Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ayhan Bora Kaplan

Herkes Duysun - Ayhan Bora Kaplan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ayhan Bora Kaplan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Tunç'tan AYM'nin kararına yanıt: Cumhurbaşkanı, devletin başıdır Haber

Bakan Tunç'tan AYM'nin kararına yanıt: Cumhurbaşkanı, devletin başıdır

Bolu'daki temasları kapsamında Valiliği ziyaret eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, şeref defterini imzaladıktan sonra Vali Erkan Kılıç ile görüştü. Ziyaretin ardından konuşan Tunç, 2018 yılında Bolu Adliyesinin ihtiyaca cevap verecek şekilde hizmete girdiğini belirterek, Bolu'da ceza infaz kurumlarına yönelik planlanan ve hayata geçirilen yatırımlardan bahsetti. Tunç, kentte hükümetleri döneminde 22 yılda, her alanda çok sayıda yatırımın hayata geçirildiğini kaydetti. Bakan Tunç, açıklamasının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. AYM'nin 703 sayılı Anayasa'da Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin bazı maddelerine ilişkin iptal kararına yönelik soru üzerine Tunç, konuyla ilgili kamuoyunda bazı tartışmaların, yanlış anlamaların olduğunu söyledi. Tunç, kararnamenin, 2017 yılındaki anayasa değişikliği sonrası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi fiilen başlamadan önce parlamenter sistemin son Bakanlar Kurulunun Kanun Hükmünde Kararnamesi olarak TBMM'de yetki kanununa dayanılarak çıkarıldığını ifade ederek, "Bu kararnamede yer alan bazı hususların kanunla düzenlenmesi gerektiği noktasında Anayasa Mahkemesinin bir kararı oldu. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle düzenlenemeyecek konuların kanunla düzenlenmesi gerektiği yönünde bazı tespitleri oldu Anayasa Mahkememizin. Tabii bu yanlış aktarılmaya çalışıldı bazı yorumcular tarafından." diye konuştu. "ATAMALARA İLİŞKİN HERHANGİ BİR YETKİ TARTIŞMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR" Anayasanın 104. maddesinde Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin açıkça belirtildiğini vurgulayan Tunç, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı, devletin başıdır. Devletin birliğini temsil eder ve yürütmenin başıdır, yürütmeyi temsil eder. Cumhurbaşkanı yürütmeye ilişkin konularda Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarabilir. Anayasamızın amir hükümleridir bunlar. Üst kademe yöneticilerini atama yetkisi de anayasadan kaynaklanan bir yetkisidir Sayın Cumhurbaşkanımızın. Cumhurbaşkanı kararnamesiyle düzenlenemeyecek hususlar da yine Anayasamızda belirtmiştir. Anayasamızın ikinci bölümünün 1, 2. ve 4. kısımlarında sayılan temel haklara ilişkin, siyasi haklara ilişkin Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarılamayacağı yönündedir. Aynı zamanda bir kanun hükmü varsa, kanunla düzenlenmiş bir konu varsa o konuda da Cumhurbaşkanı kararnamesinin çıkarılamayacağı yönündedir." Bakan Tunç, münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken hususlarda da Cumhurbaşkanı kararnamesinin çıkarılamayacağını aktararak, şöyle devam etti: "Burada atamalara ilişkin herhangi bir yetki tartışması söz konusu değildir. Sadece parlamenter sistemde kanunla düzenlendiği için ve sonrasında kanun hükmünde kararnameyle çakışan durumların 12 aylık süre içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kanunla düzenlenmesi gerektiğine yönelik bir Anayasa Mahkemesi kararıdır. Dolasıyısıyla Cumhurbaşkanımızın zaten üst kademe yöneticilerini atama yetkisi anayasadan kaynaklanan bir yetkidir ve yürütmeye ilişkin Cumhurbaşkanı kararnamelerini de çıkarabilir. Parlamenter sistemde kanunların her konuda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarılması noktasındaki bir sınırlama söz konusudur. Önümüzdeki süreçte bu uyum yasalarının yapılması, çıkarılmasıyla ilgili yoğun bir çalışma parlamentomuzu bekliyor. Tüm bu tartışmaları ortadan kaldırmak için de demokratik, sivil bir anayasayı Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başında, Türkiye Yüzyılı'nın başında gerçekleştirerek kanunlardan, anayasalardaki yorum farklarından, anayasanın maddelerindeki yorum farklarından kaynaklanan tartışmaları da sona erdirmiş oluruz diyorum." "SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN RESMİNİN İNDİRİLMESİ BİRLİĞİMİZE YÖNELİK SALDIRIDIR" Tatvan Belediye Başkanı Mümin Erol'un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafını makam odasından indirmesine yönelik soru sorulan Tunç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, bir hukuk devleti olduğunu kaydetti. Tunç, hukuk devletinde kuralların, anayasanın, kanunların olduğunu, herkesin de anayasa ve kanunlarla bağlı olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Herkes bu kurallara uymak mecburiyetindedir. Ülkemiz 40 yıldan bu yana terörle mücadele ediyor ve bu uğurda çok büyük bedeller ödedik, şehitler verdik. Ülkemizin gelişmesi ve kalkınmasının önünde en büyük engel maalesef bölücü terör örgütü oldu. Terörün her türlüsüyle mücadele eden bir ülkeyiz. Bu anlamda birlik ve beraberlik içerisinde olmalıyız milletçe terörle mücadele konusunda. Özellikle milletin oylarıyla seçilenler, demokratik siyaset yapmak isteyenler, gerek parlamentoda gerek yerel yönetimlerde bu konuda milletimizin birlik ve beraberliğini bozacak tutum ve davranışlardan kaçınmak durumundadır. Tatvan'da ve bazı belediyelerde gördüğümüz, devletin birliğini temsil eden Sayın Cumhurbaşkanımızın resminin kameralar eşliğinde birtakım beyanlar kullanılarak indirilmesi birliğimize yönelik bir saldırıdır. Dolayısıyla hem Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik bir hakarettir hem de milletin birliğini bozmaya yönelik bir tutum ve davranıştır." Bu konularda Cumhuriyet savcılarının bir suç unsuru görmeleri halinde zaten bağımsız ve tarafsız yargı olarak soruşturma açtığına işaret eden Tunç, "Tatvan'da da böyle bir soruşturma açılmıştır. Bu tutum ve davranışlara, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik bu tür eylemlere fırsat vermemek lazım. Herkesin bu konuda sorumlu davranması lazım." dedi. "ANAYASADAN VE BELEDİYE KANUNUNDAN KAYNAKLANAN BİR YETKİ SÖZ KONUSUDUR" Bakan Tunç, Mehmet Sıddık Akış'ın İçişleri Bakanlığınca Hakkari Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılması ve bundan sonraki süreçle ilgili soru üzerine, anayasanın 127. maddesinde mahalli idarelerin organlarıyla ilgili, bu organların başındaki belediye başkanı, meclis üyeleri hakkında soruşturma ya da kovuşturma olmuşsa İçişleri Bakanının görevden alma yetkisi olduğunu hatırlattı. Tunç, "Yine Belediye Kanunu'nun 45. ve 46. maddelerinde de anayasanın 127. maddesine dayanarak hakkında soruşturma ya da terör soruşturması ve davası söz konusuysa İçişleri Bakanına anayasadan kaynaklanan bu yetkiyle -bu geçici bir tedbirdir- geçici bir tedbir olarak görevden alma yetkisi ve oraya vekaleten şartları uygun yöneticinin görevlendirilmesi konusundaki yetkisi de Belediye Kanunu'nda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir." şeklinde konuştu. Hakkari Belediye Başkanı Akış hakkında daha önceden terör nedeniyle soruşturma olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Ayrıca devam eden bir davası vardır. İlk derecede de hüküm verilmiştir. Anayasa ve Belediye Kanunu'ndan kaynaklanan bir yetki söz konusudur. Milletin oylarıyla seçilen yerel yöneticiler, belediyelerimiz, hükümetten aldıkları, merkezi hükümetten gelen milletin kaynaklarını, milletin parasını, millete hizmet olarak aktarmak durumundadırlar. Dolayısıyla bu hassasiyeti göstermeyenler olursa terörle ilgili, özellikle terör soruşturmaları ve kovuşturmalarına muhatap olurlarsa, uygulamalarıyla ve tutum ve davranışlarıyla bu konuda anayasamızın 127. maddesinin ve Belediyeler Kanunu'nun 45. ve 46. maddesinin uygulanması durumunda hiç kimsenin bundan yakınmaması lazım çünkü anayasanın amir hükümleri, kanunlarımızın amir hükümleri... Bunlar da hepimizi bağlayan hususlar." SERDAR SERTÇELİK'İN İADE SÜRECİ Ayhan Bora Kaplan suç örgütü elebaşlarından olan, kırmızı bültenle aranan ve Macaristan'da yakalanan Serdar Sertçelik'in iadesiyle ilgili soruya Tunç, "Onunla ilgili iade sürecini başlatmıştık. Gerekli dosyasını tercüme ettirdik, hem Macarca hem İngilizce'ye tercüme ettirdik. Macaristan'daki muhattaplarımızla da görüştük. Orada 40 günlük bir geçici tutuklama kararı verilmişti. O süre içerisinde iade yargılaması gerçekleşecek ve o yargılama neticesinde de Türkiye'ye iade edileceğine inanıyoruz." yanıtını verdi. Bakan Tunç'a ziyaretinde, Adalet Bakan Yardımcısı Hurşit Yıldırım, AK Parti Bolu Milletvekili Yüksel Coşkunyürek, AK Parti İl Başkanı Suat Güner, ilçe belediye başkanları ve kurum müdürleri eşlik etti.

Ayhan Bora Kaplan suç örgütü yöneticisi yakalandı Haber

Ayhan Bora Kaplan suç örgütü yöneticisi yakalandı

İçişleri Bakanlığı, Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütü yöneticilerinden olan ve kırmızı bültenle aranan Serdar Sertçelik'in Macaristan'da yakalandığını açıkladı. Bakanlığın resmi hesabından yapılan açıklamada, "Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütünün üst düzey yöneticilerinden olan malvarlığı değerlerinin meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, kasten öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından kırmızı bülten ile 17 Mayıs 2024 tarihinden itibaren uluslararası seviyede aranan Serdar Sertçelik, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve MİT’in müşterek çalışmaları sonucu Macaristan’da yakalandı. MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğümüze bağlı İnterpol Europol Dairesi Başkanlığımızın takibini sürdürdüğü şahıs, 25 Mayıs 2024 tarihinde Gürcistan sahte pasaportu ve Simeon Nikos kimlik bilgisiyle Roszke Sınır Kapısından giriş yapmaya çalışırken yakalandı." ifadelerine yer verildi. ????Kırmızı Bülten ile aranan Serdar Sertçelik yakalandı❗️ Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütünün üst düzey yöneticilerinden olan; ????Malvarlığı Değerlerinin Meşru Bir Yolla Elde Edildiği Konusunda Kanaat Uyandırmak, ????Suç İşlemek Amacıyla Kurulan Örgüte Üye Olma, ????Kasten… — T.C. İçişleri Bakanlığı (@TC_icisleri) May 30, 2024

Ayhan Bora Kaplan davasında gerginlik: “Kendi adaletimizi kendimiz sağlayacağız” Haber

Ayhan Bora Kaplan davasında gerginlik: “Kendi adaletimizi kendimiz sağlayacağız”

Ayhan Bora Kaplan ile birlikte 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Mahkeme başkanı, bu celsede müştekilerin salonda hazır bulunacağını ve maktul Mahfuz Tatar cinayeti kapsamında kardeşi İlhan Tatar’ın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile dinleneceğini söyledi. Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine konuşan İlhan Tatar, “Bunların organize olduğu, arkasında siyasiler olduğu belli. Biz bu olayın aydınlatılmasını, en ağır cezayla yargılanmalarını istiyoruz. Şikayetçiyim” dedi. “KENDİ ADALETİMİZİ KENDİMİZ SAĞLAYACAĞIZ” Bora Kaplan’ın "Aslan Tatar’la bir sorunun var mıydı?" sözleri üzerine “Seni ilgilendirmez” diyen Tatar, “Görüşeceğiz seninle. Kendi adaletimizi kendimiz sağlayacağız” diye konuştu. Müşteki Tatar’ın ardından mahkeme heyetinden söz alan sanık Kaplan, Erkan Doğan’ın emniyet tarafından yazılan ifadeyi okuduğunu iddia etti. Kendisine kumpas kurulduğunu ileri süren Kaplan, “Vatan haini değiliz, biz vatana ihanet etmedik. Bu suçlar düzmece. İlhan Tatar’ın hangi memurla kaç kez görüştüğünü bir araştırın dedim. Burada biri gelse ‘Bora beni bıçakladı’ dese suç duyurusunda bulunursunuz ama biz deyince bulunmuyorsunuz” diye konuştu. “ARSLAN’I ÖLDÜRECEK OLSAK AŞAĞI MI ATARIZ?” Semih Arslan cinayeti hakkında da konuşan Kaplan, “Semih Arslan’ı öldürecek olsak aşağı mı atarız? Öldüğünde üstünde yelek varmış, öldürmeden önce yeleğini giy mi dedik? Murat Çelik çok art niyetli, kibirli, egoist bir adam. Şevket Demircan’ı da onun yönlendirdiğini düşünüyorum. Benim tek suçum adı geçen barları işletmiş olmam. Ben suçlu olduğumu düşünmüyorum. Adalete olan güvencimi yitirmek istemiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanıklar Emir Akyol, Deniz Urcan, Fethi Koyuncu, Furkan Anıl Bahar, Hasan Aslantaş, Levent Erdoğan, Muhammed Kaplan mahkeme heyetinden tahliyelerini talep ettiler. Duruşma yarın devam etmek üzere sona erdi.

Ayhan Bora Kaplan davasının gizli tanığı konuştu: Ayhan dişlerimi çekti Haber

Ayhan Bora Kaplan davasının gizli tanığı konuştu: Ayhan dişlerimi çekti

Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Bora Kaplan, Adnan Kaplan, Fethi Koyuncu ile diğer sanıklar ve taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı yargılamanın bu celsede müşteki ve tanık beyanlarıyla devam edeceğini bildirdi. “ZAMANLA BİLDİKLERİM AĞIR GELMEYE BAŞLADI” Yaşanan olayların kendisini etkilediğini ifade eden tanık psikolojisinde bıraktığı izin geçmeyeceğini söyleyerek, “Barış Kurt’u başıma bu olaylar gelmese tanımazdım. Bu kişi hem şirket sahibi hem de siyasi partinin il teşkilatındadır, bende kendisinin şoförlüğünü yapıyordum. Şirketin her işine koştuğum için Barış Kurt bana güvenirdi. Para işlerini ben yapardım, her yere beraber giderdik. Telefon konuşmalarına şahit oldum. Zamanla bildiklerim ağır gelmeye başladı. İhalelerde yaptıkları uygunsuzluklar, kamuda yaptıkları usulsüzlükler. Yanından ayrılmayı aklıma koydum. Yanından ayrılırken hakkım olan tazminatı almak istedim. Harçlık gibi ödemeler yapıyordu. Ayrıldıktan sonra hiçbir şekilde parayı vermeye yanaşmadı” dedi. Tazminatı alamayınca Barış Kurt’a mesaj attığını söyleyen gizli tanık, beyanlarına şöyle devam etti: ”Mesaj attım, ‘yeter artık hesaplaşalım. Beni oyalıyorsun’ dedim. Bir takım bağlantılarını açık ederim diye mesaj attım o da rahatsız oldu, gizli numaradan aradı. Kendisi çok hat kullanırdı. ‘Özveren sokağa gel’ dedi. Arabanın içinde Ayhan Bora Kaplan vardı, araca bindim. Ayhan’ın sahibi olduğu mekana gittik, gece hayatım yoktur. Sesli ortamları sevmem Barış Kurt çok iyi bilir Ayhan’ın mekanı olduğunu biliyordum şüphelendim ama Barış Kurt’la daha önce fiziksel kavga yaşamadığımdan bana zarar vereceğini düşünmedim. Ayhan, Barış’a çok değer verdiğini onu rahatsız etmememi söyledi. Ayhan bana önce vurdu orada kim varsa beni darbetti.” “YALVARDIM BENİ ÖLDÜR AMA BANA EZİYET ETME DEDİM” Kendisinin ellerini ve ayaklarını bağlayarak bir arabanın bagajına koyduklarını iddia eden tanık, “Akman Plazaya götürdüler. Ayhan Bora Kaplan geldi. Ayhan her geldiğinde ‘abi geldi’ diye hitap ediyorlardı. Sandalyede oturdum dişlerimi çektiler sonra kendimden geçtim saatlerce darp edilmiş haldeydim. Sesim çıkmadı, direnecek halim yoktu. Zorla ağzımı açtılar Ayhan ağzımı açar açmaz dur bakayım diye dişlerimi çekti. Beni aşağı atabileceklerini düşündüm. Ayhan yeniden geldi ona yalvardım beni öldür ama bana eziyet etme dedim. Açlık, acı, kan kaybı her şey birbirine karıştığı için saatleri bilemiyorum. Hem bu dünyada hem öbür dünyada bunlardan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı. Tanığın beyanları devam ederken Bora Kaplan ifadeye dahil olmaya çalıştı. Mahkeme başkanı Bora Kaplan’ı duruşma düzenini bozması sebebiyle salondan dışarıya çıkarttı. Duruşma devam ediyor. OLAYIN GEÇMİŞİ İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023'te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müştekinin beyanları üzerine başlatıldı. Suç örgütünün Kaplan'ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda, farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan'ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H'nin silahla yaralanması, müştekinin 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E'nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S'nin 2 otomobilinin gasbedilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B'nin darbedilmesi olaylarını gerçekleştirdiği bildirildi. Bora Kaplan ve örgütün diğer yöneticileri, suç örgütünün işlediği tüm suçlardan sorumlu tutuldu. İddianamede, Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2'şer kez müebbet ve 169 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.