Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hdp

Herkes Duysun - Hdp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hdp haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kobani davasında bugün kararın açıklanması bekleniyor Haber

Kobani davasında bugün kararın açıklanması bekleniyor

6-8 Ekim 2014’te çıkan sokak eylemlerine ilişkin aralarında terör örgütü PKK elebaşılarının yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılandığı davanın karar duruşması başladı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen davanın duruşmasında, mahkeme heyetinin 18'i tutuklu, 18'i tutuksuz, 72'si de firari olan sanıklar hakkındaki hükmünü açıklaması bekleniyor. Duruşmada, mahkeme başkanı dosyaya gelen evrak bulunduğunu belirterek sanık avukatlarına söz verdi. Duruşma, avukatların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor. Duruşma öncesi, bazı siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve davayı takip etmek isteyenler kampüs önünde toplandı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve beraberindeki CHP heyeti de Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ne geldi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, mahkeme heyetinin bugün tarihi bir karar verebileceğini belirterek, dava dosyanın gizli tanıklarla zorlama, yorumlarla hazırlandığını öne sürdü. Bakırhan, "Dosyadaki boş delillerle tutuklu olan arkadaşlarımızın umuyorum bugün tahliyeleri gerçekleşir." diye konuştu. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da Türkiye tarihi açısından oldukça önemli davanın karara bağlanacağını beklediklerini ifade ederek, "Kanun işlesin, yasalar işlesin ve Kobani kumpas davasıyla yargılanan bütün arkadaşlarımız beraat alsın." dedi. "HİÇBİR SİYASAL YAPIYA BAKMAYIN, VİCDANINIZA GÖRE KARAR VERİN" CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da uzun süredir görülen bu davada kararın, dosyadaki delillere göre verilmesi gerektiğini söyledi. Adaletin yerine gelmesini beklediklerini ifade eden Başarır, "Dosyada sadece gizli bir tanık var ve o gizli tanığın ifadeleri savunma tarafından çürütülmüş durumda." değerlendirmesini yaptı. Duruşmayı yöneten hakimlere de seslenen Başarır, "Bugün beklentimiz lütfen tüm ön yargılarınızdan arının, hiçbir siyasal yapıya bakmayın, vicdanınıza göre karar verin. Burada adalet bekliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi grubu bu tip tüm davalara aynı hassasiyeti gösteriyor. Bugün de arkadaşlarımızla bu hassasiyetle davayı takip ediyoruz." diye konuştu. DAVANIN GEÇMİŞİ İddianameye göre, Suriye'deki iç savaş nedeniyle terör örgütü DAEŞ'in Kobani'ye (Ayn el-Arap) saldırması üzerine Ekim 2014'te HDP yönetimi ile terör örgütü PKK elebaşları sokağa çıkma çağrısında bulundu. Bunun üzerine aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır'ın da olduğu 35 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başlatıldı, kolluk güçlerinin yanı sıra siviller de hedef alındı. OLAYLARDA 37 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ, 761 KİŞİ YARALANDI Olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti, 761 kişi yaralandı, 197 okul yakıldı, 269 kamu binası tahrip edildi, 1731 ev ve iş yeri yağmalandı, 1230 araç kullanılamaz hale getirildi. Olayların "azmettiricisi" olmakla suçlanan eski HDP eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile terör örgütü PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin de aralarında olduğu 108 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis ve süreli hapis cezaları istendi. DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ'A 7'ŞER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS TALEBİ İddianamenin kabulünden sonra davanın ilk duruşması, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 26 Nisan 2021'de Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görüldü. Davanın 14 Nisan 2023'teki duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı Cemalettin Şimşek esasa ilişkin son görüşünü açıklandı. Savcı esas hakkındaki mütalaasında, sanıklar Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Ahmet Türk, Bircan Yorulmaz, Ali Ürküt, Alp Altınörs, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Ayla Akat Ata, Aysel Tuğluk, Ayşe Yağcı, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Cihan Erdal, Nazmi Gür, Dilek Yağlı, Emine Ayna, Sırrı Süreyya Önder, Gülser Yıldırım, Gültan Kışanak, Günay Kubilay, İsmail Şengül, Zeki Çelik, Pervin Oduncu, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, İbrahim Binici, Can Memiş, Gülfer Akkaya, Berfin Özgü Köse, Emine Beyza Üstün, Meryem Adıbelli, Sibel Akdeniz, Mesut Bağcık, Nezir Çakan ve Aynur Aşan'ın "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi. Ayrıca sanıklar Demirtaş, Şenoğlu, Türk, Yorulmaz, Ürküt, Altınörs, Tan, Bilgen, Ata, Tuğluk, Yağcı, Yorulmaz, Barmaksız, Erdal, Gür, Yağlı, Ayna, Önder, Yıldırım, Kışanak, Kubilay, Şengül, Çelik, Oduncu, Tuncel ve Karaman'ın, aralarında Yasin Börü'nün de bulunduğu 6 kişinin öldürülmesine ilişkin "nitelikli insan öldürme" suçundan 6'şar kez daha ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması talep edildi. Savcı mütalaasında, aynı suçtan sanık Nezir Çakan ve Sibel Akdeniz'in 4'er kez, Meryem Adıbelli'nin ise 1 kez daha ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesi yönünde görüş açıkladı. Söz konusu sanıklar hakkında ayrıca "mala zarar verme", "hürriyeti tahdit", "öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama" ve "hırsızlık" suçlarından ise farklı oranlardan süreli hapis cezası talep edilen aynı mütalaada aralarında terör örgütü elebaşlarının da bulunduğu 72 sanığın ise dosyasının ayrılması talep edildi. DURUŞMALARDA 1299 SAAT KAYIT YAPILDI Davanın görüldüğü Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesine hakim Yıldıray Kaya başkanlık etti. Dava, karar duruşmasına kadar 82 celse sürdü. Sanık ve avukatlarının iddianame, esasa ilişkin mütalaa ve gelen evraka karşı savunmaları ile tanık, müşteki ve avukatlarının beyanları, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alındı. Duruşmalarda 1299 saati bulan kayıt, 12 katip tarafından deşifre edildi. Sanık, tanık ve müştekiler ile taraf avukatlarının beyanları 18 bin sayfayı geçti.

"PKK, 6'lı masayı HDP sopasıyla hizaya getiriyor" Haber

"PKK, 6'lı masayı HDP sopasıyla hizaya getiriyor"

HDP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak kendi tercihini yapacağı yönünde açıklama yapmasına yönelik İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Sosyolog Prof. Dr. Adem Palabıyık, "HDP, altılı masaya uyguladığı şantajda ikinci boyuta evrildi ve yeni bir aşamaya geçti. HDP’nin şimdiki adımı, altılı masaya dayattığı bütün ilkeleri kabul etmesi yönündeki baskısı olacaktır. Çünkü bakanlık ve Diyarbakır Anneleri'ni pasifleştirmek isteyen HDP, altılı masadan ilk bunları isteyecektir. Fakat altılı masa, halkın hışmından korktuğu için HDP’yi kendisinden uzak tutma görüntüsü vermeye çalışıyor ve PKK, HDP sopası ile Millet İttifakını neredeyse hizaya getiriyor" dedi. "PKK ile üstü örtük bir pazarlık yapıldı" HDP’nin, PKK için bir ara istasyon görevi gördüğünü belirten Prof. Dr. Palabıyık, "PKK’nın siyasal talepleri HDP üzerinden yürüyor. PKK için HDP bir sopa mahiyetinde, istediği anda her türlü sataşmayı yapabiliyor. HDP de zaten buna en başından itibaren razı ve Millet İttifakı da HDP’nin şamar oğlanına dönmüş durumdadır. Altılı masanın HDP ile yaptığı anlaşma, PKK ile yapılan anlaşmanın bir parçası olarak kabul edilmeli ve HDP’nin siyasal yönelimi PKK’nın siyasal yönelimi ile eş ilerliyor. HDP’nin teklif ettiği bakanlıklar da aslında PKK tarafından yeniden güç kazanmak için isteniyor. Çünkü PKK uzun süredir dağa kimseyi kandırarak götüremiyor ve kaçıramıyor. Bu sebepten ciddi anlamda zaafa uğramış durumda, bunu engellemek için HDP’yi bir sopa gibi sürekli olarak altılı masanın belinde kırıyor" diye konuştu. "Kılıçdaroğlu, PKK’ya söyleyemediğini TSK’ya söylüyor" "Kılıçdaroğlu, uygarlaşma ve modernleşme arasındaki çizgide ipin ucunu kaçırmış görünüyor ve sahip olduğu kompleksli uygarlaşma özentisini bize ait olamayan dil kalıpları ile fütursuzca işliyor" diyen Palabıyık, "Toplumsal değerlerimizi yedeğe çekerek, Batı tarzı eğreti modeli büyük bir ihtirasla hayatın merkezine yerleştirmeye çalışıyor. Netice itibarıyla kendi kültürel kodlarımızdan ve tarihi deneyimimizden neşet etmeyen Anglo-Sakson ya da Anglo-Amerikan söylemleri kullanarak, bu topraklarda gerçekten de ruhen sağlıklı bir toplum ya da milli ve manevi bir bellek inşa edebilmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Bu aynı zamanda kültürel anlamda bir şizofreniye de sebep olabilir. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun kaostan beslenen siyasi tutumları beraberinde kültürel kopuşlar da getirebiliyor. Şerefli ordumuza dair kurduğu cümleleri PKK’ya karşı kuramıyor, HDP’yi ürkütmekten korkuyor ve bir hain uğruna güneşi dahi batırmaktan korkmuyor. ABD ve İngiltere sonrası Almanya’ya gidişi ve içimizden olmayan danışmanlarla çalışması da ancak böyle açıklanabilir" şeklinde konuştu.

"Terör örgütlerinin oluşturmuş olduğu o iklimi dağıttık" Haber

"Terör örgütlerinin oluşturmuş olduğu o iklimi dağıttık"

Kentte bulunan bir otelde düzenlenen kongrede düzenlenecek oturumlarla; yeni toplumsal hareket, duygusal emek, medya sosyolojisi, aidiyet ve inanç, protest duruş, kadın direnişi başlıkları ele alınacak. Kongrede aynı zamanda PKK'nın kaçırdığı ve istismara uğrattığı çocuklara dair de önemli analizler sunulacağı kongrede konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Tarih bize çok şey öğretiyor, öğretmeye de devam edecek. Bunu hep beraber görüyor ve yaşıyoruz. Aslında çok zor bir dönemden geçtik. Geçen gün Şırnak'ın terörle maruf olan, çok sıkıntılı olarak yıllarca ülkemize meydana okuyan bir vadisindeydim. Hayatımda gördüğüm en ürkütücü yerlerden bir tanesiydi. Terör örgütünün, kahraman evlatlarımız tarafından temizlendiği en son yer olarak nitelendirebiliriz. Elinizi attığınız zaman hemen yerin üzerinden 6 bin 500 kalori kömürün rahatlıkla alınabileceği bir yerdeydim. Bazen bin 500 metrelik yarlar vadiyi girintili ve çıkıntılı hale getirmiş, yüzlerce mağara istediği gibi herkesin saklanabileceği bir alan tesis edilmiş. Tam da Türkiye'yi bu vadi gibi bir koridora sokmak istediler yıllardır. Her birimize dokundular, dokunulmadık tarafımız kalmadı. 'Ben inançlıyım', 'dindarım' diyen insanlara dokundular. Geleneğini, göreneğini, kimliğini, annesi ve babasının öğretisini yaşamaya ve geleceğe aktarmaya çalışan, masumiyetiyle ayakta durmaya çalışan bu milletin her bir birimine dokundular. Pergele Anadolu coğrafyasının sabit ayağını ortasına koyup etrafımızdaki coğrafyayı Anadolu'nun özünü çekip istedikleri gibi diğer ayağıyla 360 derecelik bir eksen çizip istedikleri gibi o coğrafyaları teslim alabilmek için bel kemiğimizi almak istediler. Yıllardan beri bu operasyonu laik - dindar, Türk - Kürt, Sünni - Alevi, köylü - şehirli bütün bunların üzerinden taşımaya çalışan, teslim olmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız" dedi. "Hürriyetimizi kazandıran ecdadımıza mahcup olmadık. Yenilmedik, ezilmedik" Terörden arındırılan bölgelerde yapılan yatırımlar hakkında bilgiler veren Bakan Soylu, "Sütaş Fabrikası kuruldu, bugünkü maliyetle 5 milyon TL'lik yatırım. İlk etapta ekonomik olarak dokunduğu kişi sayısı 10 bin. Ama o coğrafyadaki yüzbinlerce aileyle ticari olarak ilişki içerisinde. Şimdi Bingöl'de yaklaşık 600 milyon dolarlık tesis kuruluyor. Sadece bir perde fabrikası, 2 bin kişi çalıştırmak için inşaatının kabasını bitirmiş, bütün iç hazırlıklarını yapmış, oranın ekonomisine katkı koyabilmek için gün sayıyor. Tam 450 bin metrekare Diyarbakır'ın merkezinde Ortadoğu'nun en büyük lojistik merkezini kurduk. Gabar'da kalitesi çok yüksek olan ve Şırnak'ı petrol şehri haline getirmiş olan petrol bulunduktan sonra vızır vızır arabalarla gidip gelmeye başladıktan sonra, Şırnaklı hemşehrilerimizin yüzü güldükten sonra bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız. İkinci alandaki tarama çalışmaları inşallah Mart ayı sonunda inşallah bize başka bir müjdeyi verecek diye bekliyoruz. Sadece bu kadar mı? Elbette ki hayır. İlçelerde dolaşırken 'tekstil fabrikası istiyoruz' diyenler, bizi bu konuda başka bir şeye teşvik ettiler ve inşallah 3-4 ay içerisinde bunu sağlayabilecek bir anlayışı hep birlikte ortaya koymuş olacağız. Terör bu ülkeye çok bedel ödetti. Terörün sadece Doğu ve Güneydoğu'nun geri kalması olarak tahlil edersek belki bir yanılgıyla karşı karşıya kalırız. Hakkari'de 2016 yılında tıp fakültesi kazanan çocuk sayısı 0, 2017'de, 2018'de, 2019'da 0, 2020'de 4, 2021'de 19, 2022'de 26. Terör, sadece bizi birbirimize düşüren bir anlayışı ortaya koymadı, insan kaynağımızı çekip aldı. Ümidimizi, geleceğimizi elimizden çekip aldı. 3 tane terör örgütü söyleyeceğim; bunlardan bir tanesi PKK. Dinsiz bir örgüttür, amacı tektir. Bu ülkenin inanç değerleri ve bu ülkenin birliği üzerine tahribat oluşturmaktır. Bunda da geçtiğimiz dönemde kısmen başarılı olmuştur. Bizim en büyük birlik sebebimiz olan İslam'ı Doğu ve Güneydoğu'dan tasfiye etmek istemiştir. Bunun akıl sahibi Amerika'dır, Batı ve Avrupa'dır. DEAŞ terör örgütü; o da bütün dünyaya İslamiyet'i, Müslümanlığı tam da bizim karşımızda olanların isteyebileceği bütün malzemeleri verebilmek ve meseleyi odağından tamamen ayırıp nefretleştirmek, düşmanlaştırmak ve İslam'ı başkalaştırmak için kurulmuş bir organizasyonun kendisidir. Bugün FETÖ'nün barındığı yer Amerika'dır. DEAŞ'ı dünyanın başına bela eden de Amerika'dır. Bu kadar açık ve nettir. Avrupa bütün bu meselelerin taşıyıcısıdır. Böyle bir yeteneği de söz konusu değildir. 100 yıl önce bize özgürlüğümüzü ve hürriyetimizi kazandıran ecdadımıza mahcup olmadık. Yenilmedik, ezilmedik, mağlup olmadık, Allah'a hamt olsun bugün Ayasofya'nın minaresi gibi başımız dimdik ayaktayız. Bu ülkenin evladı olarak şunu söylemek isterim; olabildiğince ümitliyim. 2023 yılına hep birlikte adım attık. Bizi bu şekilde bu yıla adım attırmamaya çalışanlara karşı başardık. Doğu Akdeniz'de bugün dünyaya rağmen enerji alıyoruz. Çocukluğumuzdan beri bir Karabağ meselesi vardı, bugün Azerbaycan'ın ortaya koyduğu iradeye destek olarak bugün Karabağ meselesi, kalbimize saplanmış bir hançer sökülüp atılmıştır" ifadelerini kullandı. "Dağdan gelenlerin yüzde 35'i HDP'den gitti" "Diyarbakır Anneleri kolay bir iş başarmamışlardır. O coğrafyadaki iklimi belki burada bulunan arkadaşlarımız bilemeyebilir; orada bir tek kadının bile ses söyleme kabiliyetinin elinden alındığı baskı iklimini yırtıp atmak kolay bir iş değildir" diyen Bakan Soylu, "Oradaki aile kavramını yok etmek, gelenek ve görenek kavramını yok etmek, aile bağlılığını yok etmek için bütün kabiliyetini ortaya koyan terör örgütü büyük bir baskı oluşturmuştur. Bu baskıyı söküp atmak kolay bir iş değildir. Kadınların dışında hiçbir güç bu baskıyı sökemezdi. 9 yaşındaki evladını kendisinden alıp, Kalaşnikof boyunca boyu olana silah veren bir anlayış kötülük ile tanımlanmayacak kadar aşağılık bir anlayıştır. Bunu destekleyenler de destek olanlar da dünyada sahneye çıkarmak isteyenler de o aşağılık anlayışın en güçlü parçalarıdır. Bir çocuğun en büyük gücü annesinin kucağıdır. 60 yaşına gelsek de annemizin kucağına başımızı koyduğumuz an masumiyetimizi tekrar yakalarız. O anneleri oraya getiren, HDP binası önüne getiren, o binanın önünde annelerin cesaretiyle beraber var eden anlayış bu masumiyettir. Bin 200'ün üzerinde dağdan gelenlerle, teslim olanlarla, ikna ile gelenlerle yaptığımız çalışmalar çerçevesinde yüzde 35'i HDP'den gittiğini kendi ifadeleriyle ortaya koymuşlardır. 'Bizi HDP binasından getirdiler, bizi festivallerden getirdiler, bizi partinin örgüt yapısı içinden getirdiler dağa' diyerek aslında HDP'nin siyasi parti olmadığını, HDP'nin tamamen PKK terör örgütünün siyasal kolu olduğunu ortaya koymaktadır" şeklinde konuştu. "Türkiye'nin hazinesinden siyasi partiye aktarılan parayı Murat Karayılan dağıtımını sağlayacak?" HDP'ye giden parayı Murat Karayılan'ın yönettiğini ve Anayasa Mahkemesi'nin HDP'nin parasına bloke koyduğunu açıklayan Soylu, "Şimdi Anayasa Mahkemesi HDP'nin parasına blokaj koydu. İfadelerden birinde diyor ki; 'Murat Karayılan'ın belirlemediği hiç kimse HDP'ye genel sayman olamaz.' Biz bu ülkede vergi vereceğiz, bu insanlar emek verecek, burada tarım üretecek, insanlar gece sabahlara kadar kamyonları, tırları sürecekler sonra onların verdiği vergilerle birlikte bu ülkenin meşru bir siyasi partisinin genel saymanını Murat Karayılan belirleyecek. Türkiye'nin hazinesinden, maliyesinden bir siyasi partiye aktarılan parayı Murat Karayılan dağıtımını sağlayacak, nereye gideceğini naylon faturalarla o karar verecek, ardından 'siz bunu niçin gerçekleştirdiniz' diye kabahat bulacaksınız. Sonra bu parti siyasi parti olacak, bugün ülkeyi yönetmek isteyen siyasi partilerle eşdeş olarak değerlendirilecek. Bütün siyasi partilere söylüyorum, AK Parti, CHP, MHP, her birine; kendinizi bir terör örgütünün siyasi partisiyle aynı ve eşdeş nasıl görüyorsunuz, aynı çatı altında tanımlanmasına nasıl müsaade ediyorsunuz? Ondan sonra kendi belediyene dağdan geleni terörist olarak değil, ot toplayıcı olarak aldığını söylemek zorunda kalırsın. Bu milletin huzurunda doğruları söylemek zorundayız kim ne derse desin" dedi. "Terör örgütlerinin oluşturmuş olduğu o iklimi dağıttık, yok ettik" Bölgede terör örgütünün oluşturduğu iklimi de yok ettiklerinin altını çizen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "'Bu ülkeden bir tek kız çocuğu daha dağa çıkmayacak' dedim. Allah'a şükür galip geldik. Bu ülkede 558 tane çocuğu annelerinden, babalarından koparıp istismar ederek dağa çıkarıyorlardı. Bugün sayı 57'ye düştü, bu kadar basit. Oradan gelenlerin sayısı neredeyse 3 katı kadar. Devletin, annelerin, babaların ikna ederek gelenlerin sayısı. Biz terör örgütlerinin oluşturmuş olduğu o iklimi dağıttık, parçaladık, yok ettik. Şimdi çocuklarımız mühendis, doktor, öğretmen, hemşire oluyorlar. Terör kırmızı çizgimizdir, buna asla müsaade etmeyiz. Annelerimizin ortaya koyduğu iradenin sonuna kadar arkasındayız" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.