Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ameliyat

Herkes Duysun - Ameliyat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ameliyat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bademcik ameliyatı sonrası hayatını kaybetti: Acılı anneden 'ihmal' iddiası Haber

Bademcik ameliyatı sonrası hayatını kaybetti: Acılı anneden 'ihmal' iddiası

Ankara Yenimahalle'de yaşayan Aysel Güvenir, uyku şikayetleri artan 9 yaşındaki oğlu Bora Güvenir'i Çankaya'da yer alan özel bir hastaneye götürdü. Hastane doktoru O.B.G., muayene ardından anneye, çocuğun bademciklerinin alınması gerektiğini söyledi. 4 Mayıs'taki operasyonun ardından taburcu edilen Bora Güvenir, bir hafta sonra annesine kanaması olduğunu söyleyerek yardım istedi. Annesiyle birlikte ameliyat olduğu hastaneye giden Güvenir, aynı doktor tarafından bir kez daha ameliyat edildi. Ailesi tarafından çok fazla kan kaybettiği gözlemlenen çocuğun, bir süre gözetim altına kalması isteği hastane tarafından reddedildi. Ameliyat olduğu gün taburcu edilen Güvenir, aynı günün akşamı tekrar rahatsızlandı. Kanaması olan çocuk ailesi tarafından en yakın devlet hastanesine götürüldü. 9 yaşındaki çocuk, Acil Servis Polikliniğindeki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Oğlunun ihmal sebebiyle öldüğünü söyleyen anne ise durumdan ameliyatların yapıldığı hastanenin doktorlarını sorumlu tuttu. “GECELERİ UYUYAMIYOR, RAHAT NEFES ALAMIYORDU” Olayla ilgili konuşan anne Aysel Güvenir, “Oğlumun bademcikleri normalden büyüktü. Geceleri uyuyamıyor, rahat nefes alamıyordu. 9 yıldır durumun takibini yapan doktorumuz, bademciklerin küçültülmesini, gerekirse de alınmasını önerdi. Biz de oğlumuzun ameliyat olmasına karar verdik. Başarılı bir ameliyat oldu, aynı gün içinde de taburcu edildi. Bir hafta sonra da kontrole çağrıldık. Oğlum, bir hafta sonra gece beni uyandırdı ve kanaması olduğunu söyledi. Sürekli kan kusuyordu. Doktorunu aradık, bizi hastaneye çağırdı. Hastane özel olduğu için o sırada kapalıydı. Kanama çok şiddetliydi. Bir süre hastane önünde bekledik. Oğlumu tekrar ameliyata adılar. Her şeyin yolunda olduğunu söylediler. Oğlumun çok fazla kan kaybetmesi kafama takılmıştı. Kan vermeyecek miyiz diye sordum. Çocuk olduğu için çabuk toparlayacağını söylediler. Endişelendiğimiz için çocuğun hastanede iki gün daha kalmasını istedik. Gerek olmadığını söyleyerek taburcu ettiler” dedi. “TEKRAR KANAMASI OLDU, BU SEFERKİ ÇOK ŞİDDETLİYDİ” Oğlunu ameliyat eden doktorun bir anda gözden kaybolduğunu söyleyen Güvenir, “Aynı günün akşamında Bora'nın tekrar kanaması oldu. Bu seferki çok şiddetliydi. Nefes alamıyordu. Doktorunu aradım. Bizi hastaneye çağırdılar. Yetişemeyeceğimizi belirttim. ‘En yakın acil servise git. Beni de ara' dedi. Evden çıktığımız ilk anlarda Bora bayıldı. Meğerse kalbi durmuş, bilinci gitmiş, nefesi kesilmiş. En yakın hastaneye gittik. Hemen müdahale ettiler. O sırada doktoru hastaneye geldi. Oradaki doktorların yanına gitti. Müdahale edildiğini söyleyip ortadan kayboldu. Ardından da ne kendisi ne de hastane yönetimi aramadılar ve hiç açıklama yapmadılar. Oğlumuzu götürdüğümüz hastanede tüm müdahaleleri yaptılar ama kurtaramadılar” diye konuştu. “DOKTOR ‘SANA DİYEBİLECEK HİÇBİR ŞEYİM YOK, TAMAMEN HAKLISIN' DEDİ” Doktor O.B.G. ve hastane yönetimini durumdan sorumlu tutan Güvenir, “Ağır bir doktor ihmali var. Oğlum çok fazla kan kaybettiği için öldü. İkinci kanamadan sonra toparlayamadı. İlk kanamanın ardından gözetim altında olsaydı, gereken müdahaleler yapılsaydı, o zaman takdiri ilahi derdim. Bu kadar bir kanamanın ardından bizi taburcu ettiler. Çocuğumu hastaneye bile yetiştiremedim. İhmal olduğunu düşünüyorum. Savcılığa şikayette bulundum. Oğlumun doktoru beni 3 hafta sonra arayıp, ‘Sana diyebilecek hiçbir şeyim yok, tamamen haklısın' dedi. Bu bir açıklama ve özür olamaz. Ben hastanedeki herkese çocuğumu emanet ettim. Gittiğimde bana hiçbir açıklama yapmayıp, sadece ‘Üzgünüz' dediler. Oğlumun öldüğü hastaneye gittim. Oradaki doktor, kan kaybından öldüğü söyledi” ifadelerine yer verdi. “VEFAT HABERİ YERİNE GURURLANDIRAN BİR HABER GÖRMEK İSTERDİM” Oğlunun herkes tarafından sevildiğini dile getiren Güvenir, “Çok zeki bir çocuktu. İlginç zevkleri vardı. Doğal taş ve antika biriktirirdi. Arkeolog olmak istiyordu. Arkadaş gibiydik. Kardeşi olmasına çok sevindi, çok istiyordu. Çok vicdanlı ve duygusaldı. Ona baktığımda harika bir baba olacağını söylerdim. Büyümeliydi, ben onunla gurur duymalıydım. Okulunun internet sitesinde vefat haberi yerine gururlanacağım bir haberini görmek isterdim” diye konuştu.

Eşinin ölümünden sorumlu tuttuğu doktoru kaçırmıştı: Cezası belli oldu Haber

Eşinin ölümünden sorumlu tuttuğu doktoru kaçırmıştı: Cezası belli oldu

Samsun'da 13 Eylül 2023 tarihinde meydana gelen olayda, Genel Cerrahi Uzm. Dr. Mustafa Erdem, nöbetçi olduğu Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Atakum Ek Hizmet Binası önünde aracına binen, Sinop'ta 2017 yılında safra kesesi ameliyatında aort damarının kesilmesi sonucu hayatını kaybeden 1 çocuk annesi Çiğdem Eriş'in (29) kocası Gökhan Eriş (35) tarafından silah zoruyla kaçırıldı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine alarma geçen polis, doktora ait olan 55 AEB 757 plakalı otomobili Ankara yolunda önü kesildi. Doktor herhangi bir yara olmadan kurtarılırken, Gökhan Eriş ise yaya olarak kaçtı. Kaçarken üzerinde bulunan tabancayı düşüren Eriş, polisin takibi sonucu yakalanarak gözaltına alındı. Çıkarıldığı mahkemece 14 Eylül 2023'te tutuklanan Gökhan Eriş, Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi. "ZARAR VERME GİBİ BİR KASTIM YOKTU" Gökhan Eriş hakkında Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Yargılandığı davada daha önce verdiği ifadede kendini savunan Eriş, "Ben üzerime atılı suçları işlesem müşteki bu kadar rahat olabilir miydi? Belli bir süre araç kullandı, telefon görüşmesi yaptı. Arkadaşının dükkanının önüne gidip aracın kornasına bastı. Bir yerde durakladı, birilerine el işareti yaptı. Kim olduğunu bilmiyorum. Araca iki kişinin yaklaştığını görünce, ben de kendisine durmaması ve devam etmesi gerektiğini söyledim. O esnada kendimi korumak amacıyla üzerimdeki silahı çıkardım. Aramızda arbede meydana geldi. Bu sırada araba kontak açık bir şekilde durdu. Aramızda meydana gelen arbede nedeniyle silah patladı. Ben kesinlikle müştekinin kafasına silah dayamadım. Üzerime atılı 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağmaya teşebbüs' suçlarını işlemedim. Benim kimsenin malına zarar verme gibi bir kastım yoktu. Silah ruhsatsızdır. Eski bir silahtır. Dededen kalmadır. Daha önce başka bir olayda kesinlikle kullanmadım. Üzerime atılı suçlamaların hiç birini kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" demişti. "ARACA BİNER BİNMEZ 'BENİ TANIDIN MI? SENİ ÖLDÜRMEYE GELDİM' DEDİ" Genel Cerrahi Uzm. Dr. Mustafa Erdem ise "Sanığın bana karşı bir husumeti vardır. Yaklaşık 6-7 yıl kadar önce eşinin ameliyatından dolayı bana husumet beslemektedir. Sadece bana değil, ailemi, eşimin ailesine karşı da daha öncesinde yapmış olduğu hareketler vardır. Aramızda görülen başka dava dosyalar olmuştur. Ben sırf sanık yüzünden 6-7 sene önce kadar önce Samsun'a geldim. Sinop'ta bulunduğum dönemde kendisini 1-2 kez görmüştüm. Sanığın savunmalarını kabul etmiyorum. Araca tesadüfen binmemiştir. Araca biner binmez 'Beni tanıdın mı? Seni öldürmeye geldim' gibi sözler söyledi. 'Beni bir hafta kadar takip ettiğini' söyledi. Oturduğum siteye kadar gelmiş. Beni beklemiş, kapıcıların dinlenmesini ve güvenlik kamera kayıtlarının getirilmesini istiyorum. Olay günü işime gittim. 09.00-12.00 saatleri arasında çalıştım. Daha sonra aracımı park ettiğim sokağa geldim ve arabama bindim. Benden sonra araç sağ kapısından sanık bindi ve silahı doğrudan boynuma dayadı. Gergindi, 'Beni tanıdın mı? Seni öldürmeye geldim' gibi kelimeler kullandı. 'Ben zaten yedi yıldır bu anı bekliyordum' dedi. Arka koltuğa kurşun sıktı. Sanık benden hem daha uzun boylu hem yarı yaşım kadardır, gençtir. Arabaya binince aracı sürmemi istedi. Ankara yoluna sürmemi istedi. Bana, 'Beni de kendini de kurtarabilirsin. Bunun için tefeciye borcum olan 3 milyon vermen gerekir'. Vermezsem beni öldüreceğini söyledi. Benim o bölgede çok tanıdığım yoktu. Araçta iken sanık bana gerek yumruk ile gerek silah ile vurmaya devam etti. Sürekli gittiğim kuaför dükkanının önünden geçtim. Aracı hafifçe durdurdum ve elimle işaret etmeye çalıştım. Zaten berber dükkanı içerisinde bulunanlar ayaklandılar. Bu sırada sanık silahın kabzası ile bana vuruyordu. Yanlış yollara girdim. Kaza yapmaya çalıştım. Telefonum çaldı. Sadece birine cevap verebildim. Açmamı istemiyordu. Başhekimin sekreteri arıyordu. İşe gelip gelemeyeceğimi sordu. Ben de inşallah gelebilirim zor durumdayım şeklinde kelimeler kullandım. Sanık araç içerisinde giderken kendi borçlu olduğu kişiyi aradı, ne kadar borcu olduğunu sordu. Ankara yoluna çıktığımızda kendisi polisleri fark etti. Ben olay sırasında hep onun dediklerini yaptım. Polisleri gördükten sonra arka kapıyı açıp oradan kaçmaya başladı. Ben sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum" ifadelerini kullanmıştı. Davanın son duruşmasında Gökhan Eriş duruşmada hazır bulunurken, mağdur doktorun ise avukatları katıldı. Gökhan Eriş son söz olarak, "Beraatimi ve tahliyemi istiyorum" dedi. Mahkeme Gökhan Eriş'i "yağma" suçundan 10 yıl, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 5 yıl ve "ruhsatsız silah" suçundan da 1 yıl 6 ay olmak üzere toplam 16 yıl 6 ay hapis ve 1000 lira da adli para cezasına çarptırarak tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Estetik ameliyat sonunu getirdi: Aile şikayetçi Haber

Estetik ameliyat sonunu getirdi: Aile şikayetçi

Yurtdışında yaşayan ve internetten gördüğü estetik ameliyat işlemleri yapan bir şirket ile anlaşıp İstanbul'daki özel bir hastanede 3 ameliyat geçiren 33 yaşındaki 1 çocuk annesi Inger Jeanette Bengtsson, taburcu edilerek otele gönderildi. Burada hayatını kaybeden kadının ailesi olaya ilişkin avukatları aracılığı ile şikayetçi oldu. “GERİDE SEKİZ YAŞINDA BİR KIZ ÇOCUĞU, ACILI BİR BABA VE ANNE BIRAKILMIŞTIR” İstanbul Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı‘na müşteki avukatları tarafından sunulan şikayet dilekçesinde, İsveç vatandaşı Inger Jeanette Bengtsson’un 1 Kasım 2023 tarihinde hayatını kaybettiği belirtilerek “Geride sekiz yaşında bir kız çocuğu, acılı bir baba ve anne bırakılmıştır” ifadelerine yer verildi. Dilekçede Johan Hakan Bengtsson’un maktulün babası olduğu ve kızının ölümünden sorumlu olanların tespit edilerek cezalandırılmasını talep ettiği belirtildi. Maktulün 31 Ekim 2023 tarihinde İstanbul'da özel bir hastanede estetik plastik cerrahi ameliyatı olduğu kaydedilen dilekçede, yapılan işlemlerin karından yağ aldırma, kalça büyütme ve meme büyütme ameliyatları olduğu açıklandı. Maktulün bu ameliyatlardan 1 gün sonra vefat ettiği de dilekçede belirtildi. Jeanette Bengtsson’un İsveç’ten Türkiye’ye bu ameliyatları olmak için internette reklamlarını gördüğü bir şirket ile anlaşma yaptığı ve söz konusu şirket ile WhatsApp üzerinden yazışarak ameliyat olmak için geldiği kaydedildi. “6 BİN 490 EURO‘YU ELDEN NAKİT OLARAK ÖDEDİ” Maktulün Türkiye’ye geldiğinde şirket ile aralarındaki anlaşma uyarınca 6 bin 490 Euro‘yu elden nakit olarak ödediği de dilekçede belirtildi. Estetik ameliyat şirketinin maktulün operasyonlarını özel hastanede yaptığı ve sonrasında anlaşma uyarınca Küçükçekmece’de bulunan bir otele yerleştirdiği dilekçede kaydedildi. Maktulün bu otelde öldüğü belirtilen dilekçede “Ölüm olayının bir gün önce yapılan üç ameliyattan sonra meydana gelmiş olması ölüm sebebinin bu ameliyatlar veya sonrasında gelişen komplikasyonlar sonucu olduğunu göstermektedir” ifadelerine yer verildi. Dilekçede ameliyatın yapıldığı özel hastaneden bugüne kadar hiçbir kayıt getirilmediği de kaydedildi. Başsavcılığa sunulan şikayet dilekçesinde; ameliyat öncesi ve sonrasındaki tüm evrakların ve raporların getirtilmesi, ameliyatı ve taburcu işlemini yapan doktorların kimliğinin tespit edilerek ifadesinin alınması talep edildi. Ölüm olayında sorumluluğu belirlenen kişi veya kişilerden şikayetçi olunduğu ve haklarında cezalandırılmaları amacıyla kamu davasının açılmasının talep edildiği de dilekçede belirtildi. "VERGİ VERMEMEK İÇİN PARAYI ELDEN TAHSİL ETMİŞLER" Öte yandan olaya ilişkin açıklama yapan Avukat Hasan Gürbüz, “Son yıllarda hızla çoğalan sağlık turizminde hem Turizm hem Sağlık Bakanlığı’ndan yetki almış firmalar yurt dışından gerek estetik gerek sağlık tedavileri için olsun Türkiye’ye getiriyorlar. Bu İsveçli genç kadın da sosyal medya reklamlarından gördüğü bir şirket ile iletişime geçiyor. Whatsapp üzerinden yazışmalar yapılıyor. Ondan sonra mutabık kalınıyor ve Türkiye’ye estetik operasyonları olmak için geliyor. Meme, kalça büyütme ve karından yağ aldırma ameliyatı yapılıyor. Genç kadın 63 kilogram maalesef 90 kilogramın altında karından yağ çekme operasyonu yapılmaması gerekirken 63 kiloluk bir insana bu yapılıyor. Buradaki sorunlarımızdan biri şu; parayı elden tahsil etmişler. Yanında nakit olarak getirmiş parayı. Bu kayıt dışı olmasına yol açıyor. Niçin yapıyor bunu sağlık turizmi yapan firmalar? Vergi vermemek için yapıyorlar. Kızımızı yurt dışından Türkiye’ye getiren sağlık turizmi firması hastaneye daha fazla para ödememek için ameliyattan sonra hastaneden çıkartıyor. Anlaşmalı olduğu otele götürüyor. Birkaç saat sonrada otelde vefat ediyor. Kadının ailesi Türkiye’ye gelmedi. Çünkü 8 yaşında bir kızı var. Bu çocuk için büyük bir travma. Aynı zamanda ailesi için büyük bir travma. Babası hassasiyetle konu ile ilgileniyor. Diyor ki ‘benim kızım öldü başkaları ölmesin’. Bu iş madem ki yapılıyor sağlık turizmi adı altında insan sağlığına değer verilerek yapılsın. Her şey para değildir. ‘Bu son olsun’ diyor. Bunun içinde ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu söyledi. İsveç’ten buraya gazeteciler geldiler bu konuyu araştırmak için konu İsveç kamuoyuna mal olmuş durumda. Ailesinin biz yabancıyız Türkiye’de hakkımız korunur mu? Yoksa olay örtbas edilir mi? şeklinde endişeleri vardı. Ben kendilerine böyle bir şey olmayacağını Türkiye’nin ciddi bir hukuk devlet olduğunu söyledim. Olayın tarihi kızın vefat ettiği tarih 1 Kasım 2023. Ameliyattan sonra sağlık turizmi firmasının anlaşmalı olduğu otele götürüyor. Otelde 1-2 saat sonra vefat etmiş” ifadelerini kullandı.

Ünlü müzisyen sevenlerini korkuttu! Haber

Ünlü müzisyen sevenlerini korkuttu!

Özge Özder eşinin son sağlık durumunu paylaştı: 'Sinan çıktı çok şükür. Eve geçtik. İyi daha da iyi olacak. 'Neyi var' diye merak edenlere; Apandisti patladı. Patlamakla kalmadı 48 saatten fazla patlak bir apandisle gezdi. Bunun sonucunda her yer saçılan zehirle dolmuş oldu. Zor bir süreçti çok şükür geçti.' Eşini bir an olsun yalnız bırakmayan Özder eşi ile çekildiği bu fotoğrafı da '2 saatlik ameliyat, karında 3 delik yatakta bir hafta zorlu süreç verilen 9 kilo ama 10 kat daha fazla artan sevgi.' notuyla yayınladı. Sinan Güleryüz ise takipçilerini dikkatli olmaları konusunda uyardı: "Üç gündür arayan, soran, mesaj atan hastaneye gelen herkese sonsuz teşekkürler. İnsanın sevildiğini bilmesi çok güzel bir şey. Kısa bir açıklama yapayım istedim. Hastaneye geldiğimde yaklaşık 48 saat önce apandisitimin patladığı anlaşıldı, tüm iç organlara yayılan zehir çok profesyonel bir ekip 2.5 saatlik bir operasyonla tertemiz hale getirdi. Hâlâ mide bulantısı, ateş, ara ara kusma belirtileri yaşıyorum ama çok şükür beni seven insanların dualarıyla toparlıyorum." "Gerçekten söylemek istediğim şey vücudunuz size bir şey anlatıyorsa ne kadar güçlü olursanız olun, ne kadar metanetli olursanız olun onu dinleyin ve kulak verin. Vücudunuz ile denemeler yapmayın. Sağlık her şeyden kıymetli, bunu yeniden anladım, en yakın zamanda tekrar birlikte şarkılar söyleyebileceğimiz sahneleri iple çekiyorum, hepinizi öpüyorum."

Kahramanmaraş'ta boy uzatma ameliyatı yapıldı Haber

Kahramanmaraş'ta boy uzatma ameliyatı yapıldı

Kahramanmaraş'ta ismi açıklanmayan bir erkek hasta, 5 yıl önce iş kazası geçirdi. Hastanın kaval kemiğinde parçalı kırıklar oluşması sonucu bacağı diğerine kıyasla kısaldı. 5 yıl boyunca aksayarak yürümek zorunda kalan hasta, Elbistan Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Ortopedi servisinde Ortopedist Op. Dr. Ali Canbay ve Op. Dr. Serdar Karaman tarafından tetkikleri yapılan hastaya, boy (kemik) uzatma operasyonu yapılması kararlaştırıldı. Hastanın bacağına, ilk ameliyatında kısa olan kemiği günde 1 mm uzatma olacak şekilde bir sistem kuruldu. Başarılı geçen operasyon sonrasında kurulan sistem sayesinde 5 cm uzama ve yıllardır kaynamayan kemikte kaynama elde edildi. Son olarak dışarıdan uygulanan bu sistem çıkarıldı ve uzamanın kontrol altına alınması için çivi denilen işlem uygulandı. Hasta, tüm bu işlemlerin akabinde aksamadan yürümeye başlayarak eski sağlığına kavuştu. Operasyonla ilgili Elbistan Devlet Hastanesi'nden yapılan açıklamada; “İş kazası nedeniyle beş yıl önce kaval kemiğinde parçalı kırığı olan ve kırık olan bacağında diğer bacağına kıyasla kısalığı devam eden hastamıza, Elbistan Devlet Hastanesi’nde Ortopedist Op. Dr. Ali Canbay ve Op. Dr. Serdar Karaman’ın birlikte yaptıkları iki operasyon sonucu hasta eski sağlığına kavuşmuştur. İlk ameliyatında kısa olan kemiği günde bir milimetre uzatma olacak şekilde kurulan sistem ile 5 cm uzama ve yıllardır bir türlü kaynamayan kemikte kaynama elde edilmiştir. Son olarak dışarıdan uygulanan sistem çıkarılıp hastanın konforlu hayatına dönmesi için çivi denilen işlem ile mevcut uzamanın koruma altına alınıp hastanın tekrar aksamadan yürümesi sağlanmıştır” denildi. Sağlığına kavuşan hastanın, doktorlarından ve hastaneden duyduğu memnuniyetini Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne yazdığı teşekkür yazısıyla dile getirdiğine değinilen açıklamada; “Boy uzatma ameliyatlarının bir kısmı kozmetik gerekçelerle yapılmakta iken bu hastamızda olduğu gibi travmalar sonucunda gelişen kısalıklar da deneyimli ortopedi hekimlerince tedavi edilebilmektedir. Kaza, kireçlenme veya doğuştan olan uzuvlardaki (kol, bacak, parmak) kısalıkların hastanemizde başarı ile tedavi edilmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Yüzü için tam 47 kez ameliyat oldu! Haber

Yüzü için tam 47 kez ameliyat oldu!

Bebekken evlerinde çıkan yangının tam ortasında kalan genç kız, ailesi ve itfaiye ekiplerince son anda kurtarıldı. Balıkesir’in Susurluk ilçesinde 2002 yılında dünyaya gelen Akile ve İlhan Kamalı çiftinin ikinci çocukları Buse Kamalı, 2004 yılında evlerinde elektrik kontağından çıkan bir yangının tam ortasında kaldı. Talihsiz yangında alevlerin içinde kalan Kamalı, ailesi ve itfaiye erlerinin çabalarıyla son anda kurtarıldı. Tamamen küle dönen evden çıkarılan Buse’nin elleri, yüzü ve vücudunun büyük bölümü yandı. Henüz 2 yaşındayken ailesiyle birlikte zorlu bir mücadeleye başlayan Buse, aradan geçen 19 yılda tam 47 kez ameliyat oldu. Azmin zaferi dedirten mücadelesiyle herkese örnek olan Buse, okuduğu üniversiteden mezun olmak için gün sayıyor. Zorlu mücadele Bursa’da başladı Susurluk’ta yaşadığı evleri yanarak küle dönen Kamalı çifti, yangının ardından Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine taşındı. Buse’nin ve ailesinin tam 19 yıl sürecek olan mücadelesi de burada başladı. Akile ve İlhan Kamalı çifti, minik Buse’nin ameliyatları için çalmadık kapı gitmedik hastane bırakmadı. Aileye, Kaymakamlık izniyle başlatılan bağış kampanyası sayesinde Türkiye'nin birçok yerinden yardım yağdı. İstanbul, Ankara, ve Antalya’da doku nakli ve bir dizi ameliyat olan Buse, 2 yaşından bu yana tam 47 kez ameliyat masasına yattı. Her ameliyat yeni umut oldu Yapılan doku nakilleri ile yeni bir yüz hayaline daha çok yaklaşan Buse, yangında kaybettiği el ve ayak parmaklarından da bir dizi ameliyat oldu. Yanan saçları yeniden ekildi. Son olarak burun ameliyatı olan Buse’nin burun kanalları açıldı. Her ameliyat ve operasyonun ardından yüzü ve vücudu biraz daha eski haline dönen Buse'nin yüzündeki değişim gözlerindeki mutluluğa da yansıdı. Üniversite mezunu olacak Yaşadığı büyük felaketin ardından insanlar kendisinden korktuğu için arkadaşlık kuramayan ve zorlu tedavi sürecinde ilk, orta ve lise öğrenimini güçlükle tamamlayan Buse, ameliyatlar sonrası adeta yeniden doğdu. Özgüveni yerine gelen Buse, lisenin ardından girdiği üniversite sınavlarını kazandı ve İzmir’e gitti. 19 yıl boyunca minik bedeniyle çok zorlu bir mücadele veren Buse Kamalı, Haziran ayında üniversiteden mezun olacak. "Devletimiz ve milletimiz var olsun" Baba İlhan ve anne Akile Kamalı, ailesi olarak kızları Buse için canla başla çabaladıklarını ve ne gerekiyorsa yaptıklarını söyledi. Çok zor bir süreç yaşadıklarını aktaran baba Kamalı, "Geride bıraktığımız 19 yılın ardından kızımızdaki değişim net bir şekilde anlaşılıyor. Her geçen gün kızımız biraz daha iyileşiyor. Allah devletimizden ve milletimizden razı olsun. Bu süreçte bize bağışlarıyla destek veren yardımseverlere teşekkür ediyoruz" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.