Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Rusya

Herkes Duysun - Rusya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Rusya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Zelenskiy, Rus İHA'larının UAEA'ya ait konvoya saldırı düzenlediğini iddia etti Haber

Zelenskiy, Rus İHA'larının UAEA'ya ait konvoya saldırı düzenlediğini iddia etti

Zelenskiy, X hesabından yaptığı paylaşımda, Ukrayna'nın Zaporijya bölgesinde görevde bulunan UAEA ekibine ait araç konvoyuna Rus İHA saldırısının gerçekleştirildiğini söyledi. Söz konusu ekibin, bölgede Rus ordusunun kontrolündeki Zaporijya Nükleer Santrali'nde nükleer güvenliği sağlamak için görev yaptığını aktaran Zelenskiy, konvoydaki bir araca yönelik yapılan saldırı sonucu ölen veya yaralanan olmadığını kaydetti. Zelenskiy, Rus ordusunun bu saldırıyı kasten yaptığını savunarak, UAEA ile uluslararası ortakları bu saldırıya tepki göstermeye davet etti. "UAEA GÖZLEMCİLERİNİN DEĞİŞİMİ GÜVENLİ ŞEKİLDE YAPILDI" Diğer yandan Rusya Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada ise Rus askerlerinin, Zaporijya Nükleer Santrali'nde UAEA gözlemcilerinin değişimini güvenli şekilde sağladıkları belirtildi. Açıklamada, gözlemcilerin değişimi için belirlenen güzergah boyunca ateşkes rejiminin sağlandığı ve Rus askerlerinin buna uyduğu ifade edildi. UAEA gözlemcileri, 1 Eylül 2022 itibarıyla Zaporijya Nükleer Santrali'nde bulunuyor. AVRUPA'NIN EN BÜYÜK NÜKLEER SANTRALİ Ukrayna'nın güneydoğusundaki Zaporijya Nükleer Santrali, Avrupa'nın en büyük nükleer santrali konumunda bulunuyor. 6 nükleer reaktör bulunan ve 5 bin 700 megavat/saat elektrik üretim kapasitesine sahip santral, Ukrayna'daki toplam elektriğin yüzde 20'sini sağlıyor. Zaporijya Nükleer Santrali, 4 Mart 2022'de Rus ordusu tarafından ele geçirilmişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ekim 2022'de Ukrayna'nın Zaporijya Nükleer Santrali'nin Rus mülkiyetine geçirilmesine yönelik kararname imzalamıştı.

Lavrov'a göre Doha'da yapılacak görüşme, Suriye'deki durumun istikrara kavuşmasına yardımcı olacak Haber

Lavrov'a göre Doha'da yapılacak görüşme, Suriye'deki durumun istikrara kavuşmasına yardımcı olacak

ABD'li gazeteci Tucker Carlson'a Moskova'da mülakat veren Lavrov, ABD-Rusya ilişkilerinden Suriye'deki son duruma kadar birçok başlıkta soruları yanıtladı. Lavrov, Suriye'deki son gelişmeleri yakından takip ettiklerini, güncel durumu Astana Süreci ilkeleri ışığında yeniden nasıl ele alabileceklerini Türk ve İranlı mevkidaşları ile görüşeceklerini belirtti. Rus bakan, Suriye'deki durumun oldukça karmaşık olduğunu vurgulayarak, "Bu karmaşık bir oyun. Pek çok aktör işin içinde. Bu hafta için planladığımız görüşmenin, (Suriye'deki) durumun istikrara kavuşmasına yardımcı olacağını umuyorum." değerlendirmesini yaptı. "İdlib bölgesindeki anlaşmaların sıkı bir şekilde uygulanmasına geri dönme ihtiyacını tartışacağız. Çünkü İdlib çatışmasızlık bölgesi, teröristlerin Halep’i ele geçirmek için harekete geçtiği yerdi." şeklinde konuşan Lavrov, görüşmede bu hususları da ele alacaklarını belirtti. Astana Süreci kapsamında Rusya, Türkiye ve İran olarak düzenli toplantılar yapıldığını anımsatan Lavrov, bu yılın sonu ya da 2025 başında da bir toplantı planladıklarını aktardı. Beşşar Esed'le ilgili soruya doğrudan bir yanıt vermeyen Lavrov, daha ziyade Suriye'deki mevcut durumun ne şekilde ele alınacağına odaklandıklarını ima eden yorumlar yaptı. Heyet Tahrir Şam'ı (HTŞ) kimin finanse ettiği ya da yönlendirdiği ile ilgili bir soruya da yanıt veren Lavrov, "Bu konuda bazı bilgilerimiz var. Kamuya açık bilgilere göre Amerikalılar ve İngilizler ve bazı diğerleri bu grupları destekliyor. Bazı kişiler ise, İsrail’in durumu daha da kötüleştirmeye çalıştığını, böylece dikkatlerin Gazze’den başka yere çevrileceğini söylüyor." dedi. ABD İLE RUSYA'NIN SAVAŞTA OLDUĞUNU SÖYLEYEMEM Lavrov, "Sizce ABD ve Rusya birbirleriyle savaş halinde mi?" şeklindeki bir soruya, "Ben öyle olduğunu söylemem. Her halükarda, bu bizim istediğimiz bir şey değil. ABD gibi büyük bir ülkeyle normal ilişkilere sahip olmak isteriz. Rusya ile ABD’nin işbirliği yapamaması için hiçbir sebep görmüyoruz." şeklinde yanıt verdi. ABD'nin Ukrayna'yı savaşması noktasında finanse etmesiyle ilgili soruya da cevap veren Lavrov, "Ukraynalılar, uzun menzilli silahlarla yaptıklarını Amerikan askerlerinin doğrudan desteği olmadan yapamazlardı. Bu, şüphesiz ki tehlikeli bir durum. Biz bu durumu daha da kötüleştirmek istemiyoruz." yorumunu yaptı. Rusya olarak her türlü olasılığa hazır olduklarını ifade eden Lavrov, "Ancak Rusya’nın meşru güvenlik çıkarlarına saygı temelinde müzakereler yoluyla barışçıl bir çözümü tercih ederiz." diye konuştu. UKRAYNA SAVAŞINDAKİ ÖLÜ SAYISINI GAZZE İLE MUKAYESE ETTİ Rusya Dışişleri Bakanı, Rusya-Ukrayna savaşında ne kadar insanın hayatını kaybettiğiyle ilgili Ukrayna'nın net bir açıklama yapmadığını ancak bir keresinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin bu sayının 80 binden az olduğunu söylediğini hatırlattı. Lavrov, bu hesaba göre Gazze'de son 1 yılda yaklaşık 45 bin kişinin İsrail saldırılarında öldürüldüğünü, Ukrayna savaşında ise (2014'ten bu yana) 10 yılda bunun yaklaşık 2 katı insanın hayatını kaybettiğini söyledi. BORİS JOHNSON, İSTANBUL'DA VARILAN ANLAŞMAYI SABOTE ETMİŞTİ Öte yandan Lavrov, Nisan 2022'de Ukrayna'nın İstanbul'daki buluşmada bir barış anlaşması taslağını kendilerine sunduğunu ve kendilerinin bu taslağı kabul etmeye hazır olduklarını hatırlattı. Lavrov, dönemin İngiltere Başbakanı olan Boris Johnson'ın delegasyon başkanı olarak anlaşmaya mani olduğunu savunarak, ABD'nin de bu sürecin arkasında olabileceğini ima etti. Johnson için, "Kendisi çok öngörülebilir biri değil." diyen Lavrov, "Peki, bunu ABD hükümeti adına mı yapıyordu yoksa bağımsız olarak mı hareket ediyordu?" sorusuna, "Bunu bilmiyorum, tahmin de etmek istemem. Ancak şu bir gerçek ki, bu 'sözde' durumda Amerikalılar ve İngilizlerin liderlik yaptığı açık." diye yanıt verdi. Lavrov ayrıca, ABD Başkan Joe Biden'ın seçilmiş başkan Donald Trump'a olabildiğince fazla yük bırakmak isteyeceğini de ileri sürdü. İSTANBUL'DA KABUL EDİLEN İLKELER TEMELİNDE MÜZAKERELERE HAZIRIZ ABD'nin seçilmiş başkanı Trump'ın Ukrayna savaşını sona erdirme vaadi olduğunun hatırlatılması ve hangi koşullarda bunun mümkün olacağının sorulması üzerine Lavrov, "14 Haziran’da Devlet Başkanı Putin bir konuşmasında buna değindi. İstanbul’da kabul edilen ilkeler temelinde müzakerelere hazır olduğumuzu yineledi." karşılığını verdi. Ukrayna'nın askeri olmayan bir statüde olması ve NATO'nun bu sürecin hiçbir şekilde parçası olamayacağını vurgulayan Lavrov, bu koşulların o dönem Johnson tarafından kabul edilmediğini anımsattı. Mülakatın bir bölümünde Trump'a da temas eden Lavrov, "Onunla birkaç kez görüştüm. Bence çok güçlü bir insan, sonuç odaklı ve hiçbir konuda ertelemeyi sevmeyen birisi. Bu benim izlenimim, müzakerelerde dostça bir tavrı var. Ama bu, onun Rusya yanlısı olduğu anlamına gelmez." dedi. Trump döneminde Rusya'nın çok ciddi yaptırımlara maruz kaldığını da hatırlatan Lavrov, Trump yönetimiyle de çalışmaya hazır olduklarını dile getirdi. NÜKLEER SAVAŞ TEHLİKESİ ABD ile Rusya arasında olası bir nükleer savaş tehlikesine ilişkin bir soruya da yanıt veren Lavrov, bu konuda Amerikalı ve Batılı yetkililerin bazı açıklamalarının "tehlikeli" olduğunu savundu. Lavrov, ABD'li bazı yetkililerin nükleer silahlarla ilgili açıklamalarında "Bir durum olursa bundan Avrupa etkilenir" diye konuştuklarını, bir diğer deyişle ABD'nin bundan etkilenmeyeceğini savunduklarını belirtti. Rus bakan, "ABD'nin de böyle bir olasılıkta etkileneceğini mi söylüyorsunuz?" sorusuna, "Evet söylediğim bu." diye karşılık verdi. Kendilerinin nükleer bir savaş istemediklerini ifade eden Lavrov, Putin'in bu konuda müzakereler ışığında uzlaşma sağlanabileceği şeklindeki açıklamalarına atıf yaptı.

Ukrayna, Polonya ve Çekya dışişleri bakanları, Lavrov'un konuşması öncesi salonu terk etti Haber

Ukrayna, Polonya ve Çekya dışişleri bakanları, Lavrov'un konuşması öncesi salonu terk etti

Malta'nın başkenti Valletta'da düzenlenen AGİT 31. Bakanlar Konseyi Toplantısına Rusya krizi damga vurdu. Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Çekya Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky ve bazı yetkililer, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un konuşması başlamadan önce salonu terk etti. "RUSYA'NIN KENDİSİ DÜNYANIN EN BÜYÜK GÜVENLİK ENDİŞESİDİR" Ukrayna Dışişleri Bakanı Sybiha toplantıda yaptığı konuşmada, "İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa bu ölçekte vahşet, sivillerin katledilmesi, çocukların kaçırılması, savaş esirlerinin infaz edilmesi ve diğer korkunç suçlar görmedi. Moskova tüm bunları sözde 'meşru güvenlik endişeleri' ile meşrulaştırmaya çalışıyor. Ancak benim ülkemin var olma hakkı Rusya'nın meşru güvenlik endişesi değildir. Benim ülkemin kendi geleceğine dair tercihi, Rusya'nın meşru güvenlik endişesi değildir. Aslında Rusya'nın kendisi dünyanın en büyük güvenlik endişesidir. Yüzlerce yıldır. Ruslar barış istediklerini söylediklerinde yalan söylüyor. Gerçekte yaptıkları şeyden dikkati uzaklaştırmak için müzakerelerden bahsediyorlar. Sözlerine değil, eylemlerine bakın. Gerçekte Rusya, savaşı genişletmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı. Rusya'nın sivilleri sürekli füze ve insansız hava araçlarını kullandığı saldırılarıyla terörize ettiğini, enerji altyapısına yönelik sistematik saldırılar ve Zaporijya Nükleer Santrali'ni işgal ederek nükleer felakete yol açma girişimlerinde bulunduğunu belirten Sybiha, Rusya'nın İran ve Kuzey Kore'den sağlanan silahları kullandığını ve Kuzey Kore askerlerini cephe hattında konuşlandırdığını, ayrıca Ukrayna'ya orta menzilli balistik füze fırlattığını hatırlattı. Sybiha, "Bu eylemler güçlü cevaplar gerektirir. Güç yoluyla barış. Yatıştırma değil. Saldırgan için savaşın maliyetini yükseltmeliyiz. Moskova'yı adil bir barışı kabul etmeye zorlamalıyız. Şantaj karşısında güç ve birlik göstermeliyiz. Şimdi ilkelerimizi sadece ilan etme değil, savunma zamanı" şeklinde konuştu. "RUSYA'NIN AGİT'E KATILIMI AVRUPA'DAKİ İŞ BİRLİĞİNE BİR TEHDİTTİR" Sybiha, "Ruslar barış derken katledilen Ukraynalı sivilleri, toplu mezarları ve yerle bir edilen şehirleri kastediyorlar. Rus ailelerine gönderilen ve Rus isimleri verilen Ukraynalı çocuklar. Fişleme, ölüm listeleri, zorla Ruslaştırma ve asimilasyon. Böyle bir barışı asla kabul etmeyeceğiz. Barış planımız Rusya'nın Ukrayna'dan çıkması ve bizi yalnız bırakması. Tamamen Helsinki Nihai Senedi'ne uygun olarak" dedi. Sybiha, "Güç kullanımının yeni kurallar ve yeni sınırlar dikte ettiği bir etki alanları dünyası istiyorlar. Yalta-2 veya Minsk-3 olmayacak. Ukrayna bunun yerine adil bir barış kazanmak istiyor. Gelecek için şimdi harekete geçmeliyiz. Gri bölgeleri ortadan kaldırmalıyız, çünkü Rusya onları etki alanlarına dönüştürüyor. Bunun yerine Ukrayna konusunda Euro-Atlantik topluluğunun bir parçası olarak jeopolitik kesinliğe ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı. Sybiha, "Rusya bir ortak değil, ortak güvenliğimiz için en büyük tehdittir. Rusya'nın AGİT'e katılımı Avrupa'daki iş birliğine bir tehdittir. Rusya, İran ve Kuzey Kore ile iş birliğini derinleştiriyor, Gürcistan, Moldova, Batı Balkanlar ve diğer ülkelere müdahale ediyor, Avrupa'ya karşı karma bir savaş yürütüyor. AGİT'te bölünmez güvenlikten bahsetmeye alışkınız. Ama ben bölünmez barıştan bahsetmeyi öneriyorum. Kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışın yeniden sağlanması ve Rus tehdidine karşı güçlü bir caydırıcılık, barışın bu bölünmezliğine katkıda bulunacaktır. Barış formülü tam olarak bunu öneriyor. AGİT, barış formülünün uygulanmasında rol oynamalıdır. Adalet olmadan barış olmaz. Rusya, AGİT ilkelerini ve taahhütlerini ihlal ettiği sürece bu örgüt, Rusya'nın hesap verebilirliği için bir platform olmaya devam etmelidir" dedi. LAVROV'A "SAVAŞ SUÇLUSU" DEDİ Sybiga konuşmasının sonunda Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'u işaret ederek, "Ukrayna var olma hakkı için mücadele etmeye devam ediyor. Bu masadaki Rus savaş suçlusu şunu bilmeli, Ukrayna bu hakkı kazanacak ve adalet yerini bulacak" dedi.

Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto: “Bazı liderler, Ukrayna’nın son genç askere kadar savaşmasını istiyor” Haber

Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto: “Bazı liderler, Ukrayna’nın son genç askere kadar savaşmasını istiyor”

Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katıldı. Macar Bakan, toplantıya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “NATO-Ukrayna Konseyi’nin dünkü toplantısında acımasız teklifler ortaya atıldı. Görünüşe göre bazı liderler artık Ukrayna’nın son askerine kadar değil, son genç askerine kadar savaşmasını istiyor. NATO liderlerinin Ukrayna’daki askere alma yaşını düşürme konusundaki ısrarı hem şaşırtıcı hem de son derece tehlikeli. Askerlik yaşını düşürmek, silah göndermek ve eğitim vermek yerine barış, ateşkes ve barış görüşmelerini konuşmamız gerekiyor” dedi. UKRAYNA’NIN NATO’YA DAVET EDİLMESİ İÇİN ANLAŞMA TALEP EDİLDİ Bakan Szijjarto, sabah saatlerinde Brüksel’de bir Macar televizyonuna yaptığı açıklamada ise NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda bazı bakanların Ukrayna’nın NATO’ya davet edilmesi için anlaşmaya varılmasını talep ettiğini söyledi. Szijjarto, “Eğer bu durumu basit ve hızlı bir şekilde ifade etmek gerekirse, bu girişimin 3. Dünya Savaşı’nın başlatılmasıyla eşdeğer olacağını söyleyebilirim. Ancak, dün gece bu konuda bir fikir birliği ve oy birliği olmadığı hızlı bir şekilde ortaya çıktı” ifadelerini kullandı. Szijjarto, “Mevcut durumda Ukrayna, Avrupa’nın güvenliğine katkı sağlamayacak, üstelik savaşta olan bir ülke olarak NATO’yu Rusya ile doğrudan bir askeri çatışmaya sürükleyecektir” açıklamasını yaptı.

NATO Genel Sekreteri Rutte’den, Ukrayna'nın Rusya karşısında güçlendirilmesi çağrısı: Haber

NATO Genel Sekreteri Rutte’den, Ukrayna'nın Rusya karşısında güçlendirilmesi çağrısı:

Rutte, Brüksel'deki karargah binasında düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası basın toplantısında konuştu. Bakanların dün ve bugün Ukrayna'daki savaşın seyri, Ukrayna'ya yardımların artırılması ve Rusya ile Çin'in İttifak ülkeleri hedef alan saldırılarını ele aldıklarını anlatan Rutte, "Hem Rusya hem de Çin, siber saldırılar ve enerji şantajı gibi sabotaj eylemleriyle ülkelerimizi istikrarsızlaştırmaya ve toplumlarımızı bölmeye çalışmaktadır." dedi. Rutte, toplantıda, Rusya ve Çin'in siber faaliyetlerine karşı koymak üzere bir dizi proaktif tedbirler üzerinde mutabık kalındığını aktararak, bu tedbirler arasında "daha fazla istihbarat paylaşımı, daha fazla tatbikat, kritik altyapıların daha iyi korunması, siber savunmanın geliştirilmesi ve Rusya'nın petrol ihraç eden gemilerden oluşan gölge filosuna karşı daha sert önlemler alınması" olduğunu söyledi. Ukrayna'nın kış boyunca desteklenmesinin önemine işaret eden Rutte, "Ukrayna sivil alanları ve kritik altyapıyı hedef alan amansız bir bombardımanla karşı karşıya ve Rusya cephe hattında kazanımlar elde ediyor, ancak bunun bedeli yüksek, bu Ukrayna'nın 2022'den bu yana en zor kışı olabilir." ifadesini kullandı. Rutte, bu doğrultuda NATO'nun 2024 sonuna kadar Ukrayna'ya 40 milyar avroluk yardım taahhüdünü yerine getirmeyi ve Ukraynalı askerlere yönelik eğitimlerin verileceği Almanya'nın Wiesbaden kentinde yeni bir komutanlığın faaliyete geçirmeyi planladıklarını ifade etti. Rusya, Çin, Kuzey Kore ve İran'ın artan ittifakının yarattığı risklere değinen Rutte, Rusya'nın Kuzey Kore'nin füze ve nükleer programlarına verdiği desteğin yalnızca Kore Yarımadası'na değil, ABD ve tüm küresel güvenliği tehdit edebileceği uyarısında bulundu. "BU ÇATIŞMANIN GİDİŞATINI KESİN OLARAK DEĞİŞTİRMEK İÇİN YETERLİ DESTEĞİ SAĞLAMALIYIZ" Rutte, Ukrayna-Rusya arasındaki çatışmanın gidişatının kesin olarak değiştirmesi için Kiev'e yeterli desteğin sağlanması gerektiğini kaydederek, Ukrayna'nın barış müzakerelerinde "yörüngeyi değiştirecek güçlü bir konuma getirilmesi" ihtiyacından söz etti. RUTTE, "YÖRÜNGEYİ DEĞİŞTİRMEK" İFADESİYLE NE KASTETTİĞİNİ ŞU SÖZLERLE AÇIKLADI: "Yörüngeyi değiştirmek, Ukrayna'yı güçlü bir konuma getirmek istediğimiz anlamına gelir. Böylece bir gün Ukrayna hükümeti Ruslarla bu çatışmanın nasıl sona erdirileceği konusunda görüşmelere başlayabilir. Ancak buna karar verecek olan, güçlü bir konumda bulunan Ukrayna hükümeti olmalıdır. Dolayısıyla yörüngeyi değiştirmek, cephenin batıya doğru ilerlediği yerde Ukrayna'nın güçlü bir konumda olduğundan emin olmamız gerektiği anlamına geliyor ki bu müzakerelerde Ukrayna ilerleme kaydedebilsin ve Putin'in Ukrayna'ya yönelik tam teşekküllü saldırıya başladığındaki amacını elde etmesini engelleyebilelim." Öte yandan müzakere masasında kimin yer alacağı veya şartların ne olacağı gibi konularda "spekülasyon yapmak istemediğini" söyleyen Rutte, öncelikli şeyin müzakereler ya da Ukrayna'nın NATO üyeliği değil, "Kiev'e desteğin artırılması ve böylece bu ülkenin pozisyonunu güçlendirmesi olduğunu" kaydetti. "YÜZDE 2 HEDEFİ YETERLİ DEĞİL" İttifak üyelerinin gayrisafi yurt içi hasılalarının (GSYİH) yüzde 2'sini savunmaya ayırma hedefinin yeterli olmadığını belirten Rutte, bu oranın artırılmasına yönelik tartışmaların sürdüğünü aktardı. Rutte, "Şu kesinlikle açık ki, eğer caydırıcılığı mevcut seviyede tutmak istiyorsanız, yüzde 2 hedefi yeterli değil." dedi. Savunma harcamalarını artırmanın aynı zamanda her ülkenin güvenliğinin yararına politik bir tercih olduğu yorumunu yapan Rutte, "Eğer tartışmaların ardından varılan nokta yüzde 2 hedefine bağlı kalacağımız yönünde olacaksa, ki bunu çok garip bulacağım ve böyle olmasını beklemiyorum, bu politikacıların seçmenlerine nedenini açıklamak zorunda oldukları kasıtlı bir seçim olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Herkes Duysun En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.