Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Korku

Herkes Duysun - Korku haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Korku haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kekelemenin sebebi korku değilmiş! Haber

Kekelemenin sebebi korku değilmiş!

Uzm. Dr. Ecem İlayda Keşçi, dünya nüfusunun yüzde 1’inde görülen kekemelik hakkında açıklamalarda bulundu. Kekemeliğin nedeninin psikolojik travmaya bağlı olmadığını açıklayan Keşçi, Türkiye’deki kekeme sayısının yaklaşık 830 bin olduğunu ifade etti. Keşçi, “Kekemelik bloklar, tekrarlar ve uzatmalar şeklinde görülüyor. Çocukluk döneminde 2 ile 5 yaş arasında ortaya çıkıyor ve bazen kendiliğinden geçerken, bazen de inatçı kekemelik olarak kalabiliyor. Yetişkinlerde görülen kekemelik ise gelişimsel değil nörolojik temelli oluyor. Cinsiyetin erkek olması, ailede kekemelik geçmişinin olması ve takılmaların 6 aydan uzun sürmesi kekemelik için bazı risk faktörleri arasında yer almaktadır” dedi. "Kekeme birisi için çevre önemli bir faktör" Kekemelik nedeninin psikolojik travmaya bağlı gelişmediğini söyleyen Uzm. Dr. Ecem İlayda Keşçi, “Taklit ederek, köpekten korkarak, psikolojik travmalar sonrasında kekeme olmayız. Kekemeliğin nedeni, dünyada halen araştırmaları süren bir konudur. Güncel çalışmalar nedenini genetik ve nöro-fizyolojik farklılıklar olarak açıklıyor. Kekeme birisi için çevre önemli bir faktör. Kekeme biriyle konuşurken göz temasını sürdürülmeli, ‘nefes al konuş’ gibi uyarılarda bulunulmamalı, karşımızdakinin kelimesi tamamlanmamalı, sırayla konuşulmalıdır” diye konuştu. “İlaçla değil, terapiyle geçer” Medical Park Ordu Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Uzm. Dr. Ecem İlayda Keşçi, kekemeliğin ilaçla, melodik konuşmayla ve doğal taşlarla geçmediğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Kekeleyen bireylerin sağ hemisferinde sıra dışı aktivasyonlar olur ve konuşma terapistleri terapiyle bu aktivasyonları kontrol altına almayı hedefler. Terapiler kişinin ihtiyacına göre planlanır. Kekemeliğine ne kadar duyarlı, hangi ortamlarda, hangi duygu durumunda daha çok takılmalar yaşıyor? Bunlar belirlenir ve sonrasında konuşma hızını yavaşlatılacak bazı tekniklerle ilerlenir. Eğer risk faktörleri var ve takılmalar 6 aydır devam ediyorsa, mutlaka bir dil ve konuşma terapistine başvurmak gerekir. Terapiye her yaşta başlanabilir.”

Kosova ve Sırbistan sınırındaki Türkler... Haber

Kosova ve Sırbistan sınırındaki Türkler...

  Kosova ve Sırbistan arasındaki yıllardır yaşanan kriz Kosova hükümetinin yerel Sırplara kimlik, ehliyet ve plaka zorunluluğu getirmesi ile tırmanırken, bu kararın protesto edilmesi sırasında Sırp bir polisin gözaltına alınması çatışmaların fitilini ateşlemişti. İki ülke arasında yükselen tansiyon ABD, AB ve NATO’nun itidal çağrısı sonrası alınan kararlarla yerini sakinliğe bırakırken Kosova’nın Sırbistan sınırında yer alan ve yoğunlukta Sırpların yaşadığı Mitrovica’nın kuzeyinde yaşayan Kosovalı Türkler, son birkaç aydır yaşananlardan endişeli. Bölgede yaşayan Türkler, geceyi gergin geçirdiklerini her an yeniden çatışma yaşanabileceği endişesiyle geçiriyor. Türk asıllı Mitroviçalı İlyas Luşta, dedelerinin Mitroviça’da dünyaya geldiğini ifade ederek, “Yani ne zamandan beridir buradayız bilmiyorum ama Osmanlı Dönemi’nden bu yana buradayız. Birlikte yaşamak zor değil, biz böyle birlikte yaşamaya alışığız. Tito döneminde yaşamak çok kolaydı o zaman kardeşlik birlik vardı. Yugoslavya’nın çökmesiyle bazı şeyler değişti, çok sayıda ülke kuruldu. Biz de böyle kaldık” ifadelerini kullandı. Türkiye’ye selam söyleyen Luşta, “Buradan Türkiye’ye selam söylüyorum Türk kanallarını izliyoruz, Türkiye’den ticaret yapıyoruz. En büyük ticaret Türkiye Cumhuriyeti ile oluyor” dedi. Burhan Macun ise son dönemde Mitroviça’daki Kosovalı Türklerin yaşamlarını biraz daha gergin geçirdiğini ifade ederek, “Çünkü çok sayıda Türk Mitroviça’nın kuzey bölgesinde yaşıyor. Orada yaşayanlar tedirginlik içerisinde yaşıyorlar, geceleri uyuyamıyorlar. Bir silahlı saldırı olacak diye kendilerini güvende hissetmiyorlar” dedi. Kosova hükümetinde bir bakan ve iki milletvekiliyle Kosovalı Türkleri temsil eden Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP) Mitroviça Şubesi Başkanı Erol Zekeriya, Kosova Savaşı’ndan önce 300’ün üzerinde Kosovalı Türkün yaşadığı Kuzey Mitroviça’nın savaş sonrası Kosova’nın kanayan yarası haline geldiğini ifade etti. Son günlerde yaşananlara değinen Zekeriya, “Mitroviça’da 1990’lı yıllarda 300’ün üzerindeydi ama bugün bu sayı 80 ile 100 arasındadır diyebiliriz. Göç edenlerin çoğu güney bölgenin yanı sıra Avrupa ile Türkiye’ye göç ettiler” ifadelerini kullandı. Göç edenlerin özel sektörde çalıştıklarını ifade eden Zekeriya, bölgede tansiyonun yükseldiği günden bugüne herkesin tedirgin olduğuna dikkat çekerek, “Tedirgin olmayan yok. O bölgede yaşayanları arayıp nasıl olduklarını sorduk. Öğrendiğimize göre, olay günlerinde evlerden çıkmadılar, durum sakinleşene kadar. Yiyecek, içecekleri önceden temin ediyorlar. Bizler alıştık artık böyle yaşamaya. Kuzeyde yaşamak sadece Türklere zor değil diğer azınlıklara da çok zor. Çünkü serbest hareket edemiyorsun ve dolayısıyla yaşamak zorlaşıyor” açıklamasını yaptı.  

Sınav stresini engellemek mümkün... Haber

Sınav stresini engellemek mümkün...

Hayatın hangi aşamasında olursa olsun sınanma hissi, pek çok insan için en büyük stres kaynaklarından biridir. Bu durum, eğitim hayatı boyunca sıkça karşı karşıya kalınan sınavların da öğrenciler ve aileleri için temel stres kaynaklarından biri haline gelmesine neden olur. Stresin temel kaynağı ise başarısızlık ihtimalinin oluşturduğu kaygılardır.. Peki bu kaygıları doğru yönetmek ve sınav stresi ile başa çıkmak için neler yapılabilir? Yakın Doğu Üniversitesi'nin online eğitim platformu E-Study Box'ın 26 Ocak Çarşamba günü ücretsiz olarak düzenleyeceği webinar, sınav stresinin doğru bir şekilde yönetilebilmesi için ailelere ve öğrencilere rehberlik etmeyi amaçlıyor. Eğitim Uzmanı ve Danışmanı Hunat Ayşe Öztoprak'ın Psikolog Yaren Uğur'u konuk alacağı webinarda, sınav stresi ile başa çıkabilmek için yapılması gerekenler masaya yatırılacak. Sınav stresinde aile faktörü Eğitim Uzmanı ve Danışmanı Hunat Ayşe Öztoprak, kolej sınavlarının ilk etabının gerçekleşeceği şu günlerde öğrenci ve ailelerinin sınav baskısını hissetmeye başladığını söyleyerek, “Kabul etmesi güç olsa da, çocukların akademik başarıya dayalı yaşadığı sınav stresinin önemli bir bölümü, ebeveynlerin bilinçli veya bilinç dışı olarak çocuklarına yüklenmesinden kaynaklanıyor” ifadesini kullanıyor. Dolayısıyla sınav stresi ile başa çıkmanın en önemli yolu ailelerin doğru bilgilerle donatılmasından geçiyor. Öztoprak, 26 Ocak Çarşamba 11.00-12.00 saatleri arasında düzenleyecekleri ücretsiz webinarda, Psikolog Yaren Uğur'la birlikte ailelere, sınav stresinin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair bir yol haritası çıkaracaklarını söylüyor. Düzenleyecekleri webinarda; kaygının tanımı, sonuçları, sınav kaygısını yenmenin önemi, anne-babaların takınması gereken tutumlar, sınav dönemini fırsata çevirmenin yolları ve sınav sonrası için tavsiyeler gibi konu başlıklarını ele alacaklarını söyleyen Öztoprak, “Ailelerin, çocuklarının potansiyelini keşfetmelerini ve eğitim hayatları boyunca onlara yol arkadaşlığı yapmalarını sağlamayı amaçlıyoruz” diyor. Çocuklarınızı sınava hazırlık sürecinde yalnız bırakmayın Eğitim Uzmanı ve Danışmanı Hunat Ayşe Öztoprak, webinarda değinecekleri konu başlıkları ile ilgili de ipuçları verdi. Çocukların, sınav süreçlerinde kendilerini yalnız hissetmemesi gerektiğine vurgu yapan Öztoprak, “Anne-babaların; sınav süreçlerinde, çocuklara baskı hissettirmeden onların yanında olduklarını göstermeleri son derece önemlidir. Çocuğunuzla birlikte çalışma takvimi oluşturun. Çalışma materyallerini gözden geçirirken onlara yardımcı olun. Böylelikle, çocuklarınıza bu süreçte destek olarak, yalnız olmadıklarını hissettirebilirsiniz” ifadesini kullanıyor. Çocuğun sınav stresinin üstesinden gelmesi için ihtiyaç duyduğu güvenceyi ve duygusal desteği sağlamanın önemine de değinen Öztoprak, “Bütün bunları yaparken çocuğunuzun iyi beslendiğinden ve düzenli bir uykuyla yeterince dinlendiğinden de emin olun” tavsiyesinde bulunuyor. Çocukların kendi sorumluluklarını almasına izin verin Ailelerin genel olarak yaptığı en önemli yanlışlardan birinin çocuğu denetlemeye çalışmak olduğunu söyleyen Hunat Ayşe Öztoprak, “Arkadaşlarıyla iletişimlerini kısıtlamak, mesajlarını kontrol etmek, internet ya da oyun oynarken geçirdiği süreyi yasaklarla sınırlamaya çalışmak çocuğunuzun stresinin artmasına neden olacaktır. Bu sınırların çocukla birlikte belirlenmesi ve kendi sorumluluklarını alarak özdenetimlerini oluşturmalarını sağlamak çok daha etkili olacaktır” ifadesini kullanıyor. “Çocukların tazelenme duygusunu hissetmesine yardımcı olmak için yürüyüşe çıkmayı veya müzik dinlemeyi önerebilirsiniz. Bir ebeveyn olarak yapabileceğiniz en iyi şey onların kendi davranışlarından sorumlu hissetmelerini sağlamak olacaktır” diyen Öztoprak, “Çocuklarınızın yüksek notlardan çok öğrenmeye odaklanmasını sağlamak, kaygılarını azaltarak beraberinde akademik başarılarını da yükseltecektir” ifadesini kullanıyor. 26 Ocak Çarşamba günü, Psikolog Yaren Uğur ile birlikte ücretsiz olarak düzenleyecekleri webinara davet eden Hunat Ayşe Öztoprak, “E-Study Box'ın internet sitesine üye olarak webinarımıza ücretsiz olarak katılabilirsiniz” dedi.

İstanbul'da garajla beraber evi de yıktılar! Haber

İstanbul'da garajla beraber evi de yıktılar!

İstanbul Aksaray'daki Avrupa Garajı'nda sabahın erken saatlerinde yıkım çalışması başladı. Çalışmalar sırasında garajın bitişiğinde bulunan tek katlı bir evin duvarları yıkıldı. İstanbul Fatih Küçük Langa Caddesi'nde bulunan Avrupa Garajı için birinci derece arkeolojik SİT alanı olması nedeniyle, yıkım kararı verilmişti. Fatih Belediyesi zabıta ekipleri tarafından bir süre önce garajda bulunan dükkanlar mühürlendi. Bugün sabah saatlerinde ekipler yıkım için Avrupa Garajı’na geldi. Polis ekipleri de garajın çevresinde güvenlik önlemi aldı. Avrupa Garajı'nda bulunan dükkanlar ekipler tarafından tek tek yıkıldı. Yıkım çalışması sırasında garajın bitişiğinde bulunan tek katlı ev de zarar gördü. Evin içinde yaşayanlar ne olduğunu anlamadan kendini dışarı attı. Duvarları yıkılan ev kullanılamaz hale gelirken evde yaşayan aile yetkililere yardım çağrısında bulundu. Ayrıca yıkım çalışması sırasında bir ticari takside maddi hasar oluştu. “Evimin bütün duvarları yıkıldı” Duvarları yıkılan evde yaşayan Halime Dilan, “Bir ses geldi. Oğlum seslendi. ‘Anne deprem oluyor dedi. Biz de dışarı çıktık. Bina sallanmıyor. Bütün eşyalarımız burada. Korkudan titriyorum. Ben tansiyon ve kalp hastasıyım. Eğer bir haber verselerdi biz çıkardık. Oğluma bir şey olsaydı ne yapardık. Zavallı çocuğum uyumuştu. Biz de diğer tarafta uyuyorduk. Evimin bütün duvarları yıkıldı. Gidecek yerimiz de yok. Ne yapacağız bilmiyorum” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.