Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Fay Hattı

Herkes Duysun - Fay Hattı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fay Hattı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

AFAD ve MTA'dan korkutan çalışma: Kayseri'de yeni fay hattı keşfedildi Haber

AFAD ve MTA'dan korkutan çalışma: Kayseri'de yeni fay hattı keşfedildi

6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Deprem Master Planı Çalışmaları'na devam eden Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 200 milyon metrekare alanda mikro bölgeleme çalışmalarını sürdürürken, kentte devam eden projelere destek veriyor. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Daire Başkanlığı, Sarıoğlan Tatılı Hendeği'nde AFAD, MTA ve TBB iş birliğinde TÜBİTAK Projesi'ne lojistik destek sağladı. Bölgede çalışmalar yapan AFAD Deprem Danışma Kurulu Üyesi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Koçbulut, "Bir haftadır çalışmamız devam ediyor. Bu çalışma, TÜBİTAK tarafından desteklenen Türkiye'nin diri faylarının paleosismolojisi başlıklı bir çalışmadır. Bu çalışmayı AFAD, MTA, Belediyeler Birliği ve TÜBİTAK destekliyor, 14 projeden oluşan büyük bir proje. Biz bu 14 projeden birisiyiz. 11 numaralı proje biziz. Sivas'tan başlayıp, Tecer, Altınyayla, Gemerek, Sarıoğlan, Bünyan ve Kayseri'ye kadar uzanan Deliler Fayı'nı çalışacağız. Bu fayın paleosismolojik özelliklerini ortaya koymak maksadıyla bu işi yapıyoruz. Öncelikle bu fay boyunca 1/25000 harita yapıyoruz, tektonik haritayı ortaya çıkarıyoruz. Daha sonra bu harita üzerinde dron ile uçuşlar gerçekleştirip, daha detaylı haritalar üretiyoruz. Bunlar üzerinde açacağımız hendek yerini belirledikten sonra buralarda faya dik yönde radar ve jeofizik yöntemiyle fayın burada olup, olmadığını tespit etmeye çalışıyoruz. Bunları belirleyip, olumlu sonuçlar aldıktan sonra kazıya karar veriyoruz" dedi. 'TERS BİLEŞENLİ BİR FAY' Kayseri'nin mikro bölgelemesinin de devam ettiğinin altını çizen Koçbulut, "Diğer çalışmamız da Kayseri'nin güney tarafı olan Ecemiş Fayı'nı ilgilendiriyor. Onun da sonuçlarını belediyemiz ile yapacağız. Ayrıca Kayseri'nin mikro bölgelemesi de yapılıyor. Oradaki aktif faylar da yerleşime uygunluk açısından değerlendirilecek. Yaptığımız kazı çalışmaları neticesinde artık fayın varlığını ortaya koyduk. Sağ tarafta bozuşmuş malzemeyi görüyoruz, sol tarafta ise karasal birimleri görüyoruz. Jeolojik anlamda bunların böyle karşı karşıya gelmesi sadece fay ile olur. Deliler Fayı'nın Sarıoğlan segmentinin şu andaki verilere göre, ters bileşenli bir fay olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonra buranın bir kesiti çizilecek, örnekleme yapılacak, bu sonuç çıktığında bu fayın kayma hızı, deprem üretme aralığı ortaya çıkacak, bundan sonra yorum yapabileceğiz" diye konuştu. 'YERİN BİR NEVİ MR'INI ÇEKMİŞ BULUNDUK' Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Daire Başkanı Gonca Arın ise "Kayseri'nin depremselliği ile alakalı olarak çalışmalarından dolayı Fikret hocam ve ekibine teşekkür ediyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak Sarıoğlan Belediyemize de desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum" dedi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sinan Koçeroğlu da yer radarı hakkında bilgiler vererek, "Türkiye'nin diri fay haritasının belirlenmesinde Deliler segmenti üzerinde çalışmalarımızı yapıyoruz. Yaptığımız bu çalışmalarda yer radarı ve profesyonel dron uygulaması yaptık. Yer radarı uygulamasında yere çok güçlü frekanslarda elektromanyetik dalgaları göndererek, yerin bir nevi MR'ını çekmiş bulunduk. Yer radarı yöntemi jeofizik yöntemi olarak karşımıza çıkar" diye konuştu.

Uzman isim uyardı: Tuzla fayının yakın bir zamanda kırılma ihtimali yüksek Haber

Uzman isim uyardı: Tuzla fayının yakın bir zamanda kırılma ihtimali yüksek

İzmir'deki 5 fay üzerinde yaklaşık 6 yıldır çalıştıklarını ifade eden DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir, Güzelbahçe, Yağcılar, Seferihisar ve Tuzla fayları ile ilgili çalışmaları tamamladıklarını söyledi. İzmir fayındaki son depremin 1688 yılında meydana geldiğini anlatan Sözbilir, "Yaklaşık 340 yıl geçmiş. O fayın deprem tekrarlama aralığı biraz daha geniş, yaklaşık bin yıla yakın. Dolayısıyla İzmir fayının da yakın bir gelecekte kırılma şansı olmadığını düşünüyorum ama İzmir'deki Tuzla fayı 2 bin yılda bir kırılan bir fay ve 2 bin yıldır kırılmadığını görüyoruz. Dolayısıyla Tuzla fayı açısından İzmir'in deprem tehlikesinin değerlendirilmesi gerekiyor" diye konuştu. Tuzla fayının İzmir'in en uzun faylarından biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sözbilir, denizde ve Doğanbey'de başlayıp kuzeyde de Bornova'ya kadar devam eden fayın yaklaşık 50 kilometre uzunluğa sahip olduğunu vurgulayarak, "Fay uzunluğu nedeniyle yaklaşık 7.1'e kadar deprem üretme potansiyeline sahip. 2 bin yıldır kırılmadığı için fayın yakın bir zamanda kırılma ihtimali yüksek" dedi. 'KENTSEL DÖNÜŞÜM İLE İLGİLİ BİR YOL HARİTASI ÇİZİLMELİ' Tuzla fayının kırılma zamanının yaklaşmasına paralel olarak acil olarak alınması gereken önlemlerle ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Türkiye ölçeğinde 1999 depreminden sonra gerek üniversiteler gerek sivil toplum örgütleri gerekse belediyeler olarak çok önemli çalışmalar yapıldı. Ama özellikle Elazığ, İzmir, 6 Şubat veya Van depremleri depreme hazır olmadığımızı gösterdi. Daha hızlı bir şekilde önlem almak gerekiyor. Toplum olarak hem deprem sırasında hem de daha sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili daha bilinçli olmamız gerekiyor. Kentsel dönüşüm ile ilgili bir yol haritası çizilmeli. Her ilin kendine göre bir kentsel dönüşüm çerçevesi çizilmeli. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) 81 il için 2020'nin sonunda tamamlanmıştı. İzmir için 127 tane eylem vardı. Bunlar tamamlanmadığı sürece 'Depreme hazırız' deme şansımız yok. Fay, zemin ve bina üçlüsünün çok iyi şekilde analiz edilmesi gerekiyor. Faylarımızı tanımaya devam etmeliyiz çünkü birlikte yaşıyoruz, onlar canlı varlıklar. Fayların anlaşılması için Türkiye ölçeğinde bir proje başlatıldı. Zeminle ilgili problemler İzmir'de çok yüksek. Özellikle denize yakın yerlerde sıvılaşma tehlikesi var" ifadelerini kullandı. 'YAKIN BİR GELECEKTE MANİSA FAYININ KIRILMA ŞANSI YOK' Prof. Dr. Sözbilir, son günlerde gündeme gelen Manisa'daki deprem riskiyle ilgili olarak ise "Manisa'nın değişik yerlerinden geçen 32 tane fay var. En önemlisi Manisa fayı, bu fay Manisa il merkezinden geçip kuzeyde Spil Dağı ile sınırlanıyor. Çalışmalarda bu fayın yakın bir gelecekte deprem üretme potansiyelinin olmadığını saptadık. Çok yakın bir gelecekte kırılma şansı yok. Çünkü son depremini 1845 yılında yapmış. Fayın deprem tekrarlama aralığı da 900 yıl civarında. O yüzden yakın bir gelecekte bu fayın kırılma şansı yok. Bu fayın üzerindeki çalışmaları kentsel dönüşüm mantığıyla gerçekleştirebiliriz. İl sınırları içerisinde geri kalan 31 tane fayın özellikleri tam olarak bilinmediğinden onlarla ilgili tehlike devam ediyor" diye konuştu.

Olası bir İstanbul depremine karşı dikkat çeken öneri! Haber

Olası bir İstanbul depremine karşı dikkat çeken öneri!

Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan ODTÜ İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Profesör Doktor Barış Binici, depreme hazırlık için "seferberlik" çağrısı yaptı. Binici, "Binalarımızın yaklaşık yüzde 3,5'u ya yıkıldı ya da yıkım kararı alındı. Bunu tüm Türkiye'ye geneline yansıtacak olursak. Türkiye genelinde can kaybına neden olmasını beklediğimiz bina sayısı 500-600 bin. İlk olarak çözülmesi gereken önlem can kaybının engellenmesi. Bunun için de deprem seferberliği gerekiyor." uyarısında bulundu. Hasarın en aza indirilmesi için bilim insanları, kamu, yerel yönetimler ve vatandaşların bir arada çalışması gerektiğini vurgulayan Binici, "Bilimin yapması gereken bu 500-600 bini 20 milyon noktanın içinden çekip bulmak. Bunu bulduktan sonra kamu otoritesinin yapması gereken gerekli finansal ayağı saptamak vatandaş için. Vatandaşın da buna gönüllü olması. Yani bu onun varlığıydı ama bu varlığı iyileştirmek için para harcaması gerekebilir." dedi. BİNALARA "KARBON POLİMER KAPLAMA" YAPILMALI Binici, ODTÜ öğretim üyesi bilim insanlarının geliştirdiği ve bina içindekilerin ayrılmasına gerek kalmadan uygulanan "Karbon Polimer Kaplama" ile binaların güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. "OLASI İSTANBUL DEPREMİNDE FELAKET YAŞANIR" Olası bir İstanbul depreminde sıkışık yapılaşma nedeniyle yaşanabilecek felakete karşı uyarıda bulunan Binici, "İlk aşamada depremde can kurtarmak istiyoruz, yaşanabilir müdahale edilebilir şehirlere ihtiyacımız var. İstanbul örneğinde olduğu gibi bu durum mümkün değil. Mevcut haliyle arama kurtarma yapılamadığını düşünün sadece zaman ve erişim sebeplerinden can kaybettiğini düşünün." açıklamasında bulundu. Binici, İstanbul'da bina yıkım veya güçlendirme çalışmalarından önce, boşaltma çalışması yapılması gerektiğini söyledi. "İSTANBUL'U KUZEYE TAŞIMALIYIZ" Binici, "İki şemalı yaklaşılmalı diye düşünüyorum. Biri dönüşüm, onun için şehri mümkün olduğunca kuzeye taşımak ve alanı boşaltmak ikincisi de burada iş imkanları yaratmadan yapmak mümkün değil. Altyapıyı koymak vergi indirimleri cazibeler yaratmak ve şehri bir miktar boşaltmak. Sonra kötü durumdaki binalar için muhakkak güçlendirme alternatifi gerekiyor." dedi.

Deprem riski yüksek diri faylar ortaya çıkarıldı Haber

Deprem riski yüksek diri faylar ortaya çıkarıldı

Diri fay hattı haritası Kahramanmaraş merkezli yüzyılın felaketi ardından en çok araştırılanlar arasında yerini aldı. 35 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından bina sağlamlık testi tüm ev sahiplerinin gündeminde. Bina sağlamlığı yanı sıra zemin konusunda da bilgi sahibi olmak isteyenler Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü MTA diri fay haritası üzerinden deprem riski olan iller ve ilçeler kontrol ediliyor. Bu faylar 45 ilde 110 ilçeyi kapsıyor. "Evimin altından fay hattı geçiyor mu" sorusu haritadaki işaretler ile belirleniyor. DİRİ FAY HATTI ÜZERİNDE YER ALAN İLLER AKSARAY AYDIN BALIKESİR BOLU BURDUR BURSA BİNGÖL DENİZLİ ESKİŞEHİR ERZİNCAN ERZURUM HAKKARİ HATAY İZMİR KAHRAMANMARAŞ MANİSA MUĞLA KOCAELİ KONYA OSMANİYE SAKARYA TOKAT'IN yanı sıra 110 ilçe de diri fay üzerinde. DİRİ FAY NEDİR? Diri fay ya da aktif fay adıyla bilinen 5.5 ve üzerinde deprem üretebilecek hatların bu ismi almalarının sebebi tarihsel dönemde deprem yaşamış faylar olmalarından kaynaklanır. Yer kabuğundaki çeşitli ölçekteki kayma yüzeyleri, (üzerinde deprem gerçekleşen ve hareket eden iki levha ya da levhacık arasındaki ara yüzey) fay olarak adlandırılır. İSTANBUL FAY HATTI NEREDEN GEÇİYOR? İstanbul, deprem riski en yüksek vilayetlerden biri olarak kabul ediliyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer aldığından dolayı risk açısından 2. ve 3. grupta yer alıyor. Fay hattı ise Tekirdağ-Şarköy açıklarından Marmara Ereğlisi'nin açıklarına kadar uzanıyor. Aynı zamanda Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Kumburgaz Kolu'da yüksek risk taşıyor. Kumburgaz Fayı, Büyükçekmece'nin 15 kilometre açığında geçiyor. İstanbul'da depremde en riskli ilçelerin başında ise zemini alüvyon yüklü olması nedeniyle Küçükçekmece, Florya ve Haliç'in kıyıları büyük risk taşıyor. Ayrıca yapı bakımından oldukça eski bir tarihe sahip olan Beyoğlu ve Fatih semtleri de bu listenin başında geliyor. İstanbul'da depremden kaçmak içinse deprem uzmanlarına göre olabildiğince kuzeye doğru gitmek gerekiyor. Karadeniz'e doğru.

Kahramanmaraş depremindeki korkunç gerçek Haber

Kahramanmaraş depremindeki korkunç gerçek

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Geomatik Mühendisliği Bölümü geçen 6 Şubat günü Kahramanmaraş ve çevresindeki 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler sonrası SAR uydu görüntüleri aracılığıyla yüzeydeki hareketlenmeleri inceledi. Uydular vasıtasıyla metrik olarak hesaplanan verilere göre fay hattının üstte kalan kısmının güneybatı yönünde altta kalan kısmının ise kuzey doğu yönünde toplam 3,8 metre hareket ederek yer değiştirdiği tespit edildi. Uzaktan algılama tekniğiyle yapılan çalışmada yatay ve düşey hareketlerin net bir şekilde ortaya çıkartıldığını anlatan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağlar Bayık, "Uzaktan algılama afet izleme ve tespit etme konusunda oldukça önemli bir teknolojidir. Uzaktan algılama teknolojisi pek çok veri sağlar bunlardan biri de radar uydu görüntüleridir. Uydular günün her saati ve atmosferden bağımsız her koşulda görüntü alabilmektedir. Bu uydular dünya yer kabuğuna 700-800 kilometre mesafeden ölçümler yapmaktadır. SAR sistemlerinin kuzeyden güneye ve güneyden kuzeye yan bir uçuş yaptığı için yükselen ve alçalan uydu görüntülerinden analizler gerçekleştirdik. Depremden önceki ve sonraki görüntülerin faz ölçümlerini yaparak aralarındaki uzaklık değişimini elde ettik. Depremdeki etkileri şöyle söyleyebiliriz, (Kahramanmaraş- Gaziantep arasını işaret ederek) sıcaktan soğuğa geçiş çizgisi belirmekte. Burada fayın kırılma çizgisi olarak belirledik. Yaklaşık olarak 3.8-4 metre civarında bir yer yüzeyi değiştirmesi olduğunu söyleyebiliriz. Sol yanal atımlı bir fay olduğu için kuzey bölümlerinin güneybatıya, fayın altında kalan bölgelerin ise kuzeydoğu yönünde hareket ettiğini görmekteyiz. İkinci depremde, farklı desen ve renkler görünmekte. İkinci depremin bize verdiği yer değiştirme miktarı 3 ila 3.5 metre arasında değişmekte. Fay hattının üstte kalan kısmı güneybatıya doğru, altta kalan kısım ise tam tersi hareket ediyor. Tam rakamları vermek gerekirse fayın altında kalan (Hatay, Kilis, Gaziantep, Adıyaman illerini kapsayan bölge) bölgede 2.7 metre kuzeydoğuya hareket varken, fayın üstünde kalan bölgede 1.1 metre güneybatıya bir hareket var. 3.8, hatalarla birlikte 4 metreyi bulduğunu söyleyebiliriz. Altta kalan kısım daha fazla hareket etmiş. Gaziantep ve Kilis’te olan genel tabaka kuzeydoğuya hareket etmiş ama Malatya, Kahramanmaraş ve Osmaniye güneybatıya doğru hareketini gerçekleştiriyor. Arap levhası, Van-Diyarbakır üzerine bir hareket yapıyor. Kahramanmaraş ile Gaziantep arasında birbirinden uzaklaşma var" dedi. "Depremden en fazla etkilenen alan Hatay bölgesi" Hatay'ın zemin yapısı sebebiyle depremden en çok etkilenen alan olduğuna vurgu yapan Bayık, "Renklerden görüldüğü gibi en fazla etkilenen alan Hatay bölgesi olmuştur. Bu da zemin yapısıyla ilgili bir durum. Fayın kuzeyinde kalan illere genel olarak baktığımızda Osmaniye, Kahramanmaraş ve Adıyaman’ın güneybatıya yaptığı hareket çok bariz belli. Diğer iller de kuzeybatıya hareket ediyor. Bu tür fayların özelliği yatay hareketlerin fazla olması ama düşey hareketler de olabiliyor. Fayın bir bıçak gibi kestiğini düşünürsek üst tarafta kalan kısımlar bir buçuk 2 metre arası yükselme gösterirken, Antep ve Kilis tarafı da yarım metre yükselme göstermiştir. Yani aralarında 1 metreye yakın düşeyde bir fark ortaya çıkmıştır" ifadelerine yer verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.