Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Açlık

Herkes Duysun - Açlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Açlık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

UNRWA'ya göre, İsrail'in kuşattığı Gazze'nin kuzeyindeki 60 bin kişi için ölüm her köşede Haber

UNRWA'ya göre, İsrail'in kuşattığı Gazze'nin kuzeyindeki 60 bin kişi için ölüm her köşede

FOWLER, İSRAİL'İN YOĞUN SALDIRILARI VE KUŞATMASI ALTINDA BULUNAN GAZZE ŞERİDİ'NDEKİ İNSANİ YARDIMLARLA İLGİLİ DURUMA İLİŞKİN AA MUHABİRİNE DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU. Gazze Şeridi'nde benzeri görülmemiş bir seviyede trajedi ve insani kriz yaşandığını vurgulayan Fowler, "Nereye baksanız tüm göstergeler tamamen felaket. İlaç, yiyecek, içme suyu ve erişim eksiliği yaşanıyor. Sürekli yerinden edilme, ölüm, yıkım ve insanların kaybolması gibi olaylar yaşanıyor. Durum tamamen felaket. Burada yaklaşık 2 milyonluk bir nüfus var ve hayatta kalmak için tamamen insani yardıma bağımlılar. Bu insan yapımı bir felaket ve bunun devam etmesi kesinlikle vicdansızlık." dedi. Fowler, insani yardım malzemeleri taşıyan ve Gazze Şeridi'ne giriş yapan tır sayılarındaki düşüşe işaret ederek, 27 Kasım'da tüm sınır kapılarından sadece 75 tırın şeride giriş yapabildiğini söyledi. Nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılamak için günde yaklaşık 500 yardım tırının Gazze'ye giriş yapması gerektiğini hatırlatan Fowler, 7 Ekim 2023'ten bu yana bu rakama hiç ulaşılmadığını söyledi. Fowler, "İnsanlar bana bazen Gazze Şeridi'nde neden kıtlık yaşanıyor veya bu tür konularda neden endişelendiğimi soruyor. Bunu anlamak karmaşık değil. Günde 500 kamyon gıda ve diğer malzemelere ihtiyacınız varsa ve sadece 70, 80, 90 yardım tırı giriş yapıyorsa, bunu anlamak zor değil. Bu yüzden insanlar bu kadar şiddetli acı çekiyor." dedi. Özellikle Gazze'nin kuzeyinin yaşanan trajediden çok etkilendiğine vurgulayan Fowler, Gazze'nin kuzeyinde 400 bin kişinin yaşadığını ancak BM ve ortaklarının bunlardan sadece 340 binine ulaşabildiğini kaydetti. Fowler, UNRWA ve diğer BM kuruluşlarının bu insanlara yiyecek, tıbbi malzeme, kış için plastik barınaklar ve hijyen kitleri ulaştırabildiğini ancak bunun ihtiyaçlarla kıyaslandığında yeterli olmadığını söyledi. "GAZZE'NİN KUZEYİ, MEVCUT İNSANİ TRAJEDİNİN BİR TÜR MERKEZ ÜSSÜ" Kuşatma altındaki Gazze'nin kuzey bölümüne ulaşamadıklarını belirten Fowler, şöyle devam etti: "(İsrail tarafından) Hala Gazze'nin kuzeyindeki insani yardım çalışmalarımız için erişimimiz engelleniyor. Temel olarak Gazze'nin kuzeyinde yaklaşık 60 günlük bir kuşatma var ve 60 bin kişi orada yaşıyor. Oradaki insanlar tamamen izole edilmiş durumda. Yiyecekleri ve suları yok. Hatta ambulans veya buna benzer hizmetlere dahi erişemiyor. Yani insanlar kendi başlarına hayatta kalmaya terk ediliyor, buna hayatta kalma denebilirse. Çünkü bu insanlar için ölüm her köşede. Gazze'nin kuzeyi, tüm Gazze Şeridi'nin en çok etkilenen bölgelerinden biri. Orası, mevcut insani trajedinin bir tür merkez üssü. Bu da insani yardım görevlilerine erişimin olması ve derhal ateşkes yapılması gerektiğinin bir nedeni. Kuşatma altındaki Gazze'nin kuzeyinde neler olup bittiğine dair somut bilgi edinmek son derece zor. Hala yerinden edilmiş insanlara ve sahadaki ve yerinden edilmiş Filistinli meslektaşlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz ancak onlar son derece zor bir durumdalar. Neler olup bittiğine dair doğru bir resim elde etmek zor ancak kesin olarak söyleyebileceğimiz şey bunun mutlak bir felaket olduğudur." Fowler, Gazze'nin kuzeyinde artan yetersiz beslenme risklerinin de olduğunu vurgulayarak, 60 gündür gıda ulaştırılamayan bir yer için bu sonucun şaşırtıcı olmadığına işaret etti. Bu bölgede büyük bir trajedinin yaşandığına da dikkat çeken Fowler, "Bu kuşatılmış bölgedeki insanlar açlıktan ölecek. Yardım malzemeleri alamazlarsa başka ne yapabilirler? Temel olarak yiyecek hiçbir şey yok." dedi. Fowler, Gazze'nin kuzeyindeki ihtiyaç sahibi insanlara her gün ulaşmaya çalıştıklarını ancak (İsrail tarafından) erişimlerinin engellendiğini söyledi. Savaş bölgelerindeki insani yardım görevlileri için standart olarak işleyen bir prosedür olduğunu söyleyen Fowler, güvenli olmayan veya ulaşım taleplerinin reddedildiği alana giriş yapamayacaklarını vurguladı. "ÇOK ZOR KARARLAR ALMAMIZ GEREKİYOR" Fowler, 1 Aralık'ta Kerem Ebu Salim (Şalom) Sınır Kapısı'ndan Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırmayı durdurmak zorunda kaldıklarına, bunun operasyonların güvenliğine dair sorunlardan kaynaklandığına dikkati çekti. İnsani yardım görevlileri mümkün olduğunca güvenli bir şekilde çalışabilmesi gerektiğinin altını çizen Fowler, "Çok zor kararlar almamız gerekiyor. Bunlardan biri insani yardım geçişini durdurmaktı. Bunun nedeni yardımın Gazze Şeridi'nin diğer tarafına ulaştığında çalınmasıydı. Ancak bu tür bir anarşi, suç ve çaresizlik elbette savaşın bir sonucudur. Yardım görevlilerini ve yardım malzemelerini koruma sorumluluğu işgalci güce, yani İsrail'e ait. Bunda şüphe yok. Bu nedenle yardımın Gazze'ye güvenli bir şekilde ulaşması sağlamak için her şey İsrail yetkilileri tarafından yapılmalıdır." diye konuştu.

BM, 2025'te 305 milyon kişinin insani yardıma ihtiyaç duyacağı tahmininde bulundu Haber

BM, 2025'te 305 milyon kişinin insani yardıma ihtiyaç duyacağı tahmininde bulundu

BM Cenevre Ofisi'nde konuşan Fletcher, BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) "Küresel İnsani Yardıma Genel Bakış 2025" başlıklı raporunu açıkladı. Dünya genelinde, 305 milyon kişinin gelecek yıl insani yardıma ihtiyaç duyacağı tahminini paylaşan Fletcher, BM ve insani yardım ortaklarının, dünya genelinde 190 milyon kişiyi desteklemek için 2025'te 47 milyar dolar tutarında yardım çağrısı başlattığını kaydetti. Fletcher, 32 ülke ile mülteci barındıran 9 bölgede, hayat kurtarıcı yardım sağlamak için çalışacaklarını belirtti. Dünyanın şu anda bir "yangın yeri" olduğunu vurgulayan Fletcher, en savunmasız olan kadın, çocuk ve engellilerin, en büyük bedelleri ödediğinin altını çizdi. "Yardıma en çok ihtiyaç duyan insanlarla dünyanın ilişkisini yeniden ayarlamalıyız" ifadesini kullanan Fletcher, bu insanların eksiklerini tam anlamıyla finanse etmek için yeni bir küresel dayanışma düzeyine ve uluslararası hukuku korumak için cesur siyasi eylemlere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Tom Fletcher, ihtiyaç sahibi diğer 150 milyon kişiye ulaşmayı çok istediklerini, ancak mevcut fonla bunun mümkün olmadığını sözlerine ekledi. ÇATIŞMALAR 123 MİLYON KİŞİYİ YERİNDEN ETTİ OCHA'nın raporunda, çatışmaların sıklık ve şiddet açısından derinleştiği ve bu durumun yaklaşık 123 milyon kişiyi evlerini terk etmeye zorladığı aktarıldı. "İklim kaynaklı felaketler insanları harap ediyor, gıda sistemlerini mahvediyor ve kitlesel yerinden edilmelere yol açıyor" ifadelerine yer verilen raporda, mevcut krizlerin çözülemediğine vurgu yapıldı. Raporda, bağışçıların uzun süredir devam eden cömert yardımlarına rağmen fon açıklarının devam ettiğine işaret edilerek, Kasım 2024'e kadarki dönem için 50 milyar dolar olan çağrının yalnızca yüzde 43'ünün karşılandığı bildirildi. Yetersiz finansmanın sonuçlarının, yardım çalışmalarına olumsuz etkilerine değinilen raporda, 2024'te Suriye'de gıda yardımında yüzde 80'lik bir azalma, Myanmar'da koruma hizmetlerinde kesintiler ve Yemen'de ise su ile sanitasyon yardımında azalmaların görüldüğü ifade edildi. Raporda, 2024'ün, 280'i aşkın can kaybıyla insani yardım çalışanları için en ölümcül yıl olduğu belirtilerek, "Bu zorluklara rağmen, insani yardım kuruluşları, 2024'te yaklaşık 116 milyon kişiye ulaşarak, hayati öneme sahip gıda, barınak, sağlık hizmeti, eğitim ve koruma hizmetleri sundu." denildi.

İsrail saldırısı altındaki Gazze'deki Müslüman ve Hristiyanlar, "ekmeği bölüşüyor" Haber

İsrail saldırısı altındaki Gazze'deki Müslüman ve Hristiyanlar, "ekmeği bölüşüyor"

İsrail'in uyguladığı aç bırakma politikasının yanı sıra gıda yardımlarının girişinin engellenmesiyle meydana gelen kıtlık yaşamın tüm alanlarında görülüyor. Müslümanlar ile Hristiyanların birlikte yaşadığı Gazze'deki Saint Porphyrius ve Holy Family kiliselerindeki halk aynı sıkıntılara maruz kalıyor. Filistinli girişimciler, bu zor günleri aşabilmek; İsrail soykırımının başından bu yana Gazze Şeridi dışına çıkmayı reddeden Gazze'deki Hristiyan sakinlerine destek olabilmek ve sergiledikleri kararlılığı katkı sağlamak adına bir çalışma başlattı. Bir grup girişimci tarafından başlatılan kampanya kapsamında Gazze'deki Saint Porphyrius ile Holy Family kiliselerinde bulunan bölge halkına İsrail'in katı kısıtlamaları nedeniyle nadiren bulunur hale gelen temel gıda malzemelerinin yer aldığı gıda paketleri dağıtılıyor. Kutularda biraz çay, şeker, tuz, makarna, fasulye ve nohut konservesi, dana etinin yanı sıra örtü, battaniye gibi ürünler yer alıyor. Bu destek, Gazze'deki Hıristiyan halkın sıkıntılarını bir nebze azaltsa da devam eden kıtlık ve kuşatmanın gölgesinde yetersiz kalıyor. Gazze'deki hayırseverlerin ya da aş evlerinin girişimleri, genellikle piyasada bulunan fakat İsrail'in kısıtlamaları nedeniyle fahiş fiyatlarda satılan gıda maddelerinden hazırlanıyor. Girişim kapsamındaki yardımların da Batı Şeria'daki hayır kurumlarından ve İsrail'deki Filistinli kurumlarından geldiği kaydediliyor. Saint Porphyrius Kilisesi Papazı Peder Silas'ın denetiminde Filistinli gençler tarafından dağıtılan yardım paketleri, kilisedeki bölge halkı tarafından memnuniyetle karşılanıyor. "MÜSLÜMANLAR VE HRİSTİYANLAR YAŞAMI PAYLAŞIYOR" Peder Silas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kilisede zorla yerinden edilen 250 Filistinlinin bulunduğunu; bunlardan 53'ünün Müslüman olduğunu söyledi. "Müslümanlar ve Hristiyanların hep birlikte yan yana kilisenin içinde yaşıyor ve yaşamı paylaşıyor" diyen Silas, "Gazze Şeridi'nde bulunan barınma merkezlerinde yaşam şartları çok ağır. Merkezlerde bulunan göçe zorlanmış kişiler, daimi desteğe ihtiyaç duyuyor." ifadelerini kullandı. Silas, mevcut şartların çok zor olmasına rağmen hayırsever girişimlerin vatandaşların ve yerinden edilmiş kişilerin omuzlarındaki yükü hafiflettiğini; bunun devam etmesini temenni ettiklerini dile getirdi. Gazze'deki Hristiyan toplumunun, Filistin toplumunun ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizen Silas, "İsrail'in tüm hedeflerine rağmen Hristiyanların toprakları üzerinde sergilediği kararlılığa şaşırılmaması gerektiğini; kendilerinin de bu ülkenin evlatları olduğunu, ancak şehit olarak bu toprakları terk edebileceklerini" dile getirdi. İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'te başlattığı soykırımdan bu yana Saint Porphyrius Kilisesi'ni hedef aldığını ve 18 zorla yerinden edilmiş insanın öldürdüğünü aktaran Peder, hayatını kaybedenler arasında Müslüman ve Hıristiyanların olmasını, "din farklılığına rağmen tek bir vatanın evlatlarının kanının birbirine karıştığının açık bir göstergesi" şeklinde değerlendirdi. YARDIM GİRİŞLERİ ÇOK AZ DURUMDA Cemre Yardım Derneği Sorumlusu Şifa Cabir ise "Gazze'deki iki kilisede bulunan Hıristiyanlara destek amacıyla çeşitli ihtiyaç malzemelerinin bulunduğu gıda kolilerinin hazırlandığını" belirtti. "Yardım kolilerinin, İsrail kuşatması ve işgali sebebiyle 400 günden uzun süredir yiyecek girişini engellemesi nedeniyle piyasada az bulunan ürünleri içerdiğini" ifade eden Cabir, "Hristiyanlar saldırıların ilk günlerinden itibaren ülkeyi terk edebilirlerdi ama burada kalmakta ısrar ettiler ve bu şekilde yapabilecekleri şeyi yapmaya çalıştılar." dedi. İsrail'in kuşatmasına rağmen onları destelemeye çalıştıklarını söyleyen Cabir, şöyle devam etti: "Yaralılar ve çocuklar arasında yetersiz beslenme vakaları bulunuyor. Hem Müslümanlara hem de Hıristiyanlara yardım sağlamak için büyük çaba harcıyoruz. Hristiyan kardeşlerimizin kararlılığını desteklemek önemli çünkü onlar Filistin halkının ve onlarca yıldır yürütülen ulusal ve insani çalışmaların ayrılmaz bir bileşeni." Cemre Yardım Derneği de dahil pek çok insani yardım kuruluşunun yardım sağladığını ve bu girişimlerin Filistinlilerin acılarının hafifletilmesine büyük katkı sağladığını vurgulayan Cabir, bu yardımlaşmanın Filistin halkı arasındaki dayanışma ruhunu yansıttığını belirtti. Cabir, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki iki kilisede yaşayan yaklaşık 340 yerinden edilmiş Müslüman ve Hıristiyan aileye de yardımlar dağıtılacağını sözlerine ekledi. Bölgedeki Hristiyan kurumlara göre, 7 Ekim 2023'ten önce Gazze'de yaklaşık 2 bin Hristiyan bulunuyor. Onlarca yıldır uygulanan zorunlu göç nedeniyle bölgedeki Hristiyan nüfusun azaldığı belirtiliyor. GAZZE'DE AÇLIK SEVİYESİ GÜNDEN GÜNE ARTIYOR İsrail'in yoğun ve şiddetli saldırılar düzenlediği özellikle kuzeyi başta olmak üzere Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinde yiyecek ve içme suyu gibi temel insani ihtiyaçları içeren yardımların girişini engellenmesi nedeniyle bölgede büyük bir kıtlık yaşanıyor. Birçok Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası kuruluşa göre Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler, İsrail'in insani yardım girişini engellemesi nedeniyle gıda tedarikinin kıtlığı nedeniyle sistematik bir açlık politikasıyla karşı karşıya. Uluslararası toplum, İsrail'den yaklaşık iki milyon kişinin yerlerinden olacağı büyük çaplı bir kıtlığı önlemek için insani yardım girişini kolaylaştırmasını talep ediyor. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, 10 Kasım'daki açıklamasında, İsrail ordusunun bir aydan uzun süredir kuşatma altında tuttuğu Gazze'nin kuzeyinde kıtlık yaşanabileceğini belirterek, "Açlık İsrail devleti tarafından silah olarak kullanılıyor." demişti. UNRWA Kıdemli İletişim Görevlisi Louise Wateridge de 12 Kasım'da yaptığı açıklamada İsrail'in kuşatması altında bulunan Gazze'nin kuzeyine BM'nin erişiminin engellendiğini ve 1 aydan uzun süredir UNRWA'dan hiçbir yetkilinin bu bölgeye ulaşamadığını bildirdi. BM İnsan Haklarından Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Ilze Brands Kehris 13 Kasım'da yaptığı açıklamada, "Sivil nüfusu aç bırakmanın bir savaş yöntemi olarak kullanılması uluslararası insancıl hukuk tarafından kesinlikle yasaklanmıştır." ifadesini kullandı. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 492'si çocuk, 11 bin 979'u kadın olmak üzere 44 bin 282 Filistinli öldü, 104 bin 880 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

BM: Gazze'de açlık kritik seviyelere ulaştı Haber

BM: Gazze'de açlık kritik seviyelere ulaştı

UNRWA'nın X hesabından yapılan açıklamada, "Gazze'de açlık kritik seviyelere ulaştı. İnsanlar, haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek arıyor. Kış mevsimi yaklaşırken durum hızla kötüleşiyor ve acil insani yardım olmadan hayatta kalmak imkânsız hale geliyor" denildi. Gazze'deki durumun giderek kötüleştiği ve derhal ateşkes kararı alınması çağrısında bulunan UNRWA, açıklamasını, Gazze'deki devasa çöp yığınlarını gösteren fotoğraflarla da destekledi. İSRAİL'İN GAZZE'Yİ İŞGALİNDE 7 EKİM SONRASI Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim 2023'te kapsamlı saldırı düzenledi. İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 492'si çocuk, 11 bin 979'u kadın olmak üzere 44 bin 249 Filistinli öldü, 104 bin 746 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 378'si karadan işgal sürecinde olmak üzere 804 askerinin öldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023'te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani ara"da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 167’si çocuk 794 Filistinli hayatını kaybetti.

G20 Liderler Zirvesi'nin bildirisinde Gazze, Lübnan ve Ukrayna'ya dikkat çekildi Haber

G20 Liderler Zirvesi'nin bildirisinde Gazze, Lübnan ve Ukrayna'ya dikkat çekildi

Bildiride, İsrail'in Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi ve Lübnan'a yönelik saldırıları nedeniyle insani durumun felaket boyutlarına ulaşmasının derin endişelere yol açtığı belirtildi. İnsani yardımların ulaştırılmasındaki tüm engellerin kaldırılması gerektiği vurgulanan bildiride, "İnsani yardımların artırılması ve sivillerin korunmasının güçlendirilmesi yönündeki acil ihtiyaç ifade edildi. Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkı ve iki devletli çözüm vizyonuna sarsılmaz bağlılık teyit edildi." değerlendirmesinde bulunuldu. Bildiride, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde yaklaşık 45 bin kişinin, Lübnan'da ise 3 bin 500 kişinin hayatını kaybettiği hatırlatıldı. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan insani acılara da değinilen bildiride, savaşın küresel gıda ve enerji güvenliği, tedarik zincirleri, makro-finansal istikrar, enflasyon ve büyüme üzerindeki olumsuz etkilerine işaret edildi. "SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE REFAHA ANCAK BARIŞLA ULAŞABİLİRİZ" Bildiride, çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesinin önemi vurgulanarak, "Kapsamlı, adil ve kalıcı barışı destekleyen tüm ilgili ve yapıcı girişimler memnuniyetle karşılandı. Çatışmaların ve krizlerin sona erdirilmesine yönelik çabaların yanı sıra diplomasi ve diyalog elzemdir. Sürdürülebilirlik ve refaha ancak barışla ulaşılabilir." ifadesi kullanıldı. İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE VE KÜRESEL İŞBİRLİĞİ İklim kriziyle mücadelede G20 ülkelerinin kararlılığına dikkatin çekildiği bildiride, şunlar kaydedildi: "Yoksul ülkeler için daha fazla finansman gereklidir. Özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik kamu ve özel iklim finansmanı ve yatırımlarının arttırılması amacıyla uluslararası işbirliğinin ve desteğin artırılması gerektiği vurgulandı. Sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanması için uluslararası ekonomik sistemin teşvik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, uluslararası ticarette haksız kısıtlamalar gibi iklim tedbirlerinin kullanılmaması gerektiği konusunda uyarılar yapıldı." Bildiride, ormanların korunmasına ve sürdürülebilir şekilde muhafaza edilmesine yönelik çabaların yoğunlaştırılmasının önemli olduğuna işaret edildi. Yerel topluluklar ve yerli halkların karşılaştıkları zorluklara değinilen bildiride, ormanlar için yeni fonların harekete geçirilmesi taahhüt edildi. Paris İklim Anlaşması hedeflerinin hatırlatıldığı bildiride, üye ülkelerin temiz, sürdürülebilir, adil, uygun fiyatlı ve kapsayıcı enerji geçişlerini hızlandırma taahhüdü ve yüzyılın ortasına kadar karbonda sıfıra ulaşma hedefi yinelendi. SÜPER ZENGİNLERE VERGİ KONUSU TARTIŞILDI Diğer yandan zirvede, Brezilya'nın süper zenginlere yönelik küresel bir vergi oluşturulmasına ilişkin önerisi tartışıldı. Zirvede, dünyadaki 3 bin 300 milyarderin, bulundukları ülkelerdeki servetlerinin yüzde 2'sini küresel bir vergi olarak ödemeleri halinde, yoksulluk, açlık ve iklim değişikliğiyle mücadele projelerini finanse etmek için yılda 200 ila 250 milyar dolar toplamanın mümkün olacağı vurgulandı.

İsrail'in zorla aç ve susuz bıraktığı Gazze'nin kuzeyindeki Filistinliler ölümle burun buruna Haber

İsrail'in zorla aç ve susuz bıraktığı Gazze'nin kuzeyindeki Filistinliler ölümle burun buruna

İsrail ordusu, son bir ayda 1800'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği, 100 binden fazla Filistinlinin de yerinden edildiği Gazze'nin kuzeyine uluslararası kuruluşların gönderdiği insani ve tıbbi yardımları engelledi. BM Sözcüsü Stephane Dujarric, dün yaptığı açıklamada İsrail'in son iki gündür Gazze'nin kuzeyine daha önce planlanan insani yardım sevkiyatlarını yine engellediğini açıkladı. İsrail ordusu, yardım girişini engellerken, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde mevcut altyapıyı, su kuyularını ve hastaneleri bilinçli olarak hedef alarak bölgeyi yaşanmaz hale getirdi. Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, bir hafta önce yaptığı açıklamada, İsrail'in kuşatma ve saldırılarının yanı sıra açlık ve susuzluk nedeniyle ölümlerin yaşandığı Gazze Şeridi'nin kuzeyini felaket bölgesi ilan etti. Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyini bombardıman, aç bırakma ve zorla yerinden etme yöntemleriyle işgal ederek bölge sakinlerini yerinden ettikten sonra burayı tampon bölge haline getirmek istediğini belirtiyor. Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) Kıdemli İletişim Görevlisi Louise Wateridge de 12 Kasım'da yaptığı açıklamada İsrail'in kuşatması altında bulunan Gazze'nin kuzeyine BM'nin erişiminin engellendiğini ve 1 aydan uzun süredir UNRWA'dan hiçbir yetkilinin bu bölgeye ulaşamadığını bildirdi. "İSRAİL, ZORLA AÇ BIRAKMA SUÇLAMALARINI ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞIYOR" Beyt Hanun'daki barınma merkezlerinden birinde ailesiyle birlikte kalan Filistinli genç Rami el-Hamadin, "Uluslararası örgütler ve işgal ordusu, çok az insana yetecek yardım girişine izin vererek kendilerine yönelik zorla aç bırakma suçlamalarını örtbas etmeye çalışıyor." dedi. Bölgeye girişine izin verilen un, su ve baklagillerden oluşan kısıtlı yardımların halkın ihtiyacını karşılamaya yetmediğini belirten Hamadin, "Beyt Hanun halkı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki tüm bölgeler, askeri saldırıların başlangıcından bu yana açlık ve susuzluktan ölüyor. Bu durum, işgal tarafından uygulanan iğrenç soykırım sonlanmadıkça asla sona ermez." diye konuştu. "İSRAİL, İŞLEDİĞİ SUÇLARIN ÜZERİNİ ÖRTMEK ETMEK İÇİN BÖLGEYE ÇOK AZ MİKTARDA YARDIM GİRİŞİNE İZİN VERİYOR" İsrail'in, Gazze'nin kuzeyinde yardım almak için bekleyen masum insanları bombalayarak öldürdüğünü hatırlatan Hamadin, İsrail'in bölgeye çok az miktarda yardım girişine izin vererek "işlediği iğrenç suçları örtbas etmeyi ve bölgedeki insani durumun iyileştirilmesi çağrısında bulunan uluslararası sesleri susturmayı" amaçladığını belirtti. Filistinli Eyyüb el-Mısri de "Bugün yardım girişine izin verilmesi, daha önce konuşulan bir planın hayata geçirilmesi konusunda işgalcilerin kötü niyetlerini içeriyor." dedi. İsrail medyasında yer alan haberlerden "İsrail ordusunun saldırılar sırasında Gazze Şeridi'nin kuzeyini küçük bölgelere bölmeye çalışacağı ve her bölgeyi müstakil şekilde ele alacağına ilişkin bazı duyumlar alıyoruz." değerlendirmesinde bulunan Mısri, "İsrail'in bugün yalnızca Beyt Hanun'a yardım götürme hamlesi, bu kötü niyetli fikirlerin bir testi olabilir." diye konuştu. "FİLİSTİNLİLERİN TEK İSTEĞİ, İSRAİL'İN SOYKIRIMA SON VEREREK GERİ ÇEKİLMESİ" Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Filistinlilerin İsrail'in planlarını tamamen reddettiğini belirten Mısri, tek taleplerinin "işgalcilerin geri çekilmesi ve dünyanın gözü önünde devam eden soykırıma son verilmesi" olduğunu vurguladı. Mısri, başta ABD olmak üzere uluslararası topluma, "İsrail'in halka şantaj yapmak ve bölmek için bir silah olarak kullandığı ürkek yardım talepleri yerine, İsrail'e geri çekilmesi ve soykırımı durdurması için baskı yapmaları" çağrısında bulundu. "KUZEYDEKİ 80 BİN FİLİSTİNLİ AÇLIK VE SUSUZLUK NEDENİYLE ÖLÜM RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA" Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bölgelerde (Cibaliya, Beyt Lahiya, Beyt Hanun) halen 80 bin Filistinlinin bulunduğunu belirtti. Kuzeydeki 80 bin Filistinlinin açlık ve susuzluk nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Basal, tüm bu yaşananların soykırımın başından bu yana Tel Aviv'e silah ve para desteği sağlayan ABD başta olmak üzere dünyanın onayıyla gerçekleştiğini ifade etti. Basal, "ABD'nin yalanları ve Gazze'nin kuzeyine yardım götürerek İsrail'e uyguladığını iddia ettiği sözde baskının, soykırıma katıldığı yönünde Washington'a yöneltilen suçlamayı ortadan kaldırmak için kurulan bir aldatmacadan başka bir şey olmadığını" söyledi. Sadece Beyt Hanun'a yardım girişine izin verilmesini değerlendiren Basal, şunları söyledi: "Filistinliler, İsrail'in uyguladığı kuşatma ve aç bırakma politikası nedeniyle yiyecek bir somun ekmek, içecek bir damla su bulamıyor. Bahse konu edilen bu yardımların Filistinlilerin ihtiyaçları karşılama noktasında hiç bir değeri yok. Beyt Hanun beldesindeki barınma merkezlerinde halen 800 Filistinli aile bulunuyor. Gelen yardımlar ve su 50 aileye dahi yetmiyor." Basal, ABD yönetimine İsrail'in tarafını tutmayı bırakması ve Gazze Şeridi'ndeki tüm bölgelerdeki ailelere insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırması için İsrail'e gerçek manada baskı uygulaması çağrısında bulundu. Gazze Şeridi'nin kuzeyinin şu anda halkın açlık ve susuzluktan kurtulması için günde yaklaşık 500 tır yardıma ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Basal, İsrail'in ise sadece 3 tır yardımdan bahsettiğini aktardı. Basal, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki duruma ilişkin şunları sözlerine ekledi: "İsrail'in niyeti henüz belli değil; bölgeleri birbirinden ayırmayı mı, yoksa bir tampon bölge kurmayı mı planladığını bilmiyoruz. Ancak açık olan şey, İsrail'in Filistinlileri silah altında zorla yerinden etmede ısrarcı olduğu."

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Herkes Duysun En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.