Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Erdoğan

Herkes Duysun - Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kayseri olayları açıklaması:  Vandallık yapmak kabul edilemez Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kayseri olayları açıklaması: Vandallık yapmak kabul edilemez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında Kayseri'de yaşanan olaylara da değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: 31 Mart seçimlerinin sonrasında bütün belediye başkanlarımızın katılımıyla tertiplediğimiz toplantımızın hayırlı olmasını diliyorum. "ÜLKEMİZİN GÜNDEMİNE ORTAK AKILLA ÇÖZÜM ARIYORUZ" Son bir yılda 10 ay arayla üst üste 3 seçim geçirdik. Seçim döneminde belediye başkanlarımızla çeşitli vesilelerle bir araya geldik. Ancak AK Parti'nin geniş katılımlı istişare toplantısını seçimler sebebiyle gerçekleştiremedik. Her kademede danışmaya ve diyaloğa önem veriyor, ülkemizin ve partimizin gündemindeki konulara ortak akılla çözüm arıyoruz. AK Partili tüm belediye başkanlarımızla bir araya gelelim istedik. Yerel seçim sonuçlarını sizlele birlikte masaya yatıralım hem de önümüzdeki dönemde yol haritamızı sizlerin de önerileriyle seçillendirelim dedik. "EN BÜYÜK REFERANS KAYNAĞI YEREL YÖNETİMLERDİR" Hepinizin bildiği gibi AK Parti'nin hikayesi yerelden genele ilerleyen bir başarı hikayesidir. 30 sene önce millete hizmet yolculuğuna belediyelerden başladık. Örnek karnemizle yeni hedeflere yürüdük. Politikalarımızı önce belediyelerdeki uygulamalarla ortaya koyduk. 2002'de bize iktidar kapısını açan da iktidarda tutan da yerel yönetimlerdeki başarılarımız, gayretlerimizdir. En büyük referans kaynağı yerel yönetimlerdir. Bu gerçek 1994 senesinden beri değişmemiştir. Değişmeyecektir. "AK PARTİ BELEDİYECİLİĞİ BİR MARKA HALİNE GELMİŞTİR" AK Parti, tüm dünyanın en yetkin en donanımlı siyasi hareketidir. AK Parti belediyeciliği bugün küresel ölçekte bir marka haline gelmiştir. Şehirlerimizin sorunlarını çözme, geleceğe hazırlama noktasında hiçbir parti AK Partili kadrolarla yarışamaz. "MUHALEFET EKONOMİDEKİ SIKINTILARI İSTİSMAR ETTİ" Son seçimlerde muhalefet tamamen ucuz popülizme dayanan bir kampanya yürüttü. Ekonomideki sıkıntıları istismar etti. Hayat pahalılığı altında ezilen insanımızın popülizme kapılmasına engel olamadık. "HATAY'DAKİ FETRET DEVRİNİN SONA ERMESİNDEN MUTLULUK DUYDUK" 31 Mart'ta seçim yapılan 1393 belediyenin yüzde 54,6'sını önümüzdeki 5 yıl boyunca Cumhur İttifakı yönetecektir. Hatay'ın 10 yıllık fetret devrinin sona ermesinden ayrıca mutluluk duyduk. Bir önceki yerel seçimlere kıyasla oy oranları ve belediye sayında oraya çıkan negatif sapmayı gözardı etmiyoruz. Milletimin AK Parti'den talepleri gerçekleşene kadar tüm kademelerde gereken adımları atmaya devam edeceğiz. Sandığı suçmala gafletine düşmedik. "VERİLEN SÖZLERİN TAMAMI UNUTULDU" Seçimler bitince muhalefetin vaat yağmurunun da sonuna gelindi. Emekliye, esnafa, gençlere verilen sözlerin tamamı unutuldu. Ekmekten suya ellerinin altındaki her şeye zam yapıyorlar. Hizmetlerin tamamında astronomik fiyat artışlarına gittiler. Kendi partilileri bile isyan etmeye başladı. Hizmet etmek yerine bugün enerjilerini bahane bulmaya çalışıyorlar. Kimsenin hayat tarzına, inancına, tercihlerine karışmadık. El değiştiren belediyelerde eski hastalıklar nüksetmeye başladı. Muhalefet içindeki radikal unsurların da kışkırtmasıyla 28 Şubat dönemini anımsatan uygulamalar yeniden devreye alınmak isteniyor. Buna müsade edilmemeli. KAYSERİ'DEKİ OLAYLARA İLİŞKİN Toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamaz. Dün Kayseri'de küçük bir grubun yol açtığı olayların sebeplerinden biri muhalefetin bu zehirli söylemleridir. Kim olursa olsun vandallık yapmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez. Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevezzül edilemesini acizlik olarak görüyoruz. Ayrımcılık, ötekileştirme nefret diliyle insanları düşmanlaştırmak AK Parti siyasetinde kendine yer bulmamıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Filistin için uluslararası toplumun artık ağırlığını koyması lazım Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Filistin için uluslararası toplumun artık ağırlığını koyması lazım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Gazze katliamlarının sadece bölge için değil küresel bir sorun olduğunu belirterek, "Kalıcı barış iki devletli çözümden geçiyor. Uluslararası toplumun artık ağırlığını koyması lazım" açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Estonya Cumhurbaşkanı Karis ile ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde: Estonya ile diplomatik ilişkilerimizin 100'üncü yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Sayın Karis ile heyetini Ankara'da misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kendilerine hoşgeldiniz diyorum. Görüşmelerimiz vesilesiyle kıymetli mevkidaşım ile Türkiye-Estonya ilişkilerini geliştirme yönündeki ortak irademizi teyit ettik. Bu istikamette atacağımız müşterek adımları ele aldık. Her alanda iş birliğimizi ilerletme potansiyeline sahibiz. 429 milyon dolara ulaşan ticaret hacmimizi ve karşılıklı yatırımlarımızı daha da artırabiliriz. Geçen yıl tesis ettiğimiz ekonomi ve ticaret ortak komitesinin ilk toplantısını inşallah en kısa zamanda Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Bu toplantıyla ekonomik ve ticari ilişkilerimiz bakımından yeni bir yol haritası da belirlemiş olacağız. NATO müttefikleri olarak savunma sanayii alanında tesis ettiğimiz mevcut iş birliğini ilave somut projelerle geliştirebileceğimiz inancındayız. Bilim ve teknolojiden eğitim, kültür ve turizme uzanan geniş bir yelpazede ilişkilerimizin çeşitlendirilmesini işbirliğimizin geleceğine yapacağımız önemli yatırımlar olarak addediyoruz. Dijital dönüşüm, dijital uygulamalar ve siber savunma konularında Estonya dünyada önemli bir konuma sahip. Görüşmelerimizde bu alanda sahip olduğumuz tecrübelerin paylaşımı üzerinde de durduk. Yakın ikili ilişkilerimizin ve NATO bünyesindeki dayanışmamızın sağlam temeller üzerinde güçlenerek devam edeceğine samimiyetle inanıyorum. Türkiye-AB ilişkileri Sayın cumhurbaşkanı ile Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileriyle güncel bölgesel ve küresel meseleleri de ele aldık. Her vesileyle vurguladığımız üzere Avrupa Birliği'ne tam üyelik stratejik hedefimizdir. Birliğin de Türkiye'ye benzer bir perspektiften yaklaşmasının müşterek menfaatimize olduğu aşikar. Estonya'nın da bu anlayış temelinde Türkiye'ye olan desteğinin artarak devam edeceğine inanıyorum. Bu beklentimi Sayın Karis ile de bu vesileyle paylaşmış oldum. Rusya-Ukrayna savaşı Görüşmelerimizde Ukrayna'daki savaşa yönelik gelişmeleri de ele aldık. Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan desteğimizin altını bir kez daha çizdim. Ukrayna'daki yıkımın bir an evvel son bulması ve taraflar için adil, nihai çözüme ulaşılması ancak diplomasi ile mümkündür. Taraflara yönelik bu yöndeki telkinlerimizi sürdürüyoruz. Rusya'nın dışlandığı girişimlerin arzu edilen sonuçları vermeyeceğine dair görüşümüzü de koruyoruz. İsrail'in Gazze katliamı Gazze'de yaşanan vahşet de hiç şüphesiz gündemimizdeydi. İsrail'in uluslararası topluman kalıcı ateşkes çağrılarına rağmen Gazze'de sürdürdüğü katliamlar sadece bölgesel istikrarı değil küresel güvenliği de tehdit etmektedir. Gazze'deki bu barbarlığın sorumluları uluslararası hukuk önünde er ya da geç hesap verecektir. Bu konunun takipçisi olduğumuzu da buradan bir kez daha belirtmek istiyorum. Gazze'deki insani felaketin sona ermesi için öncelikle acil ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması ihtiyacı devam ediyor. Türkiye olarak bu konularda elimizden gelen ne varsa yapmaya devam edeceğiz. Kalıcı barış iki devletli çözümden geçiyor. Uluslararası toplumun artık ağırlığını koyması lazım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ittifak açıklaması: Omuz omuza yürüyoruz Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ittifak açıklaması: Omuz omuza yürüyoruz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuşuyor. Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti; Sözlerimin hemen başında geçen hafta idrak ettiğimiz mübarek Kurban Bayramı'nızı tebrik ediyor, rabbimden bizleri daha nice bayramlara sağlık ve afiyet içerisinde kavuşturmasını niyaz ediyorum. İslam'ın 5 şartından biri olan hac farizasını yerine getirmek üzere kutsal topraklara giden vatandaşlarımızın ibadetlerinin de Allah katında kabul ve makbul olmasını diliyorum. Dini bayramlarımız Müslümanlar olarak ebedi ve ezeli kardeşliğimizi hatırladığımız dünyadaki varlık gayemizin sırrına erdiğimiz, paylaşmayı, dayanışmayı, şefkat ve merhamet medeniyetimizin kadim değerlerini yücelttiğimiz istisnai günlerdir. Her ne kadar Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda yaşanan zulümler nedeniyle biraz buruk geçirsek de Kurban Bayramı'nın sevincini, aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşarak bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum. "FİLİSTİN'E SAHİP ÇIKIYORUZ" Biz de Kurban Bayramı süresince İslam Dünyası'nın önde gelen ülkelerinin liderleriyle görüşerek hem milletimiz adına onların bayramlarını tebrik ettik, hem de Filistin, Lübnan, Sudan ve diğer yerlerdeki kanayan yaralarımıza derman bulmaya çalıştık. İsrail daha önceki bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da kan dökmeye, çocukların ve sivillerin üzerine bomba yağdırmaya devam etti. İsrail'in insanlık dışı saldırıları sebebiyle çadırlarda ve enkaza dönmüş binalarda hayata tutunma mücadelesi veren yüzlerce Filistinli kardeşlerimiz şehit oldu. Buradan bir kez daha İsrail barbarlığının kurbanı olan 38 bini aşkın Filistinli şehidimizi rahmetle anıyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Yiyecek bir lokma ekmek bulamadığı için derisi sırtına yapışan Gazzeli çocukların fotoğrafı modern dünyanın utanç defterine yazılmıştır. Bu fotoğraf sadece küresel sistemin iflası değil aynı zamanda İslam aleminin acizliğinin de bir sembolü olarak acıyla hatırlanacaktır. Ecdadımız tarih boyunca Filistin'e nasıl sahip çıktıysa, Yavuz Sultan Selim, Sultan Abdülhamid Filistin'e nasıl sahip çıktıysa, kuruluşundan itibaren Türkiye Cumhuriyeti nasıl Filistin'e sahip çıktıysa inşallah biz de aynı ruh, aynı kararlılık ve aynı cesaretle Filistin'e sahip çıkıyoruz ve çıkacağız. "DAHA FAZLA ÜLKENİN FİLİSTİN'İ TANIMASI İÇİN TEMASLARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ" Birileri Türkiye'de farklı siyasi kariyerlerinin icazet kapısı olarak gördükleri Avrupa'da farklı konuşabilir, birileri Batılı ağababalarından aferin almak, onlara şirin gözükmek, onların gözüne girmek için Filistin direnişine çamur atma peşinde koşabilir. Ama biz içeride ve dışarıda hakkı konuşacak, hakikati savunacak, masumların yanında, katillerin ise dimdik karşısında duracağız. Kimse bizden küresel siyonist şebekenin baskılarına boyun eğmemizi, zalimler karşısında düğme iliklememizi beklemesin. Kurban Bayramı'nın hemen arifesinde gerçekleştirdiğimiz İspanya ve İtalya ziyaretlerinde Gazzeli kardeşlerimize yönelik zulmü gündeme getirdik. Filistin'de işgal ve katliam politikası devam ettikçe dünyanın hiçbir yerinin güvende olmayacağını açıkça ifade ettik. İsrail'in şımarıklığına ve hukuk tanımazlığına verilecek en etkili cevabın Filistin Devleti'nin tanınması olduğunu vurguladık. Norveç, İrlanda ve Slovenya ile birlikte sergilediği vicdanlı tavrın Avrupa'nın tamamına örnek olmasını temenni ediyoruz. Başbakan Sayın Paşinyan'ın liderliğinde Ermenistan'ın da Filistin Devleti'ni tanıma kararından memnuniyet duyuyoruz. Alınan ve açıklanan son kararlarla özellikle 149'a yükselen tanıma adımlarının çok önemli olduğunu ifade ediyorum. İnşallah çok daha fazla sayıda ülkenin Filistin'i tanıması için temaslarımızı sürdüreceğiz. "TÜRKİYE KARDEŞ LÜBNAN HALKININ VE DEVLETİNİN YANINDADIR" Şu ikazı da burada yapmak durumundayım; Gazze'yi yakıp yıkan İsrail'in şimdi de gözünü Lübnan'a diktiği anlaşılıyor. Batılı güçlerin kameralar önünde farklı konuşsalar da perde arkasında İsrail'in sırtını sıvazladıklarını, hatta desteklediklerini görüyoruz. Lafa gelince özgürlükten, insan hakları ve adaletten dem vuran devletlerin Netanyahu gibi bir ruh hastasının esiri olmaları son derece vahimdir, zavallılıktır. Netanyahu'nun batının da rızasıyla savaşı bölgeye yayma planları açık söylüyorum, büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı batıdan önce İslam alemi ve Ortadoğu'daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir. Fakat İslam dünyasının üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Buna fırsat vermememiz lazım. Türkiye kardeş Lübnan halkının ve devletinin yanındadır. Bölgedeki diğer ülkeleri de Lübnan ile dayanışma içinde olmaya davet ediyorum. Bayram tatilinin 9 gün olmasıyla birlikte vatandaşlarımız memleketlerine ve tatil bölgelerine seyahat etti. Sadece şehirlerarası otobüs seferlerinin sayısı 108 bini buldu. Bu seferler sayesinde 3 milyon 782 bin insanımız sevdikleriyle buluştu. Demiryolları ile seyahat edenlerin sayısı ise 7 milyon 520 bine yaklaşıyor. Otoyollarımızı kullanan araç sayısı 21 milyonun üzerine çıktı. Asya ve Avrupa'yı birleştiren Avrasya Tüneli'nden bayramın son günü 94 bin 454 araç geçişi oldu. İstanbul, Antalya ve diğer pek çok uluslararası havalimanımız bayram tatili boyunca yolcu ve uçak seferi itibarıyla yeni rekorlar kırdı. Aynı başarı Yavuz Sultan Selim, Orhan Gazi Köprüsü gibi diğer projelerimiz için de geçerlidir. Uzakları yakınlaştırmak, sevenleri buluşturmak, vatandaşlarımıza güvenli, huzurlu ve konforlu seyahat imkanı sunmak amacıyla hizmete verdiğimiz ulaştırma yatırımlarının karşılığını kat ve kat fazlasıyla aldık, alıyoruz.  Bundan sonra da "millet yol mu yiyecek" diyerek yatırım düşmanlığı yapan çapsızlara kulak asmayacağız. Ülkemizin dört bir köşesini demir ağlarla, yollarla, otobanlarla, viyadük, köprü, tünel, alt geçit ve üst geçitlerle örmeye devam edeceğiz. Aldığımız önlemlere ve yaptığımız devasa yatırımlara rağmen kazaların önünü maalesef tamamen kesemiyoruz. Kurban Bayramı tatilinde meydana gelen 7 bin 216 trafik kazasında 72 insanımız hayatını kaybederken, 12 bin 474 kişi de yaralandı. Kazalarda vefat eden tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, yaralılara mevladan acil şifalar niyaz ediyorum. "YANGINA MÜDAHALE NOKTASINDA GEREKEN NEYSE YAPILDI" 20 Haziran Perşembe günü Diyarbakır Çınar ve Mardin Mazıdağı'nda çıkan anız yangını milletçe hepimizin yüreğini yakmıştır. Rüzgarın da etkisiyle çok kısa sürede geniş bir bölgeye yayılan yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyorum. Mardinli ve Diyarbakırlı kardeşlerimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Devletimizin ilgili tüm kurumları ilk andan itibaren yangını söndürmek için seferber olmuş, yangına müdahale noktasında gereken neyse yapılmıştır. Yangına müdahale öncelikle büyükşehir belediyelerinin sorumluluğunda olmasına ve bunlar görevlerini yapmamalarına rağmen bakanlığımız ve il valilerimiz olaya süratle vaziyet etmişlerdir. Yaraların sarılması, oluşan zararın telafi edilmesiyle ilgili gerekli süreçler devam etmektedir. Acil yardım ödeneğiyle devletimiz madde destek sağlamaya başlamıştır. "BİR AVUÇ KEFEN HIRSIZI SELDEN KÜTÜK KAPMA YARIŞINA GİRİYOR" Adli ve idari tahkikat neticesinde yangının çıkış nedenleri hiçbir soru işaretine mahal bırakmayacak şekilde ortaya konacaktır. Hal böyleyken 15 insanımızı kaybettiğimiz bir felaket üzerinde tepinenleri Allah'a ve milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Öyle bir siyasi fırsatçılıkla karşı karşıyayız ki biz bunları konuşmaya icap ediyoruz. Bir taraftan devletimiz tüm kurumlarıyla hava ve kara araçlarıyla yangını söndürmek için adeta canını dişine takarak çalışıyor. Diğer tarafta bakıyorsunuz bir avuç kefen hırsızı ahlaksızca selden kütük kapma yarışına giriyor. Kimse kusura bakmasın ama bunun adı siyasi nebbaşlıktır. Milletin acısını, sıkıntısını, yürek yangınını istismar etmektir. Mardin'deki taziye evinde DEM Partili provokatörlerin sergilediği kepazelik ise bunların milletin değerlerinden nasıl yoksun olduğunu göstermiştir. Mardin valimizin ve yangında yakınlarını yitiren ev sahiplerinin basiretli ve soğuk kanlı tavrı çok çirkin bir provokasyonun önüne geçmiştir.  "A MİLLİ FUTBOL TAKIMI'MIZIN YANINDA OLACAĞIZ" Bunların aslında kimin vekili olduğu, sadece başımıza gelen felaketlerde değil aynı zamanda milletçe birleştiğimiz spor müsabakalarında da ortaya çıkıyor. 85 milyonun kenetlendiği Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Portekiz maçı sonrasında bu zihniyete mensup kansızların milletin sinir uçlarıyla oynama girişimleri asla masum değildir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar milletimizin birliğini bozamayacaklar. Ne kadar çirkefleşseler de, toplumsal bağrışımıza kast edemeyecekler. AK Parti olarak Kandil'in ayak takımına azılı ve kadrolu militanlarına meydanı bırakmadık, Allah'ın izniyle bundan sonra da bırakmayacağız. Türkiye'nin başarıları karşısında karalar bağlayan müptezellere yeni hezimetler yaşatmayı sürdüreceğiz. A Milli Futbol Takımı'mız Gürcistan'ı 3-1 yenerek turnuvaya çok iyi bir başlangıç yaptı. Portekiz karşısında maalesef hiç hak etmediğimiz bir sonuç aldık. Millilerimiz bu akşam Çekya karşısında inşallah 85 milyonu gururlandıracak tarihi bir zafere imza atacaklarına inanıyorum. Arslanlarımıza Çekya maçında şimdiden başarılar diliyor, rabbim ayaklarına taş değdirmesin diyorum. İnşallah bu akşam 85 milyon tek yürek olarak dualarımızda A Milli Futbol Takımı'mızın yanında olacağız.  "AK PARTİ ASLA GERİLİM SİYASETİ GÜTMEDİ" Şahsen neredeyse yarım asırdır AK Parti olarak 23 senedir Türkiye'ye ve mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz aziz milletimize siyaset yoluyla hizmet etmenin mücadelesini veriyoruz. Türkiye büyüsün, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olsun diye gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Mazlum gönüllere huzur veren, bağımsızlığımızın remzi ay yıldızlı al bayrağımızı gururla dalgalandırmak için ter döküyoruz, koşturuyoruz. 85 milyonun her bir ferdini kardeşimiz, yoldaşımız, kader ortağımız olarak görüyoruz. Bakınız, daha önce de defalarca ifade etmiştim bugün altını çizerek tekrar vurgulamak istiyorum. AK Parti kurulduğu günden itibaren bugüne kadar kutuplaşmanın, kamplaşmanın tarafında hiç olmadı, asla ve asla gerilim siyaseti gütmedi. Türkiye'yi 81 vilayeti, 85 milyon vatandaşıyla bir bütün olarak kucakladık. Ne siyasetimizde ne dilimizde ne hizmet ve eserlerimizde hiçbir zaman ayrımcılık yapmadık. Bizim için doğunun batıdan, kuzeyin güneyden farkı yoktur. Biz milletten aldığımız yetkiyle hizmet üretirken vatandaşımızın diline, rengine, inancına, kökenine, yaşam tarzına bakmadık. Biz ülkemizin her köşesine hizmet götürürken, yatırım götürürken bize oy verip vermediklerine kesinlikle bakmadık ve bunu umursamadık. Bizim siyasetimiz insan odaklı siyasettir. AK Parti'nin Kasım 2002'den bu yana her seçimde milletimizin yoğun teveccühüne mazhar olması işte bu birleştirici siyasetinin, kardeşlik siyasetinin, hizmet ve eser siyasetinin bir neticesidir. "SON 22 YILDA NİCE İHANET YAŞADIK" Gerilim siyasetiyle kutuplaştırmayla, ayrıştırmayla değil bütünleştirmeyle, birleştirmeyle, yakınlaştırmayla milletimizden ilgi gördük. Tam tersine AK Parti Türkiye'de kutuplaştırıcı, kamplaştırıcı, ayrıştırıcı siyasetin her zaman hedefi ve mağduru olmuştur. Darbe senaryolarını bize karşı yazdılar. 27 Nisan'da muhtırayı bize AK Parti'ye vermek istediler. Cumhuriyet mitinglerinde bizi hedef yaptılar. Gezi vandalizminin hedefi yine bizdik. 17-25 Aralık'ta bize yargı darbesi yapmak istediler. 15 Temmuz'da doğrudan doğruya bizi hedef aldılar. Bölücü terörün de, FETÖ'nün de hedefinde daima biz olduk. Son 22 yılda bunlar gibi nice ihanet, nice darbe ve vesayet girişimi yaşadık. Tüm bu saldırılarda ana muhalefet partisi bırakın bizim yanımızda durmayı, hukukun, demokrasinin hatta siyasetin yanında bile yer almadı. Geriye dönüp bakın, ana muhalefetin AK Parti'ye yönelik her saldırının yanında durduğunu, arkasında durduğunu, hatta kışkırttığını görürsünüz. Türkiye'yi kamplara, kutuplara bölerek ayakta kalma mücadelesi içinde olduklarını görürsünüz. FETÖ'cü hainlerden Gezici vandallara kadar demokrasi düşmanlarının hepsine siyasi himaye sağladıklarını görürsünüz. 14-28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi siyasi çıkarları uğruna toplumun fay hatlarıyla oynamaktan çekinmediklerini görürsünüz.  "SIKILI YUMRUKLARI AÇACAK OLAN MUHALEFETTİR" Burada bir hususun üzerine basa basa ifade etmek istiyorum, bizim siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle normalleşme çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir. Hançerleri kınına koyacak olan muhalefettir. Dilini, söylemini, siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Yani yumuşaması gereken, normalleşmesi gereken muhalefettir. Bizim son 1 yılda üst üste yaşanan 3 seçim sebebiyle artan siyasi tansiyonu düşürmek için attığımız adımları kimse yanlış anlamasın. Bakınız, iktidar partisiyle ana muhalefet partisi arasında şunu iyi bilin, siyasi ittifak olmaz. Uzlaşma olur, normalleşme olur, yumuşama olur ama ittifak olmaz. Zira iktidar ve ana muhalefet arasındaki ittifak, siyasetinde, demokrasinin de, çok partili sistemin de fıtratına aykırıdır. Biz de zaten bir böyle çaba içinde değiliz. Biz günlük siyasi tartışmaların dışında tutulması gerektiğine inandığımız, ülkemize, milletimize ve devletimizin güvenliğine dair konularda bir ortak bakış açısını, bir ortak duyguyu yakalamaya çalışıyoruz. Sivil ve özgürlükçü anayasa, terörle mücadele ve dış politika gibi milli meselelerde iç cepheyi sağlamlaştırmanın gayretindeyiz. Biz durduğumuz yerde duruyoruz. Muhalefetten ise bizim durduğumuz yere yani hoşgörüye, yani birleştirici dile, yani kucaklaştırıcı siyasete, yani devleti ve milleti önceleyen politikalara yaklaşmasını bekliyoruz.  Tüm samimiyetimize ve iyi niyetimize rağmen muhalefetin çabalarımıza nasıl karşılık verdiğini hepiniz görüyorsunuz. Bütün milletimiz görüyor. Biz ülkemizin, milletimizin çıkarları için yapıcı davranmaya çalışırken CHP Genel Başkanı'nın nezaket üslubunu da aşarak siyaseti nasıl gerilime sürüklemeye çalıştığını bütün milletimiz yakından izliyor. İadeiziyaretimizin üzerinden daha 2 gün bile geçmeden yapılan ve daha sonra dozu sürekli artırılan çiğlikleri herkes takip ediyor. Karşımızdakilerin ciddi bir hazım problemi yaşadıkları anlaşılıyor. Bir defa şunu kimse unutmasın, biz 22 yıldır kimi zaman yalnız, kimi zaman da samimi dostlarımızla bu yolu yürüyoruz. Bu 22 yıl boyunca CHP'den hoşgörü de görmedik. Nezaket de görmedik. Allah'a hamdolsun bundan dolayı hiçbir şey kaybetmedik. Bugün de siyasi bir kazanç peşinde değiliz. İstiyoruz ki, CHP gerilim siyasetini artık bıraksın. Normalleşsin, milli irade ile barışsın ve bundan da milletimiz, demokrasimiz kazançlı çıksın. Diyaloğa şans tanıma arzumuz partimize, hükümetimize ve Cumhur İttifakı'na yönelik hadsizlikleri kabilleneceğiz anlamına gelmez. Edepli olmamız, edepsizliğe göz yumacağız anlamına asla gelmez. Yumuşak başlıyız ama kimse unutmasın boynu çekilecek uysal koyun da değiliz. Şimdi çıkmışlar sabah akşam sürekli suç ortaklığından bahsediyorlar. Bunlara sadece şunu söylemek isterim; Suç ortağı arayanlar kendilerini fazla yormasın, nereden geldiğini ve halen nereye gittiğini tam olarak açıklayamadıkları para kulelerine baksınlar. Suç ortağı arayanlar bize laf söylemeden, bize çamur atmadan evvel sözde kent uzlaşısında kimlerle yol yürüdüklerini sorgulasınlar. Bakınız biz ülkeye ve millete hiçbir hayrı olmayan bu tür ikili münakaşalara girmemeye özellikle itina gösteriyoruz. Muhalefetten de yapıcı davranmalarını, asgari siyasi nezakete uymalarını, eski alışkanlıklarını artık terk ederek normalleşmelerini bekliyoruz. Diyalog süreci parti içi iktidar kavgasına kurban edilmemelidir. Biz rahatız, muhalefetten gelecek her türlü müspet eleştiriye de açığız. Ama eleştiri sınırlarını aşan yakışıksız ifadeleri de sineye çekmeyiz. Cevabımızı misliyle vermekten geri durmayız ve durmayacağız. Birilerinin ortaklık arayışı şayet AK Parti'nin rekorlarla dolu 22 yıllık hizmet, eser, yatırım ve reform mirasından pay kapmaksa, kusura bakmasınlar kimseyi başarı hikayemize ortak etmeyiz. Biz yasakları kaldırırken iptali için Anayasa Mahkemesi'ne koşanlara, her devasa projemize karşı çıkmak için absürt bahaneler üretenlere, Türkiye'de parmakla gösterecekleri tek bir dikili taşları olmayanlara, darbeden sokak olaylarına, milli iradeyi hedef alan her türlü girişime çanak tutanlara hasılı son 22 yıldır AK Parti'nin hizmet ve reform siyasetine sürekli takoz koymaya çalışanlara öyle kolay yoldan prim kazandırmayız.

TSK'da değişiklik: Askerler artık sosyal medya kullanamayacak Haber

TSK'da değişiklik: Askerler artık sosyal medya kullanamayacak

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) askerlerinin sosyal medya kullanımı ve paylaşımları ile risk oluşturması nedeniyle yeni torba yasasıyla güvenlik zafiyeti haline gelen duruma en konuldu. Ensonhaber'de yer alan habere göre, Meclis’te kabul edilen TSK Personel Yasası ve askerlik alanına ilişkin yeni torba yasayla, özellikle Irak’ın kuzeyindeki üs bölgelerine yönelik saldırılardan önce kullanıldığı tespit edilen her türlü sosyal medya paylaşımları yasaklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayına giden yeni düzenlemeler, imzalanıp Resmi Gazete’de yayınlandığında uygulanmaya başlanacak. SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI YAPILAMAYACAK TSK personelleri ve askeri öğrencileri ilgilendiren düzenlemenin öne çıkan başlıkları ise şöyle: - TSK personeli, kendisinin veya silah arkadaşlarının kimliğini açıklayamayacak. Bunun yanı sıra askerler, görev veya faaliyetleri kapsamında askeri bilgi, belge, konum bilgisi veya bunlardan herhangi birini içeren resim, yazı, fotoğraf, ses kaydı, video gibi görsel ve işitsel verileri paylaşamayacak. - Yasak olan mecralar arasında, “radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları” açıkça yazıldı. Ayrıca “her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları” ifadesiyle tüm yayın alanları yasak kapsamına alındı. Bu suçu işleyen personele “hizmet yerini terk etmeme” cezası verilecek. ERKEN EMEKLİ PERSONELLERE MAAŞ HAKKI Kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilen ancak yaş şartını sağlayamadığı için emekli aylığı bağlanamayan askeri personele emekli maaşı bağlandı. SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ERLERE UZMAN ÇAVUŞLUK ŞANSI - Sözleşmeli erbaş ve erler, bağlı oldukları kuvvet komutanlıklarında uzman çavuşluğa geçebilecek. Bunun için, en az lise mezunu olmak veya komando nitelikliler için en az ilköğretim mezunu olmak, başvuru tarihinde ikinci hizmet yılını tamamlamış olmak, yönetmelikte öngörülen sınavlarda başarılı olmak gibi şartlar aranacak. - Uzman çavuşlar, kullanmadıkları yıllık izinlerini subay ve astsubaylarda olduğu gibi 60 günü geçmemek üzere takip eden yılda kullanabilecekler. Ayrıca astsubaylığa geçiş işlemlerine katılamayan uzman çavuşlara ilave sınav hakkı verildi. Sözleşmeli erbaş ve erler, servis araçlarından yararlanabilecek. Uyarma, kınama, disiplin cezaları ilişik kesme işlemine neden olursa bunlara karşı yargıya başvuru yolu açıldı. PİLOTLARA TOPLU UÇUŞ ÜCRETLERİ VE UÇUŞ TAZMİNATI - Pilotlardan yükümlülük süresini tamamlayarak TSK’dan ayrılanlara, yıllık görev süresi sonu beklenmeden icra ettikleri uçuş karşılığı toptan ödeme ve ilave tazminat verilecek. Pilotlardan muvazzaf subay olarak göreve devam etmek isteyenler, emsalleriyle benzer uçuş tazminatı alacaklar. EK GÖREV ALAN PERSONELLERE ÜCRET ARTIŞI - Döner sermaye işlerinde ek görev alan personele ödenecek ücretler de artırıldı. Ayrıca Amfibi Deniz Piyade Komutanlıklarında görevli sözleşmeli erbaş ve erlerin ücretinde, iş güçlüğü ve risk açısından yüzde 5 artış yapıldı. - Şehitlerin anne ve babaları da Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği’ne üye olabilecek. MSÜ'NÜN DİL OKULU EĞİTİM VERECEK - Askeri öğrenciler, öğrenim gördükleri bölümleri/programları veya okumakta oldukları yükseköğretim kurumlarını değiştiremeyecekler veya yatay geçiş yapamayacaklar. - Milli Savunma Üniversitesi’nde Yabancı Diller Yüksekokulu açıldı. Bu okulda, askeri öğrencilerin yanı sıra mevcut personel ve misafir öğrencilere de eğitim verilecek. KOMUTANLARIN SORUŞTURULMA ESASLARI - Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları ile general ve amirallerin işlediği iddia edilen askeri suçlarda soruşturma izni vermeye yetkili mercilerin belirlenmesinde son rütbeleri ve görevleri esas alınacak. - Erbaş ve erlerin üst ve eşyalarında gecikmesinde sakınca bulunan hallerde arama yapılabilecek. YEDEK ASTSUBAYLIK DÖNEMİ - Orduda, “yedek astsubaylık” statüsü getirildi. Astsubay adaylarına temel eğitim süresince, en küçük astsubay rütbesi kabul edilen “astsubay astçavuşluk” üzerinden ödeme yapılacak. Sözleşmeli er-erbaşlar ile uzman erbaşların sözleşmesi başarısızlık nedeniyle feshedilecek.

Özgür Özel ve Yılmaz Özdil çatışması: Seçmene bidon kafa diyen zihniyet! Haber

Özgür Özel ve Yılmaz Özdil çatışması: Seçmene bidon kafa diyen zihniyet!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, EKOL TV'deki bir programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Özel, partisinin genel başkan adaylığı kararını Manisa'daki evinde yaklaşık 3 saat düşündükten sonra tek başına aldığını söyledi. İnternethaber'in haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptıklarını görüşmeye dair bazı kesimlerden gelen eleştirilere değinen Özel, "Endişeler haklı ve dikkatli olmak lazım. Bu kutuplaşma ortamından beslenenler, normal bir siyasi düzlemde kendilerine yer olmadığını düşünenler var." diye konuştu. "OY VERMEYEN SEÇMENE BİDON KAFA DİYEN ZİHNİYET" Özel, eleştirilerde bulunanlardan birinin geçmiş yıllarda seçmene "bidon kafalı" dediğini belirterek "İyi ki onunla aramda böyle bir açı var. O, oy alamayınca hata bizde nerede demek yerine oy vermeyen seçmene bidon kafa diyen zihniyet. Zaten bu partinin 47 yıldır ilk kez birinci parti olmasının sebebi, bu zihniyetten yaşadığımız kopuş." ifadelerini kullandı. "İKİ TARAF BİRBİRİYLE ÇATIŞMA HALİNDE OLSUN BİZ DE BU TARAFA MERMİ SATALIM" Seçmene kafa tutan yaklaşımı reddettiğini kaydeden Özel, "Arkadaş seçmene sövüyor falan. Hiç duymadığı şeyler gibi olmuş gibi anlatıyor, sonra attığı iftira viral oluyor, her tarafta dolaşıyor sonra en yakının bile ona inanıyor. Bunlar kutuplaşma olmazsa yaşayamazlar, beslenemezler, geçinemezler. İki taraf birbiriyle sürekli çatışma halinde olsun biz de bu tarafa mermi satalım falan. Savaş ekonomisinden beslenenler. Boşuna endişeleniyorlar. Zaten bu içine girdiğimiz süreç ne bütün sorunları çözer, ne bütün tartışmaları bitirir ne biz gidip AK Parti ile koalisyon oluruz." şeklinde konuştu. "SANA BU İFTİRANI YEDİRECEĞİM" Özel'in sert sözlerine Özdil'den yanıt gecikmedi. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Özdil,  Özel'in kendisine iftira attığını savundu. Özdil'in Özel'e yanıtı böyle oldu: "Bana milletvekiliyken yıllarca “Yılmaz abi” diyen Özgür Özel, şimdi niye çıkıp iftira attığını -gözlüğü çıkardın ama- gözüne sokacağım. Bütün dünyada, birinci parti olmasına rağmen erken seçim istemeyen ilk ve tek genel başkan” dediğim için, “ AK Parti'nin dört yıl daha iktidarda kalması için özel çaba harcıyor” dediğim için bana saldıran özgür özel, bu iftiranı sana yedireceğim. Namuslu gazetecilere küfreden trollerin abisi Özgür Özel, sana bu iftiranı yedireceğim. “Erken seçim istemiyor, AK Parti'nin toparlanmasına fırsat tanıyor” dediğim için bana saldıran özgür özel, sana bu iftiranı yedireceğim."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.