Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Motokurye

Herkes Duysun - Motokurye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Motokurye haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Motokurye Ata Emre cinayeti: İlk duruşma başladı! Haber

Motokurye Ata Emre cinayeti: İlk duruşma başladı!

Olay, 11 Mayıs'ta, Balıkesir'in Karesi ilçesi Karaoğlan Mahallesi Emir Sokak'ta meydana geldi. Zincir restoranda kurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi Ata Emre Akman'ı, sipariş dönüşünde önünü kesen E.Ö., vücudunun 25 yerinden bıçakladı. Ata Emre Akman hayatını kaybederken, kaçan E.Ö. operasyonla yakalandı. E.Ö. ile oğlunu sakladığı iddia edilen Orhan Ö. gözaltına alındı. 'Kasten yaralama' ve 'tehdit' suçlarından 6 ayrı suç kaydı bulunan E.Ö. ile babası, polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. E.Ö. tutuklanırken, babası Orhan Ö. serbest bırakıldı, itiraz üzerine tekrar gözaltına alınarak tutuklandı. Öte yandan olay, yakındaki okulun güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde; Ata Emre Akman'ın vücuduna aldığı çok sayıda bıçak darbesiyle motosikletinin üzerine düştüğü görüldü. Ayrıca olaydan bir hafta önce Ata Emre Akman'ın, ailesiyle gittiği tatilden görüntüleri de ortaya çıktı. Akman'ın kameraya el salladığı, gitar çalıp, kız arkadaşıyla şarkı söylediği anlar da kameraya yansıdı. BABA İÇİN DE İDDİANAME HAZIRLANDI Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı tamamlayıp, cinayetle ilgili ilk iddianamesini E.Ö. için hazırladı. E.Ö. hakkında 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Ayrıca 'ruhsatsız silah taşıma' suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı, E.Ö.'nün babası Orhan Ö. için de iddianame hazırladı. Orhan Ö. için 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmeye azmettirme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. BABADAN 'ÖLDÜR' TALİMATI İddianamede; Orhan Ö.’nün dini nikahla yaşadığı Sultan Durmaz ile ayrıldıktan sonra Durmaz'ı sürekli rahatsız ettiği, işlediği başka suçtan hükümlü olarak bulunduğu İzmir Buca Açık Ceza İnfaz Kurumu'ndan 2 Mayıs'ta izinli çıktığı belirtildi. Orhan Ö.'nün çıktıktan sonra Durmaz'ın yaşadığı evin önüne gelip, birilerinin başına bir iş geleceği yönünde tehdit ettiği de iddianamede yer aldı. Ayrıca E.Ö.'nün olaydan önce aradığı Durmaz'a babası Orhan Ö.'nün talimatıyla kendisini öldüreceğini söylediği belirtildi. TANIK İFADELERİ DOĞRULADI İddianamede; E.Ö.'nün, Orhan Ö.'nün ceza infaz kurumunda bulunduğu sürede Sultan Durmaz'a yönelik herhangi bir eyleminin bulunmamasına karşılık, Orhan Ö.'nün cezaevinden çıktığı dönemde, oğlunun Durmaz'ın evinin önüne gidip Ataman'ı öldürmesinin Orhan Ö.'nün 'azmettirici' olduğunu gösterdiği; olayla ilgili alınan tanık ifadelerin de bunu doğruladığına yer verildi. Bu iddianame de Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianameleri kabul eden Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi açılan davaların birleştirilmesine karar verdi. HASTANE KAYITLARINDA YOK Balıkesir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tensip zaptı düzenledi. Tensip zaptında mahkeme tarafından E.Ö.'nün, nüfus ve hastane kayıtlarına göre 24 Nisan 2007'de doğduğu belirtilerek, nüfusa ise 14 Ağustos 2009'da kaydının gerçekleşmesi hususu yer aldı. Orhan Ö.'nün düşük ve ölüm de dahil başka bir çocuğu olup olmadığının araştırılması istendi. Ayrıca Balıkesir İl Halk Sağlığı Müdürlüğüne müzekkere yazılarak 24 Nisan'da 2007'de topuk kanı alınıp alınmadığı soruldu. Yine E.Ö.'nün tüm hastane kayıtları hakkında mahkemeye bilgi verilmesi, 24 Nisan 2007 tarihi öncesinde herhangi bir kayıt bulunup bulunmadığı bilgisi istendi. Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mahkemeye E.Ö.'nün topuk numunesinin bulunmadığı ve anneye ait 2007 doğumlu bir bebeğin kayıtlarda olmadığı bildirildi. Balıkesir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde davanın ilk duruşması görülmeye başlandı. Duruşmaya sanıklardan E.Ö. Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken, babası Orhan Ö., Ata Emre Akman'ın annesi Zuhal Akman, babası Erol Akman, Akman ailesinin avukatı Özden Başak ve İbrahim Erenci, Balıkesir'deki kurye dernekleri üyeleri katıldı. '18 YAŞINDAN KÜÇÜK OLDUĞUNA HİÇ KİMSE İNANMIYOR' Duruşma öncesi adliye önünde Avukat Özden Başak basın açıklaması yaptı. Başak, "11 Mayıs'tan itibaren süregelen durum bugün artık bir noktaya geldi. Davanın ilk duruşması birazdan görülecek. Katilin 18 yaşından küçük olduğuna dair iddialar var. Fakat hem suçu işleme tarzı hem görüntüleri hem bu işi planlayabilmesi, artı tanık ifadelerini dikkate aldığımızda biz katilin 18 yaşından büyük olduğu iddiasındayız ve onunla ilgili savcılık safhasında bir talepte bulunmuştuk. Tutuklu olduğu için bir an önce iddianamenin yazılması anlamında sayın savcılık makamı ilk bunu değerlendirmedi, mahkemeye bıraktı. Bugün de bu talebimizi yineleyeceğiz. Aileyle İstanbul'dan geldik. Görüntü itibariyle katilin 18 yaşından küçük olduğuna hiç kimse inanmıyor. Dolayısıyla Türk Ceza Kanunu'ndaki yaş indiriminden faydalanmaması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. 'BURADAN HEPİMİZİN VİCDANINI RAHATLATAN BİR KARAR ÇIKACAK' Başak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun dışında bu tarz eylemleri yapan failler genelde haksız tahrike sokmak ister. Hep denk geldiğimiz bir durum. Burada öyle bir durum da yok. Görüntüleri dikkatle incelediğinizde çocuğumuzun olaya herhangi bir dahli yok. Yani doğrudan öldürmek kastıyla bir arabanın arkasından ona karşı hareket eden bir şahıs söz konusu. Daha birinci saniyeden sol eliyle bizim çocuğumuzun boynunu tutup bir iki saniye sonra da zaten icra hareket başlıyor. Hepinizin de bildiği gibi onu mermi gibi yetiştiren babası da şu an azmettiren sıfatıyla yargılanıyor. Bu davanın bir milat olacağını, bu tarz can yakıcı davaları da sayın mahkemenin önüne tarihi bir fırsat geldiğini düşünüyoruz. Umarım buradan hepimizin vicdanını rahatlatan bir karar çıkacak. Tabii bugün için böyle bir beklentimiz yok ama hep birlikte yargılama sürecinde bizleri birazcık soğutacak bir karar çıkacağına inanmak istiyoruz." 'BUGÜN ATA EMRE'NİN ADALETİNİ ARAMAYA GELDİK' Kurye Hakları Derneği Başkanı Mesut Çeki ise kurye dernekleri adına yaptığı açıklamada, "Burada Emekçi Motokuryeler Derneği, Motokuryeli İşçiler Derneği, Bursa Motosikletli Kuryeler Derneği ve Ankara Kurye Esnaf Odası'ndan arkadaşlarımız var. Ata Emre kardeşimiz için geldik. Ata Emre kardeşimiz ne ilk ne de son olacak. Biz bunu biliyoruz, çok acılıyız. Ailenin acısını yürekten paylaşıyoruz. Ata Emre, karanlık bir sokakta bir cani tarafından katledildi. Çalışırken katledildi. Siparişini teslim ederken katledildi. Ailesi onun görüntülerini izlemeye dayanamadı. Biz de dayanamadık. O yüzden burada konuşurken gerçekten çok zorlanıyorum. Çünkü bugün aynı zamanda Ankara'da Samet Özgül davası görülüyor. O da üniversiteli, kurye arkadaşımızdı. 2 yıl önce 3 trafik magandası tarafından boğazından bıçaklanarak öldürüldü ve ailesi 2 yıldır adalet arıyor. Biz de bugün Ata Emre'nin adaletini aramaya geldik. Bu bizim ilk duruşmamız. Ama Ata bizim ilk kaybımız değil. 2022'de en az 58 arkadaşımızı kaybettik. 2023'te en az 68. 2024'ün ilk 6 ayında 30 arkadaşımızı kaybettik. Biz her gün ölüyoruz. Dövizlerimizde yazıyor, biz tehlikeli meslek yapıyoruz ama henüz çok tehlikeli meslekler arasında değiliz" ifadelerini kullandı. 'BUGÜN ADALETİN KAPISINI ÇALIYORUZ' Çeki, sözlerini şöyle sürdürdü: "Trafikte bize birisi vurursa, Yunus Emre Göçer davasında gördük birkaç ay hapis bile yatmadan çıkanlar var. Canımıza 27 bin 300 TL fiyat da biçildi. Katillerimiz 3-5 ay içerisinde salındı, 6 ayrı suç kaydı olan birisi Ata kardeşimizi öldürebiliyor. Bu dava sadece Akman ailesinin davası değildir. Bu dava sadece kuryelerin davası değildir. Bu dava bütün Balıkesir'in, bütün Türkiye'nin davasıdır. Aileler gerçekten yasını tutmadan adalet aramak zorunda kalıyor. Buradan bütün basın mensuplarına ricamız şudur; ailenin çığlığını yetkililere duyursunlar. Lütfen duyurun. Artık biz ölmek istemiyoruz. Öldürüldüğümüzde de katillerin çok az cezalar alarak, elini kolunu sallayarak hapisten çıkmasını istemiyoruz. Buradaki mahkeme heyeti de lütfen elini vicdanına koysun. Biz motokuryeyiz. Her gün ilaç taşıyoruz. Yiyecek taşıyoruz. Hepinizin kapısını çalıyoruz. Biz bugün adaletin kapısını çalıyoruz. Adalet istiyoruz. Ata için adalet istiyoruz. Bütün motokuryeler için adalet istiyoruz. Artık çalışırken ölmek istemiyoruz."

Motokurye Ata'nın cinayetinde ilk ifadeler! Haber

Motokurye Ata'nın cinayetinde ilk ifadeler!

Olay, 11 Mayıs'ta, Balıkesir'in Karesi ilçesi Karaoğlan Mahallesi Emir Sokak'ta meydana geldi. Zincir restoranda kurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi Ata Emre Akman'ı, sipariş dönüşünde önünü kesen E.Ö., vücudunun 25 yerinden bıçakladı. Ata Emre Akman hayatını kaybederken, kaçan E.Ö. operasyonla yakalandı. E.Ö. ile oğlunu sakladığı iddia edilen Orhan Ö. gözaltına alındı. 'Kasten yaralama' ve 'tehdit' suçlarından 6 ayrı suç kaydı bulunan E.Ö. ile babası, polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. E.Ö. tutuklanırken, babası Orhan Ö. serbest bırakıldı, itiraz üzerine tekrar gözaltına alınarak tutuklandı. Öte yandan olay, yakındaki okulun güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde; Ata Emre Akman'ın vücuduna aldığı çok sayıda bıçak darbesiyle motosikletinin üzerine düştüğü görüldü. Ayrıca olaydan bir hafta önce Ata Emre Akman'ın, ailesiyle gittiği tatilden görüntüleri de ortaya çıktı. Akman'ın kameraya el salladığı, gitar çalıp, kız arkadaşıyla şarkı söylediği anlar da kameraya yansıdı. BABA İÇİN DE İDDİANAME HAZIRLANDI Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı tamamlayıp, cinayetle ilgili ilk iddianamesini E.Ö. için hazırladı. E.Ö. hakkında 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme' suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Ayrıca 'ruhsatsız silah taşıma' suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı, E.Ö.'nün babası Orhan Ö. için de iddianame hazırladı. Orhan Ö. için 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmeye azmettirme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. BABADAN 'ÖLDÜR' TALİMATI İddianamede; Orhan Ö.'nün dini nikahla yaşadığı Sultan Durmaz ile ayrıldıktan sonra Durmaz'ı sürekli rahatsız ettiği, işlediği başka suçtan hükümlü olarak bulunduğu İzmir Buca Açık Ceza İnfaz Kurumu'ndan 2 Mayıs'ta izinli çıktığı belirtildi. Orhan Ö.'nün çıktıktan sonra Durmaz'ın yaşadığı evin önüne gelip, birilerinin başına bir iş geleceği yönünde tehdit ettiği de iddianamede yer aldı. Ayrıca E.Ö.'nün olaydan önce aradığı Durmaz'a babası Orhan Ö.'nün talimatıyla kendisini öldüreceğini söylediği belirtildi. TANIK İFADELERİ DOĞRULADI İddianamede; E.Ö.'nün, Orhan Ö.'nün ceza infaz kurumunda bulunduğu sürede Sultan Durmaz'a yönelik herhangi bir eyleminin bulunmamasına karşılık, Orhan Ö.'nün cezaevinden çıktığı dönemde, oğlunun Durmaz'ın evinin önüne gidip Ataman'ı öldürmesinin Orhan Ö.'nün 'azmettirici' olduğunu gösterdiği; olayla ilgili alınan tanık ifadelerin de bunu doğruladığına yer verildi. Bu iddianame de Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianameleri kabul eden Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi açılan davaların birleştirilmesine karar verdi. HASTANE KAYITLARINDA YOK Balıkesir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tensip zaptı düzenledi. Tensip zaptında mahkeme tarafından E.Ö.'nün, nüfus ve hastane kayıtlarına göre 24 Nisan 2007'de doğduğu belirtilerek, nüfusa ise 14 Ağustos 2009'da kaydının gerçekleşmesi hususu yer aldı. Orhan Ö.'nün düşük ve ölüm de dahil başka bir çocuğu olup olmadığının araştırılması istendi. Ayrıca Balıkesir İl Halk Sağlığı Müdürlüğüne müzekkere yazılarak 24 Nisan'da 2007'de topuk kanı alınıp alınmadığı soruldu. Yine E.Ö.'nün tüm hastane kayıtları hakkında mahkemeye bilgi verilmesi, 24 Nisan 2007 tarihi öncesinde herhangi bir kayıt bulunup bulunmadığı bilgisi istendi. Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mahkemeye E.Ö.'nün topuk numunesinin bulunmadığı ve anneye ait 2007 doğumlu bir bebeğin kayıtlarda olmadığı bildirildi. Balıkesir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesinde davanın ilk duruşması görülmeye başlandı. Duruşmaya sanıklardan E.Ö. Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken, babası Orhan Ö., Ata Emre Akman'ın annesi Zuhal Akman, babası Erol Akman, Akman ailesinin avukatı Özden Başak ve İbrahim Erenci, Balıkesir'deki kurye dernekleri üyeleri katıldı. '18 YAŞINDAN KÜÇÜK OLDUĞUNA HİÇ KİMSE İNANMIYOR' Duruşma öncesi adliye önünde Avukat Özden Başak basın açıklaması yaptı. Başak, 11 Mayıs'tan itibaren süregelen durum bugün artık bir noktaya geldi. Davanın ilk duruşması birazdan görülecek. Katilin 18 yaşından küçük olduğuna dair iddialar var. Fakat hem suçu işleme tarzı hem görüntüleri hem bu işi planlayabilmesi, artı tanık ifadelerini dikkate aldığımızda biz katilin 18 yaşından büyük olduğu iddiasındayız ve onunla ilgili savcılık safhasında bir talepte bulunmuştuk. Tutuklu olduğu için bir an önce iddianamenin yazılması anlamında sayın savcılık makamı ilk bunu değerlendirmedi, mahkemeye bıraktı. Bugün de bu talebimizi yineleyeceğiz. Aileyle İstanbul'dan geldik. Görüntü itibariyle katilin 18 yaşından küçük olduğuna hiç kimse inanmıyor. Dolayısıyla Türk Ceza Kanunu'ndaki yaş indiriminden faydalanmaması gerektiğini düşünüyoruz dedi. 'BURADAN HEPİMİZİN VİCDANINI RAHATLATAN BİR KARAR ÇIKACAK' Başak, sözlerini şöyle sürdürdü Bunun dışında bu tarz eylemleri yapan failler genelde haksız tahrike sokmak ister. Hep denk geldiğimiz bir durum. Burada öyle bir durum da yok. Görüntüleri dikkatle incelediğinizde çocuğumuzun olaya herhangi bir dahli yok. Yani doğrudan öldürmek kastıyla bir arabanın arkasından ona karşı hareket eden bir şahıs söz konusu. Daha birinci saniyeden sol eliyle bizim çocuğumuzun boynunu tutup bir iki saniye sonra da zaten icra hareket başlıyor. Hepinizin de bildiği gibi onu mermi gibi yetiştiren babası da şu an azmettiren sıfatıyla yargılanıyor. Bu davanın bir milat olacağını, bu tarz can yakıcı davaları da sayın mahkemenin önüne tarihi bir fırsat geldiğini düşünüyoruz. Umarım buradan hepimizin vicdanını rahatlatan bir karar çıkacak. Tabii bugün için böyle bir beklentimiz yok ama hep birlikte yargılama sürecinde bizleri birazcık soğutacak bir karar çıkacağına inanmak istiyoruz. 'BUGÜN ATA EMRE'NİN ADALETİNİ ARAMAYA GELDİK' Kurye Hakları Derneği Başkanı Mesut Çeki ise kurye dernekleri adına yaptığı açıklamada, Burada Emekçi Motokuryeler Derneği, Motokuryeli İşçiler Derneği, Bursa Motosikletli Kuryeler Derneği ve Ankara Kurye Esnaf Odası'ndan arkadaşlarımız var. Ata Emre kardeşimiz için geldik. Ata Emre kardeşimiz ne ilk ne de son olacak. Biz bunu biliyoruz, çok acılıyız. Ailenin acısını yürekten paylaşıyoruz. Ata Emre, karanlık bir sokakta bir cani tarafından katledildi. Çalışırken katledildi. Siparişini teslim ederken katledildi. Ailesi onun görüntülerini izlemeye dayanamadı. Biz de dayanamadık. O yüzden burada konuşurken gerçekten çok zorlanıyorum. Çünkü bugün aynı zamanda Ankara'da Samet Özgül davası görülüyor. O da üniversiteli, kurye arkadaşımızdı. 2 yıl önce 3 trafik magandası tarafından boğazından bıçaklanarak öldürüldü ve ailesi 2 yıldır adalet arıyor. Biz de bugün Ata Emre'nin adaletini aramaya geldik. Bu bizim ilk duruşmamız. Ama Ata bizim ilk kaybımız değil. 2022'de en az 58 arkadaşımızı kaybettik. 2023'te en az 68. 2024'ün ilk 6 ayında 30 arkadaşımızı kaybettik. Biz her gün ölüyoruz. Dövizlerimizde yazıyor, biz tehlikeli meslek yapıyoruz ama henüz çok tehlikeli meslekler arasında değiliz ifadelerini kullandı. 'BUGÜN ADALETİN KAPISINI ÇALIYORUZ' Çeki, sözlerini şöyle sürdürdü Trafikte bize birisi vurursa, Yunus Emre Göçer davasında gördük birkaç ay hapis bile yatmadan çıkanlar var. Canımıza 27 bin 300 TL fiyat da biçildi. Katillerimiz 3-5 ay içerisinde salındı, 6 ayrı suç kaydı olan birisi Ata kardeşimizi öldürebiliyor. Bu dava sadece Akman ailesinin davası değildir. Bu dava sadece kuryelerin davası değildir. Bu dava bütün Balıkesir'in, bütün Türkiye'nin davasıdır. Aileler gerçekten yasını tutmadan adalet aramak zorunda kalıyor. Buradan bütün basın mensuplarına ricamız şudur; ailenin çığlığını yetkililere duyursunlar. Lütfen duyurun. Artık biz ölmek istemiyoruz. Öldürüldüğümüzde de katillerin çok az cezalar alarak, elini kolunu sallayarak hapisten çıkmasını istemiyoruz. Buradaki mahkeme heyeti de lütfen elini vicdanına koysun. Biz motokuryeyiz. Her gün ilaç taşıyoruz. Yiyecek taşıyoruz. Hepinizin kapısını çalıyoruz. Biz bugün adaletin kapısını çalıyoruz. Adalet istiyoruz. Ata için adalet istiyoruz. Bütün motokuryeler için adalet istiyoruz. Artık çalışırken ölmek istemiyoruz. ATA EMRE'Yİ ÖLDÜREN SANIK: SULTAN'IN EVİNİ TAŞLAMAK İÇİN GİTMİŞTİM Balıkesir'de bir zincir restoranda motokurye olarak çalışan Ata Emre Akman'ı bıçaklayarak öldüren E.Ö., mahkemedeki ifadesinde Ata Emre Akman'ı tasarlayarak öldürmediğini ileri sürdü. E.Ö., “Kimseyi tasarlayarak öldürmedim. Sadece Sultan Dönmez'in evini taşlamak için gitmiştim. Babaannemin yanında büyüdüm. Üç kardeşiz. Sultan Dönmez'in kızı babama mesaj atıyordu. Sürekli bizimle uğraşıyordu. Bizimle görüşmek istedi. Sultan Dönmez, 2012-2013 yıllarında bizden çek çaldı. Sürekli bizi tehdit ediyordu, babam ile Sultan arasında anlaşmazlık vardı, onlardan kaçıyorduk. 2020 yılı öncesinde Sultan ile anlaşmazlık yoktu. Sultan'ın beraber yaşadığı Yaşar ile aramızda anlaşmazlıklar oldu. Sultan ile ilgili olarak babamla özel bir görüşmemiz olmadı. Babamın cezaevinden çıkmasından sonra Sultan ile iletişimimiz olmadı. Sultan ile olay tarihine kadar aramızda 2 bin 654 dakika telefon görüşmesi gözükse de bu görüşmeleri ben yapmadım" dedi. 'O GÜN NEYİN BENİ BUNA SEVK ETTİĞİNİ HATIRLAMIYORUM' E.Ö., sözlerini şöyle sürdürdü: "Olay günü 11 Mayıs'ta 13-14 tane bira içtim. Babam ile vakit geçirdik. Sonra arkadaşlarımın yanına gittim. Bira içtik. Babamlar geldi. Sonra eve gittik. Saat 23.30-00.00 arasıydı. Sultan ile evimizin arası 5-6 dakikalık yürüyüş mesafesinde. Olay günü babamla Sultan ile ilgili hiçbir şey konuşmadık, sızdı kaldı. Sultan'ın küçüklüğünden beri bize yaşattıklarını düşünmeye başlayınca öfkelendim. Yanıma bıçağımı aldım ama amacım onun evini taşlamaktı. Giderken yoldan taş aldım. Sultan'ın yaşadığı binaya geldim. Genç motokuryeyi gördüm. Yanına gidip Sultan'ın evde olup olmadığını sordum. 'Motorla mendil mi satıyorum görmüyor musun?' dedi. 'Sultan Durmaz'a mı geldin?' deyince 'Ebru Gündeş'e geldim' dedi. 'Neden beni tersliyorsun?' dedim ve boğuşma oldu. Bıçağı bir kere salladım. Sonrasını hatırlamıyorum. Maktule 25 kere bıçak sallamışım. 25 kere sallasam da o gün neyin beni buna sevk ettiğini hatırlamıyorum. Olay öncesinde babam beni Sultan'a karşı doldurmadı. Babamın yönlendirmesi olmadı." 'SULTAN BANA TAKINTILIYDI' E.Ö.'nün babası sanık Orhan Ö. ise mahkemedeki ifadesinde, “Uzun süreli telefon görüşmesini oğlum değil, ben yaptım. Sultan'ın kızıyla görüştüm. Benden yardım istedi. Sultan bana takıntılıydı. 2010-2013 yılları arasında Sultan ile ilişkimiz oldu. Sonra gitti ve benim arkadaşlarımdan biriyle evlendi, kurtuldum diye sevindim. Ailemle yaşadığım eve 'Çocuk hasta' diyerek geldi. Sonra babam, Sultan'ı bıçakladı. Ben onu uzak tutmaya çalıştıkça bize yapıştı. Bu kadın şeytanın ta kendisi. Ben 10 yıldır suç işlemiyorum. Cezaevinden çıktıktan sonra bana yeniden ulaştı. Sultan'a karşı en ufak hakaretim yoktur. Sultan'ın çocuğumu karnında taşırken fuhuş yaptığını öğrendim" diye konuştu. 'OĞLUMLA ASAYİŞ ŞUBE'DE KARŞILAŞTIK' Orhan Ö., mahkemedeki ifadesinde olay gününü de anlattı. Orhan Ö. oğlu E.Ö. ile eve geldiğini ve direkt uyuduğunu söyledi. Olayı polisin eve gelmesiyle öğrendiğini söyleyen Orhan Ö., "Oğlumla da Asayiş Şube'de karşılaştık. 'Ne istedin insanlardan. Kendini de yaktın beni de yaktın' dedim. Üzerime atılanlar iftiradır. Ben Sultan'ı bu zamana kadar hiç bıçaklamadım" dedi. Orhan Ö.'ye tanık ifadelerinde yer alan ve 'Ben bu saatten sonra hiçbir şey yapmam, yaparsa da oğlum yapar' sözlerinin sorulması üzerine bu cümleyi kurmadığını söyledi. ‘VİCDAN' DİYECEĞİM AMA O DA İNSANLARA MAHSUS' Duruşmada söz alan Ata Emre Akman'in annesi Zuhal Akman, "Baba ve oğlu arasındaki ifadeler arasında çelişkiler var. 'Vicdan' diyeceğim ama o da insanlara mahsus. Biz oğlumuzun çalıştığını bile sonradan öğrendik. Çocuğumu canice öldüren şahıslardan şikayetçiyim" dedi. Baba Erol Akman da "Davanın adı Ata Emre ama bu zamana kadar Ata ile ilgili hiçbir şey konuşulmadı. Adını dahi hatırlamadıklarım oğlumu canice katlettiler. En ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum" ifadelerini kullandı. "ÇOCUĞUM YÖNÜNDEN TANIKLIK YAPMAK İSTEMİYORUM" Orhan Ö.'nün eşi, E.Ö.'nün öz annesi tanık Ayfer Songül ise "Çocuğum yönünden tanıklık yapmak istemiyorum. 8 yıl Orhan'la evli kaldık. 2 çocuğum oldu. Öldürme olayıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Yaşanan olayla ilgili bilgim yok. E.Ö.'yü 2007 yılında eski doğumevinde doğurdum" dedi. CHP’Lİ BAĞCIOĞLU: AKMAN AİLESİNİN YANINDAYIZ CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu da Akman ailesine destek için Balıkesir Adliyesi’ne geldi. Adliye önünde açıklamalarda bulunan Bağcıoğlu, "Bugün, 11 Mayıs 2024 günü canice katledilen Ata Emre Akman'ın başlayan adliye sürecinde ilk duruşmayı takibe ve değerli annesi ve babasına Cumhuriyet Halk Partisi'nin desteğini iletmeye, süreci takip etmeye geldik. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel de ilk günden itibaren, bu süreci yakından takip ediyor. Sevgili Ata'nın babası Erol Bey'le de irtibat kurdu. Her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu iletti. Ben ayrıca burada sokaklarında gençlerimizin rahatça dolaşabildiği, kadınlarımızın öldürülmediği, huzur ve güvenin tesis edildiği bir Türkiye isteyen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, nerede bir mağdur varsa onun yanında olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkan yardımcısı, 2 erkek çocuğu babası bir kişi ve emekli bir asker olan Sayın sevgili Ata'nın babasına destek veren eski bir silahlı kuvvetler mensubu olarak bulunuyorum" dedi. 'CAYDIRICI TEDBİRLER ALINMALI' Bağcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milli güvenlik konusunda sadece topla, tüfekle ülkelerin birbiriyle savaşması veya teröristle mücadele değil insanlarımızın güvenliği ve bekası da önemli. Eğer hala okul müdürleri, öğretmenler, çocuklar, çocuk yaştaki suçlular tarafından katlediliyorsa, Ata gibi gençlerimiz evlerine, harçlıklarına, ev bütçesine katkı sağlamak için çalışırken hunharca, canice katlediliyorsa bunun bir çözümü olmalı. Önleyici tedbirler arttırılmalı. İnfaz düzenlemeleri, adalet sistemi baştan gözden geçirilmeli ve caydırıcı tedbirler alınmalı. Kederli aileye, canice kurban edilen Ata'nın sevgili annesine, babasına desteğe devam edeceğiz. Hukuki süreçte her türlü desteğimizi sağlayacağız. Tekrar sevgili Ata'nın manevi huzurunda kendisine rahmet ve minnet diliyorum. İnşallah adalet tecelli edecek."

Motokuryeler için yeni düzenleme yolda: Vergi verilecek Haber

Motokuryeler için yeni düzenleme yolda: Vergi verilecek

Pandemi ile sayıları artan motosikletli kurye mesleğini yapan bazı çalışanlar belirli bir firmaya bağlıyken, bazıları bağımsız olarak iş yaparak vergi ödemiyor. Alınan bilgilere göre kayıt dışı çalışan motokuryeler için de çalışmalar başlatıldı. Türkiye'de sigortalı çalışan motokurye sayısının 140 bin olduğu, sigortasız olanlar da eklendiğinde bu sayının 350 binlere çıktığı tahmin ediliyor. Ensonhaber'de yer alan habere göre, TBMM'ye sunulması planlanan motokuryelere yönelik vergi ödemesi detayları paylaşıldı. KURBAN BAYRAMI SONUNDA ELE ALINACAK Kurban Bayram sonrası Meclis’e sunulması beklenen yeni torba yasasında, motokuryelerin vergilendirilmesine yönelik de çalışma yürütüldü. Herhangi bir şirkette ücretli olarak çalışan motokuryeler için herhangi bir değişiklik olmayacak. Şirkette ücretli olarak çalışan moto kuryelere ödenen ücretler, gelir vergisine tabi tutuluyor ve ilgili şirket tarafından beyan edilerek vergi dairesine ödeniyor. Bir işverene bağlı olmadan çalışan motokuryelerin elde ettiği gelir kayıt altına alınmıyor ve bu durum sıkıntılara yol açıyor. Bu şekilde devamlı gelir elde edilmesi halinde, elde edilen gelirin ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekiyor. DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ GETİRİLECEK Ticari kazanç sahibi olarak mükellefiyet kaydı, defter tutma, beyanname verme gibi birçok vergisel yükümlülüğün yerine getirilmesini içeriyor. Motokuryelerin basit usulde vergilendirilmesi sonrasında şahıs şirketi kurarak "esnaf" statüsüne hizmet vermesi düşünülüyor. Motokuryelerin sosyal medya fenomenleri gibi gelir vergisi kapsamına alınması düşünülüyor. KAZANÇLARININ 3 MİLYON LİRA ALTINDA KALMASI HALİNDE Bu hesapta toplanan yıllık brüt hasılatın ilgili yıl itibarıyla belirlenen tutarın (2024 yılı için 3 milyon lira) altında kalması halinde, motokuryeler banka tarafından yüzde 15 oranında vergi kesintisi yapılan söz konusu gelirleri için beyanname vermeyecek. Kazanç toplamı ilgili yıl itibarıyla belirlenen tutarı (2024 yılı için 3 milyon lira) aşan moto kuryelerin ise, elde ettikleri gelirlerin tamamı için yıllık gelir vergisi beyannamesi verecek. 2025 YILI BAŞINDA YÜRÜRLÜĞE GİREBİLİR Bu düzenlemenin 2025 yılı başından itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Üniversiteli Ata, önünü kesen bir şahıs tarafından öldürülmüştü: Babası da cezalandırılmalı Haber

Üniversiteli Ata, önünü kesen bir şahıs tarafından öldürülmüştü: Babası da cezalandırılmalı

İstanbul'da yaşayan ve 1 yıl önce Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü'nü kazanan 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 11 Mayıs’ta Balıkesir’in Karesi ilçesi Karaoğlan Mahallesi Emir Sokak'ta, motosikletle sipariş bıraktığı adresten dönerken E.Ö.'nün bıçaklı saldırısına uğrayarak hayatını kaybetti. Üniversite öğrencisi Ata Emre Akman’ın acılı annesi Zuhal Akman, saldırıyı gerçekleştiren E.Ö.'yü babasının azmettirdiğini iddia etti. "ONUN LİZBON'A BENİM DE PARİS'E GİTME HAYALİMİZ VARDI" Ata Emre Akman'ın saldırıya uğramadan yaklaşık 1 hafta önce işe girdiğini ve kendi kazandığı parayla Anneler Günü’nde sürpriz yapmak istediğini söyleyen anne Akman, "Ata, kendi bireyselliği için çalışıyordu. Ne Ata’nın ne de bizlerin herhangi bir mali sıkıntısı yoktu. Çünkü bu çocuk 13 yaşında da çalıştı ve kendisine elektro gitar aldı. Anneler Günü’yle ilgili kısa sürede çalışıp bir sürpriz yapma durumu varmış, işte böyle bir sürpriz oldu. O gece Ata’yı aradım, meşgule attı ‘annem ben seni sonra ararım’ diye mesaj yazmış, sonra öğreniyorum ki çalışıyormuş, dağıtım yapıyormuş. Yarım saat sonra aradı, kahkahalar attık. Onun Lizbon’a benimse Paris’e gitme hayalimiz vardı" dedi. "ATA’NIN YANINA ÇIKIP YATTIM, BİRAZ SARILDIK" Çeşitli üniversitelerde öğretim üyesi olarak görev yapan Beden Eğitimi Öğretmeni Zuhal Akman, olayın gerçekleştiği gün yaşadıklarını anlatarak, "Olay gecesi sabaha karşı eşime telefon geldi. Polis, ‘Oğlunuz bir bıçaklanma olayına karıştı, ağır yaralı ve ameliyata alındı, buraya gelmeniz gerekiyor’ deyince eşim ağlamaya başladı. Balıkesir’e doğru yola çıktık. Tuhaf bir geceydi, yağmurlu ve sisliydi. Yoldayken eşim hastaneyi aradı ancak ‘Ata Emre Akman diye bir hasta yok’ deniliyordu. Çünkü artık yok. 150-180 kilometre hızla Balıkesir’e vardık. Acil servisten çıktıktan sadece 5 dakika sonra morgdaydık ve ikinci raftan oğlumuzu çekiyorlardı. Sonra sedyeyi aşağı indirdiler, örtüyü açtım, Ata olduğu söyleniyor ama Ata değil. Ata olamaz çünkü saçları kısaydı. Bilmiyordum ki, saçlarını kestirmiş; Anneler Günü’nde bana sürpriz yapacakmış. Her tarafını açtım ve baktım. Otopsiden sonra bütün izleri, her şeyi gördüm. Sonra yetkililere ‘o sedye beni kaldırır mı?’ diye sordum ve Ata’nın yanına çıkıp yattım, biraz sarıldık. Çünkü bir daha sarılıp yatma şansımız olmayacaktı. Baktım ki ellerim kanlanmış. Bir müddet sonra artık Ata’dan ayrılmam gerekiyordu. Sonra tabut geldi, oradaki görevli, birisine ‘el atın da kaldıralım ‘ dedi. ‘Ben annesiyim, ben çocuğumu kaldırırım’ dedim. Kaldırdım, kuş gibiydi. Zaten Ata, Ata’ya benzemiyordu. İnsan bir anda mı değişir?" diye konuştu. "EV BAKACAKKEN MEZAR YERİ BAKTIK" Ata’nın üniversitede okuduğu dönem boyunca askeri misafirhanede kaldığını ve gelecek yaz eve çıkmak istediğini söyleyen anne Akman, "Biz ev bakacakken mezar yeri baktık. Ata, geçen yıl tek başına yaklaşık 11 ülke dolaştı. Koca Avrupa’da farklı farklı ülkelerde bir şey olmadı da kendi ülkemde Balıkesir gibi bir yerde böyle şeyler yaşadık. Ata, 2004 yılında Balıkesir’de doğdu. Balıkesir’de üniversiteyi kazandı ve Balıkesir’de sonu bitirdi. Halbuki sadece hayatının ilk 3 yılını Balıkesir’de geçirmişti, bir de son yılını" ifadelerini kullandı. "HAYALİ DÜNYAYI GEZMEKTİ" Ata’nın dünya turu yapmak gibi bir hayali olduğunu ifade eden Akman, "Jazz severdi, çok kitap okurdu, müzik kulağı müthişti. Bir taraftan gitar çalardı. Mantıklı, realist ve romantik bir çocuktu. Hayali, dünyayı gezmekti. Hayvanları çok severdi. Bir köpeğimiz vardı, geçen yıl aramızdan ayrıldı. Şimdi muhtemelen çılgınca oynuyorlardır, çünkü Ata’yı çok seviyordu" dedi. "ÜZERİNDE KURYE OLDUĞUNU BELİRTEN PİZZACI MONTU VAR" Anne Akman, “Katil azmettirildi, bunun farkındayız. Katilin 17 yaşında olduğu söyleniyor. Bıçaklama ve kasten yaralama gibi 6 ayrı suç kaydı var. O caninin babası da cinayetten dolayı 10 yıldır Buca Cezaevi’nde yatıyor. Cinayetten yatan bir adam hafta sonu için izinli çıkabiliyor, Türkiye’de yeni bir meslek grubu oluşabilir. Babası da cezalandırılmalı, çünkü azmettiricisi o. ‘Benim yapamadığımı artık çocuğum yapacak’ diye oğluna el veren kişi babası. Ata’nın sipariş götürdüğü apartmanda, bu caninin babasının daha öncesinde birlikteliği olduğu söylenilen bir kadın oturuyormuş ama o kadın bir başkasıyla evliymiş. O caninin babası, eski kadın arkadaşına ‘senin imam nikahlı eşini öldüreceğim’ diyor. Kadının alt kattaki arkadaşına da bilenmiş, onu da tehdit ediyor ve ‘senin oğlunu öldüreceğim’ diyor. Bu caninin azmettiricisi olan babasının şöyle bir beyanı var; ‘artık benden iş geçti, benim yapamadığımı oğlum yapacak görürsünüz’ diye tehditleri var, bunun da tanıkları var. Yani o gece apartmandan kim çıksa bunu yaşayacaktı. O geceki görüntülerin bir kısmını istemeden izledim, Ata’nın üzerinde kurye olduğunu belirten pizzacı montu var. Ata’nın orada işini yaptığı belli" diye konuştu. "KATİLLER EVCİ OLARAK DIŞARIYA ÇIKMASIN" E.Ö.’nün babasının da en ağır cezayı alması gerektiğini söyleyen Akman, "Hukuka güveniyorum. Lütfen katiller evci olarak dışarıya çıkmasın. Çünkü onlar sadece kendilerine değil, tüm Türkiye’ye, hatta dünyaya zarar" ifadelerini kullandı. BABA AKMAN: BEN SEVMEYİ ATA’DAN ÖĞRENDİM Ata’nın Babası Emekli Subay Erol Akman ise "Ata, insanlara dokunmayı seven bir çocuktu. ‘Ben sevmeyi Ata’dan öğrendim’ denilen bir çocuk. Arkadaşları bana ‘ben sevmeyi Ata’dan öğrendim’ dediler, bu ne kadar güzel bir şey. Böyle bir çocuk benim elimden kaydı. Ben 25 bin asker yetiştirdim. 25 bin askerin kılına zarar gelmedi ama kendi oğlumu koruyamadım. Benim oğlum, sadece öldürme gayesiyle bir yerde hazır bulunan bir cani tarafından ve bunu meslek haline getirme aşamalarında olan birisi tarafından katledildi. Biz çocuklarımızı bunun için mi yetiştirdik? Kız kardeşi var, ben onu nasıl sokağa salacağımı bilmiyorum. İstanbul’dan korkuyor, Balıkesir’den korkmuyordum. Kardeşinin sınavı var, nasıl girecek? Bir yeri kazansa bile ben onu nasıl göndereceğim? Bu saatten sonra insanlar çocuklarını nasıl güvenle başka bir şehre okumak ve bu memlekete faydalı bir birey olmak için gönderecek ? Bu vaka güvenin ayaklar altına alındığı bir vakadır. Bu dava sonuna kadar takip edilmeli" diye konuştu. "ANNESİNE HEDİYE ALMAK İSTİYORDU" Ata’nın liseden arkadaşı Efe Toprak Ateş (20) de "Ata tanıdığım en iyi insanlardan biri. Birbirimize çok yardım ettiğimiz günler oldu. Hiç kötü anımız yok. Hafta sonları yanımıza geliyordu. En son olay yaşanmadan yani işe başlamadan 1 hafta önce konuşmuştuk. Dünya turu yapmak istiyordu, öyle bir hayali vardı. Bu yaz beraber hayalimiz vardı, işe başlama sebeplerinden biri de oydu, hem yaklaşan Anneler Günü için annesine hediye almak istiyordu hem de yazın hep beraber tatile gidecektik. Onun için işe başlamış, para biriktiriyordu" dedi.

Türkiye'yi sarsan cinayette yeni gelişme: Eşi de gözaltına alındı Haber

Türkiye'yi sarsan cinayette yeni gelişme: Eşi de gözaltına alındı

Antalya'da motokurye olarak çalışan Ali Diken'den 20 Aralık'tan bu yana haber alamayan yakınları, polise başvurdu. Polis, Diken'in bulunması için çalışma başlatırken, yakınları ise 22 Ocak'ta bir televizyon programına katıldı. Programa katılanlar arasında yer alan restoran çalışanı Zeynel Boyacı, Diken'i öldürdüğünü itiraf etti. Kendisine ağır küfürler ettiği için Ali Diken'i öldürdüğünü söyleyen Boyacı, gözaltına alındı. GÖMDÜĞÜ YERİ GÖSTERDİ Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosu ekipleri tarafından Antalya'ya getirilen Boyacı, Diken'i gömdüğü yeri polislere gösterdi. Kundu Mahallesi Sahil Caddesi'ndeki boş arazide yapılan aramada, tespit edilen alan kepçe ile kazıldı. Bir süre sonra Ali Diken'in cenazesine ulaşıldı.  BİR CESET DAHA BULUNDU Zeynel Boyacı'nın alanda bir kişinin daha cesedinin olduğunu belirtmesi sonrasında gösterdiği yerde arama çalışması başlatıldı. Ekipler, Ali Diken'in cesedinin 30 metre ilerisinde kepçe ile kazılan noktada bir cesede daha ulaştı. Boyacı, 4 saatlik çalışmanın ardından battaniyeye sarılı şekilde çıkartılan cesedin, baldızı Zeynep Ece Aksay'a ait olduğunu söyledi. Cesetler, cenaze aracına alınarak adli tıp kurumu morguna kaldırıldı. Zeynep Ece Aksay'ın ailesinin, geçen 13 Ağustos'ta kayıp ihbarında bulunduğu ortaya çıktı. Zeynel Boyacı'nın, Ali Diken'i gömülü bulunduğu yerde, baldızı Zeynep Ece Aksay'ı ise evinde öldürdüğü ve battaniyeye sararak boş araziye gömdüğü belirlendi. EŞİ İLE ADLİYEYE SEVK EDİLDİ Cinayet Büro Amirliği'nde ifade işlemleri tamamlanan Zeynel Boyacı, suç ortağı olduğu düşünülen eşi İ.B. ve arkadaşı M.Ç. ile birlikte adliyeye sevk edildi. Polis eşliğinde emniyetten çıkarılan şüpheliler, gazetecilerin 'Niye öldürdün, pişman mısın?' sorularını yanıtsız bıraktı. Farklı araçlara bindirilen şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi. CİNAYET SONRASI PARASINI ÇEKMİŞ Antalya'da motokurye Ali Diken ile baldızı Zeynep Ece Aksay'ı öldürüp, gömen Zeynel Boyacı'nın, ifadesinde iki cinayetin detaylarını anlattığı ortaya çıktı. Cinayetleri itiraf eden Boyacı'nın, Ali Diken'i para meselesi ve küfür ettiği gerekçesiyle boğarak öldürdüğünü söylediği öğrenildi. Boyacı'nın, şifresini öğrendiği Ali Diken'e ait banka kartından, cinayet sonrası para çektiği de belirlendi. Boyacı'nın, baldızını ise madde bağımlısı olduğu ve bir kişiyle ilişkisi olduğu gerekçesiyle döverek öldürdüğünü söylediği öğrenildi. ÇOCUKLUK ARKADAŞINI DA ÖLDÜRMEYİ PLANLAMIŞ Baldızı ve motokurye arkadaşını öldürdüğü gerekçesiyle gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen Zeynel Boyacı'nın ifadesinde, kendisiyle gözaltına alınan çocukluk arkadaşı M.Ç.'yi de baldızıyla ilişkisi olduğu iddiasıyla öldürmek amacıyla, kayınpederine ait araziye ip çekme bahanesiyle götürdüğü, ancak öldürmekten vazgeçtiğini söylediği öğrenildi. Yaşananlardan haberi olmadığı öne sürülen M.Ç.'nin, Boyacı ile birlikte motosiklet üzerinde görüntüsünün çıkması nedeniyle gözaltına alındığı belirtildi. YURT DIŞINA KAÇMAK İÇİN PLAN YAPMIŞ Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin, Zeynep Ece Aksay'ın 15 Ağustos'ta kaybolmasının ardından Boyacı ile konuya ilişkin görüşme yaptığı ve takibe aldığı kaydedildi. Ekiplerin, teknik takibin yanı sıra Boyacı'nın televizyonda canlı yayına çıkmasını beklediği, yurt dışına kaçma planı yaptığını belirledi. Ali Diken'den haber alınamaması üzerine ise teknik takibi sıklaştıran ekiplerin, Boyacı'nın telefon kayıtlarını incelemeye aldığı kaydedildi. 'KIZLARLA BULUŞACAĞIZ' DİYE KANDIRMIŞ 16 farklı suç kaydı olduğu ortaya çıkan Boyacı, ifadesinde, iki cinayete ilişkin detayları anlattı. Boyacı, daha önce bir gece evlerinde kalan Diken'i eşi ile ilgili kötü konuşması üzerine, baldızı Zeynep Ece Aksay'ı ise uyuşturucu madde kullandığı ve başka birisiyle ilişkisi olduğu için tek başına öldürdüğünü itiraf etti. Boyacı, Diken'i iple boğarak, baldızını ise evinde döverek öldürdüğünü ve battaniye sarıp gece saatlerinde kiralık araçla olay yerine gömdüğünü söyledi. Boyacı sorgusunda, Ali Diken'i 'kızlarla buluşacağız' diyerek buluşmaya çağırdığını, çocukluğunun geçtiği bölge olan olay yerine götürüp öldürdüğünü itiraf etti. Boyacı'nın hem kendi hem maktullerin cep telefonlarını sattığı belirlenirken, emniyet ekipleri telefonların IMEI numaralarını tespit edip el koydu. BATTANİYEYİ ATTIĞINI SÖYLEDİ Boyacı ile birlikte gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen eşi İ.B. ise kardeşinin öldürüldüğü gün teyzesinde olduğunu, cinayetlerden haberi olmadığını söyledi. İ.B., eşine kaybolan battaniyeyi sorunca Boyacı'nın battaniyeyi attığını söylediğini aktardı. Diğer yandan İ.B. kocasından şikayetçi olmazken, İ.B.'nin babası ise İ.B.'den ve damadından şikayetçi oldu. Kasten adam öldürme suçundan adliyeye sevk edilen Zeynel Boyacı, eşi İ.B. ve arkadaşı M.Ç.'nin işlemleri sürüyor.

Motokuryenin cesedinin bulunduğu yerde ikinci ceset ortaya çıktı Haber

Motokuryenin cesedinin bulunduğu yerde ikinci ceset ortaya çıktı

Antalya'da yaşayan kurye Ali Diken, 20 Aralık 2023 tarihinde motosikletiyle kayboldu. Annesi ve yengesi, 32 yaşındaki Ali Diken'i aramak için ATV’de yayınlanan Müge Anlı ile Tatlı Sert programı ekibinden yardım istedi. 36 gündür aranan Ali Diken'in cinayete kurban gittiği ortaya çıktı. Televizyon programına katılan Zeynel B. (33), şüpheli tavırlarının ardından gözaltına alındı. Cinayet şüphesi üzerine gözaltına alınan Zeynel B., sorguda Ali Diken'in gömüldüğü yeri itiraf etti. Şüpheli, yer göstermesi için Antalya İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından cesedin gömüldüğü Aksu ilçesi Kundu Mahallesi Sahil Caddesi'ndeki boş araziye götürüldü. Şüphelinin gösterdiği yerde yapılan aramada bir cesede ulaşıldı. BALDIZINA AİT CESET BULUNDU Cinayet zanlısının ifadesiyle bölgede ikinci ceset için, ilk bulunan cesedin 30 metre uzağında arama çalışması başlatıldı. Yaklaşık 4 saat süren aramanın ardından ilk cesedin çıktığı yerin kuzeyinde battaniyeye sarılı 26 yaşındaki Zeynep E.A.’ya ait olduğu değerlendirilen battaniyeye sarılı ceset bulundu. Ceset savcı ve olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından otopsi yapmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. AİLESİNİN 5 AYDIR ARADIĞI ORTAYA ÇIKTI Antalya İl Emniyet Müdürlüğünden olayla ilgili yapılan açıklamada, "15 Ağustos 2023 günü hakkında Kepez İlçe Emniyet Müdürlüğümüze kayıp müracaatında bulunulan Z.E.A. ve 21 Aralık 2023 günü hakkında kayıp müracaatı bulunan A.D. isimli şahıslar ile ilgili yapılanan çalışmalarda; Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, şüpheli Z.B. İstanbul ilinde yakalanıp gözaltına alınarak ilimize getirildi. Bugün Aksu ilçesi sınırları içinde yapılan yer gösterme ve kazı çalışmaları sonucunda kayıp A.D. ve şüpheli Z.B’nin baldızı Z.E.A.'ya ait olabileceği değerlendirilen cesetler bulundu. Emniyet müdürlüğümüz birimlerince olay hakkında çalışmalar devam etmektedir" denildi.

Bursa'da Kestel Belediyespor’dan açıklama Haber

Bursa'da Kestel Belediyespor’dan açıklama

MUSA YEŞİLDAĞ/HERKES DUYSUN Çiftci, geçtiğimiz günlerde bazı basın kuruluşları tarafından yayınlanan ‘İnegöl Atlas Spor-Kestelspor basketbol maçında kavga’ başlıklı haberlerin gerçeği yansıtmadığını kavga çıkan karşılaşmanın İnegöl Atlas Spor-Winner Spor arasında gerçekleştiğini, Kestel Belediyespor’un müsabaka ve kavgayla hiç alakası olmadığını bildirdi. Geçtiğimiz günlerde bazı basın kuruluşları İnegöl Atlas Spor-Kestelspor U-16 basketbol maçında saha içerisinde kavga çıktığı 1 oyuncunun da yaralandığı haberini duyurmuştu. Yaşanan bu olayın ardından Kestel Belediyespor Kulübü Başkanı Kenan Çifci, haberlerin aslının olmadığına dair açıklamada bulundu. Çifci, açıklamasında şu sözlere yer verdi: "Bursa Yerel Ligi’nde mücadele eden U-16 erkek basketbol takımımızın adının başka bir tarihte oynanan İnegöl Atlas Spor Kulübü-Winner Spor Kulübü müsabakası sonrası yaşanan kötü olaylara dahil olduğu yönünde haberlerin servis edildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Bu haberlerin Kestel Belediyespor kulübü ile hiçbir ilişiği bulunmayıp, takımımızın ne oynanan mücadele ile ne de yaşanan kavga ile bir bağlantısı bulunmamaktadır. Yaşanan bu hadise sonrasında takımımızın bu tarz konularda bahsinin geçmesi bizleri derinden üzmüştür. Bu sebeple Kestel Belediyespor olarak bu açıklamayı yapmak ve kamuoyunu doğru yönlendirme gereği doğmuştur"

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.