Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Narin Güran

Herkes Duysun - Narin Güran haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Narin Güran haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ve Narin Güran cinayeti davasında karar açıklandı! İşte vahşetin 4 sanığına verilen cezalar Haber

Ve Narin Güran cinayeti davasında karar açıklandı! İşte vahşetin 4 sanığına verilen cezalar

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesi olayına ilişkin tarafların yargılmasına bugün de devam edildi. Duruşmada ağırlaştırılmış müebbet cezası ile karşı karşıya olan sanıkları savunmalarını yaptı. Sanıklar, önceki duruşmalarda olduğu gibi bugün de tüm iddiaları reddederek beraatlerini istedi. Tutuklu sanıklardan ağabey Enes Güran, suçlamaları kabul etmedi. Nevzat Bahtiyar'ı suçladı ve beraatini istedi. Anne Yüksel Güran ise suçlamaları reddetti, masum olduğunu söyledi. Tutuklu sanıkların savunmaları sona erdi. ANNE, AĞABEY VE AMCAYA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET Sanık amca Salim Güran'ın diğer sanıklar anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran ile iştirak halinde maktul Narin Güran'a yönelik "kasten öldürme" suçunu işlediği sabit görüldüğü belirtilirken mahkeme, Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'a takdir indirimi uygulamayarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, 4 sanık hakkında verilen cezalarda iyi hal indirimi uygulamadı. NEVZAT BAHTİYAR'A VERİLEN CEZA BELLİ OLDI Nevzat Bahtiyar'ın ise diğer sanıklarla birlikte iştirak halinde maktul Narin Güran'ı kasten öldürme suçundan cezalandırılması istemi ile mahkemeye kamu davası açılmışsa da, sanığın katılan Arif'in evine geldiğinde maktul Narin'in cansız bedenini yerde bulduğu, ardından sanık Salim'in tehditleri ile Narin'in cansız bedenini Arif'in evinden alarak Eğertutmaz deresine götürdüğü ve cansız bedenin bulunduğu çuvalı dere kenarına üzerine taş koymak suretiyle sakladığı göz önüne alındığında, sanığın üzerine atılı eyleminin suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçunu oluşturduğu kaydedildi. Nevzat Bahtiyar'a ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. SALONDA ÇIT ÇIKMADI Kararın açıklamasından önce mahkeme salonunda yoğun güvenlik önlemleri alınmıştı. Davayı Diyarbakır'da takip eden CNN Türk Muhabiri Merve Tokaz kararın açıklanmasının ardından 'mahkeme salonundan çıt çıkmadığını' aktardı. KARAR SONRASI POLİS GÖZETİMİNDE SALONDAN AYRILDILAR Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ekipleri Nevzat Bahtiyar'ın aile üyeleri ile yakınlarını bilinmeyen bir yere götürerek özel güvenlik tedbiri uyguladı... SANIKLARIN SON SÖZLERİ ALINDI Anne Yüksel Güran: "Yüreğim yaralı ama Rabbim benim şahidim ve kefilimdir. Kızımın asla katili olmadım. Başım diktir, Rabbim hakkımı bırakmasın. Bundan sonra karar senin hakim bey." ifadelerini kullandı. Ağabey Enes Güran: "Ben her zaman doğruyu konuştum. Hakkım helal değildir, mahkeme ne derse odur. Üzerime atılan suçları kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı. Amca Salim Güran: "Narin benim yeğenimdir, canımdır. Bu dünyada ona zarar verecek son kişi benim. Narin'e zarar vermedim. Kimse öküz buradadır demiyor, suçsuzum." sözleri ile kendini savundu. Nevzat Bahtiyar: "Sayın başkanım Narin'i ben öldürmedim. Cesedi Salim Güran bana verdi. Taşıma cezası neyse ben razıyım." şeklinde kendini son kez savundu. SANIKLAR VE İZLEYİCİLER SALONDA! Duruşma salonu açıldı. Herkes salona alınıyor. Çok sayıda kolluk kuvveti sanıkların oturacağı alanın etrafında ayakta bekliyor… Sanıklar salona getirildi. Bu kez sanıkların hepsi en ön sıraya oturuldu… Anne yüksek güran jandarma kollarında salona getirildi. Jandarma kuvvetleri sanıkların oturduğu sıranın önünde kol kola girerek etten duvar ördüler... Nevzat’ın bulunduğu alanda jandarma daha yoğun. Güran ailesinin yakınları da duruşma salonunda..Güran ailesinin yakınlarının önünde polis ekipleri sıra halinde bekliyorlar... Mahkeme heyeti salona giriş yaptı. Cübbelerini giydiler yerlerini alıyorlar. Sanıkların son sözleri alındı. ADLİYE ÖNÜNDE YOĞUN GÜVENLİK Mahkeme salonu önünde yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekerken Diyarbakır İl Emniyet Müdürü de duruşmayı izlemek üzere adliyeye geldi. Öte yandan davayı takip eden gazeteciler için de çevik kuvvet ekipleri tarafından çembere alınan güvenlikli bir bölge oluşturuldu. AMBULANS MAHKEME SALONU ÖNÜNE GETİRİLDİ Mahkeme Başkanı, 21.00’de son sözlerin alınacağını belirterek, sağlık personelinin de salonda hazır edilmesini istemişti. Karar saati yaklaşırken ambulans ekibi, mahkeme salonunun önüne getirildi. KARAR 21.00'DE AÇIKLANACAK Yapılan savunmaların ardından Mahkeme Başkanı, kararın açıklanması için duruşmaya saat 21.00’e kadar ara verdi. Mahkeme Başkanı, 21.00’de son sözlerin alınacağını belirterek, sağlık personelinin de salonda hazır edilmesini istedi. NARİN CİNAYETİNİN KRONOLOJİSİ Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı. Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti. Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti.  İlk duruşmanın ardından cumhuriyet savcısı, hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu. NARİN NE ZAMAN KAYBOLDU? Narin Güran Kuran kursuna gitmek için evden çıktıktan sonra bir daha eve dönmedi.  Diyarbakır’da 21 Ağustos 2024 tarihinde yaşanan olayda, önce aile kendisi bulmaya çalıştı, ardından son yılların en kapsamlı arama çalışması yapıldı.  Narin’ cinayetinde önce, amcası ve aynı zamanda Tavşantepe Muhtarı olan Salim Güran tutuklandı. Güran'a, “kasten öldürme” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamaları yöneltildi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2 Eylül’de yeni adli yıl açılışı nedeniyle Yargıtay'da düzenlenen resepsiyonda ve 3 Eylül’de ise konuk olduğu 24 TV’de Narin’le ilgili açıklamalar yaptı. Tunç, ilk açıklamasında “Adli Tıp'ın birtakım tespitleri var. DNA tespitleri var. Annesi ve babasından kan örnekleri alındı. Ve o araçta, amcasının aracındaki DNA'nın uyuştuğu görüldü. Bu yönde bir rapor var ve bu kuvvetli bir şüphe” sözlerini kullandı. Adalet Bakanı, 24 TV’de de “Narin'in amcasıyla ilgili tutuklama kararı verildiğini, tutuklama kararının bir tedbir olduğunu” belirtti. NARİN'İN CESEDİ NE ZAMAN BULUNDU? 21 Ağustos'ta Tavşantepe köyünde kaybolan Narin Güran'ın cesedi, 19 gün sonra bir çuvalın içinde köye yakın bir dere yatağına gömülmüş halde bulundu. Adli Tıp Kurumu raporuna göre Narin, kaybolduğu gün boğularak öldürülmüştü. Soruşturma sırasında 24 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin bir bölümü daha sonra serbest bırakıldı. Gözaltına alınan 24 isimden biri itirafçı oldu ve Narin cinayetini anlattı. İtirafçı Nevzat Bahtiyar, ilk ifadesinde, "Narin'in cesedini amcası bana verdi. 200 bin TL teklif etti. Çuvalı alıp dereye götürdüm. Dereye koymam 30 dakika sürdü. Narin'i gömdükten sonra kayıp ihbarı verip arama çalışmalarına katıldım. Salim Güran öldürmeseydi bana "ortadan kaldır" demezdi" dedi. Bu itirafların ardından Narin'in annesi Yüksel Güran ile abisi Enes Güran da tutuklandı. Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti. Toplam 12 tutuklu sanığın bulunduğu davada, sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmıştı.  İDDİANAMEDE NE VARDI? Narin Güran cinayeti davasında savcılık, 4 sanık için müebbet hapis cezası istedi. İddianame, "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan sanıklar Enes ve Yüksel Güran'ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu'nun 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca, sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları, alacakları ceza miktarı nazara alındığında hükümle birlikte sanıkların tutukluluk hallerinin devam edilmesi talep edildi. DAVADA HANGİ DELİLLER VARDI? Narin Venayeti davasında birçok önemli rapor dosyaya girdi. Kovuşturma boyunca bulunan ve sunulan tüm kamera görüntüleri, ifade tutanakları, adli tıp raporları, DNA raporları, olay yeri inceleme raporları, HTS kayıtları, HTS daraltılmış baz analiz raporu ve bu yönde desteklenen bilirkişi raporu, kriminal raporlar, Ulusal Kriminal Büro raporu, görüşme kayıtları, cep telefonları üzerinde yapılan inceleme neticesinde elde edilen veriler, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, olay günü sanıklar Enes, Salim ve Yüksel Güran ile Nevzat Bahtiyar'ın olay saatinde Arif Güran'ın evi ve civarında bulundukları daraltılmış baz analiz raporu ve bilirkişi raporuyla tespit edildi.

Narin davasında Nevzat Bahtiyar savunma yaptı: Ailemin güvencesi olmadığı için yalan söyledim Haber

Narin davasında Nevzat Bahtiyar savunma yaptı: Ailemin güvencesi olmadığı için yalan söyledim

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması devam ediyor. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar savunmasında, Narin'in cansız bedenini Salim Güran'ın kendisine verdiğini ileri sürerek, "Kendisi bana işaret etti, 'Bunu kaybet, parça parça haline getir.' dedi. Suçu üzerime yüklüyorlar. Salim'in avukatı bana yönelik hoş kelimeler kullanmadı. Neden bir insanı vahşice yukarıdan atayım? Biri beni görebilir." ifadelerini kullandı. "AİLEMİN GÜVENCESİ OLMADIĞI İÇİN YALAN SÖYLEMEK ZORUNDA KALDIM" Ailesinin bir güvencesi olmadığı ve bu nedenle korktuğu için sustuğunu öne süren Bahtiyar, "Cezaevinde ailem güvence altına alındıktan sonra söyledim. Tekli odada kalıyorum. Kartım ve hesabım yoktu. Odamda televizyon, radyo hiçbir şey yok. (Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ) Devletin beni neden yakalamadığını söylüyor. Ne konuştuğunu bilmiyorsun. Kimin gücü devlete yetiyor. Hiç kimse gazetecilere müdahale etmedi. Ben onları tanımıyorum, onlar da beni görmediler. Yakalandığım gün beni karakola götürdüler. Ailemin güvencesi olmadığı için mecburen yalan söylemek zorunda kaldım." dedi. Salim Güran'ın araç satışı konusunda yalan söylediğini ileri süren Bahtiyar, "Aracı vadeli vermiştim. Adama 90 bin lirayı vadeli vermiştim. Adam satamayınca Salim'e, 'Kendine al.' dedim. Para konusu ve ev meselesi çıktı. 'Eve bakmayana kadar fiyat veremem.' dedim. Eve baktıktan sonra akşam onu aradım. 'Hakkı 170 bin liradır. Senin için en son 150 bin yaparım.' dedim. O da başka birinin 140 bin lira fiyat verdiğini söyledi. Ben de 'Beni o para kurtarmaz.' dedim. 200 bin lira fiyat verdiğim konusunda yalan söylüyor." beyanında bulundu. Bahtiyar, savunmasını şöyle tamamladı: "(Salim Güran) Ben sana ne dediysem onu söyle. Sen beni çağırdın. Narin'i bana teslim ettin. Şimdi inkar ediyorsun. Ben aldım, götürdüm, oraya bıraktım. Ben sadece Narin'in cansız bedenini taşıdım. İnkar etmiyorum. Cezam neyse razıyım. Onların da suçunu kabul etmesi lazım. Suçun hepsini benim üzerime atıyorlar. Kesinlikle kabul etmiyorum. Ben öldürmedim, neden üzerime alayım ki? İftira atamam. Ne biliyorsam onu söyledim." Duruşmada daha sonra Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz'ın savunmasına geçildi.

Narin cinayeti davasında Salim Güran'ın avukatında ev hapsi talebi Haber

Narin cinayeti davasında Salim Güran'ın avukatında ev hapsi talebi

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 19 gün sonra 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ikinci duruşması sürüyor. Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar, ‘iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden duruşmada sanık avukatları, iddia makamının mütalaasına karşı savunma yapıyor. Duruşmada söz alan amca Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ, sanık Nevzat Bahtiyar'ı suçladı. “NARİN, 15.13’TE NEVZAT’IN ELİNDE CAN VERİYOR” Avukat Akdağ, Nevzat Bahtiyar’ın sürekli ifade değiştirdiğini belirterek, şöyle konuştu: "Bir kişi nerede kayboluyorsa, en yakın yerde aranmaya başlanır. Burada Nevzat’ın evi patikaya en yakın yerdir. Nevzat ilk anda tespit edilebilseydi, Salim’den önce bulunabilseydi hiçbir kurgusu olmayacaktı. Nevzat iki buçuk hafta sonra gözaltına alındı. O da kendisi itirafçı olmuş değil. Çiftlik kamerasını incelediklerinde kırmızı arabanın dereye indiğini gördüler, öyle Nevzat’ı fark ettiler. Bu cinayetin ne zaman işlenmiş olabileceğine dair yaklaşık bir zaman dilimi vardı elimizde. O yol üzerinde zaten öldürüldü. Kızın içinde bulunduğu araba ise 15.40’da deredeydi. Narin’in ölüm dakikasını söyleyeyim mi? 15.13’te Nevzat’ın elinde can veriyor. En fazla 19 dakikalık bir zaman diliminden bahsediyoruz. Çok sayıda faille bu cinayetin işlendiğini kim bana izah edebilir? O yüzden fail sayısının olabildiğince az olması gerekiyor. 19 gün boyunca çocuk bulunmadı, bakılması gereken yerlere bakılmadı, yapılması gerekenler yapılmadı, Nevzat tespit edilemedi. Fail bulamayınca fail üretmeye çalıştılar. Jandarma ilk Ahmet isimli birini tutuklasaydı, Nevzat onun ismini verecekti. Jandarma komutanının verdiği talihsiz müjdeyi, haberi de unutmayalım. Narin o sırada derenin altındaydı. Kolluk olayı çözemeyince agrasifleşti. Jandarma her ifadede başka hikâyenin peşine düştü. Kim ne dediyse, saatler, failler ona göre değişti. İş çözülemez hale geldi. Günün sonunda yakalanan Nevzat’ın hikayesi soruşturmanın başına alındı. Nevzat ne dediyse soruşturma ona göre yürütüldü. Oysa suçu kesinleşen tek kişi Nevzat’tı. Kim var kim yok kolundan tuttuğu gibi içeriye attılar.” Cinayete yönelik kriminal raporlarına değinen Akdağ, "Tam bir fiyasko. Ulusal kriminal, Narin’in patikaya çıktığını söylüyor. Narin’i tespit edebilen neden Nevzat’ı ya da Salim’i tespit edemiyor? Rapora göre Narin yaklaşık 50 saniye içinde patikaya çıkıyor. Bir yetişkin bile 2 dakikada çıkar o yokuşu. O yüzden bu yöndeki tespitleri de tamamen asılsız” ifadelerini kullandı. Akdağ, müvekkili sanık Salim Güran'ın tahliyesini ve beraatini, olmadığı taktirde ev hapsi verilmesini talep etti.

Narin Güran cinayeti davası üçüncü güne taşındı! İşte kelime kelime savunmalar Haber

Narin Güran cinayeti davası üçüncü güne taşındı! İşte kelime kelime savunmalar

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal  Tavşantepe köyünde kaybolduktan 19 gün sonra ölü olarak Eğertutmaz deresi kenarında, çuvalda üzeri taşlarla örtülü şekilde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde ikinci duruşma, ikinci gününde devam edecek. DURUŞMA İKİNCİ GÜNDE DEVAM EDİYOR Dün gerçekleşen ikinci duruşmanın ilk günü, tanıklar ve tutuklular dinlendi. Mahkemede yaşanan gerginliğin ardından duruşma bugün saat 09.00'da devam etmesine karar verilerek sonlandırıldı. Bugün devam eden duruşmada tutuklu sanıklar Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran, yerlerine alındı. ARİF GÜRAN SALONA ALINACAK MI? Dün yaşanan gerginliklerin ardından Mahkeme başkanı, dün salona alınmamasına karar verdiği için Arif Güran'ın bugün salona alınıp alınmayacağını açıkladı. Başkan, öğleden sonra ailelerden sadece 15 kişinin salona alınacağını belirtti. SALİM GÜRAN, SAVUNMASINI YAPTI Duruşma 09.20'de sanık kürsüsüne amca Salim Güran'ın gelmesiyle başladı. Salim Güran, savcının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemine karşı savunmasını yaptı. Mütaalaya ilişkin savunma yapan Salim Güran, her günkü gibi o gün de sabahın erken saatlerinde kalkıp Salim Atasoy ve 15 yaşındaki oğlu R.A. ile tarlaya gittiğini dile getirdi. Olay gününü anlatan Güran, "Bağlar tarafındaki sağlık ocağına gittim. Hükümet Konağı’nın karşısında bulunan bankadan 4 bin lira para çektim ve çocuklara verdim. Daha sonra iki oğlumla çay ocağında oturdum. Ardından aynı istikametten köye döndüm. Petrolden benzin aldım ve eve geldim. Hava sıcaktı, klimanın önünde eşim ve iki oğlumla oturdum, yemek yedik ve dinlendim." dedi. Narin'in kaybolduğunu öğrendikten sonra jandarmayı aradığını dile getiren Güran, köydeki çalışmaları anlattı. Narin’in kaybolduğu saatlerde kızım beni arayıp durumu söyledi. Mehmet Selim gelmişti, onunla birlikte olay yerine gittik. Kalabalığı görünce herkesin ağladığını fark ettim. Komutanı aradım ve “Abimin kızı kayıp, ekip gönderin” dedim. Ancak komutan izinde olduğunu söyledi. Bunun üzerine Sabri’ye 'Okulun kamerasına bakalım, jandarma gelecek' dedim. Kamerayı inceledik, amcamın çocuklarının Narin ile yürüdüğünü ve patikadan yukarı çıktıklarını gördük. O bölgeye gittik, koyunların olduğu yere baktık, ama bir iz bulamadık. Gün doğmadan önce Barış kardeşimin evine gittik. Barış’ın eşi Yasemin bağırarak, 'Sabahleyin bu vahşiyi (Nevzat Bahtiyar) gördüm' dedi." Salim Güran: Nevzat eve geldi, araba meselesini konuştuk. Ona, “Senin aracı aldığın kişi cezaevine girmiş,” dedim. Nevzat, “Param yok,” dedi. Daha sonra cemaat toplandı, aramızda zararı hesapladık. Nevzat’ın parası olmadığı için, “Sen bizim evin sıvasını yaparsın,” dedik. Sonrasında Nevzat bu işi üstlendi ve 200 bin liraya sıva işini para biçti. Ancak bu olaydan sonra Nevzat ile 3 ay boyunca konuşmadık. Normalde tarlada beni gördüğünde yanıma gelir, otururdu. Ama 3 ay boyunca yanıma hiç gelmedi. Narin kaybolduktan sonra, jandarma ile konuştuk. Bana, “Dara’daki 2 kameraya bakalım,” dediler. Komutan, “Kaç tane yol var?” diye sordu. Bazı yollara beni götürdüler, bazılarına ise götürmediler. Daha sonra JASAT ekibi geldi ve, “Bütün kameraları inceleyeceğiz,” dedi. Ancak şimdi kolluk kuvvetleri aileyi suçluyor, ama kendi eksiklerinden bahsetmiyorlar. İfade almışlar ama Narin’in patikada kaybolduğu saatlerde neden kameraları incelemiyorlar? Bir şey bulamayınca aileyi suçlamaya başladılar. Sonrasında beni merkeze götürdüler. Muhtar dedi ki, “Köyde kaç tane kuyu var?” Bana sordular, “Bilmiyorum,” dedim. Köydeki kuyulara birlikte baktık. En son, “Mehmet Kaya’nın evinin arkasında bir kuyu var,” dediler, oraya baktık. Salim Güran terlik ve üfürükçü olaylarını ise şu şekilde aktardı: Komutan o sırada, “Bir şeyler var,” dedi. “Narin’in terliği bulunmuş,” dedi. Vallahi en son bilen kişi benim. Köye geldik, Melike ile Birsen okulun yanındayken, “Kamerayı açsınlar! “17.30,” diye söyledi. O sırada jandarmanın benden şüphelendiği belliydi. Devlet geldi artık köye. Sonra baktık jandarma orada. Bir hoca, Muhammet ile konuşuyordu. Hocaya dedimki Dede, Narin’in yerini bize göster,” dedim. Ne demek istediğini anlamadı. Bende “Narin’in yerini göster,” dedim. “Dede, burayı aydınlat,” dediler. Şok oldum. “Narin makarna yiyor,” dedi. Yanında yaşlı bir dede varmış. “Ne yapıyor Narin?” diye sordum. “Telefonla internette,” dedi. Bir an umutlandım. Daha sonra Muhammet’i petrole bıraktım. "Yeğenimin mezarına gitmek istedim" "Benim arabamda DNA bulundu denildi. Bütün deliller medyada yer aldı. Komutan, “Sen petrole gitmişsin,” dedi ve battaniyeden bahsetti. “Komutan, ne diyorsunuz?” dedim. Kalktılar, beni tuttular ve cezaevine koydular. Ömrümde cezaevi görmemişim. Cezaevinde televizyon izliyordum, “İtirafçı” diyorlar, “N.B. kod adlı.” Kimdir bu, ben tanımıyorum. Sonra “Nevzat Bahtiyar” dedim. Narin’in cesedi bulundu. Yeğenimin mezarına gitmek istedim, ama bırakmadılar. Olayları izlediğim için televizyonu benden aldılar. Medya, bir aileyi yok etti. Beni neden tutukladılar? Eğer beni tutuklamasalardı, Nevzat itiraf edecekti. Nevzat yakalanınca, “Salim Güran,” dedi. Medyadan kan, DNA, her şeyi öğrenmişti. Kalktılar, beni tekrar adliyeye götürdüler. Nevzat sürekli ifadesinde “araba” diyor, çünkü arabada DNA olduğunu biliyor. “Araba ile gelmişim,” diyor. “Camdan verdi,” diyor ama cam bozuk. “Battaniye” diyor, medyadan duyduğu battaniyeyi söylüyor. Arabayı iki kez incelemeye götürdüler, bu kez saç bulundu. Yeğenim o arabaya binmiştir, zaten o araba benim değil. Herkes o arabayı kullanıyor. O DNA’nın iki ay öncesine mi ait olduğu belli değil. Ama ben o DNA yüzünden cezaevindeyim. Şimdi baz kaydı çıktı. Ben iki yerde birden olabilir miyim? Bu mümkün değil. Ben köydeyim, ama baz kaydı beni dere kenarında gösteriyor. Gitmediğim bir yerde nasıl baz kaydı çıkar? " BERAATİNİ İSTEDİ Açıklamalarına devam eden amca Salim Güran, "Ortada bir ölüm var, bu kadar kötü niyet neden? Ben o bölgeye gitmedim. Şimdi bütün aile nerede? Cezaevinde. Biz, Narin’i bulmak için çabalarken şimdi tüm ailemiz cezaevinde. Baba, oğul cezaevinde. Ama Nevzat Bahtiyar ve onun aile bireyleri nerede? Dışarıda. Hem kızımızı, hem de ailemizi yok etti. Buradan hakime ve devlet yetkililerine sesleniyorum: Lütfen bu kolluk kuvvetlerine geniş çaplı bir soruşturma başlatılsın. Biz vatan haini değiliz. Biz, bir dönem DEM’in yemek aracını köyden kovduk. Açlıktan ölsem bile o yemeği yemem; onlar şov peşinde. Narin’den küçük bir kızım daha var. Vallahi benim yengem çocukları için ölüyor. Kızımızı öldürdünüz, namusumuza laf atıyorsunuz, ailemizi yok etmeye çalışıyorsunuz. Bu haksızlık. Nevzat’ın avukatı, eşiyle fotoğraf çektirmiş. Allah’tan kork! Kardeşimi görünce içim parçalanıyor. Namusumuzla oynamayın. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum." şeklinde konştu. "YALANLARINDAN BIKTIK" Salim Güran’ın savunmasının ardından kürsüye sanığın avukatı Onur Akdağ çıktı. Avukat Onur Akdağ konuşmasında, "Odun gibi duran Nevzat dün tepki verdi. Bir yalan ortaya çıkaran kişinin diğer söylediklerine de itibar edilmez. Nevzat bambaşka biri. Altı yalan beyanı nasıl akla, mantığa, hukuka ve vicdana sığdırabilir? Her gelişmede ve her ortaya çıkan delil durumunda Nevzat ifadesini değiştiriyor. Biz de maalesef buna seyirci kalıyoruz. Nevzat’ın artık bu hızlı ifade değiştirme huyuna bir son verilmesini istiyoruz. Biri çıkıp şu adama, “Yeter artık, sus! Yalanlarından bıktık!” demeyecek mi? Sayın Başkan, bir kişi nerede kayboluyorsa aramalara o noktaya en yakın yerden başlamak gerekir. Olağan şüphelinin kim olduğunu hepimiz görüyoruz. Sayın Başkan, gözaltına alındığında Nevzat iki farklı hikaye anlattı. Daha sonra bu hikayeler giderek çeşitlendi ve çoğaldı. Nevzat bir keresinde, “Arka koltukta değil, bagajda değil, herkesin görebileceği şekilde ön koltuktaydı,” dedi. Bunu neden böyle vurguluyorum? Çünkü soruşturma makamlarının karar verdiği dosyalar, alenen medyaya servis edildi. DNA raporları dahil olmak üzere tüm belgeler çarşaf çarşaf yayımlandı. Bu cinayetin ne zaman işlendiğine dair yaklaşık bir zaman çizelgesi vardır. Narin, saat 15..15’te narin okul kamerasında son kez görüldü. O yol üzerinde öldürüldüğü belirtiliyor. İçinde ölü olarak taşındığı iddia edilen araç ise saat 15.40’ta bir noktada tespit ediliyor. Yani arada sadece 29 dakikalık bir zaman dilimi var. Narin’in ölüm anını size söyleyeyim mi? Ölüm anı, saat 15.19 civarında Nevzat’ın evinin bulunduğu cadde üzerinde gerçekleşmiş olmalı. 27 dakikalık bir zaman dilimi söz konusu. Bu süre içinde, eğer çocuğun patikaya çıktığı düşünülüyorsa, bu süre en fazla 19 dakika olarak kalır. Şimdi soruyorum, bu 19 dakika içinde, karmaşık bir olay örgüsüyle bu cinayetin işlendiğini kim mantık ve akılla izah edebilir? Dolayısıyla kanıtların, olay örgüsünün mümkün olduğunca basit ve mantıklı olması gerekir. Karmaşık ve akıl dışı senaryolar üzerine inşa edilen bir iddianameyle adalet sağlanamaz." dedi. İKİ SAATLİK ARANIN ARDINDAN KÜRSÜYE NEVZAT BAHTİYAR GELDİ Duruşma, 2 saatlik aranın ardından yeniden başladı. Nevzat Bahtiyar sanık kürsüsüne çıkacak. Ancak öncesinde, Nevzat Bahtiyar’ın avukatları duruşma salonunda müvekkilleriyle görüştü.  Nevzat Bahtiyar: “Ben vahşi ve papağan değilim” Nevzat Bahtiyar: Ben sadece cesedi taşıdım, sadece bu suçu işledim. Başka da bir şey yapmadım. Salim, tüm suçu benim üzerime yıkmaya çalışıyor. Salim’in avukatı bana “vahşi papağan” dedi. Ben o kelimeyi kullanmak istememiştim. Ben papağan değilim. Eğer öyle olsaydım, ormanda yaşardım. Ben ahırın içinde cesedi vahşice atmışım, öyle mi? Peki, neden öyle yapayım? Arka tarafta bir yer var, biri beni görebilirdi. Ailem güvende olmadığı için yalan söyledim, korktum. Ailem cezaevine gelince rahatladım. Güvence altına alındığımda, “Her şeyi söylemeye hazırım,” dedim. Ben papağan değilim. Ailem yanıma gelene kadar saçımı bile kestirmedim. Cezaevinde ne televizyon var, ne de radyo. Ben bu bilgileri nereden bilebilirim? “Patlıcan” dedim, herkes güldü. Ben bunu espri olsun diye söyledim. “Ben suçumu itiraf ediyorum” Ailemin güvenliği sağlanana kadar sustum. Salim, araba konusunda yalan söylüyor. Adam arabayı satamadı. Ben de Salim’e, “Paran varsa kendine al,” dedim. O da gidip anlaşarak arabayı aldı. Kardeşi bilmesin diye arabayı benim üstüme yazdırdı. Sonra ev meselesi çıktı. Bana, “Kaça yapacaksın?” diye sordu. Akşam arayıp, “270 bin lira olur ama senin için 150 bin lira olur,” dedim. O da, “Biri 140 bin lira, biri de başka bir fiyat verdi,” dedi. “İşçilik, içme suyu gibi masraflar da onlara ait olacak,” dedi. Şimdi kalkmış, “200 bin lira fiyat verdi,” diyerek yalan söylüyor. Ben sana ne söylediysem onu anlat. Sen beni çağırdın, Narin’i teslim ettim. Ben bunu inkar etmiyorum. Ben sadece taşıdım, suçumu kabul ediyorum. Ama onların da suçlarını kabul etmesi lazım. Ancak etmiyorlar, her şeyi benim üzerime atıyorlar. Benim tüm suçu üstlenmemi istiyorlar, ama bunu kabul edemem. Benim söyleyecek başka bir şeyim olmayabilir. Onlara bir şey söyleyecek ya da iftira atacak durumda değilim. Hakikat neyse o ortaya çıksın. “Anneyim parmak sallamasın” Nevzat Bahtiyar’ın Avukatı Ali Eryılmaz: Sayın Başkan, müvekkilimize yönelik “katil” değil, “sanık” olarak yaklaşılması gerekmektedir. Lütfen diğer sanık avukatları buna saygı göstersin. Toplum, gazeteciler ve mahkeme heyeti Narin için adalet mücadelesi veriyor. Ancak bazıları, kendi kabahatlerini örtmek için başkalarını suçluyor. Evet, toplumun ve gazetecilerin susmalarını istiyorlarsa, çıkıp o çocuğun katilini açıklayacaklar. Bunlardan biri çıkıp, erkekse erkek gibi çıkacak ve itiraf edecek. Jandarma tarafından tutulan bir tutanakta Yüksel Güran şöyle demiş: “Evde erkek çocuklar olduğu için bir yere gideceksem, Narin’i Maşallah’a bırakıyorum.” Bakın, başka bir dava daha var: Van’daki Rojin davası. Rojin’in babası çalmadık kapı bırakmadı. Avukat bile bu dava sırasında ağladı. Baba, gidecek yeri olmadığı için sahilde yattı. (Bu sırada avukat gözyaşlarını tutamadı.) O yüzden, Narin sadece Güran ailesinin kızı değil, artık hiç değil. 85 milyonun kızıdır. Güran ailesininden hala kimse cesaret edip Narin için bir şey yapmıyor. Burada şov yapıyorlar. Belki dışarıda veya köyde drama dersi almışlardır. Ancak bu durumu düzeltmek için herhangi bir adım atmıyorlar. Para çok onlarda, daha çok 400 dönüm tarla satarsınız. Yargıtay’dan bu dosya geri geldiğinde bu tarlalar da ellerinden çıkabilir… Bu sırada Salim Güran ve Yüksel Güran cevap vermek istedi. Yüksel Güran, “Ben anneyim, bana parmak sallamasın,” dedi. Avukat Ali Eryılmaz ise, “Savunma yapıyorum susun,” diyerek karşılık verdi. “Burada Enes’i kurtarma operasyonu var”  Sayın Başkan, burada adeta Er Ryan’ı Kurtarmak filmindeki gibi bir “Enes’i kurtarma” operasyonu görüyoruz. Aile bu amaç doğrultusunda hareket ediyor. Ancak kimse Narin’i düşünmüyor. Bir sürü insan var. Peki, bir sürü insan varken neden Nevzat? Neden Salim? Ben de savunmalardan bazı örnekler vereceğim. O gün düğün olduğu için köyden herkes gitmiş. Sözde köyde kimse kalmamış. Eğer köyde kimse kalmadıysa, Salim’in en yakın, en iyi arkadaşı kim? Salim’in dostu, Nevzat. Aralarından su sızmıyor. Beraber oturup içki içiyorlar. Dahası, olaydan 9 dakika önce telefonla konuşuyorlar. Salim’in o an neyi fark etti. “Nevzat evindeydi ve ben onu kontrol edebilirim. Ben ne dersem yapar,” diyor. Salim’in abisi nerde yok, kardeşleri yok, çocukları yok. Nevzat’tan daha iyi bir “kukla” bulabilirler mi? Evet, Nevzat ifadelerini değiştirdi. Ancak bu ifadelerin içerisinde sabit olan birkaç unsur var. Nevzat her zaman, “Cesedi Salim verdi,” dedi. Her zaman, “Salim bana, ‘Şundan dolayı öldürdüm,’ dedi,” diye belirtti. Yani, öldüren kişinin sebebini ve cesedi kimden aldığını açıkça ifade etti. Nevzat’ın ifadelerinin farklılık göstermesi, davanın esasına ilişkin önemli bir değişiklik yaratmıyor. Çünkü davanın kilit noktasını yine Nevzat’ın bu ifadeleri oluşturuyor. Sayın Savcı da zaten Nevzat’ın ifadelerine dikkat çekmiştir. Ancak görüyoruz ki, bazı kişiler bu ifadeler üzerinde yeterince durmamış. Bazı unsurlar, Nevzat’ın ifadeleri kadar çelişkili olsa bile bu mahkemede dikkate alınmaya değer niteliktedir. Diğer sanıkların ifadelerine baktığınızda da onların defalarca ifade değiştirdiğini görüyorsunuz. Ama hangi ifadeyi esas aldılar? Zaten bu ifadelerin çoğu gerçekleri yansıtmıyor. Sonuç olarak, Nevzat’ın ifadeleri, mahkemenin aydınlatılmasında en önemli delillerden biri olmalıdır. “Nevzat, yatağın altında değildi” Sayın Başkan, baz raporunu kabul etmiyorum. HTS raporu delil olarak kabul edilebilir. Hatta çok güzel hazırlanmış. Ancak baz raporunu kesinlikle kabul etmiyorum. Hediye ile ilgili çok güzel şeyler anlatacaktım. Hatta bu suçların iştirakçılık boyutuna gelecektim. Yani sadece 4 kişi değiller, aslında 5 kişiler diyecektim. Ancak Sayın Nahit Hocam dün çok güzel anlattı. Bu yüzden Hediye ile ilgili artık savunma yapmayacağım. Şimdi jandarmanın Nevzat’ın tespit edilmesine gelelim. Kameraya takılan kırmızı aracın sahibini araştırıyorlar. Araştırmalar sonucunda, aracın sahibi Nevzat’ın oğlu çıkıyor. Bunun üzerine jandarma, oğlunu almak için eve gidiyor. Ancak eve vardıklarında gelişen olay şu şekilde oluyor: Nevzat Bahtiyar, “Aradığınız kişi oğlum değil, benim,” diyor. “Kendisi yatağın altında, yorganın üstünde, falan değil. Kendisi kapıya çıktı, o aradığınız kişi benim,” diye ekliyor. Bu ifadelerle birlikte, olayın çözülmesi adına Nevzat’ın beyanlarına daha dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. “Nevzatın Tahliyesini talep ediyorum” "Narin’in ölüm saati 15.16’dır. 15.16’da Narin bu dünyaya gözlerini yumdu. Nevzat Bahtiyar’ın cinayete iştirak ettiğine ilişkin somut bir delil yoktur. Bu nedenle müvekkilimin tahliyesine karar verilmesini talep ediyorum." “Nevzat neden soğukkanlı duruyor” Nevzat Bahtiyar’ın Avukatı Adnan Ataş: Sayın Başkan, bu dosyada Enes’ten bahsediyorsak, bunu bir tutanağa dayandırmıyoruz. Ancak diğer sanık avukatları, Nevzat Bahtiyar’a pedofili iftirası attılar. Bu iddiayı kesinlikle kabul etmiyoruz. Olay yeriyle ilgili olarak, bizim müvekkilimizin tek bir beyanı dahi yoktur. Müvekkilim, ailesinin güvenliğini hissettiği anda tüm beyanlarını aynı şekilde vermiştir. Narin Güran’ın odada yerde olduğunu ve ağzına köpük geldiğini söylemiştir. Ancak olay yerini hiçbir zaman tarif etmemiştir. Salim Güran da, Enes Güran da Narin kaybolduğunda Arif Güran’ı aramıyorlar. Evet, Nevzat’ın ifade değiştirmesinden bahsedildi. Ama ifade değiştirmesi bu kadar önemli bir durumsa, Güran ailesinin de tamamı ifade değiştirdi. Bu durumda, tüm bu plan yalnızca Nevzat’ı korumak için mi yapıldı? Bir başka hususa daha değinmek istiyorum. Nevzat için “soğukkanlı” ifadeleri kullanılıyor. Ancak o ailesini düşünüyordu. Bu yüzden ailesinin buraya gelmesini bile uygun görmedik. Çünkü duruşma salonunda bile Güran ailesinden müvekkilime baskı yapılmaktadır. Sanıklar sürekli hakaret etmektedir. Nevzat kendini yalnız ve çaresiz hissetmiştir. Bu baskılar nedeniyle içine kapanmıştır. Müvekkilimin durumunun bu çerçevede değerlendirilmesini talep ediyoruz. “Enes’in yüzündeki morluk, boğuşmayı işaret ediyor” Avukat Adnan Ataş: Sayın Başkan, şimdi çingene kırmızı araç meselesine gelelim. O ses kaydında, arka tarafta yapılan bir görüşmeden bahsediliyor. Görüşmede, çevreden edinilen bilgiler jandarmaya aktarılıyor. Ancak burada şunu belirtmek gerekir: Saat 22.30’a ait bu ses kaydı, jandarmanın ilk arandığı zaman dilimine ait değildir. Jandarma ilk olarak saat 20.18’de aranmıştır. Bu aramada, Salim Gürhan jandarmayı aramış ve doğrudan “iki çingene ve bir kırmızı araç”tan bahsetmiştir. Yani bu bilgi, ilk andan itibaren jandarmaya sunulmuştur. Jandarmanın Yönlendirilmesi konusuna gelecek olacak. Bu noktada Arif Güran, kendi ailesinin jandarmayı yönlendirdiğini ifade etmektedir. Bu, yalnızca jandarmanın dikkatini çeken bir husus değil, aynı zamanda Arif Güran’ın da dikkatini çeken bir meseledir. Peki, tüm bu deliller, tüm bu çelişkiler ve yönlendirmeler Nevzat için mi yapılıyor? Ayrıca Enes’in yüzündeki morlukların “mısır koçanı” ile oluşması mümkün değildir. Bu durum, açıkça bir boğuşmayı işaret ediyor. Narin’in de bir boğuşma sırasında öldüğü düşünülmektedir. Olayın geçtiği yer ise yokuşun üst kısmında bulunmaktadır. Sayın Başkan, tüm bu detaylar birlikte değerlendirildiğinde, olayın gerçek yüzünün aydınlatılması adına daha dikkatli ve titiz bir inceleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Mahkeme Başkanı: “Son cümleyi biz kuracağız” Sayın Başkan, her ne olduysa ahırda ve Arif Güran’ın evinde oldu. Narin, katilini adeta avucunda sakladı ve bize göstermek için ipuçları bıraktı. O yüzden farklı saç boyutları bulundu. Bu saçların tamamı Narin’e ait olamaz; kısa ve uzun saç örnekleri var. Halı meselesine gelince, Sayın Nahit Eren dün bu konuyu çok güzel açıkladı. Evde hiç mi DNA bulunmaz? Bu, olayın çözümü açısından ciddi bir eksikliktir. Salim’in, “salatalık” dese, Nevzat Bahtiyar’ın eline tuz alıp koşacağı söyleniyor. Yani Salim ile Nevzat arasındaki arkadaşlık ve ilişki bu kadar yakındır. Ancak olay günü, ne yazık ki Salim, Nevzat’ı bu işin içine dahil etmiştir. (Avukat Adnan Ataş son cümlelerim diyerek sözünü bitirmeye çalışırken) Mahkeme Başkanı: “Son cümleyi biz kuracağız,” diyerek esprili bir yanıt verdi. “Cinayetten tahliyesini talep ediyoruz” Sayın Başkan, Nevzat Bahtiyar’ın cinayet suçundan tahliyesini talep ediyoruz. Zira kendisi, zaten diğer suçunu kabul etmiş durumdadır. Diyerek Sözlerini bu şekilde tamamladı. 46 DAKİKALIK ARA VERİLDİ Şimdi, kısa bir ara verildi. 46 dakikalık aradan sonra Enes Güran’ın ifadesine geçilecek. “Enes Güran sanık kürsüsünde” Duruşma kısa bir aranın ardından yeniden başladı. Sanık Enes Güran kürsüye çıktı. Bu sırada, dün olay çıkardıkları için salona girişleri yasaklanan Güran ailesinin yakınları da içeri alındı. Mahkeme başkanı taşkınlık yapmasınlar diye yine uyardı. AĞABEY ENES GÜRAN KÜRSÜDE “Nevzat kapımızda köpek olmazdı ama katil oldu” “Evdeyim” diye ağırlaştırılmış müebbet alacak değilim. Olay günü evdeydim, bunu inkar etmiyorum. İlk ifademde saat 4:30 dedim. Her şeyi hatırlayamıyordum, ama sonra hatırladım. Yüzümdeki morluğa gelelim. Ben neden kendime zarar vereyim? Hastanenin kameralarına baksınlar ama yok. Kolumdaki ısırık izine gelirsek, ben bunu kendim yaptığımı söyledim. Üç gün boyunca yaptım. Hakkımı helal etmiyorum. Eğer hesap soracaklarsa, gelsinler kafamı gövdemden koparsınlar ama kardeşimi suçlamasınlar. Pembe elbiseye gelecek olursak, Bertan, “Kız çingeneler tarafından kaçırılmış,” dedi. Hayvan pazarına gittik. Aklımız gitti, ama oralarda da bulamadık. O elbiseyi, etek gibi bir şeydi, aldım ve kokladım. Belimdeki izlere gelirsek, bugün bazı avukatlar, “Nevzat Bahtiyar, Güran’ların köpeği olamaz,” dediler. Doğru, köpeği olamaz ama katil oldu. Kolumdaki ısırıkla ilgili örnek alındı, ama maalesef tespit edemediklerini söylediler. Bu benim suçum mu? Bakın göstereyim. (Kolunu gösteriyor.) Ben kendim kolumu gösterdim. İl jandarmaya götürdüler. “Pantolonda kan var,” diyorlar. Bu bir makine yağı, kan değil. “Komutanım, bu kan değil,” dedim. Buradan o komutana sesleniyorum: Sen hiçbir şey bilmiyorsun. Eğer kardeşimin öldüğünü bilseydim, avukatların dediği gibi, gereğini yapardım. Annem beni korumaz, neden öyle söylesin? Nevzat Bahtiyar yakalandığında ben o saatte evde değildim. Eğer yalan konuşsam seyirci tarafında olurdum. Gerçek şu ki, ben o saatte evdeydim. Baro başkanının söyledikleri de benimle uyuşmuyor. Aleyhimde hiçbir şey yok. Kardeşim Ener, evdeki kalaşı (silahı) gösteriyor. Benim için yalan söylemez mi? Kolumu ısırdığımda iyi bakmak gerek. Deli oldum. İçimdeki acıyı görmek gerek. Kolay değil. Jandarma, “Sen aramaya katılma,” diyor. Ama içim içimi yiyor, bu kolay bir şey değil. (Enes Güran ağlayarak ifade veriyor.) ENES'LE NEVZAT ARASINDA SÖZLÜ ATIŞMA “Enes: Kızından anlayacaksın Nevzat: Şerefsizlik yapma” "Nevzat Bahtiyar, benim kardeşimin üzerine üç taş koymuş. Bu adam bana, “İnşallah bulursunuz,” diyor, sonra işe gidip çalışıyor. Hiçbir şey umurunda değil. Nevzat’ın oğlu, her gece bizimleydi. Onu camide gördüm, yardım ettim, keşke etmeseydim. Ama siz kafanızda bir şey uydurmuşsunuz, öyle olacak diye karar vermişsiniz. İnsanlar diyor ki, “Güran ailesi, Güran ailesi.” Bana savcılar, “Annen yapmıştır,” diyor. Gelsinler, burada yüzüme karşı söylesinler. Cezaevi dediğinizde sadece dört duvar düşünmeyin. Benim yanıma, beni bulmaya gelen kişiler var. İsmimi değiştirdim, ne olur ne olmaz diye kimseyle konuşmuyordum. Keşke kolumu ısırmasaydım. Benim namusumu konuşan kişilerin kendilerinin namusu yoktur. Biz suçsuz olarak çıksak ne diyecekler? Onlara zehir edeceğim. Bugün burada yatarım, 50-60-90 yıl da yatarım, ama ahirette ne diyeceğiz? O zaman karşılaştığımızda ne yapacaksınız? Ben bu mahkemede konuşmayacağım, Nevzat hakkında da konuşmam. (Dönerek Nevzat Bahtiyar’a sesleniyor) “Kızından anlayacaksın,” dedi. Nevzat Bahtiyar ayağa kalkarak, “Şerefsizlik yapma,” diye karşılık verdi. Enes Güran: “Nevzat Bahtiyar’ın ailesini nasıl bir aile olduğunu ben bilirim. Biz gençler biliriz.” “Keşke ben ölseydim. Herkesi de öldürseydim” "Keşke yatağın altındaki keleşi (silahı) alsaydım ve hepsini tarasaydım. Şimdi HTS kayıtlarını çıkardılar. “Evdesin,” dediler, evet evdeyim. Ben doğruyu konuşuyorum. İşkence yapıldı diyorum, jandarma korkuyor ve kaçıyor. Orada kadın gibi davranan erkekler, kızlar var, ama ben konuşuyorum. Bana yaptıklarını konuşsalar ya! Takmışlar, “400 dönüm tarla” diyorlar. Diğer mahkemeye kadar sizi iade ederim. 400 dönüm tarla yok! Ben bacımın mezarına bile gitmedim. Hiçbirinize hakkımı helal etmiyorum. Benim kardeşim eve gelmedi. Suçsuzum, hiçbir suçu kabul etmiyorum. Son olarak, keşke ben ölseydim. Herkesi de öldürseydim. Keşke buraya gelmeseydim. Bu iftiraları kabul etmiyorum. “Olası fail diye bir şey yoktur” Enes Güran’ın Avukatı Mahir Akbilek: Sayın Başkan, iştirak halinde işlenen cinayet fiilinin nasıl gerçekleştiği konusunda herhangi bir tartışma gayreti bulunmamaktadır. Olası faillerden bahsediliyor, ancak ben burada “olası fail” diye bir kavram kullanacağım. Çünkü bu, yasada olmayan bir tarafı temsil ediyor. Olası fail diye bir şey yoktur. Bu fiilin hangi sanığın hangi eylemiyle ve bu eylemin üzerindeki hakimiyetiyle bağlantılı olduğuna dair somut bir tespit bulunmamaktadır. Gelelim müvekkilim Enes’in olayda nasıl bir rol oynadığına… İddianame ve mütalaada, Enes’in suç oluşturan eylemi hangi vasıtalarla gerçekleştirdiği ya da bu suça nasıl iştirak ettiğine dair net bir açıklama bulunmamaktadır. Keza, hiçbir cinayet, bir saniyelik de olsa bir karar alınmadan işlenemez. Ancak bu karara müvekkilimin nasıl iştirak ettiği konusunda herhangi bir tespit yapılmadan, az önce eleştirdiğimiz bir yöntemle müşterek fail olarak değerlendirildiği görülmektedir. Sayın heyetin bu değerlendirme ile mutabık kalmış olsa da, bu yaklaşımın reddedilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Suçun iştirak boyutu, deliller ve fiil üzerindeki hakimiyet bağlamında somut bir şekilde ortaya konulmadan, müvekkilimin bu suça dahil edilmesi hukuka aykırıdır. “Enes’in beraatını talep ediyoruz” Avukat Mahir Akbilek: Sayın Başkan, biz eminiz ki mahkeme, kimseye aldırış etmeden ve duygusal bir yaklaşım sergilemeden doğru kararı verecektir. Bu sebeple, müvekkilim Enes Güran hakkında beraat kararı verilmesini ve tüm tedbirlerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Eğer mahkeme farklı bir görüşte ise ve tutukluluğun devamına karar verilecekse, müvekkilime ev hapsi verilmesini talep ediyoruz. Kürsüye savunma yapmak için sanık Enes Güran’ın avukatı Muhammet Fatih Demir geldi. Avukat Muhammet Fatih Demir: Önyargılar var. Bu önyargılarla insanlar idam istiyor. Böyle bir dünya yok. Paylaşımlara bakıyorum, ‘Sanıklar en ağır cezayı alsın,’ diyorlar. Bir dakika! Sanıklar değil, fail cezalandırılsın. Ya masum biri varsa? Ya gözden kaçan bir gerçek varsa? “Aile Üyesi Tertibi” Şimdi burada, karşımızda bir anne yok, bir baba yok, bir ağabey yok, bir abla yok. Artık karşımızda yalnızca “aile tertibi” denilen bir kavram varmış gibi gösteriliyor. Bu mantıkla hareket ederek, saldırı üzerine saldırı yapılıyor. Kamuoyu oluşturulmuş, haberler paylaşılmış, iddialar yayılmış. Ancak biz böyle bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Bu tür bir kanunlama ya da saldırı mantığı hukukta yoktur. Bu çizgilerin vasfı bellidir. İddia makamının iddianame ve esas hakkındaki mütalaasında “Güran Ailesi” ya da “aile üyesinin tertibi” kavramıyla ortaya koyması kabul edilemez. Bu ifadelerin kabul edilemez olmasının nedeni, bunların yalnızca bir iddia olmasıdır. Çünkü bu davada hüküm, dört kişinin cinayet faili olup olmadığı üzerine kurulacaktır. Hüküm, bu tarz temelsiz beyanlar üzerine icra edilmeyecektir. Dolayısıyla, mütalaada anlatılan bu tür beyanlar temelsizdir ve bunlara katılmamız mümkün değildir, “Nevzat Gerçekten Çok Zeki” Sayın Başkan, Nevzat Bahtiyar gerçekten çok zeki. Önce, “Salim’i aramadım,” diyor, sonra “Aradım,” diyor. Bu şekilde bir kurgu yaratıyor. Köyden ayrıldıktan sonra söyledikleri genel olarak tutarlı görünüyor. Ancak saat 15:08’e geldiğimizde, bu kurgu devreye giriyor. Hem annenin evinden su çektiğini söylüyorsun hem de Salim’i su için aradığını belirtiyorsun. Peki, neden tam o saat? Oysa orada olmaman gerekiyor. Eğer su için aradıysa, bu durum samimi gelmiyor. Ayrıca, annesinin evinin önünde sulama yaparken Narin’i görme ihtimali oldukça yüksek. Şimdi, Narin’in camiden geldiği an ile Nevzat Bahtiyar’ın karşılaşması gerekiyor. Ancak Nevzat, “Görmedim,” diyor. Halbuki o saatte Narin’e en yakın kişi Nevzat Bahtiyar. Dahası, dün yapılan duruşmada, “Ben oradan naaşı alacaktım,” dedi. Peki, senin motivasyonun neydi? Narin’in cesedinin bulunmasını istiyorsun ama jandarma cesedi buluncaya kadar tek bir kelime bile etmiyorsun. Bu durum, ciddi şüpheler uyandırıyor. “DURUŞMADA GERGİNLİK! 2 AVUKAT SALONDAN ÇIKARTILDI” Sayın Başkan, Nevzat 30 dakika boyunca orada. Peki, bu süre boyunca ne yaptı? Kendisi 52 yaşında, oldukça akıllı bir adam. Şimdi, bir adli hata yapılmış olması mümkün. Peki, bir vakayı adli hataya götüren nedir? Genellikle görgü tanıklarının yaptığı hatalar. Bu dosyada da buna benzer birçok durum var. (Güran ailesinin avukatları medyanın davayı izlemesini talep etmiş, ancak mahkeme bu talebi reddetmiştir.) Daraltılmış baz çalışması yapanların bilirkişi olmadığına dikkat çekmek istiyorum. Bu konuyla ilgili bilirkişi olarak çalışanlarla konuştum ve bu çalışmalara “saçmalık” dediler. Ancak ne yazık ki bize bu konuda resmi bir rapor veren olmadı. Dün Nahit Eren yaptığı konuşma… (Bu sırada Nahit Eren ve avukat ekibi hakkında konuşulması üzerine Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat müdahale etti.) Mahkeme Başkanı, savunmanın sözünü kesen iki avukatın dışarı çıkarılmasını istedi. İtiraz edilmesi üzerine, Başkan, “Polis tarafından dışarı çıkarılmasına karar veriyorum. Çıkmıyorlarsa yaka paça çıkarılmalarının talimatını veririm,” diyerek iki avukatın salondan çıkarılmasını sağladı. Savunma kaldığı yerden devam ediyor. “Enes’e son darbeyi siz vurmayın” Avukat Muhammet Fatih Demir gerginlik sonrası savunmasına devam ederek, "Sayın Başkan, bu anlamda yasaya uygun bir şekilde karar vermenizi diliyorum. Enes ilk darbeyi Narin öldüğünde yedi, ikinci darbeyi iddianame ile yedi. Üçüncü darbeyi siz vurmayın diyerek müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum." dedi. DURUŞMA SABAH SAAT 10.00'A ERTELENDİ Sanık ve avukatlarının savunmaları ile devam eden duruşma, yarın saat 10.00’a ertelendi. Geriye savunma yapacak tek sanık, Narin Güran'ın annesi Yüksel Güran kaldı. Duruşmanın karara çıkması bekleniyor.

Narin davasında ilk gün neler konuşuldu? Haber

Narin davasında ilk gün neler konuşuldu?

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19'uncu gününde 8 Eylül tarihinde Eğerdurmaz Deresi kenarında bir çuvalın içerisinde, üstü 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılan, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın ölümüne ilişkin tutuklanan 12 kişiden 4'ü hakkında bugün karar çıkması bekleniyor. Bugün ikinci kez hakim karşısına çıkan amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Narin'i dereye bıraktığını söyleyen komşu Nevzat Bahtiyar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Sabah saatlerinde sanıklar adliyeye getirilirken, duruşma 09.00'da başladı. DAVANIN GEÇMİŞİ Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, aracında Narin'e ait DNA ve kıl örneği bulunan amca Salim Güran, şüpheli ifadeler kullanan anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşu Nevzat Bahtiyar hakkında, HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre olay anında aynı evde oldukları tespit edildiği belirtilerek, 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşması, 7 Kasım'da görülmeye başlanarak 3 gün boyunca sürmüştü. 3 günlük duruşmanın sonunda mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı 26 Aralık'a ertelemişti. KARAR ÇIKACAK MI? Davanın ikinci duruşmasında karar çıkması beklenirken, 1'i tutuklu 3 kişinin tanık olarak dinleneceği duruşma öncesi mahkeme salonunda ve adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Duruşma boyunca alana giriş-çıkışlar, polis kontrolünde olacağı bildirildi. AK PARTİ MİLLETVEKİLİ DERYA YANIK DURUŞMAYA KATILDI TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, beraberindeki heyet ile Narin Güran cinayeti davasının ikinci duruşmasına katıldı. TANIKLARIN İFADELERİ ALINDI Duruşmada, ilk olarak pedagog eşliğinde Salim Güran'ın işçisi 15 yaşındaki R.A. ardından da çoban Ahmet A. tanık olarak dinlendi. İşçi R.A. duruşmada çelişkili ifade verirken, iki tanık da kürsüde gözyaşları döktü. Gazeteci Emrullah Erdinç, mahkemede konuşulanları saniye saniye aktardı: Davanın ilk duruşmasında avukat Nahit Eren’in üzerine yürüyen Arif Güran’ın ikinci duruşmada Eren’in yanına oturduğu görüldü. Pedagog, R.A’nın sorgusuna Salim Güran’ı sorarak başladı. R.A. pedagogun “Salim Güran nasıldı, ne yaptı?” sorusuna karşılık, “Salim Güran her zamanki gibi normaldi. Sonrasında üstünü değiştirmeye gitti. Daha sonra babam ve Salim Güran geldi, yemek yedik, telefonlara baktık. Birisi Salim Güran’ı aradı. Salim, “Bu saatte kız kaybolur mu?” dedi.” İfadelerini kullandı. Pedagogun “Salim Güran ile bir ses kaydı konuşman var, hatırlıyor musun?” sorusunu “Hayır” şeklinde yanıtlayan R.A.’ya ses kaydı dinletildi. Bu kaydın saat 18.30’da alındığı ama kendisinin o saatte yemek yediğini söylediğini belirten pedagogun sözlerini Mahkeme Başkanı “O saat farklı olabilir” diyerek böldü. Avukatlar ise bu çelişkili ifadeye “Konuşmadaki zamanlamanın doğruluğu sorgulanmalı” şeklinde itiraz etti. R.A. ise durumu “Başka günlerde de aranıyordu.” Şeklinde anlattı. Mahkemede bulunanlar ve R.A. arasında geçen konuşmaların tamamı şu şekilde: Pedagog: O günkü konuşma ile ilgili ne söylemek istersin? R.A.: O benim patronum. Mahkeme Başkanı: Tutuklandığında Salim’e küfür ederek bir şeyler söylemiştin. O tutanağı sorabilir misiniz? Pedagog: R.A., sen “Salim, senin yüzünden başımıza bunlar geldi, üstü ıslaktı, değiştirmişti” demişsin. R.A.: Ben ifademi okumadım, sadece imza attım. Mahkeme Başkanı: O ifadeyi tutuklandıktan sonra ağlayarak söyledi, ifade tutanağında değil. R.A.: Bilmiyorum. Pedagog: Salim’in ayakları ıslak mıydı? Salim yanındayken baban neredeydi? R.A.: Ayaklarının ıslak olup olmadığını hatırlamıyorum, dikkat etmedim. Salim 3-4 civarı yanıma geldi. Babam da çay içtikten sonra, saat 5 civarı geldi. Pedagog: Salim, babanı ne zaman aradı? R.A.: Geldiğinde aradı. “Neredesin?” dedi. Babam da “İşçileri bırakıyorum” dedi. Pedagog: Sizin kaçak elektrik için kullandığınız bir alet mi var? Pedagog: Sen 3-4 gibi “Salim yanıma geldi” diyorsun, ama saat 4’te Salim seni arıyor. Eğer 4’te yanındaysa, neden seni telefonla arıyor? R.A. : Gitti, geldi; kıyafetlerini değiştirdi. Babam suyu değiştirmeye gitti. Salim de “Ben üstümü değiştireyim, senin yanına geleyim” dedi. Ben de o gelmeden işimi bitirdim. Saat 18 civarıydı.” Pedagogun R.A. ile konuşmasında araya girerek 3-4 arası ifadesinin çelişkili olduğunu belirtmesi üzerine pedagog R.A.’ya, “3-4 arası Salim yanınızda mıydı?” sorusunu yöneltti. R.A. bu soruyu “Yanımdaydı.” Diyerek yanıtladı. Savcı: Çelişki giderilemedi, telefon kayıtlarına göre Salim Güran, Mehmet Selim Arasoy’u saat 17.00’de aramış. Pedagog: 3-4 arası değil de saat 5 olabilir mi? R.A.: Tam hatırlamıyorum. Salim Güran yanıma geldiğinde, yaklaşık 20 dakika sonra babamı aradı. NAHİT EREN SORULARINI YÖNELTTİ Pedagog: Salim Güran hep yanınızda mıydı? R.A.: Kimse olmadı. Nahit Eren: Aşağı ve yukarı tarla nedir? R.A.: 350 dönümdür, 3 yere bölünmüştür. Salim Güran yukarı tarlaya geldi. Nahit Eren: Aşağı tarlaya ne zaman indi? O gün tarlada baban ve Salim dışında birini gördün mü? R.A.: Saatini unuttum, sabah mı akşam mı hatırlamıyorum. Hindilerini ve kuzularını getiren biri var, her gün geliyordu. Olay günü mü, değil mi bilmiyorum ama 2 kişi sabah ve öğleden sonra geldi gibi. Pedagog: Salim Güran geldiğinde başka biri geldi mi? R.A.: Uzakta, küçük kardeşim vardı. Pedagog: Az önce “öteki köye gittim” demiştin. R.A.: Hatırlamıyorum. Pedagog: Tutuklandığında ağladın mı? R.A.: Gözaltındayken ağladım. Pedagog: Olay günü Salim Güran, kız kardeşlerini eve bıraktı mı? R.A.: Olaydan 2 gün önce o. Pedagog: Dinlediğin ses kaydında, sen nerede idin? R.A.: Yukarıdaki tarladaydım. Mahkeme Başkanı: Çelişki giderilemedi diyerek, soru sorulmasına gerek olmadığını belirtti. Şimdi soru sormak üzere, Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ kürsüye çıktı. Onur Akdağ, R.A.’ya kötü muamele yapılıp yapılmadığını sormak istedi. Avukatın sorusu pedagog aracılığıyla R.A.’ya aktarıldı, R.A. ise “Bir kere dövdüler” cevabını verdi. Nevzat Bahtiyar’ın 2. Avukatı Ali Eryılmaz, kürsüye gelerek “Salim Güran kayınpederini tanıyor mu?” sorusunu yöneltti. R.A. avukatın sorusunu “Belki bir sefer gitmişimdir, fıskiye sorunu ile ilgili, belki onun eviyle alakalıydı.” Şeklinde cevapladı. Avukat Ali Eryılmaz sorularına şu şekilde devam etti: Avukat: Olay günü çiftliğe gitmişler mi? O gün Mahfus isimli biriyle tanıştın mı? R.A.: Gittik. Salim Güran ile gittik ama saatini hatırlamıyorum. Mahfus çiftliğin sahibi. Olaydan sonra da babamla gittik. Bana ineklerin pisliğini oraya bırakmamamı söyledi. R.A.’nın tanıklığı bu konuşmanın ardından son buldu. TANIK AHMET A.'NIN İFADESİNE GEÇİLDİ Mahkemede tanık Ahmet A.’nın ifadesi alınmaya başlandı. İfade öncesinde Güran ailesinin bireylerinin Erhan Güran’ın evinde yaptığı toplantıya ilişkin görüntü izletildi. Aile avukatları video kaydına itiraz etti, görüntünün izletilmesinin yasal olmadığını savundu. Olay günü Narin’i görmediğini savunan Ahmet A., Arif Güran’ın evinde de bir kalabalık görmediğini söyledi. Ahmet A. ifadesine “Ben eve geldim, çantamı bıraktım. Ömer geldi, ‘5 dakika, Erhan abi seni çağırıyor’ dedi. Bana sordu, ben de bir şey bilmiyorum dedim. Olay günü Narin’i hiç görmedim.” dedi. Mahkeme Başkanının “Sana neden inanmıyorlar?” sorusunu Ahmet A., “Ben de bilmiyorum.” Şeklinde cevapladı. Tanık Ahmet A.’ya sorularını sormaya devam eden Mahkeme Başkanı “Enes’i olay günü kızla birlikte gördün mü?” dedi. Tanık ise bu soruyu “Şerefim üzerine yemin ederim görmedim” diyerek cevapladı. Davanın savcısı sorularını Ahmet A.’ya yöneltti: Savcı: Maaşını kimden alıyorsun? Güranlardan para alıyor musun? Ahmet: Yok, almıyorum. Savcı: Sanıkları tanıyorsun, değil mi? Yüzlerini bilirsin. Salim ile Nevzat’ın arası nasıldı? Ahmet: Evet tanıyorum. Kardeş gibiydiler. Savcı: Önce “Beni döverler” diye korktum, diye konuştun. Başka kimi dövdüler? Ahmet: Döverler diye korktum, ama başka birini dövdüklerini bilmiyorum. Savcı telefonundan tanığa fotoğraf gösterdi. Sanık avukatlarının “Biz de görsek” cümleleri üzerine Savcı:  “Merak ettiğinizi biliyorum, ben de merak ediyorum. Rahat olun, göreceksiniz,” dedi. Savcı: Bu fotoğraf ne zaman çekildi, 21 Ağustos günü mü? Ahmet: Hatırlamıyorum, başka bir gün de olabilir. Savcı: Sizi arka tarafa kim getirdi? Ahmet: Baran Kurtuluş ve toplamda 4 kişi geldi. Savcı: Erhan arka tarafa geldi mi? Ahmet: Evet, geldi. Savcı: Ama Erhan gitmedim diyor. Erhan neden arkaya geldi? Ahmet: Erhan geldi. Neden geldiğini bilmiyorum. Tanık tekrar ağlamaya başladı. Savcı: Seni kimse mahcup edemez. Bana Enes ile ilgili ne dediklerini söyle. Yanında ne konuştular? Ahmet: “Sen Enes’i gördün,” diyorlar, ben Enes’i nerede göreceğim? Bilmiyorum. Mahkeme Başkanı: “Enes’e, kayıtlara göre ‘şerefsizin şerefsizi Enes’ diyorlar, bunu duydun mu?” Ahmet: Ben görmedim. Ben çoban adamım, kimseye zararım yok. Avukat Nahit Eren tanığa soru sormaya başladı. Nahit Eren: “Şerefsizin şerefsizi” sözünü kullandılar mı? Ahmet: Duymadım. Nahit Eren: Erhan elini masaya koyuyor, “Biz bir şey dedik, karşı taraftaki kişiyi getireceğiz, boğazını tutup getireceğiz,” diyor. Ahmet: Bana öyle bir soru sorulmadı. Ahmet yine ağlamaya başladı. Nahit Eren soru sormayı kesti. Başkan, avukatın diğer avukata soru sormasına izin vermedi. Böylece çoban Ahmet’in tanıklığı sona erdi. Çoban Ahmet A.’nın ifadesinin tamamlanmasının ardından Narin’in arama çalışmaları sırasında evinde aile toplantısı yapıldığı ortaya çıkan amca Erhan Güran’ın ifadesine geçildi. Tanık olarak ifade veren Erhan Güran, çoban Ahmet’in yalan söylediğini öne sürerek “Arkaya gittim, çobanla konuştum. Bana ‘İsa’yı ve bir kadını gördüm’ dedi. Çok dövmedik. Ben çobana vuranlara da kızdım.” diye konuştu. Amca Güran görüntüler için “Şüpheli hareketleri nedeniyle Ahmet’i çağırdım. Soru sorduk.” dedi. Amca Güran'a aile toplantısında kimlerin olduğu soruldu. Güran ise soruyu "Hepsinin ismini sayamam. Arif Güran, Ali Rıza Güran, Mesut Mehmetoğlu, Ensari Güney, Ferhat Kaya, Baran Güran vardı" şeklinde cevapladı. Erhan Güran'ın ifadesi şu şekilde devam etti: Avukat: Mavi kıyafetli kişi, “Kadını mı gördün?” diyor. Erhan Güran: Önce “ben görmedim” dedi, sonra “gördüm” dedi, ismini hatırlamıyorum. Avukat Adnan Ataş: Savcıya anlatmayacaksınız deniyor. Kadınlar diyor ki, "Kadınları toplantıya almadılar" neden? Erhan Güran: Öyle bir şey yok, kadınlar gelen kadını ağırladı. Avukat Adnan Ataş: Enes ifadesinde Salim ile Arif küstü diyor, siz çağırmışsınız, gelmemişler. Nevzat’ı sorguladınız mı?  Erhan Güran: Para ödendi, sıkıntı kalktı. Nevzat'ı sorgulamadık. Avukat Ali Eryılmaz: Bu toplantı ve ertesi gün Narin’in naaşı bulunması tesadüf mü? Erhan Güran: Tesadüf. Kamera görüntüleri nasıl çıktı? Avukat Ali Eryılmaz: Neden 15 gün sonra bu toplantı yapıldı? Erhan Güran: Ben o zaman şüphelenmiyordum. Avukat: O toplantıdan 7 gün önce Salim yakalandı. Bir suçlu yakalandı diye düşünmedin mi? Erhan Güran: Düşünmedim, Salim’i suçlamadım. "ARIZA BENİM KIZIMIN MI BAŞINA GELDİ?" Mahkeme başkanı: Tanık beyanlarına diyeceğiniz bir şey var mı? Arif Güran: Ahmet’in kamera açısında ben de vardım. Biz oraya toplantı için gitmedik, yemek için gittik. Ahmet konusu açıldı, “Belki bildiği vardır” diye çadırımı çağırdım. Bu adam da saat 18:00’de köye geldiği için, İsa da Narin’i saat 18:00’de köyde gördüm dediği için Ahmet’i çağırdık. Mahkeme başkanı: Enes neden yoktu? Arif Güran: Planlı bir şey yoktu. Namazdan çıkınca yemeye çağırdılar. Ben, kızım nasıl kayboldu, bunun derdindeydim. Mahkeme başkanı: Araştırılmasını istediğiniz bir şey var mı? Arif Güran: Havalimanı kamerası bozukmuş. Bütün arıza benim kızımın mı başına geldi? NEVZAT BAHTİYAR DİNLENDİ Avukat: 21 Ağustos günü ne oldu, anlatabilir misiniz? Sanık avukatı: İtiraz etti, “Anlattım” dedi. Arif Güran avukatı: Narin’i evin arkasından mı attınız? Nevzat Bahtiyar: Ahırın arka tarafından baca açmıştık, hayvanlar için. Ben Narin’i oradan koydum. Arif Güran avukatı: Narin’in bulunduğu gün Tavşantepe’ye gittiniz mi? Nevzat Bahtiyar: Hayır, çalışıyordum. Avukat Nahit Eren: Karakol kaydınızda Salim’in ilişkileri soruluyor, önce yok diyorsunuz, savcılıkta var diyorsunuz. Nevzat Bahtiyar: Yok. Avukat Nahit Eren: Battaniyeyi senden Salim nasıl aldı? Nevzat Bahtiyar: Arabanın içine koydum, o sırada Salim geldi, battaniyeyi benden aldı, sonra arabayla aşağıya gitti, yönünü bilmiyorum. Avukat Nahit Eren: Siz Narin’in çantasını dere yatağında açtınız mı? Nevzat Bahtiyar: Açmadım. Yüksel Güran avukatı söz alarak Bahtiyar’a sorularını yöneltti. Sanık avukatı: Baz kayıtlarına göre sizin anlatımınıza şüpheye düştük. Salim geldi, sizi çağırdı, beraber eve gittiniz. Salim ahıra geldi, battaniyeyi aldı. Beyanınız var, dava dosyasına giren yeni delil var, adım sayar. Çuvalın içinde kanca çıktı, onu kim koydu? Nevzat Bahtiyar: Telefonu yanında mı, bilmiyorum. Kancayı kesinlikle ben koymadım. Salim beni takip edip koymuş olabilir. Sanık avukatı: Sizce bu aile size neden iftira atmak istiyor? Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum. Sanık Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek soru sormaya başladı. Avukat Akbilek: Narin'in naaşı ararken neredeydi? Nevzat Bahtiyar: Açıktaydı. Ben pişman oldum, Narin’in yerini değiştirmek istedim ama fırsat bulamadım. SALİM GÜRAN’A SORU SORULDU Sanık kürsüsüne Salim Güran geldi. Salim Güran Dara 2 sokağındaki kameranın kediyi bile gördüğünü söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, “Sen, korucunun görüntüleri değiştirdiğini mi iddia ediyorsun?” şeklinde sordu. Salim Güran: Asla öyle bir şey demedim. Mahkeme Başkanı: Benim bile girmediğim yerde korucu girip mi değiştirdi? Salim Güran: Olabilir. Avukat Adnan Ataş: Dara 2’ye gitmişsiniz. Salim Güran: Hayır, gitmedim. Avukat Adnan Ataş: WhatsApp kayıtlarını sildiğiniz söylendi. Mermi için sildim dediniz, doğru mu? Salim Güran: Evet, bu cevabı verdim. Avukat Adnan Ataş: Savcılıkta verdiğiniz ifadede “Narin arabaya binmedi” dediniz. Salim Güran: Bana sordular, ben de olay gününe dair cevap verdim. “NARİN’İN KATİLİNİ İSTİYORUM” Salim Güran yerine oturdu. Yerine sanık Yüksel Güran geldi. Mahkeme Başkanı: Araştırılmasını istediğiniz bir şey var mı? Yüksel Güran: Narinin katilini istiyorum. Yüksel Güran yerine geçerken Nevzat Bahtiyar’a hakaret etti. ENES GÜRAN KÜRSÜDE Yüksel Güran’ın ardından kürsüye çıkan ağabey Enes Güran’a Mahkeme Başkanı söylemek istediği bir şey olup olmadığını sordu. Güran ise başkanın soruyu “Yok.” şeklinde cevaplayarak yerine geçti. "NARİN İÇİN KİMSE BİR ŞEY YAPMADI" Savcı mütalaasını açıklayarak sanıklar için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep etti. Kürsüye çıkan Arif Güran ise savcının mütalaasına ilişkin "Narin için kimse bir şey yapmadı, sadece yapan devlettir. Sayın Başkan, karakolda Enes’e 'Sen öldürdün' dediler. Enes de başını duvara vurarak, 'Ben nasıl yaparım?' diye ağlamaya başladı." şeklinde konuştu. DURUŞMADA GERGİNLİK Arif Güran konuşurken gerginlik çıktı. Mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi. Savcı mütalaasını açıkladı ve sanıklar için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep etti. DURUŞMAYA DEVAM EDİLİYOR Gerginliğin ardından Narin Güran duruşması kaldığı yerden devam ediyor. Güran ailesinin yakınları, mahkeme başkanının kararıyla bugünkü duruşmaya katılamayacak. Yarın için durum ayrıca değerlendirilecek. Duruşma, 45 dakikalık aranın ardından yeniden başladı. Kürsüye Arif Güran çıktı ve savcının mütalaasına ilişkin konuşmaya başladı: Arif Güran: Narin için kimse bir şey yapmadı, sadece yapan devlettir. Sayın Başkan, karakolda Enes’e “Sen öldürdün” dediler. Enes de başını duvara vurarak, “Ben nasıl yaparım?” diye ağlamaya başladı. Avukat Nahit Eren, savcının mütalaasına ilişkin beyanda bulunuyor Avukat Nahit Eren: “Değerli heyet, Enes’in beyanları tutarsızlıklarla dolu. Önce ‘Kardeşimi arıyorum.’ diyor, ancak 5 gün sonra ifadesini değiştiriyor ve ‘Biz Narin kaybolduğunda Muhammet ile birlikteydik.’ diyor. Bu, basit bir değişiklik değil. Kamera görüntülerine göre Narin, saat 16.00’dan önce öldürülmüş. Enes ise ‘Saat 16.30’da Narin’i aramaya başladım.’ diyor. Daha sonra saat değişiyor. 12 Eylül’de verdiği ifadede, ‘Narin, saat 17.40’ta oraya gitmiş gibi konuşuluyor.’ diyor. Enes’e sorulduğunda kendisi de, ‘Bana da mantıksız geliyor, mümkün değil.’ diye ifade ediyor. 29 Ağustos’taki ifadesinde yine bu konudan hiç bahsedilmiyor. Ayrıca, gözündeki morluk ve kolundaki ısırık izleri dikkat çekici. Başta ‘Kendi kendime zarar verdim.’ diyor, daha sonra ise ‘Mısır tarlasında çarpmış olabilirim.’ diyor. Ancak o kalıcı izi açıklayamıyor. Bu kadar şiddetli bir çarpmadan bahsetmek mümkün değil. Bu yüzden Enes’in beyanları güvenilir değildir. Şimdi birkaç kurgudan bahsedeceğim. Aile meclisinin Enes’i bu olaydan uzak tutmaya çalıştığı çok açık. Örneğin, Hediye Güran, ‘Enes evde uyuyordu.’ diyor. Ancak Enes’in detaylı ifadesinde Hediye’den hiç bahsedilmiyor. Demek ki bu ifade sonradan oluşturulmuş. Hediye Güran, Enes’i kurtarmak için getirilen bir tanıktır. Diğer tanıklar da aynı şekilde Enes’i korumaya çalışıyor. Örneğin, ‘Enes’i aradık, buluştuk.’ diyorlar, ancak aslında Enes’i arayan kimse yok. Enes’in cezaevinde kardeşiyle yaptığı görüşmede dikkat çekici bir konuşma geçiyor. Enes, kardeşine, ‘Diş fırçasını kullandım.’ diyor. Kardeşi ise, ‘Konuşma.’ diyerek susturuyor. Enes, Baran’a, ‘Babam avukatları gönderirse göndersin, yoksa onlar bilir.’ diyor. Bu konuşmalar, saklanmak istenen bir şey olduğunu açıkça gösteriyor. Aile meclisine gelince, ısrarla böyle bir toplantı olmadığını söylediler. Demek ki burada fail araştırılmamış, yalnızca bu olayın nasıl örtbas edileceği tartışılmış. Mecliste sürekli Enes’in adı geçiyor. Bu durum, gerçeklerin üstünün kapatılmaya çalışıldığını ortaya koyuyor.” Duruşma, 45 dakikalık aranın ardından yeniden başladı. Diyarbakır Barosu Avukatı Erdem Kaya konuşmasına başladı: Avukat Erdem Kaya: “Yüksel Güran, yalnızca Enes’i suçlamaya yönelik ifadelerle hareket eden biridir. Bu durum zaten jandarma tutanağında da açıkça görülmektedir. Nevzat Bahtiyar ise, ellerini başının arasına alarak ifade ettiği gibi, olayın içinde yer almıştır.” Avukat Erdem Kaya, bu sözleriyle konuşmasını tamamladı. Diyarbakır Barosu Avukatı Erdem Kaya konuşmasına başladı: Avukat Erdem Kaya: “Yüksel Güran, yalnızca Enes’i suçlamaya yönelik ifadelerle hareket eden biridir. Bu durum zaten jandarma tutanağında da açıkça görülmektedir. Nevzat Bahtiyar ise, ellerini başının arasına alarak ifade ettiği gibi, olayın içinde yer almıştır.” Avukat Erdem Kaya, bu sözleriyle konuşmasını tamamladı. Diyarbakır Barosu eski başkanı Avukat Nahit Eren, kürsüye çıkarak savcının mütalaasına ilişkin beyanını açıkladı. Ayrıca Narin Eren’in ölümüne dair sanık avukatlarının sosyal medyada delilleri yönlendirmesine yönelik eleştirilerini dile getirdi. Avukat Nahit Eren: “Güran ailesini hiç tanımıyorum. Narin’i de hiçbirimiz tanımıyoruz. Ancak adaletin sağlanması için buradayız. 14 Eylül’de Güran ailesinin yakınları beni aradı. Kendilerine sadece baroda görüşebileceğimizi söyledim. Görüşmeye gelenlerden biri, 12 Eylül’de tahliye olan bir kişi; diğer üçü ise yine aile mensuplarıydı. Bana sitem ederek, ‘Biz dosyamız için avukat bulamıyoruz’ dediler. Ben de onlara, ‘Temasa geçin, böyle bir şey olamaz,’ dedim. Görüşmede, dava dosyasının hassasiyetinden dolayı avukatların milyonlarla konuştuğunu söylediler. Aileden 20 şüpheli vardı ve bu durum mali anlamda büyük bir yük oluşturuyordu. Arif Bey, bizim amacımız kesinlikle ailenizi şeytanlaştırmak değil. Güran ailesi işkence gördüğünü iddia ediyor. Ancak aile, işkence konusunu savcılığa bildirmiyorsa biz bunu nasıl takip edeceğiz? Talep yok deniyorsa biz ne diyebiliriz? Hakkımızda soruşturma başlatılıyor. Korkuyor muyuz? Hayır, korkmuyoruz. Bu görüşme 16 Eylül’de yapıldı. Eğer ben onları geri gönderdiysem, neden aile o süreçte bizim devam etmemizi istedi? Müşteki sıfatıyla Baran vekâlet verdi. 23 Eylül’de bir kez daha arandım. Ali Rıza Güran ve kalabalık bir grup vardı. Kimseyle tek başına görüşmedim. Ben, bütün ailenin zan altında olduğunu söyledim. Bana, cezaevinde akrabalarına işkence yapıldığını, dişlerinin söküldüğünü, kötü muamele gördüklerini söylediler. “Bu durum çok zor” dedim. Ancak, bana geldiklerinden üç gün önce avukatlarını tutmuşlardı. “Avukatlarınız gerekli müracaatları yapsın” dedim. Fakat bana geri dönmediler. Sonra ortaya çıktı ki, Enes cezaevindeki görüşmesinde, kardeşine “Sana işkence yapmışlar” diye soruluyor. Enes, “Cezaevinde değil, jandarmada” diyor. Tabii ki bu, farklı bir beyanla ifade ediliyor. Peki beni ne zaman azlettiler? 21 Ekim’de azlettiler. İddianamenin açıklanmasına günler kala, bir programa çıktım ve “Biz mağdur tarafındayız” dedim. Ancak aileden bu süreçte destek görmedik. Biz, bu dosyada Narin’in arkadaşlarının da yanlış yönlendirme ile mağdur edildiğini gördük. Gelelim dosyaya: Narin köyde öldürüldü. Bunu çözmemiz gerekiyor. Avukat Narin Eren delillere dair açıklama yapıyor: Avukat Narin Eren: Salim Güran’ın fatura ödemesi gündeme geldi. Sayın Başkan, 15.19’da gerçekleşen havale işlemi sistemden yapılan bir işlem. Yani, bu işlem için telefona girmeniz gerekmiyor. Salim Güran, sistemsel olan bu işlemi -580 bakiye ile ödeme yaparak gerçekleştiriyor. Peki, Salim Güran bu faturayı neden 15.28’de tekrar ödüyor? Salim Güran’ın HTS kaydına bakalım. 15.19 öncesi GPRS kaydında, 15.16.01’de Salim Güran’ın 219 saniyelik bir bağlantısı var. Bu durumda o ödemeyi nasıl yapacak? Çünkü verilerde 0 bayt görünüyor, yani bu işlem gerçekleşmemiş. Ben Salim Güran’ın cihazındaki atak izlerini imajlarda görüyorum. Hangi saniyede hangi uygulamanın ön planda olduğunu tespit edebiliyoruz. İkinci havale işlemi 15.28.10’da gerçekleşiyor ve o saniyelerde 71 saniyelik bir GPRS bağlantısı var. Bu süreçte birçok uygulama devreye girmiş. Turkcell tarafından ödeme ile ilgili bir mesaj gönderiliyor. Ancak ben bu mesajı HTS kaydında göremiyorum. Salim Güran’ın bu saatte bir işlem yapması gerekiyordu. Cinayet saatinden sonra verilerde ciddi bir hareketlenme oluyor; uygulamaların tamamı aktif hale geliyor. Gelelim video görüntüsüne, Dara 2 kamera görüntüsüne: Salim Güran’ın avukatı, meslektaşım, Salim’in tarlaya gittiğini söylüyor. Ancak o araç başkasına ait. Beyaz araç, 15.45’te geçiyor. Meslektaşımın gösterdiği saate göre, Tavşantepe’den geçen araç başkasına ait. Algı yaratmak için doğru olmayan bir paylaşım yapıldı. Avukat Nahit Eren: “Ulusal Kriminal hata yapmış” Avukat Nahit Eren: Dara 2 görüntüsüne göre, ulusal kriminal bir hata yapmıştır. Nevzat, Salim’in kendi aracından battaniyeyi aldığını söyledi. Ben her soruyu sanıklara bilerek sordum. Şimdi, Tavşantepe görüntüsünü açabilirler mi? Sayın Başkan, Dara 2 kaydına göre Nevzat’ın, Salim’in çıkışını görme şansı yok. İlk iddiaya göre, ağaçlardan dolayı görünmüyor; koyun dibinden paralel bir açıyla bitiyor. Bu nedenle Nevzat’ın aracını ve Salim’in arabasını göremedik. Görülemeyecek bir yol var. Fuat Güran’ın evinin oradan Nevzat’ın yanına giden bir yol var. Eğer o araç bu güzergâhtan geldiyse, gelelim adımsayara. Bu davada adeta bir teknoloji uzmanı olduk. Saat 12.00’den itibaren tutanak tutulmuş. Meslektaşım, sabah konum bilgisinden bahsetti. Ancak konum bilgisi açık değilse, bu sağlıklı bir delil değildir. 3 saat içinde 1.200 adım atmış. Oysa mutfakta iki kez dolaşmak bile 45 adım yapıyor. Avukat Nahit Eren: Adımsayar kaydındaki örtüşmeyen durumlar Avukat Nahit Eren: Gelelim gerçek hareketliliğe. Kuru kuru baz kaydına inanacak değiliz. Ona inanmak için 16.10 dediğimiz Dara 2 kamerasına bakalım. 16.18.40’ta Salim’in arabasını göreceksiniz. Kare kare ilerleyin. Kavşakta Salim Güran’a ait olan aracı net şekilde görebilirsiniz. Nevzat’ın evinden ayrıldıktan sonra 2 dakikada tepeye çıkıyor. Baz verisi hepimizin önünde. Baza göre 16.10’da evden ayrıldı mı? Evet, ayrıldı. Tarlaya gitti mi? Gitti. Bu durum baz verisine yansıyor. 16.35’te söz konusu sondajın olduğu yerden Salim ayrılıyor ve köyün içine Hüseyin Güran’ın yanına gidiyor. Sonrasında Salim, 18.59’da okulun kamerasında görülüyor. Araç artık sürekli hareketli ve baz bilgisi sürekli değişiyor. Salim’in arabası köyün içinde hareket ediyor ve tarlaya gidiyor. Şimdi, Ruhi Kaya’nın kamera görüntülerine bakalım. Bu görüntüler tamamen silinmişti, ancak sonradan geri getirildi. Dikkatli bir şekilde kamerayı izleyelim. Kim geliyor? Mehmet Selim Atasoy motosikletle geliyor. Tam o sırada elektrikçiler gidiyor. İşte bu yüzden Ramazan Atasoy’a sordum. Ramazan, “Babam dışında kimse gelmedi,” dedi. Ama elektrikçiler daha önce başka bir şey söylemişti. Peki neden bunları söylüyoruz? Çünkü buraya gelen kimse doğruyu söylemiyor. Ramazan Atasoy, elektrikçileri görmesine rağmen gerçeği ifade etmiyor. Şimdi Salim Güran’ın geri getirilen WhatsApp kaydına bakalım. Avukat Nahit Eren: Dosyanın ilk şüphelisi Muhammet Kaya’dır. Avukat Nahit Eren: Meşhur terlik olayıyla başlayan süreçte, ardından Enes Güran şüpheli olarak öne çıkıyor ve 25 Eylül’de gözaltına alınıyor. Asıl kritik mesele ise Salim Güran’ın gözaltına alınacağı endişesiyle hareket etmesi. Bu yüzden her şeyi siliyor. 1 numara dışındaki tüm sildiği numaraları tespit ettik. En çok dikkat çeken ise 19.36’da Kurtuluş Güran ile yaptığı 19 dakikalık konuşma. Ancak bu telefonu kim kullanıyor? Devran Güran. Peki, bu ses kaydında neler var? Mehmet Selim ile neden bir ses kaydı yok? Pamuk meselesine dair Mehmet Şerif Güran ile yapılan ses kayıtları neden silindi? Şimdi H.T.S. kayıtlarını inceleyince şunlar ortaya çıkıyor: Enes Güran, gece boyunca telefonunu kapatıyor ve sabaha karşı yeniden açıyor. Enes, şarjının bittiğini söylediğini ifade etti. Hatta, “Telefonum kapanacak diye annemin telefonu ile babamı aradım,” dedi. Ancak o saatte Yüksel Güran’ın telefonundan böyle bir görüşme kaydı yok. Peki, kimin telefonuyla aranmış? Kerem isimli Malatyalı biri Enes’i arıyor. Daha sonra Enes, Osman Kaya’yı arıyor. Telefon, Osman Kaya adına kayıtlı ve cihazda “Ufuk” adı kayıtlı. Saat 17.43’te Enes’in telefonundan Arif Güran aranıyor. Ancak o telefon da Arif Güran adına kayıtlı. Daha sonra Baran aranıyor ve ardından Osman aranıyor. Ancak Osman, dosyada hiç şüpheli olmadı. Osman’ın kafede çalıştığı belirtiliyor, fakat Yüksel ve Enes ile irtibatı var. Peki, Osman sonra nerede karşımıza çıkıyor? Arif Güran’ın telefonunda. Saat 19.27’de Osman Güran, Arif Güran’a mesaj atıyor, ancak o mesaj siliniyor. Ardından Osman, o telefonu kırıyor. Jandarma telefonu açmasını istediğinde ise Osman, “Kilidin desenini hatırlamıyorum,” diyor. Sonrasında Güran ailesi, “Diyarbakır Barosu üzerimize geliyor,” diyor. Peki, bunlar ne? Eğer tüm bunlar tesadüfse, ben bu davadan çekilmeye hazırım. Gelelim Enes’in telefonuna. Telefon ertesi sabah 5’te açılıyor. Enes, yanında bulunmayan telefonu fark ediyor ve Baran’ı deli gibi aramaya başlıyor. Kısa süre içinde Baran Güran ile Enes arasında tam 14 telefon görüşmesi gerçekleşiyor. Ancak bu aramaların yalnızca 1’i Enes tarafından yapılmış, geri kalanı ise Baran tarafından. Bu durum ciddi bir soruna işaret ediyor. Davanın en önemli delillerine gelelim: Otopsi ve jandarma kriminal DNA örnekleri raporu. En somut delil, Salim Güran’ın aracında bulunan DNA. Çok özür dilerim, unuttum. Bana göre, köyün imamı da cinayet işlendiğinde oradaydı. İmam nerede? Camide. 15:00 ile 16:00 arasında olay mahallindeki baz çakılıyor. İmam ise 15:59’da telefonunu açıyor. Bu baz hareketliliği, kimseyi suçlamak için değil, ama imam ifadesinde caminin içinde telefonun çekmediğini söylüyor. Yani olayda birden fazla kişi bulunuyor. İmamdan neden şüphelendim? Salim Güran, bir ses kaydında, “Anahtarı getir, jandarma gelecek, görüntüleri inceleyecek,” diyor. Okul görevlisi geldi, kapıyı açtım diyor, yarım saat sonra tekrar açtım diyor. Sonra, görevli ne diyor? “Hoca, o görüntüleri izledi,” diyor. Bu görüntüler 20:39’da izleniyor. Okul görevlisi, hoca izledi diyor. Biz de dakika dakika izledik. Müdahale olmuş mu, diye baktım ama müdahale yok. Ben bu hocayı tekrar ne zaman gördüm? Hediye’nin ifadesinde gördüm. Hediye’nin evde olduğuna dair iddialar olduğunda, Hediye, “Samet hoca izledi,” diyor. Samet hoca o hocamıdır? Hediye, Enes’i korumak için ifade verdi. (Görüntü açıldı) Hediye, arabayı görmediğini söylüyor, ancak bakın, bu aracı görmemesi imkansız. Şimdi buradan şüphe mi çıkaracağız? Hoca neden o görüntüleri izledi? Neyi merak etti? Salim Güran çok net bir şekilde jandarmayı arıyor. En son evine gidiyor ve sonra başka kimse görmüyor diyor. Bu, Salim’in ses kaydı. Ama o komutan izinli, Salim bu kez başka bir komutanı arıyor. Kamera görüntüsüne göre, Narin kaybolduğunu söylüyor. Ama sonra muhtar kaybolma saatine göre ifade vermesi söyleniyor. Saat farklı bir duruma çekiliyor. Jandarma, bu kez farklı saate göre yönlendiriliyor ve Dara 2 ile Şahin Göz kamerasına bakılmıyor. Oysa, Şahin Göz kamerası evi değil ama Egurtuz Deresi’ni görüyor. Yani, saati doğru söyleseler, Nevzat’ın Narin’i dereye koyduğu an gözükürdü. Böylece her şey daha erken ve net bir şekilde oraya çıkacaktı. Avukat Nahit Eren:  “Narin boğuşma ile öldü” Arif Güran’da telefonu silinen kişilerden biridir. Keşke burada olsaydı. Devran, Kurtuluş, Fuat, hepsi telefon kayıtlarını silmiş. Diyorlar ki, “Biz hep siliyoruz.” Keşke Güran ailesi burada olsaydı da bunu söyleseydi. Bu dosyada beni en çok yoran şey, Salim’in kullandığı araçta Narin’in DNA kaydının bulunması. Devran’ın DNA’sı çıkıyor. Muhammet Kaya’nın DNA kaydı var. Salim’in biyolojik incelemedeki karşılaştırması neden yok? Salim’in DNA örneği yok. Peki, bu DNA bize neyi ifade ediyor? Bir şekilde bulaşmış DNA. Salim, önceden binmiş diyor ve bir cinayet işleniyor, yarım saat sonra araç hareket ediyor. Cinayet mahallinden bulaşma, arabaya bulaşması daha mantıklı. Enes’e sordum, “Narin herhangi bir eşyasına dokundun mu?” diye. Narin’in başka bir araçta daha DNA’sı çıktı. O araç, Muhammet Kaya’nın aracı. Terlik meselesinde kullanılıyor. Sağ aracın pembe kıyafetinde Narin’in DNA’sı var. Elbise neden bu araçta? O elbisede leke olarak kimin DNA’sı çıkıyor? Enes’in. Muhammet, “Çarşıya gittim, Osman bindi, terliği gördü,” dedi. Bizim bu elbiseyi bulmamız lazım. Narin’in DNA’sı çıkmış. Peki, o elbise nerede? Baran’ın ifadesine göre, “Ben elbiseyi aldım, babamın arabasına koydum, belki jandarma koku için ister,” dedi. Jandarmaya sorduk, beyaz elbise aldıklarını, ancak pembe elbiseden bahsedilmediğini söylediler. Gelelim sürüntü örneklerine. Hep kan pozitif çıktı. Başka kan ile ilgili pozitif somut veri nerede? Arif Güran’ın evinin ahırında, zemininde bulundu. Sonra 25 Ağustos’ta kayaların üstünde insan kanı bulundu. Adli tıp, tüm kırıklarla birlikte kanama olacağını söylüyor. Bu neyi işaret ediyor? Olay anında boğuşmayı işaret ediyor. Avukat Nahit Eren: “37 halıda sadece 2 DNA çıktı” "Gelelim PSA sonuçlarına. Nevzat'a sordum, 'Sen dere kenarında çantayı açtın mı?' dedim. O da 'Açmadım' dedi. O zaman PSA nereden bulaştı? Bacak arasında tülbentte, çantanın içinde. Adli tıp, 'Cinsel istismar tespit edemem' diyor. Ben de soruyorum, yazma ve etek çantanın içindeyse, külot ön yüzde var. Olay örgüsünde şunu oturtamıyorum: Olay anında cinsel eyleme denk geldiyse, o zaman PSA çantada nasıl çıktı? O etek annenin mi, Narin'in mi? Bilimsel olarak bu bizi bir yere götürmüyor, sadece yorum olarak kalıyor. Enes Güran'a ait deliller. Benim tespitine göre 9 ayrı bölgeye dair tespit var. Kolundaki ısırık mesela. Bir sonuç çıkmadı. Isırık ön dişlerle yapılmış. Karşılaştırma yapılamıyor. Rapor bize sadece şunu söylüyor: 'Bu diş izinin 3 ve 6 günlük zaman dilimimde oluştuğunu anlatıyor.' Enes ne diyor? Gözaltına alındığında yaptım diyor. Enes 2 gün önce gözaltına alınıp ısırdığını söylüyorsa, o zaman adli tıp dediği 3 ve 6 günlük kısmı ile örtüşmüyor. Gelelim Narin'in elindeki saç örneklerine. Geçen süre baz alındığında, saç örnekleri aynı aile soyağacından çıkabilir diyor. Gelelim 37 halının incelenmesine. 37 halıdan sadece 2 kişiye ait DNA çıkıyor. Bu kadar az mı? Narin'in ve Narin'in kardeşine ait yastık kılıfında DNA çıkıyor. Bu dosyadaki en kritik olay köydeki kadınların kavgası. Bu delillere göre 4 sanığında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını talep ediyoruz "  DAVA YARIN SAAT 09.00'A ERTELENDİ Narin Güran davası yarın saat 09.00'a ertelendi

Narin cinayeti davasında amca Erhan Güran tanık olarak dinlendi Haber

Narin cinayeti davasında amca Erhan Güran tanık olarak dinlendi

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasından 19 gün sonra 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ikinci duruşması sürüyor. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmada, ''iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacak olan Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile Narin'in cansız bedeninin bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar, yargılanıyor. Davanın ikinci duruşmasında tanıklar dinleniliyor. Duruşmada, Narin'in cansız bedeninin bulunduğu bir gün önce evinde aile toplantısı yapılan amca Erhan Güran, tanık olarak ifade verdi. Güran, çoban Ahmet Akgün ile yaşadığı olayı şu sözlerle aktardı: "Biz çocuğu kaybolan bir aileydik. Saat 18.00 gibi köye gelirken Ahmet'i çağırdım. ‘Sen bir şey gördün mü’ diye sordum. Bunun üzerine Ahmet kaçınca peşinden gittim. Kapıyı açamayınca duvardan atladı. Bu şüpheli hareketleri nedeniyle jandarmaya bilgi verdim. Bir gün sonra evime çağırdım. Ahmet'in şüpheli hareketleri nedeniyle eve çağırıp soru sorduk. Ahmet bir şey biliyor mu, bilmiyor mu diye sorduk." Enes'in bir kızla görüldüğü iddialarıyla ilgili amca Erhan Güran, "O söylenen kız benim kızım. Kızımın Enes ile ahırda olduğu söylendi. Ama benim kızımın çarşıda alışveriş yaparken görüntüsü var. Yeter artık namusumuzla uğraşmasınlar. Bizi kızımızla öldürmekle artık itham etmesinler" dedi. ‘Enes, neden toplantıda yoktu’ sorusuna ise Erhan Güran, "Bilinçli bir toplantı değildi, Enes'in ise nerede olduğunu bilmiyorum" diye yanıt verdi. Aile toplantısında çoban Ahmet Akgün'ün dövüldüğü iddialarıyla ilgili de Erhan Güran, şunları söyledi: "Arkaya gittim çobanla konuştum, bana ‘İsa'yı ve bir kadını gördüm’ dedi. Ama çoban yalan söyledi. Çok dövmedik. Bir iki tokat atıldı. Ben çobana vuranlara da kızdım. Biz bir senaryo kurmadık, Güran ailesi olarak bir senaryonun içindeyiz. Güran ailesine bir senaryo kuruldu." Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Bir senaryo peşindesiniz gibi görünüyor" dedi. Erhan Güran ise "Yeter artık bu namus namus nedir ya. Benim kızımın ahırda olduğunu iddia ediyorlar. Biz şüpheli hareketleri için çobanı çağırdık" dedi. Mahkeme Başkanı, bu kez Erhan Güran'a "Geçen celse sordum, başka biri geldi mi diye. Niye söylemediniz bu çobanı" sorusunu yöneltti. Erhan Güran, "Aklıma gelmedi" diye yanıt verdi. Ardından Mahkeme Başkanı, "Bırak Allah'ını seversen hepinize sordum. Hiçbir şey söylemediniz. Siz bizden bir şey gizliyorsunuz" ifadelerini kullandı. Güran, çobanı şüpheli hareketlerinden dolayı sorguladıklarını belirterek bir art niyetlerinin olmadığını öne sürdü.

Narin Güran cinayeti davasında ikinci duruşma başladı! Haber

Narin Güran cinayeti davasında ikinci duruşma başladı!

8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşması için tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi. Diyarbakır Adliyesi önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı. Duruşmada, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu. Tanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşma, kamerayla kayıt altına alınıyor. Baba Arif Güran, "müşteki", 1'i tutuklu 3 kişi "tanık", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık da komisyon üyesi milletvekilleriyle duruşmayı takip ediyor. OLAY Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı. Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti. Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti. İlk duruşmanın ardından cumhuriyet savcısı hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu. Mahkeme, davanın ikinci duruşmasına amca Erhan Güran ve çoban Ahmet A'nın zorla getirilmesine, amca Salim Güran'ın işçisi tutuklu 15 yaşındaki şüpheli R.A'nın ise cezaevinden celbine karar vermişti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Herkes Duysun En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.