Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hablemitoğlu

Herkes Duysun - Hablemitoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hablemitoğlu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Necip Hablemitoğlu davasının tanığı konuştu Haber

Necip Hablemitoğlu davasının tanığı konuştu

Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun Ankara'da 18 Aralık 2002'de evinin önünde silahlı saldırıda öldürülmesine ilişkin davada, 10 sanığın Ankara 28'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen ile örgüt yöneticileri Mustafa Özcan ve Serhat Ilıcak'ın firari sanık olduğu duruşmada, tutuksuz sanıklar Levent Göktaş, Aydın Köstem, Mehmet Narin, Fikret Emek ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu hazır bulundu. Adli kontrol şartlarına uymadığı gerekçesiyle ocak ayında yakalanıp tutuklanan Nuri Gökhan Bozkır ile başka davadan hükümlü eski istihbaratçı Enver Altaylı ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Hablemitoğlu ailesinin katılmadığı duruşmada, tanıklar dinlendi. Necip Hablemitoğlu'nun eski avukatı ve arkadaşı Mustafa Hüseyin Buzoğlu, Hablemitoğlu ile 1999 senesinde tanışıp vefat edene kadar birlikte çalıştıklarını, Hablemitoğlu'nun yazılarında ve kitaplarında FETÖ ile ilgili söylemleri nedeniyle birçok tazminat davası açıldığını söyledi. Olay günü Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu'nun kendisini aradığını söyleyen Buzoğlu, "Şengül Hanım telefonda Necip Bey'in vurulduğunu söyledi. Ben olay yerine gittiğimde Necip Bey'in öldüğünü öğrendim. Hablemitoğlu, öldürülmeden önce kendisine MİT müsteşarlığı teklifi geldiğini söylemişti ama bu konuyu çok ciddiye alıp önemsediğini sanmıyorum. Çünkü çok konuşmadı, üstünde durmadı. Merhum, FETÖ ile ilgili vatandaşı bilgilendirmek ve tehlikenin anlaşılması için herkesi bilgilendirmeye çalışırdı. 93'teki Uğur Mumcu'nun öldürülmesinden sonra ailesi ve 2 kızı için endişeliydi. Çok tehdit de aldığı için dikkat ederdi. Hablemitoğlu öldürülmeseydi Ergenekon'dan tutuklanacaktı" dedi. Ardından Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, tanık Buzoğlu'na, 'Cinayetin işlendiği 2002 senesinde savcılıkta veya kollukta aklınızda kalan bir detay var mı?' diye sordu. Buzoğlu da soru üzerine, "Bildiğim kadarıyla o dönemki Cumhuriyet savcısı, olay günü nöbetçi değildi. Buna rağmen dosya kendisine verildi. Savcı hatta o dönem bir gazeteciye, 'Bu dosya zaman aşımına uğrayacak' demiş" diye yanıt verdi. HABLEMİTOĞLU, OĞUZHAN UĞUR'UN BABASINI ZİYARET ETMİŞ Duruşmada daha sonra sosyal medya fenomeni Oğuzhan Uğur'un emekli asker babası Hasan Atilla Uğur tanık olarak dinlendi. Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Uğur, Hablemitoğlu cinayetinden önce kendisine herhangi bir bilgi veya istihbarat gelmediğini belirterek, "2002 senesinde Ankara'da Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı olarak görev yaptım. Yine aynı sene yayınlarını, kitaplarını bildiğim ve sevdiğim Hablemitoğlu, beni makamımda ziyaret etti. 'Köstebek' isimli kitabından, FETÖ yapılanmasından ve bu yapının ülke için büyük bir tehdit oluşturduğundan bahsederek, FETÖ'nün yayın organlarının üstüne geldiğini söyledi. MİT müsteşarlığı ile ilgili bir konuşmamız geçmedi. 'Tekrar görüşmek üzere' diyerek görüşmemiz son buldu. Söz konusu ziyareti de raporlaştırarak üst makamlara bildirdim. Sonra da kendisi Cumhuriyet şehidi oldu" diye konuştu. 'HABLEMİTOĞLU, 'MİT MÜSTEŞARI OLUYORUM' DEDİ' Tanık olarak dinlenen gazeteci Yasemin Güneri ise 2002'de Fetullah Gülen'le ilgili soruşturma yürütüldüğünü ve söz konusu dosyadaki ek iddianamede Necip Hablemitoğlu’nun makalesinin de yer aldığını söyleyerek, "Ben de bu yüzden Hablemitoğlu ile röportaj yapmak istedim. Bu şekilde tanıştık. Yine olaydan bir gün önce öğle saatlerinde görüşecektik. Ancak saat 15.00'te yanımıza geldi. Röportaj sırasında bir anda bana, 'Ben MİT müsteşarı oluyorum' dedi. Ben böyle bir şeyi mümkün görmediğimden bu teklifin kimden geldiğini kendisine sormadım" dedi. Tanık beyanlarının ardından yarın devam edilmek üzere duruşmaya ara verildi.

Levent Göktaş: Yasa dışı bir emir vermedim Haber

Levent Göktaş: Yasa dışı bir emir vermedim

Akademisyen Necip Hablemitoğlu'nun, Ankara'da 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde düzenlenen silahlı saldırı sonucu öldürülmesiyle ilgili davada 6'sı tutuklu, 1'i tutuksuz, 3'ü firari 10 sanığın, Ankara 28'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli Albay Levent Göktaş, emekli Binbaşı Fikret Emek, emekli Yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Gökhan Nuri Bozkır ile eski istihbaratçı Enver Altaylı, Aydın Köstem ve tutuksuz sanık Mehmet Narin katıldı. Hablemitoğlu'nun ailesi de salonda hazır bulundu. GÖKTAŞ: İDDİANAMEDE TAHMİNİ CÜMLELER VAR Savunmasını yapan Levent Göktaş, uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetleri'nde şerefli bir subay olarak görev yaptığını, o dönem 180 takdirname ile 23 şerit rozet brövenin kendisine takdim edildiğini belirterek, "Hakkımdaki iddialar somut delillere dayanmamaktadır. İddianamede, 'düşünülmektedir', 'sanılmaktadır', 'buluşmaya gittiği zannedilmektedir' gibi tahmin ifade eden cümleler kullanılmıştır. Birçok veri MİT tarafından verildiği için üzerinde 'delil olarak kullanılamaz' ibaresi olan ve MİT Kanunu gereği aslında adli merciler tarafından istenmesi bile mümkün olmayan, hatalı, uydurma ve nereden, nasıl elde edildiği asla belli olmayan verilerle suçlanmaya çalışılıyorum. Kendilerini hiç tanımadığım, aramızda bir kez dahi telefon irtibatı olmayan, yan yana gelmediğim kişiler tarafından beni hiç ilgilendirmeyen hatta hayatım boyunca bana en çok zarar veren ve 2009 yılında beni 5,5 yıl hapis yatıran FETÖ lehine bir amaç için azmettirdiğim iddia ediliyor. 2003 Mayıs'ın sonuna kadar hiç tanımadığım, birliğime hiç katılmamış, üstelik olay zamanı yurt dışında görevde olduğu kesin olan, aramızda hayatım boyunca bir kez dahi telefon görüşmesi olmayan bir subayla, ilişkilendiriliyorum. Adını bile söylemekten büyük üzüntü duyduğum bir suç için azmettirdiğimin düşünülmesi bile kahrediyor" dedi. Göktaş, asker kimliğinin yanı sıra aynı zamanda hukukçu da olduğunu, 2006 yılında avukatlık bürosu açtığını, 7 Ocak 2009'da bürosunun polisler tarafından arandığını ve FETÖ'cü savcı Zekariye Öz tarafından sorgulanıp, FETÖ'cü Hakim Ömer Diken tarafından tutuklandığını anlatarak, "Ergenekon davasında 5 yıl 3 ay haksız yere hapis yattım. Hablemitoğlu cinayetiyle benim aramda bir bağ kurmak mümkün değil" diye konuştu. 'GÖREV KONSEPTİMİZ BELLİDİR' Sanıklardan Nuri Gökhan Bozkır'ın beyanlarının iftara olduğunu öne süren Göktaş, "Bozkır ifadesinde cinayetin işlendiği dönem Kirazlıdere Kışlası'nda olduğumu söylüyor. Ancak biz 11 Kasım- 2 Aralık 2002 tarihleri arsında Oğulbey/Gölbaşı tesislerine taşındık. Taşınmamızın bittiği 2 Aralık'tan sonra da Kirazlıdere Kışlasına, Eğitim Doktrin Komutanlığı Birlikleri taşınmıştır. Yani 20 yıl önceki her şeyi, kendi üzerine giydiği kıyafetleri, Tarkan'ın giydiği kıyafetleri, arabanın patinaj yaptığını, trafik lambasının kırmızı yandığını, durakta 2 kişiyi gördüğünü bile bugün olmuş gibi hatırlayan Nuri Gökhan Bozkır'ın, Kirazlıdere'de olmadığımızı, Oğulbey'de olduğumuzu hatırlamaması ifadesinin kurgu ve yalan olduğunun ispatıdır. Zaten kendisi de 19 ekim 2022 tarihinde savcılığa verdiği dilekçede 18 Aralık 2002'de Mumcuoğlu'nu arabayla olay yerine götürdüğünü, beklediğini ve sonrasında evine bıraktığına ilişkin tüm anlatımlarını yalanlamıştır. Ben hiç kimseye yasa dışı bir emir vermedim. Özel Kuvvetler Komutanlığı olarak bizim görev konseptlerimiz bellidir; eğitim, atış, tatbikatlar ve terörle mücadeledir. Bunun dışında hiçbir hal ve şartta başka bir görevimiz yoktur" dedi. Sanık Göktaş'ın savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.

Hablemitoğlu suikastı sanıkları hakim karşısında Haber

Hablemitoğlu suikastı sanıkları hakim karşısında

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Levent Göktaş'ın da olduğu sanıklar hazır bulunurken, sanık Enver Altaylı ile tutuklu bulunduğu cezaevinden video konferans sistemiyle bağlantı kuruldu. Hablemitoğlu'nun eşi Şengül ve kızı Tuğba Hablemitoğlu'nun da katıldığı duruşmada sanıkların kimlik tespitinden sonra Mahkeme Başkanı Mehmet Selim Karakuzu, iddianamenin özetini okudu. Karakuzu, sanık ve avukatlarına usule dair itirazlarının olup olmadığını sordu. Söz alan sanık Altaylı, iddianamenin hazırlanma sürecinde usulsüzlük yapıldığını öne sürdü. Birkaç gün önce hastalandığını ve acil servise kaldırıldığını ifade eden Altaylı, şunları söyledi: "79 yaşındayım. Yorgunum ve hastayım. Bu nedenle ilk olarak benim savunmamın alınmasını istiyorum. İddianameyi defalarca okudum ancak suçlamayı anlamadım. Avukatıma sordum onlar da bana anlatamadı. İddianamenin reddedilmesini talep ediyorum. Benim hakkımda cinayete azmettirme suçlaması ileri sürülmüştür. Benim suç fiilimin ne olduğunu anlamadım. Ben kimlerde cinayet işleme kastı oluşturmuşum, hangi fiillerimle azmettirmişim?" Altaylı'nın usule ilişkin itirazlar yerine savunma yapmaya başladığını belirten Başkan Karakuzu, sanığı usule ilişkin itirazlarını dile getirmesi için uyardı. Altaylı'nın iddianamenin içeriğiyle ilgili beyanlarına devam etmesi üzerine Başkan Karakuzu, "İddianame kabul edildi, reddedilme gibi bir durum yok. Lütfen, savunma yerine taleplerde bulunun." şeklinde uyardı. Uyarılara rağmen, beyanlarına devam eden Altaylı'ya diğer sanıklar ve avukatları yargılamayı uzattığı gerekçesiyle tepki gösterdi. Sanıklardan bazıları da bir an önce yargılamaya geçilmesini talep etti. "Müvekkilinizi getirin iddianameyi yüzüne okuyalım" Söz alan sanık Nuri Gökhan Bozkır da 12 Eylül 2015'te Türkiye'den çıktığını anlatarak, "Türkiye'ye döndüğüme yönelik bir kayıt yok." dedi. Bozkır'ın avukatı ise müvekkilinin Ukrayna'dan Türkiye'ye usulsüz şekilde iade edildiğini öne sürdü. Firari sanıklardan Ali Serhat Ilıcak'ın avukatı Özlem Barıner ise iddianamenin kendilerine açıklanması gerektiğini belirtti. Avukatın talebi üzerine Mahkeme Başkanı Karakuzu, "Sanık Ali Serhat Ilıcak yok. Kendisi yurt dışında. Müvekkilinizi getirin iddianameyi yüzüne okuyalım." karşılığını verdi. Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın da sanıkların psikolojik harp uyguladıklarını ve duruşmayı uzatmaya yönelik beyanlarda bulunduklarını belirtti. Beyanların ardından mahkeme heyeti duruşmaya 1 saat ara verdi. İddianame İddianamede, FETÖ elebaşı Gülen ile örgüt yöneticilerinden Mustafa Özcan, Aydın Köstem ve Enver Altaylı, Hablemitoğlu'nu tasarlayarak öldürmeye azmettirmekle suçlanıyor. Emekli albay Levent Göktaş, emekli yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ve emekli binbaşı Fikret Emek'in Hablemitoğlu'nu "tasarlayarak öldürdükleri" belirtilen iddianamede, bu sanıkların "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezasına çarptırılması talep ediliyor. İddianamede, ayrıca Göktaş'ın "örgüt kurmak" suçundan 8 yıla, Mumcuoğlu ve Emek'in ise "suç örgütüne üyelik"ten 4 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ile FETÖ firarisi Serhat Ilıcak'ın da "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 20 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, Bozkır ile Mehmet Narin'in "suç örgütüne üyelik"ten 4 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.