Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Miçotakis

Herkes Duysun - Miçotakis haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Miçotakis haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Erdoğan ve Miçotakis görüşmesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde başladı Haber

Erdoğan ve Miçotakis görüşmesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde başladı

Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere Ankara'ya geldi. TRT'de yer alan habere göre, Miçotakis ve beraberindeki heyeti Ankara'ya getiren uçak, Esenboğa Havalimanı'na indi. Başbakan Miçotakis'i, havalimanında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara Vali Yardımcısı Murat Soylu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Faruk Köylüoğlu, Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürü Büyükelçi Ahmet Cemil Miroğlu, Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Burak Özügergin, Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Çağatay Erciyes ve Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Theodoros Bizakis ile diğer yetkililer karşıladı. Miçotakis, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul edildi. İki liderin görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenlemesi de öngörülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetine icabetle Ankara'ya gelen Miçotakis'in ziyaretinde, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ikili ilişkiler çeşitli boyutlarıyla gözden geçirilecek, işbirliğinin geliştirilmesine yönelik atılabilecek adımlar ele alınacak. İkili ilişkilerin yanı sıra güncel bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunulması öngörülen ziyaret kapsamında, ilişkilerin ahdi zeminine katkı sağlayacak anlaşmaların imzalanması da gündemde yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Miçotakis bugün görüşecek: Gözler bu zirveye çevrildi Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Miçotakis bugün görüşecek: Gözler bu zirveye çevrildi

Türkiye ile Yunanistan arasında yaklaşık 15 aydır devam eden yakınlaşma sürecinde başta iki ülke liderleri olmak üzere siyasiler sık sık görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Miçotakis bir yıl içerisinde 3 kez bir araya geldi. Miçotakis'in bugün Ankara'ya yapacağı ziyaret ise bu görüşmelerin dördüncüsü olacak. İkili ilişkilerde 2020'den sonra gelişen gerginlik döneminin ardından Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremler, tansiyonun düşmesine ve iki komşu ülkenin yeniden yakınlaşma sürecine girmesine vesile oldu. Her iki ülke de karşılıklı jestlerle bu yakınlaşma sürecine katkı sağladı. YAKINLAŞMA SÜRECİNİN İLK GÖRÜŞMESİ VİLNİUS'TA OLDU Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Miçotakis, bu süreçte ilk kez NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi kapsamında 12 Temmuz 2023'te Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta bir araya geldi. Görüşmede, taraflar, çoklu iletişim kanallarını harekete geçirme konusunda mutabık kaldı. Görüşmenin ardından yayınlanan bildiride ikili ilişkilerde oluşan olumlu iklimin süreklilik ve tutarlılık arz etmesinin her iki ülkenin de yararına olduğu hususunda mutabık kalındığı belirtildi. İKİNCİ GÖRÜŞME NEW YORK'TAKİ TÜRKEVİ'NDE GERÇEKLEŞTİ Bir sonraki görüşme ise 20 Eylül 2023'te Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu vasıtasıyla ABD'nin New York şehrinde yapıldı. Türkevi'nde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Miçotakis, iki ülke temaslarına ilişkin yol haritası ve zaman çizelgesini belirledi. Türkiye ile Yunanistan arasındaki mevcut ılımlı iklimin muhafazasındaki kararlılık teyit edildi. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ATİNA ZİYARETİ 3'ÜNCÜ VE EN KAPSAMLI GÖRÜŞME OLDU Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Aralık 2023'te Atina'ya yaptığı ziyaret ise kapsamlı diyaloğu beraberinde getirdi. İki lider, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin 5'inci toplantısı kapsamında Atina'da bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, mevcut olumlu ivmeyi daha da geliştirmek istediklerinin altını çizdi. Erdoğan, "Ege'yi barış ve işbirliği denizi haline getirelim istiyoruz. Türkiye ve Yunanistan olarak atacağımız adımlarla dünyaya örnek olalım arzusundayız." diye konuştu. Miçotakis de konuşmasında, "İki ülkenin çok iyi bir şekilde bir arada, çok sakin bir ortamda ilişkilerini devam ettirmesi çok önemli. Her bir tarafın yaşadığı sorunlara çözüm yaratabilmek çok önem arz ediyor." ifadesine yer verdi. İki liderin altı ay gibi kısa sürede gerçekleşen üçüncü buluşmasında "Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi" açıklandı. İki ülke arasında 90 yıl aradan sonra imzalanan ilk dostluk anlaşması olarak nitelendirilen bildirge ile siyasi diyalog, pozitif gündem ve güven artırıcı önlemler konularında devamlı, yapıcı istişarelerde bulunulması kararlaştırıldı. Hem bu anlaşmanın hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Atina ziyaretinin Türk ve Yunan kamuoyundaki yansımaları olumlu oldu. Ege'de tansiyonun düşmesi, turizmden eğitime, ticaretten bilim ve teknolojiye kadar birçok alanda atılan işbirliği adımları Yunan kamuoyunda sevinçle karşılandı. Her ne kadar onlarca yıldır devam eden sorunlar bu kısa süreçte henüz çözülmemiş olsa da liderler de olumlu ve umut içeren mesajlar vermeye devam etti. LİDERLERDEN MESAJLAR Erdoğan’ın 6 Mayıs’taki Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı konuşmada, "Biz dostlarımızın sayısını artırmanın peşindeyiz. Bölgemizdeki hiçbir ülkeyle çözülemeyecek sorunumuz yok. Diyalog ve müzakerenin açamayacağı kapı olmadığı inancındayız. Yeter ki hüsnü niyetle yaklaşılsın, diplomasiye imkan tanınsın. Gerisi biraz gayret, biraz fedakarlıkla mutlaka gelecektir." şeklindeki açıklamaları da Yunan basınında olumlu mesaj olarak yorumlandı. Miçotakis, ziyarete sadece günler kala Yunan basınına verdiği röportajda, Kariye Camisi'nin ibadete açılmasından Yunanistan'ın duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, bu konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 13 Mayıs'taki görüşmesine de taşıyacağını aktardı. Kariye Camisi'nin ibadete açılmasının ardından Miçotakis'in Ankara ziyaretini ertelemesi gerektiğine ilişkin aşırı sağ muhalif seslere de cevap veren Miçotakis, "Ziyaret ertelenmemeli, zira iletişim kanallarının açık tutulması önemli. Benim Cumhurbaşkanı Erdoğan'a giderek Türkiye hükümetinin bu seçiminden duyduğum rahatsızlığı bizzat iletmem, Türk-Yunan ilişkilerinde son dönemde başardığımız ilerlemeleri yok edecek bir krizi yaratmamızdan çok daha iyidir." ifadesini kullandı. Miçotakis, dün Yunanistan'da yayın yapan Alpha TV'ye verdiği röportajda ise Yunan halkının büyük kısmının Türkiye ile iletişim kanallarının açık olmasının gerekliliğinin farkında olduğunu kaydetti. Birçok konuda iki ülke arasında fikir ayrılığı olmasının müzakerenin önünde engel teşkil etmediğini ifade eden Miçotakis, "Konuşmamız, sürekli tetikte olmamızdan yeğdir." dedi. YUNAN BASININDA ZİYARET Yunanistan'da yayınlanan Kathimerini Gazetesi cuma günkü sayısında Türk-Yunan ilişkilerine dair ana sayfaya taşıdığı analizinde "Hedef sakin suların korunması" başlığını kullandı. Miçotakis'in bugün Türkiye'ye, Atina ile Ankara arasındaki sakin ortamın devamını sağlamak temel amacıyla gittiğini belirten gazete, görüşmede pozitif gündeme de ağırlık verileceğini kaydetti. Gazete, ziyaretin önemini vurgulayarak, iki ülkenin ilişkilerinin daha iyiye gidebileceğinin teyidi niteliğinde olacağı yorumunu yaptı. Ta Nea gazetesi ise manşetine Erdoğan-Miçotakis görüşmesine ilişkin haberini Türkçe "Kazan-Kazan" ifadesiyle taşıdı. Haberde, görüşmenin amacının Ege'de bir kez daha sakin bir yaz geçirmek olduğu ifade edildi.

Fahrettin Altun'da Yunanistan açıklaması: Sorunları üçüncü taraflarla değil birbirimizle konuşmalıyız Haber

Fahrettin Altun'da Yunanistan açıklaması: Sorunları üçüncü taraflarla değil birbirimizle konuşmalıyız

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul'da bir otelde düzenlenen Türk-Yunan Medya Akademisi Forumu'ndaki konuşmasında, bugünkü panelin forum kapsamında gerçekleştirilen paneller serisinin üçüncüsü olduğunu anımsattı. Bu buluşmaların, son dönemde iyi komşuluk ve diyalog temelinde ivme kazanan Türk-Yunan ilişkilerini daha da güçlendireceğine, pekiştireceğine ve derinleştireceğine inandığını ifade eden Altun, panelin ülkelere ve halklara, vatandaşlara büyük faydalar sağlamasını temenni etti. Altun, Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin her şeyden önce bir komşuluk ilişkisi olduğunu ve coğrafi yakınlığa bağlı olarak şekillendiğini belirterek, bu iki ülkenin bununla birlikte, jeopolitik anlamda dünyanın en çetin bölgelerinden birinde konumlanmış durumda bulunduğunu vurguladı. Türkiye ve Yunanistan'ı bir araya getiren coğrafi yakınlığın ve her ikisinin birden muhatap olduğu jeopolitik zorlukların, meydan okumaların, iki ülke ilişkilerini ele alırken sıklıkla referans verdikleri unsurlar olduğunu dile getiren Altun, Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinde dikkate değer çok önemli bir başka hususun da iki ülke arasındaki tarihsel, kültürel ve toplumsal bağlar olduğunu söyledi. Bu bağları birçok konuda asırlarca ve hala müşahede ettiklerinin altını çizen Altun, sofralardaki yemeklerden, söylenen şarkılara kadar benzeşen zevklerin, kültürlerin iki ülkeyi çoğu kez bir araya getirdiğini ifade etti. "KARŞILIKLI SERGİLENECEK SAMİMİ GAYRETLER BARIŞ VE GÜVENLİĞE KATKI SAĞLAYACAK" Türk ve Yunan toplumları arasındaki bu bağların kültürleri ve kültürel varlıkları çeşitlendirdiğine, gündelik hayatı zenginleştirdiğine dikkati çeken Altun, "Hiç şüphesiz, bu durum hem Türkiye hem de Yunanistan için büyük bir fırsattır, büyük bir imkandır. Bu bağların ne denli güçlü olduğunu, yakın bir zamanda yaşadığımız acı tecrübelerde hep birlikte gördük. Gerek Türkiye'de yaşadığımız 6 Şubat depremleri sürecinde, gerekse Yunanistan'da meydana gelen büyük orman yangınları esnasında ülkelerimizin karşılıklı olarak sergiledikleri dayanışma ruhu bu yakınlığın somut bir nişanesi oldu. Türkiye ve Yunanistan arasındaki bu dostluk ve dayanışma iradesi, diplomatik girişimlerle hiç kuşkusuz daha da geliştirilmesi, daha da ileriye taşınması gereken bir kazanımdır. Öyle inanıyorum ki, Türkiye ve Yunanistan arasında karşılıklı olarak sergilenecek samimi gayretler, sadece ülkelerimize de kazandırmayacaktır. Aynı zamanda bölgemizin barış, istikrar ve refahın gelmesine de katkı sunacaktır. Böylelikle küresel barış, istikrar ve güvenliğe de katkı sağlayacaktır." diye konuştu. Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2023 yılı aralık ayının başındaki Atina ziyaretlerinde Türkiye ve Yunanistan arasında "Tüm dünyaya örnek gösterilecek" işbirliklerinin kurulmasının önemini vurguladığını anımsatarak, şöyle devam etti: "İkili ve bölgesel faydalarının yanı sıra bu işbirliği girişimlerinin küresel anlamda da ne denli kıymetli, anlamlı olduğunu söylemeye bile gerek yok. Sadece 2020 yılından bu yana yaşadığımız krizlere dönüp bakalım... Pandemi, ekonomik krizler, gıda krizleri, tedarik zinciri krizleri, enerji arzı krizleri, afetler vesaire... Yine bunlara eklenen Rusya-Ukrayna savaşı... Yine 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de fütursuzca sürdürdüğü ve sadece Ortadoğu'yu değil, tüm dünya barışını tehdit eden saldırıları... Bugün bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda, şunu açık ve net bir şekilde söylememiz gerekir ki, biz tam anlamıyla bir küresel belirsizlik çağında yaşıyoruz. Ve bu ortamda yine küresel olarak baktığımızda, önümüzde iki çıplak gerçeğin olduğunu görüyoruz. Birincisi, küresel barış ve istikrarın son derece kırılgan olduğu bir dünyada yaşadığımız gerçeği. İkincisi ise insanlık olarak barış ve istikrarı korumaya muktedir bir uluslararası sistem içinde yaşamadığımız." Küresel aktörlerin etkisiz, siyasetsiz ve nüfuz yoksunu oldukları bir uluslararası sistemi tecrübe ettiklerini belirten Altun, "Böyle bir ortamda bölgesel anlamda istikrarlaştırıcı güçlere ihtiyaç olduğu, gün gibi ortadadır. Güçlü, istikrarlı ve müreffeh bölgesel aktörlerin etkin olması gereken bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye ve Yunanistan gibi bölgesel aktörlerin kendi sorunlarını karşılıklı anlayış ve ulusal menfaatleri çerçevesinde, üçüncü tarafların yönlendirmesine, vesayetine, baskısına ihtiyaç duymadan çözmeleri gereken bir dönemdeyiz. Tam da bu yüzden, Türkiye ve Yunanistan'ın ortaya koyacakları işbirliği girişimleri bugün, düne göre çok daha anlamlıdır ve değerlidir." dedi. YUNANİSTAN BAŞBAKANI KİRYAKOS MİÇOTAKİS'İN ZİYARETİ Altun, bu tür girişimlerin büyük bir gayret ve samimiyetle teşvik edilmesi ve desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Biz Türkiye olarak Yunanistan'la olan iyi komşuluk ilişkilerimizin bu potansiyellerini de göz önünde bulundurarak devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve buna büyük bir önem atfediyoruz. 7 yıl sonra ilk kez 7 Aralık 2023 tarihinde Atina'da gerçekleştirilen 5'inci Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısıyla iki ülke bu potansiyellerden faydalanma iradesini bizzat liderler düzeyinde ortaya koymuştur. Orada imzalanan 15 farklı işbirliği anlaşması ve Atina Bildirgesi bu gerçeğin en önemli göstergesidir. Yine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis'in ortaya koydukları mevcut sorunlarımızın yapıcı diyalog, iyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukuk çerçevesinde çözüme kavuşturulması yönündeki irade de çok önemli bir unsurdur." 2021 yılından itibaren başlatılan "pozitif gündem" girişiminin, karşılıklı ziyaretlerle, işbirliği anlaşmalarıyla ve bugün düzenledikleri panel gibi organizasyonlarla kökleşmekte ve kurumsallaşmakta olduğunu söyleyen Altun, bunun kendileri için büyük bir memnuniyet vesilesi olduğunu ifade ederek, "Yunanistan Başbakanı Sayın Kiryakos Miçotakis'in 13 Mayıs Pazartesi günü ülkemize gerçekleştireceği ziyaretin de yine ikili ilişkilerimizin güçlendirilmesi açısından son derece önemli olduğunu, ciddi bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda önümüzdeki süreçte, bölgesel ve küresel krizlere karşı ortak çözümler geliştirme potansiyellerinin ötesine geçmek için tüm koşullar oluşmuş durumdadır. Türkiye ve Yunanistan ilişkileri, ekonomi, güvenlik, sağlık, çevre, eğitim, medya, iletişim, sosyal güvenlik, kültür-sanat, ticaret ve turizm gibi birçok alanda son derece verimli işbirliği potansiyelleri barındırmaktadır." şeklinde konuştu. KAPIDA VİZE UYGULAMASI Fahrettin Altun, bahse konu işbirliği alanları içerisinde küresel salgınla birlikte büyük aksamaların yaşandığı ticaret ve turizm alanlarına, bugünkü toplantının ana teması olduğu için dikkatleri çekmek istediğini belirterek, "Pandeminin ardından geçen süreçte, dünya hem ticaret hem de turizm noktasında bir toparlanma gayreti içerisine girmiştir. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Turizm Örgütü verilerine baktığımızda, 2023 yılında turizm amaçlı seyahat edenlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 34 oranında artmıştır. Uluslararası turizm, yüzde 88 oranında neredeyse pandemi öncesindeki seviyeye gelmiştir. 2024 yılında ise bu performansın daha da iyileşmesi ve tamamıyla pandemi öncesi seviyeye gelmesi beklenmektedir. Turizm sektörünün çok gelişmiş olduğu Türkiye ve Yunanistan için bu durum, hiç kuşkusuz büyük bir fırsattır. Biz, Türkiye olarak kapıda vize uygulaması gibi seyahat kolaylıklarının hayata geçmesini bu anlamda önemli bir gelişme olarak görüyoruz. İki ülke arasında varılan bu uzlaşı ile Türk ve Yunan halkları arasındaki dostluk ve etkileşimin daha da artması mümkün olmuştur." diye konuştu. Fakat turizm alanında her iki ülkeyi de bekleyen fırsatların sadece karşılıklı seyahatlerin daha kolay hale getirilmesiyle sınırlı olmadığını ifade eden Altun, "Turizm konusunda her iki ülkenin potansiyelini de sektörel işbirlikleriyle genişleterek dünya turizminden aldığımız payın oranını daha yukarıya taşımalıyız. Sektörel bazda karşılıklı ve daha yoğun tecrübe paylaşımı için çeşitli birliktelikler ihdas etmeliyiz. Benzer şekilde turizm alanında karşılaştığımız sorunlara karşı ortak çözümler geliştirebileceğimiz mekanizmaları da hızla hayata geçirmeliyiz." dedi. Altun, diğer yandan, tedarik zincirleri bakımından dünya ticaretinin kavşak noktası bir coğrafyada yer aldıklarını, bu durumun ülkelerin ekonomik refahı ve kalkınması için önemli bir avantaj, fırsat olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu itibarla 7 Aralık'ta gerçekleşen resmi ziyarette de, ikili ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkarılması yönünde bir mutabakat sağlanmış, yine liderler düzeyinde bir irade ortaya konmuştur. Hem Türkiye’nin hem de Yunanistan'ın, dünyanın en cazip turizm destinasyonlarına, Akdeniz bölgesinin önemli iki aktörü olarak ticaret ve enerji sevkiyatları bakımından küresel bir öneme sahip olması, karşılıklı doğrudan yatırımların yanı sıra üçüncü ülkelere yönelik ortak yatırımlar yapma noktasındaki coğrafi avantajlara sahip olmaları ülkelerimizin önündeki başlıca ekonomik fırsatlardır. Kara yolu ulaşımında uygulanan kotaların kaldırılması ve geçiş rejiminin serbest bırakılması da Türkiye ve Yunanistan arasındaki ticarete ivme kazandıracaktır." "İKİ ÜLKE ARASINDA İLETİŞİM VE MEDYA ALANINDA KURULACAK ORTAKLIKLARI ÖNEMSİYORUZ" Bu fırsatlardan en doğru ve en verimli şekilde istifade etmenin, mevcut diyalog, eşgüdüm ve işbirliği kanallarının devam ettirilmesi ve sıhhatli bir zeminde geliştirilmesiyle sıkı sıkıya irtibatlı olduğunu belirten Altun, "Bu noktada dikkatinizi bir diğer önemli noktaya çekmek istiyorum. İki ülke ilişkilerinde istikrar ve barışın muhafazası birçok yönüyle iletişim ve medyada sağlıklı bilgi üretimine ve üretilen bilgilerin sağlıklı dağıtım kanallarından dağıtılmasına bağlıdır. Hakikat zemini, bireyler arası ilişkilerde olduğu gibi ülkeler, devletler, hükümetler ve milletler arasındaki ilişkinin de en sağlam dayanağıdır. Dolayısıyla iletişim ve medya alanında doğru bilgiye dayalı enformasyon akışlarının temini, karşılıklı güven ortamının tesisi açısından olmazsa olmazdır. Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi için iletişim ve medya alanında kurulacak ortaklıkları biz bu yüzden çok önemsiyoruz. Muhataplarımızla bu anlamda ortak adımlar atma gayreti içerisindeyiz." ifadelerini kullandı. Fahrettin Altun, iletişim ve medya alanında kuracakları işbirlikleriyle karşılıklı olarak daha yoğun tecrübe aktarımları gerçekleştirebileceklerini, ortak sosyo-kültürel değerlerin küresel topluma tanıtılmasında daha geniş imkanlara sahip olabileceklerini, örneğin böylece ülkelerin muazzam turizm potansiyelini daha da geliştirebileceklerini vurguladı. Medya ve iletişim alanında işbirliği yapabilecekleri bir diğer konunun dezenformasyonla mücadele meselesi olduğuna işaret eden Altun, "Günümüzün en büyük sınamalarından biri haline gelen dezenformasyon, sistematik yalan bilgi üretimi kendileriyle mücadele edilmesi gereken ciddi tehditlerdir. Bunlarla mücadele etmek, kamuoylarımızın yanlış bilgiyle zehirlenmesinin önüne geçecek, bu da iki ülke ilişkilerinin olumsuz etkilenmesini engelleyecektir. Hiç kuşkusuz, iletişim ve medyanın tüm imkanlarından istifade ederek Türk ve Yunan toplumları arasındaki etkileşimin yoğunluğunu arttırmak, yeni diyalog ve işbirliği fırsatlarını da karşımıza çıkaracaktır." dedi. Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak katkı sağlamaktan büyük bir memnuniyet duydukları Türk-Yunan Medya ve Akademi Forumu'nun bu anlamda çok kıymetli bir girişim olduğunu belirterek, bu tür girişimleri, ikili ilişkilerdeki pozitif gündemin nitelikli bir şekilde sürdürülmesini temin edecek güçlü ve kararlı adımlar olarak gördüklerini ve daha önce Atina'da gerçekleştirilen panel kapsamında da vurgulandığı üzere bu girişimin kurumsal bir diyalog zeminine oturmasını çok önemsediklerini, bu yönde gerçekleştirilecek bütün çalışmalara da katkı vermeye hazır olduklarını söyledi. Forum kapsamında hayata geçirilen panellerin ikili ilişkilerinde yeni fırsatları keşfetmelerine ve yeni ufuklar kazanmalarına büyük katkılar sağlayacağının altını çizen Altun, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Unutmayalım ki, bu ilişkilerin iki tarafa kazandıracağı fayda, üçüncü tarafların çıkarlarından çok daha üstündür. Türkiye ve Yunanistan olarak ilişkilerimizi, bu ilişkilerdeki sorunları başkalarıyla, üçüncü taraftarlarla değil, birbirimizle konuşmalıyız. Ve bunu yapıyoruz. Tarihsel tecrübe birbirimizle konuştuğumuzda iki ülke arasında olumlu bir havanın oluştuğunu, ilişkilerimizin yapıcı bir diyalog çerçevesinde ilerleme kaydettiğini ve nihayetinde iki devletin ve iki milletin de bundan fayda sağladığını göstermiştir. İki ülke de birbirlerinin hassasiyetlerine saygı duymalı, Türk ve Yunan toplumları arasındaki güvenin oluşmasına katkı sunmalıdır. Biz Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın belirttiği gibi, 'Düşmanları değil, dostluğu artırmanın' tarafındayız, gayretindeyiz. Yunanistan'la da dostluğumuzu pekiştirecek ve güçlendirecek her türlü girişime destek vermeye hazırız. Bundan sonra da iyi komşuluk ilişkilerimizi kökleştirip diyalog kanallarımızı geliştirmek, genişletmek ve çeşitlendirmek suretiyle bunu sürdüreceğimize net bir şekilde vurguda bulunmak istiyorum. Yeter ki samimi olalım. Yeter ki hakikatin tarafında bulunalım. Yeter ki adalet ve hakkaniyetli bir şekilde ilişkilerimizi sürdürelim."

Türkiye-Irak Güvenlik Zirvesi, yarın gerçekleşecek Haber

Türkiye-Irak Güvenlik Zirvesi, yarın gerçekleşecek

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, geçen yıl aralık ayında Türkiye'de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın katılımıyla gerçekleşen Türkiye-Irak Güvenlik Zirvesi'nin bir sonraki toplantısının yarın Bağdat'ta yapılacağını belirtti. Keçeli, "Aynı formatta olacak. Yarınki görüşmelerde güvenlik ve askeri iş birliği konuları, öncelikli gündem maddesi olacak" dedi. Keçeli, 7-8 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen 'Amerika-Türkiye Stratejik Mekanizma Toplantısı'na değindi. Keçeli, toplantının iki ayağı olduğunu; birincisinde farklı kurumlardan uzmanların bir araya gelerek çalışma grupları formatında çeşitli temasların ikili ilişkiler açısından tartışıldığını, sonrasında varılan sonucun iki dışişleri bakanına sunulduğunu ve onların da siyaseten daha fazla neler yapılabileceği hususunda stratejik bir bakış açısıyla yanıt vermeye çalıştıklarını söyledi. Bu çerçevede 7 Mart'ta 3 çalışma grubunun siyasi-askeri iş birliğini, küresel terörizmle mücadele iş birliğini, enerji güvenliğini ve iklim meselelerini ele aldığını, 4 çalışma grubunun ise Gazze'deki son durum, Suriye, Güney Kafkasya ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi bölgesel konuları ele aldığını aktardı. Keçeli, "Terörle mücadele alanında bizim ABD'ye çok net bir mesajımız oldu. Onlara PKK, YPG ve FETÖ'yle ilgili beklentilerimizi net bir şekilde ilettik. Müttefik bir ülkenin, ülkemizin güvenliğini hedef alanlarla iş birliği yapmasının asla kabul edilemez olduğunu belirttik. Türkiye-ABD stratejik ilişkilerinin daha fazla derinleşmesinin önündeki en büyük engelin, ABD'nin YPG'ye verdiği destek olduğunu aktardık. Bu çalışma grubunun görüşmelerinde DEAŞ ile mücadele konusu da ele alındı. Önümüzdeki dönemde terörle mücadele konusunda teknik düzeyde düzenli istişareler yapılması konusunda mutabık kılındı. Siyasi ve askeri konularda öncelikle savunma sanayinde iş birliği için atılması gereken adımlarını konuştuk. Savunma sanayi alanındaki kısıtlamalar kaldırılsın, CAATSA yaptırımlarından çıkarılma talebimizi tekraren vurguladık. F-16 programıyla ilgili devam eden süreç var ayrıca F-35 ile ilgili prosedür tamamlanması gerekiyor. Bu konular da ele alındı. Tabii ekonomik konuları da görüştük. Şu an ABD ile ikili ticaret hacmi 30 milyar düzeyinde, bunu 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu konuda atılabilecek adımlar ele alındı. Enerji alanındaki iş birliğinin arttırılması konusunda görüştük. Sıvılaştırılmış doğalgaz ve nükleer enerji konularında görüşmelere devam edeceğiz" dedi. 'EN FAZLA ZAMAN GAZZE'YE AYRILDI' Görüşmelerde bölgesel konuların da ele alındığını kaydeden Keçeli, "Bunların başında Gazze geliyor. Hem çalışma gruplarında hem de Sayın Bakanın, Blinken ile olan görüşmesinde en fazla zaman ayrılan kısım Gazze oldu. Gazze'de acil ve tam ateşkesin sağlanması hemen ardından da iki devletli kalıcı çözüme dönük bir sürecin başlatılması gerektiğini ABD'lilere ilettik. Gazzeli sivillerin daha fazla zarar görmemesi, insani yardımların sürekli ve kesintisiz bir şekilde devamında iki taraf da görüş birliği içerisindeler. Gerek Ukrayna gerek Rusya için şartlar oluştuğunda; her iki taraf için de barış müzakerelerine dönülmesi gerektiğini savunuyoruz. ABD'de bunu tekrarladık. Karadeniz sefer güvenliğinin sağlanması konusu da ele alındı. ABD'lilere uluslararası yükümlülüklere uygun bir şekilde sürdürdüğümüz ilişkilerin ABD tarafından bir kısıtlamaya tabi tutulmaması gerektiğini aktardık" diye konuştu. 'SURİYE'DEKİ KRİZE ANCAK SİYASİ BİR ÇÖZÜM BULUNABİLİR' Suriye konusunu da görüştüklerini belirten Keçeli, "Her iki taraf da siyasi sürecin tekrar başlaması gerektiği konusunda mutabık. Suriye'deki krize ancak siyasi bir çözüm bulunabileceğinin altını çizdik. İnsani yardımların kesintisiz bir şekilde Suriye'ye ulaşması gerektiği konusunda da mutabıkız. Suriye’nin geleceğine dair görüşmeleri de ABD’lilerle teknik düzeyde yapmaya devam edeceğiz. Azerbaycan-Ermenistan arasındaki durum da vardı. Bu konuda devam eden barış görüşmelerini desteklediğimizi ilettik. Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Yemen ve Libya gibi konular da ele aldığımız bölgesel başlıklar altındaydı" dedi. Bakan Fidan'ın ABD'de, Senato'da da bazı temaslar gerçekleştirdiğini belirten Keçeli, görüşmelerde "Türkiye-ABD ilişkilerini daha fazla nasıl ilerletebiliriz?" sorusunun masada olduğunu ve Senato'da da olumlu bir yaklaşım olduğu izleniminin edinildiğini, önümüzdeki süreçte ABD ve Türkiye’nin müttefiklik ruhuna uygun, karşılıklı saygı ve çıkar temelinde görüşmeleri sürdürmeye devam edeceğini belirtti. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN IRAK’A GİDECEK Keçeli, geçen aralık ayında Türkiye'de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın katılımıyla gerçekleşen Türkiye-Irak Güvenlik Zirvesi’ni hatırlatarak, bir sonraki toplantının yarın Bağdat'ta yapılacağını belirtti. Keçeli, "Aynı formatta olacak. Yarınki görüşmelerde güvenlik ve askeri iş birliği konuları, öncelikli gündem maddesi olacak. Terörle mücadelede ortak bir anlayış geliştirilmesi ve bu doğrultuda atılabilecek adımlar masada olacak. Geçtiğimiz Güvenlik Zirvesi'nin ardından bir ortak açıklama yayımlanmıştı. Bu ortak açıklamada, PKK'nın her iki ülke için de ortak tehdit olduğunu vurgulamıştık hem biz hem Irak tarafı. PKK'nın Irak makamları tarafından bir ortak güvenlik tehdidi olarak tanımlanmasını, Irak tarafında PKK ile mücadele azminin gelişmeye başladığının bir işareti görüyoruz, bu bakımdan memnuniyet duyuyoruz. Gelinen bu olumlu noktadan azami faydayı sağlamayı hedefliyoruz" dedi. Güvenlik Zirvesi’nde iki ülke arasındaki iş birliği imkanlarının da ele alınacağını vurgulayan Keçeli, doğal gaz kaynaklarının geliştirilmesi, Irak’taki yenilebilir enerji alanında nasıl ortak projeler geliştirilebileceği, Irak-Türkiye petrol boru hattından sevkiyata başlanabileceği konularının da görüşüleceğini söyledi. Keçeli, "Irak’taki tüm tarafların karşılıklı diyalog ve anlayış çerçevesinde bir mutabakata ulaşmasını ve bu boru hattından sevkiyatın en kısa sürede başlamasını ümit ediyoruz. Yarınki görüşmelerimizde Sayın Cumhurbaşkanımızın önümüzdeki dönemde Irak'a yapacağı ziyaretin de detayları ele alınacak" diye konuştu. BAKAN FİDAN AZERBAYCAN'A GEÇECEK Bakan Fidan'ın Irak'tan sonra Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye geçeceğini ve orada Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan 3’lü Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın 9’uncusuna katılacağını aktaran Keçeli, "Güney Kafkasya'daki istikrar, refah ve barış Türkiye açısından çok önemli. Buradaki ülkelerin daha iyi koşullarda yaşayabilmesi için büyük çaba gösteriyoruz. Cuma günü yapılacak toplantının da ana gündem maddesi 'bağlantısallık' olacak. Toplantının sonunda ortak bildiri yayımlamayı öngörüyoruz" dedi. '1489 VATANDAŞIMIZ TAHLİYE EDİLDİ' Türkiye’nin İsrail-Filistin çatışmaları kapsamında Gazze'ye gerçekleştirdiği insani yardımlar ve Gazze’den tahliyelere de değinen Keçeli, "10 Mart günü yaklaşık 3 bin tonluk insani yardım taşıyan 7'nci gemimiz, Mısır’ın El-Ariş Limanı’na yanaştı. Böylelikle krizin başından beri Gazze’ye yaptığımız yardım, 40 bin tonu aştı" diye konuştu. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) aracılığıyla Gazze'ye gerçekleştirdiği 26 bin tonluk un yardımının güncel durumunu aktaran Keçeli, şunları kaydetti: "İsrail makamları, unun Gazze'ye ulaşmasına engel olmuşlardı. Yaklaşık 3-4 haftadır gerek BM gerekse biz İsrail makamlarıyla bunu görüştük. Kısa bir süre önce sonuca ulaşıldı. Un, BM Dünya Gıda Örgütü'ne devredildi. Bizim sağladığımız 26 bin ton unun geri kalanı peyderpey Gazze'ye sevk edilmeye başlandı. Gazze’ye havadan insani yardımlar da başladı. Buraya destek sağlamak üzere 9 bin ton tıbbi malzeme ve bebek malzemesini Ürdün makamlarına ilettik. Ürdün makamları, hava yoluyla Gazze’ye ulaştırıyorlar. Bu sabah itibarıyla 1489 vatandaşımızı, KKTC vatandaşını ve onların yakınını Gazze'den tahliye etmiş durumdayız. Halen tahliye etmeye çalıştığımız bir grup vatandaşımız var. Onları da en kısa sürede güvenli bir şekilde Gazze'den Türkiye’ye veya gitmek istedikleri 3’üncü bir ülke varsa; oraya ulaşması için çaba harcamaya devam edeceğiz." 'İCAZET ALACAĞIMIZ YER, BM'NİN 51'İNCİ MADDESİ' Keçeli, ABD ile terörle mücadelede ortak bir mekanizma kurulması konusunda karara varılmasıyla ilgili soru üzerine, "Toplantılar düzenli olacak, teknik düzeyde gerçekleştirilecek, yüz yüze yapılması planlanıyor. Her şeyden önemlisi, dışişleri bakanlıklarının koordinasyonunda farklı kurumların katılımıyla gerçekleştirilecek bir dizi toplantı olacak. Ancak güvenlik birimlerinin de dahil olduğu bir istişare mekanizması" dedi. Keçeli, PKK'nın Irak'taki varlığına yönelik operasyon konusunun görüşülüp, görüşülmediği sorusu üzerine de "Bu açıdan Amerikalılarla konuşmuyoruz. Güvenliğimizi tehdit eden yurt dışı kaynaklı bir terör örgütüne yönelik bir operasyon yapacaksak; icazet alacağımız tek yer, BM'nin 51'inci maddesidir. Bunun dışında herhangi bir uluslararası yapı veya 3'üncü tarafla bu konuyu o açıdan ele almıyoruz. Diğer taraftan ABD'nin askerleri, Irak’ta bulunuyor. Dolayısıyla bizim PKK'ya yönelik mücadelemizle bağlantılı olarak tabii ki onlarla da görüşüyoruz. Ancak bu bir icazet almak, onların iznini almak anlamında gerçekleşmiyor" cevabını verdi. 'GÖRÜŞMELER OLUMLU BİR ATMOSFERDE GEÇTİ' Keçeli, 11 Mart'ta Ankara'da gerçekleşen Türkiye-Yunanistan Siyasi Diyalog Toplantısı'na ilişkin soru üzerine de "Görüşmeler olumlu bir atmosferde geçti. İkili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konular ele alındı. İkili ilişkiler kapsamında, üst düzey temas ve ziyaretlerin programlanması, Ege konuları, her iki ülkedeki azınlıkların durumu, konsolosluk ilişkileri, düzensiz göç ve terörle mücadelede iş birliği, karşılıklı kültürel mirasın korunması, iki ülkenin uluslararası adaylıkları konusunda iş birliği gibi hususlar görüşüldü. Yunan tarafına, iki ülke liderleri tarafından geçtiğimiz aralık ayında Atina'da düzenlenen Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi sırasında imzalanan 'Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi' doğrultusunda, gerilim yaratabilecek söylem ve eylemlerden kaçınılması gerektiği vurgulandı" diye konuştu. MİÇOTAKİS'İN ZİYARETİ MAYIS'TA Keçeli, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Türkiye ziyaretinin mayıs ayı içinde gerçekleştirilmesi için tarih belirleme çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Keçeli, bu ziyarete hazırlık niteliği de taşıyacak bir dizi ziyaret daha öngörüldüğünü belirterek, "Bu çerçevede iki ülke arasında başta ekonomi olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliğine yönelik olumlu gündem odaklı Ortak Eylem Planı toplantısı, Bakan Yardımcımız Büyükelçi Burak Akçapar ve Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Kostas Fragoyannis arasında 15 Nisan'da Ankara'da düzenlenmesi kararlaştırılmıştı. Ayrıca Güven Artırıcı Önlemler toplantısının 22 Nisan'da Atina'da yapılması planlanıyor. Başbakan Miçotakis'in ülkemizi ziyareti sırasında ahdi durumumuzu güçlendirecek çeşitli anlaşmaların da imzalanması öngörülüyor. Söz konusu anlaşmaların metinlerinin nihaileştirilmesine yönelik hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Görüleceği üzere 2023 yılı başından itibaren Yunanistan'la karşılıklı temas ve ziyaretlerimizde artan bir ivme görüyoruz. Mevcut olumlu atmosfer çerçevesinde bu temasların daha fazla içeriklendirilmesine ve aramızdaki sorunların iyi komşuluk ve uluslararası hukuk çerçevesinde ele alınmasına yönelik çalışmalarımız devam ediyor" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.