Mısır Haberleri - Son Dakika Mısır Haber Güncel Gelişmeler

2 gün önce girdiği mısır tarlasından çıkamayan şahsı jandarma kurtardı

Adana'nın Kozan ilçesi Hamam Mahallesi Tılan mevkiinde, önceki gün sulamayı kontrol etmek için mısır tarlasına giren Adem Süzgün (29) tarladan çıkamadı. AFAD, Jandarma Arama Kurtarma ile jandarma asayiş timlerinin katıldığı arama çalışmalarında Süzgün, kaybolduğu bölgeden yaklaşık 5 kilometre mesafede bir tarlada bulundu. Kozan Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilen Süzgün, ifadesi alınmak üzere Gaziköy Jandarma Komutanlığına götürüldü. Hamam Mahallesi Tılan mevkiinde, 21 Mayıs'ta sulamayı kontrol için yaklaşık 25 dönümlük mısır tarlasına giren Adem Süzgün'ün (29) tarladan çıkmadığını fark eden yakınları ve mahalle sakinleri durumu güvenlik güçlerine bildirmiş ve arama çalışmaları başlatılmıştı.

Ateşkes görüşmeleri için yola çıkan Hamas, Kahire'ye ulaştı

Kahire el-İhbariye televizyon kanalının üst düzey bir kaynaktan aktardığına göre, görüşmelere katılmak üzere yola çıkan Hamas heyeti Kahire'ye ulaştı. Ateşkese yönelik yapılan yorumda, Mısır güvenlik heyetinin birçok anlaşmazlık noktasında uzlaşma formülüne ulaştığı ifade edildi. Hamas Hareketi dün akşam yaptığı açıklamada, kendilerinden bir heyetin İsrail ile dolaylı görüşmelerin tamamlanması amacıyla cumartesi günü Kahire'ye gideceğini duyurmuştu. Yine el-İhbariye televizyon kanalı, geçen pazartesi Hamas Heyeti'nin görüşmelerin ardından Kahire'den ayrıldığını, Mısır'ın sunmuş olduğu ateşkes teklifini görüştükten sonra yazılı olarak iletmek üzere yeniden döneceğini ifade etmişti.

Mısır basınından İsrail Hamas açıklaması: Büyük ilerleme kaydedildi

Kahire el-İhbariyye kanalının ismi açıklanmayan üst düzey Mısırlı bir yetkiliden aktardığı habere göre, Kahire'de pazar gününden bu yana devam eden müzakere turunda Gazze'deki krizin çözümü konusundaki görüş ayrılıkları büyük ölçüde giderildi. İsrail basınında ise Kahire'deki müzakerelerle ilgili çelişkili haberler yer aldı. Ynet haber sitesinin müzakereler konusunda yetkili bir kaynaktan aktardığı haberde, "Hamas'ın büyük tavizler vermesinin beklendiği ve ABD'nin bir çözüme ulaşmak için yoğun baskı yaptığı" öne sürüldü. İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre ise İsrail'deki yetkililer, müzakerelerde ilerleme sağlandığı yönündeki haberlere yorum yapmayı reddetti. Habere göre, müzakerelerde ilerleme sağlanıp sağlanmadığı ancak ilerleyen günlerde öğrenilebilecek. Hamas'tan, müzakerelerde ilerleme sağlandığı yönündeki haberlerle ilgili henüz açıklama yapılmadı. Ancak Hamas daha önce pek çok kez, ateşkes ve esir takası anlaşması için öncelikle "savaşın durması, İsrail'in Gazze'den çekilmesi, yerinden edilenlerin evlerine dönmesi ve yardım girişlerinin kolaylaştırılmasının" gerektiğini ifade etmişti. Mısır basınında 6 Nisan'da çıkan haberlerde, Gazze'de ateşkes ve esir takası müzakerelerinin 7 Nisan'da Mısır'ın başkenti Kahire'de yeniden başlayacağı aktarılmıştı. HAMAS İLE İSRAİL ARASINDA ATEŞKES VE ESİR TAKASI İÇİN DOLAYLI MÜZAKERE Mossad Başkanı David Barnea liderliğindeki İsrail heyeti, esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin müzakerelerin yeni turu için 19 Mart'ta Katar'ın başkenti Doha'ya gitmişti. İsrail basını, Mossad Başkanı liderliğindeki heyetin Doha'ya ulaşmasıyla birlikte Hamas ile Tel Aviv arasında esir takası müzakerelerinin resmen başladığını duyurmuştu. İsrail heyetinde İç Güvenlik Teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar ve İsrail ordusunda kaçırılan ve kayıp kişiler dosyasının sorumlusu Nitzan Alon'un de yer aldığı belirtilmişti. Haaretz gazetesi, İsrail'in ateşkes ve esir takasına ilişkin müzakereleri arabulucular olmaksızın doğrudan Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar ile yapacağını öne sürmüştü. İsrail'in Kanal 12 televizyonunun haberinde, müzakerelerin yaklaşık iki hafta sürebileceği kaydedilmişti. İsrail basınında Tel Aviv heyetine başkanlık eden Mossad Başkanı Barnea'nın aynı gün ülkesine döndüğü haberleri yer almıştı.

Netanyahu, Refah'a saldırıların yakında başlayacağını duyurdu

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hükümet toplantısı öncesinde açıklamalarda bulundu. 7 Ekim'den bu yana askeri ve diplomatik olmak üzere iki cephede savaştıklarını ifade eden Netanyahu, "Ancak uluslararası baskının arttığı da sır değil." dedi. Uluslararası toplumda, orduya, hükümete ve kendisine "asılsız suçlamalar" yöneltilerek, savaşı hedeflerine ulaşmadan durdurmaya çalışanların olduğuna işaret eden Netanyahu, "Bunu şimdi, savaşın zirvesinde seçimlere gidilmesi çabasıyla yapıyorlar. Bunu yapıyorlar çünkü yapılacak seçimlerin savaşı durduracağını ve ülkeyi en az altı ay felç edeceğini biliyorlar." ifadelerini kullandı. Netanyahu, uluslararası baskının İsrail'i savaşın tüm hedeflerini gerçekleştirmekten alıkoyamayacağını savunarak, bu hedeflerin "Hamas'ı ortadan kaldırmak, tüm rehinelerimizi serbest bırakmak ve Gazze'nin bir daha asla İsrail'e tehdit oluşturmamasını sağlamak" olduğunu söyledi. "Uluslararası toplumdaki dostlarımıza şunu söylüyorum, Holokost'tan bu yana en korkunç Yahudi katliamı 7 Ekim'i bu kadar çabuk mu unuttunuz?" diyen Netanyahu, uluslararası topluma hitaben "İsrail'e baskı yapmak yerine, Hamas ve patronu İran'a baskı yapın" şeklinde konuştu. REFAH'A OPERASYON BİRKAÇ HAFTA İÇERİSİNDE BAŞLAYACAK Refah'a operasyon düzenleyeceklerini tekrarlayan Netanyahu, "Bu amaçla, sivil halkın savaş alanlarından tahliyesine dair adımların atılması da dahil olmak üzere, Refah'a yönelik operasyonel eylem planlarını onayladık. Bu, askeri harekât öncesindeki önemli bir aşamadır." dedi. Başbakan Netanyahu, Refah'a operasyonun birkaç hafta içerisinde başlayacağına işaret etti. İsrail basınında Netanyahu'nun uluslararası topluma hitaben söylediği sözlerin ABD Başkanı Joe Biden'a mesaj olduğu değerlendiriliyor. Biden, Netanyahu'nun Gazze'deki krizi kötü yönettiğini ve ülkede seçimlere gidilmesi gerektiğini ifade eden Senato Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer'in "iyi bir konuşma yaptığını" ve düşüncelerinin "pek çok Amerikalı tarafından paylaşıldığını" belirtmişti. Netanyahu'nun Refah'a saldırı onayı, ABD ve Mısır dahil uluslararası toplumun, yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş Filistinlinin barındığı Refah'a girilmemesi yönündeki uyarılarına rağmen gelmişti.

ABD'ye kaçan Eylem Tok ve oğlu için iade talepnamesi hazırlandı

Ünlü yazar Eylem Tok'un oğlu T.C., İstanbul'da Kemerburgaz yolunda arızalanan ATV motorunu emniyet şeridinde durup kontrol eden gruba çarparak Oğuz Murat Acı'ya çarparak ölümüne neden olmuş, T.C. olayın ardından annesi ile birlikte önce Mısır'a sonra ise ABD'ye kaçmıştı. Türkiye'nin gündemini sarsan bu olayda evli ve 1 çocuk babası Oğuz Murat Acı olay yerinde hayatını kaybederken, 4 kişi de yaralandı. Olayın ardından yürütülen soruşturmada Eylem Tok'un oğlunu kendi aracıyla kaçırdığı ortaya çıktı. Polisin incelemesinin ardından ünlü yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki ehliyeti olmayan oğlu ile birlikte gece 02.00'de havalimanına gittiği, önce Mısır'a daha sonra ise ABD'ye kaçtıkları tespit edildi. Olayın ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Mısır'dan sonra ABD'ye geçen Eylem Tok ve oğlu T.C. hakkında kırmızı bülten talep edildiğini açıklamıştı. YENİ GELİŞME Adalet Bakanlığının son yaptığı açıklamada ise ölümlü kaza sonrası önce Mısır'a ardından da ABD'ye kaçan Eylem Tok ve oğlu için iade talepnamesi hazırlandığı belirtildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır'a gitti

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Dubai Uluslararası Havalimanı'nda, BAE Ekonomi Bakanı Abdullah bin Tuk el-Mari, Türkiye'nin Abu Dabi Büyükelçisi Tugay Tunçer, Dubai Başkonsolosu Onur Şaylan ve diğer yetkililer uğurladı. Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da Mısır'a gitti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi tarafından İttihadiye Sarayı'nda resmi törenle karşılanacak, ikili ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sisi tarafından heyeti onuruna verilen resmi yemeğe katılacak.

Mısır ve Arap Birliğinden Türkiye'ye taziye mesajı

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, yaptığı yazılı açıklamada, Dışişleri Bakanı Şükri'nin Türk mevkidaşı Çavuşoğlu ile telefonda görüştüğünü belirtti. Şükri'nin Türkiye'de meydana gelen korkunç depremde hayatını kaybedenler için taziye ve yaralılara acil şifa dileklerinde bulunduğunu aktaran Ebu Zeyd, "Şükri, görüşmede Mısır'ın Türk devleti ve kardeş Türk halkıyla dayanışması kapsamında acil yardım gönderme kararı aldığını belirtti." ifadesini kullandı. Şükri'nin deprem bölgelerinde devam eden arama kurtarma çalışmalarının başarılı olması temennisinde bulunduğunu kaydeden Ebu Zeyd, Çavuşoğlu'nun da Mısır'dan gelen dayanışma mesajı için Şükri'ye teşekkür ettiğini aktardı. Öte yandan Arap Birliğinden yapılan açıklamaya göre, Genel Sekreter Ebu Gayt, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için Türkiye ve Suriye dışişleri bakanlarına taziye mesajını iletti. Türkiye ve Suriye halklarıyla dayanışma içinde olunduğunu vurgulayan Ebu Gayt, depremlerde hayatını kaybedenler için taziye ve yaralılara acil şifa dileklerinde bulundu.

Mısır Çarşısı davasında Selek için tutuklama kararı!

Mısır Çarşısı'nda 25 yıl önce 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada en son verilen beraat kararı Yargıtay'da bozulan sosyolog Pınar Selek hakkında yokluğunda tutuklama ve kırmızı bülten kararı çıkarıldı. Duruşma 31 Mart'ta görülecek. Yargıtay'ın bozma kararının ardından dosya yeniden İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi´nde gönderildi. Mahkeme, yurt dışında yaşayan Pınar Selek hakkında yokluğunda tutuklanması ve kırmızı bültenle arama kararı çıkarılmasına karar verdi. Diğer sanık Abdulmecit Öztürk hakkında ise yakalama emri çıkarılmasına karar verildi. İlk duruşma 31 Mart 2023'te görülecek. İKİ KEZ BERAAT ETMİŞTİ Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı'nda 1998'de 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi "patlamaya bombanın mı, yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespitinin yapılamadığı" gerekçesiyle Pınar Selek hakkında beraat kararı vermişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Selek'in "sosyolojik araştırma yapma" adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiği, örgütün amacı doğrultusunda bombayı yerleştirdiğinin anlaşıldığı iddiasıyla beraat kararını bozarak "devlet güvenliğine karşı suç" oluşturduğu gerekçesiyle Selek'in ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dairenin bu kararına itiraz etmesi üzerine dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gelmişti. Başsavcılık itiraz başvurusunda, patlamanın nedeninin tam olarak tespit edilemediği öne sürülerek, bu nedenle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraat kararının yerinde olduğu belirtilmişti. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu başsavcılığın itirazını reddederek 9. Daire'nin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetmişti. Bunun üzerine dosyayı tekrar görüşen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2011 tarihli duruşmada, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, sosyolog Pınar Selek ile Abdulmecit Öztürk hakkında verilen beraat kararının bozulması yönündeki kararına karşı direnme kararı almış, diğer sanıklar açısından ise bozma ilamına uyulmasını kararlaştırmıştı. Mahkeme, 22 Kasım 2012'deki duruşmada ise Pınar Selek ve Abdulmecit Öztürk hakkındaki beraat kararında direnmekten vazgeçmişti. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ocak 2013'te görülen son duruşmada, tutuksuz yargılanan sosyolog Pınar Selek'in "Devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verilmişti. Heyet, Selek hakkında yakalama kararı da çıkarmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 2 Ocak 2014'te hazırladığı tebliğnamede, Selek hakkındaki hapis cezasının onanmasını istemişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise 11 Haziran 2014'te dosyayı usul yönünden bozarak yerel mahkemeye göndermişti. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapatılması üzerine dava dosyası, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi de ilk duruşmada, Selek ile ilgili verilen yakalama emri kararının kaldırılmasına hükmederek 19 Aralık 2014'te sanıkların beraatine karar vermişti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise yerel mahkemenin direnme kararı üzerine verdiği beraat kararını yerinde bulmayarak sanıkların eylemlerinin, olay tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 125. maddesinde belirtilen "devlet güvenliğine karşı suç" kapsamında olduğu gerekçesiyle bozmuştu. Bu kararın ardından sanıklar, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yeniden yargılanmasına karar verilmişti.

#Mısır