Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Fransa

Herkes Duysun - Fransa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fransa haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

11 STK, Fransa'nın UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emrini uygulamasını istedi Haber

11 STK, Fransa'nın UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emrini uygulamasını istedi

İnsan hakları konularında çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşu LDH ve Fransa Filistin Dayanışma Derneğinin (AFPS) de aralarında yer aldığı 11 kuruluş, ortak açıklama yaptı. Açıklamada, UCM'nin Netanyahu, Gallant ve Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları'nın komutanı Muhammed Deif hakkında dün çıkardığı tutuklama emrine değinerek, Fransa'nın UCM'nin bu tutuklama emirini uygulaması ve adı geçen kişilerin Fransa topraklarına girmesi halinde tutuklanması talep edildi. Fransa'nın baskılara rağmen UCM'yi desteklemesi istenen açıklamada, "Bu emirlerin çıkartılması, İsrailli makamlara karşı yaptırım uygulanması ihtiyacını daha da pekiştiriyor." ifadesi yer aldı. Eski Fransa Başbakanı Dominique de Villepin ise konuk olduğu LCI Fransız kanalında, UCM'nin çıkardığı tutuklama emirlerini değerlendirdi. De Villepin, muhabirin "Fransa, Uluslararası Ceza Mahkemesinin kararını, Netanyahu Fransa veya Avrupa topraklarına gelirse uygulamalı mı?" sorusunu yanıtladı. Fransa'nın daha önce bu soruya eski Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne aracılığıyla yanıt verdiğini ifade eden De Villepin, "(Fransa), Tabii ki uluslararası ceza mahkemesinin kararını uygulayacak." dedi. UCM, dün açıkladığı kararda, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" İsrail Başbakanı Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını duyurmuştu. Fransa Dışişleri Bakanı Sözcüsü Christophe Lemoine, dün bakanlığın haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, UCM'nin tutuklama emrini ülkesinin uygulayıp uygulamayacağı konusunda net bir yanıt vermekten kaçınarak, "Bu hukuken oldukça karmaşık bir soru." demişti. Fransa Dışişleri Bakanlığından bugün yapılan açıklamada, UCM'nin tutuklama emirlerinin "bir yargılama değil, bir suçlamanın resmileştirilmesi" olduğu savunulmuştu.

Fransa: UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emri Haber

Fransa: UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emri "bir yargılama değil"

Fransa Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, UCM Ön Yargılama Dairesinin, "UCM Başsavcısı Kerim Han'ın 20 Mayıs'taki talebi üzerine" tutuklama emirlerini çıkardığı ifade edildi. Açıklamada, UCM'nin açıkladığı tutuklama emirlerinin "bir yargılama değil, bir suçlamanın resmileştirilmesi" olduğu savunulurken, Fransa'nın, UCM'nin Roma Statüsü kapsamındaki bağımsızlığına olan bağlılığının sürdüğü kaydedildi. Gazze'deki insani krize de atıfta bulunulan açıklamada, "Fransa, savaşın başından bu yana sürekli olarak tüm taraflar için bağlayıcı bir zorunluluk olan uluslararası insancıl hukukun uygulanması ile sivillerin korunmasını talep ediyor ve bu hukuka yönelik ihlalleri kınadığını hatırlatıyor." değerlendirmesine yer verildi. Ayrıca, Fransa'nın 7 Ekim 2023'teki saldırıları kınadığı hatırlatılarak, "Fransa, terör örgütü olarak gördüğü Hamas ile demokratik bir devlet olarak tanıdığı İsrail arasında hiçbir denkliğin mümkün olmadığını hatırlatıyor." denildi. Gazze'deki sivil can kayıplarının kabul edilemez olduğu aktarılan açıklamada, bölgedeki insani felaketin son bulması için ateşkes çağrısı yapıldı. UCM, dün açıkladığı kararda, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" İsrail Başbakanı Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını duyurmuştu.

Batılı ülkeler İran'ın kınanması teklifini IAEA’ya sundu Haber

Batılı ülkeler İran'ın kınanması teklifini IAEA’ya sundu

Almanya, Fransa ve İngiltere, İran'ın nükleer faaliyetlerini kınanmasını öngören karar tasarısını Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na sundu. Fransız basınında diplomatik kaynaklara dayandırılan habere göre tasarı dün akşam saatlerinde kuruma resmen iletilirken, IAEA’nın bugün düzenleyeceği genel kurul toplantısında, İran'ın nükleer programına ilişkin bir karar alınması bekleniyor. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile bugün konuyla ilgili telefonda görüştü. Görüşmede Arakçi, Avrupa'nın Rusya'ya silah gönderdiklerine ilişkin iddiaları ve İran'a yönelik alınan son yaptırım kararlarına tepki gösterdi. Yaptırımları "haksız" ve "kışkırtıcı" olarak değerlendiren Arakçi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun İran'ın nükleer programı aleyhinde karar almasını teklif eden Batılı ülkeleri eleştirerek, “Böyle bir adım Ajans ile İran arasında oluşan olumlu atmosferle çelişecek ve işleri daha da karmaşık hale getirecektir” ifadelerini kullandı. İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik devam eden saldırılarına değinen Arakçi, İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirterek, “Siyonist İsrail rejiminin işgal ve saldırıları engellenmeli ve rejim durdurulmalıdır” şeklinde konuştu. IAEA RAPOR HAZIRLADI Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun basına yansıyan İran’ın nükleer programıyla ilgili hazırladığı son raporda, İran’ın yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirme kapasitesini artırarak 182,3 kilograma ulaştığı kaydedildi. Raporda İran’ın yüzde 60 oranındaki uranyum zenginleştirme faaliyetini sınırlandırmaya istekli olduğuna dair mesajlar verdiği iddia edildi. Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) adıyla bilinen nükleer anlaşmaya çerçevesinde İran’a yalnızca yüzde 3,67 oranında uranyum zenginleştirmesi ve en fazla 300 kilogram uranyum bulundurma hakkı tanınıyor. İran’ın yüzde 20 ve yüzde 60 seviyelerinde uranyum zenginleştirmesi uluslararası toplum tarafından riskli ve tehlikeli bir adım olarak değerlendirilirken, yüzde 20 saflık oranını aşan zenginleştirmenin nükleer bomba yapımında kullanılan yüzde 90 saflıktaki uranyuma ulaşmanın önemli bir aşaması olarak kabul ediliyor. IAEA’nın yayımladığı son raporda ise İran’ın toplam zenginleştirilmiş uranyum stokunun 6 bin 201 kilogram olduğu belirtilmişti. Öte yandan, geçtiğimiz günlerde IAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami ile Tahran’da bir görüşme gerçekleştirmiş, görüşmede İslami, İran’ın nükleer programının tamamen barışçıl olduğunu, kurum tarafından İran aleyhine alınacak herhangi bir karara sert bir şekilde karşılık verileceğini dile getirmişti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Fransa'yı ada devletlerinde çevreyi kirletmekle suçladı Haber

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Fransa'yı ada devletlerinde çevreyi kirletmekle suçladı

Aliyev, Bakü'de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) kapsamında yapılan Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri Zirvesi'nde konuştu. İklim değişikliğinin her ülkeyle birlikte Azerbaycan'ı da etkilediğini anlatan Aliyev, "Hazar Denizi'nin her geçen yıl daha da küçüldüğünü görüyoruz. Nehirlerimizdeki su seviyesi ve dağlarımızdaki kar miktarı azalıyor. Seller ve daha önce görmediğimiz sağanak yağışlar artık günümüzün gerçekliği haline geldi." ifadelerini kullandı. Aliyev, yaşananların varoluşsal bir tehdit haline geldiğini vurgulayarak, küçük ada devletlerine bu nedenle yoğun destek verdiklerini söyledi. Hollanda ve Fransa'nın özellikle Karayipler ve Pasifik'te bulunan "sözde" denizaşırı topraklarının iklim değişikliğinden en çok zarar gören bölgeler arasında yer aldığına işaret eden Aliyev, "Yükselen deniz seviyesi, aşırı hava olayları ve biyolojik çeşitlilik kaybı bu bölgeler için ciddi tehditler yaratıyor. Bu toplulukların sesleri genellikle metropollerindeki rejimler tarafından acımasızca bastırılıyor." görüşünü paylaştı. Fransa'nın yaptığı nükleer denemeler nedeniyle Fransız Polinezyası'nda çevreye önemli zararlar verildiğinin altını çizen Aliyev, "Fransa orada ciddi toprak ve su kirliliğinden, yaşanan radyasyondan sorumludur." dedi. Aliyev, Fransa'nın işgal döneminde Cezayir'de de nükleer denemeler yaptığını ve dünyanın iklimine önemli zarar verdiğini belirterek, "Fransa'nın sözde denizaşırı topraklarında işlediği suçların listesi, rejimin son dönemde gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerinden bahsetmeden tamamlanmış sayılmaz." diye konuştu. Fransa'daki "Macron rejiminin" Yeni Kaledonya'da bu yıl 13 kişiyi öldürdüğünü aktaran Aliyev, Avrupa Komisyonu veya Avrupa Parlamentosu'ndan Fransa'ya yönelik bir kınama gelmediğine işaret etti. Aliyev, Avrupa Komisyonu veya Avrupa Parlamentosu'nun izlediği politikayı eleştirerek, "Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Avrupa'yı bir bahçe, dünyanın geri kalanını ormana benzetirse başka ne bekleyebiliriz? Eğer biz ormansak bizden uzak durun ve işlerimize karışmayın." dedi.

Fas'ta 50 kişilik Fransız heyet, yatırım fırsatlarını değerlendirmek için Batı Sahra'yı ziyaret etti Haber

Fas'ta 50 kişilik Fransız heyet, yatırım fırsatlarını değerlendirmek için Batı Sahra'yı ziyaret etti

Fas'taki Fransız Ticaret ve Sanayi Odasından yapılan açıklamada, Fas'ın güneyindeki tartışmalı Batı Sahra bölgesinde bulunan el-Uyun es-Sakiyet el-Hamra ve Dahile bölgelerine 11-13 Kasım tarihlerinde tur düzenlendiği belirtildi. Turun "Fas-Fransa Ekonomi Günleri" olarak isimlendirilen ziyaretler kapsamında yapıldığı aktarıldı. Ziyaret kalkınma planlarına ilişkin sunumlar, çalışma toplantıları ve stratejik alanların incelenmesini kapsıyor ve böylece katılımcılar, başta yenilenebilir enerji, balıkçılık, su ve altyapı sektörlerindeki muhtemel yatırım fırsatları hakkında bilgi edinebiliyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesindeki yatırımcıları Batı Sahra bölgesine yatırım yapmaya teşvik ettiğini söylemişti. Macron'un Ekim ayı sonunda Fas'a yaptığı ziyarette, biri Batı Sahra bölgesinin geliştirilmesi için olmak üzere çeşitli alanlarda 21 anlaşma imzalanmıştı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 25 Temmuz'da tahta çıkışının 25. yılı münasebetiyle Kral 6. Muhammed'e yazdığı mektupta, Fransa'nın, Fas egemenliği altındaki özerklik planını, Batı Sahra sorununun çözümü için uygun çerçeve olarak gördüğünü belirtmişti. Cezayir, Fransa'nın Fas'ın Batı Sahra konusundaki özerklik planına destek vermesi kararından "büyük üzüntü duyduğunu ve güçlü şekilde kınadığını" açıklarken, 30 Temmuz'da Paris Büyükelçisini çekme kararı almıştı. BATI SAHRA VE TARİHTEN GELEN SORUNLAR Fas'ın 1975'te eski İspanyol sömürgesi Batı Sahra'yı topraklarına katmasının ardından Cezayir'in destek verdiği bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi ile Rabat yönetimi arasında başlayan gerginlik devam ediyor. Fas, bölgenin kendi egemenliğinde kalması gerektiğini savunurken, Polisario Cephesi Batı Sahra'nın bağımsız devlet olduğunu ileri sürüyor. Polisario Cephesi, 1991'de Birleşmiş Milletler arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına kadar Fas güvenlik güçlerine karşı silahlı mücadele yürütüyordu. Ateşkes anlaşmasından bu yana Batı Sahra'nın statüsüyle ilgili görüşmeler başarıya ulaşamadı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.