Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Balık

Herkes Duysun - Balık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Balık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Amatör balıkçının şansı yaver gitti: Oltasına 40 kiloluk balık takıldı Haber

Amatör balıkçının şansı yaver gitti: Oltasına 40 kiloluk balık takıldı

Hatay’ın Arsuz ilçesinde yaşayan avukat Emrah Baz, evlilik yıl dönümü olan 19 Mayıs’ta arkadaşı ile birlikte balık yakalamak için Samandağ ilçesi Çevlik sahiline geldi. Arkadaşı ile sabahın erken saatlerinde botla Akdeniz’e açılan 40 yaşındaki Baz’ın oltasına denizin 270 metre derinliğinde devasa bir balık takıldı. Baz’ın ve arkadaşının güçlükle bota almayı başardığı balık, amatör balıkçılara zor anlar yaşattı. Cep telefonuna yansıyan görüntüler, olta balıkçılarını heyecanlandırdı. Baz, devasa balığı tarttığındaysa 40 kilo 500 gram olduğunu gördü. Balığın 1 buçuk metre uzunluğa sahip olduğunu dile getiren Baz, “Güzel ve heyecanlı bir histi. Bizim bölgemizde nadir de olsa böyle büyük balıklar çıkıyor. Derin suda yaşayan bir bir balıktı. Arkadaşımla balık yakalamaya çıktığımızda bizim de oltamıza denk geldi. Doğu Akdeniz'de bu ağırlıkta zannediyorum ki bir balık çıkmamıştır. Önceden denizde 30 ila 35 kilo arası aynı cins balık yakalandı. Güzel bir deneyimdi, 40,5 kilogram balık yakaladık. Boy olarak ölçüm yapmadık ama 1,5 metre vardı” dedi. “19 MAYIS EVLİLİK YIL DÖNÜMÜMDÜ VE ÜSTÜNE BU BALIK HEDİYE GELDİ” Devasa balığı yakaladığı günün evlilik yıl dönümü olduğunu söyleyen avukat Baz, “O bölgelerde 270 metre derinlikten arada sırada avlanıyorduk. Aynı cinste balıklar çıktı. Biz daha büyüğün peşindeydik ama denk gelmemişti. Bu sefer 270 metre derinlikte oltamıza denk geldi. Bizi biraz zorladı ama sonunda yukarıya çıkarttık. 19 Mayıs günü yakaladık. Sabah saat 5 gibi denize açıldık. Pörtlek balığı saat 11 civarında oltamıza takıldı. O yakalamanın heyecanıyla keyfini çıkarmaya başladık. 19 Mayıs günü diye heyecanlıydık ve benim o gün de evlilik yıl dönümümdü. Üstüne bu balık hediye geldi ve daha çok mutlu oldum” diye konuştu.

Denizlerde artan Aslan balığı popülasyonu, yerli türleri tehdit ediyor Haber

Denizlerde artan Aslan balığı popülasyonu, yerli türleri tehdit ediyor

İstilacı türler arasında yer alan aslan balığının popülasyonun artması yerli türler üzerinde tehdit oluşturuyor. Aslan balığının Türkiye sularında göründüğü ilk tarihten beri hızla çoğaldığını dile getiren İKÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Erhan Irmak, "2014 yılından sonra kıyılarımızda hızla yayılmaya başladı. Yayılmaya başladıkça batıya doğru miktarları arttı ve Ege Denizi'nin güneyine girdi. Egzotik balıkların yani sıcak seven türlerin kuzeye doğru yayılımını engelleyen en büyük faktör sıcaklık bariyeri. Yazın Kuzey Ege'de esen rüzgarlar denizde soğuk dip suyunun yüzeye çıkmasına neden oluyor. Bu yüzden aslan balığının Ege Denizi'nde kuzeye doğru yayılımları sınırlı" ifadelerini kullandı. 'YÜZÜCÜLER VE ZIPKIN İLE AVLANAN SU ALTI DALICILARI RİSK ALTINDA' Aslan balığına temas edilmemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Irmak, "Çünkü gövdesinin hemen hemen her yerinde keskin dikenler var. Ama özellikle balığın sırtında bulunan yüzgeç dikenleri çok zehirli, sivri ve büyük boyutta. Bu açıdan tehdit oluşturuyor. Kayalık bölgede yüzerken bu balıkların olduğu bir yerde denk gelirseniz bir risk oluşturabilir. Ancak etini yemek zehirlemiyor. Bu balığın risk grubunu oluşturan öncelikli grup balıkçılar. Ağlarını temizlerken ciddi yaralanmalar olabiliyor. Bir de yüzücüler ve zıpkın ile avlanan su altı dalıcılarında risk oluşturabiliyor. Balık, zehirli dikenleri olduğunun bilincinde olduğu için korkmuyor. Risk olduğu zaman bütün dikenlerini açıyor" diye konuştu. 'YERLİ TÜRLERİMİZİN AZALMASI YABANCI TÜRLERİN ARTIŞINA NEDEN OLUYOR' Aslan balığının Meksika Körfezi ve Karayipler'de uygun ortam bulduğu için miktarlarının çok yüksek rakamlara ulaştığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Irmak, "Aslan balıklarının oradaki resif bölgesinde yem olabilecek balık popülasyonlarının yüzde 48'ini tükettiğini tespit etmişler. Ekosistem açısından böyle bir risk var. Kendinden ufak diğer balıklar için bir tehdit oluşturuyor. Çok hızlı hareket eden bir balık değil. İlginç görüntüsünden dolayı diğer canlılar kaçma ihtiyacı duymuyor. Bu yüzden çok kolay av olabiliyorlar" dedi. 'BAZI YERLİ TÜRLER ÜZERİNDE BASKI OLUŞTURABİLİR' Türkiye sularındaki yerli balık popülasyonlarının aşırı av baskısı nedeniyle çok zayıf olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Irmak, "Yerli türlerimizin azalması, sularımızda yabancı istilacı türlerin artışına neden oluyor. Rekabet olmayınca çok kolay sularımıza yerleşip çoğalabiliyorlar. Aslan balığı, kayalık habitatta bulunan ağız çapına uygun bütün balıklarla ve eklem bacaklılarla beslenebilecek bir tür. Bazı yerli türler üzerinde baskı oluşturabilir" ifadelerini kullandı.

Karadeniz’de ‘hamsi avı 1 yıl ertelensin’ çağrısı Haber

Karadeniz’de ‘hamsi avı 1 yıl ertelensin’ çağrısı

Denizlerde 1 Eylül'de başlayan balık avı sezonu Karadeniz'de sürüyor. Karadeniz'de palamut bereketiyle sezonu açan balıkçılar hamside umduğunu bulamadı. Tezgahlarda bir görünüp bir kaybolan hamsinin bölgede avlanabilir boy uzunluğu 9 santimin altında kalması popülasyonu olumsuz etkiledi. Son yıllarda aralıklarla yapılan hamside av yasağı kısıtlamalarının yeterli olmadığını belirten uzmanlar, 1 yıl av yasağı önerisinde bulundu. ‘HAMSİ BEKLENİLENİ BU SENE DE VERMEDİ’ KTÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Cemal Dinçer, 9 santimlik hamsinin tüketime elverişli olmadığını söyleyerek, “Hamsi beklenileni bu sene de vermedi. Balığımız giderek incelemektedir. Bunun avının, kısmi de olsa benim önerim bir yıl tamamen durdurulmasıydı. Ancak geçen yılda bakanlık sezon içerisinde 10 günlük kısıtlamalara falan gitti. Kısmi bir faydası olmuş olsa da geleceğe yönelik, yani bu yıl beklenen randımanı vermemiştir. Şimdi böyle baktığımızda her ne kadar balık ince de gözükse bunun da büyük bir çoğunluğunun yasal boy olan 9 santimetreyi sağlayabildiğini de ifade etmek istiyorum. Biz bazen tezgahtakilere de kızıyoruz, işte bu kadar ince balığı niye alıyorsunuz falan diye. Her ne kadar yasal boy olan 9 santimetreyi tutmuş olsa da insan gıdası olarak tüketime elverişli, kaliteli olmadığından irisinin, yani sofralarımızda tüketilebilecek olduğumuz hamsinin fiyatı çok yüksekti, bazen 80, bazen 100 liraları buldu” ifadelerini kullandı. ‘HAMSİ AVCILIĞININ 1 YIL DURDURULMASINDA ISRAR EDİYORUM’ Sürdürülebilir av için hamsi avına 1 yıl ara verilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Dinçer, “Her yıl yine şikayet ettiğimiz gibi hamsinin 4 aylık bir periyotta avcılığı sürdürülebilir olması gerekirken bir bakıyorsunuz bir hafta var, 10 gün sonra tekrar yok, bir ay sonra bir daha görüldü ve bir daha gitti. Şimdi özellikle bu sene hem sezonu erken kapatıldı hem de sezondan istenilen miktarda hamsi avcılığı gerçekleştirilemedi. Yeterince sürüler oluşturulmamıştır. Sürüler dağınıktı ve avlanan hamsi de son derece küçüktü. İri hamsi olarak bize sunulan ise muhtemelen gırgır gemilerinde ya elekten geçirilerek veya daha sonra da tasnif edilmek suretiyle bize sunuldu. Dolayısıyla sürdürülebilir kaliteli hamsi avcılığında gerçekten dikkatli olmamız lazım. Bu stoku tekrar eski günlerine kavuşturmak için gerekli duyarlılığı göstermemiz lazım. Naçizane önerim, hamsi avcılığının hiç olmazsa sezonunda bir yıl gene durdurulmasında ısrar ediyorum. Ertesi yıl hem kaliteli, daha ucuz besin yeriz" diye konuştu. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.