Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ab

Herkes Duysun - Ab haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ab haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

LNG talebindeki düşüş, Yunanistan'ın terminal projelerini olumsuz etkileyebilir Haber

LNG talebindeki düşüş, Yunanistan'ın terminal projelerini olumsuz etkileyebilir

Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan enerji krizinde ilk şokun atlatılmasının ardından Avrupa'da planlanan LNG projeleri yeniden gözden geçirilmeye başlandı. LNG terminalleri inşa ederek altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen ülkelerden olan Yunanistan da bölgesinin gaz tedarikçisi olmayı planlıyordu. Plana göre, toplam 5 terminale deniz yoluyla gelecek LNG, bu tesislerde yeniden gazlaştırılarak boru hatlarıyla bölge ülkelerine iletilecekti. Atina'nın bu planı, devreye alınamayan terminaller ve ucuz Rus gazı ile rekabet edemeyen LNG'deki talep düşüşü nedeniyle sekteye uğramış görünüyor. Mevcut durumda, Yunanistan'ın faaliyetteki tek LNG terminali yıllık 7 milyar metreküp kapasiteli Revithoussa kara tesisi olarak biliniyor. Yunanistan'ın gaz iletim sistemi operatörü Desfa verilerine göre, terminale bu yılın ilk yarısında sadece 12 LNG tankeri gelirken, geçen yılın aynı döneminde bu sayı 26 olarak kayıtlara geçmişti. Ülkenin ikinci terminali ve ilk yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma ünitesi (FSRU) olan Alexandroupolis'in ise gecikmelerin ardından işletmecisi Gastrade'in öngördüğü gibi ekim ayında faaliyete geçip geçmeyeceği ise belirsizliğini koruyor. YUNANİSTAN TALEP YETERSİZLİĞİ GERÇEĞİYLE KARŞI KARŞIYA Uluslararası düşünce kuruluşu Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) Enerji Analisti Ana Maria Jaller-Makarewicz, Yunanistan'ın da diğer Avrupa Birliği (AB) ülkeleri gibi, Avrupa için kilit bir gaz tedarikçisi olma arzusuna dahil olduğunu ancak gazın yeniden ihracatı için talebin yetersiz kaldığını söyledi. Jaller-Makarewicz, Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine dikkati çekerek, "Yunanistan'ın gaz tüketimi ocak-mayıs döneminde yıllık bazda yüzde 31 artış kaydetti, ihracatı ise azaldı. Bunun nedeni, Bulgaristan'ın Türkiye'den gaz ithalatını artırması. Sonuç olarak Yunanistan'ın 2024'ün ilk yarısında LNG ithalatı yıllık yüzde 38 azaldı." dedi. Yunanistan'ın faaliyet halindeki tek LNG terminali Revithoussa'nın kapasitesinin, ülkenin geçen yıl 4,7 milyar metreküp olarak kayda geçen gaz tüketiminden yaklaşık yüzde 50 daha fazla olduğuna işaret eden Jaller-Makarewicz, "Terminal, bu yılki yüzde 24 kullanım oranıyla iç talebi karşılamak ve komşu ülkelere ihracat yapmak için yeterli yedek kapasiteye sahip." bilgisini paylaştı. Jaller-Makarewicz, yıllık 5,5 milyar metreküp kapasiteli Alexandroupolis'in ise daha önce haziran ayı ortalarında faaliyete geçmesinin planlandığının ancak bu tarihin ertelendiğinin altını çizdi. Söz konusu FSRU'nun ekimde ticari faaliyete başlamasının beklendiğini belirten Jaller-Makarewicz, "Yunanistan Enerji Bakanı'nın kısa süre önce ülkenin LNG alma kapasitesinin fazlasıyla yeterli olduğunu söylemesinin ardından, ek projelerin devam edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor. Bu ek terminallerin Yunanistan'ın yanı sıra Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Slovakya, Moldova ve Ukrayna'ya da gaz tedarik etmesi planlanıyordu." diye konuştu. Jaller-Makarewicz, bu yıl bir miktar toparlanmanın beklendiği AB gaz talebinde tam tersi bir durumun yaşandığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Avrupa'nın LNG ithalatı düşmeye devam ediyor. 2024'ün ilk yarısında AB'nin LNG ithalatı yıllık yüzde 11 düşüşle 60,1 milyar metreküpe, İngiltere, Norveç ve Türkiye'de dahil edildiğinde ise yıllık yüzde 20 düşüşle 72,6 milyar metreküpe geriledi. Doğal gaz ve LNG talebinin önümüzdeki yıllarda azalmaya devam etmesi beklenmekte, bu da yeni LNG terminallerine ihtiyaç olup olmadığı sorusunu gündeme getirmekte." MALİYETLER NEDENİYLE RUS GAZI LNG'YE TERCİH EDİLİYOR Güneydoğu Avrupa Enerji Enstitüsü (IENE) Başkanı Costis Stambolis de AB'nin 2027'ye kadar Rusya'dan gaz ithalatını sonlandırmayı planladığını ancak bunun kolay olmadığını anlattı. Stambolis, Avrupa'da Rus gazının LNG'den çok daha ucuz olduğunu belirterek, "Rus enerji şirketi Gazprom'un fiyatları düşürmesi nedeniyle gaz ithal eden ve dağıtan şirketler Rus gazını LNG'ye tercih ediyor. Yunanistan'da son birkaç ayda ithal edilen gazın yüzde 50'sinden fazlasının Rusya'dan geldiğini görüyoruz. Bu durum 12-18 ay önce tamamen farklıydı. Maliyetler nedeniyle sorunumuz var ve bu büyük bir zorluk." ifadelerini kullandı. Yunanistan'ın Revithoussa'daki kara tabanlı LNG terminalinin ardından ikinci terminalini devreye almaya hazırlandığını kaydeden Stambolis, "2 veya 3 terminal daha planlanıyor ancak LNG talebinin düşmesi nedeniyle bunlardan sadece birinin gerçekleştirileceğini düşünüyorum." dedi. Stambolis, söz konusu projelere ilişkin, şunları kaydetti: "Alexandroupolis FSRU şu anda testlerden geçiyor. Ekim itibarıyla ticari faaliyete geçmesini bekliyoruz. Dioriga Gas olarak adlandırılan ve ileri aşamada olan bir proje daha var. Ufuktaki büyük projelerden biri de bu. Diğer FSRU ünitelerinin ise arkalarında büyük şirketler olduğu için iyi desteklenmiş ve finanse edilmiş olsalar da nihai yatırım kararı alıp alamayacakları belli değil. Bence ertelenecekler. Hatta bazıları iptal bile edilebilir." Bunun nedenlerine de değinen Stambolis, "En başından beri bu kadar çok FSRU terminalinin faaliyette olmasını beklemek gerçekçi değildi. Çünkü buradaki amaç sadece, örneğin Türkiye pazarına kıyasla küçük bir pazar olan Yunanistan pazarına hizmet etmek değildi. Asıl amaç Güneydoğu Avrupa pazarına hizmet verebilmekti. Şimdi Rus gazının bu kadar ucuz olması nedeniyle ilgi eksikliği var." değerlendirmesinde bulundu. Stambolis, LNG'ye ilginin küresel gelişmelere ve fiyatlara bağlı olarak değişebileceğini dile getirdi. Depolanabilir olması nedeniyle daha fazla LNG kapasitesine sahip olmayı "akıllıca bir politika" olarak değerlendiren Stambolis, yer altı gaz deposu bulunmayan Yunanistan'da depolama ihtiyacının kısmen FSRU ve LNG terminalleriyle karşılandığını böylece enerji güvenliğine katkı sağlandığını sözlerine ekledi. Stambolis, enerji güvenliği için bölgesel işbirliğinin önemine de vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı: "Enerji güvenliğinin güçlendirilmesi sadece ulusal bir perspektiften bakmamız gereken bir konu değil, çok büyük bölgesel bir öneme sahip. Bu, Yunanistan ve Türkiye'nin bölgenin ve Avrupa'nın enerji güvenliğini güçlendirmek için işbirliği yapabileceği bir alan. Çünkü Türkiye, Rus gazının yanı sıra Azerbaycan, İran ve belki de çok yakında Irak gibi, diğer kaynaklardan da büyük miktarda gaz alıyor ve ayrıca büyük bir LNG kapasitesine sahip. Türkiye, Yunanistan ile işbirliği içerisinde Güneydoğu Avrupa ve Avrupa için enerji güvenliğini güçlendirebilir."

AB ülkeleri, yeni yöneticilerini seçmek için bir araya geldi Haber

AB ülkeleri, yeni yöneticilerini seçmek için bir araya geldi

Avrupa Birliği'ne (AB) üye 27 ülkenin lideri, Brüksel'de Birliğin en üst yönetici pozisyonları olan AB Konseyi, AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu (AP) başkanlıkları ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliğine uygun gördükleri isimleri müzakere etmek üzere Belçika'nın başkenti Brüksel'de toplandı. Gayri resmi nitelikte liderleri akşam yemeği masasında buluşturan zirvenin sonunda resmi bir karar açıklanmayacak. Karar, 27-28 Haziran'daki resmi zirvede duyurulacak. Ancak kulislerde en önemli 4 koltuğa kimlerin oturacağı konusunda şimdiden uzlaşıya varıldığı belirtiliyor. VON DER LEYEN, METSOLA, COSTA VE KALLAS Von der Leyen'in üyesi olduğu Avrupa Halk Partisi (EPP), 720 sandalyenin 189'unu elde ederek bir kez daha AP seçimini birinci tamamlamıştı. 27 liderden 13'ünün EPP'li olduğu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Almanya Başbakanı Olaf Sholz'un da von der Leyen'e destek açıkladığı için AB Komisyonu Başkanlığını bir dönem daha Ursula von der Leyen'in alacağına kesin gözüyle bakılıyor. EPP'li Roberta Metsola'nın da bir dönem daha AP Başkanı olacağı tahmin ediliyor. AB'nin dış politika ve güvenlik şefi Josep Borrell'in yerine zikredilen isim ise kısa süre önce NATO Genel Sekreterliği için de istekli olduğunu açıklayan Estonya Başbakanı Kaja Kallas. Charles Michel'in yerine "AB liderlerine liderlik etmesi" için ise Portekiz'in eski Başbakanı Antonio Costa'nın adı geçiyor. AP'NİN DE ONAYI GEREKECEK AB'nin yürütme organı Komisyonun Başkanı, Komisyonun tüm üyeleri ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisinin, ilk defa 16 Temmuz'da toplanacak AP Genel Kurulu'nun onayını alması gerekiyor. Bu durum özellikle von der Leyen için risk teşkil ediyor. Zira EPP 189 sandalyeye sahip olsa da Alman siyasetçinin toplamda 361 oya ihtiyacı var. Bu nedenle von der Leyen'in 16 Temmuz'a kadar siyasi gruplar arasında ittifak çabalarına devam etmesi bekleniyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerine aşırı sağ partilerin yükselişi damga vurmuştu. Sonuçlar Avrupa ülkelerinin iç siyasetinde sorgulamalara, kırılmalara ve tepkilere neden olmuştu.  Seçimlerde Fransız aşırı sağının temsilcisi RN (Ulusal Birlik – Rassemblement National) yüzde 31,37 oranla birinci sırada yer alırken, Cumhurbaşkanı Macron’un partisi Yeniden Doğuş (Renaissance) ise oyların sadece yüzde 14,6’sını elde etmişti. İki parti arasındaki oy farkının bu denli fazla olması da Cumhurbaşkanı Macron’u Ulusal Meclis'i dağıtma kararını almaya itmişti.

Gürcistan Başbakanı Kobakhidze: AB'ye üyelik bizim için önceliktir Haber

Gürcistan Başbakanı Kobakhidze: AB'ye üyelik bizim için önceliktir

Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze, başkent Tiflis'te "Avrupa Günü" vesilesiyle düzenlenen törende konuştu. Ülkesinin, Avrupa Birliği (AB) ile devam eden entegrasyon sürecine değinen Kobakhidze, "Elbette yolumuz, sadece Avrupa Birliği'nden geçiyor ve dış politikada ana önceliğimiz, Avrupa Birliği'ne üyeliktir." dedi. Kobakhidze, Gürcistan'ın, AB'nin değerlerinin daha da güçlendirilmesine ve kalkınmasına büyük katkı sağlayacağına inandığını vurgulayarak, "Elbette Gürcistan'ın Avrupa Birliği'ne üye olması için her şey yapılıyor." ifadesini kullandı. Gürcistan'ın, AB'ye aday ülkeler arasında demokrasi, hukukun üstünlüğü ve ekonomik kalkınma gibi konularda lider konumunda olduğunu söyleyen Kobakhidze, "Yakın gelecekte, en geç 2030'da, Gürcistan'ın kesinlikle Avrupa Birliği'ne üye olacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu. AB-GÜRCİSTAN İLİŞKİLERİ Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra yeniden bağımsızlığına kavuşan Gürcistan, 1991-1992 döneminde Avrupa ülkeleri ile ilişkileri tekrar kurmaya başladı. AB ile Gürcistan arasında 1996'da Lüksemburg'da Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma, 1999'da yürürlüğe girdi. AB, 2017'de Gürcistan vatandaşlarına vize serbestisi hakkı tanıdı. Gürcistan, 2022'de AB'ye hızlı katılım başvurusu yaptı. AB, Gürcistan'a 2023'te "adaylık" statüsü verdi.

AB Zirvesi’nden Türkiye mesajı: Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına büyük önem vermektedir Haber

AB Zirvesi’nden Türkiye mesajı: Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına büyük önem vermektedir

Brüksel'de süren AB zirvesinin sonuç bildirisinin Türkiye ile ilişkilerle ilgili bölümü açıklandı. Bildiride, "AB'nin, Doğu Akdeniz'de istikrarlı ve güvenli bir ortam ile Türkiye'yle işbirliğine dayalı ve karşılıklı yarar sağlayan bir ilişki geliştirilmesinde stratejik çıkarı vardır" denildi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in AB Komisyonu'yla Kasım 2023'te sunduğu ortak raporda yer verilen önerilerle ilgili çalışmaların ilerletilmesinin talep edildiğinin duyurulduğu bildiride, bunların "aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir" şekilde ve gerektiğinde AB Konseyi'nin ek rehberliğine tabi olarak ilerletilmesi için AB Daimi Temsilciler Komitesi'ne (COREPER) talimat verildiği ifade edildi. Bildiride, "Türkiye'nin kendi yapıcı katılımı, raporda belirlenen çeşitli işbirliği alanlarının ilerletilmesinde faydalı olacaktır." değerlendirmesi yapıldı. "KIBRIS" VURGUSU Bildiride, ayrıca "AB-Türkiye işbirliğini de geliştirebilecek olan Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına ve ilerlemesine büyük önem vermektedir." denildi. AB'nin konunun çözüme kavuşturulması için Birleşmiş Milletler (BM) himayesindeki sürece bağlı olduğunun vurgulandığı bildiride "AB, elindeki tüm uygun araçlarla, BM liderliğindeki sürecin tüm aşamalarını desteklemede aktif rol oynamaya hazırdır" ifadesi kullanıldı. Zirvenin dış ilişkiler oturumunda Türkiye ile ilgili kısımda Borrell'in AB Komisyonu ile hazırladığı ve Kasım 2023'te sunduğu rapordaki öneriler görüşüldü. Raporda, "Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'deki tüm yasa dışı sondaj faaliyetlerinden, egemenlik ve egemenlik haklarına saygı göstermeyen diğer tüm eylemlerden kaçınmaya devam etmesi koşuluyla, 2019'da askıya alınan AB-Türkiye Ekonomi, Enerji ve Ulaştırma Yüksek Düzeyli Diyalogları'nın yeniden etkinleştirilmesi, aynı mantıkla, Ortaklık Konseyi ve Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog toplantılarının bakanlar düzeyinde yeniden başlatılması, iklim, sağlık, göç ve güvenlik, tarım ile araştırma ve yenilik konularında sektörel Üst Düzey diyalogların sayısının artırılması" gibi öneriler yer almıştı.

"Gazze'ye yardım girişi için İsrail'e baskı yapılmalı" Haber

"Gazze'ye yardım girişi için İsrail'e baskı yapılmalı"

Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Uyum ve Reformlardan Sorumlu Üyesi Elisa Ferreira, AP Genel Kurulunda yapılan "Gazze'de kitlesel açlık tehlikesi ve insani yardım sevkiyatlarına yönelik saldırılar" başlıklı oturumda, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell adına söz aldı. AB Komisyonu üyesi Ferreira, "Her gün görmeye devam ettiğimiz trajik olaylar; savaşın sona erdirilmesi, insani yardımların büyük ölçüde arttırılması ve esirlerin serbest bırakılmasının mutlak aciliyetini bize ciddi bir şekilde hatırlatıyor." ifadesini kullandı. AB'nin, "çatışmalara sürdürülebilir ateşkes ve esirlerin serbest bırakılmasını sağlayacak insani ara" verilmesi için yürütülen müzakereleri desteklediğini aktaran Ferreira, İsrail'in "kendini savunma hakkını" uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukuku doğrultusunda uygulaması gerektiğini ifade etti. Ferreira, Gazze'de sivillerin açlıktan öldüğünü ve bölgede sağlık sisteminin çöktüğünü söyledi. İsrail'in Refah bölgesine saldırı planından endişe duyulduğunu belirten Ferreira, "Uluslararası toplumun sivilleri hem açlıktan hem de şiddetten korumak için harekete geçmesi gerekiyor. Gazze'deki durumdan endişe duyan herkes, insani yardım konvoylarının engellenmeden kara yolundan erişimine izin vermesi için İsrail hükümetine baskı yapmalıdır." dedi. Ferreira, insani yardımların kara yolu dışında ulaştırılması için uygulanan diğer yöntemlerin "yetersiz" olduğunu dile getirerek, AB'nin Birleşmiş Milletler (BM) ile çalışmaya ve BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansını (UNRWA) desteklemeye devam edeceğini kaydetti.

Bursa Litvanya iş birlikleri genişliyor Haber

Bursa Litvanya iş birlikleri genişliyor

Baltık ülkeleri arasında en büyük ekonomiye sahip olan Litvanya, Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında yaşadığı tedarik sıkıntıları nedeniyle ticarette yeni ortaklar arıyor. Avrupa Birliği üyesi Litvanya’daki fırsatları değerlendirmek isteyen BTSO, ülkeye yönelik en geniş katılımlı ticaret heyetini düzenledi. Makine ve otomotiv yan sanayi sektörü temsilcilerinin yer aldığı BTSO heyeti, Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta önemli temaslarda bulundu. BTSO tarafından organize edilen ‘Türkiye-Litvanya İş Forumu’ ise Litvanya Parlamentosu Seimas’ta gerçekleştirildi. Toplantıya BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Litvanya Parlamentosu Litvanya-Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Kazys Starkevicius, Türkiye’nin Vilnius Büyükelçisi Görkem Barış Tantekin, Litvanya Sanayiciler Konfederasyonu Başkanı Vidmantas Janulevicius, Litvanya İş Konfederasyonu Başkanı Andrius Romanovskis ve Litvanya İşverenler Konfederasyonu Başkanı Danukas Arlauskas ile iki ülkenin iş dünyası temsilcileri katıldı. "İKİLİ TİCARİ İLİŞKİLER YENİ BOYUTLAR KAZANACAK" BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Türkiye ve Litvanya arasındaki yatırım ve ticaret ilişkilerini geliştirmek amacıyla nitelikli ve kalabalık bir heyetle başkent Vilnius’ta bulunduklarını söyledi. Ticaret Bakanlığı destekleri ile makine ve otomotiv yan sanayi sektörlerine yönelik yürütülen UR-GE projeleri kapsamındaki yurt dışı pazarlama faaliyetinin, bugüne kadar Litvanya’ya yapılan en büyük ticaret heyeti organizasyonu olduğunu belirten Başkan Burkay, “Bursa’dan 50’nin üzerinde firma temsilcimizle buradayız. Avrupa Birliği üyesi olan Litvanya ile Türkiye arasındaki ticari ilişkileri geliştirecek adımları atabilmek bu dönemde çok önemli. Litvanya parlamentosunda düzenlenen iş forumumuzda Bursa ve Türkiye ekonomisini, ülkemizin özellikle ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu doğrultusundaki hedeflerini ve stratejilerini burada Litvanyalı parlamenterler ve iş dünyası temsilcileri ile paylaşma imkanı bulduk. Ziyaretimizin ikili ticari ilişkilerimize yeni boyutlar kazandıracağına inanıyorum.” diye konuştu.   “LİTVANYA STRATEJİK BİR ÖNEME SAHİP” Başkan İbrahim Burkay, Litvanya’nın ekonomik açıdan önemine işaret ederek, “Stratejik konumu, kalifiye işgücü ve çeşitlendirilmiş sanayi sektörü ile Orta ve Doğu Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer alan Litvanya, iş dünyamız için önemli fırsatlar sunuyor. Türkiye, Baltık bölgesindeki ilk elçiliğini Vilnius’ta açmıştı. Diğer taraftan Litvanya, ülkemizin AB üyeliğini en güçlü şekilde destekleyen dost ülkelerden bir tanesi. Tüm bu süreçler Litvanya’nın gelecekte hem AB pazarlarında hem de dünya pazarlarında Türkiye’nin ticaret ortaklarından, işbirliği yapacağı önemli ülkelerden biri olacağına işaret ediyor. Bu anlamda düzenlediğimiz ticaret heyetimizin çok ciddi bir karşılığı var.” ifadesini kullandı. “İKİ ÜLKENİN TİCARET HACMİ 1 MİLYAR DOLARI GEÇTİ” Türkiye’nin Vilnius Büyükelçisi Görkem Barış Tantekin, Litvanya’nın Türkiye için Baltık bölgesindeki en önemli ticaret ortaklarından biri olduğunu vurguladı. İki ülke arasındaki ticaret hacminin son iki yılda 1 milyar doların üzerinde gerçekleştiğini kaydeden Büyükelçi Tantekin, böylece 1 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine öngörülenden önce ulaşıldığını aktardı. Görkem Barış Tantekin, BTSO tarafından düzenlenen organizasyonun ticarete ve karşılıklı yatırıma sunacağı katkıdan bahsederek, şunları söyledi: “Ticaret ve sanayi odalarımızın ziyaretleri çok önemli. BTSO tarafından düzenlenen heyet, şu ana kadar Litvanya’da ağırladığımız en geniş katılımlı, en fazla sayıda iş insanının yer aldığı ticaret heyeti olarak kayıtlarımıza geçti. Otomotiv ve makine sektöründen çok sayıda firma temsilcimiz burada. Her iki alan da işbirliğimizi geliştirmemiz için çok önemli potansiyel taşıyor.” LİTVANYA PARLAMENTOSUNDAKİ İLK İŞ FORUMU Türkiye-Litvanya İş Forumu’nun Litvanya parlamentosunda düzenlenmesinin de bir ilk niteliği taşıdığını belirten Büyükelçi Tantekin, Litvanya Parlamentosu Dostluk Grubu Başkanı, Litvanya’nın en önemli iş dünyası kuruluşlarının temsilcilerinin yer aldığı forumun yanı sıra yapılacak ikili iş görüşmelerinin de yeni ticaret ve yatırım fırsatları oluşturacağını dile getirdi.  “İŞ FORUMLARI VE HEYET ZİYARETLERİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR” Litvanya’nın Bursa Fahri Konsolosu Berat Tunakan, iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin her geçen yıl geliştiğini, bu durumun ekonomik ilişkilere de pozitif yansıdığını vurguladı. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin güçlenmesi adına iş forumları ve karşılıklı heyet ziyaretlerinin büyük faydası olduğunu ifade eden Tunakan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’na çalışmaları için teşekkür etti. Öte yandan iş forumunu Türkiye’nin Vilnius Ticaret Müşaviri Ümit Ateşağaoğlu, BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Şenocak, BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Murat Bayizit, BTSO Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu ile meclis ve komite üyeleri de takip etti.

Polonya'dan AB'ye iyi niyet testi! Haber

Polonya'dan AB'ye iyi niyet testi!

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Ukrayna'ya vermeyi planladıkları Alman yapımı 14 adet Leopard 2 tankları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Tankların Ukrayna'ya transferinin maliyetini karşılaması için Avrupa Birliği'ne (AB) başvuruda bulunacaklarını belirten Morawiecki, "Bu, Avrupa Birliği'nin iyi niyet iradesinin bir testi olacak. AB bize bu maliyetleri ödemeli, umuyorum öyle de olur" şeklinde konuştu. Almanya'ya Leopard 2 tankları için Polonya'nın resmi başvuru yaptığı hatırlatılan Morawiecki, başvurularına en kısa sürede olumlu yanıt almayı umduklarını da söyledi. Polonya medyasında yer alan haberlere göre Polonya, Ukrayna'ya gönderdiği silahlar için bugüne kadar AB'ye 2 milyar euro fatura gönderdi. Ancak bürokrasinin ağır işlemesi nedeniyle Polonya AB'den yalnızca 30 milyon euro ödeme alabildi. Ukrayna'nın beklediği Leopard 2 tankları Alman Krauss-Maffei Wegmann firması yapımı olan ana muharebe tankı Leopard, ilk olarak 1979 yılında Alman ordusu tarafından kullanılmaya başlanmıştı. Söz konusu tankın son versiyonu olan Leopard 2 tankları bugün Türkiye, Polonya, İspanya, Yunanistan, Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya, İsviçre ve Avusturya tarafından kullanılıyor. Almanya'da üretilen tankların başka ülkelerde kullanılması için Almanya'nın onayı alınması gerekirken, Almanya Dışişleri Bakanı Anna Baerbock, Polonya’nın Ukrayna’ya Leopard 2 tankları yollamasını engellemeyeceklerini söylemişti.

AB'den 7. kez Ukrayana'ya destek kararı Haber

AB'den 7. kez Ukrayana'ya destek kararı

Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları, Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir araya geldi. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, toplantıda Ukrayna’nın ele alınan ilk konu olduğunu belirterek, “AB olarak Ukrayna’ya desteğimiz gerektiği kadar devam edecek” dedi. Borrell, AB ve Ukrayna arasında savaşın başından bu yana düzenlenecek ilk zirveyi 3 Şubat’ta gerçekleştirmek için hazırlıklar yapıldığını bildirerek, zirvenin aynı zamanda Ukrayna’nın AB’ye adaylık başvurusundan sonra gerçekleşecek ilk zirve olduğunu belirtti. AB’den Ukrayna’ya yeni askeri destek paketi AB Dışişleri Bakanlarının Ukrayna’ya 7’inci askeri destek paketi üzerinde anlaşmaya vardıklarını aktaran Borrell, AB yardımlarının 500 milyon euro ek bütçe ile toplamda 49 milyar euroluk bir AB desteği düzeyine ulaşıldığını söyledi. Bu yardımlarla AB’nin Ukrayna’ya en çok fon sağlayan yapı olduğunu belirten Borrell, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve kendini savunma haklarına bağlı kaldıklarını ancak Rusya’nın bugüne kadar dürüst ve yaşanabilir bir barış yaklaşımda bulunmadığını söyledi. AB’nin bugüne kadar aldığı yaptırım kararlarının işe yaradığını söyleyen Borrell, petrol fiyatlarının varil başına 80 dolar yerine 40 dolara satılır hale geldiğini, yaptırımlar sayesinde Rusya’nın varil başına 30 dolar kaybetmeye başladığını açıkladı. Borrell, Filistin Başbakanı Iştiyye ile görüştü Toplantının diğer bir gündem maddesi olan Filistin’e değinen ve Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye ile görüştüklerini ifade eden Borrell, bölgedeki durumun son derece üzücü olduğunu, AB olarak kendi içlerinde Filistin ile ilişkileri ele almaya devam edip iki devletli bir çözüme ulaşılması için çaba harcanacağını aktardı. Filistin’de bir seçim takvimi oluşturulması gerektiğine değinen Borrell, AB’nin Filistin’e desteğinin devam ettirileceğini söyledi. İran’a 4’üncü yaptırım paketi kabul edildi. İran’a karşı 4. yaptırım paketi üzerinde anlaştıklarını ifade eden Borrell, İranlı 18 kişi ve 19 kuruluşa yaptırım uygulanacağını açıkladı. Borrell, yaptırım listesinde politikacılar, medya çalışanları ve Devrim Muhafızlarının bazı üyelerinin yer aldığını ifade etti. AB sivil heyeti Ermenistan’da göreve başladı Borrell ayrıca, yaklaşık 100 kişiden oluşan bir AB sivil heyetinin Azerbaycan ile ilişkiler ve gelişmeleri AB’ye rapor etmek üzere Ermenistan’da göreve başladığını söyledi. Kosova ve Sırbistan’a çağrı Kosova ve Sırbistan konusunda da taraflara çağrı yapan Borrell, taraflardan ciddi ve sorumlu bir yaklaşım beklediklerini dile getirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.