Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Göç

Herkes Duysun - Göç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Göç haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İsrail, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya halkını göçe zorluyor Haber

İsrail, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya halkını göçe zorluyor

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Filistinliler, İsrail ordusunun iki aydır bölgeye düzenlediği bombardımana ve açlığa dayandı. İsrail ordusunun bölgeden ayrılma tehditlerine uymayan Filistinlilerden binlercesi, daha sonra yaşadıkları zulüm nedeniyle bölgeden ayrılmaya başladı. Beldeden çıkmak isteyen Filistinliler, İsrail ordusunun kurduğu kontrol noktasından geçerken 18 yaş üstü genç erkekler alıkonularak soruşturmaya götürülürken, kadınlar ve çocuklar ise 10 kilometrelik bir mesafe katederek Gazze kentine geçiyor. İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyinde 60 günü aşkın süredir gerçekleştirdiği katliamlar sonucu 3 bin 700'den fazla kişi öldü ya da kayboldu, 10 bin kişi yaralandı ve 1750 kişi de alıkonuldu. Görgü tanıklarına göre, İsrail ordusu, çarşamba günü "Quadcopter" dronlara yerleştirilen hoparlörler aracılığıyla Filistinlileri yerinden edilmiş kişilerin barındığı Ebu Temmam Okullarını derhal boşaltmaları konusunda tehdit etti. Okullarda bulunan binlerce kişi, İsrail saldırı tehdidi altında okulları boşaltmaya başladı. Bu da Filistinliler arasında paniğe ve korkuya yol açtı. ZORLA GÖÇ YOLUNDA ÇEKİLEN SIKINTILAR AA muhabirine konuşan 4 çocuğuyla Gazze kentine göç eden Amine Hüseyin, "İsrail ordusunun soruşturması altında erkeklerimizi arkamızda bırakarak zorla beldeden çıktık. İsrail tankları etrafımızı sardıktan, barınma merkezlerine ve çevredeki evlere yönelik bombardımanlarını artırdıktan sonra göç etmek zorunda kaldık." dedi. Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kalanların çoğunun, son günlerde yerinden edilenler için son çare olan Beyt Lahiya beldesindeki Ebu Temmam Okullarına toplandığını aktaran Hüseyin, "İsrail ordusu, insanların bu okullarda toplanmasından yararlanarak gece onlara doğru ilerledi ve çarşamba günü sabahı şafak vakti onları göçe zorladı." ifadelerini kullandı. ALIKOYMALAR VE KORKUTMALAR Ailesiyle birlikte Beyt Lahiya'dan Gazze kentine gelen İman Mısri, sığınma merkezi yakınındaki evlerinden istemeyerek, kerhen ayrıldıklarını söyledi. Mısri, İsrail ordusunun babası ve üç kardeşini alıkoyduğunu; sorguladığını, şu ana kadar onlara ilişkin herhangi bir bilgi alamadıklarını ifade etti. Annesi ve kız kardeşleriyle babası ve erkek kardeşlerinin akıbeti konusunda çok endişeli olduklarını anlatan Mısri, zorla yerinden edilmiş yüzlerce insanla birlikte bir süredir alıkonulduklarını ve henüz bir haber alamadıklarını kaydetti. Mısri, "İsrail askerleri, zorunlu tutulduğumuz göç yolunda kadın ve çocukları iki saat kadar alıkoydu. Askerler, korkutmak için bize hakaret etti, havaya ateş açtı." dedi. İsrail askerlerinin daha sonra ayrılmalarına izin verdiklerini belirten Mısri, şartların çok zor; yolun kötü olduğunu, herkesin üzüntü ve korkudan ağladığını dile getirdi. AÇLIK, SUSUZLUK VE ZORUNLU GÖÇ Neğam Besyuni ise 8 kişilik ailesinin 60 gün boyunca zorla yerlerinden edilmeyi reddettiğini; bir barınma merkezinden diğerine geçtiklerini, açlık ve susuzluk yaşadıklarını anlattı. Fakat İsrail askerleri babasını ve erkek çocuklarını alıkoyduktan, bilinmeyen bir yere götürdükten sonra göç etmek zorunda kaldıklarını söyleyen Besyuni, "Kuşatma günleri çetindi, su ve yiyecek sıkıntısı çekiyorduk, açlıktan öleceğimizden korkuyorduk." diye konuştu. Besyuni, tüm bunlara rağmen direnmeye karar verdiklerini, fakat son iki günde yaşananların dayanılmaz olduğunu, saldırıların her zamankinden daha da tehlikeli bir hal aldığını aktardı. "Bombalama, ateş açma ve araç kuşatması altında ayrılmak zorunda kaldık" diyen Besyuni, "İnsanlık iddiasında bulunan İsrail ordusu, uluslararası kanunları hiçe sayarak yollarına çıkan insanları, zorla yerinden ettiği Filistinlileri, aşağılıyor, kadınlara hakaret ediyor, erkeklere saldırıyor." şeklinde konuştu. Besyuni, dünyaya "İsrail ordusunun eylemleri karşısında harekete geçme, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Filistinlilere karşı uyguladığı öldürme ve suç eylemlerini durdurma" çağrısında bulundu. İSRAİL'İN GAZZE'NİN KUZEYİNDEKİ FİLİSTİNLİLERİ GÖÇE ZORLAMA PLANI İsrail ordusu, 6 Ekim'de başta Cibaliya Mülteci Kampı olmak üzere Gazze'nin kuzeyine yeniden kara saldırısı başlattı. Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve "generallerin planı" olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, saldırıların başlamasından bir gün sonra sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya'daki Filistinlilere uyarıda bulunarak, boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı. Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin "generallerin planına" benzerliği dikkati çekmişti. Söz konusu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılması, gıda, yakıt ve temiz su girmesine izin verilmemesini öngörüyor. Bu durumda silahlı direnişçilerin "ölüm ya da teslim olma" arasında tercihe zorlanması, bölgeyi terk etmeyen veya terk edemeyen Filistinlilere de "düşman unsur olarak muamele edilmesini" içeriyor.

İşgalci İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da Filistinlileri zorla göç ettiriyor Haber

İşgalci İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da Filistinlileri zorla göç ettiriyor

Yerel kaynaklar, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya bölgesine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığını belirtti. İsrail ordusunun gece Beyt Lahiya'da bir dizi hava saldırısı düzenlendiğini ve bölgede yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı okulun çevresini de topçu atışlarıyla hedef aldığı aktarıldı. Bu saldırıların ardından her türlü zorluğa rağmen topraklarından ayrılmak istemeyen Filistinlilerin İsrail askerlerince göçe zorlandığı kaydedildi. Al Jazeera muhabiri Enes El-Şerif'in aktardığına göre, İsrail askerleri insansız hava araçlarıyla yaptıkları anonslarla Beyt Lahiya'daki Filistinlilerden sığındıkları merkezleri terk etmelerini istedi. Şerif, İsrail askerlerinin silah zoruyla Beyt Lahiya'da binlerce kişiyi göçe zorladığını kaydetti. Sosyal medyada yer alan görüntülerde de çoğunluğu kadın ve çocuk yüzlerce Filistinlinin yıkıntılar arasında Beyt Lahiya'dan göç ettiği görülüyor. İsrail askerlerince göçe zorlanan Filistinlilerin yanlarına alabildikleri birkaç parça eşyayla bölgeden ayrıldığı, Beyt Lahiya'dan ise saldırılar nedeniyle siyah dumanların yükseldiği kameraya yansıyor. İsrail ordusunun saldırılar nedeniyle Beyt Lahiya'da oluşan ağır yıkım ise dikkati çekiyor. İSRAİL'İN GAZZE'NİN KUZEYİNDEKİ FİLİSTİNLİLERİ GÖÇE ZORLAMA PLANI İsrail ordusu, 6 Ekim'de başta Cibaliya Mülteci Kampı olmak üzere Gazze'nin kuzeyine yeniden kara saldırısı başlattı. Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve "generallerin planı" olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, saldırıların başlamasından bir gün sonra sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya'daki Filistinlilere uyarıda bulunarak, boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı. Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin "generallerin planına" benzerliği dikkati çekmişti. "Generaller Planı" adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılması, gıda, yakıt ve temiz su girmesine izin verilmemesini öngörüyor. Bu durumda silahlı direnişçilerin "ölüm ya da teslim olma" arasında tercihe zorlanması, bölgeyi terk etmeyen veya terk edemeyen Filistinlilere de "düşman unsur olarak muamele edilmesini" içeriyor.

Gazze’de deniz kenarına göç ettirilen Filistinlilerin çadırları denize sürüklendi Haber

Gazze’de deniz kenarına göç ettirilen Filistinlilerin çadırları denize sürüklendi

İsrail’in yoğun saldırılar düzenlediği Gazze Şeridi’nde kış aylarının gelmesiyle sivillerin mücadelesi daha da zorlaşıyor. Bombardımandan kaçarak hayatta kalma mücadelesi veren ve deniz kenarına göç etmek zorunda kalan Filistinliler, şiddetli rüzgar ve yüksek dalgalar nedeniyle zor anlar yaşıyor. Gazze Şeridi’nin merkezindeki Deir el-Belah kentinden güneydeki Han Yunus kentine kadar uzanan kıyı kesimde yerinden edilmiş Filistinlilerin kurduğu çadırlar, bölgeyi vuran dev dalgalarla sürüklendi. “DALGALAR YÜZÜNDEN BOĞULMA TEHLİKESİ GEÇİRDİK” Çadırı sürüklenen Filistinli Nevin Saleh, güneydeki Refah kentinden zorla göç ettirildiğini belirterek, “Sığınacak başka bir yer bulamadığımız için burada sahile yerleştik. Dün gece aniden bastıran yağmur ve dalgalar yüzünden boğulma tehlikesi geçirdik. Kızlarım ve ben zor şartlar altında yaşıyoruz. Yiyeceğimiz ya da unumuz yok. Uluslararası kurumlara bize yardım etmeleri için çağrıda bulunuyoruz. Çok acı çekiyoruz ve bu sert soğukta giysimiz yok” dedi. “ULUSLARARASI TOPLUMU VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİ FİLİSTİNLİLERE YARDIM ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ” Filistin Sivil Savunması tarafından dün yapılan açıklamada, “Uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletleri çok geç olmadan Gazze Şeridi'ndeki kamplarda yerinden edilmiş Filistinlilerin hayatlarını kurtarmak için çalışmaya ve onlara yardım etmeye çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

BM: Birçok krizin yaşandığı süreçte güvenli ve düzenli göç yollarına ihtiyaç var Haber

BM: Birçok krizin yaşandığı süreçte güvenli ve düzenli göç yollarına ihtiyaç var

IOM'dan yapılan yazılı açıklamada, bu yıl Uluslararası Göç Diyaloğu'nun ikinci oturumunun, düzenli göç yollarına yönelik dengeli bir yaklaşımı ele almak üzere toplanacağı duyuruldu. Açıklamada, oturumun, "Düzenli Göç Yollarında Dengeyi Bulma Çözümleri: Sürdürülebilir Kalkınma ve Yeşil Geçişleri Teşvik Etmek" temasıyla ve bu yılın başlarında New York'ta düzenlenen ilk oturumda atılan temelin üzerine inşa edileceği belirtildi. İlk oturumda düzenli yolları geliştirmek için kritik öneme sahip 4 temel maddenin belirlendiği ifade edilen açıklamada, bunların arasında "güçlü çok taraflı ortaklıklar kurmak", "toplulukları ve yerel yetkilileri dahil etmek", göçmen ve diaspora seslerini yükseltmek" ve" göçmenlere bilgi ve kaynaklar sağlamak için inovasyon ve teknolojiden yararlanmanın" bulunduğu kaydedildi. "DÜZENLİ GÖÇ YOLLARINA DUYULAN İHTİYAÇ HİÇ BU KADAR ACİL OLMAMIŞTI" Açıklamada, "Eşi benzeri görülmemiş düzeyde zorunlu göç, iklim kaynaklı yerinden edilme ve derinleşen ekonomik eşitsizliklerle karşı karşıya olan bir dünyada güvenli, düzenli göç yollarına duyulan ihtiyaç hiç bu kadar acil olmamıştı." ifadesi kullanıldı. Göç döngüsünün tamamında hareket öncesinden yeniden entegrasyona kadar güvenli ve düzenli göçü kolaylaştırmak için yasal ve politika çerçeveleri sağlayan düzenli göç yollarının öneminin vurgulandığı açıklamada, bu yolların, küresel zorlukların ele alınmasını ve göçün olumlu etkilerinin en iyi şekilde kullanılmasını sağlamak için kritik öneme sahip olduğuna işaret edildi. Açıklamada, "Göçmenlerin ve sağlam göç sistemlerinin korunmasında insan ticareti ve göçmen kaçakçılığına karşı dengeli bir yaklaşımın sağlanması, göçün getirdiği faydaların korunması için kritik öneme sahip." ifadesi kullanıldı. İklim değişikliğinin insan hareketliliğini yeniden şekillendirdiği kaydedilen açıklamada, bunun etkileri nedeniyle yerinden edilenler için güvenli yollara duyulan ihtiyacın giderek daha da acil hale geldiği vurgulandı. "MİLYONLARCA İNSAN, SINIRLI VE GENELLİKLE RİSKLİ GÖÇ SEÇENEKLERİYLE KARŞI KARŞIYA" Açıklamada görüşlerine yer verilen IOM Genel Direktörü Amy Pope, "Çatışmalar, iklim etkileri ve iş gücü eksikliği, milyonlarca insanı sınırlı ve genellikle riskli göç seçenekleriyle baş başa bırakarak küresel hareketlilik modellerini yeniden şekillendiriyor." ifadesini kullandı. Dünyanın dengeli, koordineli ve yenilikçi çözümlere ihtiyaç duyduğu süreçten geçildiğine işaret eden Pope, "Bu diyalog, iyi yönetilen göçün nasıl iyi bir güç olarak hizmet edebileceğini, dayanıklılığı, refahı ve uyumu teşvik edebileceğini vurguluyor." değerlendirmesinde bulundu.

BM: İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Lübnan'dan yaklaşık 560 bin kişi Suriye'ye geçti Haber

BM: İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Lübnan'dan yaklaşık 560 bin kişi Suriye'ye geçti

Llosa ve BMMYK Lübnan Temsilcisi Ivo Freijsen, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısına çevrim içi katılarak değerlendirmelerde bulundu. İsrail saldırılarının yoğunlaştığı 24 eylülden bu yana Lübnan'dan yaklaşık 560 bin kişinin Suriye'ye geçtiğini kaydeden Llosa, bunlardan yüzde 65'inin Suriyeli, yüzde 35'inin ise Lübnanlı olduğunu söyledi. Llosa, 2017 ile 2024 yılları arasındaki dönemde 400 bin Suriyelinin Lübnan'dan ülkesine geri döndüğünü hatırlatarak, İsrail'in saldırıları nedeniyle benzer sayıya 8 haftada ulaşıldığını aktardı. İsrail hava saldırılarının sınır kapılarına ve yollara verdiği hasarlara rağmen insanların Lübnan'daki yoğun bombardımanlardan çoğunlukla yürüyerek kaçmayı sürdürdüğünü ifade eden Llosa, bunların yaklaşık yüzde 80'inin kadın ve çocuk olduğunun altını çizdi. Llosa, Suriye'ye geçenlerin birçoğunun yiyecek, barınak, sağlık hizmeti, hukuki yardım ve giyim gibi acil ihtiyaçlardan mahrum olduğuna dikkati çekti. Suriye'nin genelindeki durumun acil müdahaleden daha fazlasına ihtiyaç duyduğuna vurgu yapan Llosa, "Acil insani ihtiyaçları ele alırken, geçim kaynaklarını yeniden tesis etmek, insanları kendilerine yetebilir hale getirmek ve geri dönen mültecilerin dönüşünü sürdürülebilir ve onurlu hale getirmek için dayanıklılık oluşturmaya öncelik veren farklı bir yaklaşıma ihtiyacımız var." diye konuştu. "LÜBNAN'DAKİ ÇATIŞMALARDAN 1,3 MİLYON KİŞİ DOĞRUDAN ETKİLENDİ" BMMYK Lübnan Temsilcisi Freijsen de son birkaç haftada yaşananların Lübnan ve halkı için son dönemin "en ölümcül ve yıkıcı" süreci olduğunu söyledi. Freijsen, devam eden çatışmaların "sayısız hayatların mahvolmasına" yol açtığını kaydederek, "Lübnan'daki çatışmaların tırmanmasından bu yana geçen iki aylık süreçte, 3 bin 500'den fazla kişi öldürüldü, 15 bin kişi yaralandı ve tahminen 1,3 milyon kişi doğrudan etkilendi ve evlerinden ayrılmak zorunda kaldı." diye konuştu. Sıcaklıkların düşmesiyle yerinden edilenlerin karşılaşacağı zorlukların artmasından endişe ettiklerini vurgulayan Freijsen, şu anda onlar için en acil ihtiyaçlar arasında yeterli barınak ve kış yardımlarının olduğunu söyledi. Freijsen, BMMYK'nın Lübnan'da ihtiyaç sahibi kişilere yardımlarını sürdürdüğünü belirterek, Ekim 2023'ten bu yana 450 bin kişiye temel yardım, barınak ve diğer hayati hizmetleri ulaştırdıklarının altını çizdi.

İsrail, Gazze'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'ni bir kez daha vurdu Haber

İsrail, Gazze'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'ni bir kez daha vurdu

Meşru Beyt Lahiya bölgesindeki hastanenin üçüncü katı İsrail güçlerince yeniden vuruldu. Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiyye, saldırıdan hemen önce yaptığı basın açıklamasında, İsrail ordusunun hedefindeki hastanede hasta, yaralı ve sağlık görevlilerinin yaşadığı sıkıntılara dikkati çekti. Ebu Safiyye, "Sağlık malzemelerinin eksikliği ve İsrail'in hastane personelinden 45 kişiyi alıkoyması nedeniyle her gün çok sayıda hastayı kaybediyoruz." dedi. Gazze'deki sağlık sisteminin çok ağır şartlar altında hizmet vermeye çalıştığını söyleyen Ebu Safiyye, sağlık malzemelerinde yaşanan eksikliğin yanı sıra İsrail'in cerrah ekibinin hastaneye girişine de izin vermediğini vurguladı. DOKTORLARIN YOĞUN BAKIMDA BİR YARALIYI KURTARMAYA ÇALIŞTIĞI SIRADA HASTANE BOMBALANDI Ebu Safiyye, İsrail'in dün de doktorların yoğun bakım odasında yaralı bir kişiyi kurtarmaya çalıştığı sırada hastaneyi bombaladığını dile getirdi. "Hastanede çalışan bir doktor, İsrail ordusunun hastane yakınındaki evini bombalaması sonucu ailesinden çoğu kadın ve çocuk 17 kişiyi kaybetti." diyen Ebu Safiyye, bir başka doktorun da kendisi acil serviste çalışırken ailesinden 19 kişinin İsrail saldırısında öldüğünü aktardı. Ebu Safiyye ayrıca Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşanan yiyecek ve su kıtlığı nedeniyle hastaneye, çok sayıda yetersiz beslenme vakasının gelmeye başladığını ve hastaların çocuğunun kadın ve çocuk olduğunu kaydetti. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde sürdürdüğü yoğun saldırılar kapsamında hastanenin aynı katını daha önce de defalarca hedef almıştı. İSRAİL'İN GAZZE'NİN KUZEYİNDEKİ FİLİSTİNLİLERİ GÖÇE ZORLAMA PLANI Cibaliya Mülteci Kampı başta olmak üzere Gazze'nin kuzeyine 5 Ekim'de yoğun hava saldırıları düzenleyen İsrail ordusu, 6 Ekim'de söz konusu bölgelere kara saldırısı başlattı. Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve "generallerin planı" olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim'de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya'daki Filistinlilere uyarıda bulunarak boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı. Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin "generallerin planına" benzerliği dikkati çekmişti. "Generaller Planı" adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılarak gıda, yakıt ve temiz su girişine izin verilmemesini öngörüyor.

UNICEF Sözcüsü Elder: "Lübnan'da son 2 ayda her gün ortalama 3'ten fazla çocuk öldürüldü" Haber

UNICEF Sözcüsü Elder: "Lübnan'da son 2 ayda her gün ortalama 3'ten fazla çocuk öldürüldü"

Elder, BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. Lübnan'da 2 aydan kısa bir sürede 200'den fazla çocuğun öldürüldüğünü hatırlatan Elder, bu ölümlerin durdurulması için adım atılmadığını ve bu konuda "sessiz bir dehşet normalleşmesinin" yaşandığını belirtti. Elder, "Lübnan'da son iki ayda her gün ortalama 3'ten fazla çocuk öldürüldü. Çok daha fazlası yaralandı ve travma geçirdi. İnsanlığın bir daha asla Gazze'deki çocukların devam eden katliamına tanık olmamasını ümit etmeliyiz ancak Lübnan'daki çocuklar için ürpertici benzerlikler var. Lübnan'da evsiz bırakılan yüz binlerce çocuk var." dedi. Lübnan'da artan saldırılar nedeniyle bu ayın başında açılan bazı okulların yeniden kapandığına işaret eden Elder, bu saldırıların tıpkı Gazze'deki gibi Lübnan'daki çocuklar üzerinden de ağır psikolojik etkilerinin olduğunu vurguladı. Elder, "Lübnan'da yaşanan, Gazze'de olduğu gibi, tahammül edilemez durum, sessizce kabul edilebilir olana dönüşüyor. Bir kez daha çocukların çığlıkları duyulmuyor, dünyanın sessizliği sağır edici hale geliyor. Bu, korkunç ve kabul edilemez yeni bir normal." diye konuştu. İSRAİL'İN LÜBNAN'DA ŞİDDETLENEN SALDIRILARINDA 3 BİN 516 KİŞİ ÖLDÜ Hizbullah'la 8 Ekim 2023'ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül’de Lübnan'ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 8 Ekim 2023'ten bu yana 902’si kadın ve çocuk, 212’si sağlık çalışanı olmak üzere 3 bin 516 kişi öldü, 14 bin 929 kişi yaralandı. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail ordusunun 27 Eylül'de Beyrut'a düzenlediği hava saldırılarında öldürüldü. Hizbullah ise İsrail’e roket ve füzelerle karşılık veriyor. İsrail tarafında çoğunlukla ordu üslerini hedef alan bu saldırılarda büyük bir hasar bildirilmedi. Ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut ve kuzeye göç dalgası devam ediyor. Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, İsrail'in saldırıları sebebiyle Lübnan'da 1 milyon 400 binden fazla kişi yerinden edildi. Lübnan hükümeti ise yerinden edilen kişilerden 610 binden fazlasının Suriye’ye göç ettiğini açıkladı.

BM, 7 ayda 400 bin yeni Ukraynalı mültecinin Avrupa'ya geçtiğini bildirdi Haber

BM, 7 ayda 400 bin yeni Ukraynalı mültecinin Avrupa'ya geçtiğini bildirdi

Clements, BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın Şubat 2022'de başladığını hatırlatan Clements, yoğun saldırılar ve zorlu kış mevsiminin başlamasıyla sivillerin ihtiyaçlarının da arttığını vurguladı. Clements, "Rusya'nın, Ukrayna'daki enerji altyapısını tahrip etmesi, son aylarda enerji üretim kapasitesinin genel olarak yüzde 65'inin kaybolmasına yol açtı. Saldırılar devam ediyor, elektrik, ısıtma ve su kaynaklarını aksatıyor." dedi. Ağustostan bu yana ülkenin doğusundaki yaklaşık 170 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyleyen Clements, bunların çoğunun çatışmaların yaşandığı bölgelerden tahliye edildiğini kaydetti. Ukrayna içinde yaklaşık 4 milyon kişinin yerinden edildiğini ve ülke dışına sığınan 6,7 milyon kişinin bulunduğunu belirten Clements, "Savaştan ve bombalardan korunmak için 2024'ün başından ağustosa kadar Avrupa'ya 400 bin Ukraynalı yeni mülteci geçti." ifadelerini kullandı. Clements, Ukrayna'da çok sayıda çocuğun eğitimlerine çevrim içi devam ettiğini, sosyal etkileşim ve sınıf deneyimlerinden de mahrum kaldığını kaydetti. Harkov gibi bölgelerde çocukların hava saldırılarından kaçmak için yer altı sığınaklarında eğitim gördüğünü de bildiren Clements, bu alanların doğal ışık ve oyun alanları olmadığına işaret etti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Herkes Duysun En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.