. Ancak Ukrayna'nın da Rusya'ya karşı meşru bir talebi var. Rusya Ukrayna'yı yok ediyor ve bunun bedelini ödemeli." şeklinde konuştu. SAVUNMA SANAYİ, NATO İLE İLİŞKİLER Çin'i "stratejik rakip" olarak nitelendiren Kallas, AB'nin Pekin'e olan tedarik zinciri bağımlılığını azaltması gerektiğini ve Çin'in de Ukrayna'da Rusya'yı desteklediği için "sorumluluk hissetmesi gerektiğini" aktardı. Kallas, savunma sanayiye daha fazla yatırım yapılması gerektiğini söyleyerek, "Rusya, İran ve Kuzey Kore'nin tüm Avrupa-Atlantik bölgesinden daha fazla ekipman üretmesini kabul edemeyiz." dedi. AB'nin savunma politikası oluşturma çabalarının NATO'ya ikilik oluşturup oluşturmadığına ilişkin, iki örgütün birbirinden farklı rolleri olduğunu hatırlatan Kallas, AB'nin rolünün savunma sanayini geliştirmek ve mühimmat üretimini arttırmak olduğunu, NATO'nun ise askeri bir örgüt olduğunu anlattı. Kallas, "AB'nin kendi ordusunu kurması" fikrine katılmadığına işaret ederek, "AB'nin NATO'dan ayrı bir askeri güce ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Eğer iki paralel yapıya sahip olursak, top iki sandalye arasına düşer ve buna ihtiyacımız yok." ifadesini kullandı. ABD SEÇİMLERİ Oturum boyunca ABD'de yapılan seçim sonuçlarının ikili ilişkilere etkileri hakkındaki soruları da yanıtlayan Kallas, "Dünya genelinde gördüğüm kadarıyla en güçlü müttefikler biziz ve birbirimize destek olmaya devam etmeliyiz." diye konuştu. ABD'nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump yönetimiyle göreve başlamadan önce temasa geçeceğini aktaran Kallas, Trump'ın Başkan Yardımcısı olacak JD Vance ile birbirlerini tanıdıklarını kaydetti. Kallas ve diğer 25 Komisyon üyesi adayının, AP komitelerinde katıldığı soru-cevap oturumları tamamlandığında AP Genel Kurulu'nun onayının ardından aralık ayında göreve başlaması bekleniyor.

LNG talebindeki düşüş, Yunanistan'ın terminal projelerini olumsuz etkileyebilir Haber

LNG talebindeki düşüş, Yunanistan'ın terminal projelerini olumsuz etkileyebilir

Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan enerji krizinde ilk şokun atlatılmasının ardından Avrupa'da planlanan LNG projeleri yeniden gözden geçirilmeye başlandı. LNG terminalleri inşa ederek altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen ülkelerden olan Yunanistan da bölgesinin gaz tedarikçisi olmayı planlıyordu. Plana göre, toplam 5 terminale deniz yoluyla gelecek LNG, bu tesislerde yeniden gazlaştırılarak boru hatlarıyla bölge ülkelerine iletilecekti. Atina'nın bu planı, devreye alınamayan terminaller ve ucuz Rus gazı ile rekabet edemeyen LNG'deki talep düşüşü nedeniyle sekteye uğramış görünüyor. Mevcut durumda, Yunanistan'ın faaliyetteki tek LNG terminali yıllık 7 milyar metreküp kapasiteli Revithoussa kara tesisi olarak biliniyor. Yunanistan'ın gaz iletim sistemi operatörü Desfa verilerine göre, terminale bu yılın ilk yarısında sadece 12 LNG tankeri gelirken, geçen yılın aynı döneminde bu sayı 26 olarak kayıtlara geçmişti. Ülkenin ikinci terminali ve ilk yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma ünitesi (FSRU) olan Alexandroupolis'in ise gecikmelerin ardından işletmecisi Gastrade'in öngördüğü gibi ekim ayında faaliyete geçip geçmeyeceği ise belirsizliğini koruyor. YUNANİSTAN TALEP YETERSİZLİĞİ GERÇEĞİYLE KARŞI KARŞIYA Uluslararası düşünce kuruluşu Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) Enerji Analisti Ana Maria Jaller-Makarewicz, Yunanistan'ın da diğer Avrupa Birliği (AB) ülkeleri gibi, Avrupa için kilit bir gaz tedarikçisi olma arzusuna dahil olduğunu ancak gazın yeniden ihracatı için talebin yetersiz kaldığını söyledi. Jaller-Makarewicz, Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine dikkati çekerek, "Yunanistan'ın gaz tüketimi ocak-mayıs döneminde yıllık bazda yüzde 31 artış kaydetti, ihracatı ise azaldı. Bunun nedeni, Bulgaristan'ın Türkiye'den gaz ithalatını artırması. Sonuç olarak Yunanistan'ın 2024'ün ilk yarısında LNG ithalatı yıllık yüzde 38 azaldı." dedi. Yunanistan'ın faaliyet halindeki tek LNG terminali Revithoussa'nın kapasitesinin, ülkenin geçen yıl 4,7 milyar metreküp olarak kayda geçen gaz tüketiminden yaklaşık yüzde 50 daha fazla olduğuna işaret eden Jaller-Makarewicz, "Terminal, bu yılki yüzde 24 kullanım oranıyla iç talebi karşılamak ve komşu ülkelere ihracat yapmak için yeterli yedek kapasiteye sahip." bilgisini paylaştı. Jaller-Makarewicz, yıllık 5,5 milyar metreküp kapasiteli Alexandroupolis'in ise daha önce haziran ayı ortalarında faaliyete geçmesinin planlandığının ancak bu tarihin ertelendiğinin altını çizdi. Söz konusu FSRU'nun ekimde ticari faaliyete başlamasının beklendiğini belirten Jaller-Makarewicz, "Yunanistan Enerji Bakanı'nın kısa süre önce ülkenin LNG alma kapasitesinin fazlasıyla yeterli olduğunu söylemesinin ardından, ek projelerin devam edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor. Bu ek terminallerin Yunanistan'ın yanı sıra Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Slovakya, Moldova ve Ukrayna'ya da gaz tedarik etmesi planlanıyordu." diye konuştu. Jaller-Makarewicz, bu yıl bir miktar toparlanmanın beklendiği AB gaz talebinde tam tersi bir durumun yaşandığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Avrupa'nın LNG ithalatı düşmeye devam ediyor. 2024'ün ilk yarısında AB'nin LNG ithalatı yıllık yüzde 11 düşüşle 60,1 milyar metreküpe, İngiltere, Norveç ve Türkiye'de dahil edildiğinde ise yıllık yüzde 20 düşüşle 72,6 milyar metreküpe geriledi. Doğal gaz ve LNG talebinin önümüzdeki yıllarda azalmaya devam etmesi beklenmekte, bu da yeni LNG terminallerine ihtiyaç olup olmadığı sorusunu gündeme getirmekte." MALİYETLER NEDENİYLE RUS GAZI LNG'YE TERCİH EDİLİYOR Güneydoğu Avrupa Enerji Enstitüsü (IENE) Başkanı Costis Stambolis de AB'nin 2027'ye kadar Rusya'dan gaz ithalatını sonlandırmayı planladığını ancak bunun kolay olmadığını anlattı. Stambolis, Avrupa'da Rus gazının LNG'den çok daha ucuz olduğunu belirterek, "Rus enerji şirketi Gazprom'un fiyatları düşürmesi nedeniyle gaz ithal eden ve dağıtan şirketler Rus gazını LNG'ye tercih ediyor. Yunanistan'da son birkaç ayda ithal edilen gazın yüzde 50'sinden fazlasının Rusya'dan geldiğini görüyoruz. Bu durum 12-18 ay önce tamamen farklıydı. Maliyetler nedeniyle sorunumuz var ve bu büyük bir zorluk." ifadelerini kullandı. Yunanistan'ın Revithoussa'daki kara tabanlı LNG terminalinin ardından ikinci terminalini devreye almaya hazırlandığını kaydeden Stambolis, "2 veya 3 terminal daha planlanıyor ancak LNG talebinin düşmesi nedeniyle bunlardan sadece birinin gerçekleştirileceğini düşünüyorum." dedi. Stambolis, söz konusu projelere ilişkin, şunları kaydetti: "Alexandroupolis FSRU şu anda testlerden geçiyor. Ekim itibarıyla ticari faaliyete geçmesini bekliyoruz. Dioriga Gas olarak adlandırılan ve ileri aşamada olan bir proje daha var. Ufuktaki büyük projelerden biri de bu. Diğer FSRU ünitelerinin ise arkalarında büyük şirketler olduğu için iyi desteklenmiş ve finanse edilmiş olsalar da nihai yatırım kararı alıp alamayacakları belli değil. Bence ertelenecekler. Hatta bazıları iptal bile edilebilir." Bunun nedenlerine de değinen Stambolis, "En başından beri bu kadar çok FSRU terminalinin faaliyette olmasını beklemek gerçekçi değildi. Çünkü buradaki amaç sadece, örneğin Türkiye pazarına kıyasla küçük bir pazar olan Yunanistan pazarına hizmet etmek değildi. Asıl amaç Güneydoğu Avrupa pazarına hizmet verebilmekti. Şimdi Rus gazının bu kadar ucuz olması nedeniyle ilgi eksikliği var." değerlendirmesinde bulundu. Stambolis, LNG'ye ilginin küresel gelişmelere ve fiyatlara bağlı olarak değişebileceğini dile getirdi. Depolanabilir olması nedeniyle daha fazla LNG kapasitesine sahip olmayı "akıllıca bir politika" olarak değerlendiren Stambolis, yer altı gaz deposu bulunmayan Yunanistan'da depolama ihtiyacının kısmen FSRU ve LNG terminalleriyle karşılandığını böylece enerji güvenliğine katkı sağlandığını sözlerine ekledi. Stambolis, enerji güvenliği için bölgesel işbirliğinin önemine de vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı: "Enerji güvenliğinin güçlendirilmesi sadece ulusal bir perspektiften bakmamız gereken bir konu değil, çok büyük bölgesel bir öneme sahip. Bu, Yunanistan ve Türkiye'nin bölgenin ve Avrupa'nın enerji güvenliğini güçlendirmek için işbirliği yapabileceği bir alan. Çünkü Türkiye, Rus gazının yanı sıra Azerbaycan, İran ve belki de çok yakında Irak gibi, diğer kaynaklardan da büyük miktarda gaz alıyor ve ayrıca büyük bir LNG kapasitesine sahip. Türkiye, Yunanistan ile işbirliği içerisinde Güneydoğu Avrupa ve Avrupa için enerji güvenliğini güçlendirebilir."

AB ülkeleri, yeni yöneticilerini seçmek için bir araya geldi Haber

AB ülkeleri, yeni yöneticilerini seçmek için bir araya geldi

Avrupa Birliği'ne (AB) üye 27 ülkenin lideri, Brüksel'de Birliğin en üst yönetici pozisyonları olan AB Konseyi, AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu (AP) başkanlıkları ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliğine uygun gördükleri isimleri müzakere etmek üzere Belçika'nın başkenti Brüksel'de toplandı. Gayri resmi nitelikte liderleri akşam yemeği masasında buluşturan zirvenin sonunda resmi bir karar açıklanmayacak. Karar, 27-28 Haziran'daki resmi zirvede duyurulacak. Ancak kulislerde en önemli 4 koltuğa kimlerin oturacağı konusunda şimdiden uzlaşıya varıldığı belirtiliyor. VON DER LEYEN, METSOLA, COSTA VE KALLAS Von der Leyen'in üyesi olduğu Avrupa Halk Partisi (EPP), 720 sandalyenin 189'unu elde ederek bir kez daha AP seçimini birinci tamamlamıştı. 27 liderden 13'ünün EPP'li olduğu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Almanya Başbakanı Olaf Sholz'un da von der Leyen'e destek açıkladığı için AB Komisyonu Başkanlığını bir dönem daha Ursula von der Leyen'in alacağına kesin gözüyle bakılıyor. EPP'li Roberta Metsola'nın da bir dönem daha AP Başkanı olacağı tahmin ediliyor. AB'nin dış politika ve güvenlik şefi Josep Borrell'in yerine zikredilen isim ise kısa süre önce NATO Genel Sekreterliği için de istekli olduğunu açıklayan Estonya Başbakanı Kaja Kallas. Charles Michel'in yerine "AB liderlerine liderlik etmesi" için ise Portekiz'in eski Başbakanı Antonio Costa'nın adı geçiyor. AP'NİN DE ONAYI GEREKECEK AB'nin yürütme organı Komisyonun Başkanı, Komisyonun tüm üyeleri ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisinin, ilk defa 16 Temmuz'da toplanacak AP Genel Kurulu'nun onayını alması gerekiyor. Bu durum özellikle von der Leyen için risk teşkil ediyor. Zira EPP 189 sandalyeye sahip olsa da Alman siyasetçinin toplamda 361 oya ihtiyacı var. Bu nedenle von der Leyen'in 16 Temmuz'a kadar siyasi gruplar arasında ittifak çabalarına devam etmesi bekleniyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerine aşırı sağ partilerin yükselişi damga vurmuştu. Sonuçlar Avrupa ülkelerinin iç siyasetinde sorgulamalara, kırılmalara ve tepkilere neden olmuştu.  Seçimlerde Fransız aşırı sağının temsilcisi RN (Ulusal Birlik – Rassemblement National) yüzde 31,37 oranla birinci sırada yer alırken, Cumhurbaşkanı Macron’un partisi Yeniden Doğuş (Renaissance) ise oyların sadece yüzde 14,6’sını elde etmişti. İki parti arasındaki oy farkının bu denli fazla olması da Cumhurbaşkanı Macron’u Ulusal Meclis'i dağıtma kararını almaya itmişti.

Gürcistan Başbakanı Kobakhidze: AB'ye üyelik bizim için önceliktir Haber

Gürcistan Başbakanı Kobakhidze: AB'ye üyelik bizim için önceliktir

Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze, başkent Tiflis'te "Avrupa Günü" vesilesiyle düzenlenen törende konuştu. Ülkesinin, Avrupa Birliği (AB) ile devam eden entegrasyon sürecine değinen Kobakhidze, "Elbette yolumuz, sadece Avrupa Birliği'nden geçiyor ve dış politikada ana önceliğimiz, Avrupa Birliği'ne üyeliktir." dedi. Kobakhidze, Gürcistan'ın, AB'nin değerlerinin daha da güçlendirilmesine ve kalkınmasına büyük katkı sağlayacağına inandığını vurgulayarak, "Elbette Gürcistan'ın Avrupa Birliği'ne üye olması için her şey yapılıyor." ifadesini kullandı. Gürcistan'ın, AB'ye aday ülkeler arasında demokrasi, hukukun üstünlüğü ve ekonomik kalkınma gibi konularda lider konumunda olduğunu söyleyen Kobakhidze, "Yakın gelecekte, en geç 2030'da, Gürcistan'ın kesinlikle Avrupa Birliği'ne üye olacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu. AB-GÜRCİSTAN İLİŞKİLERİ Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra yeniden bağımsızlığına kavuşan Gürcistan, 1991-1992 döneminde Avrupa ülkeleri ile ilişkileri tekrar kurmaya başladı. AB ile Gürcistan arasında 1996'da Lüksemburg'da Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma, 1999'da yürürlüğe girdi. AB, 2017'de Gürcistan vatandaşlarına vize serbestisi hakkı tanıdı. Gürcistan, 2022'de AB'ye hızlı katılım başvurusu yaptı. AB, Gürcistan'a 2023'te "adaylık" statüsü verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.