Nermin Bezmen: Biricik oğlumla hayatı kutladık!
Oyuncu eşi Tolga Savacı'nın şubat ayında kalp krizi sonucu vefat etmesiyle zor günler geçiren Nermin Bezmen, 1 Temmuz günü oğlunun yoğun bakımda olduğunu açıklamıştı. Oğlu Cazım Bezmen için sevenlerinden dua isteyen Nermin Bezmen; "Sevenlerimiz, dualarınız şu an yoğun bakımdaki canım oğlumla buluşsun dilerim. İkinci göz ağrım, annelik mutluluğum, gururum, yaradan seni bana, bizlere bağışlasın... Evine, ailene sağlıkla dön yavrum" ifadelerini kullanmıştı.
Çok geçmeden Nermin Bezmen'in oğlundan güzel haber geldi. Oğluyla birlikte çekilen bir kareyi paylaşan Bezmen; "Sevgili arkadaşlarım, dostlarım, takipçilerim, biricik oğlum hastaneden çıkıp evine döndü" dedi. Nermin Bezmen şunları söyledi: Oğlumun geçirdiği bu çok kritik süreçte sevginizle, dualarınız ve şefkatli mesajlarınızla büyük destek ve moral oldunuz. Minnettarım! Ailece minnettarız! Her birinize tek tek teşekkür etmeye her zaman fırsat bulamıyorum ama her mesajınızı şükranla okuyorum. Tanrım, sizlere de acı, hüzün göstermesin, hastalarınız şifa bulsun! Yaradan, oğulcuğumu bize bağışladı, şükürler olsun! İnşallah yine böyle sıhhatle ayağa kalkacak, yine ailece yolculuklara çıkacağız beraber…
ANNE-OĞUL, ZORLU GÜNLERİN ARDINDAN KUTLAMAYA YEMEĞİNE ÇIKTI
Nermin Bezmen, restorandan fotoğraflarını paylaşarak, duygularını şu sözlerle ifade etti: Dün, biricik oğlumla hayatı kutladık. Oğulcuğumun yeniden dünyaya geliş duygusunu yaşıyorum şimdi. Yaradan, onu bana, bizlere bağışladı. Bize iyi gelen dualarınızı hiç unutmayacağız. Önce el ele bir sürü iş çıkardık aradan, dün. Sonra benim gençlik, evlatlarımın çocukluk yıllarının Tarabya anılarını tazeledik. Bizden çalınan İstanbul anılarını canlandırdık. Ne enteresandır, çoktan unuttuğumu sandığım kişilerin, mekânların isimleri su gibi akıp geldi beynimin arka loblarındaki odalarından…
Normal şartlarda unutmak diye bir şey yok, ona inanıyorum, sadece artık gerekmeyecek diye saklananlar var. Orada, arşivde aranmayı bekliyorlar. Önemli olan onları sık sık çağırmamız, yoksa küsüp en derinlere iniyorlar ve "unuttum" deniyor. Bir kez daha anladım ki; bize güzel gelen anıları, yaşadığımızın izlerini arada raflarından çıkarıp canlandırmalıyız. Sadece güzel değil, sevdiğimiz, sevildiğimiz kişilere ait olan hüzün ve acıları da. Çünkü acıtıyor diye hatırlamamayı tercih ettiklerimiz de bize küsüyor. Anılar biz onları terk ettiğimizde, zamanında onları paylaştıklarımız gibi, ölüyorlar. Beni bilirsiniz, nasıl yaşatırım o anılarımı da.
Tanrım, bana bağışladıklarınla, beni kutsadıklarınla, sınadıklarınla, yaşadığım sevgileri hüzünleri, acılar ve hasretleri derdest edebildiğim, birinden birine güç, umut aktarabildiğim için şükürler olsun!
Hepinize acı, tatlı anılarınızla barışık bir yaşam olsun!