Gözü yaşlı aile adalet istiyor!
Eskişehir’de geçtiğimiz haziran ayında sevgilisiyle birlikte yaşadığı evin penceresinden düşerek hayatını kaybeden Zerin Kılınç'ın acılı annesi Telli Özokçu, olayla ilgili yakalanan zanlı Yılmaz S.'nin ifadesinin ardından serbest bırakılması eleştirdi. Özokçu, “Ben 7 aydır bu gözyaşını döküyorum. Bir de yavrusu var benim kuzumun. Onun için hayatta kalmak zorundayız. Biz adalet istiyoruz. Raporlarımız çıkmadı. Hep onu bekledik, yok. Adalet istiyoruz” dedi.
Sekiz yıl önce eşinden boşanan 1 çocuk annesi Zerin Kılınç (36), yaklaşık 3 aydır sevgilisiyle birlikte Eskişehir’in Odunpazarı ilçesine bağlı Emek Mahallesi Ertaş Caddesi’ndeki bir apartmanın ikinci katındaki dairede yaşıyordu. Kılınç, 20 Haziran 2022 gecesi saat 21.30 sıralarında kaldığı evin penceresinden düştü. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Eskişehir Şehir Hastanesine kaldırılan Kılınç, yoğun bakım ünitesinde 10 saatlik komanın ardından hayatını kaybetti. Zerin Kılınç’ın pencereden düştüğü anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı.
Kan lekeleri, yırtık kıyafet ve yerde cam kırıklarına rastlanıldı
Olayın gerçekleştiği ev polis tarafından emniyet altına alınırken, Olay Yeri İnceleme ekiplerince evde yapılan araştırmada; yerde, kapıda ve yatakta kan lekelerine rastlandı. Ayrıca incelemelerde evdeki yatağın üzerinde yırtık tişört ve yerde cam kırıkları olduğu tespit edildi. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
“Pencereden sol bacağını gördüm ve ‘yapma’ diye bağırdım”
Olayın ardından şüpheli sıfatıyla emniyette ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılan Yılmaz S. ifadesinde, “O gün yağmur yağdığı için içeri sızan suyun üzerine koymak için günlük giydiği tişörtünü yırtarak pencerenin sızıntı yerine koydu. Tepsinin üzerinde olan kül tablası yanlışlıkla kayarak yere düştü. Kırıldı. Yerdeki cam kırıklarını kendim süpürdüm. Odadan çıkarken ayağına cam battı. Bunun üzerine gülünce süpürge sapını bana fırlattı. Ben de ona gülerek fırlattım. Bacağına gelince kıyamadım, gittim, sarıldım. Sonra bisikletimi kapı çıkışına aldım. Bu sırada bana ‘Sen zaten beni istemiyorsun’ dedi. Bisikletimle uğraşırken ‘Asıl sen istemiyorsun, saygısızsın, sen sevmiyorsun, kaçacak olan sensin’ dedim. ‘Ben sevmiyorum ha’ diyerek bağırmaya başladı. Pencereden sol bacağını gördüm ve ‘yapma’ diye bağırdım” dedi.
“Yavrusu var, ‘duymasın benim ağladığımı’ diyorum”
Evladının 12 yaşında bir kızının olduğunu, intihar etmesi için herhangi bir sebebin olmadığını sözlerine ekleyen anne Özokçu, “Ben bir anneyim 6-7 aydır ben bu gözyaşını döküyorum. Kuzumun gömleğine sarılıyorum, kokuyu içime çekiyorum. İçeriye giriyorum, beni kimse görmüyor, duyurmuyorum. Yavrusu var duymasın benim ağladığımı diyorum. Evde çok tartışma olmuş. Evin içi kan. Küllükler kırılmış. Bize göre çok delil var ama dosyamızda hiçbir şey yok. Bekliyoruz. Bekledik bekledik, artık adalet yok dedim. Gidip haykıracağım adliyenin önünde. Sesimi duyurayım. Benim kuzum bir kedi, bir köpek değil. Benim kuzum bir can. Toprağın altında 7 aydır benim kuzum. Hiçbir şeyi yoktu, bir hap bile içmiyordu benim kuzum. Hayat doluydu. Mezarına geleceğim, ’Rahat yat yerinde kızım.’ diyeceğim. Adalet yerini bulacak inşallah. Herkese güveniyorum. Bütün büyüklerime, devletime güveniyorum. Benim kızımın kanı kalmasın yerde. Başka anneler ağlamasın. Ben 7 aydır döküyorum bu gözyaşını. Her gün ölüyoruz, her gün bekliyoruz” ifadelerini kullandı.