Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Protesto

Herkes Duysun - Protesto haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Protesto haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gürcistan'da yasa tasarısı gerginliği devam ediyor Haber

Gürcistan'da yasa tasarısı gerginliği devam ediyor

İktidardaki Gürcü Hayali Partisinin Parlamentoya nisanda tekrar sunduğu ve "yabancı etkinin şeffaflığı" konulu yasa tasarısı karşıtı gösteriler, yaklaşık bir aydır sürüyor. Akşam saatlerinde Gürcistan'ın başkenti Tiflis'in çeşitli sokaklarında toplanan göstericiler, Parlamento binasına kadar yürüyüş yaptı. Aralarında üniversite öğrencilerinin de bulunduğu göstericiler, yürüyüş sırasında yasa tasarısı karşıtı sloganlar attı. Tasarıyı bir "Rus Yasası" olarak nitelendiren göstericiler, hükümete karşıtı sloganlar da atarak ellerinde Gürcistan, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna ile diğer ülkelerin bayraklarını taşıdı. Hükümeti, tartışmalı yasa tasarısını Parlamentodan çekmeye çağıran göstericiler, tasarının, ülkenin AB ile entegrasyonunu olumsuz etkileyeceğini savundu. Tiflis'teki gösteri, yağmurlu havaya rağmen devam ediyor. Öte yandan Gürcistan'daki çeşitli üniversitelerdeki öğrencilerin, dersleri boykot etme kararı aldığı da bildirildi. HÜKÜMET, TARTIŞMALI TASARIYI YASALAŞTIRMAKTA KARARLI Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze, bu akşam yaptığı açıklamada, Tiflis'te devam eden protestolara katılan göstericileri, polislere yönelik şiddet eylemleri düzenlemekle suçladı. Gürcistan'da toplumun büyük çoğunluğunun hükümeti ve "yabancı etkinin şeffaflığı" konulu yasa tasarısını desteklediğini kaydeden Kobakhidze, tasarıyı yasalaştırmak konusunda kararlı olduklarını vurguladı. YASA TASARISI İKİ ONAYDAN GEÇTİ Parlamentoda 17 Nisan'da birinci ve 1 Mayıs'ta ikinci oylamadan geçen tasarının yasalaşması için parlamentoda 3 kez onaylanması gerekiyor. Parlamento, söz konusu yasa tasarısının nihai oylamadan geçmesi için yarın toplanacak. Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ise yasa tasarısına karşı olduğunu ifade ediyor. Yasa tasarısını bir "Rus yasası" olarak nitelendiren Zurabişvili, tasarının bir yasa olarak kabul edilmesi durumunda veto edeceğini belirtiyor. İktidar partisi, Parlamentoda Cumhurbaşkanı Zurabişvili'nin yasaya yönelik kullanacağı veto kararını aşacak çoğunluğa sahip. GÖSTERİLER YAKLAŞIK BİR AYDIR SÜRÜYOR Gürcistan'da, "yabancı etkinin şeffaflığı" konulu yasa tasarısı karşıtı protestolar, yaklaşık bir aydır devam ediyor. İçişleri Bakanlığı güçleri, 1 ve 2 Mayıs'taki gösteriler sırasında Parlamento binasının kapılarını kuşatmaya çalışan ve binanın önünde barikat kuran göstericilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahalede bulunmuştu. Yasa tasarısında "yabancı bir gücün çıkarlarını gözeten organizasyon" tanımı kullanılıyor Hükümetin bu yıl Parlamentoya tekrar sunduğu tasarı, fonlarının yüzde 20'sinden fazlasını yurt dışından alan Gürcistan'da kurulan kuruluşların "yabancı bir gücün çıkarlarını gözeten organizasyon" olarak kaydolmalarını veya para cezalarıyla karşı karşıya kalmalarını öngörüyor. Tasarıya göre, söz konusu kuruluşların kayıt işlemleri Gürcistan Adalet Bakanlığınca kontrol edilecek.

“Yargı reformu” krizi yüz binlerce İsrailliyi sokaklara döktü Haber

“Yargı reformu” krizi yüz binlerce İsrailliyi sokaklara döktü

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören "yargı reformu", ülke genelinde 12 haftadır protestolara neden olurken, düzenlemenin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Gallant'ın pazar akşamı görevden alınması bardağı taşıran son damla oldu. Hükümet karşıtı protestocular, Gallant'ı görevden alarak yargı düzenlemesi konusunda geri adım atmayacağının mesajını veren Başbakan Netanyahu'ya tepki olarak başta Tel Aviv ve Batı Kudüs olmak üzere ülke genelinde meydanlara indi. İsrail’in Kanal 12 televizyonu, ülke genelinde 600 binden fazla İsraillinin gösterilere katıldığının tahmin edildiğini aktardı. Tel Aviv’de, hükümetin yargı düzenlemesine karşı çıkan on birlerce gösterici, ellerinde İsrail bayraklarıyla kentin ana arteri Ayalon Otoyolu'nu çift yönlü trafiğe kapattı. Bazı protestocular yolda ateş yaktı. Protestocular, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya ülkedeki lakabıyla seslenerek, “Bibi istifa et” sloganları attı. Batı Kudüs’teki Başbakanlık konutunun önünde toplanan yüzlerce kişi polis barikatlarını aşmaya çalışırken, polisle protestocular arasında arbede yaşandı. Polis göstericileri dağıtmak için tazyikli su kullandı. Ardından protestocular, Batı Kudüs’teki İsrail Meclisi önünde toplanmak için yürüyüşe geçti. İsrail basını, Netanyahu'nun partisi Likud'dan milletvekili ve bakanların evlerinin çevresinde de protestolar düzenlendiğini geçti. Çok sayıda protestocu da İsrail’in güneyinde Gazze Şeridi yakınındaki 234 numaralı otoyolu trafiğe kapattı.  ÜNİVERSİTELERDEN SÜRESİZ GREV KARARI İsrail üniversiteleri de yargı düzenlemesine karşı süresiz greve gitme kararı aldı. Üniversitelerin rektör ve yönetimleri, yayımladıkları ortak yazılı açıklamada, hükümetin yargı düzenlemesini protesto etmek için bugünden itibaren tüm derslerin ve bilimsel araştırmaların durdurulmasını kapsayacak şekilde süresiz grev ilan ettiklerini duyurdu. Açıklamada, “İsrail üniversitelerinin rektör ve yönetimleri olarak biz, İsrail demokrasisinin temellerini sarsan ve devamlılığını tehlikeye atan yasama sürecinin devam ettiği zeminde, İsrail’in tüm araştırma üniversitelerindeki eğitimi durduracağız. Başbakan ve koalisyon üyelerini yasa tasarısını derhal durdurmaya çağırıyoruz.” ifadelerine yer verildi. SAVUNMA BAKANI YARGI DÜZENLEMESİNİN DURDURULMASI ÇAĞRISI YAPMIŞTI İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ülkede siyasi krize ve kitlesel protestolara yol açan tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması için hükümete çağrı yapmıştı. Savunma Bakanı, "Ülke içindeki ayrılık, İsrail ordusuna ve savunma teşkilatına derinlemesine nüfuz etti. Bu, İsrail'in güvenliğine yönelik açık ve büyük bir tehdittir. Buna izin vermeyeceğim." demişti. Savunma Bakanı Gallant'ın çağrısına, Likud içinden de destek gelmişti. Likud milletvekilleri Yuli Edelstein ve David Bitan, Gallant'a katılarak, yasa tasarısının durdurulması ve diyalog çağrısında bulunmuştu. İsrail basını, Likud Milletvekili ve Tarım Bakanı Avi Ditcher'ın da hükümetin yargı düzenlemesinin durdurulması yönünde görüş beyan ettiğini ileri sürmüştü. Ditcher yaptığı açıklamayla Netanyahu ve hükümetle koordinasyon halinde olduğunu duyurmuştu.  NETANYAHU HÜKÜMETİNİN TARTIŞMALI "YARGI REFORMU" Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir "yargı reformu" planladıklarını duyurmuştu. Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı. Ülkedeki en yüksek yargı makamı olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip. Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtmişti. Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yoğun şekilde eleştirilmişti. Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, taraflara "iç savaş" uyarısı yaparak sunduğu alternatif tasarı da iktidar tarafından reddedilmişti. İsrail ordusunda savaş pilotları, denizaltı subayları, siber güvenlik uzmanları, özel kuvvetler gibi birimlere bağlı binlerce yedek asker, hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesini uygulaması durumunda görevlerine devam etmeyeceklerini veya eğitimlere katılmayacaklarını açıklamıştı. İsrail'de iç ve dış istihbarat teşkilatları, diğer güvenlik kurumlarının çalışanları da yaptıkları açıklamalarla hükümetin yargı düzenlemelerine karşı itirazlarını duyurmuştu. Devam eden tartışma ve tepkilere rağmen "yargı reformu" kapsamındaki "başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran" yasa tasarısı 23 Mart'ta Meclisten geçmişti. Yarın Meclise getirilmesi planlanan yasa tasarısı, hükümetin, Yüksek Mahkeme üyelerinin belirlenmesinde öncelikli söz sahibi olmasını ve böylelikle Yüksek Mahkeme başkanını belirleyebilmesini öngörüyor. Netanyahu öncülüğündeki koalisyon, yargı düzenlemesine karşı çağrı yapan Gallant ve diğer Likud milletvekillerinin hükümetten desteğini çekmesi durumunda tartışmalı yargı paketini geçirmekte Meclis çoğunluğunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.

Ankara'da STK'lar İsveç'i protesto etti! Haber

Ankara'da STK'lar İsveç'i protesto etti!

Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı (TADİV) önderliğinde onlarca sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri İsveç’in Ankara Büyükelçiliği önünde toplanarak Kur'an-ı Kerim’e yönelik yapılan saldırıyı protesto etti. Eylem, Sincan Müftüsü Mevlüt Topçu’nun Kur'an-ı Kerim okumasıyla başladı. Türkiye TADİV Başkanı Aygün Attar yaptığı açıklamada, “Bizim bayrağımız ve kitabımız gibi değerlere hangi sebepten olursa olsun el uzatanın elini, dil uzatanın dilini koparacak gücümüz vardır. Ama biz her zaman barışı telkin ederiz” diyerek İsveç’i sert sözlerle kınadı. İsveç hükümeti ve İsveçli siyasetçi Rasmus Paludan’ı sert sözlerle eleştiren Attar, “İman ve inanç sahibi her Müslüman için mübarektir Kur'an-ı Kerim. Hem İsveç hem Danimarka vatandaşı olan sözde siyasetçi Rasmus Paludan isimli siyasetçi Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde mübarek kitabımız olan Kur'an-ı Kerim’i yaktı demeyeceğim. Çünkü Kur'an-ı Kerim’i yakmak hiçbir kulun hakkı değildir. Kur'an-ı Kerim kitabının sayfalarını yaktı. Bu utanç verici eylem karşısında İsveç Dışişleri Bakanı Billstrom Twitter’dan ‘İsveç’in çok geniş ölçüde bir ifade özgürlüğü vardır. diyerek bir açıklama yaptı. Özrü kabahatinden büyük şu açıklama aslında İsveç'in gerçek yüzünü ve hoşgörüsüzlüğünü aynı zamanda gizletmeye ihtiyaç duymadığı İslam düşmanlığını ortaya koymuştur. Teröre destek veren ülkelerin başında gelen İsveç, İslam karşıtlığı ile bilinen ve daha önce de buna benzer eylemler gerçekleştiren aşırı sağcı Paludan'ın uluslararası kurumlara gün ve saat vererek deklare ettiği İslamiyet'in mübarek kitabı Kur'an'ı yakmak gibi aşağılık olayı engellemeyerek tüm dünya Müslümanlarını ciddi şekilde rencide etmiştir. 21. yüzyılda adeta Anadolu Haçlı seferlerini gerçekleştiren zihniyeti ortaya koyan Müslüman nefreti, İsveç devlet makamları tarafından ‘Çok geniş kapsamlı bir ifade özgürlüğü’ safsatası ile aleni şekilde desteklenmiştir” dedi.

Peru'daki protestolarda tarihi bina yandı! Haber

Peru'daki protestolarda tarihi bina yandı!

Peru İçişleri Bakanı Vicente Romero, yangına polisin kullandığı göz yaşartıcı gazın neden olduğu yönündeki iddiaları yalanlarken, alevler 3 saat sonra söndürülebildi. Peru’da eski Devlet Başkanı Pedro Castillo’nun 7 Aralık'ta Kongre tarafından görevden alınmasının ardından başlayan protestolar hız kesmeden sürüyor. Castillo’nun ardından devlet başkanlığı koltuğuna oturan Dina Boluarte'nin istifa etmesini ve erken seçim yapılmasını talep eden protestocular, ülkenin güneyinden başkent Lima’ya geldi. En az 3 bin 500 kişi başkent sokaklarında yürüyüş gerçekleştirirken, polis ile göstericiler arasında tansiyon yükseldi. Polis, sokaklarda karşı karşıya geldiği protestoculara göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Protestoların şiddetini arttırdığı sırada şehrin merkezindeki tarihi bir bina olan San Martin Plaza’dan alevler yükseldi. İtfaiye yetkilileri büyük oranda boş olan binadaki yangın nedeninin henüz bilinmediğini aktardı. Peru Başbakanı Alberto Otarola ise Devlet Başkanı Dina Boluarte ve bakanlarla birlikte yaptığı açıklamada, "Bu bir protesto değil, hukukun üstünlüğüne yönelik bir sabotajdır" ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanı Vicente Romero ise tarihi binadaki yangına bir polis memurunun attığı göz yaşartıcı gazın neden olduğu yönünde sosyal medyada dolaşan iddiaları yalanladı. Alevler ise 3 saat sonra söndürülebildi.   Havalimanını basmaya çalıştılar Peru'nun en kalabalık ikinci şehri Arequipa'da ise hükümet karşıtı göstericiler, Alfredo Rodriguez Ballon Havalimanı'na zorla girmeye çalıştı. Güvenlik güçleri göstericilere göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Çıkan olaylarda 22 polis ve 16 sivil yaralanırken, havalimanının geçici olarak kapatıldığı duyuruldu. Ülke genelindeki protestolarda şu ana kadar 53 kişi hayatını kaybederken, 700’den fazla kişi de yaralandı. Peru sokaklarını karıştıran süreç Eski Peru Devlet Başkanı Castillo, Kongreyi feshetme ve ulusal acil durum hükümeti kurma kararı almasının ardından Kongre tarafından 7 Aralık'ta görevinden alınmıştı. Castillo Meksika Büyükelçiliği’ne sığınmaya çalıştığı sırada gözaltına alınırken, yardımcısı Dina Boluarte ülkenin yeni devlet başkanı olarak 8 Aralık'ta yemin etmişti. Castillo'nun cezaevine gönderilmesinin ardından patlak veren protestolar nedeniyle 14 Aralık'ta OHAL ilan edilmişti. İlk olarak 7 gün gözaltında tutulan Castillo'ya 16 Aralık'ta, kaçma riski olduğu göz önüne alınarak 18 ay önleyici hapis cezası verilmişti. Castillo'nun ardından yerine gelen Dina Boluarte, istifa etmesi için kendisini protesto eden göstericilere diyalog çağrısında bulunmuştu.

Site sakinlerinden protesto ! Haber

Site sakinlerinden protesto !

Kadıköy'de Broklyn Park sitesinin sakinleri, site yönetimine ödenen aidatların nerelere kullanıldığını bilinmediğini ve çeşitli usulsüzlükler yapıldığını iddia ederek, site yönetimini protesto etti. Toplanan aidatların site için kullanılmadığından şikayetçi olan site sakinlerinden biri, bir rapor hazırlayarak site yöneticisi R.G'nin usule aykırı olarak yaptığı iddia edilen işleri raporda madde madde listeledi. Raporda, R.G. isimli yöneticinin asansördeki kamera kayıtlarını anlık izlemek için şahsi cep telefonuna program kurdurduğu, çalışanlara mobbing uyguladığı, yönetim kurulunu denetlemek için seçilen denetçinin görevini yapmak yerine yönetimin yanlışlarının arkasını topladığı, R.G'nin aldığı komisyonları kendi cebine attığı, R. G.'nin keyfi talebi ile bazı personellerin işten çıkarıldığı ve sitenin kasasından kıdem ve ihbar tazminatları ödendiği, bu paranın sitedeki 744 dairenin cebinden çıktığı, siteyi zarara uğratacak işlemler yaptığı ve kendisine oy verenlere ayrıcalıklar tanıdığı iddia edildi. Ayrıca R.G.’nin boş daireye torununu oturttuğu, boş daireyi sitenin temizlik personeline fazla mesai yaptırarak temizlettiği öne sürüldü. Site sakini hazırladığı raporda, R.G'in yaptığı usulsüzlüklere karşı çıkan elemanları mobbing uygulayarak işten çıkarttığını ve sitenin kasasından 200 ila 250 bin TL tazminat parası çıktığını ifade etti. Diğer yandan, R.G’nin başkasına ait olan ve 80 civarında hissesi olan dükkanı, hiçbir hissedarın yazılı onayını almadan kullandığı ve içine eşya koyarak kira aldığı belirtildi. İddialar ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Site sakinlerinden Özge Karapınar, “Broklyn Park yönetiminin hakkaniyetli olmayan, adil olmayan bir yönetim tarzı var. Hiçbir şey yasalara uygun olarak yapılmıyor. Tek kişilik, 'ben yaptım oldu' tarzında bir yönetim var. Uygun olmayan aidatlar ve bunun karşılığı olmayan hizmetler, insan olarak profesyonel tutuma uymayan bir tarz söz konusu. Yani yüksek aidatlar ve buna karşılık olan uygunsuz hizmetler. Bunlar nereye gitti bilmiyorum. Ama kesinlikle site halkı bundan yararlanmıyor. Bunun devam edeceği yanılsaması yaşıyorlar ama öyle olmayacak. İnsanlar sesini duyurup bunun böyle yürümeyeceğini hissettirmek istiyorlar” dedi. Bir diğer site sakini Azize Özalp, “Biz kiracı olduğumuz halde yönetim seçiminde herhangi bir söz hakkımız yok. İtirazlarımız yok. Ama aidatları ödemeye gelince biz kiracılar ödüyoruz. Buna karşılık çok sert karşılık alıyoruz. Sesimizi duyurmak için buradayız, protestolarımız devam edecek” ifadelerini kullandı. Bir senede aidatlara 3 defa zam yapıldığını söyleyen site sakinlerinden Burcu İneç, “Aidatların nereye gittiği belli değil. Hiçbir şekilde bir şey yapılmıyor. B bloğunun yangın çıkışı dahi yok. Yangın sistemimiz çalışmıyor. Kurulumda değil, kurulmamış. Allah korusun bir yangın durumunda bizler otoparktan çıkmak zorundayız. O karmaşada otoparktan nasıl çıkacağız hiç bilmiyorum. Hiçbir şey yapmıyorlar binada” şeklinde konuştu. Site yönetim kurulu üyeliğinde bulunan ama alınan yanlış kararlara karşı çıktığı için mobbinge uğradığını belirten Selda Öztatlı “Yönetim kurulu üyesiyim. Yönetim kurulunda usulsüzlüklere şahit oldum. Alınan kararlara karşı çıktım. Kararların çoğunu onaylamadığım için bana mobbing uygulamaya başladılar. Bu mobbingler sonucunda toplantılara katılmamamı istediler. Yetkilerimi sınırladılar. En son toplantıya katılacağım zaman kapıları kilitleyip beni içeri almadılar” dedi. Site sakini avukatı Fevzi Doğan, “Bazı site sakinleri, aidatlarının çok fazla şişirildiği iddiasıyla bize başvurdu. Bize getirdikleri bilgileri kontrol ettiğimizde olayın bir işletme projesinin hazırlanması değil, düpedüz bir yolsuzluk olduğunu fark ettik. Bununla alakalı olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurularında bulunduk. Site yönetimine yaptıkları işin hukuksuz olduğunu, hazırladıkları işletme projesinin kesinlikle fahiş ve hukuka aykırı olduğunu kendilerine ihtarnamelerle hatırlattık. Ama bize bir geri dönüş olmadı. Bu sebeple işletme projemizi tekrar genel kurulda değerlendirmelerini talep ettikten sonra bir dava açma hazırlığı içine girdik. Bütün hukuksal süreci site sakinlerimizle beraber yürütüyoruz. Aslında amacımız site yönetimine bir ceza vermek ya da onları mahcup bir duruma düşürmek değil, aidatları makul seviyeye indirmek. Aksi halde hukuki mücadeleye devam edeceğimizi kendilerine hatırlatmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.