Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İbrahim Yumaklı

Herkes Duysun - İbrahim Yumaklı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İbrahim Yumaklı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye'den dev ihracat: 212 ülke ve bölgeye 2 bin 200 çeşit tarım ürünü Haber

Türkiye'den dev ihracat: 212 ülke ve bölgeye 2 bin 200 çeşit tarım ürünü

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu ve beraberindeki sektör temsilcileriyle Bakanlık'ta bir araya geldi. Burada yaptığı değerlendirmede, ülkenin gıda arz güvenliğinin teminatı olarak gördükleri hububat, bakliyat ve yağlı tohumlu bitkiler sektörünün gelişiminin kıymetli ve stratejik olduğuna işaret eden Yumaklı, sektör temsilcileriyle istişareye büyük önem verdiklerini aktardı. Yumaklı, tarımda planlı üretime geçilmesi için devrim niteliğinde düzenlemeler hayata geçirdiklerini belirterek, "Kendimize bir takvim oluşturmuştuk, bu takvim halihazırda herhangi bir aksamaya meydan vermeden yürüyor. Bu konular, planlı tarımsal üretime geçilmesi, işlenmeyen arazilerin üretime kazandırılması, tarımsal üretim yapılan alanların kayıt altına alınması ve sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasıydı. Tarımsal üretimde hem iklim değişikliği hem de diğer hususlar konusunda dayanıklılığımızı artırmak, daha fazla üretim yaparak gıda arz güvenliğine ilişkin herhangi bir problem olmamasını sağlamak ve bunu garanti altına almak için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. Bitkisel üretimin geçen yıl 137 milyon tona ulaştığına ve bunun Cumhuriyet tarihinin rekoru olduğuna dikkati çeken Bakan İbrahim Yumaklı, şöyle devam etti: "İnşallah bu çalışmalarımız tam manasıyla sahaya yansıdığında bu rakamları çok daha yukarılara taşıyacağız. Sözleşmeli üretim, tarımsal üretimin planlanmasında ana unsurlarından biri. Ülke genelinde yaygınlaşması, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik pozitif bir etki oluşturacak. Hem üretim hem de sanayi kısmını da içine alan bir bütün halinde hareket etmemizin yegane yolu sözleşmeli üretimdir." "9 FARKLI ÜLKEYE TARIM MÜŞAVİRLERİ ATADIK" Bakan İbrahim Yumaklı, Türkiye'nin, yaklaşık 9 trilyon dolarlık ticaret hacminin oluştuğu bir coğrafyada bulunduğuna, Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika bölgelerindeki en büyük tarımsal ürün ihracatçısı ülkelerden olduğuna işaret etti. Türkiye'nin geçen yıl 212 ülke ve bölgeye 2 bin 200 çeşit tarım ürünü ihraç ederek yaklaşık 31 milyar dolarlık ihracat geliri elde ettiğini aktaran Yumaklı, şunları kaydetti: "Bunlar sizlerin başarınız. Bu tecrübeyi daha da etkin kullanmak gerekiyor. Bakanlık olarak bizler çok farklı vesilelerle sektörün farklı unsurlarıyla bir araya geliyoruz. Özellikle 9 farklı ülkeye tarım müşavirleri atadık. Ancak bu arkadaşlarımız sadece o ülkelerden sorumlu değil. Onlara hinterlantlar belirledik. Tarım müşavirleri başta olmak üzere Bakanlığın bütün birimleri ihracatçıların hizmeti için hazır. Elbette hububat, baklagiller ve yağlı tohumlu bitkiler sektöründe bizlere düşen önemli sorumlulukların farkındayız. Sektördeki gelişmeleri doğru bir şekilde analiz etmeye, etkin politika ve strateji belirlemeye çalışıyoruz."

Türkiye'de yangına ilk müdahale süresi 11 dakikaya düştü Haber

Türkiye'de yangına ilk müdahale süresi 11 dakikaya düştü

Tarım ve Orman Bakanlığı Yangın Yönetim Merkezi'nde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın katılımıyla, 2024 Yılı Orman Yangınlarıyla Mücadele Hazırlık Toplantısı gerçekleştirildi. Ormanlık bitki örtüsüne sahip 23 ilin valisinin de yer aldığı programda, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Yangın Yönetim Merkezi'nin işleyişi ve Türkiye'deki orman yangınlarıyla mücadele konusunda yapılan çalışmalarla dair sunum yaptı. Sunum esnasında, Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde tatbikat amaçlı kontrollü yangın çıkarıldı. Yangına müdahale, Yangın Yönetim Merkezi'nden yönetildi. Planlamanın ardından önce hava, sonra kara araçları tarafından yangına müdahale edildi ve yangın kontrol altına alınarak sonlandırıldı. '7 MİLYARDAN FAZLA FİDAN VE TOHUMU TOPRAKLA BULUŞTURDUK' Bakan Yumaklı, ormanları korumak ve geliştirmek için 22 yıldır büyük bir gayretle çalıştıklarını belirterek, "Bu süre içerisinde 7 milyardan fazla fidan ve tohumu toprakla buluşturduk. Bu sayede orman alanımızı 23,4 milyon hektara çıkardık. Ülkemiz yüz ölçümünün yüzde 30'unu ormanla kaplı hale getirdik. Ormanlarımızı geliştirmek kadar, korumanın da önemli olduğu bir dönemdeyiz. Biz de yangınlarla mücadelede değişen koşulları göz önünde bulunduruyoruz. Her ne kadar iklimsel faktörler, yangınları tetikleyen faktörleri oluştursa da bireysel ve toplumsal olarak da üzerimize düşenleri yapmak zorundayız. Hava araçlarımızın su almalarında büyük kolaylık olan yangın havuz ve göletlerine ayrı bir parantez açmak isterim. 22 yıl önce hiç olmayan bu imkan, bugün 4 bin 727 adet havuz ve gölet olarak orman teşkilatımızın hizmetinde. Bugün 184'ü akıllı olmak üzere 776 yangın gözetleme kulesi ve 14 insansız hava aracımızla ormanlarımızı 7/24 gözetliyoruz. Yangına ilk müdahale süremizi 40 dakikadan 11 dakikaya kadar düşürdük, hedefimiz bu yıl 10 dakika" ifadelerini kullandı. '122 BİN GÖNÜLLÜMÜZLE YANGINLARA HAZIRIZ' Orman yangınlarıyla mücadelede İçişleri Bakanlığı ile ortak hareket ettiklerini söyleyen Bakan Yumaklı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), jandarma, emniyet ve Sahil Güvenlik'in sağladığı desteğin son derece önemli olduğunu vurguladı. Tarım ve Orman Bakanlığının tarihinin en güçlü filosu ile yangınlara hazır olduğunu ifade eden Yumaklı, "Hava ve kara unsurlarımız, diğer kurumlarımızın sağladığı rezerv güçlerle, daha kuvvetli hale geldiler. Rezerv güçlerle birlikte; 26 uçak, 105 helikopter, 14 İHA, 1649 arazöz ve su ikmal aracı, 2 bin 453 ilk müdahale aracı, 821 iş makinesi ve birçok başka imkan orman yangınları ile 2024 yılında mücadelemizin temelini oluşturacak. Biz, tarihimizin en güçlü filosuyla, bütün teknolojik imkanlarımızla, 25 bin orman kahramanı yangın işçimiz ve 122 bin gönüllümüzle yangınlara hazırız. Vatandaşlarımızın da yangının hiç çıkmaması için azami dikkati göstereceklerinden ve Yeşil Vatan'a sahip çıkacaklarından hiç şüphemiz yok" dedi. 'MÜDAHALE ORGANİZASYONU TANIMLANDI' İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Orman Genel Müdürlüğü ve AFAD tarafından hazırlanan Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliği, Türkiye Afet Müdahale Planı'nın (TAMP) 4 Mayıs 2022'de onaylandığını aktararak, "Hazırlanan plan çerçevesinde; orman yangınlarında görev alacak afet gruplarının, 7 bakanlık ile 10 kurum ve kuruluşun görev tanımları yapıldı. Orman yangınları büyüklüklerine göre; çok küçük yangın, küçük yangın, orta büyüklükte yangın, büyük ve çok büyük yangın olarak 4 seviyeye ayrıldı. Belirlenen gruplara göre de müdahale organizasyonu tanımlandı. Plana göre; orman yangınlarında koordinasyon kurumu olarak görev yapan AFAD, yerleşim yerlerini tehdit eden orta, büyük ve çok büyük orman yangınlarında, ulusal ve uluslararası destek talebi olduğunda, TAMP kapsamında ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonlarından personel ve araç sevkinden sorumludur. Bu seviyedeki yangınlarda, İçişleri Bakanlığı ve AFAD'a düşen görev ve sorumluluklar; bakanlığımıza bağlı Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile Milli Savunma Bakanlığı'na ait helikopter ve uçakların orman yangınlarına müdahalede aktif olarak kullanılmasıdır" diye konuştu. '4 YILDA 7 BİN 225 ORMAN YANGINI MEYDANA GELDİ' İklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkilerinin en fazla görüldüğü bölgelerin başında, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz kuşağının geldiğini söyleyen Yerlikaya, "Bu kuşakta yer alan ülkelerdeyse maalesef her yıl orman yangınlarında büyük bir artış yaşanıyor. Ülkemizde, son 4 yılda toplam 7 bin 225 orman yangını meydana geldi. Bu yangınlarda toplam 168 bin 194 hektar orman alanı zarar gördü. Bu dönemde, AFAD'ın jandarma ile birlikte müdahale ettiği yangın sayısı ise 278'di. Üzülerek ifade etmeliyim ki, son 4 yıl içinde meydana gelen yangınlarda maalesef 122 vatandaşımızı kaybettik. Geçtiğimiz yılın rakamlarına bakarsak; son 1 yılda meydana gelen 2 bin 272 orman yangınında, 15 bin 891 hektar alan zarar gördü. Bu dönemdeki orman yangınlarında, 71 yerleşim yerini ve 6 bin 587 vatandaşımızı ise başarıyla tahliye ettik. Son 3 yılda ise orman yangınları sonrası AFAD tarafından kullanılan ödenek miktarı yaklaşık 81 milyon liraya ulaştı. Ülkemizde 2021 yılında meydana gelen büyük orman yangınlarıyla birlikte bu yangınlarla mücadele kapasitemizi artırmak için çok önemli adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz" açıklamasında bulundu.

Bakan Yumaklı, Irak ile imzalanan su anlaşmasına ilişkin konuştu Haber

Bakan Yumaklı, Irak ile imzalanan su anlaşmasına ilişkin konuştu

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Irak ile imzalanan su alanında iş birliği anlaşmasına ilişkin "Su konusunda sadece bizde değil suyun bizden gittiği ülkelerde de yönetilmesi gerekir. Suyun daha çok bırakılmasından bahsetmiyoruz. Suyun yönetilmesinden bahsediyoruz. İki sınırdaş ülkenin suyla ilgili iş birliği sadece bu iki ülkenin arasındaki iş birliği ile anlamlıdır" dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 104’üncü açılış yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında TBMM'de resepsiyon düzenlendi. Burada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Yumaklı, su konusuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Yumaklı, Irak ile tarımsal işbirliğini geliştirme yolunda atılan adımların son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “Su konusunda sadece bizde değil suyun bizden gittiği ülkelerde de yönetilmesi gerekir. Suyun daha çok bırakılmasından bahsetmiyoruz. Suyun yönetilmesinden bahsediyoruz. Yani ‘ben suyu bıraktım’ olmaz. Yönetilmiyorsa nasıl yapacağız? Dolayısıyla şunu söylüyorum. İki sınırdaş ülkenin suyla ilgili iş birliği sadece bu iki ülkenin arasındaki bir iş birliği ile anlamlıdır. Dolayısıyla çalışma grupları zaten var. Aynı şekilde devam edecek. Onların sulama projeleri, onların su depolamaları, su verimliliği gibi. Türkiye'de ne yapıyorsak aynısını onların da yapmasını sağlayacağız” dedi.

Biyokaçakçılıkla mücadele kapsamında 10 yılda 65 kişi ceza aldı Haber

Biyokaçakçılıkla mücadele kapsamında 10 yılda 65 kişi ceza aldı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İyi Parti Konya Milletvekili Ünal Karaman'ın biyokaçakçılığın önlenmesi için alınan tedbirlere ilişkin yazılı soru önergesini yanıtladı. Biyololjik çeşitliliğin biyokaçakçılık yoluyla istismar edilmesinin önlenmesi amacıyla çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü belirten Yumaklı, Türkiye'de ilk kez 2013-2015 arasında Biyokaçakçılıkla Mücadele Projesi'nin hayata geçirildiğini aktardı. İbrahim Yumaklı, proje çerçevesinde bilgilendirme faaliyetlerinin yanı sıra 33 çalıştayın yapıldığını, Sahil Güvenlik Komutanlığınca da 17 ilde deniz genetik kaynakları ve biyokaçakçılık konularında seminerler düzenlendiğini ifade etti. Biyokaçakçılıkla Mücadele Eylem Planı'nın hazırlandığını hatırlatan Yumaklı, Tarım ve Orman Bakanlığınca "Biyokaçakçılıkla Mücadele Bilgi Sistemi"nin kurulduğunu, bu sistemin İçişleri Bakanlığına da açık olduğunu bildirdi. "BİYOÇEŞİTLİLİĞİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ TEMİN EDİLMEKTEDİR" Bakan Yumaklı, Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaret Konvansiyonu (CITES) Sözleşmesi'ne üye olunduğunu anımsatarak, şunları kaydetti: "CITES ek listelerinde yer alan yabani türlerin, parça ve türevlerinin uluslararası ticaretinde CITES izin belgesi düzenlenirken CITES kapsamı dışındaki yabani türlerin, parça ve türevlerinin uluslararası ticaretinde Kara Avcılığı Kanunu'na istinaden çıkarılan Av ve Yaban Hayvanları ile Bunlardan Elde Edilen Ürünlerin Bulundurulması, Üretimi ve Ticareti Hakkında Yönetmelik çerçevesinde ihracata uygunluk belgesi düzenlenmektedir. Böylece uluslararası ticaretin kontrolü sağlanarak türlerin nesillerinin devamlılığı ve biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliği temin edilmektedir. Biyokaçakçılıkla mücadele kapsamında ülkemizde son 10 yılda gerçekleşen 39 vakaya ait 65 kişiye idari para cezası uygulanmıştır. Biyokaçakçılıkla mücadele kapsamında doğa eğitimleri yapılmakta, medya araçları vasıtasıyla bilgilendirme faaliyetleri yürütülmektedir."

Emine Erdoğan: Anadolu kadını çalışkandır Haber

Emine Erdoğan: Anadolu kadını çalışkandır

Emine Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili kuruluşu Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından düzenlenen "Tarımda Kadın Emeği Zirvesi"ne katıldı. Zirve öncesinde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Mersin'den Ordu'ya, Denizli'den Şanlıurfa'ya Türkiye'nin dört bir yanından gelen kadın çiftçilerin el emeklerini sergiledikleri stantları gezen Emine Erdoğan, buradaki ürünler hakkında bilgi aldı, kadın çiftçilerle sohbet etti, hatıra fotoğrafı çektirdi. "ANADOLU TOPRAĞI NASIL BEREKETLİYSE ANADOLU KADINI DA ÇALIŞKANDIR" Emine Erdoğan, zirvede yaptığı konuşmada, Avrupa kıtasının tamamında 13 bin çeşit bitki türü varken, Türkiye'de 12 bin çeşit bitki yetiştiğine dikkati çekti. Bir ayrıcalık olan coğrafyanın bu zenginliğini korumanın herkese mühim bir sorumluluk yüklediğini ifade eden Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sorumluluğun ağırlığını en iyi sizlerin anladığını düşünüyorum. Çünkü, kadınla toprak arasında, emeğe dayalı uzun bir geçmiş var. Tohumu, topraktan kundağına yatıran, suyunu dualarla veren, şefkat damlayan elleriyle büyüten, sizlersiniz. Toprağın alın yazısı olduğunu, sabrı öğreten kadim bir öğretmen olduğunu biliyorsunuz. Anadolu toprağı nasıl bereketliyse Anadolu kadını da çalışkandır, üretkendir." Emine Erdoğan, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de gıda üretiminin yarıdan fazlasının kadınların ellerinde gerçekleştiğini belirtti. "Sizler, bir yandan vatanınızı doyurarak milletimize analık yapıyor, diğer yandan henüz doğmamış evlatlarımızın hakkını gözetiyorsunuz." diyen Emine Erdoğan, Ata Tohumu Projesi'ne başlandığında bu gerçeği çok daha iyi gördüklerini ifade etti. "1537 ÇEŞİT ATA TOHUMUNU KORUMA ALTINA ALDIK" Emine Erdoğan, sandıklarda ve kilerlerde yıllarca saklanan ata tohumlarının, sahip olunan ferasetin, deneyimin ve ileri görüşlülüğün bir ispatı olduğunu dile getirdi. 2017'den bu yana 1537 çeşit ata tohumunu, gen bankalarında koruma altına aldıklarını vurgulayan Emine Erdoğan, "37 yerel çeşidi de tescil ederek kayıt altına aldık. Bildiğiniz gibi geleceğimizin güvence altına alınması için doğa temelli, sürdürülebilir üretim modelleri esastır. Böyle bir üretim de ancak bölgesel koşullara ve iklime uygun yerel tohumların kullanılmasıyla mümkün olabilir." diye konuştu. Yerel türlerin, bulundukları coğrafyanın hafızası olduğuna, bölgenin geçirdiği değişimleri bilerek, kendisini yeni koşullara adapte ettiğine dikkati çeken Emine Erdoğan, yerel türlerin korunmasının biyoçeşitlilik kaybına bağlı çevre krizlerinin engellenmesi için de çok önemli bir çaba olduğuna işaret etti. Emine Erdoğan, "Tarlada, hasatta, nakliyede ve depolamada gıda kaybını önleyecek kalıcı çözümler üreteceğiniz kanaatindeyim. Bu noktada, aile çiftçiliği de hem iklim değişikliğiyle mücadelede hem de sürdürülebilir tarımda önemli bir güçtür." şeklinde konuştu. Tarımsal bilgi ve deneyimin hafıza merkezi olduğunu belirten Emine Erdoğan, gençlerin bu mirasa sahip çıkmaları için teşvik edilmesi çağrısında bulundu. "EKİLMEMİŞ TEK BİR KARIŞ TOPRAĞIMIZ KALMASIN" Emine Erdoğan, tarımın en büyük zenginlik olduğu dünyada el birliğiyle, kırsalı gençler için fırsatlarla dolu bir alana dönüştürmenin önemine değinerek, şunları söyledi: "İnanıyorum ki biz yerel ve bölgesel üretime sahip çıktıkça, hem geleceğimizi koruyacağız, hem de kırsalımızı kalkındıracağız. Doğru tarım uygulamalarıyla, tabiata ihtiyaç duyduğu şifayı vereceğiz. Peygamber Efendimiz, bir hadisişeriflerinde, 'Kimin tarlası varsa onu eksin. Kendisi ekmezse din kardeşine ektirsin' buyuruyor. Bir verip bin aldığımız toprağın, üzerimizde hakkı vardır. Bu hakkı, onu ekerek, koruyarak, zehirli maddelerden uzak tutarak teslim edebiliriz. Bu hususta sizlerden çok şey beklediğimi ifade etmek istiyorum. Gelin sizler bu konuda öncü olun. Ekilmemiş tek bir karış toprağımız kalmasın. İmece kültürümüzü burada da yürürlüğe koyalım. El birliğiyle ekelim, el birliğiyle toplayalım. Toprağa yalnızca karnımızı doyuracak ürünü değil, geleceği de ektiğimizi hiç aklımızdan çıkarmayalım." Emine Erdoğan, kompost gübrenin toprağı zenginleştirdiğini, su tutma kapasitesini arttırdığını, üzerinde yetişen bitkiler için de şifa olduğunu, kimyasal gübreler ve zirai ilaçların ise toprağı yorduğunu, küstürdüğünü belirterek, şöyle konuştu: "Mesela, biz Külliye'de oluşan organik atıklarımızı kompost gübreye dönüştürüyor ve park bahçe faaliyetlerimizde kullanıyoruz. Bahçede gördüğünüz bütün bitkiler kompost gübreyle beslenip serpiliyor. Böylece kimyasal gübrelerin toprakta birikmesini, derinlere sızarak yer altı sularına karışmasını ve gaz halinde havayı kirletmesini de engellemiş oluyoruz." Tarım uygulamaları ve toprak kalitesinin toplum sağlığını doğrudan etkilediğine dikkati çeken Emine Erdoğan, sofraya koyulan ürünlerin sağlıklı bir topraktan gelmediği takdirde nesillerin sağlığını bozduğunu söyledi. Emine Erdoğan, şunları kaydetti: "Kimyasal ilaç ve gübrelere alternatif doğal yöntemleri kullanmazsak biyoçeşitliliğimiz de tehlike altına giriyor. Oysa bu topraklar, Yaradan'ın yeryüzüne nakşettiği muhteşem bir eserdir. Attığımız her adımda, toprağa ve tabiata muamelemizde bu gerçeği hiç unutmayalım. Topraklarımıza bir anne şefkatiyle sahip çıkan siz değerli kadın çiftçilerimizin ve tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü'nü şimdiden tebrik ediyorum. Tüm sorunlarınızın çözümünde ve projelerinizde destekçiniz olduğumu bilmenizi istiyorum." Emine Erdoğan, kadın çiftçiler Munise Çetin, Buket Yıldırım, Hatem Kümbet, Zübeyde Baloğlu, Merve Atıcı'ya plaket takdim etti, aile fotoğrafı çektirdi. Zirve sonrasında kadın muhabirlerle de hatıra fotoğrafı çektiren Emine Erdoğan, onların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı. Zirvede, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, TKDK Başkanı Ahmet Antalyalı ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da konuşma yaptı.

Bakan Yumaklı Su Verimliliği Seferberliği'ni başlattıklarını duyurdu Haber

Bakan Yumaklı Su Verimliliği Seferberliği'ni başlattıklarını duyurdu

Dünya Su Konseyi 86. Guvernörler Toplantısı, Tarım ve Orman Bakanlığı ev sahipliğinde, Bakan İbrahim Yumaklı, Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon ve çeşitli ülkelerden temsilcilerin katılımıyla yapıldı. Yumaklı, buradaki konuşmasında, insanlığın siyasi zorluklar ve insani krizler, iklim değişikliği, su kıtlığı, gıda krizleri, artan enerji ihtiyacı, çevre kirliliği ve salgın hastalıklar yaşadığına işaret etti. Geçen yıl şubat ayında Türkiye'de büyük bir deprem felaketi yaşandığını anımsatan Yumaklı, "14 milyon nüfusun yaşadığı 11 şehrimiz bundan etkilendi. Bu tahribatları hızlıca onararak, halkımızın en kısa sürede temiz suya erişimini sağladık. Bu gibi doğal afetler de dahil olmak üzere ortak refahımızı tehdit eden pek çok zorlukla karşı karşıyayız. Bu tür zorluklar ve felaketler bizlere, afetleri önlemek ve acil durumlara hazırlıklı olmak için hem ulusal hem de uluslararası yüksek düzeyde koordinasyon ve işbirliği sağlanmasının önemini hatırlatıyor." dedi. "SU KAYNAKLARININ KORUNMASI VE VERİMLİ KULLANILMASI İÇİN ÖNEMLİ YATIRIMLAR YAPIYORUZ" Bakan Yumaklı, Türkiye olarak, ülkede ve dünyada herkesin temiz suya erişiminin sağlanması için her zamankinden daha kararlı yol aldıklarını ifade etti. Suyun tüm dünyada farklı platformlarda sıklıkla ele alınan, öncelikli bir konu haline geldiğini belirten Yumaklı, Konseyin faaliyetlerini her zaman yakından takip ettiklerini ve bu faaliyetlere aktif katkı sağladıklarını söyledi. Türkiye'de küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerinin günden güne daha çok hissedilmeye başlandığını dile getiren Yumaklı, şöyle devam etti: "Ülkemiz, Akdeniz Havzası'nda yer alması nedeniyle küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler içinde yer alıyor. Ayrıca, kişi başına düşen 1313 metreküp kullanılabilir su miktarıyla su stresi altında bir ülkeyiz. Bu nedenle şunun bilincindeyiz; Türkiye su zengini bir ülke değildir. Su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılması için önemli yatırımlar yapıyoruz. 21 yılda bugünün fiyatlarıyla 2,4 milyar lira, yani 80 milyar dolar kaynak aktararak 10 binden fazla projeye imza attık. İçme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak için içme suyu tesisleri ve özellikle son dönemde iklim değişikliğinin diğer etkisi olan taşkınlardan korunmak için taşkın tesisleri ve atık su arıtma tesisleri kurmuş olduk. Ayrıca yer altı barajları inşa etmekle ilgili çalışmalarımız devam ediyor." "SU VERİMLİLİĞİ SEFERBERLİĞİ'Nİ BAŞLATTIK" Bakan Yumaklı, çiftçilerin sulama sularını verimli kullanmaları için bireysel basınçlı sulama sistemlerini koruma durumunda maliyetin yarısını karşıladıklarına dikkati çekerek, "Eğer bu yatırımları yapmazsak 2030 yılına kadar su sıkıntısı yaşayan ülkeler arasında yer alma tehdidiyle karşı karşıya kalacağız." diye konuştu. Yumaklı, bu tehditle mücadele etmek için somut adımlar atılmasının son derece önemli olduğunu, su kaynaklarını iyi yönetmenin geçmiştekinden daha önemli hale geldiğini vurguladı. Türkiye'nin, suyun hakça, makul, etkin kullanılması ve korunması konusunda üzerine düşen küresel ve bölgesel sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğini söyleyen Yumaklı, son çeyrek asırda su kaynaklarını daha iyi yönetmek için yasal reformlar ve altyapı yatırımları yaptıklarını dile getirdi. Yumaklı, bu kapsamda Su Verimliliği Seferberliği'ni başlattıklarına dikkati çekerek şunları ifade etti: "Bu seferberlikte 4 temel amaç belirledik. Birincisi, su kayıplarının azaltılması için yağmur suyu hasadı, gri su kullanımı, arıtılmış atık suların yeniden kullanımı gibi yöntemlerle alternatif su kaynaklarının kullanımı. İkincisi, tarımda, sanayide, bireysel su kullanımlarında verimli teknolojilerin kullanımı ve bilinçli üretimin yaygınlaştırılması. Üçüncüsü, bireysel su kullanım alışkanlıklarının iyileştirilmesi ki bunların içine toplumun her kesiminden insanların katılımını sağlamak amacıyla okullarımızı dahil ederek devam ettik. Dördüncüsü, 'Suyumuza Sahip Çıkalım' temasıyla her bir paydaşımızı ve bütün su kullanıcılarını, çalıştaylar, eğitimler, farkındalığı artırıcı yayınlar gibi etkinliklerle bu konunun farkında olmaya davet ediyoruz." "TÜRKİYE EN FAZLA İNSANİ YARDIM YAPAN ÜLKELERİN BAŞINDA" Bakan Yumaklı, ülkedeki ölçümler veya istatistiklere göre, tarım kesiminin suyun yüzde 77'sini kullandığını belirterek, Tarım Kanunu'nda değişikliğe giderek tarımsal üretim planlamasını suyu merkeze alarak yapma konusunu milli bir pozisyon haline getirdiklerini söyledi. Türkiye'nin, suyun ülkeleri ve insanları ayırdığına değil birleştirdiğine inandığını dile getiren Yumaklı, "Bu anlayışla, su alanındaki çalışmalarımızı sınırlarımız ötesinde de sürdürüyoruz. Su sorunları ve krizler karşısında ortak bir sorumluluğu paylaştığımızın ve beraber harekete geçmemiz gerektiğinin altını bir kez daha çizmek isterim. Türkiye, dünyada milli gelirine oranla en fazla insani yardım yapan ülkelerin başında geliyor. Bu yardımlar içinde su alanında gerçekleştirilen yardım faaliyetleri de var." dedi. Yumaklı, küresel olarak 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na ulaşılması hedefiyle Afrika ülkeleri başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerindeki çok sayıda ülkeye su sektöründe eğitim, mali ve teknik yardım sağladıklarını vurguladı. "SUYUN MAKUL VE ETKİN KULLANILMASINA ÖNEM VERİYORUZ" Bakan Yumaklı, suyun sınırları aştığına işaret ederek, Türkiye'nin 5 sınır aşan nehir havzasına sahip olduğunu ve bu havzadaki su kaynaklarının ülkedeki su kaynaklarının yaklaşık yüzde 40'ını oluşturduğunu söyledi. Yumaklı, "Hem yukarı hem de aşağı kıyıdaş ülke konumundaki bir ülke olarak komşularımızla suyun hakça, makul ve etkin kullanılması esasıyla diyaloğumuzu ve işbirliğimizi sürdürmeye büyük önem veriyoruz. Sınır aşan sular alanında işbirliği, her bir nehir havzası için bilimsel gerçekler, havzanın kendine özgü özellikleri ve ihtiyaçlar dikkate alınarak kıyıdaş ülkeler arasında özel çözümler üretilmesini gerektiren karmaşık bir süreçtir." diye konuştu. Sınır aşan su kaynaklarının tüm havza ülkeleri tarafından adil kullanımının büyük önem taşıdığını belirten Yumaklı, sınır aşan havzalardaki su kaynaklarının korunması ve kullanılması için karşılıklı fayda esasına dayanılarak bilgi, deneyim ve teknoloji transferiyle işbirliği yapıldığını ve ortak teknik projeler geliştirildiğini kaydetti. Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon da Türkiye'yi ve İstanbul'u çok sevdiklerini dile getirerek, burada olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Konuşmaların ardından Yumaklı ile Fauchon tarafından işbirliği mutabakat zaptı imzalandı.

"Planlı tarımla ilgili yasal düzenlemeleri bitirdik" Haber

"Planlı tarımla ilgili yasal düzenlemeleri bitirdik"

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğince (MÜSİAD) Mersin'deki bir otelde "Topraktan Geleceğe" temasıyla düzenlenen "Türkiye Yüzyılında Üretim Zirvesi"nde, 6 Şubat 2023'teki depremlerde yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi. Tarım sektörünün geleceğinin tartışıldığı bu tür programları önemsediklerini dile getiren Yumaklı, zirvenin sonuçlarını takip edeceklerini vurguladı. Yumaklı, Türkiye'nin yatırım ve uluslararası ticarette ciddi potansiyele sahip olduğunu belirterek, "Bu potansiyeli harekete geçirmek için girişimcilerimizin hakikaten dünya çapında çok ciddi gayretleri var. Bunların birçoğuna yakinen şahidiz." diye konuştu. Hem Türkiye'nin hem de ihracat yapılan ülkelerin ihtiyacını karşılamak için tarımsal üretim planlamasını tamamlamaları gerektiğini dile getiren Yumaklı, şöyle konuştu: "Biz 2023'te planlı tarımla ilgili bütün yasal düzenlemeleri bitirdik. O dönemden itibaren bunun alt çalışmalarını da yaptık. Şu anda bütün arkadaşlarımız nisan ayı itibarıyla kendi iç süreçlerini de bitirecekler ve sahada konuşmaya, anlatmaya başlayacağız. Tarımsal üretim planlaması, kabaca suyu merkeze alarak hangi alanda hangi ürünü ne kadar üretmemiz ve nasıl üretmemiz gerektiğini ortaya koyan bir programdır, disiplin manzumesidir." Yumaklı, tarımsal planlamanın katılımcılığı gerektirdiğini, bu nedenle paydaşların desteğine ihtiyaçlarının olduğunu anlattı. Türkiye'nin, jeopolitik önemine değinen Yumaklı, "Enerji kaynaklarına da yakın olmamızı gösteren, avantaj sağlayan bu coğrafi üstünlük, 9 trilyon dolarlık bir ticaret hacminin döndüğü coğrafyada bizim çok daha fazla gayret göstermemizi ve ortak akılla hareket etmemizi gerektiriyor." ifadesini kullandı. Yumaklı, dünyadaki gelişmelerin, tarımsal üretimin stratejik öneminin daha çok hissedilmesini sağladığını belirterek, şöyle devam etti: "Dünya nüfusu 2050'de 10 milyar olacak. Türkiye'nin 2050 nüfusu 105 milyon. Gelecek bir o kadar misafiri de düşünürsek 2050'de en az 210 milyonluk nüfusun gıda ve su ihtiyacını karşılamamız gerektiği ortaya çıkıyor. Nüfus artışıyla birlikte iklim değişikliği, göç, birtakım daha önce adını hiç duymadığımız hastalıklar gibi hususların bizi kısıtlayacağını da düşünürsek buradaki risk faktörünü görmüş oluruz. Biz, bunların hepsini 'yeni normal' olarak niteledik ve Bakanlığımız bütün çalışmalarını buna göre dizayn etmeye başladı ve devam ediyor." Nüfus artışıyla daha fazla su ve gıdaya ihtiyaç duyulacağının altını çizen Bakan Yumaklı, "Tarım politikalarımızı hem bugüne hem bundan sonraki döneme yani gelecek kuşaklara bırakacak bir vizyonla oluşturduk ve 2024-2028 Stratejik Plan'ımızı yayımladık." dedi. "TARIMSAL ÜRETİM PLANLAMASI, SUYU MERKEZE ALARAK YAPILDI" Yumaklı, Türkiye'nin "su stresi" altındaki ülkelerden olduğunu belirterek, "Tarımsal üretim planlaması, suyu merkeze alarak yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Bütün şehirlerin dinamiklerinin, üreticilerinin, üretici birliklerinin, ticaret odalarının, sivil toplum kuruluşlarının bu üretim planlamasının ilk safhasında çalışması üzerine bir model kuruldu. Daha sonra bütün bunlar Türkiye bazında konsolide edilerek Türkiye'nin üretim planlaması tamamlanacak." ifadelerini kullandı. Arazi toplulaştırma çalışmalarının hızla devam ettiğini aktaran Yumaklı, yeşil vatanı korumak için 7 milyar fidanın toprakla buluşturulduğunu söyledi. Bakan Yumaklı, Mersin'e 21 yılda tarım, orman ve su alanında 60 milyar liralık yatırım yapıldığını, kentte bitkisel üretim miktarının yüzde 85, büyükbaş hayvan varlığının yüzde 39, küçükbaş hayvan varlığının yüzde 75, su ürünleri üretiminin de 45 kat yükseldiğini anlattı. Çalışmaları ve politikaları oluştururken "Önce paydaşlarımız, önce milletimiz" dediklerini aktaran Yumaklı, şunları kaydetti: "Bize verilen sorumluluk kapsamında milletimize en iyi hizmeti yapma gayreti içerisindeyiz ve bu şekilde de devam edeceğiz. Sektörümüz, alt ve üstyapısı ile kurumları itibarıyla güçlü yapıya sahip. Bizlerin, gerekli altyapı çalışmaları ve teşvikleri, sizler gibi ülkesini seven üreticiler ve girişimcilerimiz sayesinde evelallah üstesinden gelemeyeceğimiz herhangi bir sorun olmadığını düşünüyorum. Teorik değil pratik olarak, devleti ile milleti yani üreticisi, girişimcisi omuz omuza vererek bizim etki edebileceğimiz ya da edemeyeceğimiz birçok gelişmenin bizi hangi yöne götüreceğine hep birlikte karar vermemiz gerekiyor ki öyle yapacağız inşallah. Bizler, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın söylediği gibi güçlü Türkiye'nin yolunun güçlü tarımdan geçtiğine inanıyoruz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.