Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bahçeli

Herkes Duysun - Bahçeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bahçeli haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

MHP Lideri Bahçeli: Ülkü Ocaklarına suç örgütü muamelesi yapanların amaçlarını görüyoruz Haber

MHP Lideri Bahçeli: Ülkü Ocaklarına suç örgütü muamelesi yapanların amaçlarını görüyoruz

MHP lideri Devlet Bahçeli Ülkü Ocakları Eğitim Programında açıklamada bulundu. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin dikkat çeken sözlerinden satırbaşları şöyleydi: "Eğer varlığınızdan birileri ürküyorsa, baskı ve kuşatmaya alınmak istiyorsanız yönünüz doğrudur. Yeter ki birlik ve beraberliğinizden taviz vermeyiniz. Elbette her şeyin tanığıyım ama unutulanı hatırlatmak görevimdir. Esasen karanlık hedef odağında Türklük ve Türk milliyetçiliği vardır. Bu cesur tavırdan şikayet eden kim varsa, namertlerdir. Yumuşak karnımızı kollayanlar hüsrana uğramaya mahkum olacaklar. Çankaya yokuşundayız balam türküsünü öylesine söylemedik. Milli ve manevi değerlere canlı kalkan olduk. Hiç de yolumuzdan dönmedik. Bugün Ülkü Ocaklarına suç örgütü muamelesi yapanların amaç ve araçlarını görüyoruz. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi ile ilgili estirilen isnat ve ithamların hepsi ayağımızın altındadır. Sizlerin mücadelesi emin olunuz ki Yunus'un şiirleri gibi dilden dile söylenecektir. Sorunlardan ve suçlamalardan yılmamak lazımdır. Hiç kimse bizlere adalet ve hukuk hatırlatması yapacak kadar samimi, dürüst bir maziye sahip değildir. Zira Ülkücü hareketin veremeyeceği hiçbir hesap yoktur. Bize ikide bir parmak sallayanlar haddini bilmek mecburiyetindedir. 6-8 Ekim olayları münasebetiyle 37 kişiyi katleden teröristleri alkışlayanların sokak ağzından müfterilik yapması ahlaklı bir tutum değildir. Ülkü Ocakları, Türk milletinin aşılamayacak hisarı, yıkılamayacak kale duvarı, teslim alınmayacak kahramanlık timsalidir."

MHP Lideri Bahçeli:  Seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşılmalı Haber

MHP Lideri Bahçeli: Seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşılmalı

MHP'nin iki gün sürecek kampı Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde başladı. Toplantı öncesi açıklamada bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları; 31 Mart seçimiyle Türkiye zincirleme seçimler dönemini geride bırakmıştır. Aziz milletimiz nihai kararı vermiş, seçimsiz geçecek 4 yıllık döneme girilmiştir. Hepinizi her belediye başkanımızı, seçimlerde aday olup seçilemeyen tüm arkadaşlarımızı tebrik ederim. Yürüdüğünüz yolda ayağınıza taş değmesin. 31 Mart'ta demokratik rüştümüzü bir daha ispat ettik. 31 Mart seçimlerinin kendine özgü şartlar içinde partimiz ve Cumhur İttifakı yüz akıyla çıkmıştır. MHP'ye karalama çabalarının bizim için hiçbir itibarı yoktur. Saklayacağımız, utanacağımız, mahcubiyet duyacağımız bir şeyden bahsetmek mümkün değildir. Teröre boyun eğmek uzlaşı değil. Bölücülerin ceza almasına hukuksuzluk demek art niyet. Yumuşama beklentimiz usulde değil, uslupta olmalıdır. Kutuplaşmayı besleyenler bellidir. Yumuşama kisvesi altında yumuşakça olmamızı kimse beklememeli. Kumpasçılarla işimiz olamaz. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Etki ajanlarına taviz vermeyeceğiz. Kalkışma olursa cüret edenlerin başı mutlaka ezilmeli.  FETÖ ve FETÖ benzeri yapıların devleti zehirleyip devlette feodal ve imtiyazlı alanlar oluşturmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayız Yarın 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlayacağız. Tarihte her şey bir adımla başlamıştır. Adımlar birleşip yürüyüş olmuştur. Tam 105 yıl önce Samsun'dan milli mücadelenin ilk adımı atılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk harcı karılmıştır. 19 Mayıs zalime haine yıldırım gibi çarpan Türkün gücüdür. Bu şahlanışa hürmet ve hayranlık duyuyoruz. Buna leke sürdürmemek için adımlarımızı sıklaştırıyoruz. Samsun'da atılan ilk adım aziz milletimizin kahramanlık beraatıdır. Gerekirse 105 yılındaki adımı yine atarız, namertlere kafa tutarız. Dün yaptık yine yaparız. Kendimize güveniyoruz. Türk milletinin varlığını sonuna kadar yaşatmayı ant içiyoruz. ÜLKÜCÜ ŞEHİTLER ANITINA ZİYARET MHP'nin iki gün sürecek kampı için Ankara'nın Kızılcahamam ilçesine gelen Bahçeli, ilk olarak Ülkücü Şehitler Anıtı'nı ziyaret etti. Bahçeli, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından dua ederek şehit isimlerinin yazılı olduğu alana karanfil bıraktı. Anıtta bulunan "Gökbörü Otağı"nda bir süre dinlenen Bahçeli, ardından, Şehit Fatih Duru Parkı'ndaki, şehit askerlerin künyelerinin asılı olduğu "Şehit Anıt Ağacını" da ziyaret etti. KAMPIN GÜNDEMİ "Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı" adıyla düzenlenen kampta, MHP'nin 3 ana tema, 9 ilke ve 100 madde ile açıklanan seçim beyannamesinde yer alan başlıklar değerlendirilecek. Akademisyenlerin de katılacağı kampta, "Belediyelerde Stratejik İletişim ve Yönetim Modeli" ve "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü-Riskli Yapılar ve Kentsel Dönüşüm" konularında belediye başkanlarına sunum yapılacak. Kampta, partinin yerel seçimlere yönelik "Üretken Belediyecilik" adıyla hazırlanan seçim beyannamesi çerçevesinde, öncelikle şehircilik anlayışıyla doğal afetlere karşı belediyelerin yapması gerekenler ve kentsel dönüşüm konuları da ele alınacak. Kızılcahamam'da düzenlenen kampa, MHP'li 218 belediye başkanının katıldığı bildirildi.

Bahçeli'den "3 Mayıs Milliyetçiler Günü"ne özel paylaşım Haber

Bahçeli'den "3 Mayıs Milliyetçiler Günü"ne özel paylaşım

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 3 Mayıs Milliyetçiler Günü'ne ilişkin bir mesaj yayımladı. MHP Lideri Bahçeli sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, "Türk milliyetçiliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu fikriyatı, Türk milletinin kurtuluş ilhamı, aynı zamanda var oluş iradesidir. Merhum Peyami Safa’nın isabetle temas ettiği üzere, yeni Türk devletinin iki ana davasından birisi çağdaşlaşmak ise diğeri milliyetçiliktir. Şayet millet ortak değerler etrafında kenetlenmişse, şayet birlik ve dayanışma hissiyatıyla kaderini tayin etmişse, bunun dibacesi, en bariz dinamiği milliyetçiliktir. 3 Mayıs meşalesi, esas itibariyle Türk milliyetçilerinin iç ve dış çalkantılar karşısında göstermiş oldukları direncin aydınlığı; baskı, dayatma ve zor şartlarda sivil, meşru ve demokratik duruşun ahkamıdır. Merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın dediği gibi, 3 Mayıs milli şuurun ayağa kalkışı, küresel güç blokları arasında sarkaç gibi gidip gelen köşesiz politikalara karşı Türk milliyetçilerinin hür ve ahlaki direniş kararıdır. Bugün bir bayram veya kutlama gününden ziyade bir idrak, bir ifade, bir anma, istikbale yönelik milliyetçi mesajın maşeri vicdanda kök salma özleminin bir hamlesidir. Emek ve değer nedir bilmeyen, adalet ve hukuk nedir tanımayan; yağma, talan ve yıkımı ideoloji haline getiren başıbozuk güruhun 1 Mayıs’ta sahneledikleri vandallıklar medeniyet ve meşruiyet ölçüleriyle bağdaşmazken, Türk milliyetçilerinin tam 80 yıl evvel kanuni sınırlar içinde, fikir ve demokrasi namusuna riayet ederek yaptıkları gösteriler hala takdir ve tazimle hatırlanmaktadır. Diyor ya Merhum Hüseyin Nihal Atsız; “Maviyi unutsak bile mazi kökümüzdür, en tatlı gülen yüz bize mazideki yüzdür.” İnancım odur ki, mazinin parlayan yüzü hiç solmayacak, Türk tarihinin derinliklerinden çağlayarak yükselen milliyetçi çağrı Türk milletinin diriliş azmini canlı tutacak, geleceğini de inşa ve ihya edecektir. Dünyanın çetin ve çetrefilli bir tarih aralığında, İkinci Dünya Savaşı’nın beşeriyeti yakıp yıktığı bir zaman sürecinde Merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın devrin Başbakanına yazmış olduğu iki açık mektup sonucunda başlayan 1944 Türkçülük ve Turancılık Davası’nın 80’inci yıl dönümünde, Türk milliyetçiliğinin merhum ve muhterem inanç anıtlarını rahmetle, hürmetle, minnetle anıyorum. 3 Mayıs ruhunun, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşma mücadelesinde sahip olduğumuz milli şuura daha da güç ve feyz vermesini temenni ediyorum." sözlerine yer verdi. Türk milliyetçiliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu fikriyatı, Türk milletinin kurtuluş ilhamı, aynı zamanda var oluş iradesidir. Merhum Peyami Safa’nın isabetle temas ettiği üzere, yeni Türk devletinin iki ana davasından birisi çağdaşlaşmak ise diğeri milliyetçiliktir. Şayet… — Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) May 3, 2024

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den DEM Parti'ye tepki Haber

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den DEM Parti'ye tepki

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla yayınladığı yazılı mesajda DEM Parti'ye tepki gösterdi. MHP Lideri Bahçeli'nin basın açıklamasının tamamı şu şekilde: "23 Nisan 1920 Cuma günü Ulus’taki tek katlı taş binada milli iradenin tecellisiyle beraber Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılmış, meşalesi yakılmıştır. Kuran-ı Kerim tilavetleriyle, kesilen kurbanlarla, dudaklardan dökülen aminlerle, yüreklerden kopan dileklerle İlk Meclis tarih sahnesindeki yerini muazzam bir inançla almıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mart 1920 tarihinde yayımladığı Genelge kapsamında seçimler yapılmış, seçilen mebuslar Meclis-i Mebusan’dan iltihak eden mebuslarla birlikte Ankara’da toplanmıştır. Türk milleti makus talihini yenmek, tarihsel rotasını yenilemek amacıyla bizzat devreye girmiştir. O tarihte tadilatı tamamlanmamış binada toplumun her kesiminden, ülkenin her yöresinden, her meslek grubundan, farklı farklı dünya görüşleri olsa bile ortak paydaları vatanseverlik olan mebuslar istiklal sevdasıyla bir araya gelmişlerdir. Dünya üzerinde, zillet ve zulmete, işgal ve ihanete Meclisi’nin etrafında kenetlenip savaş açan ikinci bir millet o güne kadar ne duyulmuş ne de görülmüştür. Nitekim Meclis’in kurulması milli kurtuluş fikrinin demokratik olarak teşkilatlanması, maşeri vicdanda kök salmasıdır. İlk Meclis, imkânsızlığa karşı imanın adı, yıkıma karşı yükselişin ahlakı, zalimlere karşı milletin aklı haline gelerek; ordular kurup ordular yönetmiş, zaferden zafere koşarak vatanın harem-i ismetinden düşmanı söküp atmıştır. Meclisimizin açılışı, milletler mücadelesinin acımasızca sürdüğü bir dönemde Türk milletinin; Tam bir mutabakatla, milli kimlik, milli onur ve milli hedefte buluşmasının kaynağı, Yıllardır süren kayıpların çöküntüsünü atarak güç ve moral depolamasının kararı, Teslimiyet ve tavizlere son vererek derlenip toparlanmasının kararlılığı, Silahla verilen bir mücadelede bile demokratik, hukuki ve toplumsal uzlaşmayla sağlanan milli meşruiyetin kalpgahıdır. 23 Nisan 1920 tarihi, elbette üç yıl sonra varlığını ve bağımsızlığını bütün dünyaya ilan edecek olan Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve hukuki alt yapısının hazırlandığı bir dönemin başlangıcıdır. Bu yönüyle İlk Meclis Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu iradesidir. Gerek Büyük Millet Meclisi'nin açılış şartları, gerekse müteakiben yaşanan hadiselerin tamamı; mukadderatımıza ve mukaddesatımıza el ve dil uzatmaya yeltenen, gücümüzü sınamaya kalkışan müstevlileri, hatta onların işbirlikçilerini nasıl bir akıbetin beklediğini göstermesi bakımından tarihi bir ibret ve ihtar levhasıdır. Yedi düvelin başımıza üşüştüğü karanlık yıllarda Türk milleti varoluş haklarından, istiklal şerefinden, irade haysiyetinden asla ödün vermemiş, gazilik ve şehadet pahasına husumet cephesine meydan okumuştur. İlk Meclis işte bu meydan okuyuşun cesaret, celadet, fazilet, hamiyet, feragat ve dirayet mefkûresi olarak teçhiz ve teşkil edilmiş halidir. 31 Mart seçimlerinden kısa süre sonra, DEM’lenmiş bazı belediye başkanlıklarında sahnelenen azgın tahrikler, Türkiye Cumhuriyeti’nin hükmü şahsiyetine yönelik hakaretamiz muamele ve haince tacizler geçmişten ders almayan muhasım tortularının dış bağlantılı sipariş eylemleridir. Vatanımızın bir bölümünde İstiklal Marşının söylenmesine direnen, Türk bayrağının asılmasını ve şehitlerimize saygı duruşunu reddeden, Aziz Atatürk ile Cumhurbaşkanımıza kaba ve yaralayıcı ifadeler kullanan bölücü alçaklar bu milletin evladı, Türkiye Cumhuriyeti’nin de mensubu olamazlar. Ülkemizi fiilen işgal altında gösterme provalarını hazmetmek mümkün değildir. Türk milletini “yerel halk” ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin, son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkar edemeyecektir. Küresel Emperyalizmin tasallut ve telkini altında iç huzur ortamını zedelemek suretiyle faal halde bulunan terör sevicilere boyun eğmek, serpilen hıyaneti özgürlük ve demokrasi çerçevesinde normalleştirip yumuşatmak, bilinmelidir ki, milli felakete çanak tutmak, devlete ve millete kast etmektir. Ay yıldızlı al bayrak bağımsızlığımızın simgesi, İstiklal Marşı hürriyet namusumuzun, birlik ve beraberlik hissiyatımızın manzum seslenişidir.Bunlara kim karşı geliyorsa, bunlarla kimlerin sorunu varsa, mutlak surette hukukun amir hükümleri işletilerek hesaba çekilmelidir. Gelişmeler karşısında aziz milletimiz infial halindedir.Türk bayrağını kabullenemeyen şerefsizlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından derhal çıkarılması, mallarına-mülklerine el konulması, bunun yanında DEM Parti hakkında kapatma davasının açılarak bölücü milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, müfettiş görevlendirilmesiyle oyalanmaktan ve zamana oynamaktan vazgeçilmesi tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur. Türkiye Cumhuriyeti’ni sömürge ülkesi veya çadır devleti görenlerin taşıdıkları sorumluluk ne olursa olsun bedel ödemeleri hayat memat konusudur. Sandık sonuçlarını, bekamızın ve bağımsızlığımızın önüne, hatta üstüne çıkarmaya gayret eden terör maşalarının ateşle oynadıklarını ikazla bildirmek tarihi bir vazifemizdir. Bu nedenle, Millet Meclisimizin açılması ile başlayan sürecin manasını ayrıntıları ile bilmenin, devlet ve millet hayatımızda yeniden karşımıza çıkan tehditlerin doğru anlaşılmasında mühim bir tesiri olacağına inanıyorum. Türkiye’yi Mondros ve Sevr şartlarına tekrar sürüklemeye çalışan terör piyonları bu hesap hatasının sonuçlarına en ağır şekilde katlanmak durumundadır. En müşkül anlarda bile Türk milletine gücü yetmeyenlerin, bugün yeni metotlarla şanslarını bir kez daha denemeye kalkışmaları beyhude bir çabadır. Tarihin acı ve tatlı hatıralarla kapanmış sayfalarını, son bulmayan intikam duygularıyla, asla hak etmediğimiz insanlık dışı iftiralarla yeniden açılmasına heveslenmek dikkat etmemiz gereken bir tehlike olarak karşımızdadır. Türkiye'nin yükselişi, tıpkı 23 Nisan 1920‘de tecelli eden şuurda anlamını bulduğu gibi; ayrışmayı değil birleşmeyi, dağılmayı değil buluşmayı, parçalanmayı değil kucaklaşmayı, farklılaşmayı değil bütünleşmeyi hedefleyen kolektif anlayışla mümkündür. Dün olduğu gibi bugün de, kardeşliğimize musallat olan gelişmeler karşısında en önemli direnç gücümüz milli birlik ve dayanışma ruhumuzdur. Meclis’i Gazi, varlığı Gazi, devleti Gazi olan bir milletin teröre ve hıyanete bulaşmış, dış düşmanlarla el ele vermiş siyasi bölücülere göz yumması düşünülemeyecektir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve millet ise Türk’tür. Hiçbir bölücü odağın, terörizme yardım ve yataklık yapan hiçbir menfur oluşumun, Mehmetlerimize kurşun sıkan hiçbir hain örgüt uzantısının, İstiklal Marşımıza ve Türk bayrağına düşmanlık besleyen hiçbir işgal artığının Gazi Meclis’te yeri olamaz, demokrasi adına söyleyecek tek bir sözleri dahi bulunamaz. Dün en buhranlı anlarda, en ağır şartlarda bile demokrasinin erdeminden ayrılmayan Gazi Meclis’te her fikre cevaz vardır, ama ihanete, bölücülüğe, bölünmeye icazet yoktur, izin yoktur, fırsat yoktur, katiyen de olamayacaktır. Bu tarihi ve milli kararlılığa herkesin riayeti samimi dileğimdir. Cumhuriyetimizden üç yıl önce açılmış olan TBMM, nasıl ki yeni Türk devletinin doğuşunu müjdelemişse, pırıl pırıl çocuklarımız da ülkemizin onurlu ve yüksek geleceğini müjdelemektedir. Milletimiz, bağrından yetişen yeni nesillerle varlığını sürdürecek, devletimiz genç kuşaklarla geleceğe umutla bakmaya devam edecektir. Bu vesileyle sevgili çocuklarımızın ve bugünün kendilerine ithaf edildiği dünyadaki bütün çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, hepsinin gözlerinden öpüyorum. Yüzyıllarca hüküm sürdüğümüz coğrafyalarda, varlığını feda ederek huzur içinde yatan meçhul kahramanların muhterem hatıralarını minnetle yâd ediyorum. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde hayat ve vücut bulmamızı sağlayan kahraman şehitlerimizi, kutlu Meclis'i emanet eden büyük Atatürk'ü, ilk Meclis’in muhterem üyelerini, ebediyete irtihal etmiş tüm milletvekillerini rahmetle, hürmetle anıyorum."

“14 Mayıs 2023’ü temel aldığımızda seçimlere 114 gün kalmıştır” Haber

“14 Mayıs 2023’ü temel aldığımızda seçimlere 114 gün kalmıştır”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, “Türkiye’miz hukuken olmasa da fiilen seçim ortamına girmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın tavzih ve takdirine binaen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinin 14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılması gündeme gelmiş, sandık tarihi resmi değilse de takriben belli olmuştur. 14 Mayıs 2023’ü temel aldığımızda seçimlere 114 gün kalmıştır. Demokrasi tarihimizin kaderini etkileyecek, ülkemizin önümüzdeki yıllara havi yol haritasını çizecek, Cumhuriyet’in yeni yüzyılını tahkim edecek en kritik seçimlerde büyük Türk milleti iradesini gösterecektir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı; 2023 seçimlerine hazırdır ve yeni bir demokrasi zaferinin cumhurun vatanperver duruşuyla tezahür edeceğine inanmaktadır. Bunun yanında Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü istikbalin güçlü ve gelişmiş Türkiye’sini müjdeleyecektir” ifadelerine yer verdi. “Adım Adım 2023; 14 Mayıs’a Doğru” “Küresel emperyalizmin siyaset devriyeleri, terör örgütlerinin gönüllü destekçileri, Türkiye düşmanlığının yeminli temsilcileri, milli ve manevi değerlerimizi hedef alan zulüm bekçileri, zillet çatısında birleşmiş manda özlemcileri Cumhur İttifakı karşısında tutunamayacaktır" diyen Bahçeli, "14 Mayıs günü 85 milyon Türk vatandaşının varlığına sahip çıkma günüdür. Aynı zamanda altılı ganyanı hezimetle buluşturma günüdür. Tarih tekerrür edecek, onca kurulan tuzağa, onca yapılan ihanete karşı milletimiz istikrarı, yeni sistemi ve yeni yüzyılı tercih edecektir. Parti olarak, mümkün mertebe, yetişebildiğimiz kadar, hava şartlarıyla hayatın olağan akışı elverdiği sürece ‘Adım Adım 2023; 14 Mayıs’a Doğru’ temasıyla açık hava toplantılarımızı kararlılık ve seferberlik ruhuyla, üstelik yurdumuzun her köşesinde icra ve ifa edeceğiz. Bu vatan benim, bu bayrak benim, bu millet benim diyen alnı ak, kalbi pak, vicdanı temiz her vatandaşımızdan, ülkemin her yöresinde varlık mücadelesi veren insanlarımızdan Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümüne omuz vermek adına 100 oyu sandığa taşımalarını rica ediyorum. Cumhur İttifakı’na verilen her oy Türk ve Türkiye Yüzyılına destek, zalimlere tepki, teröristlere ceza, huzura davet, bereket ve güvenliğe çağrıdır. Nihayetinde ve nitekim 2023 seçimlerinde kullanacağımız ana sloganla sesleniyorum: ‘Aziz Milletim Sıra Sende” dedi.

Bahçeli: Bu seçim tarihi güncelleme olarak okunmalıdır Haber

Bahçeli: Bu seçim tarihi güncelleme olarak okunmalıdır

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin ne zaman yapılacağına ilişkin açıklamaların bir an önce son bulması ve mutabakatla uygun tarihin tespiti iyi niyetli tespitimizdir. Kriz çıkarmanın, kavga iklimi yaratmanın kimseye bir fayda sağlamayacağını bilmeliyiz. Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim.  Bu erken seçim değil, tarihin güncellenmesidir. Demokrasimiz rüştünü ispat etmelidir. Sandıktan kaçmanın kimseye bir yararı bulunmayacaktır.  Seçimlere tüm imkanlarımızla hazırlık yapıyoruz. Karşımızda utanç duvarı gibi duranların çalımını bozmak için milletimizle tek yürek oluyoruz. 2023 seçimlerini riske atmayacağız.   (Seçim tarihine destek çağrısı):  Muhalefet ipe un sermezse uzlaşma sağlanacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı elinden gelen her türlü katkıyı sağlayacaktır. Sandık er meydanıdır.  (Kılıçdaroğlu ve Babacan’a tepki):  Kenan Evren kafası, Kılıçdaroğlu kafasıdır. Kılıçdaroğlu Türk Silahlı Kuvvetlerini terbiyesizce hedef almaktadır. Kılıçdaroğlu’nun dili yılan dilidir, Yunan dilidir, düşman dilidir. Kılıçdaroğlu, askere düşmanlık yaparken, HDP’ye zeytin dalı uzatmıştır. Kılıçdaroğlu'nun TSK'nın şerefli komutanlarına saldırıp karalama yarışına girmesi, terörle mücadeleden ödü patlayan, kabuslar yaşayan mankurt bir siyasetçinin ağzından saçılan kötülük ve nefrettir. Fırtına Obüs'lerinden rahatsızlık duyan bu milletin evladı olamaz. İHA'larımızdan, SİHA'larımızdan, Kızılelma'dan, Tayfun füzelerinden ve silah sanayi ürünlerinden kimler gocunuyorsa onlar küresel emperyalizme ruhlarını satan ilkesizlerdir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.