Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ayşe Ateş

Herkes Duysun - Ayşe Ateş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ayşe Ateş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sinan Ateş davası sürüyor: Sanık avukatı, hücre kararına itiraz etti Haber

Sinan Ateş davası sürüyor: Sanık avukatı, hücre kararına itiraz etti

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları, müşteki Ayşe Ateş ve yakınları katıldı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu ve CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan da duruşmada yer aldı. Eylemin gerçekleşmesine yönelik bir savunmalarının olmadığını söyleyen tutuklu sanık Ufuk Köktürk’ün avukatı İlker Kocaoğlu, sebebinin müvekkilinin olaya dahil olmaması olduğunu söyledi. Avukat Kocaoğlu şu beyanda bulundu: “Müvekkilim, bir siyasi partinin il yönetici olduğu ve bir takım kişilerle çekindiği fotoğraflar gösterilerek suçlu ilan edilmiştir. Sadece 4 bin liralık bir para gönderimi vardır. Bir an için müvekkilimin bu olaya bilerek para gönderdiğini kabul etsek eşinden göndermezdi ve onun yerine bankamatikten, başkasının hesabından gönderirdi. Müvekkilime avukat Serdar Öktem ile görüşmeleri de sorulmuştur. Açık söylüyorum o gün Ufuk Köktürk beni de aradı. Miras konusu hakkında bir şeyler sordu. Avukat Serdar Öktem’i de bu yüzden aradığını biliyorum. Sadece cezaevinden arkadaşı Doğukan Çep’e bir miktar para gönderdiği ve sosyal medyadan bir siyasi partiye üye olduğu haberleri nedeniyle 19 aydır tutukludur. Tahliyesini talep ediyorum.'' "MÜVEKKİLİMİN HÜCREDE KALMASI HUKUKA AYKIRIDIR" Sanık Mustafa Uzunlar’ın avukatı Yağız Bekircan Çebi de müvekkilinin sadece arabasını kiraladığı için yargılandığını söyleyerek, "Müvekkilim doğrudan ve kasten bu olaya dahil olduğuna dair soyut ve somut bir bağ yoktur. Ne olayın öncesinde ne de sonrasında olayla ilgili kişilerle bir bağı bulunmamaktadır. Müvekkilimin hücrede kalması hukuka aykırıdır. Müvekkilimin beraatini düşünceniz aksi yöndeyse adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılmasını talep ediyorum” dedi. “MÜVEKKİLİM ARACI KİRALADIĞI İÇİN YARGILANMAKTADIR” Tutuklu sanık Osman Bayraktar’ın avukatı Yeşim Özen, ''Tüm deliller müvekkilimin atılı suçun işlenişinde herhangi bir yardımı dahi yoktur. Huzurdaki 16 sanık müvekkilimi tanımadıklarını belirtmiştir. Müvekkilim hakkında hiçbir somut delili dosyada görmemekteyiz. Kendisi tetikçiyi Ankara’ya götüren aracı kiraladığı için yargılanmaktadır. Müvekkilim aracın kiralanmasından bihaberdir. Bu dosyada müşteki tarafından bile müvekkilimin kendisine tek bir soru yöneltilmemiştir. Müvekkilimin siyasi ideolojik bir kimliği de yoktur. Bir buçuk senedir hiçbir suçu olmamasına rağmen tutukludur. Biz yapılacak adil yargılama neticesinde müvekkilimizin beraat edeceğine inanıyoruz ve bu yüzden tutuksuz yargılanmasını ve tahliyesini talep ediyoruz” diye konuştu. Mehmet Yüce’nin avukatı Duran Göçer, “Dosyadaki pek çok sanık gibi benim müvekkilimin de neden tutuklandığı dahi bilinmemektedir. Müvekkilim motor ve motor araçları satan dükkan sahibi bir kişidir. Ducati marka motoru pek çok platformdan satışa çıkarmıştır. Bu şekilde Vedat Balkaya kendisine ulaşmıştır. Müvekkilimin yapmış olduğu bir motor satışının hayatından 18 ayını alacağını bilmediği bir dosya ile karşı karşıyayız. Müvekkilimin dosyasına bakıldığında sanık olacak hiçbir husus yoktur ve buna rağmen tek kişilik bir hücrede kalmaktadır. Tahliyesini ve beraatini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. Tutuklu sanık eski MİT personeli olduğu iddia edilen Çağlar Zorlu’nun avukatı Sümeyra İlpeşin ise şu ifadeleri dile getirdi: “Müvekkilim Tolgahan ile arkadaş ortamında tesadüfen tanışıyor ve uydurma adres veriyor. Tüm bu adresler medyada sanki müvekkilim tarafından bulunmuş gibi yansıtılmıştır. Benim müvekkilim MİT personeli olarak medyada yer aldı. Soruşturmanın tüm aşamalarında bu adreslerin doğru olmadığını defalarca söyledik. Sanki olayı gerçekleştiren faile maktulün adresi benim müvekkilim tarafından verilmiş gibi yansıtılmıştır. Hem dosya içinde hem de dosyayla hiçbir ilgisi olmayan medya mensupları tarafından böyle lanse edilmiştir.” Duruşma yarın 9'da devam etmek üzere ertelendi.

İddianamede plakası bile verilmemişti: Sinan Ateş'in katilinin kaçırıldığı “çakarlı” aracın görüntüleri ortaya çıktı Haber

İddianamede plakası bile verilmemişti: Sinan Ateş'in katilinin kaçırıldığı “çakarlı” aracın görüntüleri ortaya çıktı

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin 22 kişi hakkında hazırlanan iddianamede plakası dahi verilmeden “Audi marka” olarak bahsedilen ve tetikçi Eray Özyağcı’nın Ankara’dan İstanbul’a kaçırıldığı aracın görüntüsüne T24 mhabirleri ulaştı. T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre görüntüde, koruma tahsisli olduğu öğrenilen ve iddianamede azmettirici olarak gösterilen eski Ülkü Ocakları yöneticilerinden Tolgahan Demirbaş ile Emre Yüksel’in kullandığı aracın “çakarlı” olduğu görülüyor. Dosyadaki bilgilere göre, aracın “çakar” açık haldeki bu görüntüsü, tetikçinin İstanbul’a bırakılmasının ardından Demirbaş ve Yüksel’in Ankara istikametine dönüşleri sonrasında Çamlıca gişelerindeki Plaka Tanıma Sistemi’ne takıldı. Hakkında, daha önce işlediği suçlar nedeniyle yakalama kararı bulunan Özyağcı’yı İstanbul’dan Ankara’ya Transporter marka araçla iki özel harekât polisinin getirdiği ortaya çıkmıştı. Polislerin kullandığı aracın Ankara’ya gelişi sırasında trafik kontrolüne takıldığı ancak aracı kullanan Aşkın Mert Gelenbey isimli polisin kimlik kartını göstererek tetikçiyi yakalanmaktan kurtardığı anlaşılmıştı. Söz konusu “çakarlı ve tahsisli” aracın ise tetikçinin kaçırılmasında kullanıldığının tespit edilmesinin ardından başka kişilere devredildiği öne sürülüyor. PLAKASI DAHİ VERİLMEDEN “AUDİ MARKA ARAÇ” DENİLDİ Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de, Ankara’nın en merkezi yerlerinden Çukurambar’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Üzerinden 16 ay geçen cinayete ilişkin soruşturma kapsamında, tetikçi Eray Özyağcı, silahlı eylemi organize eden Doğukan Çep, eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Avukat Serdar Öktem ile 3 polisin de aralarında bulunduğu 22 tutuklu hakkında düzenlenen iddianame 7 Mayıs’ta kabul edildi. Ancak bilirkişi raporunun bulunmadığı iddianamede tetikçinin kaçırılmasında kullanılan araçtan plakası verilmeden “Audi marka” diye bahsedildi. EŞİ AYŞE ATEŞ: KORUMA TAHSİSLİ ARAÇ ARAŞTIRILSIN Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in iddianamede yer verilmeyen ifadesinde de bu aracın plakasının 06 AT 5021 olduğunu ve koruma tahsisi bulunduğunu belirterek, “Aracın kim adına kayıtlı olduğu, kimler tarafından kullanıldığı, olay tarihi, öncesi, olay günü ve olay sonrası, gişe geçiş bilgileri, Plaka Tanıma Sistemi’nden (PTS) geçiş güzergâhlarının, o tarihlerdeki kullanıcısının, bu araçta kimlerin yer aldığının tespit edilmesini ve bu şahısların diğer şüpheli şahıslar ile baz istasyonu karşılaştırması yapılmak suretiyle tespit edilmesini talep ediyorum” dediği ortaya çıktı. ÇAKAR GÖRÜNTÜSÜ PTS’YE TAKILDI Tetikçi Özyağcı’nın kaçırılmasında kullanıldığı ortaya çıkan ve iddianamede bilgilerine yer verilmeyen Audi marka aracın, cinayetin ertesi günü PTS’ye takılan “çakarlı” görüntüsüne ulaştı. İddianamede de yer verilen görüntü inceleme tutanağına göre söz konusu aracın, cinayetin işlendiği 30 Aralık günü akşam saat 18.34’te Mevlana Bulvarı’ndan Gölbaşı İstikametine gittiği görüldü. Aynı araç 13 dakika sonra saat 18.47’de, tetikçinin, iddianamede azmettirici olarak görünen eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş tarafından cinayet sonrası ilk olarak bırakıldığı ve Gölbaşı’ndaki çiftliğe giden yol üzerinde bulunan köpek üretim çiftliği kamerasına takıldı. Buradan Aytaç Ataç’ın sahibi olduğu çiftliğe giderek tetikçiyi alan, ön koltuğunda Tolgahan Demirbaş, şoför koltuğunda ise Emre Yüksel’in bulunduğu ancak arka kısmın görülemediği araç daha sonra İstanbul istikametine doğru devam etti. KURYE YAKALANINCA BOLU’YA DÖNDÜLER Demirbaş ve Yüksel’in telefon sinyal kayıtları ile de örtüşen PTS görüntülerine göre araç, Bolu’yu geçerek Düzce’ye geldi. Bu sıralarda, tetikçiyi olay yerine getiren kurye Vedat Balkaya’nın Kocaeli gişelerde yakalandığına ilişkin bilgi basına düştü. Arka koltuğunda tetikçinin bulunduğu değerlendirilen Yüksel ve Demirbaş’ın kullandığı araç da bu nedenle saat 22.00 sıralarında Bolu’ya döndü ve tetikçi Özyağcı burada kameraların olmadığı bir yerde indirildi. BAŞ DÖNDÜREN GÜZERGÂH Bolu’da geçici olarak tetikçiyi indiren ve burada bir restoranda yemek yiyen Demirbaş ve Yüksel, daha sonra 23.35 sularında tekrar İstanbul yönüne hareket etti ve Kurtköy’deki bir otelde konakladı. Ancak iddianamede, aracın PTS’ye takılan görüntüleri yerine ikilinin Kurtköy’de kaldığı otele ait ve araç plakasının okunmadığı görüntülerden bahsedildi. Geceyi Kurtköy’deki otelde geçiren Demirbaş ve Yüksel, sabah saatlerinde tekrar Ankara istikametine doğru yola çıktı ve 11.15 sularında Bolu’ya geldi. Tetikçiyi geçici olarak bıraktıkları Bolu’dan bir kez daha alan ikili, daha sonra bir kez daha İstanbul yönüne döndü ve saat 13.15 sularında bir kez daha Pendik’e gelerek yine kameraların bulunmadığı bir alanda tetikçiyi bıraktı ve 13.45 itibarıyla Ankara istikametine döndü. Aracın çakarlarının yandığı görüntü de bu esnada PTS kameralarına takıldı. "ARKA KOLTUĞA OTURDUM" Cinayet sonrası kaçırılan ve 6 Şubat’taki Kahramanmaraş depremlerine kadar saklanmayı başaran tetikçi Özyağcı, kaçırılmasına ilişkin süreci anlatırken, kendisine kimlerin yardım ettiğini söylememişti. Ancak Özyağcı, Ankara’dan bir araçla alındığını ve aracın arka koltuğuna bindiğini anlatmıştı. Özyağcı, cinayeti işledikten sonra kurye Vedat Balkaya’nın kullandığı motosiklete binerek yola çıktığını, Gölbaşı tarafında kendisini bekleyen araca bindiğini aktarmıştı. Gölbaşı’nda Özyağcı’yı bekleyen aracın ise Demirbaş’a ait olduğu ortaya çıkmıştı. Özyağcı’yı olaydan hemen sonra kendi arabasıyla Gölbaşı’ndaki çiftliğe bırakan Demirbaş’ın, daha sonra iddianamede “Audi” denilerek geçiştirilen koruma tahsisli ve çakarlı araçla aldığı anlaşılmıştı. Tetikçi Özyağcı ise ifadesinin olay yerinden kaçışına ilişkin bölümünde, kendisini İstanbul’a götürmek üzere gelen aracın arka koltuğuna oturduğunu söylemişti. Araç sürücüsünün ismini vermeyen Özyağcı, bırakıldığı yerden almaya aynı kişinin geldiğini ancak bu kez farklı araç kullandığını anlatmıştı. PEŞ PEŞE KAMERALARA TAKILDILAR Öte yandan, iddianamede sadece “Bolu’dan aracıyla geçtiği” anlaşılan ancak ne yaptığı anlaşılamayan tutuklu avukat Serdar Öktem’in de tetikçinin Bolu’ya bırakılmasından birkaç saat sonra 34 NR 6144 plakalı aracıyla Bolu’ya geldiği belirlendi. Bir süre sonra, iddianamede ismi geçmeyen Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı’nın, 06 DB 7018 plakalı ve yine tahsisli olduğu belirlenen Passat marka araçla, Öktem’in bulunduğu yere geldiği anlaşıldı. İki araç burada peş peşe kameralara takıldı. Demirbaş ve Yüksel tarafından geçici olarak Bolu’ya bırakılan tetikçi Özyağcı, geceyi Bolu’daki yaylalardan birinde meskun bir yerde geçirirken, Şanlı ve Öktem de Bolu’da konakladı.

Sinan Ateş cinayetinde 22 sanığın yargılanacağı tarih belli oldu Haber

Sinan Ateş cinayetinde 22 sanığın yargılanacağı tarih belli oldu

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, 22 sanık hakkında hazırlanan iddianame Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. Mahkeme, davanın ilk duruşmasının 1 Temmuz 2024'te görülmesini kararlaştırdı. Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan 22 sanık, "tasarlayarak öldürme", "öldürmeye teşebbüs", "suça azmettirme" ve "suça yardım etme" suçlarından yargılanacak. Tetikçi Eray Özyağci ile Vedat Balkaya ve Suat Kurt müşterek fail, sanıklar Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın da suça azmettiren olduğu, sanıklar Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın ise iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri gerekçesiyle cezalandırılmaları isteniyor. Bu arada, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının başlamasıyla tevziye kapatılan Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinin, geçen günlerde tekrar tevziye açıldığı, iş yükü durumuna göre davalar UYAP tarafından dağıtıldığı için Sinan Ateş cinayeti davasının da bu mahkemeye düştüğü öğrenildi. İDDİANAMEDEN Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde, Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt "müşteki", 22 kişi de "sanık" sıfatıyla yer aldı. İddianamede, sanıklar Özyağci, Balkaya ve Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar; Çep ve Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Özyağci'nin ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Sanıklar, Asarkaya, Saraç, Köktürk, Yüce, Uzunlar, Gelenbey, Çolak, Bayraktar, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Yüksel, Öktem, Karadeniz, Atay ve Aykal'ın " tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılması talep edildi. Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17'si hakkındaki soruşturma, ayrı bir dosya üzerinden sürüyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.