Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Meb

Herkes Duysun - Meb haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Meb haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

MEB, öğretmenlerin iller arası yer değiştirme sonuçlarını açıkladı Haber

MEB, öğretmenlerin iller arası yer değiştirme sonuçlarını açıkladı

Milli Eğitim Bakanlığının internet sitesinde yer alan duyuruya göre, kadrolu öğretmenlerin iller arası isteğe bağlı yer değiştirme atama sonuçları "www.personel.meb.gov.tr" adresinden yayımlandı. Öğretmenler, 14 Haziran'dan sonra görevli oldukları okullardan ayrılarak yeni yerlerinde görevlerine başlayabilecek. SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK SÖZLÜ SINAV GİRİŞ BELGELERİ DÜN ERİŞİME AÇILDI Milli Eğitim Bakanlığınca, 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması kapsamında sözlü sınava girmeye hak kazanan adayların sözlü sınav giriş belgeleri erişime açıldı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, sözleşmeli öğretmenliğe atanmak üzere ilan edilen alanlardaki kadrolara başvurusu onaylanan adaylardan, KPSS'de ilgili puan türüne göre en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere belirlenen kontenjan sayısının 3 katı aday, yerleştirildikleri sınav merkezlerinde sözlü sınava alınacak. 20 bin sözleşmeli öğretmen alımına ilişkin başvurular 20-31 Mayıs arasında elektronik ortamda alınmıştı. Bu kapsamda sözlü sınava girmeye hak kazanan adayların sınav merkezleri açıklanırken adayların sözlü sınav giriş belgeleri de erişime açıldı. Sözlü sınavlar 1 Temmuz'dan itibaren başlayacak. Tercih başvurusu ile atama ve göreve başlamaya ilişkin açıklamalar ise sözlü sınavların tamamlanmasıyla sonuçlarının ilanından sonra yapılacak. Adaylar, sınav giriş belgelerine e-Devlet kullanıcı adı ve şifreleriyle ulaşabilecek.

MEB duyurdu: Öğretmenler mesleki çalışma programına bulundukları ilde katılabilecek Haber

MEB duyurdu: Öğretmenler mesleki çalışma programına bulundukları ilde katılabilecek

Öğretmenler, 7 gün sürecek yüz yüze mesleki çalışma programında, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredatla ilgili incelemeler yapacak ve raporlarını Bakanlığa gönderecek. Okullarda 2023-2024 eğitim öğretim yılı, 14 Haziran Cuma karne dağıtımıyla tamamlanırken, Kurban Bayramı 16 Haziran Pazar başlayacak. Bakanlık, bu çerçevede 20-21 Haziran ile 24-28 Haziran haftasını öğretmenler için mesleki çalışma dönemi olarak belirledi. Bu çerçevede, öğretmenler için 7 günlük mesleki çalışma programı hazırlandı. MEB, okulların kapanmasının hemen ardından Kurban Bayramı başladığından il dışına çıkan öğretmenler için bir kolaylık sağladı. Öğretmenler, haziran dönemi mesleki çalışmalara isterlerse görev yaptıkları illerde, isterlerse tercih edecekleri herhangi bir ilde katılabilecek. Bunun için öğretmenlerin "veri.meb.gov.tr" adresinden başvuruda bulunmaları yeterli olacak. BU YILKİ MESLEKİ ÇALIŞMA, YENİ MÜFREDAT İNCELEMESİNE AYRILDI Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin bu yılki mesleki çalışma programını, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin incelenmesine ayırdı. Tüm öğretmenler 7 günlük programın ilk 3 gününde, "Programın Ortak Metin" bölümünü inceleyecek. Diğer 3 günde ise alanında program değişikliği olan öğretmenler, kendi alanlarına ilişkin oluşturulan yeni programı zümre olarak tetkik edecek. Alanında program değişikliği olmayan öğretmenler ise 3 günlük sürede Bakanlıkça okul türüne özel hazırlanarak kendilerine gönderilen program doğrultusunda mesleki çalışmalarını yürütecek. Öğretmenler, son gün ise kurul komisyon (öğretmenler kurulu gibi) çalışmalarına katılacak. İDARİ TATİL OLMASI HALİNDE PROGRAM 5 GÜN UYGULANACAK Bayram sonrası idari tatil olması halinde aynı program, 5 günde uygulanacak. İki gün ortak metnin incelemesi, 2 gün programı değişen öğretmenlerin zümre şeklinde program incelemesi, bir gün de kurul komisyon çalışmaları yapılacak. Öğretmenler, inceleme raporlarını "veri.meb.gov.tr" üzerinden yükleyerek Bakanlığa ulaştıracak. Bu inceleme görevi neticesinde öğretmenlerin program farkındalığının artırılması ve öğretmen eğitimlerine ön hazırlık yapmaları amaçlanıyor.

Bakanlık ilke imza atıyor: Ortaokul öğrencileri için Haber

Bakanlık ilke imza atıyor: Ortaokul öğrencileri için "zanaat okulu" açılacak

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), mesleki eğitime yönelik "Beceri Geliştirme Programı" adıyla yeni bir uygulamayı hayata geçirecek. Ortaokul 7. sınıftan itibaren öğrencilerin meslek liselerinde ücretsiz katılabileceği uygulama İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Konya, Mersin, Rize, Samsun, Sivas ve Şanlıurfa olmak üzere 10 ilde 196 okulda başlatılacak. Pilot uygulamanın, ülke geneline yaygınlaştırılması için çalışmalar yürütülecek. Meslek liselerinde yürütülecek "zanaat atölyeleri" olarak da anılan yeni uygulama ile ortaokul öğrencilerinin de temel becerilerinin erken yaşta geliştirilmesi sağlanacak. Yeni program ile ayrıca öğrencilere erken dönemde temel mesleki becerileri keşfetmeleri ve kazanmaları, akademik ve mesleki başarılarını artırmaları, geniş kariyer seçeneklerine sahip olmaları, iş hayatına uyumlarının kolaylaştırılması ile yaşam boyu öğrenme felsefesinin aktarılması amaçlanıyor. Beceri Geliştirme Programı'na, resmi ve özel örgün eğitim kurumlarında en az 7. sınıf düzeyinde öğrenim gören gönüllü öğrenciler katılacak. İlerleyen zamanda programa lise öğrencileri de başvurabilecek. 55 KURSTAN SEÇİM YAPACAKLAR Beceri Geliştirme Programı'nın uygulanması için mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında uygulanan alanların, temel becerileri içeren derslere ait programlardan yararlanılarak "55 kurs programı" hazırlandı. Kursa katılacak tüm öğrenciler, ilk başta 8 saatlik iş sağlığı ve güvenliği eğitiminden geçecek. Meslek liselerinde uygulanacak programda öğrenciler, "zanaat atölyeleri"nde, yiyecek-içecek hizmetleri, bilişim, el sanatları, elektrik-elektronik, metal, gıda teknolojileri ile mobilya ve iç mekan tasarımı, grafik ve fotoğraf, tarım ve radyo-televizyon alanlarını seçebilecek. Kurslar arasında, bilişimde ileri teknoloji kavramları, elektronik tablolama, toprak, arazi hazırlığı, bitki bakımı, yumurta pişirme, pekmez üretimi, kolay hamur işleri, bilgisayarda fotoğraf düzenleme gibi 55 seçenek bulunuyor. MEVZUATTA DEĞİŞİKLİK YAPILDI Beceri Geliştirme Programı'nın uygulanması için Milli Eğitim Bakanlığı Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi'nde değişiklik yapıldı ve uygulama kılavuzu hazırlandı. Kılavuza göre, kursların açılış, kapanış, onay, öğretmen-öğrenci kayıt, ders programları gibi iş ve işlemleri için e-Kurs Modülü (https://e-kurs.meb.gov.tr) oluşturuldu. Kurslara katılmak isteyen öğrencilerin sınıf seviyesine uygun öğrenim görmesi sağlanacak. Öğretmenler, yalnızca görev yaptıkları kurs merkezinde açılan ve alanına uygun kurslarda görev alacak. Kurslarda günlük eğitim süresi en fazla 6 ders saati olarak uygulanacak. Özel öğretim kurumları veya herhangi bir yayınevi ile işbirliği içinde kurs açılamayacak. Beceri geliştirme programlarında öğrenci başarısı, ilgili modüler kurs programının özelliğine uygun şekilde yapılacak değerlendirme sonucuna göre belirlenecek. Beceri geliştirme programlarını başarıyla tamamlayanlara modül başarı belgesi verilecek ve belgeler, öğrencinin e-Portfolyosu'na işlenecek. Beceri Geliştirme Programı uygulanmaya başlandıktan sonra yeni kurslar da sisteme eklenmeye devam edecek.

Öğretmene şiddet düzenlemesinin Haziran'da yasalaşması bekleniyor Haber

Öğretmene şiddet düzenlemesinin Haziran'da yasalaşması bekleniyor

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CNN Türk'te gündemdeki öğretmene şiddet olaylarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Tekin'in açıklamalarından öne çıkanlar:  Öğretmen kanuna koyduğumuz madde ile öğretmenlerimize yönelik şiddette cezaların yüzde 50 artırıcı bir madde koyuyoruz. Bu fiili işleyenlerin hafif cezalarının ertelenmesi hükümleri vardı. Biz öğretmenlerimize yönelik bu cezaların ertelenmesinin engellenmesini istedik. Öğretmene şiddet uygulayan kişilerin tutuklu yargılanmasını istiyoruz. Son olarak sözleşmeli öğretmen arkadaşlarımızın da yaptıkları işin kamu görevlisi gibi kabul edilip devlet okullarındaki öğretmenlerimiz gibi yukarıdaki saydığım hususlar gibi değerlendirilmesi sağlanacak. Okullarımızdaki güvenlik görevlisi sayısını artırıp daha güçlü bir mekanizma kuracağız. Bize ulaşan taşkınlık söz konusu olmadı. "ÖĞRETMENE ŞİDDET DÜZENLEMESİNİN HAZİRAN'DA YASALAŞACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ" Biz en az öğretmen arkadaşlarımız kadar bu sürecin işleyişinden rahatsızız ve gerekli tedbirleri alacağız. Ben öğretmenlerimizin hukukunu korumak anlamında şunu söylemek istiyorum. Hiçbir şiddeti kabul etmiyoruz, öğretmen arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız. Kesinlik buna müsaade etmeyeceğiz. Yasal düzenleme şu anda ilgili kurullarla görüşülüyor. Tahmin ediyoruz ki önümüzdeki hafta Meclis'e sevk edilmiş olur. TBMM'nin takvimine göre Haziran ayı başında yasalaşacağını düşünüyoruz.

MEB duyurdu: Öğretmen mülakatlarında sıkı tedbirler alınacak Haber

MEB duyurdu: Öğretmen mülakatlarında sıkı tedbirler alınacak

Mevcut yasal düzenleme ve sonrasındaki ikincil mevzuatlara göre, mülakat notuyla öğretmen ataması gerçekleştiriliyor. Bu sistemde, KPSS puanlarıyla bir sıralama elde eden öğretmen adayları arasında tüm atamalar mülakatla yapılıyordu. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, KPSS puanının yüzde 50'si ve mülakatların yüzde 50'si dikkate alınarak hesap edilecek bir atama puanı üzerinden sürecin yürütüleceği yönündeki açıklaması ile öğretmen atamalarında sözlü sınav etkisinin sadece yüzde 50 olacağı yeni bir sisteme geçilecek. Bu konudaki ilk uygulama, yeni açıklanan 20 bin öğretmen atamasında hayata geçirilecek. 20 bin öğretmen atamasına ilişkin ön başvuru ve sözlü sınav merkezi tercihleri 20-31 Mayıs'ta yapılacak. Adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezleri 10 Haziran'da ilan edilecek. Sözlü sınavlar, 1 Temmuz'dan itibaren gerçekleştirilecek. Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atamalarında objektif kriterlere dayanarak sözlü sınavların yapılması için yazılı sınavlardaki uygulamalara benzer bir dizi önlemi hayata geçirecek. E-DEVLET'TE TANIMLI KODLARLA SÖZLÜ SINAVLAR YAPILACAK Öncelikle KPSS skoruna göre, atama yapılacak branşlardaki öğretmenin 3 katı kadar aday, kendilerine tanımlanan mülakat merkezlerine davet edilecek. Bu kapsamda, sözlü sınav öncesinde, hem öğretmen adayları hem de sözlü sınav komisyon üyeleri birbirleri hakkında bilgi sahibi olamayacak. Bu tedbirin hayata geçirilmesi için e-Devlet üzerinden her adaya bir kod verilecek ve sınav giriş belgelerinde de adayın fotoğrafının yanında sadece bu kod olacak. Sözlü sınav süreçlerinin tamamı, rakamlardan oluşacak bu kod üzerinden gerçekleştirilecek. Böylece komisyon üyeleri, adayın kimlik bilgilerine erişemeyecek ve puanlamalar da adaya tanımlanan kod üzerinden verilecek. Öğretmen adayının hangi komisyonda sözlü sınava gireceğine dair de bir bilgisi olamayacak. Aday, hangi komisyonda sözlü sınava tabi tutulacağını ancak sınav merkezine geldiğinde öğrenebilecek. Sözlü sınav komisyonundaki listelerde adayların isimleri değil, e-Devlet'ten verilen kodlar yer alacak. YAZILI SINAV KURALLARININ AYNISI SÖZLÜ SINAVLARDA DA UYGULANACAK Sözlü sınav merkezlerinde de yazılı sınavlarda uygulanan bazı sıkı önlemler alınacak. Geçerli sınav giriş belgesi olmayan aday sınava giremeyecek. Adaylar, görevliler ve komisyon üyeleri, cep telefonu dahil hiçbir elektronik cihazla sözlü sınav merkezlerine giremeyecek. Her öğretmen adayı için başvurduğu branşla ilgili elektronik ortamda soru bankası oluşturulacak. Aday, sözlü sınav salonuna girdiğinde karşısına elektronik ortamda sorular çıkacak. Daha sonra aday, sözlü sınav esnasında hem sözlü hem de yazılı olarak sorulara yanıt verecek. Aday ayrıca anlattığı konuları yazıp imzaladığı kağıdı, komisyona teslim edecek. Sözlü sınav süreçlerinin tamamı, kamera ile kayıt altına alınacak. KILAVUZLAR HAZIR EDİLECEK Milli Eğitim Bakanlığı, ataması yapılacak her bir branştaki öğretmen adayı için "bilgilendirme kılavuzları" hazırlayacak. Kılavuzlarda, ataması yapılacak her bir branştaki öğretmen adayının sözlü sınavda sorumlu tutulacağı sınıf düzeyine ait 2023-2024 eğitim-öğretim dönemi öğretim programı bilgisi yer alacak. Bakanlık, ayrıca sözlü sınav sürecine ait diğer tüm kapsamı da bu kılavuzlarda ilan edecek. ABD'DE VE İNGİLTERE'DE ÖĞRETMEN ALIMLARI NASIL? Öğretmen istihdamı için farklı ülkelerde farklı sistemler bulunuyor. ABD'de, bir lisans programından mezun olan aday öğretmenlik sertifikası alarak öğretmen olabiliyor. Öğretmenlik sertifikası olanlar çalışacakları eyalette mutlaka sınava giriyor ve o eyaletin kriterlerine göre hazırlanan sınavdan başarılı olanlar ancak o eyalette çalışabiliyor. Bir eyalette geçerli olan sertifika bir başka eyalette geçerli olmuyor. Birçok eyalette bu sertifikalar her 4 yılda bir yenileniyor. Örneğin Ohio'da öğretmenlerin sözleşmelerinin güncellenmesi için her 2 yılda bir üniversiteden 6 kredilik ders almaları gerekiyor. ABD'de öğretmenlerin kariyer basamaklarında farklı yollar izlense de bu süreçte öğretmenlerin yapmaları gereken işlem ve eylemler bulunuyor. Bu süreçte öğretmenlerin her aşamada başarılı olması bekleniyor. İngiltere'de ise ortaöğretim öğretmenlerinin yüzde 95'i lisansüstü programlarla yetişiyor. İngiltere Eğitim Bakanlığının aday öğretmenlerin yetiştirilmesinde belirlediği 33 öğretmen yeterliliği bulunuyor. Bu ülkede, öğretmenlerin atanabilmesi için, üniversitelerden mezun olan öğrencilere, dersleri ve uygulama eğitimlerini başarılı bir şekilde tamamladıklarına dair Mesleğe Giriş Profili Belgesi veriliyor. Mezunların atanabilmeleri için Nitelikli Öğretmen Statüsü (QTS) almaları gerekli koşul olarak yer alıyor.

Yeni matematik müfredatında hedef: En merkezi matematiksel becerinin geliştirilmesi Haber

Yeni matematik müfredatında hedef: En merkezi matematiksel becerinin geliştirilmesi

Matematik müfredatı komisyonlarında, sahadan gelen geri bildirimler, ulusal ve uluslararası değerlendirmelerin sonuçları, farklı ülke programlarının yaklaşımları, güncel araştırmaların sonuçları dikkate alınarak yaklaşık 100 uzman görev aldı. Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni matematik müfredatında görev alan eğitim uzmanları ve akademisyenler, yeni programın hazırlanması sürecindeki ihtiyaç analizleri ve integral gibi bazı konuların müfredattan çıkarılıp bazı konuların eklenmesine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Akademisyenler, tüm komisyonlarda olduğu gibi matematik müfredatı için kurulan komisyonlarda matematik eğitimi, rehberlik, program, ölçme ve değerlendirme gibi farklı uzmanlığa sahip akademisyenler ile önemli bir bölümü yüksek lisans veya doktora derecesine sahip çok sayıda deneyimli matematik öğretmeninin yer aldığını anlattı. İlkokul, ortaokul ve ortaöğretim matematik komisyonlarında toplamda 100'e yakın uzmanın görev aldığına işaret eden akademisyenler, matematik programlarını tasarlarken "sahadan yani matematik öğrenme ve öğretme süreçlerinden gelen dönüşler, ulusal ve uluslararası değerlendirmelerin sonuçları, farklı ülke programlarının içerikleri ve yaklaşımları, güncel matematik eğitimi araştırmalarının sonuçları ve Maarif Modeli programlarının yapısı"nı dikkate aldıklarını anlattı. Komisyondaki akademisyenlerden biri, yürüttükleri müfredat çalışmalarını şöyle anlattı: "Öncelikle genel durum değerlendirmeleriyle işe başladık. Bu süreçte, her bir düzeyin öğretim programında tespit edilen eksiklikler, yapılması gereken iyileştirmeler, eklenmesi gereken yeni konular masaya yatırıldı. Farklı ülke programlarının içerik ve yaklaşımları incelendi, daha önceden oluşturulan beceri çerçevesi bağlamında değerlendirildi. Program değişikliğinin omurgasını oluşturacak temel noktalara titizlikle, bazen günlerce veya haftalarca yüz yüze veya online toplantılarda tartışarak karar verildi. İlkokul, ortaokul ve ortaöğretim matematik konuları arasındaki geçişler, aşamalılık ve bağlantılar, bizler için çok önemliydi. Bu nedenle komisyonlarımızın hem yatayda hem dikeyde uyum içinde çalışmasına büyük önem verildi." 5 MATEMATİK ALAN BECERİSİ ODAĞA ALINDI Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde, matematik alan becerilerinin ilkokul, ortaokul ve lise düzeyini kapsayan ve süreç bileşenleriyle modellenebilen beceriler dikkate alınarak belirlendiğine işaret eden bir akademisyen, "Programın benimsediği beceri odaklı, anlam ve ihtiyaç temelli yaklaşımın matematiğin korkulan ve ezberlenen değil sevilen ve keşfe açık bir ders olmasına hizmet etmesi amaçlandı." ifadelerini kullandı. Yeni müfredatta yer verilen "matematiksel muhakeme", "matematiksel problem çözme", "matematiksel temsil", "veri ile çalışma ve veriye dayalı karar verme", "matematiksel araç ve teknoloji ile çalışma" olarak belirlenen 5 matematik alan becerisinin tüm öğrencilere kazandırılmasını hedeflediklerini belirten akademisyenler, bu süreçte ilkokul, ortaokul ve lise matematik komisyonlarının Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin bütüncül yapısı gereğince birlikte çalıştığını aktardı. 12 YILIN MATEMATİK PROGRAMLARI İÇİN YATAY VE DİKEY KOMİSYONLAR KURULDU Komisyon akademisyenleri, her düzeyde "sayılar", "geometri", "istatistik ve olasılık" gibi yatay komisyonların kurulduğunu ve sonrasında da dikey komisyonların oluşturulduğunu aktardı. Komisyonların, her hafta gerçekleştirdikleri çalışmaları, genel grup toplantılarında sunduklarını; bunların sonuçlarını değerlendirmelerle karara bağlandığını aktaran bir akademisyen, "Tüm bu süreçte gerçekleştirilen çevrim içi toplantılara ek olarak, Milli Eğitim Bakanlığının organizasyonunda her birisi bir hafta süren ve tüm komisyonların katıldığı yüz yüze çalıştaylar yapıldı. Bu çalıştaylarda sadece matematik komisyonlarında değil diğer komisyonlarla da fikir alışverişinde bulunma ve gerekli yerlerde disiplinler arası bağlantıları kurma fırsatı yakalandı." ifadelerini kullandı. Tüm içeriklerin alan uzmanı akademisyenler, öğretmenler, program, ölçme ve rehberlik uzmanları ile geliştirildiğine ve defalarca incelendiğine işaret eden bir akademisyen, "Çalışmalar, daha sonra Talim ve Terbiye Kurulu'na sunuldu, kurulun uzmanları ile üç ayrı çalıştay yapıldı. Ortaya çıkan görüş ve öneriler doğrultusunda tüm programlar tekrar gözden geçirildi." değerlendirmesini yaptı. İHTİYAÇ VE BEKLENTİLERE DÖNÜK SADELEŞTİRME YAPILDI Matematik programlarındaki sadeleştirmelerle ilgili soru üzerine akademisyenler, matematikte beceri edinim sürecinin "daha fazla bilgi yerine", "daha iyi ilişkilendirilmiş ve öğrenenin ihtiyaç ve beklentilerine dönük" bir öğretim programıyla mümkün olacağını belirtti. Bir akademisyen, yeni müfredattaki sadeleştirmeye ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: "Matematik öğretim programlarımızın yoğunluğu ve ders saatlerinin yetersizliği sürekli gündeme gelen bir konuydu ve program çalışmalarımıza başladığımızda sahadan aldığımız geri bildirimlerde bu konunun sıklıkla dile getirildiğini tespit ettik. Örneğin, ortaöğretim matematik öğretmenlerimiz, doğal olarak 'Matematik ders saati artırılsın talebinde bulunmakta', benzer talep diğer branş öğretmenlerinden de gelmekteydi. 'Bu durumda öğrencilerimizin haftanın kaç saatini okulda geçirmeleri gerekecek?' sorusu önemliydi. Haftalık ders saatini 60-70 saate çıkarmadan veya öğretim içeriklerinde bir azaltmaya gidilmeden bu soruna çözüm bulmak mümkün değildir. Kaldı ki beceri temelli bir yaklaşımda, konuda derinleşme esas olduğundan bir konuya ayırdığınız süre bilgi odaklı bir programa göre önemli oranda artmaktadır. Bu anlamda, matematik programlarının içeriklerinin sadeleştirilmesi, öğrencilerimiz veya öğretmenlerimiz, 'Derslere daha az zaman ayırsın veya öğrencilerin zorlandığı konular çıkarılsın' gibi basit bir bakış açısıyla değil, beceri temelli yaklaşımın gerekliliği olarak düzenlenmiştir." MATEMATİK MÜFREDATLARI DÜNYADA DA MERAK UYANDIRIYOR Matematiğin tüm eğitim sistemlerinde temel bir ders olduğuna işaret eden akademisyenler, bu dersin program değişikliklerinin Türkiye'de olduğu gibi tüm dünyada da merak uyandırdığını vurguladı. Özellikle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli matematik programlarının da kamuoyunun dikkatini çektiğine işaret eden bir akademisyen, şu ifadelere yer verdi: "Önceki programlara oranla yeni programlar, net bir şekilde beceri temelli bir yapıda kurgulandı. Programın her türlü beceri gelişimiyle ilgili beklentileri programın sadece giriş metnine sıkıştırılmadı, her bir matematik konu veya kavramı öğretilirken hangi becerinin nasıl gelişeceği planlandı. Matematik alan becerileri ve süreç bileşenleri ilk defa bu programlarda bu şekilde detaylı ele alındığı için eski programlardan oldukça farklı bir dil ve terminoloji ortaya çıktı." KANADA ONTARİO'DA TÜREV VAR İNTEGRAL YOK Akademisyenler, programları hazırlarken onlarca veriyi veya değişkeni dikkate aldıklarını ifade etti.  Önceki müfredata ilişkin yaptıkları analizlerde, "limit-türev-integral" olarak adlandırılan konuların öğrenciler için işlemden öteye geçmeyen kavramlar olarak kaldığını tespit ettiklerini belirten akademisyenler, bunun için programı "beceri geliştirme" odaklı olarak yeniden ele aldıkları bir yaklaşımla geliştirdiklerini ifade etti. Modern matematik öğretimi yaklaşımlarının, analiz yani limit-türev ve integralin, değişimleri inceleme aracı olarak öğretilebilmesi için sayılar, cebir ve fonksiyonlarla ilgili çalışmaların iç içe yürütülmesi gerektiğini gösterdiğini bildiren bir akademisyen, şu ifadeleri kullandı: "Mevcut programda, yalnızca en temel fonksiyonların integral alma kurallarına ve belirli integral ile bu fonksiyonların eğrilerinin altında kalan alanın hesabına yer verilmekteydi. Ortaöğretim düzeyinde türev ile ilişkisi gerçek anlamda kurulamayan integral, belli kurallar çerçevesinde ezbere yapılan bir hesaplamadan öteye geçmemekteydi. Bu sınırlı hesapların da gerçek anlamda herhangi bir uygulamaya hizmet ettiğini söylemek güçtür. Nitekim evrensel anlamda gözlemlenen türev-integral ilişkisini anlamlandırma güçlüğünün önüne geçmek için pek çok ülkenin programında ya integral seçmeli derslerde verilmekte, ya öğretimi üniversiteye bırakılmakta ya da integralden önce basit düzeyde diferansiyel denklemlerin öğretilmesi gibi yaklaşımlar benimsenmektedir." Akademisyenler, dünyadaki bu yaklaşımları örnek verirken, hem ortaöğretim düzeyindeki matematik eğitimi hem de üniversite düzeyindeki mühendislik eğitiminin kalitesiyle bilinen Kanada Ontario eyaletinin 2007'den bu yana uyguladığı matematik öğretimi programında türeve yer verildiği halde integral konusunun hiçbir şekilde yer almadığını bildirdi. "İNTEGRAL ÜNİVERSİTEYE BIRAKILDI" Ortaöğretim düzeyinde öğrencilerin en çok kavram yanılgısı yaşadıkları analiz konularının etkin ve kalıcı bir biçimde öğretilmesini amaçladıklarını kaydeden bir akademisyen, şu ifadeleri kullandı: "Beceri temelli program yaklaşımının bir gerekliliği olarak yeni programımızda, mekanik ve işlemsel bir süreç şeklinde integral konusuna yer vermek yerine buradaki ders saati fonksiyon, limit ve türev kavramlarının daha iyi anlamlandırılmasına ayrılmıştır. Bu anlamda mevcut durumda daha iyi yapılandırılması veya daha fazla ders saati ayrılması mümkün olmayan integral kavramının öğretimi, ihtiyacı olacak öğrenciler için üniversite eğitimine bırakılmaktadır." ÜNİVERSİTEDE GERÇEK SAYI KAVRAYIŞI VE FONKSİYON BİLGİSİ İSTENİYOR Komisyon akademisyenleri, üniversitelerin fen ve mühendislik fakültelerinde her öğrencinin "analiz" derslerini zorunlu aldığına ve bu derslerde tüm analiz konularının gerçek sayı ve gerçek sayılarda tanımlı fonksiyon kavramlarından başlamak üzere anlatıldığına dikkati çekti. Bu dersleri veren öğretim üyelerinin, öğrencilerin türev ve integral kavramını öğrenmiş olarak gelmelerini ön koşul olarak görmediğini belirten bir akademisyen, şu değerlendirmeleri yaptı: "Pek çok öğretim üyesi, sınırlı ve işlemsel bir türev ve integral bilgisi yerine öğrencilerin sağlam bir gerçek sayı kavrayışı ve gerçek sayılarda tanımlı fonksiyon bilgisiyle gelmesini tercih etmektedir. Bu anlamda ortaöğretim programından integral konusunun çıkarılması bu konunun matematik veya mühendislik için öneminin küçümsenmesi olarak değil tam tersine bu konuya verilen önemin bir göstergesi olarak okunmalıdır. Tekrar altını çizmek gerekir ki programımız, her yıl gelişen ilişkili bir içerikle ortaokuldan üniversiteye kadar analiz konu ve kavramlarının anlamlı, kalıcı ve kullanışlı bir gelişimini sağlayacak şekilde titiz, çağın gerekliliklerine uygun ve yenilikçi bir anlayışla kurgulanmıştır." "TÜREVİ FORMÜLLER OLMAKTAN ÇIKARMAYA ÇABALADIK" Limit ve türev konularına "değişimin matematiği" olarak adlandırdıkları temalarda kapsamlı şekilde yer verdiklerine işaret eden bir akademisyen, şu ifadelere yer verdi: "Limiti sadece limit bulma gibi bir işlem bağlamından çıkarmak için limitin fonksiyonların bir nokta civarındaki ve sonsuzdaki davranışını inceleme aracı olarak kullanımına yer verdik. Türev kavramı ve uygulamalarını daha geniş kapsamda ele aldık. Türevin anlamlandırılması için mevcut programlarımızda da yer alan yorumlara ek olarak 'diferansiyel kavramı' ile türevin hem kavramsal hem de işlemsel anlamının desteklenmesini hedefledik. Türev kurallarının ispatlarına yer vererek türevi öğrenciler için ezberlenecek formüller olmaktan çıkarmaya çabaladık. Bazı türev teoremlerine yer vererek hem türevin anlamının öğrenciler tarafından daha iyi yorumlanmasını hem de gerçek yaşam problemlerini türevi kullanarak etkin şekilde çözebilmelerini sağlamaya çalıştık." ORTAÖĞRETİMDE "İSPAT' KAVRAMI SADECE İKİ DEFA GEÇERKEN 165 DEFA YER VERDİK" Komisyonda görev alan eğitim uzmanlarından biri ise "Matematik programlarımız, sadece belli meslek gruplarının ihtiyaçlarına yönelik olarak değil tüm öğrencilerimizin ihtiyaçları olan matematiksel bilgi ve beceriler odağa alınarak hazırlandı." ifadelerini kullandı. Buna örnek olarak matematiksel muhakeme becerisi etrafında bir olayı, durumu çözümleyip yorumlayabilme, varsayımlardan matematiksel önermelere giden bir çıkarım sürecini işe koşabilme, bir fikri, iddiayı, önermeyi doğrulayabilme veya ispatlayabilme süreçlerine programlarda çok büyük bir önem verdiklerini belirten bir eğitim uzmanı, şunları kaydetti: "Somut bir şey söylemek gerekirse önceki ortaöğretim programında 'ispat' kelimesi sadece iki defa geçerken yeni programımızda 165 defa yer verildiğini gördük. Diğer yandan ispatı, mantık ve algoritmik yapılar ile ilişkilendirerek tüm alanlar için artık önemi yadsınamaz olan algoritmik düşünme için matematik programlarında önemli bir değişimi başlattık." "GÜNÜMÜZDE MAKİNE ÖĞRENMESİ VE YAPAY ZEKA ÖNE ÇIKTI" Matematik programlarında öne çıkan diğer değişikliklerle ilgili bir eğitim uzmanı, şu değerlendirmede bulundu: "Bilgi iletişim çağının hızla geliştiği ve makine öğrenmesi, yapay zeka gibi kavramları çocukların bile konuştuğu günümüzde iki alan öne çıkmaktadır. Bunlar bilgisayar bilimleri ve istatistiktir. Bu alanların temelinde matematik olmasına rağmen şimdiye kadar programlarımız bu alanların gelişimini destekleyecek bir matematik eğitimi vizyonu sunmadığı gibi bu alanlardaki gelişimlerden de yeterince yararlanmamıştır. Bizler yeni matematik programıyla hem ilk defa algoritma ve bilişime bir tema olarak yer verdik hem de istatistik ve olasılık konularının ağırlığını artırarak veriyle çalışma becerisinden yapay zeka çalışmalarına kadar uzanan bir alanın beklentisini desteklemeyi hedefledik."

Bakan Tekin'den 'müfredata katkı' çağrısı Haber

Bakan Tekin'den 'müfredata katkı' çağrısı

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Mogan MTAL Uygulama Oteli'nde düzenlenen Eğitim Fakültesi Dekanları İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, akademik, bilimsel bilgi üreten üniversitelerle kamu politikalarını yapanlar ve uygulayıcılar arasında bir kopukluk olduğunu, daha önceki bürokratik görevi ve rektörlük sürecinde tespit ettiği bu kopukluğun giderilmesi gerektiğini söyledi. Tekin, sadece Milli Eğitim Bakanlığı ile değil ilgili tüm üniversitelerle bakanlıklar arasında böyle bir koordinasyon mekanizmasının kurulmasının önemine değindi. MEB'de son 22 yıldır yapılan çalışmalara değinen Tekin, derslik sayısının 2002'ye göre ikiye katlandığını, depreme yönelik çalışmalar da dikkate alındığında mevcut yapı stoğunun 3 katına çıktığını anlattı. Tekin, yeni projelerin akıllı bina konseptine uygun şekilde planlandığını, okulların hemen hemen tamamının geniş bant internet altyapısıyla donatıldığını, sınıflara da akıllı tahtalar kurulduğunu anlattı. Bakanlıkta görev yapan yaklaşık 1 milyon 100 bin öğretmenin 800 bininin atamasının 2003'ten sonra yapıldığına dikkati çeken Tekin, "Tüm bu göstergeler eğitim öğretimindeki temel istatistikler anlamında Türkiye'de dünyada örneği çok az görülecek şekilde bir altyapı devrimi yapıldığını gösteriyor. Derslik başına düşen öğrenci sayıları, öğretmen başına düşen öğrenci sayıları itibarıyla OECD ortalamalarıyla hemen hemen aynı durumdayız." diye konuştu. DEKANLARA, 3 KONU BAŞLIĞINDA SUNUM YAPILACAK Bakan Tekin, eğitim fakültesi dekanlarına bakan yardımcılarının eğitim gündemi konusunda 3 konuda sunum yapacağını belirterek, bunlardan birinin Anayasa Mahkemesi'nin kararının ardından bütün paydaşların görüşleri doğrultusunda revize ettikleri Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin taslak çalışma olduğunu bildirdi. Tekin, taslakla farklı yasal düzenlemelerin tek kanunla bir araya getirilmesini hedeflediklerine işaret etti. "Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda bizim beklentimiz çok üst düzeyde." diyen Tekin, dekanların fikirlerinin yol haritası çizerken önemli ipuçları vereceğini dile getirdi. Dekanlara, yeni müfredat taslağına ilişkin bir bilgilendirmenin de yapılacağını dile getiren Tekin, bu konuda dekanların görüş ve önerilerinin önemini vurguladı. Bakan Tekin, önümüzdeki yıl düzenlemeyi planladıkları Milli Eğitim Şurası'nın taslak konu başlıkları konusunda da dekanları bilgilendireceklerini kaydetti. "'YAPTIRMAYIZ' DİYENLERİN BİZE ULAŞTIRDIĞI HİÇBİR ALTERNATİF ÖNERİ YOK" Bakan Yusuf Tekin, çalıştığı hiçbir kurumda sorunları halının altına süpürmeyi tercih etmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz şu konuda kararlıyız. Birikmiş her ne tür problem varsa, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde atılması gereken her ne adım varsa, çağın gereklerine uygun bir biçimde eksik kaldığımız, geri kaldığımız konular her neyse onların hepsini masaya yatırmayı tercih ediyoruz. O yüzden bu toplantının hem gelenekselleşmesini hem de rutin dışında toplantılar haricinde bize katkı verecek arkadaşlar varsa, bizim göremediğimiz bir sorun alanı varsa bizimle de paylaşmanızdan gerçekten mutluluk duyacağız." Bu tür çalışmaları yaparken karşılarında farklı tepkilerin bulunduğunu ifade eden Tekin, "Demokratik kültürü içselleştirmemiş yapıların, aktörlerin, kişilerin bizim önümüze koydukları argümanlar var." dedi. Bunlardan birinin "Yaptırmayız" söylemleri olduğunu aktaran Tekin, "Böyle bir demokratik kültür yok. Bir siyasi yapı, 'Yaptırmayız' diliyle hareket edemez. Sorun alanından şikayet edeceksiniz, sonra da ürettiğiniz çözüme böyle diyeceksiniz. Bu demokratik siyaset açısından doğru değil." diye konuştu. Bu konuda "Evet bu bir problemdir, Çözümü için ürettiğiniz formül eksik, şunu yapmanız lazım" dilini kullanmanın doğru olduğunu belirten Tekin, şunları kaydetti: "Demokratik olgunluk, demokratik siyaset bunu gerektirir. Farklı muhalif gruplardan, anayasal demokrasilerin beklediği şey de budur zaten. Demokratik literatürdeki siyasi parti gruplarının demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilmelerinin sebebi de budur. Biz bu anlamda farklı her türlü öneriye açık olduğumuzu, çözüm önerileriyle ilgili bize sunulacak rapor, analiz, değerlendirme, teklif hepsinin açık olduğumuzu defalarca söyledik. Bugün 'Yaptırmayız, müsaade etmeyiz' diyen kişilerin bize ulaştırdığı hiçbir alternatif öneri yok. Haziran ayından beri söylüyorum; Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili Anayasa Mahkemesinin kararını bekliyoruz, bu konuda sözü olan herkes raporlarını, analizlerini hazırlasın, bize sunsunlar, biz de bunu kamuoyunun beklentilerini karşılayabilecek bir Öğretmenlik Meslek Kanunu'na dönüştürelim." Tekliflerini kamuoyuna açıkladıklarını dile getiren Tekin, "Hiçbir teklifte bulunmayıp sonra da 'Bunu yaptırtmayız, buna müsaade etmeyiz' dili hukuki anlamda bir kaos üretmekten başka bir şey değildir." ifadesini kullandı. Tekin, öğretmen atamaları konusunda norm fazlası, norm ihtiyacı bilinmeden yapılan isteklerin doğru olmadığını dile getirdi. Meslek liselerinde iş başı eğitimlerini sağlıklı bir düzene oturtmaya çalıştıklarını ancak bu konuda da tutarsız eleştiriler aldıklarını ifade eden Tekin, "Tutarlı dille gelirseniz, politika önerisini destekleyecek veyahut da geliştirecek bir öneriyle gelirseniz gayet doğal bunu yaparız." dedi. "İYİ NİYETTEN YOKSUN ELEŞTİRİLERLE İLGİLİ DE YAPACAK BİR ŞEYİMİZ YOK" Eğitimin popülist ve tutarsız dili kaldıracak bir alan olmadığını söyleyen Tekin, "Kamuoyunda bizi zenginleştirecek, bize katkı verecek her türlü öneriye açığız. Ama iyi niyetten yoksun eleştirilerle ilgili de yapacak bir şeyimiz yok." dedi. Müfredat taslağı için bir çalışma grubu oluşturulduğunu bildiren Tekin, sadece son dönemdeki çalışmalara 1000'e yakın akademisyen ve eğitim uzmanının katkı verdiğini belirterek, "Gerçekten iyi niyetle katkı vermek isteyen her türlü öneriye açık olduğumuzu bir kez daha söylemek istiyorum." dedi. Bakan Tekin, eğitim fakültesi dekanlarına şu çağrıda bulundu: "Milli Eğitim Bakanlığı olarak Türkiye'deki üniversitelere, yükseköğretim sistemine ve bu sistemle kamu bürokrasisi, kamu siyasetini uygulayanlar arasında bir köprü kurarak bir örnek teşkil edebiliriz. Ben bu örnekliği oluşturacak ilişkinin kurulmasına açığım, bunu gelin kuralım. Milli Eğitim Bakanlığı, sizin bakanlığınız. Aklınıza gelebilecek her türlü konu, çalıştığınız her türlü konu bizim açımızdan bir politika önermesine dönüşüyorsa bizim açımızdan değerlidir ve uygulanmaya açıktır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.