Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Rusya

Herkes Duysun - Rusya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Rusya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Güney Kore, Rusya'nın, asker desteği karşılığında Kuzey'e hava savunma füzesi sağladığını iddia etti Haber

Güney Kore, Rusya'nın, asker desteği karşılığında Kuzey'e hava savunma füzesi sağladığını iddia etti

Yonhap'ın haberine göre, Güney Kore Ulusal Güvenlik Direktörü Shin Won-sik, ülkedeki ulusal radyo ve televizyon ağı kuruluşu SBS'ye mülakat verdi. Kuzey Kore'nin, Ukrayna ile savaşmaya devam eden Rusya'ya destek amacıyla Ukrayna'da asker konuşlandırmasının karşılığında ne alacağının sorulması üzerine Shin, "Rusya'nın, Pyongyang'ın savunmasız hava savunma sistemini güçlendirmek için ekipman ve hava savunma füzeleri sağladığına inanılıyor." dedi. Rusya ve Kuzey Kore arasında çeşitli alanlarda yardımlaşma yapıldığına inandığını kaydeden Shin, "Kuzey Kore'nin 27 Mayıs'ta başarısızlıkla sonuçlanan askeri casus uydu fırlatışının ardından Rusya'nın (Kuzey'e) uyduyla ilgili teknolojileri destekleme niyetini açıkladığı ve çeşitli askeri teknolojiler sağladığı bildirilmişti." ifadesini kullandı. Öte yandan, Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA), Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Kuzey Kore'ye aslan ve bozayı dahil 70'ten fazla hayvan hediye ettiğini bildirmişti. KUZEY KORE VE RUSYA İŞBİRLİĞİ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, haziranda Kuzey Kore'ye resmi ziyarette bulunmuş, taraflar arasında "kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması" imzalanmıştı. ABD ve NATO'dan ekim sonunda yapılan açıklamalarda, Kuzey Kore'nin Rusya'ya asker gönderdiği ve bunların Ukrayna sınırına yakın Kursk bölgesinde konuşlandırıldığı kaydedilmişti.

ABD yönetimi, UCM'nin Putin kararında farklı, Netanyahu kararında farklı tavır takındı Haber

ABD yönetimi, UCM'nin Putin kararında farklı, Netanyahu kararında farklı tavır takındı

UCM'nin, Gazze'de işlediği savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Netanyahu hakkında çıkardığı tutuklama kararının yankıları sürüyor. ABD yönetiminin ve birçok Kongre üyesinin UCM'nin Netanyahu ile ilgili kararını kabul etmediklerini açıklaması, aynı kurum ve kişilerin geçen yıl aynı mahkemenin Putin'le ilgili tutuklama kararına verdikleri aksi yöndeki tepkiyi akıllara getirdi. Başta ABD Başkanı Joe Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre ve birçok Kongre üyesi olmak üzere Washington'daki karar alma süreçlerinde imzası bulunan birçok isim, UCM'nin Putin hakkındaki kararını büyük memnuniyetle karşıladıklarını açıklamıştı. BİDEN YÖNETİMİ, UCM'NİN PUTİN HAKKINDAKİ KARARINDAN MEMNUNDU Biden, Mart 2023'te mahkemenin, Ukrayna'daki savaş suçları nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Putin hakkında aldığı yakalama kararından memnuniyet duyduğunu ifade etmişti. Blinken da o günlerde yaptığı açıklamada, UCM üyesi tüm ülkelerin bu karara uyması ve Putin hakkındaki tutuklama kararını yerine getirmesi gerektiğini dile getirmişti. UCM'nin Netanyahu kararına sert tepki gösteren ve hatta UCM Başsavcısı Kerim Han'a yaptırım uygulanması gerektiğini savunan senatörlerden Lindsey Graham de o dönem yaptığı açıklamalarda "Putin'in savaş suçlusu olduğunu, yakalanması ve Lahey'de yargılanması gerektiğini" öne sürmüştü. ABD yönetimi, İsrail'in UCM üyesi olmadığını ve dolayısıyla mahkemenin İsrail üzerinde yetkisinin bulunmadığını savunurken, Rusya'nın da UCM üyesi olmadığını gündeme dahi getirmemişti. UCM dün açıkladığı son kararda, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" İsrail Başbakanı Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını ifade etmişti. UCM, Ukrayna'da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında, Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında geçen yıl mart ayında "savaş suçu" gerekçesiyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu.

İngiltere: Rusya'nın Haber

İngiltere: Rusya'nın "nükleer yanıt" doktrinini onaylaması sorumsuzluğun son örneği

Başbakanlık Ofisi 10 Numaradan bir sözcü, Putin'in, Rusya'ya yönelik balistik füze saldırısı durumunda "nükleer yanıt" doktrinini onaylamasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Sözcü, "Bu, ahlaksız Rus hükümetinden gördüğümüz sorumsuzluğun en son örneği olarak nitelendirilebilir." ifadesini kullandı. İngiltere'nin Ukrayna'ya verdiği desteği kararlılıkla sürdürdüğünün altını çizen sözcü, İngiltere'nin savunmasının Ukrayna'da başladığını daima söylediklerini aktardı. Sözcü, şunları kaydetti: "Putin bu savaşı yarın bitirebilir. Askerlerini geri çekebilir, tanklarını geri çevirebilir ve hem Ukrayna'da hem de Rusya'da süren saldırıyı ve gereksiz kan dökülmesini sona erdirebilir. Bu, tamamen onun elinde. Kendisini bunu yapmaya çağırıyoruz." "NÜKLEER YANIT" DOKTRİNİ Rusya Devlet Başkanı Putin bugün ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde buna nükleer silahla yanıt verilmesine olanak tanıyan doktrini onayladı. Yeni doktrinde bir ülkenin, nükleer silah sahibi başka bir ülke desteğiyle Rusya topraklarına balistik füze saldırısı yapması durumunda Rusya’nın nükleer yanıt vermesine olanak verilirken insansız hava araçları veya savaş uçaklarıyla yapılan saldırılar da bu kapsama alındı. Rusya'ya "bir ittifak üyesi tarafından saldırganlık yapılması" da yine nükleer yanıt verilebilecek bir gelişme şeklinde tanımlanırken söz konusu ülkenin bağlı olduğu tüm ittifak üyeleri da olası saldırganlığın tarafı sayılacak.

Baltık Denizi'nde 4 ülkeyi etkileyen deniz altı telekomünikasyon kablolarında kopma olayında sabotaj ihtimali Haber

Baltık Denizi'nde 4 ülkeyi etkileyen deniz altı telekomünikasyon kablolarında kopma olayında sabotaj ihtimali

Finlandiya basınındaki haberlere göre, telekomünikasyon hizmetleri sağlayan ve hisselerinin çoğunluğunun devlete ait olan Finli şirket Cinia, Finlandiya ile Almanya arasındaki C-Lion1 deniz altı kablosunda kopma kaynaklı sistem arızası meydana geldiğini ve hizmetlerinde aksama meydana geldiğini açıkladı. Cinia'dan yapılan açıklamada, bugün 04.00'ten sonra fark edilen arızanın nedeninin belirsizliğini koruduğu vurgulanarak, bir onarım gemisinin bölgeye gitmek üzere hazırlandığı ve onarım çalışmalarının başlatıldığı belirtildi. Bağlantının onarılmasının ne kadar süreceğinin henüz bilinmediği kaydedilen açıklamada, ancak deniz altı kabloları için onarım süresinin genellikle 5-15 gün olduğu aktarıldı. Uzunluğu 1173 kilometre olan ve Helsinki'nin Santahamina adası ile Almanya'nın Rostock kenti arasında uzanan kablo, Finlandiya'dan Orta Avrupa'ya doğrudan uzanan tek deniz altı kablosu olma özelliğini taşıyor. Finlandiya Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (Traficom) Direktörü Samuli Bergström da yaptığı açıklamada, kablonun koptuğunu doğruladı. Bergström, yaşanan sorunun sebeplerin araştırıldığını ve zaman zaman arızaların meydana gelmesinin olağan olduğunu ifade ederek, "Bunun çeşitli nedenleri olabilir. Bu sistemler, hava koşullarına ve deniz trafiğinden kaynaklanan hasarlara karşı hassastırlar. Önemli olan sorunların tespit edilmesi ve düzeltici önlemlerin alınması." dedi. Finlandiya'nın uluslararası bağlantılarının kesintilerden etkilediğini ifade eden Bergström, “Ancak Finlandiya'dan çıkan veri bağlantılarının birkaç farklı yerden yapıldığını unutmamakta fayda var. Şimdi bu bağlantılardan biri koptu. Bu da diğerlerine yük getirebilir fakat etkileri muhtemelen ortalama bir vatandaş tarafından görülemeyecektir." şeklinde konuştu. İSVEÇ İLE LİTVANYA ARASINDAKİ İLETİŞİM KABLOSUNDA DA KOPMA TESPİT EDİLDİ İsveç ulusal basınında yer alan haberlere göre, telekomünikasyon şirketi Telia tarafından işletilen Litvanya ile İsveç arasındaki bir iletişim kablosunda da dün yerel saatle 10.00 sularında arıza tespit edildiği açıklandı. Telia'nın Litvanya'daki sözcüsü Audrius Stasiulaitis CNN'e yaptığı açıklamada, sorunun fiber optik kablodaki fiziksel hasardan kaynaklandığını teyit edebileceklerini söyledi. Stasiulaitis, olayla ilgili ülkenin askeri ve sivil yetkilileriyle temas halinde olduklarını aktardı. FİNLANDİYA VE ALMANYA'DAN "HİBRİT SAVAŞ İHTİMALİ" DEĞERLENDİRMESİ Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen ile Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, yaptıkları ortak yazılı açıklamada, C-Lion1 kablosunda yaşanan arızalardan ötürü “derin endişe” duyduklarını belirtti. Açıklamada, yaşananların "hibrit savaş itimali"ni gündeme getirdiğini belirtilerek, "Avrupa'nın güvenliği sadece Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşın değil, aynı zamanda kötü niyetli aktörler tarafından yürütülen hibrit savaşın da tehdidi altındadır." ifadelerine yer verildi. Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da Baltık Denizi'nde Almanya ile Finlandiya ve İsveç ile Litvanya arasında iki deniz altı veri kablolarının zarar görmesinin sabotaj olduğunu varsaymak gerektiğini söyledi. Brüksel'de Avrupa Birliği (AB) Savunma Bakanları Toplantısı öncesinde olaya ilişkin açıklama yapan Pistorius, Rusya'ya karşı Avrupa'nın savunma politikasının sadece askeri değil hibrit tehditleri de akla getirdiğini savundu. Pistoruis, Baltık Denizi'nde yaşanan kabloların kopma olayında Rusya'nın parmağının olduğunu işaret ederek, "Bu, bir şeyler döndüğünün çok açık bir işareti. Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor." dedi. Kablolara çıpaların tesadüfen zarar verdiği şeklindeki anlatımlara inanmadığını söyleyen Pistoruis, "Dolayısıyla kimden geldiğini tam olarak bilmesek de bunun hibrit bir eylem olduğunu belirtmemiz gerekiyor." ifadesini kullandı. Savunma Bakanı Pistorius, bunun bir sabotaj olduğunu da varsaymak gerektiğini vurguladı. KABLOLARIN KOPMASININ KASITLI BİR EYLEM OLMA İHTİMALİ ENDİŞE VERİCİ Finlandiya'daki Jyvaskyla Üniversitesi'nde siber güvenlik alanında çalışan Prof. Dr. Tapio Frantti, yaptığı açıklamada, kablo kopmasının bir kazadan ziyade kasıtlı bir eylemin sonucu olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söyledi. Frantti, eylemin nedenlerine bakıldığında, bunda Rusya'nın olabileceği ihtimalinin akla geldiği değerlendirmesinde bulunarak, bunun kasıtlı olarak yapıldığını ortaya çıkması halinde durumun endişe verici olacağını ifade etti. Tek bir kablo kopmasının sonuçlarının çok ciddi olmadığını kaydeden Frantti, "Eğer ihtiyaç duyulursa, bunun daha büyük ölçekli bir eylem için bir uygulama olabileceği akla geliyor." diye konuştu. Uzmanlar, Baltık Denizi'nde yaşananların, ABD'nin Ukrayna'ya uzun menzilli taktik füze sistemlerinin (ATACMS) Rus topraklarında kullanıma izin verdiği yönündeki iddiaların ardından gelmesinin düşündürücü olduğuna dikkati çekiyor. Öte yandan, Finlandiya Güvenlik ve İstihbarat Servisince (SUPO) yapılan açıklamada, kablonun kopmasının nedeni üzerinde yorum yapmak için henüz çok erken olduğu belirtildi. Açıklamada, dünya genelinde her yıl yaklaşık 200 deniz altı kablosunda kopma meydana geldiğine işaret edilerek, en yaygın sebebin balıkçılık veya gemilerin demir atması olduğuna dikkati çekildi. "C-LİON1, DAHA ÖNCE HİÇ KOPMAMIŞTI" Cinia Üst Yöneticisi (CEO) Ari-Jussi Knaapila, düzenlediği basın toplantısında, C-Lion1 kablolarının daha önce hiç kopmadığını anımsattı. Knaapila, kablonun nasıl hasar gördüğü konusunda spekülasyon yapmak istemediğini, nedenin hasar tamir edildiğinde araştırılacağını sözlerine ekledi.

Rusya: Uzun menzilli silahlar kullanılırsa Kiev ve NATO unsurlarına saldırma hakkımız olacak Haber

Rusya: Uzun menzilli silahlar kullanılırsa Kiev ve NATO unsurlarına saldırma hakkımız olacak

Medvedev, Telegram kanalından yaptığı açıklamada, ABD'nin, Ukrayna'ya tedarik ettiği uzun menzilli silahların Rusya topraklarında kullanımına izin verdiği yönündeki iddiaları değerlendirdi. Bu füzelerin Ukrayna'nın savaştaki eylemlerine katkıda bulunmayacağını savunan Medvedev, "NATO'ya ait uzun menzilli taktik balistik ve seyir füzelerinin Rus topraklarına karşı kullanımına kimin ne zaman karar verdiği önemli değil. Bu tür füzeleri ülkemize karşı kullanma girişimleri daha önce de oldu. Düşmanın elinde ne kadar füze bulunduğu da önemli değil." ifadelerini kullandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in daha önce "Ukrayna'nın Rus topraklarına saldırmasına izin verilmesinin NATO ülkeleri, ABD ve Avrupa ülkelerinin Ukrayna'daki savaşa katılması anlamına geleceği" yönünde açıklama yaptığını anımsatan Medvedev, şunları kaydetti: "Önemli olan, Başkanımızın söyledikleri. Bunun sonucunda nükleer caydırıcılık doktrininin yeni versiyonu onaylandı. NATO’ya ait füzelerin bu şekilde kullanılması, ittifak ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırısı olarak nitelendirilebilir. Bu durumda Kiev’e ve nerede olursa olsun NATO unsurlarına kitle imha silahlarıyla misilleme yapma hakkı doğuyor. Bu da 3. Dünya Savaşı olur." Medvedev, ABD'de Joe Biden yönetiminin gerginliği bilinçli olarak artırdığını ve bununla Başkan seçilen Donald Trump ekibinin uğraşmak zorunda kalacağını belirterek, "Belki de yaşlı Biden insanlığın önemli bir kısmını yanına alarak zarif bir şekilde ölmeye karar verdi." ifadesini kullandı. Amerikan Washington Post (WP) gazetesinin iki kıdemli ABD'li yetkiliye dayandırdığı haberinde, ABD yönetiminin, Ukrayna'ya temin ettiği uzun menzilli taktik füze sistemlerinin (ATACMS) sınırlı şekilde Rusya topraklarında kullanma imkanı tanıyacak izni verdiği belirtilmişti. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, iddialara ilişkin dün yaptığı açıklamada, "Bu, onların (Amerikalıların) Ukrayna'daki çatışmalara dahil olma şeklini kökten değiştiriyor." ifadesini kullanmıştı. Rusya Devlet Başkanı Putin de bugün, ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde buna nükleer silahla yanıt verilmesine olanak tanıyan doktrini onaylamıştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.