Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hasta

Herkes Duysun - Hasta haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hasta haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yoğun bakımdaki hastaya cinsel saldırıda bulunan hemşire için karar Haber

Yoğun bakımdaki hastaya cinsel saldırıda bulunan hemşire için karar

İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık E.K, taraf avukatları ile müştekiler katıldı. Duruşmada söz verilen E.K, olay nedeniyle üzgün olduğunu belirtip beraatini talep etti. Cumhuriyet savcısı ise mütalaasında, iddianamede olduğu gibi sanık için toplamda 40 yıl 6 aya kadar hapis cezası istedi. Mahkeme heyeti, E.K'nin cinsel istismar suçundan 16 yıl 3 ay, uyuşturucu madde temininden ise 9 yıl 4 ay 15 gün olmak üzere takdiri indirimle birlikte toplamda 25 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Sanık hakkında takdiri indirim uygulanmasına 1 üye hakim muhalefet ederek, takdiri indirim uygulanmaması gerektiğini belirtti. OLAY Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yoğun bakım ünitesinde tedavi gören kanser hastası kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla erkek hemşire E.K, 25 Mayıs 2023'te tutuklanmıştı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianamede, hemşire E.K'nin 17 Mayıs'ta gece saatlerinde mağdura cinsel saldırıda bulunduğu iddiası üzerine, tanık ifadelerine başvurulduğu ve kamera görüntülerinin incelemeye alındığı, kayıtlarda şüphelinin baygın haldeki mağdur hastanın yanına gelerek ilaçlar verdiği ve cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdiğine yer verilmişti. İddianamede, erkek hemşire hakkında, "kamu görevini kötüye kullanarak beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı cinsel saldırı" ve "uyuşturucu ve uyarıcı madde temin etme" suçundan 40 yıl 6 aya kadar hapis cezası istenmişti. İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesinde erkek hemşirenin yargılanması devam ederken, İzmir 5. İdare Mahkemesi, ailenin rektörlüğe açtığı tazminat davasında aileye 600 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmiş, taraflar karara itiraz etmişti. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi ise ailenin rektörlüğe açtığı tazminat davasında mahkemece verilen kararı hukuka uygun bulmuştu.

Yatışı kabul etmeyen hastanın oksijeni kesildiği iddia edildi Haber

Yatışı kabul etmeyen hastanın oksijeni kesildiği iddia edildi

İstanbul Gaziosmanpaşa’da özel bir hastaneye ambulans ile getirilen ve buradan başka bir hastaneye götürülmek istenen Kemal Atkoşar’ın oksijenin kesildiği iddia edildi. Olaya ilişkin şikayetçi olan Kemal Atkoşar’ın kızı Ece Atkoşar “Yoğun bakım sevki açılmadı. Yapılması gereken hava ve oksijen tedavisi tam olarak yapılmadı. Gecelik bir meblağ ile yatış istendi. Bunu kabul etmedik. Bu aşamada oksijeni 40 dakika çekildi. Babamız birkaç saat entübe edilmek zorunda kaldı. Ertesi gün babamı kaybettik” dedi. "GENEL DURUMU İYİ ŞEKLİNDE RAPOR DÜZENLENDİ” Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan şikayet dilekçesinde, Yeni Yüzyıl Üniversitesi Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde yaşanan olay anlatıldı. Dilekçede Kemal Atkoşar’ın KOAH hastası olduğu ve evde bulunan oksijen tüpünün yeterli gelmemesi durumunda ara ara hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Kemal Atkoşar’ın hastanede yapılan müdahale sonrasında rahatladığı ve akabinde taburcu edildiği de dilekçede aktarıldı. 7 Ocak günü Kemal Atkoşar’ın durumunun ağırlaşması nedeniyle ambulans ile Gaziosmanpaşa’daki özel bir hastaneye götürüldüğü ve buraya KOAH atak ön tanısı ile alındığı dilekçede kaydedildi. Hastanede Kemal Atkoşar için bazı tedaviler uygulandığı da belirtilen dilekçede, deliller arasında yer alan video kaydında Kemal Atkoşar’ın nefes almakta güçlük çektiği ve acilen nefes almasını kolaylaştıran desteğe ihtiyaçlı durumdayken Acil Servis Hasta Değerlendirme Formu'nda "Genel durumu iyi" şeklinde rapor düzenlendiği belirtildi. “HASTANIN NEFES ALMASINI KOLAYLAŞTIRAN CİHAZLAR ÇIKARILDI” Atkoşar’ın acilen yoğun bakım ünitesine alınması gerektiği açıklanan dilekçede, pratisyen doktor M.A.’nın günlük 7 bin 500 TL ücretle hastanın servise yatırılmasının iyi olacağını söylediği, Atkoşar’ın ailesinin hastaya serviste yapılacak müdahalelerin yeterli olmayacağı ve önceki KOAH ataklarında tecrübe ettikleri üzere yoğun bakıma alınmasını talep ettikleri belirtildi. Kemal Atkoşar’ın ailesinin, hastane çalışanlarının kayıtsızca maddi çıkar peşinde olması ve güçlükle nefes alıp veren hastaya Acil Servis Hasta Formu'nda "Genel durumu iyi" şeklinde teşhis yapılmasından ötürü güven duygularını kaybettiği ve hastanın kötüleşmesi sebebiyle özel ambulans çağırdığı da dilekçede ifade edildi. Atkoşar’ın servise yatırılmasını ailesinin reddetmesi ile hastane personellerinin hastanın nefes almasını kolaylaştıran cihazları çıkardığı, özel ambulansın geliş anına kadar en az yarım saat boyunca, durumunun kötüye gitmesi hiçbir şekilde önemsenmeyerek hiçbir destek ünitesi, oksijen ve ilaç olmadan hastanın bekletildiği de şikayet dilekçesinde ifade edildi. “OKSİJENE BAĞLI OLMAYAN BİR MASKE BIRAKILDI” Özel ambulansın Atkoşar’ı teslim alarak bir devlet hastanesine sevk ettiği ve ambulanstaki doktorun ifadesi ile Kemal Atkoşar’ın adeta ölüme terk edildiği de dilekçede belirtildi. Hastanın cihazlarının tamamen söküldüğü ve yalnızca oksijene bile bağlı olmayan bir maskenin bırakıldığı da şikayet dilekçesinde kaydedilerek, bu süreçte Kemal Atkoşar’ın yakınlarının yoğun bakım talebinde bulunduğu aktarıldı. Kemal Atkoşar’ın devlet hastanesine giriş kayıtlarında yoğun bakım ünitesine alınması gerekli hasta olduğunun ifade edildiği ve hastanede hızlıca entübe edildiği de dilekçede kaydedildi. “ÖLÜME TERK EDİLMİŞTİR” Atkoşar’ın başka bir hastanede hayatını kaybettiği açıklanan dilekçede, “Hastane tarafından 7 bin 500 TL kazanma amacıyla hastaya yoğun bakım konsülte edilmemiş, servis önerilmiş, üstelik hasta oksijen tüpü ile dahi nefes almakta zorluk yaşarken yakınlarının serviste değil yoğun bakıma alınma talepleri karşısında oksijeni kesilmiş ve bu halde ısrarlı taleplere rağmen ölüme terk edilmiştir. Hastanın devlet hastanesinde entübe edilmesine rağmen hayatta kalamamasının tek nedeni işte bu kusurlu davranıştır. Hastanın kalan ömrü bu şekilde elinden alınmış ve ölümü hızlandırılmıştır” ifadelerine yer verildi. Dilekçede özel hastanenin tüm sorumlu ve yetkilileri, doktor M.A. ve tespit edilecek diğer ilgililer hakkında şikayetçi olunduğu belirtildi. “HAKLI DAVAMIZIN SONUNA KADAR ARKASINDA OLACAĞIZ” Öte yandan olaya ilişkin açıklamalarda bulunan hayatını kaybeden Kemal Atkoşar’ın Ece Atkoşar, “7 Ocak gecesi özel bir hastanenin ihmali yüzünden 8 Ocak’ta babamı kaybettik. Gaziosmanpaşa’da özel bir hastaneye babamı götürdük. Burada yapılması gereken hiçbir müdahale yapılmadı. Yoğun bakım sevki açılmadı. Yapılması gereken hava ve oksijen tedavisi tam olarak yapılmadı. Gecelik bir meblağ ile yatış istendi. Bunu medikal tedavi gerektiren bir hasta olmadığı için kabul etmedik. Bu aşamada oksijeni 40 dakika çekildi. Babamız birkaç saat entübe edilmek zorunda kaldı. Ertesi gün babamı kaybettik. Babam KOAH tedavisi görüyordu. İhmal, kusur tamamı Gaziosmanpaşa’daki özel hastaneye aittir. Her açıdan eksiklikler büyüktür. Haklı davamızın sonuna kadar arkasında olacağız. Biz babamızın üzerine toprak attık ama başka babaların üzerine toprak atılmasına müsaade etmeyeceğiz” dedi. Hastane, konuyla ilgili daha sonra bir açıklama yapacaklarını belirtti.

Eczacıların kredileri durduruldu mu? Piyasadaki ilaç sıkıntısı ne durumda? Haber

Eczacıların kredileri durduruldu mu? Piyasadaki ilaç sıkıntısı ne durumda?

Merve Özdemir ÇEVİK /  Onur ULUFER / HERKES DUYSUN Çok uzun zamandır piyasada bulunamayan ilaç sıkıntısı halen devam ederken eczacıların sorunlarına bir yenisi daha eklendi. Şimdi de neredeyse ticari kredilerin tamamının durdurulması üzerine eczacılar ilaç depolarından ilaç temin etmekte sıkıntı yaşıyorlar. Konu hakkında ise açıklamada bulunan Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin eczacıların yaşadıkları öncelikli sıkıntıları anlatırken çözümleri için ise yapılması gereken şeyleri de bir bir sıraladı. PİYASADA BULUNMAYAN İLAÇ SIKINTISI DEVAM EDİYOR Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin en büyük sıkıntıların başında bulunamayan ilaçların olduğunu bir kez daha vurgulayarak başladığı cümlesine, “Piyasada bulunamayan ilaçlar birinci önceliğimiz konumunda. Bizler piyasada bulunamayan yaklaşık % 5 kadar bir oranı kabul edebiliyoruz. Ancak şuan ki oran ila 14 seviyelerinde. Bu grup ilaçların içerisinde de kanser ilaçları, antibiyotikler, göz damlaları, tamamen yurtdışından gelen ilaçlar var. Özellikle bize son dönemde kan ürünleri ile alakalı “Human Albumın” dediğimiz ürünlerle ilgili ciddi talepte bulunuluyor. Bizlerde elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz ama hepsinde başarılı olamıyoruz. Geçtiğimiz Kasım ayında bu ilaç yoklukları neredeyse %35’ler seviyesine kadar çıkmıştı. Aralık ayında Euro kurunda artırım yapıldıktan sonra ilaç firmaları ilaçları getirmeye başladılar. Ancak şuan ki ilaçtaki güncel Euro kuru Aralık ayındaki arttırılmış haliyle maalesef 10,75 seviyesinde. Tabi ilaç firmaları bu noktada işin ticaretine bakarlar. Bizler eczacılar olarak ilaç firmalarıyla sürekli diyalog halindeyiz ve ürün temini için mümkün olduğunca talebin karşılanması adına sıkıştırmaya çalışıyoruz. Ancak maalesef tam olarak sonuç alabilmiş değiliz. Bunun sıkıntısını yaşıyoruz hep beraber. Ümit ediyoruz ki yakın zamanda vatandaşlarımızın hepsi istediği ilaca ulaşabilir.” dedi. ÜLKEMİZDE İLAÇ ÜRETİMİNE CİDDİ ANLAMDA DESTEK VERİLMELİ Yaşanan ilaç sıkıntısına karşı yapılabilecek en doğru şeyin dışa bağımlılığın azaltılması ve ülkemizde kendi ilacımızı üretmemiz ile bu sıkıntının ortadan kalkabileceğine değinen Şahin, “İlaçta maalesef çok fazla dışa bağımlıyız. Bugün ülkemizde üretilen ilaç miktarına baktığımızda %55 civarında gözüküyor. Ancak bu ilaçların etken maddesi durumuna baktığımız zaman neredeyse tamamına yakını Çin ve Hindistan gibi ülkelerden ülkemize getirilerek ilaç firmaları tarafından ülkemizde birleşme yapılarak halkımıza ülkemizde üretiliyor diye sunuluyor. Tabi öncelikle bunun aşılması gerekiyor. Ülkemizde ilaç üretimine çok ciddi anlamda destek verilmesi gerekiyor. Nasıl ki bizler TOOG gibi bir otomobil ürettik bu ülkede devletimizin desteğiyle özel firmalarımızla beraber böyle bir araç üretildi ilaç sektöründe de sanırım böyle bir önceliklendirme yapılması gerekir. Bu etken madde, yardımcı madde üretiminde gerçekten bunu başarabilelim. Çünkü ilaç gerçekten herkes için çok hayati ve çok önemli. Bu sektöre çok daha fazla yatırım yapılması gerektiğini düşünüyoruz.” diye ifade etti. DURDURULAN KREDİLER ECZACILARI ZORA SOKTU Bazı özel bankaların gelen talimat üzerine ticari kredilerin neredeyse tamamını durdurduğunu ifade eden Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin bu durumda oluşabilecek sıkıntıları ifade ederkerken, “Geçen hafta Perşembe günü saat 16:30 civarında bazı özel bankalara genel merkezleri tarafından bir yazı gittiği ve bu yazı ile ticari kredilerin neredeyse tamamının durdurulduğu bizlere aktarıldı. Bunların arasında eczacı meslektaşlarımızın bekleyen kredileri de var. Kredi noktası bizler için çok önemli çünkü bizler de bu ilaçları ecza depolarından belirli ücretler karşılığında alıyoruz ve vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz. İlaç fiyatları arttıkça da eczacılarımızın içeriye aktarması gereken sermaye artmakta işte kredi de asıl bu zamanda önemlilik arz ediyor.  Bu noktada bu sefer kredi çıkmayınca eczanelerimizdeki ilaç çeşidi yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Eczacılarımızın ecza depolarından alacağı ilaç adetleri düşmeye başlıyor. Bununla ilgili birkaç görüşme yaptık, başvurularımızı da yaptık. Türk Eczacılar Birliği’nin de bu konuda biran önce konuyu muhataplarıyla görüşerek çözümlendirmesini bekliyoruz.” dedi.

Öğrenciler  Duru bebek için harekete geçti Haber

Öğrenciler Duru bebek için harekete geçti

Yaptıkları sosyal sorumluluk projeleriyle başarılara imza atan Kula Germiyanoğulları Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yeni bir proje ile örnek bir davranış sergiledi. Okulun Yiyecek ve İçecek Hizmetleri bölümü öğrencilerinin büyük bir özveriyle hazırladığı simit, poğaça ve kruvasanlar, okul idaresi ve okul öğretmenlerinin öncülüğünde Kula Gençlik Merkezi önünde satışa sunuldu. Kula halkının da yoğun ilgi gösterdiği projede elde edilen tüm gelir, Manisa Valiliği onaylı SMA Tip-1 hastası Duru Sağlık bebeğin kampanyasına aktarıldı. Kula Kaymakamı Birkan Tatlısöz'ün de katıldığı projeye Kula protokolü de büyük destek verdi. Öğrencilerin bu güzel hizmetine duyarsız kalmayan Kula Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Yiğen ile Kula Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Aytekin Şadan da projeye büyük katkı sağladı. "Duru bebeği sağlığına kavuşturmak için daha çok çalışacağız" Okul öğrencilerinin hazırladığı kahvaltılık ikramları satışa sunarak Salihli'de yaşayan SMA Tip-1 hastası Duru Sağlık bebeğin kampanyasına bir nebze de olsa katkı sağlamaya çalıştıklarını dile getiren Kula Germiyanoğulları Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ahmet Ali Okumuş, bu projeyi çeşitli ikramlarla büyüterek sürdüreceklerini söyledi. Kula'da oldukça başarılı projelere imza atan okul öğrencilerini de tebrik eden Okumuş, projeye destek veren Kula halı ile ilçe protokolüne de teşekkür etti.

Çocuklarda periyodik ateşe dikkat! Haber

Çocuklarda periyodik ateşe dikkat!

Uzm. Dr. Mustafa Çiftçi, “Periyodik ateş hastalığına ilk kez 1987 yılında tanı konulmuştur. Kompleks bir genetik hastalık olan bu hastalık tablosu genellikle 2-5 yaş gruplarında düzenli aralıklarla ateş oluşması ile kendini gösterir” dedi. Uzm. Dr. Mustafa Çiftçi, “Genellikle 41 dereceyi bulan ateşle belirti veren ve aileleri oldukça endişelendiren periyodik ateş sendromuna, 2-5 yaş grubu çocuklarda sık rastlanıyor. Periyodik yüksek ateş sendromu en çok ağız içinde aft, boğazda farenjit, ülserli yaralar ve boyunda lenf bezlerinin şişmesiyle belirti gösterir. Hastalığın sebebi bilinmemektedir” şeklinde konuştu. “Periyodik ateş hastalığını tanısı çok önemlidir” Uzm. Dr. Mustafa Çiftçi, “Hastalık çoğunlukla bademcik enfeksiyonu , grip , nezle gibi değerlendirilip gereksiz yere antibiyotik kullanımı , ateş düşürücü kullanımı sonucunda yan etkilere neden olabiliyor. Bu nedenle hastalığa doğru tanı koyabilmek çok önemlidir. Ayrıntılı hastalığın öyküsü ve fizik muayene ile tanı konulur” ifadelerini kullandı. “Periyodik ateş hastalığı kontrol altına alınabiliyor” Uzm. Dr. Mustafa Çiftçi, “Tedavi olarak, tek doz steroid uygulaması ateş ve faranjit bulgularını düzeltse de, bir sonraki ateş atağını önlemez. Tedavide kullanılan diğer ilaç grupları kolşisin ve simetidindir. Bazı olgularda bademciklerin alınması da atakları önleyebilmektedir” ifadelerine yer verdi. “Ailevi Akdeniz Ateşi ve periyodik nötropeni hastalığı ile karıştırılabiliyor” Uzm. Dr. Mustafa Çiftçi, “Bu hastalıkla karışabilecek bazı hastalıklar vardır. Bunlar FMF yani Ailesel Akdeniz Ateşi ve periyodik nötropeni dediğimiz hastalıklardır. Bunlardan farklı olarak ailesel akdeniz ateşine 5-10 yaşları arasında tanı koyuyoruz. Periyodik ateş hastalığında ise 2 ila 5 yaş arasında tanı koyuyoruz. Ailesel Akdeniz ateşinin süresi ortalama 1 ya da 2 gündür. Periyodik ateş hastalığının ateş süresi 3 ila 7 gün arasında değişir. Periyodik ateş hastalığına benzeyen diğer bir hastalıkta periyodik nötropeni hastalığıdır. Priyodik nötropeni hastalığı kandaki akyuvar sayılarımızın normal değerlerin çok altına düşerek ateş ve mikroplara açık hale gelip vücutta hastalık yapmasıdır. Genel olarak ayda bir görülür. Farklı olarak laboratuvar bulgusunda akyuvar sayıları düşüktür. Periyodik ateş hastalıkları özellikle gereksiz ilaç kullanımı açısında önemlidir. Bu nedenle iyi bir fizik muayene ve ayrıntılı öykü alınması önemlidir. Periyodik aralıklarla ateş şikâyeti yaşayan çocukların PFAPA sendromu açısından değerlendirilmeleri için konuda deneyimli uzman hekimlere başvurmak oldukça önemlidir” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.