Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sağlık

Herkes Duysun - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yapay zekanın gelişimi sağlık sektörünü nasıl etkileyecek? Haber

Yapay zekanın gelişimi sağlık sektörünü nasıl etkileyecek?

Yapay zeka, son yıllarda hayatın farklı alanlarında gelişim kaydeden ve gündelik yaşamımızı etkileyen bir yenilik olarak geleceği şekillendiriyor. Sağlık sektörünün de önümüzdeki yıllarda yapay zekanın getirdiği yeniliklerden ciddi boyutta faydalanacağı tahmin ediliyor. Hastalıklara tanı konulması, ilaç önerilmesi, cerrahi müdahale ve tıbbi görüntüleme gibi çok sayıda alanda yapay zeka teknolojisinden önümüzdeki dönemde çok daha ciddi şekilde faydalanılması bekleniyor. YAPAY ZEKA KULLANIMI SAĞLIK HİZMETLERİNE NELER KAZANDIRIR? Yapay zekanın sağlık hizmetlerinde kullanılmaya başlanması ile birlikte insan kaynaklı hataların minimize edileceği tahmin edilmektedir. Sağlık çalışanlarının aşırı yoğun tempoda nadiren de olsa yapabileceği hatalar yapay zekanın devreye girmesi ile birlikte ortadan kaldırılmış olacak. Yapay zeka kullanımının bir başka artısı da acil durumlarda yapılacak müdahalenin hayat kurtarıcı bir müdahaleye dönüşmesine destek olmasıdır. Müdahale edilecek olan hastanın geçmiş rahatsızlıkları ve risk durumuna göre yapay zeka bu verileri çok hızlı bir şekilde değerlendirip en ideal öneriyi hekimin seçeneğine sunabilir. Bu saydığımız artılarında yanında yapay zekanın en büyük katkısı şüphesiz hekimlere zaman kazandıracak olmasıdır. MR, ultrason gibi verilerin yorumlanması ve analiz edilmesi yapay zeka tarafından yapılabiliyor. Bu durumda doktorlara çok ciddi boyutlarda zaman kazandırıyor. Yapay zekanın bir başka kazancıda maliyetten tasarruf etmektir. Hastalar ve doktorlar sağlık kuruluşlarına gitmek yerine yapay zeka tarafından yorumlanan sağlık verilerini yapay zeka asistanı üzerinden doktor ve hastalara iletebilir, bu konuda tavsiyede bulunabilir. Günümüzde yaygınlaşan ve gelecekte çok daha sık kullanılacağı tahmin edilen bir başka yapay zeka teknolojiside giyilebilir sağlık teknolojisi araçlarının daha sık kullanılmasıdır. Bu araçlar üzerinden kişilerin sağlık verileri detaylı bir şekilde an itibariyle takip edilebilir. Bu sayede hastalıklar gelişim aşamasındayken tespit edilip erken teşhis ve tedaviye destek olunabilir. Yapay zeka teknolojisinin önümüzdeki yıllarda henüz tedavisi bulunamamış hastalıklarda da büyük fayda sağlayacağı tahmin edilmektedir. İnsana göre çok daha fazla veriyi yoğun ve hızlı bir şekilde analiz edebilen yapay zeka destekli sistemlerin sağlık sektöründe önümüzdeki yıllarda çok daha etkin kullanılacağı tahmin edilmektedir.

Stantlardan ve internetten gözlük almayın! Haber

Stantlardan ve internetten gözlük almayın!

Çağımızın ve teknolojinin gelişmesi ile birlikte numaralı gözlük ve güneş gözlüğü kullanımı oldukça yaygın hale geldi. Gözlük ihtiyacı olan birçok kişi, numaralı dahi olsa internetten veya stantlardan, butiklerden gözlük almayı tercih ediyor. Peki bu durum göz sağlığımız için ne kadar güvenli? Optik işletmecisi Haluk Devletkuşu, gözlük seçerken dikkat etmemiz gereken noktalardan bahsetti. Her türlü gözlüğün optiklerden alınması gerektiğini söyleyen Devletkuşu, “Artık çeşitli markalar sokaklara ve şehirlerin kalabalık noktalarına kendi stantlarını açıyorlar. Bunun yanı sıra numaralı gözlüklerin internette satılması da bir o kadar benzer bir durum. Biz de farkındayız ki her çeşit gözlük artık yüksek fiyatlarda. Tabii ucuza da bulunuyor, fakat kaliteli bir gözlük arayışına giren insanlar, bir gözlüğe göre yüksek miktarlar ödemek zorunda kalıyor. Ama her ne olursa olsun, bu fiyat, ucuz olsun diye internetten alınan numaralı gözlüklerin gözünüze verebileceği zararın yanında hiçbir şey." dedi. Doktorun önerdiği, reçeteli ve optikten alınması gereken gözlüklerin başka şekilde, başka yerlerden alındığı zaman, göze ciddi zararlar verebildiğine de değinen Devletkuşu, "Yanlış numaralı gözlük kullanımı, bulanık görme, mide bulantısı, baş ağrısı, bağ dönmesi, kaş ağrısı, göz ağrısı gibi semptomlara sebep olabilir. O yüzden doktorun tavsiye ettiği ve optiklerden alınan gözlükleri kullanmalıyız. Aynı şekilde güneş gözlükleri için de bu durum geçerlidir. UV 400 oranına uymayan güneş gözlükleri, göz sağlığımıza ciddi zararlar verebilir. O yüzden stantlardan veya internetten değil de, optiklerden UV 400 kuralına uygun güneş gözlükleri alırsanız gözlerinize iyilik yapmış olursunuz." şeklinde konuştu.

Bursa Tabip Odası'ndan 'Onaylı Randevu' açıklaması: Sağlıkta şiddeti tetikleyebilir Haber

Bursa Tabip Odası'ndan 'Onaylı Randevu' açıklaması: Sağlıkta şiddeti tetikleyebilir

Bursa Tabip Odası, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın duyurduğu ve bugün başlayacak olan 'Onaylı Randevu Sistemi' hakkında açıklamalarda bulundu. Bursa Tabip Odası, yayımladığı basın açıklamasında şu sözlere yer verdi: Bursa Tabip Odası olarak, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın duyurduğu ve 13 Mayıs'ta başlayacak olan 'Onaylı Randevu Sistemi' hakkında ciddi kaygılarımızı ve eleştirilerimizi dile getiriyoruz. Bakan Koca'nın açıklamalarına göre, bu sistem kapsamında hastalarımız, randevu gününden önceki akşam saat 20.00'ye kadar randevularını onaylamalı ya da gelemeyeceklerini bildirmelidir. Ancak bu sistem, sağlık hizmetlerinde zaten var olan sorunları derinleştirecek ve hekimler ile hastalar arasında yeni çatışmalar yaratacak bir adımdır. Ayrıca, bu sistem mevcut sağlık altyapısı ve insan kaynakları göz önünde bulundurulmadan aceleyle uygulamaya konmuştur. Nitelikli sağlık hizmetinin temel bir insan hakkı olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Sağlık Bakanlığı'nın bu yeni sistemi, yeterli muayene süresini sağlamadan hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarımızı daha fazla baskı altına almaktadır. Bilimsel ve etik standartlara uygun bir muayene için ayrılması gereken minimum süre 20 dakikadır. Ancak mevcut sistem, bu süreyi giderek azaltmakta ve dolayısıyla hem tanı hem de tedavi kalitesini düşürmektedir. Ayrıca, bu sistem yeterli sağlık personeli ve altyapı olmadan uygulandığında, sağlıkta şiddet olaylarının artmasına neden olabilir. "TEKNOLOJİYE ERİŞİMİ SINIRLI OLAN PEK ÇOK HASTAMIZI MAĞDUR EDEBİLİR" Hastalarımıza yönelik iletişim kanalları üzerinden yapılan 'onay' zorunluluğu, teknolojiye erişimi sınırlı olan veya bu sistemden haberdar olmayan pek çok hastamızı mağdur edebilir. Bu durum, randevularını onaylamayı unutan veya sistemin gerekliliklerinden habersiz olan hastalarımızın sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlamakta ve sağlık hakkını ihlal etmektedir. Bu durum, sağlık eşitsizliklerini daha da derinleştirecek ve toplum sağlığına zarar verecektir. Hekimlerimizin çalışma haklarını gözetmek, onlara insanca çalışma koşulları sağlamak ve mesleki memnuniyetlerini artırmak, sağlık hizmetlerinin genel kalitesini doğrudan etkileyen faktörlerdir. 'Onaylı Randevu Sistemi' ile, zaten yüksek olan iş yükleri daha da artacak ve hekimlerimizin tükenmişlik oranları yükselecektir. Hekim hakları, sağlık sistemimizin sürdürülebilirliği için olmazsa olmazdır ve bu haklar, sistemdeki her türlü değişiklikte öncelikli olarak gözetilmelidir. Ülkemizdeki günlük acil servis başvuru sayılarındaki olağanüstü artış, Acil Serviste çalışan sağlık çalışanlarının, çalışma koşullarını kabul edilemez derecede kötüleştirmiştir. Meslektaşlarımız, Sağlık Bakanlığı’nın emriyle, 5 dakikada bir hasta muayene etmeye zorlanmaktadır. Asistan hekimlerin durumu ise daha da vahimdir. Sağlık eğitimi süreçlerinde önemli bir yere sahip olan bu genç meslektaşlarımız, mesleki gelişim ve kişisel sağlık hakları göz ardı edilerek, adeta tükenişe sürüklenmektedir. Hastanelerimizde hekimlere dayatılan ve her 5 dakikada bir yeni bir hastaya bakmayı gerektiren bu insanlık dışı muayene süreleri, sadece hekimlerin değil, tüm halkımızın sağlığını tehdit etmektedir. Bu kabul edilemez uygulamaya ilk karşı çıkması gerekenler, en çok etkilenenler yani halkımız olmalıdır. BURSA'DAN SAĞLIK BAKANLIĞINA ÇAĞRI Bursa Tabip Odası olarak, Sağlık Bakanlığı’na çağrımız; hastaların ve sağlık çalışanlarının gerçek ihtiyaçlarına duyarlı, bilimsel verilere dayanan, insan odaklı bir sağlık sistemi oluşturulması yönündedir. Sağlık hizmetlerindeki sözde 'performans artışı' çabaları, hekimlerin ve hastaların temel haklarını feda etme pahasına gerçekleştirilmemelidir. Yeni 'Onaylı Randevu Sistemi', sağlıkta şiddeti tetikleyebilecek ve sağlık merkezlerimizde kaos yaratacak potansiyel taşımaktadır. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamaları, sorunun gerçek nedenlerini görmezden gelmektedir. 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' ile başlayan süreçte, hastalar müşteriye, hekimler ise ucuz iş gücüne dönüştürülmüş, sağlık piyasası iktidarın desteğiyle suni bir şekilde şişirilmiştir. Bu süreç, kamusal sağlık hizmetlerinin erozyonuna neden olmakta ve özel sağlık sektörünün palazlanmasına zemin hazırlamaktadır. Sağlık Bakanlığı’na, nitelikli sağlık hizmetinin sağlanabilmesi için Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen en az 20 dakikalık muayene süresinin şart olduğunu hatırlatıyoruz. Sağlık çalışanlarımızın ve hastalarımızın haklarını koruyacak gerçekçi ve uygulanabilir çözümler üretmeye davet ediyoruz. Bursa Tabip Odası olarak, süreci yakından takip edeceğimizi ve gerekli tüm demokratik yolları kullanarak hastalarımızın ve sağlık çalışanlarımızın haklarını savunmaya devam edeceğimizi belirtmek isteriz.

Sağlık Bakanı Koca açıkladı: MHRS'de 'onaylı randevu' dönemi başlıyor Haber

Sağlık Bakanı Koca açıkladı: MHRS'de 'onaylı randevu' dönemi başlıyor

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ankara’da "Ulusal Sağlık Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı"nın ardından açıklamalarda bulundu. Bakan Koca'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar: "SOSYAL MEDYA SAĞLIKLI BİR BİLGİ KAYNAĞI DEĞİL" Bir vatandaşımızın hissettiği herhangi bir sağlık sorunu ona hizmet talep etme ve özgürce başvurma hakkını tanımaktadır. En büyük gücümüzse sağlık çalışanlarımızdır. Onlara çabaları için teşekkür ediyorum. Sağlık Bakanlığını üstlendiğim günden itibaren gerekli her hususta sizleri bilgilendirmeyi esas aldım. Bu prensip değişmedi bugün de geçerli. Buna dayanarak sizlerden bir ricam var. Yetkisiz olan kendince hürdür. Her istediğini rahatça söyleyebilir. Sorumluların ne söylediğine bakın. Sosyal medya sağlıklı bir bilgi kaynağı değil, sağlıkla ilgili konularda doğru bilgi kaynağı Sağlık Bakanlığıdır. Bilgi kirliliğinin önüne geçmek için tıpkı bugün olduğu gibi sizleri Sağlık Koordinasyon Kurulumuzun kararları konusunda düzenli bir şekilde bilgilendireceğim. Sağlık Koordinasyon Kurulu yeni dönemdeki en önemli değerlendirme organımızdır. "ŞİDDET OLAYLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALMIŞTIR" Bu açıklamadan sonra sağlıkta yakın dönemde nelerin gerçekleştirildiğine değinmek isterim. Bunlardan birincisi ve pek çok şeyi kapsayan beyaz reformdur. Bu reform hekimlerin kamuya geçişi başta olmak üzere pek çok sonucu getirmiştir. Dünyada eşi görülmemiş bir yasayla malpraktis davalarına ilişkin sorunlar yine yakın bir dönemde kökten çözülmüştür. Sağlıkta şiddet yasası sonucunda şiddet olayları önemli ölçüde azalmıştır. "BEYAZ KOD SAYISI 1 MİLYONDA 31'DEN 1 MİLYONDA 14'E İNMİŞTİR" Beyaz kod uygulaması yanı sıra gri kod uygulaması pilot uygulama olarak başlatılmıştır. Çalışmalarımız sonucunda beyaz kod sayısı 1 milyonda 31'den 1 milyonda 14'e inmiştir. Gri kod uygulanan bölgelerde ise bu düşüş ilave olarak yüzde 50'den fazladır. Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın emekliliklerine dair özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapılmıştır. "UMKE ATAK ADINDA YENİ BİR BİRİM KURDUK" Sağlık çalışanlarının verdikleri her hizmetin karşılığını aldığı bir teşvik sistemine geçmiş durumdayız. Görevi medikal kurtarma olan UMKE çatısı altında UMKE Atak adında yeni bir birim kurduk. Bu ekipler medikal arama kurtarma çalışması yapıyor. Koruyucu sağlık hizmetlerine verilen önem arttı, kaynaklarımızın yakın üçte birini koruyucu hekimlik için kullandık. "1 MİLYON 400 BİNDEN FAZLA ÇİFTİ TARADIK" Uzaktan Sağlık Hizmeti ile ilgili altyapı çalışmalarımızı tamamladık ve pilot uygulamaları başlattık. Kronik hastaların takibi, rapor, reçete yenileme için de bu uygulama sayesinde çevrim içi hizmet sunmayı planlıyoruz. Kısa adı Yaşam olan sağlıklı Yaş Alma Merkezlerimizi hayata geçirdik, uygulamaya 80 yaş üzeri vatandaşlarımızdan başladık, yaş sınırını aşağı indirerek uygulamayı yaygın hale getireceğiz. Evlilik öncesi SMA Taşıyıcı Tarama Programı kapsamında 1 milyon 400 binden fazla çifti taradık. Yeni doğan SMA Tarama Programında 2 milyon 200 binden fazla bebeğimiz için tarama yaptık. Erken tanı, tedavi başarımızın yüzde 90'ın üzerine çıkmasını sağladık. "GEÇEN YIL 23 MİLYON KİŞİ ALDIĞI RANDEVULARDAN EN AZ BİRİNE GELMEDİ" Salgın döneminde şartlar gereği hastaneler alışılageldiğinden çok farklı kullanılıyordu. Kalabalık ortamların oluşmasını önlemek için ayaktan muayeneye karşı randevu sistemini çok daha yaygın kullanmayı biz teşvik ettik. O dönemden itibaren hastalarımız, çalışanlarımız böyle bir gereklilik olmadığı halde randevu sistemine yöneldiler. Aynı muayene randevulu yapılabildiği gibi randevusuz da yapılabiliyor iken tercih atıl kalma riski olan randevulu muayeneye kaydı. Buna rağmen randevulu ve randevusuz bakılan hasta sayıları neredeyse eşittir. Randevulu muayeneye yöneliş beraberinde bazı uygulama zorlukları getirdi. Birkaç örnek vermek istiyorum. Geçen yıl 23 milyon kişi aldığı randevulardan en az birine gelmedi. Nüfusun yaklaşık dörtte biri demek. Gelinmeyen toplam randevu sayısı 81 milyon. 3-4 saat kala iptal edilen randevu sayısı ise 21 milyon. Bu gibi sebeplerle randevu kapasitesinin yüzde 30'u kullanılamadı. "ARTIK VATANDAŞLARIMIZ EN İYİ ADRES OLARAK KAMU HASTANELERİMİZİ GÖRÜYOR" Küresel salgın yaşattıkları yanında bazı gerçekleri bize apaçık görme fırsatı da verdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın en büyük hayalim dediği şehir hastanelerimizin sağlık hizmetlerinde kapasitemizi nasıl arttırdığına şahit olduk. Bugün tüm büyük şehirlerimizde şehir hastaneleri kurulmasını ve her ilimizde 3. basamak sağlık hizmetinin verilebilir olmasını hedefliyoruz. Artık vatandaşlarımız sağlık hizmeti almak için en iyi adres olarak kamu hastanelerimizi görüyor, sağlık sorunlarında kamu hastanelerimize müracaat ediyor. Eskiden kamu hastaneleri denince anlaşılan ile bugün kamu hastaneleri denince anlaşılan aynı değildir. Söz konusu başarı kamu hastanelerine yönelişi her geçen gün arttırmaktadır. Bu tercihi kamu hastanelerinde pandemi öncesi dönemle şimdi bakılan hasta sayılarını kıyasladığımızda açıkça görüyoruz. Bu ve özel sektörün sağlık hizmetlerindeki payının azalması, kamuya talepte artış demektir. Talep ise yeni randevu anlamına gelmektedir. "BAŞARI BERABERİNDE BİR SORUN DA GETİRMİŞTİR" Randevu sorununun bir nedeni de budur. Başarı beraberinde bir sorun da getirmiştir. Sağlık hizmeti almayı son derece kolaylaştıracak bir gelişmeyi konuşmamın bu noktasında sizlerle paylaşmak isterim. Sağlık yöneticileri ve yazılım mühendisleri olarak birlikte bir alt yapı kurduk. MHRS, telefon ve internet erişiminin olduğu her yerde yepyeni bir özellik kazanmış, modifiye olmuş durumda. "ONAYLI RANDEVU DÖNEMİ HAYIRLI OLSUN" Sistem artık şöyle işleyecek: Ertesi gün randevusu olan her hastamız akşam saat 8'e kadar randevusuna onay verecek veya gelemeyeceğini bildirecek. Bu sisteme onaylı randevu sistemi, MHRS'de başlatılan bu yeni döneme de onaylı randevu dönemi diyoruz. Uygulama pazartesi günü başlıyor. Onaylı randevu dönemi hayırlı olsun. Yeni dönemde ayrıcalıklı iki hasta grubumuz var. 65 yaş üstü hastalarla kanser hastaları. Bu gruptaki hastalar, onay işlemlerinden istisnadır. "ÖNCELİK TALEP BIRAKAN HASTALARDA OLACAK" Onaylı randevu sistemi hastanelerimize, hekimlerimize zamanı verimli kullanma imkanı sağlayacak. Hasta gelemeyeceği randevuyu iptal edecek. Böylece randevu sadakatsizliği sebebiyle şu an boş kalan kapasitemizi hizmet bekleyen hastalar için kullanabileceğiz. Boş kalan her bir randevuda sistemden randevu alamayıp talep bırakmış hastalarımıza ulaşacağız. Öncelik talep bırakan hastalarda olacak. "HASTAMIZIN TALEBİNE 24 SAAT İÇİNDE CEVAP VEREBİLİYOR OLACAĞIZ" Onaylı randevu sistemi sayesinde öngörümüze göre birçok branşta hastamızın talebine 24 saat içinde cevap verebiliyor olacağız. Bu yeni sistemden beklenen sonucu alacağımıza inanıyoruz. Taleplerin etkin şekilde karşılanabilmesi için ise Randevu Koordinasyon Merkezini devreye alıyoruz. Bu merkezin faaliyetlerini şahsen takip edeceğim.

Her 15 dakikada 1 kişi inme nedeniyle hayatını kaybediyor Haber

Her 15 dakikada 1 kişi inme nedeniyle hayatını kaybediyor

Prof. Dr. Ethem Murat Arsava, 10 Mayıs İnme Farkındalık Günü kapsamında yaptığı açıklamada, beynin bir bölümüne kan akışının kesilmesi veya azalması sonucu ya da beyin damarlarının duvarında bir yırtılma sonucu oluşan acil tıbbi durumun "inme" olarak tanımlandığını söyledi. İnmenin, kalıcı felç, konuşma bozukluğu, görme kaybı, denge bozukluğu ve hatta ölümle sonuçlanabildiğinin altını çizen Arsava, hastalığın genellikle ani olarak ortaya çıktığını vurguladı. Arsava, en sık gözlenen bulgularının yüz, kol veya bacakta his veya güç kaybı, denge ya da koordinasyon bozukluğu, konuşma veya anlama güçlüğü, görme kaybı ve çift görme ile kendini gösterdiğini dile getirdi. Türkiye'de ve dünya genelinde inmenin, ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade eden Arsava, ölüm oranlarına ilişkin şu bilgileri verdi: "TÜİK tarafından açıklanan 2020 ve 2021 ölüm istatistikleri, akut inme sıklığını ve etkilerini göstermektedir. 2020'de Türkiye'de kaydedilen 507 bin 938 ölümün 183 bin 109'u kalp-damar sistemi hastalıklarından kaynaklanmıştır. İnme nedeniyle ölenlerin sayısı ise 35 bin 880'dir. Diğer bir deyişle, Türkiye'de her 15 dakikada bir kişi inme nedeniyle yaşamını yitirmektedir. 2021'de ise ölüm sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11,4 artarak 565 bin 594'e ulaşmış, ölümlerin yüzde 33,4'ünden sorumlu olan kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları yine en yaygın ölüm nedenleri arasında yer almıştır." "RİSK FAKTÖRLERİ OLAN KİŞİLER, MUTLAKA HEKİM KONTROLÜNDE OLMALI" Arsava, inmede erken müdahalenin sadece hayat kurtarıcı olmakla kalmayıp, inme sonrası gözlenebilecek sakatlık oranını da asgari düzeye indirdiğine dikkati çekti. İnme belirtileri görüldüğünde hemen 112 ile temasa geçilmesinin hayati önem taşıdığını vurgulayan Arsava, inme riskinin azaltılmasına yönelik yapılacaklara ilişkin şunları kaydetti: "İnme riskini azaltmak için sağlıklı yaşam tarzı benimsenmeli. Bunun için sigara ve alkol tüketiminden uzak durulmalı, düzenli egzersiz yapılmalı, sağlıklı beslenilmeli, stresten uzak kalmaya gayret gösterilmeli. Ayrıca yüksek tansiyon, diyabet, yüksek kolesterol gibi risk faktörleri olan kişiler, mutlaka hekim kontrolünde olmalı ve düzenli kontrollerini yaptırmalı. Hastalık tanısı bulunanlar ise mutlaka tedavi edilmeli." Prof. Dr. Arsava, inmenin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna işaret ederek, herkesin bu tıbbi acil durumu tanımada, önlemede ve tedavi etmede önemli bir rol oynayabileceğini söyledi. İnme risk faktörlerinin bilinmesi, belirtilerinin tanınmasının erken müdahale konusunda bilinçlenme üzerinde etkili olduğunu vurgulayan Arsava, İnme Farkındalık Günü'nün bu yılki temasının da "İnmeye dur de" olarak belirlendiğini kaydetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.